Deneme Türü |
12-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Deneme TürüDeneme Türü Deneme Nedir - Deneme Nasıl Yazılır - Deneme Türünün Tarihi - Deneme Örnekleri DENEME; bir yazarın, herhangi bir konu üzerinde, özel görüş ve düşüncelerini iddiasız, kesin kurallara varmaksızın anlattığı yazıdır Denemeye kalem tecrübesi de denilir Deneme yazan; denemeyi yasarken, konu ile ilgili olan kendi duygu ve düşüncelerini araştırır, Eleştirmesini teklifsiz samimî bir dille yapar Batı edebiyatında essai (ese) adı verilen deneme konuları çoğun edebiyat, sanat, bilim, felsefe vb dır Özellikle Fransız edebiyatında Montaigne, İngiliz edebiyatında Bacon en tanınmış deneme yazarlarıdır Denemeler; daha çok fıkra, makale uzunluğunda, bazen de büyük bir kitap genişliğinde olabilir Samuel Johnson'a göre: «Deneme; düzensiz, azçok karanlık, belli bir türe sokulamıyan bir yazı parçasıdır» Edebiyatımıza ilkin tecrübe-i kalemiye adiyle giren deneme; okumaktan, düşünceler üzerinde durmaktan hoşlananların seçeceği bir kompozisyon türü, sakin, yavaş bir sohbettir Her konuyu işlemeğe elverişli olmasına rağmen; ele alman konuyu derinleştirmek denemenin belirli özellikîerindendir Deneme; yazı türleri içerisinde en ilgi çekeni sayılabilir Şiirden, anılardan sonra, yazarla en yakın ruh alışverişini bu yazı türünde görürüz Bunun sırlarını Montaigne'in şu sözlerinde bulabiliriz: «Herkes önüne bakar, ben içime bakarım; benim işim yalnız kendimledir; hep kendimi gözden geçiririm; kendimi yoklarım» Fransa'da Montaigne, Alain'den sonra bu türü en çok ve en güzel kullananlar İngilizler olmuştur Deneme bir konuyu zengin bir kafa ile işlemek, bir sayfaya yirmi otuz sayfalık düşünceyi sığdırabilmek yeteneği ister Deneme Yazma ve Deneme Yazarı Deneme yazarı, herşeyden önce kullandığı dili çok iyi bilmek, işlediği konulan her yönden kavramış olmak zorundadır Deneme niteliğinde yazılmış hikâye, roman türleri de vardır Anatole France, Râmy de Gourment, Julien Bendo, Aldous Huxley, bazı romanlarını deneme niteliğinde, yazmışlardır Bunlar bir olayı, bir kimseyi öne sürerek türlü konulara, sorunlara dokunmuş, konu ile ilgili olmıyan düşünceleri, dâvaların dünyasını okuyucuların gözleri önüne sermek istemişlerdir Denemede bir konu sınırlılığı, belli bir biçim yoktur Yazar istediği konuyu ele alıp işliyebilir Denemenin başta gelen özelliği, yazarın kendi kendine konuşur gibi davranması, daha doğrusu, kendi kendine konuştuklarını bir kâğıt üzerine geçirmesidir Denemenin sonunda kesin bir yargıya, bir sonuca varmak gayesi gözetilmez Bir şair, bir romancı veya herhangi bir sanatçı üstüne yazılan bir deneme ile eleştiri ve inceleme arasında çoğunlukla ancak kıl kadar bir ayırım göze çarpar Gerçek denemeler; yapmacıktan çok uzaktır; her söz insanı saran bir içtenlik taşır Denemeler; yazanı, okuyanı aydınlatmak; yazanın ve okuyanın bir takım toplumsal, kültürel amaçlarına hizmet etmek gayesindedir Deneme bir makale havası, bir anılar defteri kokusu taşımakla beraber belirli bir tekniği, bir planı yoktur denilebilir Monologu andırır Bir konu, türlü konularla karşılaştırılır, bu konuları birbirine bağlamak, aralarında ilişkiler kurmak gerekir Sağlam bilgi sahibi olma-yanlar, deneme türünde başarı sağlıyamazlar Çünkü, bir konu yerine göre, bilimsel, ahlaksal, ruhbilimsel, vb yönlerden incelemeyi gerektirecektir Denemeci; karşısında bir okur olduğunu hiç hesaba katmıyormuş gibi; kendi kendine konuşur gibi yazar Denemede düzenli bir gelişigüzellik aranır Denemecinin en büyük özelliklerinin başında açık yürekli oluşu gelir Deneme ile eleştirmeyi ayıran sınır çizgisi; denemecinin yüzdeyüz yaratıcı oluşudur Eleştirici, ileri sürdüğü yargılarda yanılmamağa çalıştığı halde, denemecinin böyle bir çabası yoktur Bilgi ve Düşünce - Deneme Örneği Öğrenimden kazancımız daha iyi ve daha akıllı olmaktır Epiharmus der ki, insan düşünce ile görür ve duyar, her şeyden istifade eden, her şeyi düzene koyan, başa geçip idare eden düşüncedir, geri kalan her şey kör, sağır ve cansızdır Şu muhakkak ki çocuğa kendiliğinden hiç bir şey yapmak hürriyetini vermemekle onu korkak bir köle haline sokuyoruz Retorika ve gramer üzerine, Çiçero'nun şu veya bu cümlesi hakkında öğrencisinin ne düşündüğünü kim sormuştur? Bunları Allah sözü gibi hafızalarımıza bütün teferruatiyle yapıştırırlar, harfler ve kelimeler, ifade edilen şeyin özü haline gelir Ezber bilmek, bilmek değildir, hafızamıza emanet edilen her şeyi saklamaktır İnsan, kendiliğinden bildiği her şeyi âmirine bakmadan, gözlerini kitaba çevirmeden istediği gibi kullanır Tamamiyle kitaptan olan bir bilgi ne sıkıcı bilgidir Böyle bir bilginin bir süs olarak kullanılmasına bir şey demem, fakat temel olarak kullanılmasın Nitekim Eflâtun, gerçek felsefenin sağlam irade, inanç ve dürüstlük olduğunu, gayeleri başka olan diğer bilimlerinse sadece bir süs olduğunu söyler |
|