Sırat Köprüsünü Geçerken |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sırat Köprüsünü GeçerkenSırat Köprüsünü geçerken “Sırat Köprüsü nedir? Mecazî midir? Yoksa gerçekten var mıdır? Kesilen kurbanların sahibine sırat köprüsünü geçerken binek olmasının hikmeti nedir?” Âhiretin deresini, tepesini, düzlüğünü, yokuşunu, köprüsünü, yolunu, yordamını, terazisini, mizanını, ateşini ancak dünyadaki benzerleriyle kavrayabiliriz Başka türlü kavrama imkânımız yok Görüş ufkumuz dünyadaki benzerleriyle ve sembollerle çevrili Âhiretle ilgili haberlerde yer alan uhrevî maddelerin sûretini ve şeklini mânâ itibariyle kavrayabilmemiz için dünyadaki benzerleriyle ifade etmek zorunluluğu var Âyetlerde ve hadislerde âhireti ve içindekileri anlayabilmemiz için böyle ifade edilmiştir Meselâ mahşerdeki terazi elbette bakkal terazisi şeklinde olmayacak Kaldı ki dünyada bile şekil itibariyle biri diğerine benzemeyen çok farklı biçimlerde teraziler söz konusu Hatta aynı bakkal dükkânında, o eski bildiğimiz klâsik teraziden tutun, farklı boy ve ebatlarda ve farklı ölçeklerle çok sayıda elektronik terazi örnekleri görmek mümkün Öyleyse mahşerde sevap ve günahımızı tartan bir teraziden söz edildiğinde, çok hassas ölçüleriyle sonsuz duyarlıklı bir tartı âletinin bulunduğunu anlarız, gerçek şeklini görmeyi âhirete bırakırız Sırat köprüsü için de aynı bakış açısı söz konusudur Sırat Köprüsü, Cehennemin karanlık ve dev alevleri üzerinde kurulmuş, dehşetli, kıldan ince, kılıçtan keskin bir köprüdür (“Kıldan ince, kılıçtan keskin” ibaresi sırat köprüsünün çok hassas bir ayar içinde olduğuna ve dehşetine işaret eder) Buradan herkes geçecektir Çünkü Cennetin yolu Sırat köprüsünden geçer Cennete giden de, Cehenneme düşen de bu köprüye uğrar Bu köprüden geçerken günahkârlar ve kâfirler ayakları sürçerek dev ateşe düşerler Müminler ise amellerine göre belirli süratlerde bu tehlikeli köprüyü geçerler Peygamber Efendimizin (asm) bildirdiğine göre bu köprüden ilk geçecek olanlar Peygamber Efendimiz (asm) ve ümmeti olacaktır Sonra diğer ümmetlerin sâlih amelleri sayesinde sırat köprüsünü sür'atle geçeceği bildirilmiştir1 İnsanın bir yolcu olduğunu beyan eden Bedîüzzaman Hazretleri “Sırat”ı yolculuğun zorunlu geçitlerinden birisi olarak zikrederek, insanın, âlem-i ervahtan, rahm-ı maderden, sabâvetten, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, Sırattan geçer bir uzun sefer-i imtihanda hiç durmadan yürüyen bir yolcu olduğunu kaydeder2 Sırat ile ilgili Peygamber Efendimizi (asm) dinleyelim: “Kıyamet Gününde insanlar bir araya toplanacaklar Rabbimiz: Her kim her neye tapıyor idiyse onun ardına düşsün! buyuracak Artık kimi güneşin, kimi ayın, kimi taptıkları tâğûtların peşine düşecekler Yalnız bu ümmet, içlerinde münafıkları da olduğu halde yerinde kalacak Allah onlara: Ben sizin Rabbinizim! buyuracak Onlar da: El-Hak, Sen bizim Rabbimizsin! diyecekler Allah Teâlânın onları davet buyurması üzerine dâvete uyacaklar Cehennemin tam ortasına Sırat (köprü) kurulacak Ümmetimi onun üstünden en evvel geçirecek ben olacağım O gün dehşeti ve korkusu sebebiyle peygamberlerden başka hiç kimse konuşamayacak Peygamberlerin o günkü kelâmları da: Allahümme sellim, sellim (Allahım kurtar, Allahım kurtar!) olacaktır Cehennemde sadân dikenlerine benzer çengeller vardır Bu dikenlerin ne kadar büyük olduklarını ancak Allah bilir (Değişik rivâyetlerde: Onlara, Nûrunuzun miktarına göre kurtuluşa koşun! denilir Müminlerin kimi göz kırpacak kadar zaman içinde, kimi şimşek gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi kuş gibi, kimi ala-yörük cinsi bir at gibi, kimi deve gibi sür'atle geçerler Nihayet nuru yalnız ayaklarının başparmağında olarak verilen kimse yüzü koyun yürüyerek elleri ve ayaklarıyla emekler ve bir kolunu çekse öteki kolu, bir ayağını çekse öteki ayağı takılır ve kurtuluncaya kadar ateş yanlarına çarpar durur Kimi yürüyerek, kimi karnı üstünde sürünerek geçer de: Ya Rab! Beni neden bu kadar geç bıraktın? der Cenâb-ı Rabbül-âlemin: Seni geç bırakan kendi amelindir! buyurur O gün münafıklar iman edenlere, Lütfen bizi bekleyin de, nurunuzdan biz de istifade edelim derler Fakat kendilerine: Geriye dönün Nuru orada arayın denilir”3 Allah için kesilen kurbanların Sırat üstünde sahiplerine burak gibi binek olacakları müjdesi, yapılan ibadete Allahın vermeyi vaad buyurduğu bir mükâfattır4 Takdir Yüce Allahındır Cenâb-ı Hak ibadetlerimizi ihlâsla ve sırf Kendi rızası için yapmamızı müyesser kılsın Âmin Dipnotlar: 1- İbn-i Mâce, Zühd, 33 2- Sözler, s 35 3- Buhârî, 2/450 4- Sözler, s 186 |
|