Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi > Hayatından Kesitler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
“türk, atatürk’ün, birliği”, ülküsü

Atatürk’Ün “Türk Birliği” Ülküsü

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk’Ün “Türk Birliği” Ülküsü



1933 yılı 29 Ekim gecesi, herkes Cumhuriyet’in 10 yılını kutluyor Atatürk o sırada Türk Ocağı’nda yabancı diplomatlara yemek veriyor, davetliler gecenin ilerleyen saatlerinde birer ikişer dağılırlar, Atatürk yakın arkadaşları Salih Bozok, Kılıç Ali, Nuri Conker’i kastederek “Bizimkiler nerede ?” diye sorar, Tevfik Rüştü Aras (Atatürk’ün dışişleri bakanı) Ziraat Bankası salonundaki baloda olduklarını söyler
Hep beraber Ziraat Bankası’nın balo salonuna giderler İçerisi tıklım tıklımdır, Atatürk gelince herkes alkışlar, “Yaşa Gazi Paşam” şeklinde tezahürat yapar Atatürk halkıyla sohbet etmeyi çok sevdiği için sandalye ve masa ister ki isteyenler ona sorularına sorabilsinler Soru sormak için gelen kişilerden biri Zeki isimli 25 yaşlarında bir doktordur Şunu sorar;
-Gazi paşam! Saltanatı kaldırdık, hilafeti meclisin manevi şahsiyetinin içine aldık; bunlar yapılana kadar bir milletin ideali olabilirler fakat, yapıldıktan sonra yeni bir düzen kurulur ve işler… Onun iyi işlemesi, kötü işlemesi, ideal değildir, iyi işlemesini sağlamaya mecburuz ! Yaptığımız öteki devrimler de yapıldığı an ideal olmaktan çıkar Artık ideallerimiz, yaşadığımız gerçekler haline dönüşmüştür iyi ya da kötü sonuç vermesi bizim sorumluluğumuzun sonuçlarını belirler Ama bir de Milletlerin babadan-oğula sıçrayan uzun vadeli idealleri vardır Siz bize böyle bir ideal aşılamadınız ! Yahut benim bundan haberim yok ! Bunu bize açıklar mısınız Gazi Hazretleri?
Atatürk bu soruya şöyle cevap verir;
-Bunlar vicdanımıza yazılmış gerçeklerdir; konuşulmaz, yaşanır ! Elbet bu milletin bir ülküsü olacaktır ama bu ülküler devletler tarafından açıklanmaz; Millet tarafından yaşanır ! Nasıl, bakarken gözlerimizi görmüyor, onunla her şeyi görüyorsak, Ülkü de onun gibi, farkında olmadan vicdanlarımızda yaşar ve her şeyi ona göre yaparız… Ben Devlet Başkanıyım! Sorumluluklarım vardır! Bu sorumluluklarım altında konuşamam! Bu konuda genç arkadaşlarımla ayrıca konuşacağım
Sonra Atatürk halkın Cumhuriyet bayramını tekrar kutlar ve Dr Zeki’yi yanına alarak Genel Müdür’ün odasına çıkar Atatürk’ün arkasında duvarda bir Türkiye haritası vardır Karşısında oturan Dr Zeki’ye :
-Benim arkamdaki haritayı görüyor musun ?
-Evet Paşam
-O haritada Türkiye’nin üstüne abanmış bir blok var, Onu da görüyor musun ?
-Evet, görüyorum Paşa Hazretleri
-Hah İşte o ağırlık benim omuzlarım üstündedir Omuzlarım üstünde olduğu için, Ben Konuşamam!
Düşün bir kere Osmanlı imparatorluğu ne oldu ?
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ne oldu ?
Daha dün bunlar vardılar Dünyaya hükmediyorlardı !
Avrupa’yı ürküten Almanya’dan bugün ne kaldı ?
Demek hiçbir şey sür-git değildir ! Bugün ölümsüz gibi görünen nice güçlerden, ileride belki pek az bir şey kalacaktır Devletler ve Milletler, bu idrakin içine olmalıdırlar
Bugün Sovyetler Rusya dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir Devlet olarak bu dostluğa ihtiyacımız var ! Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir! Bugün elinde sımsıkı tuttuğu Milletler, avuçlarından sıyrılabilirler Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir !
İşte o zaman Türkiye, ne yapacağını bilmelidir !
Bizim bu dostumuzun yönetiminde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır Onları arkalamaya hazır olmalıyız!
“Hazır olmak” yalnız o günü susup beklemek değildir, “hazırlanmak lazımdır” Milletler, buna nasıl hazırlanırlar? Manevi köprülerini sağlam tutarak ! Dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür ! Bugün biz , bu toplumlardan dil bakımından, gelenek, görenek, tarih bakımından ayrılmış, çok uzağa düşmüşüz! Bizim bulunduğumuz yer mi doğru, onlarınki mi? Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur ! Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz; Bizim, onlara yaklaşmamız gerekli…
Tarih bağı kurmamız lazım Folklor bağı kurmamız lazım Dil bağı kurmamız lazım
Bunları kim yapacak ?
Elbette Biz
Nasıl yapacağız ?
İşte görüyorsunuz , “Dil Encümenleri” , “Tarih Encümenleri” kuruluyor
Dilimizi, onun diline yaklaştırmaya, tarihimizi ortak payda haline getirmeye çalışıyoruz Böylece, birbirimizi daha kolay anlar hale geleceğiz Bir sevgi parlayacak aramızda, tıpkı bir vücut gibi, kaderde ve mutlulukta birbirimizi duyacağız ve arayacağız Ortak bir dil amaçladığımız gibi, ortak bir tarih öğretimiz olması gerekli Ortak bir mazimiz var, bu maziyi, bilincimize taşımamız lazım Bu sebeple okullarda okuttuğumuz tarihi Orta Asya’dan başlattık ! Bizim çocuklarımız, orada yaşayanları bilmelidirler Orada yaşayanlar da bizi bilmeli
İşte bunu sağlamak için de “Türkiyat Enstitüsü”nü kurduk Kültürlerimizi, bütünleştirmeye çalışıyoruz! Ama bunlar, açıktan yapılmaz! Adı konarak yapılacak işlerden değildir Yanlış anlaşılabildiği gibi, savaşlara da sebep olabilir Bunlar, Devletlerin ve Milletlerin derin düşünceleridir
İşitiyorum: Benim dil ve tarih ile uğraştığımı gören kısa düşünceli bazı vatandaşlarımız; “Paşanın işi yok! Dil ile Tarih ile uğraşmaya başladı” diyorlarmış Yağma yok ! Benim işim başımdan aşkın Ben bugün çağdaş bir Türkiye kurmaya ne kadar çalışıyorsam, yarının Türkiye’sinin temellerini de atmaya o kadar dikkat ediyorum
Bu yaptıklarımız, hiçbir millete düşmanlık değildir
Barıştan yanayız, barıştan yana kalacağız!
Ama durmadan değişen dünyada, yarının muhtemel dengeleri için hazır olacağız
Bunları sana, akıllı bir genç olduğun için söylüyorum Açıktan söylemiyorum, kulağına söylüyorum Sen bil, gerekçesini kimseye söylemeden böyle davran, çevrenin de böyle davranması için gerekeni yap ! İdealler konuşulmaz, yaşanır !
İşte senin sorunun karşılığını da böylece vermiş oldum!

Gece ilerlemişti Atatürk arkadaşları ile birlikte, bulvara çıktığı zaman, taze bir sabah Ankara göklerinde ışımaya başlamıştı
Olay İhsan Sabri Çağlayangil’den dinlenmiş, Sebati Ataman, Kılıç Ali, Tevfik Rüştü Aras, Hikmey Bayur tarafından doğrulanmıştır

Kaynak: Atatürk’ün Avrasya Devleti/ İsmet Bozdağ

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.