Kral Oedipus Tragedyası ve Antigone Tragedyası |
12-21-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Kral Oedipus Tragedyası ve Antigone TragedyasıOEDİPUS TRAGEDYASI VE ANTİGONE TRAGEDYASI KRAL OEDİPUS TRAGEDYASI VE ANTİGONE TRAGEDYASI Efsaneye göre Thebai 'nin kralı olan Laios’in oğlu Kral OEDİPUS, Apollan tarafından lanetlenmiştir Kral OEDİPUS’un yazgısında babasını öldürüp annesiyle evlenmek vardır Bunun üzerine Laios, oğlunun ayak bileklerini iplerle sardırır (Yunanca oidipous, "şişik ayaklı") ve OEDİPUS'un, kurtlara ya da kuşlara yem olması için ormana bırakılmasını emreder Fakat yardımcısı, Laios'a ihanet eder ve küçük OEDİPUS’u götürüp bir çobana teslim eder Çoban ona acır, ölüme terk etmez ve çocukları olmayan Corinth kralı Polybos ve kraliçe Merope'ye (veya Periboea) armağan eder Polybos ve Merope, OEDİPUS' u kendi öz çocukları gibi sever ve büyütür Ancak bir gün Delphoi tapınağının kahini ona yazgısındaki lanetten bahseder Dehşete düşen OEDİPUS nereye gideceğini pek düşünmeden, bu kehanetin gerçekleşmemesi için gerçek anne babası sandığı insanlardan kaçar; bir daha asla Corint'e dönmeyecektir Delphoi'den çıkarken dar bir yol ağzında arabaya binmiş, yanında da bir kaç hizmetçi bulunan bilinmedik yaşlı bir adama rastlar Geçiş önceliği için çekişirler: OEDİPUS arabanın yanından geçmekte iken yaşlı adam onun kafasının orta yerine iki kamçı darbesi indirir OEDİPUS hemen sert karşılık verir: Sopası ile ihtiyarı yere yıkar, sonra da tanıkları öldürür Artık yollarda başıboş dolanmaya başlar Thebai'ye varır Bu şehrin üzerinde bir bela vardır "Şehrin dolayında dağlık bir buruna bir canavar, çiğ et yiyen Sfenks yerleşmiştir" (Aiskhylos) Sfenks yolcuları gözetleyip, her birine bilmecesini sorar; hiç kimse bilmeceyi çözemez, o da hepsini parçalayıp yer Thebaililer her gün agoraya toplanarak bilmecenin cevabını bulmaya çalışırlar; kralları yeni öldürülmüş olduğundan kendilerini sfenksten kurtaracak olan kimseyi kralları yapacaklardır OEDİPUS oradan geçerken bilmece ona da sorulur: "O hangi yaratıktır ki bir süre iki ayak üzerinde, bir süre üç, bir süre de dört ayakla yürür ve de, doğa yasalarına aykırı olarak, ayakları en çok olduğu zaman güçsüzdür?" OEDİPUS söyle bir düşünür ve yaratığın insan olduğunu söyler: İlk çocukluğunda insan dört ayağı üzerindedir, emekler, daha sonra da iki ayağı üzerinde yürür, nihayet yaşlanınca da bir sopaya dayanır Sfenks sorusunun çözülmesiyle intihar eder Thebaililer kurtarıcılarını alkışlar, onu kral yapar ve kraliçe ile evlendirirler Şu halde OEDİPUS, Iokaste ile evlenmiştir Ondan Eteokles ve Polyneikes adlı iki oğlu, ANTİGONE ve İsmene adında iki kızı olur Birkaç mutlu yıldan sonra Thebai'da veba salgını yaşanır, artakalan insanlar OEDİPUS'a tekrar onları kurtarması için yalvarırlar OEDİPUS, Delphoi kahinine danışır; kahin ona orada mutluluk içinde yaşamakta olan günahkarı ülkeden kovmasını önerir OEDİPUS eski kral Laius'a karşı işlenip cezasız kalmış olan cinayetin söz konusu olduğunu düşünür; suçluyu cezalandırmaya ant içer Kör kahin Tereisias'a sorar, kahin açığa vurur ki, katil OEDİPUS'un ta kendisidir, o hem de kendi annesinin kocasıdır OEDİPUS araştırır, Laios'un Delphoi'ye giderken öldürüldüğünü öğrenir ve aklına aynı yolda karşılaşıp öldürdüğü yaşlı adam gelir Eş zamanlı olarak babası Polybos'un ölüm haberini alır ve haberi getiren ulak ona Polybos'un oğlu olmadığını açıklar Öte yandan OEDİPUS, Iokaste'dan duyduğu bir öyküyü hatırlar: Iokaste'ın ilk kocasından bir çocuğunun ölmesi için ormana bırakılması OEDİPUS ormana bırakılan çocuğun kendisi olduğunu anlar Kehanet gerçek olmuştur Günahları yüzünden kan ve kedere gömülen, herkes tarafından terk edilen OEDİPUS umarsızlık içinde Iokaste'in altın iğneleri ile gözlerini oyar artık sadece kör bir dilencidir ve kızı ANTİGONE'un izinde yollara düşer Iokaste de kendisini odasında asar Bu halde birkaç yıl daha hükümdarlık yapan OEDİPUS, oğullarının yetkisini elinden almaya çalışması üzerine ikisine de lânet okur; iki kardeş birbirinin kanına girecektir (Sofokles’in Kral OEDİPUS tragedyasında işlenen bu dram OEDİPUS’un Thebai’den sürülmesi, kızı ANTİGONE’nin yardımıyla Kolonos’a gelmesi ve orada ölmesiyle sonuçlanır) ANTİGONE babası ölünce Thebai'ye dönüp, kız kardeşiyle birlikte, erkek kardeşi Eteokles ve Polyneikes'in kavgasını sona erdirmeye çalıştı Eteokles ve Polyneikes ise babalarının bedduasına uğramamak için ülkeyi dönüşümlü olarak yönetmeye karar verirler Fakat bir süre sonra krallığın paylaşımı bu iki erkek kardeş arasında sorun oldu Eteokles, sırası geldiği halde Polyneikes’e tahtı bırakmak istemez ve onu ülkeden kovar Bunun üzerine Polyneikes Argos kralına sığınır ve altı kumandanla birlikte Thebai önlerine gelerek kardeşine savaş açar Bu savaşta iki kardeş birbirini öldürür Krallık İokaste’nin kardeşi Kreon’a kalır Kreon, yurdunu savunurken ölen Eteokles’e kahramanlara yakışacak bir cenaze töreni yapılmasını ister Polyneikes’i ise kendi ülkesine saldırdığı için vatan haini ilân eder ve cesedin gömülmesini yasaklar Manasız bir gurur ve ihtirasa kapılarak verdiği bu emir aslında toplumda yerleşmiş âdetlere aykırıdır Fakat halk memnuniyetsizliğini dile getirmeye, Kreon’a karşı çıkmaya cesaret edemez Oysa ANTİGONE, cezası ölüm bile olsa kardeşlik vazifesini yerine getirmekte kararlıdır Çünkü o, ‘her ölünün gömülmeye hakkı olduğuna’ inanır Kız kardeşi İsmene tehlikeyi göze alamadığı için Antigone’nin gizli planı içinde yer almak istemez ve Polyneikes’i birlikte gömme teklifini reddeder Böylece, Antigone’yi mücadelesinde tek başına bırakır Kreon, halkına yaptığı ilk konuşmada “şehrin idaresini eline aldığı halde, her zaman en iyi tedbirlere başvurmaktan çekinen, hatta korkaklığı yüzünden susmayı tercih eden bir adam dün de, bugün de en fena bir rehberdir ve yurdunun menfaatlerini ihmal ederek dostlarını düşünen kimse de, benim gözümde pek aşağıdır” diyerek vatan menfaatinin her şeyden üstün olduğunu, vatana ihanet eden kendi kanından biri bile olsa cezalandırmaktan çekinmeyeceğini vurgular Böylece Kreon, Polyneikes’e karşı tutumunu belli nedenlere bağlamış olur Sorumluluk sahibi bir kral olarak keyfi hareket etmediğini ispat etmeye çalışır ANTİGONE, dayısının yasağına karşın kardeşinin cesedini gizlice gömdü Bunun üzerine Kreon onu cezalandırmaya karar verdi Fakat aynı zamanda Kreon'un oğlu Haimon ANTİGONE ile nişanlıydı Haimon, babasından ANTİGONE’yi cezalandırmamasını, onun da kendisine göre haklı sebepleri olabileceğini şu sözlerle ifade eder: “Ne olur, ısrarla bir noktaya saplanıp yalnız senin istediğin şeyin doğru ve bunun dışında her şeyin yanlış olduğunu kabul etme” Halk da ANTİGONE’nin yanındadır Haimon, devletin halk için var olduğunu, bu yüzden de halkın sesine kulak verilmesi gerektiğine inanır Babasını sağduyulu davranmaya davet eder: “Haimon: ‘Bir kişinin malı olan devlet, değildir’ Kreon: ‘Devlet, onu idare edenin değil midir?’ Haimon: ‘Ancak bir çölde tek başına hakim olabilirsin’” Haimon’un sözleri Kreon’u daha da hiddetlendirir ve ANTİGONE’yi kayalar içindeki bir mezara diri diri gömmeye karar verir Bu arada sahneye çıkan kâhin Teiresias, Kreon’a düşüncesizce davrandığını söyler Ölülerin hakkının verilmesi gerektiğini, aksi takdirde uğursuzlukların peşini bırakmayacağını belirtir: “Güneş devrini birkaç kere tamamlamadan evvel sen kendi kanından birini, ölülere kefaret olarak, ölümün kucağına atacaksın Çünkü ışıklı dünyanın malı olan bir insanı aşağılara attın, canlı bir mahlûku mezara kapattın; ötede ise, Yeraltı Tanrılarına ait olan bir vücudu ayinsiz, duasız, mezarsız bıraktın!” Kreon, Teiresias’in kehânetinden etkilenir, ANTİGONE’yi zindandan çıkarmaya ve Polyneikes’i bir tören yapıp gömmeye karar verir Fakat geç kalmıştır ANTİGONE kendini asmış, Haimon da sevgilisinin yanında hançerle hayatına son vermiştir Kreon, büyük bir pişmanlık ve üzüntü içindeyken bir kötü haber daha alır; oğlunun acısına dayanamayan kraliçe de kendini öldürmüştür (Sofokles’in MÖ 411 yılında yazdığı ANTİGONE tragedyasında; ANTİGONE, Tanrıların kurallarını insanların koyduğu yasalardan üstün tutan, devlet otoritesine baş kaldıran bir tragedya kahramanıdır Oyunda ANTİGONE’nin inancı ile Kreon’un akıl ve düzene verdiği önemin çatıştığını görülür Aradan yüzyıllar geçse bile ANTİGONE’nin dramı canlılığını yitirmemiş, Jean Cocteau, Holderlin, Jean Anouilh ve Bertolt Brecht gibi batılı birçok yazarın yanı sıra Kemal Demirel gibi çağdaş Türk yazarlarının eserlerine de konu olmuştur)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|