Çıkış Yoksa, Öbür Taraftan Çık! |
10-15-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çıkış Yoksa, Öbür Taraftan Çık!Çıkış yoksa, öbür taraftan çık! Kaynak: gazeteport / Çıkış Yok, bir araba camından, bir araba garajına uzanan ve orada bin bir türlü psikolojik yorumla sonlanan bir film… Gerilimin kucağında kıvranmanız olası Banu Bozdemir Hem gerçek bir olaydan esinlenilmiş, hem de sonuna kadar rahatsız edici… Bir an kendimi sanki Haneke filminin içindeymiş gibi hissettim En çok da Ölümcül Oyunlar’ın… İnsan hayatına nedensiz ve haksız yere yapılan en küçük bir müdahale ne kadar da rahatsız edici… Bu filmde hem insan doğasının ne kadar değişken olduğuna, hem insanın hayatının bir anda değişebildiğine ve insanların isterlerse ne kadar duyarsız ve bencil olduğuna ilişkin fikirler bombardıman halinde sunuluyor Birçok festivalden ödülle dönen film, herkes için ikilemde kalmanın dozunu, süresini ve boyutunu anlatıyor Bu anlamda rahatsız etme potansiyeli de artıyor Hayatta kalmanın ve öldürmenin zıt bir duygu olarak çarpıştığı filmde Amerikan Güzeli’nden tanıdığımız Mena Suvari sakin ama ölümcül bir meleği canlandırıyor Zaten filmin yönetmeni Stuart Gordon gerilim ve korku sinemasının fazlasıyla kuşatması altında olan yönetmenlerden 2001 yapımı Dagon, yönetmenin Re – Animatör ile yaptığı en başarılı filmlerden biri… Filmin konusu yine Lovecraft’tan ilham alıyor… Açık alanda geçmesine rağmen, kendi çapında bir kapalı alan fobisi yaratıyor Space Truckers ise 2196 yılında uzayın derinliklerinde geçen araya robotların ve göktaşlarının girdiği enteresan bir filmdi GERGİNLİĞİN YOĞUN KISKACI 2005 yapımı Egmond ise bir işadamının toplumun en alt kesimlerindeki insanlarla tanışıp onların değişik yaşam biçimlerinden geçerek New York'un en berbat semtlerinde ürkütücü ve var oluşsal bir yolculukla gerçeğin, kendini arayışın ve kurtuluşun peşine düşmesini anlatıyor Aslında Stuck da ürkütücü ve var oluşsal bir gerçekliğin alt katmanlarında dolanıyor Bu tarz filmleri gerginliğin yoğun kıskacı altında izlemeyi çok sevsem de itiraz noktalarım da hemen yakınında uzanmış yatıyor oluyor… Toplumun duyarsızlığı, asıl görülmesi gereken şeyin, toplumsal yargılarla başka etmenlere kayması vs… Her filmin bir çıkış noktası olması mantığından hareket edersek Çıkış Yok, yoksulluk sınırının iyice düşmesiyle, hırsları iyice kuvvetlenen iki insanın çatışmasını konu alıyor ve bunu da çok gergin bir ortamda yapmayı başarıyor… Adamın elinde sepet olması ‘no name’ bir durum yaratıyor ve onun iş arama durumları, hayatını idame ettirme koşulları hırslanan bir insan için hiçbir anlam ifade etmiyor Yani artık herkes kendi açısından bakıyor hayata Bunu anladık! Yani filmde iki taraf içinde ‘kaderim senin ellerinde’ durumu yaşanıyor Film çok klişe çizgilerle ilerleme gösterse de, gerilim unsurunu sürekli canlı tutmayı fazlasıyla başarıyor Toplumsal kategorizasyonlu bir gerilim filmi olarak, bir hayli ilgi çekeceğe benziyor Yani Haneke ilginizi çekiyorsa bu film de tam size göre diyebiliriz… Bir araba camından, bir araba garajına uzanan ve orada bin bir türlü psikolojik yorumla sonlanan bir film… İzlerken sinirlerinize hakim olamayabilirsiniz! |
|