Padişaha Beddua |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Padişaha BedduaCihan Padişahı Sultan İkinci Mahmud Han, tebdil-i kıyafet (kıyafet değişikliği) ederek Silahdar Ağa ve bazı devlet erkanı ile beraber Sultan Mehmed Camii (Fatih Camii) yakınlarında bir ekmekçi fırınının önüne geldi Halkın ekmek almaktaki sıkıntısını görüp bira orada bekledi Bir kadın iki ekmek alıp dönerken; “Padişahın gözü kör olsun Bak şu ekmeğe ve bak şu ekmeği alıncaya kadar çektiğimiz sıkıntı ve zahmete!” dedi Kadının bu sözlerini padişah da duydu Padişahın yanında bulunanlardan birisi; “Baka kadın, padişah neylesin, bu çektiğiniz kendi alın yazınızdır Padişahın tarlası, öküzü ve çifti yok ki ekip, biçip Allah’ın kullarına vere Bunu siz Allah’tan bilin, yoksa padişah neylesin!” dedi Kadın biraz daha beddua ederek oradan uzaklaştı Bu durum padişahın çok gücüne gitti, fakat sabretti Dönüp saraya geldiğinde o gece bu duruma çok hayret ve taaccüp etti Hırka-i Şerif Odası’nda Cenab-ı Rabb’ül-İzzet’e dua ve niyaz edip yalvararak Ümmet-i Muhammed’in rahat ve huzurunu istedi Ertesi sabah Silahdar Ağa’ya yüz kuruş vererek o fırına gönderdi Vermiş olduğu yüz kuruşu kendisine beddua eden o kadına vermesini emir buyurdu Silahdar Ağa ile birkaç kişi yine tebdil-i kıyafet ederek o fırına geldiler ve kadını sordular Kalabalıktan bir kimse kadını tanıdığını fakat nerede oturduğunu bilemeyip, ancak bunu mahalle ekmekçisinin bilebileceğini söyledi Mahalle ekmekçisi, kadını ve hanesini bilip, bunları alıp kadının evine götürdü Kadını çağırdıklarında, o gün bu bedduayı edip hanesine vardığında, kadında bir göz ağrısı başladığını ve sabaha kadar iki gözünün kör olduğunu gördüler Keramet sahibi padişahın aleyhinde konuşarak nankörlük eden kadının bedduası kendisine isabet etmişti Padişah-ı alem hazretlerinin velilik ve kerametleri herkes tarafından görülmüş ve dilden dile dolaşmıştır (Cabi Ömer Efendi, Cabi Tarihi, Haz: MAli Beyhan) |
|