İttihat Ve Terakki Hortlağı.. |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İttihat Ve Terakki Hortlağı..İttihat ve terakki cemiyetinin ilk nüvesini, 1889'da Askeri tıbbiye mektebi İttihad-ı Osmani cemiyeti adlı gizli örgüt oluşturdu 1895'ten itibaren Osmanlı devletinin her yanında askeri birlikler içinde 'ihtilal' örgütlerinin kurulduğuna dair anlatımlar vardır Örgütlerin birçoğu daha sonra İttihat ve terakki cemiyetine (İTC) katıldı Merkezi Selanikte bulunan 3 ordu, 20 yüzyılın ilk yarılarından itibaren bu örgütlenmelerin en önemli odağı oldu Örgüte katılan subay ve siviller, silah üzerine yemin ediyor ve örgüt sırlarını dışa vurdukları takdirde, öldürülmeyi göze alıyorlardı 1907 Eylülünde Pariste yapılan ikinci kongresinde jöntürk hareketi, İttihat ve terakki komitesi adını aldı ve II Abdülhamit yönetimine karşı bir ihtilal örgütlenmesine karar verdi 1908 Devrimini Selanikte bulunan İttihat ve terakki merkez komitesi organize etti 1908'den sonra Osmanlı siyasetinde ön plana çıkan İttihat ve terakki liderlerinin hemen hepsi, başta Telat, Enver, Cemal, Cavit, Rahmi ve Şükrü beyler olmak üzere,1908 öncesinde Selanikteki İTC örgütlenmesinde yer alan isimlerdi 24 Temmuz 1908'de Meşrutiyetin ilanından sonra, İTC doğrudan iktidara gelmedi Hüseyin Hilmi Paşa, İbrahim Hakkı Paşa ve Sait Paşa gibi saygın kişilere kurdurulan hükümetleri dışarıdan kontrol etmeyi tercih etti Şubat 1909'da Osmanlı tarihinde ilk kez bir hükümet, mecliste İTC gurubunun verdiği güvensizlik oyuyla düşürüldü Cemiyetin 1908, 1909, 1910 ve 1911'deki ilk dört kongresi Selanikte gizli olarak yapılmış ve Merkez Komite üyeleri kamuya açıklanmamıştı Gizli bir cemiyetin siyasi sorumluluk taşımadan sahip olduğu iktidar, 1909 başlarından itibaren sert eleştirilerle karşılaştı Rical-i gayb (Görünmez kişiler) deyimi hiciv diline girdi Nisan 1909'da cemiyete muhalif bir gazetecinin galata köprüsü üzerinde kimliği belirsiz bir kişi tarafından öldürülmesi üzerine çıkan olaylar, İTC iktidarına karşı 31 Mart vakası olarak bilinen ayaklanmaya yol açtı Kimi iddialara göre de, tamamiyle düzmece olan bu ayaklanma , Selanikten gelen ordu birlikleri tarafından bastırıldı Cemiyet eskisinden daha güçlü bir şekilde iktidara yerleşti Şubat 1912'de yapılan ve sopalı seçim olarak anılan seçimi, hemen her yerde İTC adayları kazansa da 16 Temmuz 1912'de, Halaskar zabitan gurubunun muhtırası üzerine Sait Paşa başkanlığındaki İTC kabinesi istifa etmek zorunda kaldı 23 Ocak 1913'teki Babıali baskınında o sırada binbaşı rütbesinde olan Enver öncülüğünde silahlı bir grubun babıalide toplantı halindeki hükümeti basıp, Harbiye nazırını oldürüp sadrazamın kafasına silah dayayarak istifaya zorlaması ile İttihat ve terakki iktidarı yeniden ele geçirdi İktidarı askeri darbe ile ele geçirdikten sonra da cemiyet, kendi hükümetini kurmaktansa, saygın bir asker olan Mahmut Şevket Paşayı sadrazamlığa getirmeyi seçti Ancak 11 Haziran 1913'te Mahmut Şevket Paşanın da bir suikasta kurban gitmesi üzerine, Sait Halim Paşa sadrazamlığında bir diktatörlük yönetimi kuruldu Aralarında muhalif siyasi liderlerin bulunduğu 24 kişi Mahmut Şevket Paşa suikastıyla ilgili görülerek idama mahkum edildi(Osmanlı devletinde 1820'lerden bu yana infaz edilen ilk siyasi idamlardır) İTC yönetiminin muhalifleri arasında bulunan, çoğu yazar gazeteci ve milletvekili olan 250 kişi Sinop'a sürgün edildi Tüm muhalif gazeteler kapatıldı İTC, Osmanlıyı birinci dünya savaşına soktu Savaşın ilk aylarında Sarıkamışta, daha sonra Süveyşte ve Irakta uğranan ağır yenilgiler başkumandan Enver Paşanın siyasi konumunu sarsamadıysa da, stratejik becerisine ilişkin kuşkular doğurdu I Dünya Savaşındaki yenilginin kesinleşmesinden sonra Telat Paşa hükümeti 8 Ekim 1918'de istifa etti 1 Kasımda yapılan olağanüstü kongrede İTC kendini feshederek, Teceddüd Fıkrası (Yenileme Partisi) adıyla yeni bir parti kurulmasına karar verdi 2 Kasımda İTC liderleri, Talat, Cemal, Bahaeddin Şakir ve Dr Nazım, yurt dışına kaçtılar Bu dönemde gerek Türkiyede gerek İtilaf devletleri kamuoyunda yaygın olan inanca göre parti örgütü tasfiye edilmemiş, daha sonra yeniden ortaya çıkmak üzere yeraltına çekilmişti Siyasetci ve medyasıyla Ergenekon cephesinin darbecilik konusundaki azmine bir kez daha şahit olunca, bu vahim patolojinin nedenlerini araştırırken, yeniden İttihat ve terakki cemiyetine geri döndüm Çünkü bu kadar yüzsüzce darbe savunuculuğuna soyunmak ancak İTC mantığı ile olur Kim bu Ergenekon cephesi? Galiba dönemin değiştiğinden habersiz İTC hortlakları -----------------------Mehmet Altan |
|