Ankaranın Tarihi Ve Turistik Yerleri - Ankaranın Gezilecek Yerleri |
08-13-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankaranın Tarihi Ve Turistik Yerleri - Ankaranın Gezilecek YerleriAnkaranın Tarihi ve Turistik Yerleri - Başkentimizin Gezilecek Yerleri-Ankaranın En Güzel Yerleri-Ankara Hakkında Bilgi Ankara ili tarihi eserleri ve tabii güzellikleri bakımından oldukça zengindir Çok eski devirlerden zamanımıza kadar gelen çeşitli devirlere ait tarihi zenginliklerin başlıcaları şunlardır : Ankara Kalesi: Frigya Kralı Midas tarafından MÖ sekizinci asırda yaptırılan kalenin; Galatlar, Romalılar, Bizanslılar ve İslam orduları tarafından genişletildiği, Selçuklular tarafından tamir edildiği biliniyor Kalede Hititlere ait eserlerin bulunuşu, Hititler zamanında yapıldığına işarettir Eshab-ı kirama ait çok sayıda kabirlerin bulunduğu, fakat zamanla izlerinin kaybolduğu tahmin edilmektedir Ankara kalesinin iki burcu vardır Kuzeyde’ki burç kısmen tamir görmüştür Burada Türk bayrağı dalgalanır Güneydeki burç ise tamire muhtaçtır Kaleden Ankara şehrinin yüzde doksanını seyretmek mümkündür 654 senesinde İslam ordusu Ankara Kalesini fethetmiş, Harun Reşid zamanında ise Ankara ilinin tamamı Bizanslılardan alınmıştır Ancak 1101’de tekrar Bizansın eline düşmüş, 1073’de ise Selçuklular kaleyi ve şehri yeniden almışlardır Ankara Kalesi başlı başına bir tarihtir Kale iç ve dış olarak iki kısımdır Dış kale eski Ankara’yı yürek biçiminde kuşatır İç kale dört katlıdır Ankara taşı ve spoliyen taşından yapılmıştır Dış kapı ve Hisar kapısı olarak iki kapısı ve 42 kulesi vardır Kalede 17 asırda 86 top, 170 çeşme ve 3 bin kuyu vardı Deniz seviyesinden yüksekliği 978 metredir Eskiden Ankara kalesinden inen surlar ovaya kadar yayıldığından, eski Ankara, surlar içinde kalırdı Bugün bu surlardan hiç eser kalmamıştır Eski Ankara’da dar sokaklar, dik ve kıvrıntılı yollar, kerpiç ve ahşap evler çoğunluktadır Son senelerdeki hızlı şehirleşme sebebiyle, eski Ankara’ya ait evler, mezarlıklar, çeşmeler, hatta cami ve medreseler kaybolup gitmiştir Eski Ankara; Hacıbayram, Çankırı Kapı, Ulus ve İtfaiye Meydanı, Erzurum Caddesi ve Kayabaşı Mahallesi ile sınırlıydı Elmadağ menbaları muntazam kanallarla eski Ankara’ya ve hatta şehrin kale kısmına kadar çıkartılmıştır Kayaş vadisi ve Üregel köyü civarındaki Hanım Pınar’ı, Cebeci ve alt kısmının su ihtiyacını karşılamıştır Şehirde valilik yapan Abidin Paşa ise Atpazarına su çıkartmıştır Eskiden bugünkü Ulus Meydanında büyük bir mezarlık bulunuyordu Eski Ankara’dan birkaç cami ve eser hariç, hemen hemen hiçbir şey kalmamıştır Evliya Çelebi’nin kaleminden Ankara şöyle anlatılır: “6600 kadar mamur hanesi vardır 200 aded sebili, 200 dükkanı bulunur Süslü bir bedesteni, dört tane zincirli kapısı vardır Çarşılarının ekserisi yüksek yerlerde kurulmuştur Uzun çarşı, Atpazarı, Kalealtıpazarı çok kalabalık olan pazarlardandır Ana caddeleri, mahalle arası sokaklarına temiz, beyaz taştan yapma kaldırım döşelidir Ayan ve eşrafı bilgin, şairleri çok fazladır Bini aşkın iyi yetiştirilmiş ve Kur’an-ı kerimi ezberinde tutabilen çocukları bulunmaktadır Kadınları rengarenk yumuşak ferace giyip, gayet edepli gezerler Tiftik keçisinin pastırması lezzetli ve nefis kokuludur Çünkü keçileri, dağlarında pırnar yaprağı yerler Tiftik keçisi beyaz, süt gibi olup, onun gibi beyaz bir mahluk dünyada yoktur” Gavur Kalesi: Haymana yakınında olup, Hitit devrinden kalmadır MÖ 1450’de yapılmıştır, üzerinde Hitit kıyafetlerini belirten kabartmalar yer almaktadır Kalecik Kalesi: Kalecik ilçesindedir Romalılar devrinden kalmadır Sarp bir tepe üzerindedir Camiler: Selçuklu ve Osmanlı devirlerinden kalma çok sayıda cami vardır Meşhur camilerden bazıları şunlardır: Hacı Bayram Camii ve Türbesi: 1427’de büyük alim Hacı Bayram-ı Veli tarafından Hemedanlı Ebu Bekr Mehmed’e yaptırılmış ve 16 asırda Mimar Sinan tarafından tamir edilmiş, zarif bir de minare eklenmiştir Caminin yanında bulunan Hacı Bayram-ı Veli ve yakınlarının bulunduğu türbe, 1947’de yapılmıştır Caminin mihrabı açık mavi ve siyah çinilerle süslüdür Ceviz oymalı minberi beş köşeli yıldız motifleriyle işlidir Ahi Şerafetullah türbesi ise caminin karşısında bulunmaktadır Ahi Elvan Camii: Samanpazarı semtindedir 1382’de Ahi Elvan Mehmed Bey tarafından yaptırılmıştır Sultan Çelebi Mehmed 1413’te camiyi tamir ettirmiştir Ceviz oyma minberi, Türk oymacılığının şaheseridir Alaaddin Camii: Ankara Kalesi içinde 1198’de Selçuklu Sultanı İkinci Kılıçarslan’ın oğlu ve Ankara valisi olan Muhiddin Mes’ud Şah tarafından yaptırılmıştır Önünde tarihi bir çeşme vardır 1361’de Lülü Paşa, 1434’te de Şerife Sünbül Hanım tarafından tamir ettirilmiştir Ankara'nın en eski camisidir Ceviz ağacından yapılmış olan minberi, Türk oyma sanatının nadide eserlerindendir Aslanhane (Ahi Şerafeddin) Camii: Atpazarı semtindedir 1290’da Ahi reislerinden Şerafeddin tarafından yaptırılmıştır Dış duvarlarında bulunan arslan figürleri yüzünden bu isim verilmiştir Cenabi Ahmed Paşa Camii (Yeni Cami): Öncebeci semtinde olup, 1566’da Anadolu Beylerbeyi Cenabi Ahmed Paşa tarafından yaptırılmıştır Yeni Cami ve Ahmediye Camii adlarıyla da tanınır 1802, 1887 ve 1940’da tamir görmüştür Beyaz mermerden yapılmış minber ve mihrabı çok güzeldir Caminin sol tarafında bulunan türbelerde Azimi ve Cenabi Ahmed Paşa türbeleri yer alır Hacı Musa Camii: Demirtaş Mahallesinde olup, 1461’de Hacı Musa tarafından yaptırılmıştır 1923’de tamir gören cami, dikdörtgen şeklinde kerpiç duvarlıdır İki Şerefeli Cami: Ulucanlar semtindedir 1674’te Resul Efendi tarafından yaptırılmıştır Bu yüzden Resul Efendi Camii diye de bilinir Minaresi iki şerefeli olduğu için bu ismi almıştır Karacabey Camii: 1440’ta İkinci Muradın komutanlarından Karacabey tarafından Mimar Ebubekir oğlu Ahmed’e yaptırılmıştır Caminin yanında bir imaret bulunur Bu yüzden İmaret Camii diye de bilinir Bahçenin sağ tarafında Karacabey'in türbesi vardır Karanlık Mescid: On altıncı yüzyılda Elhac Hasan tarafından yaptırılmıştır Sabuni Mescid adıyla da anılır Küçük mihrabı geometrik desenlerle süslüdür Kapısı ile kitabesi, İstanbul Türk-İslam Eserleri Müzesinde bulunmaktadır Saraç Sinan Mescidi: Atpazarı’ndadır Sultan İkinci Gıyaseddin zamanında 1288’de Elhac Siraceddin tarafından Mimar Yusuf bin Kulhasan’a yaptırılmıştır Caminin yanındaki türbede sekiz sanduka vardır Zincirli Cami: 1687’de Şeyhülislam Ankaralı Mehmed Emin Ankaravi tarafından yaptırılmıştır 1879, 1911 ve 1937 yıllarında üç kez tamir görmüştür Alt kısmı kırmızı Ankara taşından yapılmıştır Üst kısmı tuğla, çatısı da ahşaptır Minberi çiçek ve geometrik şekillerle süslenmiştir Bünyamin Camii: Alaş’tadır On altıncı asırda Şeyh Bünyamin Ayaşi için yapılmıştır Caminin kuzeydoğusunda Şeyh Bünyamin’in türbesi vardır Akşemseddin Camii: Beypazarı’nda, Şeyh Akşemseddin adına yaptırılmıştır Bir kaç defa tamir görmüştür Minaresi tek şerefelidir Alt katında dükkanlar vardır Kurşunlu Cami: Beypazarı’nda Sadrazam Nasuh Paşa tarafından 17 yüzyılda yaptırılmıştır Kubbesi kurşunlu olduğu için bu isimle anılmaktadır Maltepe Camii: Cumhuriyet devrinde yapılmış olup, klasik Osmanlı mimari özelliklerini taşır Kocatepe Camii: Yeni yapılan camilerdendir 1967 senesinde inşasına başlanan cami, 1986’da ibadete açıldı 3500 metrekarelik bir alanı kaplayan caminin bir konferans salonu, kitaplığı, çarşısı ve büyük bir otoparkı vardır Türkiye’nin namaz kılma alanı olarak en büyük camisidir Türbeleri: Ankara’da bulunan türbeler taş ve tuğladan yapılmış sade türbelerdir Başta Hacı Bayram-ı Veli hazretleri olmak üzere, Ahi Şerafeddin, Gülbaba, Karyağdı Karacabey, Yörükdede, Şeyh Behaeddin, Kesikbaş, Ahmed Taceddin, Şeyh Sadreddin, Şeyh Mustafa Karababa ve Kadı Çelebi türbesi bulunan büyük zatlardan bazılarıdır Hanlar: Ankara’da çok sayıda han vardır Kurşunlu (Mahmud Paşa) Kervansarayı, Yeni Pirinç Hanı, Çengelli Han, Çukur Han, Taşhan, Bakırhan, Suluhan, Tuzhan, Pembehan, Attarbaşıhan, Nasuhpaşahanı ve Ayazaik bunlardan başlıcalarıdır Bugün bu hanların çoğu yıkıntı halindedir Hamamlar: Ankara’nın çeşitli yerlerinde tarihi hamamlar vardır Bunlardan bazıları şunlardır: Eski Hamam: Ulus’ta olup, 15 asırda yapılmıştır Karacabey Hamamı: 1444’te Varna Muharebesinde şehid olan Karacabey adına yaptırılmıştır Çeşitli zamanlarda tamir görmüştür Şengül Hamamı: On sekizinci asırda yapılmıştır İstiklal mahallesindedir On dokuzuncu asırda tamir görmüştür Çifte hamam durumundadır Medreseler: Selçuklu devrinde ilim merkezi olan Ankara, Osmanlı devrinde de bu durumunu muhafaza etmiştir Özellikle Fatih devrinde Ankara’da ilim en yüksek noktasına ulaştı Melike Hatunun yaptırdığı Kara Medrese meşhurdur Hacı Bayram, Zincirli, İpekçioğlu, Kağnı Pazar, Mermerzade, Aliağa, Sevdediye, İbadullah, Doğanbey, Minharoğlu, Seyfeddin, Karabey, Kethüda, Saz Abdullah, Taşköprüzade, Sarı Hatip, Mustafa Paşa, Sarı Kadın, Ayazade, Seyfiye, Yeğenbey, Yeşil İlahi, Saraç Sinan ve Sultan Alaaddin Ankara’da bulunan medreselerin önde gelenlerini teşkil ederler Ankara evleri: Eski Ankara evleri mimari, iç düzeni ve süslemeleri ile Türk mimarisinin en seçkin örnekleridir Dolap kapakları, tavan ve raflardaki ağaç oymacılığı Türk oymacılık san’atının şaheserleridir Fakat bu evler yok denecek kadar azalmıştır Eski san’at eserleri bugün yerini beton yığınlarına bırakmıştır Çankaya Atatürk Müzesi: Atatürk’ün oturduğu köşk olup, içinde Atatürk’ün kullandığı eşya ve mobilyalar muhfaza edilmektedir Cumhurbaşkanlığı köşkünün bahçesindedir Eski bir bağ evidir Anıtkabir Müzesi: Atatürk’ün yattığı bu yer, müze haline getirilmiştir Atatürk’ün eşyaları, 3113 kitabı ve belgeleri, kendisine hediye edilen kılıç ve şiltler burada bulunmaktadır Projesini Ord Prof Emin Onat ve Doç Orhan Arda hazırlamıştır 1944 - 1953 yılları arasında yapılmıştır Büyük lahdin mermeri tek parça ve 42 ton ağırlığındadır TBMM Müzesi: 23 Nisan 1920-1923’de ilk Büyük Millet Meclisinin bulunduğu binada bu devre ait eşyalar sergilenmektedir Anadolu Medeniyetleri Müzesi: Cumhuriyetin ilk senelerinde “Hitit Müzesi” olarak kurulan bu müze daha sonra “Arkeoloji Medeniyetleri Müzesi” oldu 1967’de zenginleştirilerek “Anadolu Medeniyetleri Müzesi” olmuştur Anadolu’nun muhtelif bölgelerindeki kazılarda ele geçen eserler burada sergilenmektedir Kurşunlu Han ve Mahmud Paşa Bedesteni tamir edilerek müze haline getirilmiştir Alacahöyük, Kargamış, Aslantepe ve Sakargözü kabartmaları bulunmaktadır Yontma taş ve cilalı taş devrine ait eserler de bulunmaktadır Etnoğrafya Müzesi: 1928’de kurulmuştur Atatürk’ün naşı 1938’den 1953’e kadar 15 sene burada kalmıştır Bu müze, Türk-İslam eserleri bakımından çok zengindir İşlemeler, dokumalar, altın ve gümüş işlemeli elbiseler, 17 asırda Ankara evlerinin döşenmiş hali, Selçuklu ve Osmanlı ahşap işçiliği, folklor, tarihi zengin kolleksiyonlar, bakır eşyalar, Türk yazı san’atına ait eserler, tarikat mensuplarına ait eşyalar bu müzeyi süslemektedir Diğer müzeler: Ankara müzeler bakımından çok zengindir Devlet Demiryolları Müzesi, Sağlık Müzesi, Hayvanat Müzesi, Tabiat Tarihi Müzesi, bu müzelerden bazılarıdır Anıtlar: Ulus Mdanında Zafer Anıtı, Etnografya Müzesi ve Orduevi önünde Atatürk Anıtları, Yenişehir’de Güvenlik Anıtı ve Polatlı’da Sakarya Şehidleri Abidesi başlıcalarıdır Milli Kütüphane:Türkiye’nin en büyük ve en modern kütüphanesidir Çok değerli eski eserler vardır Nükleer saldırı dahil her türlü tehlikeye karşı korunabilecek şekilde inşa edilmiştir Birbirinden değerli el yazma eser özel kasalarda saklıdır Dünyaada tek nüshası bulunan Muradname buradadır Augustus Tapınağı: Tapınak iki bölümdür: Birinci bölüm, Frigyalılar zamanında “Men” adına MÖ 2 asırda yapılmıştır İkinci bölüm; Galat Kralı Pylamenes tarafından MS 10 yılda Roma İmparatoru Augustus adına yapılmıştır İlk yapıldığında 4 duvardan ibaretti Sonradan çevresi sütunlarla kuşatıldı Manisa’daki Artimes Tapınağına benzer Kitabede, Augustus'un 57 senelik iktidarı anlatılır Bu tapınak, Hacı Bayram Camii'ne bitişiktir Osmanlılar devrinde burası medrese olarak kullanıldı Tulianus Sütunu: MS 4 asırda dikilmiştir Ulus semtinde Hükumet Meydanındadır Roma Hamamı: MS 3 asırda Roma İmparatoru Caracalla tarafından yaptırılmış olup, 500 sene hamam olarak kullanılmış ve MS 8 asırda yangın neticesi yıkılmıştır Çankırı Caddesi üzerindedir Hamamda pek çok eski para bulunmuştur Soğuk ve sıcak olarak iki kısımdır Gordion: Polatlı yakınında, Yassıhöyük köyündedir MÖ 8 asırda Frigya’nın başkenti olmuştur Hitit, Asur ve Frigya devrinin önemli bir şehri idi 1950 senesinde yapılan kazılarda Frigyalılara ait saray, Hitit mezarlığı ve Midas’ın mezarı bulundu Midas, eşek kulaklı olarak tasvir edilmiştir Frigya krallığına son veren Kimmerler ile Perslerden şehri alan Galatlar (MÖ 278) bu şehri yakıp yıktılar Efsaneye göre bu şehrin Zeus tapınağında çözülmesi zor bir düğüm vardı MÖ 33’te Makedonya Kralı İskender, bu düğümü kılıcı ile keserek çözdü Efsaneye göre bu düğümü çözen Asya’ya hakim olacaktı Elmadağ: Ankara'ya 25 km uzaklıkta bulunan ve kışın devamlı karla örtülü olan Elmadağ’daki “Elmadağ Dağ Evi” ve “Elmadağ Kayak Merkezi” kışın Ankaralıların en çok uğradığı yerlerden biridir Burada kış sporları çok yapılır Kızılcahamam: Selçuklu mimarisinin hususiyetlerini taşıyan hamamları vardır Çam ormanları ile çevrili vadi, memba suları ile yazın ideal bir dinlenme yeridir Kaplıcaları romatizma, nevralji, nefrit ve kadın hastalıklarına iyi gelir İçmeleri ise mide, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına şifalıdır Maden suyu meşhurdur Haymana, mağara ve kaplıcaları: Turistlerin gezdiği yerler arasındadır Kaplıcaları, çocuk felcine, kadın hastalıklarına, romatizma ve nefrite iyi gelir İçmeleri ise idrar yolu hastalıklarına faydalıdır Atatürk Orman Çiftliği: Yüzme havuzu, hayvanat bahçesi ve çeşitli tesisleri ile bir gezinti mahallidir Gençlik Parkı: Şehir merkezinde bulunmaktadır Çay bahçeleri, gazinoları, havuzu, lunaparkı ve diğer eğlence yerleri ile Ankaralılar için ideal bir dinlenme merkezidir Gezilecek turistik yerler: Çubuk Barajı, Gölbaşı, Karagöl, Söğütözü, Ayaş Beli, Dikmen (Çuldağ), Beyman Ormanları, Sarıyar barajı, Soğuksu, Beypazarı Tekedağı, Karagöl ormanı, Deliktaş ormanı, Milli Park, Çamkoru önemli turistik yerlerdir Kaplıcaları: Ayaş kaplıcası romatizma, nevralji, kadın hastalıkları ile kırık ve çıkıklara iyi gelir Ayaş İçmesi ise safra taşı ve böbrek kumları olan hastalar için istifadelidir Karakaya Kaplıcaları romatizma, nefrit, kadın hastalıkları, çocuk felcine şifalıdır Karakaya İçmesi mide rahatsızlıklarına iyi gelir Beypazarı Kaplıca ve İçmeleri de çok faydalıdır |
|