Ashab-İ Kehf |
07-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ashab-İ KehfAshab-ı Kehf hikayesi - Ashab-ı Kehf öyküsü Yedi Uyurlar veya Yedi Uyuyanlar, Kur'an'da Ashab-ı Kehf, Eshâb-ı Kehf (Arapça: أهل الكهف) hem İslam'dan hem de Hristiyanlık'ta var olan bir hikâyedir Geleneksel anlamda hikayeye göre Ashab-ı Kehf denilen gençler, bugün yeri konusunda çeşitli rivayetler bulunan Efsus şehrinde yaşıyorlardı Bunlardan altısı sarayda görevli, hükümdara yakın kimselerdi ve hükümdarın müşavere heyetindeydiler Onun sağında ve solunda bulunurlardı Sağındakiler Yemliha, Mekselina ve Mislina idi Bunlara “Ashab-ı yemin” denmiştir Hükümdarın solunda bulunanlar ise, Mernuş, Debernuş ve Şazenuş'tur Bunlara da “Ashab-ı yesar” denmiştir Hükümdarın Roma imparatorlarından Dimityanus veya Dokyanus olduğu düşünülmektedir Kesin olan şey imparatorun putperest olduğudur Putperestliği kabul etmeyen az sayıdaki insanları yakalatıp öldürtmüştü Hükümdar bir ihbar üzerine saraydaki putperest olmayan gençlerin durumlarını öğrendi Onları çağırıp tehdit etti, onlar inançlarından ayrılmak istemediler, aksine Dokyanus’u inançlarına davet ettiler Hükümdar onların eski günlerine dönmeleri için zaman tanıdı Gençlerde inançlarını korumak için şehre yakın bir dağ yönüne gittiler Yolda giderken Kefeştetayyuş ismindeki bir çoban onların inancına katıldı ve yedincileri oldu Çobanın köpeği Kıtmir de onlara katılıp, arkalarından takip etti Dağa yaklaştıklarında çobanın gösterdiği bir mağaraya girdiler Mağarada dua ederek merhamet dilediler (İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'daki Kehf suresinin 13 ayetinde bu kişilerin duaları belirtilir) Hikayenin devamına göre hükümdar, Efsûs’a gelip, onları sorar Kaçtıklarını haber alıp saklandıkları mağrayı öğrenince adamlarıyla mağaraya gider ve mağaranın ağzını onları öldürmek maksadıyla kapattırır İnanca göre gençler ölmez, yüzyıllar boyunca uyumaya devam ederler Sonunda ise ilahi bir şekilde uyandırırlar Ne kadar süre kaldıkları tam olarak bilinmemekle birlikte Kehf suresinde bu süreyi 309 sene olarak belirtir Ashab-ı Kehf uyandıklarında geçmiş olan zamanında farkında olmadıkları belirtilir Uykudan kalkmaları, birbirleriyle konuşmaları ve içlerinden birini şehre göndermeleri Kur'an'da geçer Bunlar şehre gidip yiyecek getirecek kimsenin (Yemliha’nın) elbise değiştirerek halini kimseye bildirmeden gidip gelmesini uygun görürler Yemliha, bunu kabul edip şehre geldiğinde çok değişmiş bir şehir bulur Farklı yorumları mevcut olan bir hadiseyle bu kişi geçen zamanın farkına varır ve o zamanın hükümdarının yanına götürülür İnanca göre bu hükümdar gençlerin dinindendir Başlarından geçenleri hükümdara anlatır Daha sonra gidip arkadaşlarına haber verir Daha sonra tekrar hepsi uykuya dalarlar Bazıları sahabelerden Hz Ali'nin, Ashab-ı Kehf’e gittiklerini ve Ashab-ı Kehf'in uykudan uyanıp onları gördüklerini ileri sürmüştür Ayrıca bu rivayete İslam dininin son peygamberi Muhammed’e iman ettiklerini bildirip ve selâm gönderip dua istedikleri de eklenir Bunların dışında bazı kişiler Ashab-ı Kehf'in Mehdi geldiğinde uyanıp ona katılacağını ileri sürmüştür Yine de bu iddiaların, veya hikâyede genelde geçen isim, yer, zaman ve bazı olayların gerçek temelleri tartışmalıdır Kur'an'da ise bu yorumlara dair hiçbir şey yoktur Hristiyanlık'ta Yedi Uyurlar Bu efsane Hristiyanlık'ta "yeniden dirilme" inancının kanıtı olarak gösterilmektedir Efsane [değiştir] Yedi Uyurları tasvir eden bir orta çağ el yazması Efsane'ye göre 250 yılları civarında Dakyus (Dakyanus veya Decius) adlı bir kral'ın yönettiği putperest bir ülkede 7 genç Hristiyalık'la suçlanır İnançlarını değiştirmeleri için bir süre verilir fakat, onlar dünyevi eşyalarını bırakıp dağa ibadet etmeye giderler Putperestliğe karşı bu tavrı gören kral öldürülmelerini emreder Gençler ve köpekleri mağaraya sığınırlar Kral mağaranın girişine duvar örülmesini emreder Yedi Uyurlar yıllarca burada kalırlar Yıllar sonra, (genelde 379-390 yılları) ağıl yapmak isteyen bir çiftçi mağara girişini açar ve Yedi Uyurlar'la karşılaşır Şehir'de haçlı bir sürü bina görüp hayrete düşerler Dakyus zamanında kalan altınları harcamaya çalıştıkları zaman Psikopos'un karşısına çıkarılırlar Hikayelerini dinleyen psikopos bunun bir mucize olduğunu söyler Bunlar Hristiyanlıkta Malta, Malchus, Martinianus, Dionysius, Joannes, Serapion, ve Constantinus adındaki azizlerdir Başka kaynaklar başka isimler verir Efsanenin bu sürümü ise Kuran'da ki Kehf suresinde(19 sure) anlatılanlara benzemektedir Bahsi geçen kişiler Philedelphia (Bugün Ürdün'deki Amman şehri) şehrinin soylularıdır Liderleri Maximillian (Yemliha), o sırada şehri ziyaret eden Roma İmparatoru "Haderanius" (Hadrian)'a başkaldırır ve put tanrıları inkar ederek sadece Nuh'un, Musa'nun, İbrahim'in ve İsa'nın Tanrı'sının tapılamaya değer olduğunu söyler İmparator idam edilmelerini emreder Kapatıldıkları zindandan kaçarlar ve sığınacakları bir mağara bulurlar Yedisi ve bir köpek (Kitmir veya Kıtmir) mağarada uyuya kalırlar Bu mağaraya gelen askerler şaşırmış ve isteri içinde geri dönerler Bunun üzerine komutanları mağara girişinin taş ve harç kapatılmasını emreder Yedi kafir'in buarada ölüme terkedildiklerini anlatan bir levha bırakarak giderler 300 yıl kadar sonra uynadıklarında, Maximillian'ı şehre yiyecek almak üzere göderirler 300 sene önceki paradan şüphelen fırıncı onun bir hazine bulduğunu zanneder ve bunu kendisiyle paylaşmazsa onu ele vereceğini söyler Askerler gelir Maximillian'ı yetkililere götürürler Yetkililer ilk önce ona inanmasalarda daha sonra ikna olurlar ve bunu bir mucize sayarlar Efsanenin birkaç değişik sürümü bulunmaktadır Bunlardan birinde kaçan beş genç vardır, yolda bir çoban ve çobanın Kitmir adındaki köpeği de bu beş gence katılır Çoban onları saklanmak üzere bu mağara götürür Başka bir sürümde ise çoban bu yedi genç ve köpeğin bulunduğu mağaranın yerini kralın askerlerine göstermiştir Mağara Ashab-ı Kehf mağarası, Efes Ashab'ül Kehf ile ilgili mağaranın ise sınırları içinde olduğunu iddia eden 33 kentin dördü Türkiye'dedir: Afşin, Efes, Lice ve Tarsus Hristiyanlar tarafından kabul edilen sürümdeki mağara Efes şehrinin yakınlarındaki Panayır Dağı eteklerinde bulunmaktadır[1] Bu mağaranın üstüne bir kilise yapılmış hali 1927-1928 yılları arasındaki bir kazıda ortaya çıkarılmış, kazı sonucunda 5 ve 6 yüzyıla ait olan mezarlar da bulunmuştur Yedi Uyurlar'a ithaf edilmiş yazıtlar hem mezarlarda hem de kilise duvarlarında bulunmaktadır Türkiye'de mağaranın yeri hakkındaki tartışma daha çok Afşin ve Tarsus ilçeleri arasında olmaktadır Yedi Uyurlar mağarasının Afşin ilçesinde olduğunu kanıtlamak için Afşin Eshâb-ı Kehf Derneği bilim adamlarından oluşan bir heyete rapor hazırlatmış ve bunu yerel mahkemede açtıkları keşif davası ile karara bağlatmıştır Tarsus da Bencilüs veya Encilüs denilen dağda Tarsus'a iki saat uzaklıktaki mağarayı tefsirler, tarihi kaynaklar ve arşiv belgelerine dayanarak Eshâb-ı Kehf mağarası olrak göstermektedir Ashab-ı Kehf, Diyarbakır'da da bir mekâna isim olmuştur Buna karşın Ashab-ı Kehf tartışmalarında Lice Deyr-i Rakiym (Duru Köy) adının fazla yer almaması eleştiri konusu olmaktadır |
|