Derideki Antimikrobiyal Proteinler |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Derideki Antimikrobiyal Proteinlerİç organlarımızın zahiri çirkinliğini örterek gizleyen derimizin; ısı ayarlama, dokunma duyularını alma, boşaltıma yardımcı olma, ortamın renklerine uyarak kamuflaj yapma gibi birçok özelliklerine ilave olarak yeni bulunan antibiyotik özellikleri sayesinde, -mikroplarla sarılı olmamıza rağmen- çok az hastalanıyoruz Vücudumuzdaki hücreler proteinleri kullanarak çoğalırlar Çevredeki bakterilerden, virüslerden bedenimizi korumak için bağışıklık sistemimiz de sahip olduğu, hususi bir şekli ve fonksiyonu olan proteinleri vasıtasıyla harekete geçer Dermatolog J Harder ve arkadaşları, sedef hastalığı üzerinde çalışırlarken deride antibiyotik tesiri gösteren proteinleri keşfettiler Çalışmada dermatolojinin sedef hastalığı ile ilgili temel bilgilerinden yola çıkıldı Sedef hastalarının derilerindeki yaralar, enfeksiyonlara davetkâr bir ortam oluşmasına sebep oluyordu Hâlbuki beklenenin aksine, sedef hastalarının derileri muhtemel bir enfeksiyona dirençliydi Bu da araştırmacıları “sedef hastalarının derilerinde de antibiyotik özellikte küçük proteinlerin üretilebileceği” düşüncesi üzerinde yoğunlaşmaya yönlendirdi Sedef hastalarının derilerinde antibiyotik tesir gösteren küçük proteinlerin (peptidler) olup olmadığı, ancak onları saf olarak elde ettikten sonra anlaşılabilirdi Araştırmacılar, yaraların üzerindeki pulumsu kabuklan muameleden geçirerek, hazırladıkları çözeltilere söz konusu peptidlerin geçmesini sağladı Ellerindeki çözeltide, bulmayı plânladıkları peptidlerin yanı sıra başka maddelerin de bulunduğunu biliyorlardı Sırada peptidleri bu çözeltiden ayırarak saflaştırmak vardı Sadece çözeltideki peptidlerin bağlanabileceği bir bağlayıcı ajanın bulunduğu bir deney sisteminde “Ã?-defensin” adı verilen peptid başarılı şekilde ayrılarak elde edilebildi Araştırmacılar sedef hastalarının yara kabuklarından elde ettikleri 50 gramlık örnekten 200–400 mikrogram Ã?-defensin elde ettiler Proteinler çok düşük dozda tesirli olduğundan, mikrogramlarla ifade edilen bu miktar hiç de azımsanacak bir miktar değildi Araştırmacılar şimdi yaklaşık 60 aminoasitten meydana gelen Ã?-defensin-1 ve Ã?-defensin-2 isimli bu antimikrobiyal proteinlerin hangi gen tarafından üretildiğini araştırmaktadırlar Ã?-defensinler yalnızca deride mi üretiliyor, yoksa vücudun diğer bölgelerinde de mikroorganizmalara karşı savunma molekülü olarak kullanılıyor mu? Çalışmalar neticesinde insandaki Ã?-defensin-1 peptidinin idrar yollarının yüzey dokusunda ve daha az miktarda da dil ve akciğerlerde mevcut olduğu tespit edildi İnsandaki Ã?-defensin-2 en çok sünnet derisi, akciğerler ve solunum borusunda üretilir; buna karşılık böbrekler, rahim ve tükürük bezi dokularında da az miktarda bulunur Vücudumuzun dış dünya ile temasa geçen ilk noktası derimiz olduğundan, her türlü zararlıya karşı koyabilecek silahların derimize yerleştirilmesi çok önemli bir özelliktir Derimizin sahip olduğu bu mucizevî hususiyeti sayesinde üzerine konan her yabancı canlıya veya toz parçasına parola ile kimlik sormaktadır Araştırmalarda en çarpıcı bulgu, mikroorganizmaların varlığının, bu peptidlerin sentezini veya salgılanmasını artırıcı bir tesir rolünü üstlemesidir Meselâ, dokular, Candida albicans adlı bakteri ile karşılaştığında insandaki Ã?-defensin-2 miktarını önemli ölçüde artırır Bu araştırma, insan derisinde savunma fonksiyonu gören bir protein grubunun üretildiğine ışık tutmaktadır Birçok enfeksiyonun, vücudumuzda tabiî olarak üretilen bu proteinler sayesinde biz farkında olmaksızın önlendiği anlaşılmıştır Şayet böyle bir korunma sistemine sahip olmasaydık, bugün yaygın olan birçok hastalığın kat kat daha fazla olduğunu görecektik Aynı zamanda temizliğe dikkat etmeyen birçok insanın da, pislik içinde olmalarına rağmen hasta olmadan nasıl yaşadıklarını daha iyi anlıya biliyoruz Belki zamanla onları ilaç şeklinde dışarıdan takviye olarak alma imkânımız da olacaktır ProfDr Zeki AYDIN Kaynaklar: — Jeanne Achterberg ua, “Rituale der Heilung”, München 1997 — Lennart Nilsson “Eine Reise in das Innere unseres Körpers - Das Abwehrsystem des menschlichen Organismus”, Hamburg 1997, |
|