Beleş Mevlüt |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Beleş MevlütBeleş Mevlüt – Avni Celal Kesek – Yaşam Hikayeleri Gür, kır saçlı 60 yaşlarına merdiven dayamış, Bir işçi sendikasından emekli, Mevlüt… Ankara da oturur… İşini bilir, her zaman, İki tane çocuğu var Bir kız bir oğlan, okutmuş, oğlanı, doktor olmuş… Yazın okullar kapanır gelir, okullar açılınca da gider Erdemliden Bu ayların dışında da yazlığını öğrencilere oda, oda, kiraya verir, hesabını da iyi bilir hani… Onu tanıyanlar, masalarına buyur etmez pek, eden olursa da ikinci sefer ondan kaçar, sebebi mi? adı üstünde, işte… Beleş Mevlüt Avına akşam serinlikte çıkar, tuzağına düşürdüğü insana, yaklaşır, onun fikirlerine göre konuşur, güvenini kazanır, sonra da! Tek oturduğunu nadir olur masada, Taktik geliştirmiştir kendince… Tanımadığı insanların masasına gider avlanmaya Masadakilerden biri ne içersiniz? Diye sormasın; yanmıştır söyleyen, âdetidir çünkü masanın en pahalı içeceğini ısmarlar, masa üzerinde ki sigaralardan otlanır, fark etmez onun için markası… Mevlüt: Bizim masamızda da yancımız olur, ara sıra, kimse ne içersin diye sormaz da, garson Mustafa da bilir bu durumu ne içerse kendi adisyonuna yazar, bir şey içtiği yok Millete gâl geldi artık Mevlüt den, Sabri baba hariç, o kıyamıyor kimseye, Mevlüt de biliyor ya bunu, gelsin biralar içilsin sigaralar… Elinden tuttuğu torunlarını gezdiriyor Mevlüt, kasıla-kasıla, Almancı İsmail bu fırsatı değerlendirmek için sesleniyor çocuklara, dedenize söyleyin de size dondurma ısmarlasın… Çocukların gözleri parlıyor birden… En az dört tane torun, Mevlüt yandı ki, ne yandı, nasıl olacaksa bu iş, “isterlerse ısmarlarım,” diyebildi sessizce sırıtarak Ismarladı mı? Bilinmez, gören olmamıştır, daha ısmarladığını Adanalı Musa anlatıyor… “Öğretmen evinin oyun salonundayım, oyuna dalmışım, arkamdan bir el gömlek cebimdeki sigaradan bir dal sigara alıyor, baktım Beleşçi Mevlüt, ya havle çektim… Adamın cebinde sigarası da var Alışmış kudurmuştan beter, benden otlanıyor sigarayı bedava ya… Pes dedim artık” Oyun da oynamaz pek, yenilme korkusuna, oyuncu yokluğunda bazen oturur istemeyerek, kare tamamlansın diye, gelen oldu mu hemen kalkar ona verir yerini… Olacak ya, batak masasında yakaladık bir gün oyun oynarken, Beleşçi Mevlüt’ü; çay içilen masaya bir anda biralar, gazozlar gelmeye başladı… Sayısı da az, onda kalma ihtimali çok fazla, ne yapacağını şaşırdı, yerine birinin bakmasını, lavaboya gitmesi gerektiğini ima etmeye başladı Kaçacak masadan aklınca, Almancı İsmail, “olmaz arkadaş, yerine kimse bakamaz… Bitsin oyun, gidersin” değince, kalkmaya bile teşebbüs etmedi bir daha Yancılar bile çaydan vaz geçti, pahalı içecekler içip… Peynirli sıkma yiyor Amaç; Beleş Mevlüt’e ders vermek Sonuç mu? Mevlüt yok haftalardır ortada… Beleş bir yer bulmuştur, verdiklerinin acısını çıkarana kadar… Nerde beleş, oraya yerleş… Avni Celal KESEK Yaşanmış Hikâyeler 28 Temmuz 2008 ERDEMLİ |
|