|
|
Konu Araçları |
aşık, ikrari, muharrem, naci, orhan, ozanlarımız |
Ozanlarımız - Aşık Muharrem Naci Orhan (İkrari) |
06-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ozanlarımız - Aşık Muharrem Naci Orhan (İkrari)AŞIK MUHARREM NACİ ORHAN (İKRARİ) Salınarak biri gider, Boyu selvi dala benzer, Ona hasret bülbül öter, Tomurlanmış güle benzer İKRARİ der gelenlere, Hasbi halim bilenlere, Hayat verir ölenlere Seher vakti yele benzer 1 Temmuz 1927 tarihinde Malatya Arguvan ilçesi, Kuyudere (Minayik) köyünde dünyaya gelmiştir Babası Mehmet Orhan Annesi Fatma Orhandır Ehlibeyt Soyundan İmanı Zeynel Abidin evlatlarındandır Saz çalmaya curayla 6-7 yaşlarında başlamıştır Saz çalmaya başladığında okula henüz gitmediğini, 9-10 yaşlarına geldiğinde bağlama çalmaya başladığını belirtmektedir Amcası Aşık Hasan Hüseyin Orhan’ı izleyerek, köyde saz çalanları izleyerek, bağlama çalmayı öğrenmiştir Köyde bağlamayı herkesin pençeyle (elle) çalması sonucunda Aşık Muharrem Naci Orhan’da bağlamayı pençe (elle) tekniği ile öğrenmiştir Etkilendiği halk aşıkları : Hasan Hüseyin Orhan Hz İmam Cafer Ocağı dedelerinden Ali Dede, Mehmet Ali Dede ve Arapkirin Hastek (Aluçlu) köyünden İmam Bakır Ocağı evlatlarından Zevnel Dede ve Oğlu Ali Özcan dededen gene Elbistan’ın Kantarma köyünden Abuzer dede ile İbrahim dedelerden gerek saz çalmada gerekse saz ve ses üzerindeki yorumlanndan etkilenmiştir Fakat yazmış olduğu Nefesler, Koşmalar Duvaz İmamlar Taşlamalar gibi şiirlerinde hiç şüphe yok ki Fuzili Yemini - Virani- Kul Himmet - Pir Sultan- Şah Hatayi - Karacaoğlan - Cemali - Şem-i Tevz-i - Teslim Abdal Turabi - Kaygusuz - Mücrimi - Abdal Musa ve daha pek çok Halk Aşıklarının etkisiyle şiirlerini yazmıştır İlk defa Cem’e köyü olan Kuyudere (Minayik) köyünde katılmıştır Saz çalmayı cem toplantılarında daha da ilerletmiş ve ilerleyen zamanlarda kendisi cem yürütmeye başlamıştır Cem yürütmeye köyünde başladığı gibi Malatya’da Arguvan’da ve civar köylerinde Cem yürütmüştür Bunun dışında Maraş - Adana - Antep - Elazığ- Tunceli – Erzurum - Sivas Tokat- Yozgat- Ordu-Amasya-Ankara Marmara bölgesi Tekirdağ - İstanbul il ve ilçelerinde ve köylerinde Cem yönetmiştir Bunun akabinde yurt dışında Almanya ve Avusturya’nın muhtelif şehirlerinde Cem yöneten ender aşıklarımızdan birisidir Muharrem Naci Orhan’ın mahlası İkrari mahlasıdır Bir cemaat toplantısında saz çalınıp söylenirken, başta babası olmak üzere orada bulunan kişiler tarafından İkrari mahlası Muharrem Naci Orhan’a uygun görülmüştür Kendisine ilk başlarda kendi kendine çalıp söyleyen Muharrem Naci Orhan, daha sonraları Usta malı eserlerin şiirlerinin yanı sıra İkrari mahlası ile şiirler yazmaya ve söylemeye başlamıştır Okul hayatını, köyde okul olmadığından dolayı ilkokulun 1 sınıfını Ermişli köyünde okumuştur 2 3 ve 4 5 sınıfları Karahöyük köyünde, okumuştur Zor şartlar altında okuyan Muharrem Naci Orhan, Arapkir Orta Okulunun sonrasında Malatya Lisesini bitirdikten sonra tahsiline 3 yıl ara vermiştir İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini imtihanla kazandıktan sonra Roma kürsüsüne girdi Evli ve bir çocuk sahibi Olduğu için maddi yönden de durumunun iyi olmayışı sebebiyle Avukatlık stajını yapmıştır 1960 Eylülünde fiilen Avukatlık yapan Muharrem Naci Orhan 40 yıl avukatlık yapmıştır 1956 yılında evlenmiştir Bu evlilikten 2 kız ve 2 erkek evladı vardır Şu anda İstanbul’da eşi ve bir çocuğuyla beraber kalmaktadır Avukatlık işini bırakan Muharrem Naci Orhan kendi yazmış olduğu şiirlerin yayınlanması için kitap çalışmalarıyla, konferanslar ve cem cemaat toplantılarına katılarak yaşamını sürdürmektedir Kuyudere (Mineyik) Köyünde Aşıklık Geleneği Bitirme Çalışması Mehmet Sarıaltun İstanbul - 2000 Eserlerinden bazıları: İşe yaramayan kişi, Bak duvara bak duvara, Dışı bozuk çürük içi, Bak duvara bak duvara Secdeyi ademe eyle, Derdini Tabibe söyle, Ne öyledir nede böyle, Bak duvara bak duvara Hayırda derman nerde, Bulamazsın derman nerde, Kabe nerde sen nerde, Bak duvara bak duvara Çevirip ademe gelin, Arı gibi güle konun, Acep ne olacak halin, Bak duvara bak duvara İKRARİ harf ile nokta, Allahı arama gökte, Hak ademde adem hakta, Bak duvara bak duvara Salınarak biri gider, Boyu selvi dala benzer, Ona hasret bülbül öter, Tomurlanmış güle benzer Kipriği ok, kaşlan yay, Sanki bedirlenmiş bir ay, Huriden melekten bir soy, Dili oğul bala benzer Gözler ahu saçı kara, Zahmi aile açtı yara, Mansur gibi çekti dara, Zülfi ile tekle benzer Kıya kıya can bakar, Baktıkça sinemi yakar Ab-ı Kevser olmuş akar, Çoşkun akan sele benzer İKRARİ der gelenlere, Hasbi halim bilenlere, Hayat verir ölenlere Seher vakti yele benzer |
|