Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atmosfer, bilgisi, iklim, özellikleri

Atmosfer ve özellikleri İklim Bilgisi

Eski 10-06-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Atmosfer ve özellikleri İklim Bilgisi





Atmosfer ve özellikleri
İklim

Geniş bir bölge içinde ve uzun yıllar boyunca değişmeyen ortalama hava koşullarına iklim denir
İklim, coğrafi ortamın oluşması ve şekillenmesi ile insanların yaşantı ve etkinlikleri üzerinde önemli rol oynar
Örneğin bir yerdeki doğal bitki örtüsü, akarsuların özellikleri, insanların yaşam tarzları, konut tipleri, ekonomik etkinliklerinin türü,iklimin kontrolü altındadır İklimi oluşturan çeşitli öğeler vardır Bunlar sıcaklık, basınç, rüzgarlar, nemlilik ve yağıştır İklim elemanları adı verilen ve birbirlerini etkileyen bu öğeler arasında ayrılmaz bir ilişki vardır
İklim olayları atmosfer içinde gerçekleştiği için öncelikle atmosfer ve özelliklerinin incelenmesi gerekir

Atmosfer

Dünya’yı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir Atmosferin alt sınırı, kara ve deniz yüzeyleriyle çakışır Üst sınırını ise yerçekiminin etkisi belirler Ekvator’dan kutuplara doğru yerçekimi arttığı için atmosferin şekli Dünya’nın şekli gibi küreseldir

Atmosfer’in Katları

Atmosfer kendini oluşturan gazların karışımı ve gidişindeki farklılıklar nedeniyle çeşitli katlara ayrılmıştır Bu katlar yeryüzünden yukarılara doğru troposfer, stratosfer, şemosfer, iyonosfer ve ekzosfer şeklinde sıralanır

Troposfer

Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür
Tüm gazların % 75’inin bulunduğu bu katmanda yoğunluk en fazladır
Troposfer, yerden havaya yansıyan ışınlarla alttan yukarıya doğru ısınır Bu nedenle alt kısımları daha sıcaktır Yerden yükseldikçe sıcaklık her 100 m’de yaklaşık 0,5°C azalır
Su buharının tamamı troposferde bulunduğu için tüm meteorolojik olaylar burada oluşur
Güçlü yatay ve dikey hava hareketleri görülür
Yerden yüksekliği 6 – 16 km arasında değişir

Stratosfer

Troposferin üstündeki katmandır
Yatay hava hareketleri görülür
Su buharı hemen hemen hiç bulunmadığı için dikey hava hareketleri oluşamaz Bu nedenle sıcaklık dağılışı oldukça düzgündür
Sıcaklık her yerde yaklaşık -50°C’dir
Üst sınırı yerden 25 – 30 km yüksekliktedir

Şemosfer

Stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmandır
Stratosfer ile Şemosfer arasındaki 19-45 km’ler arasında oksijen azot haline gelerek ultraviyole ışınlarını tutar
Üst sınırı yerden 80 – 90 km yüksekliktedir

İyonosfer

Mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının, molekülleri parçalayarak iyonlar haline getirdiği katmandır
Yerçekimi azaldığı için iklim üzerinde belirgin bir etkisi yoktur
Radyo dalgalarını yansıtır
Üst sınırı yerden 250 – 300 km yüksekliktedir

Eksosfer (Jeokronyum)

En üst tabakadır
Yerçekimi çok azaldığından gazlar çok seyrektir
Hidrojen ve helyum gibi hafif gazlar bulunur
Atmosfer ile uzay arasında geçiş alanıdır
Kesin sınırı bilinmemekle birlikte üst sınırının yerden yaklaşık 10000 km yükseklikte olduğu kabul edilmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Atmosfer ve özellikleri İklim Bilgisi

Eski 10-06-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Atmosfer ve özellikleri İklim Bilgisi



Atmosferde Bulunan Gazlar

Atmosferde bulunan gazların % 75’i ve su buharının tamamı troposferde bulunur İklim yönünden daha çok atmosferin alt katları önemli olduğundan burada troposfer ve stratosferin alt katlarının bileşimi incelenecektir

Her zaman bulunan ve oranı değişmeyen gazlar; % 78 oranında azot, % 21 oranında oksijen, %1 oranında asal gazlar (Hidrojen, Helyum, Argon, Kripton, Ksenon, Neon) dır
Her zaman bulunan ve oranı değişen gazlar; su buharı ve karbondioksittir
Her zaman bulunmayan gazlar; ozon ve tozlardır

Su buharı : Yere ve zaman göre oranı en çok değişen gazdır Yeryüzünün aşırı ısınıp, soğumasını engeller Yağış, bulut, sis gibi hava olaylarının doğuşunu sağlar
Karbondioksit : Atmosferin güneş ışınlarını emme ve saklama yeteneğini artırır Havada karbondioksit (CO2) miktarının artması sıcaklığı artırıcı, azalması ise sıcaklığı düşürücü etki yapar

Ozon : Hava içindeki oksijen (O2) mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının etkisi altında ozon (O3) haline geçer Ozon gazı, içinde hayatın gelişmesine olanak vermez ancak atmosferin üst katmanlarında ultraviyole ışınlarını emerek yeryüzündeki yaşam üzerinde olumlu bir etki yapar Yeryüzünden 19 – 45 kilometre yükseklikler arasında bulunan ozon katının son yıllarda inceldiği hatta yer yer delindiği belirlenmiştir Özellikle buzdolabı, soğutucu, araba ve spreylerden çıkan gazların (kloroflorokarbon) neden olduğu anlaşılmış ve bu gazların kullanımına kısıtlamalar getirilmiştir
Yeryüzüne ulaşan mor ötesi ışınlardaki artış, sıcaklıkların artmasına, buna bağlı olarak buzulların erimesine, bitki örtülerinde değişimlere neden olabilecektir

Sıcaklık

Güneş Işınlarının Atmosferde Dağılışı

Yeryüzünün ısınmasında ana enerji kaynağı Güneş’tir Dünya, Güneş’in uzaya yaydığı enerjinin ancak iki milyonda birini alır Güneş’ten gelen bu enerji güneş sabitesi (solar konstant) ile belirlenir Atmosferin üst sınırında 1 cm2’ye 1 dakikada gelen kalori miktarına güneş sabitesi (solar konstant) denir

Atmosferin etkisiyle, Güneş’ten gelen ışınların tamamı yere ulaşmaz Atmosfer güneş ışınlarını çeşitli oranlarda tutar ve dağıtır Bu nedenle yeryüzü Güneş’ten gelen ışınlardan çok atmosfer tarafından tutulan ışınlarla ısınır

Sıcaklık Etmenleri

Atmosferin ısınması çeşitli etmenlerin etkisi altındadır
Güneş Işınlarının Yeryüzüne Değme Açısı
Belirli bir yüzeye dik ve yatık gelen ışınların getirdikleri enerji miktarları arasında belirgin bir fark vardır

Çünkü bir ışın demeti dik geldiğinde daha dar bir yüzeyi aydınlatırken, aynı ışın demeti yatık geldiğinde daha geniş bir yüzeyi aydınlatır
Ancak ışınların yere değme açısı daraldığı için etkisi azalır Bu nedenle Güneş ışınlarının yere değme açısı büyüdükçe yeryüzünü ısıtma gücü de artar
Güneş ışınlarının yeryüzüne değme açısını etkileyen etmenler şunlardır:

Dünya’nın Şekli

Dünya’nın küreselliğinin bir sonucu olarak, Ekvator’dan kutuplara doğru güneş ışınlarının yere değme açısı küçülür Buna bağlı olarak her iki yarım kürede Ekvator’dan kutuplara doğru sıcaklık azalır Bu durum enlemin sıcaklık üzerindeki etkisini gösterir

Dünya’nın Eksen Eğikliği ve Yıllık Hareketi

Dünya’nın eksen eğikliği nedeni ile Güneş çevresindeki dönüşü (yıllık hareket) sırasında güneş ışınlarının yere değme açısı değişir
Yeryüzündeki bir noktanın güneş ışınlarını yıl içinde farklı açılarla alması ısınma farklılıklarına neden olur

Dünya’nın Günlük Hareketi

Dünya’nın günlük hareketi nedeniyle güneş ışınlarının bir noktaya değme açısı sabahtan öğleye kadar artar Öğleden akşama kadar ise azalır Günün en yüksek sıcaklığı, ışınların en büyük açı ile geldiği öğle saati değil, depolanan enerjinin en fazla olduğu 1300 – 1400 saatleri arası ölçülür Çünkü öğleye kadar yerde biriken enerji, ışınların gelme açısının daralmasıyla birlikte ışıma ile atmosfere iletilir Işıma gece boyu devam eder, yer soğur Güneş’in doğuş saatinde ışıma sona erer ve yerde enerji depolamaya başlar Işımanın sona erdiği anda günün en düşük sıcaklığı yaşanır

Işıma

Yeryüzü kazandığı enerjinin bir bölümünü atmosfere geri verir Buna yer ışıması denir Güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşamadığı saatlerde (gece) ve güneş ışınlarının yere değme açılarının küçüldüğü aylarda yer ışıması artar Ayrıca, zeminin yapısı da yer ışıması üzerinde etkilidir Örneğin yeryüzünün bitki ile kaplı alanlarında yer ışıması az ve yavaşken çılak arazilerde ısı kaybı daha hızlı ve fazla olur

Eğim ve Bakı

Geniş bir bölgeye düşen birbirine paralel ışınların yere düşme açıları, yamaç eğimine ve bakı durumuna (Güneş’e dönüklüğe) göre değişir Bu durum yerel ısınma farklarına yol açar Kuzey Yarım Küre’de güney yamaçlar, Güney Yarım Küre’de ise kuzey yamaçlar güneş ışınlarını yıl boyunca daha büyük açı ile aldığından daha sıcak olur
Ekvator çevresinde bakının etkisi tüm yamaçlarda görülür

Bakının Etkisi

Güneşe dönük olan eğimli yamaçlarda;
Sıcaklık daha yüksektir
Güneşlenme süresi daha uzundur
Karların yerde kalma süresi daha kısadır
Kalıcı karların başlama yüksekliği daha fazladır
Tarım ürünlerinin olgunlaşma süresi daha kısadır
Ormanların yükselti sınırı daha fazladır

Yükselti

Deniz seviyesinden yükseldikçe atmosferin yoğunluğunun ve içindeki su buharının azalması ile troposferin daha çok yerden yansıyan ışınlarla ısınması nedeniyle sıcaklık, her 100 m’de yaklaşık 0,5°C azalır Bu nedenle enlemi aynı olan iki farklı noktadan daha yüksekte olan, diğerine göre her zaman daha soğuk olur Örneğin deniz seviyesinden 155 m yükseklikteki Bursa’da sıcaklık 25°C iken aynı enlemde bulunmasına karşın 2543 m yükseklikteki Uludağ’da sıcaklığın 12°C olması yükseltinin sıcaklığa etkisini gösterir

İndirgenmiş Sıcaklık

Yeryüzünde sıcaklığın enleme bağlı dağılışını gösteren haritalar çizilirken yükseltinin sıcaklık üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak için indirgenmiş sıcaklık değerleri kullanılır
Bir yerin yükseltisinin sıfır (0 m) kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına indirgenmiş sıcaklık denir
Bir yerin indirgenmiş sıcaklığını hesaplamak için yükseltiden kaynaklanan sıcaklık farkı hesaplanır
Bu fark o yerin gerçek sıcaklığına eklenir

Örnek :

900 m yükseklikteki Ankara’da Ocak ayı ortalama sıcaklığı -2°C’dir Ankara’nın deniz seviyesine indirgenmiş sıcaklığı kaç °C dir?

Çözüm :

100 m’de sıcaklık 0,5°C azalırsa
900 m’de X°C azalır
X=900 x 0,5 / 100 = 4,5 °C’dir
İndirgenmiş Sıcaklık = Gerçek Sıcaklık + Sıcaklık Farkı
İndirgenmiş Sıcaklık = -2 +4,5
İndirgenmiş Sıcaklık = 2,5°C’dir

Kara ve Deniz Dağılışı

Karalar denizlere göre daha çok ve çabuk ısınıp, soğurlar Bu nedenle, karaların daha fazla yer kapladığı Kuzey Yarım Küre’nin yıllık ortalama sıcaklığı Güney Yarım Küre’den daha fazladır

Ayrıca her iki yarım kürede kara ve denizlerin dağılışındaki farklılık termik ekvatorun yer ekvatorundan sapmasına neden olmuştur
Termik Ekvator : Meridyenlerin en sıcak noktalarını birleştiren eğriye termik ekvator denir

Atmosferdeki Nem Oranı

Atmosferdeki nem;
Güneşten gelen ve yeryüzünden yansıyan ışınları emerek tutar
Yeryüzünün aşırı ısınıp soğumasını önler
Isınıp soğumanın yavaş ve dengeli olmasını sağlar Bu nedenle nemli bölgelerde günlük ve sıcaklık farkları daha azdır

Okyanus Akıntıları

Enlemin etkisine bağlı olarak, ekvatoral bölgeden gelen akıntılar sıcak su, kutup bölgelerinden gelen akıntılar ise soğuk su taşırlar
Sıcak su akıntıları geçtikleri kıyılarda sıcaklığı yükseltici, soğuk su akıntıları ise sıcaklığı düşürücü etki yapar

Rüzgarlar


Rüzgarlar geldikleri yerlerin özelliklerine göre, estikleri bölgelerin sıcaklığını yükseltici ya da düşürücü etki yapar Bu durum enlemin sıcaklık üzerindeki etkisini gösterir Örneğin Kuzey Yarım Küre’de yer alan Türkiye’de kuzeyden esen rüzgarlar sıcaklığı düşürücü güneyden esen rüzgarlar sıcaklığı artırıcı etki yapar

Zeminin Yapısı

Karaları oluşturan taş ve toprakların fiziksel özellikleri (rengi, parlaklığı, gözenekliği gibi özellikleri) yeryüzünde ısınma farklılıklarına neden olur Ayrıca zeminin bitki örtüsü ile kaplı olup olmaması, bitki örtüsünün yoğunluğu, kar ya da toprak örtüsünün bulunup bulunmaması sıcaklık dağılışı üzerinde etkilidir
Bu nedenle taş ve toprakların ısınıp soğuma süreleri farklılık gösterir
Örneğin açık renkli ve gevşek yapıya sahip kumsallarda ısınma ve soğuma çabuk gerçekleşir

Sıcaklık Kuşakları

Matematik iklim kuşaklarının sıcaklık etmenlerinin etkisi ile değişikliğe uğraması sonucu belirlenmiştir Kara ve denizlerin dağılışı bu belirlemede temel etkendir
Kuzey Yarım Küre’de karaların daha geniş yer kaplaması, yaz sürelerinin daha uzun olması, sıcak su akıntılarının daha etkili olması ve Güney Yarım Küre’de buzullarla kaplı, geniş Antartika Kıtası’nın bulunması nedeniyle sıcak ve ılıman kuşak Kuzey Yarım Küre’de, soğuk kuşak ise Güney Yarım Küre’de daha geniştir
Matematik İklim Kuşakları : Dünya’nın eksen eğikliğine göre belirlendiği için, sınırları dönenceler ve kutup daireleridir

Sıcak Kuşakların Özellikleri
Matematik Kuşaklarının Özellikleri


Matematik kuşaklarının yer yer değişime uğraması sonucu oluşmuş ve ana çizgileri ile Ekvator‘ a paralel uzanan sıcaklık kuşakları şunlardır:

Sıcak Kuşak :

Sıcak kuşakta bulunan yerlerde,
Güneş ışınları yıl boyunca dik ya da dike yakın açı ile gelmektedir Dönenceler arasındaki yerlere güneş ışınları yılda iki kez (yerel saat 1200’de) dik açı ile gelir
Günlük ve aylık sıcaklık farkları çok azdır Ancak 30° enlemlerinde gece-gündüz arasındaki sıcaklık farkı çok fazladır
Aylık ve yıllık sıcaklık ortalamaları 20°C’nin üzerindedir
Gece – gündüz süreleri yıl boyunca birbirine yakındır
Alçak yerlerde, yüksek sıcaklık yaşamı olumsuz yönde etkiler Bu nedenle yaşmaya ve yerleşmeye en elverişli yerler yükseklerdedir

Ilıman Kuşak :

Ilıman kuşakta bulunan yerlerde,
Güneş ışınları hiçbir zaman dik açı ile gelmez
Günlük ve aylık sıcaklık farkları belirgindir
Yıllık sıcaklık ortalaması 20°C’den azdır
Gece – gündüz süreleri arasındaki zaman farkı artmıştır
Dört mevsim belirgin olarak yaşanır

Soğuk Kuşak :

Soğuk kuşakta bulunan yerlerde,
Yıllık sıcaklık ortalaması 10°C’nin altındadır
Gece – gündüz sureleri arasındaki zaman farkı çok fazla olabilir
Gece ve gündüzlerin sureleri arasındaki zaman farkı çok fazla olabilir
Gece ve gündüzlerin suresi 24 saatten uzundur
Güneş ışınlarının gelme açısı küçüktür
Kutup noktaları, güneş ışınlarını yıl boyunca en fazla 23°27’ lık açıyla alır

Sıcaklıkların Gösterimi

Yeryüzünde ölçülen sıcaklıkların dağılışı izotermlerle haritalarda gösterilir
Aynı sıcaklıktaki noktaları birleştiren eğrilere izoterm (eş sıcaklık) eğrisi denir
İzoterm (eş sıcaklık) eğrileri karasallığın ve sıcak su akıntılarının etkisiyle enlemlerden sapma gösterir
İzoterm haritaları ve yer şekillerinin sıcaklık üzerindeki etkisini gösterebilmek için gerçek sıcaklıklar, enlem etksini gösterebilmek için indirgenmiş sıcaklıklar kullanılarak çizilir ve bu bilgi haritalarda belirtilir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Dünya’da ve Türkiye’de Sıcaklığın Dağılışı

Eski 10-06-2010   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Dünya’da ve Türkiye’de Sıcaklığın Dağılışı



Dünya’da ve Türkiye’de Sıcaklığın Dağılışı

yeryüzündeki coğrafi dağılışını ve bu dağılışın nedenlerini yıllık ortalama izoterm haritaları yardımıyla incelemek mümkündür Aylık ortalama izoterm haritaları ise sıcaklığın aylar arasındaki değişimi hakkında bilgi verir

Dünya’da Sıcaklığın Dağılışı

Dünya Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı
Kuzey Yarım Küre’de Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı
Ocak ayı kış mevsimine rastlar
En düşük sıcaklıklar Kuzeydoğu Sibirya ve Kanada’da görülür Buralardaki sıcaklık değerleri yıl boyunca -20°C’nin altındadır
Yüksek sıcaklıklar Ekvator ile Yengeç Dönencesi arasında, denizler üzerinde görülür
İzoterm eğrileri karalar üzerinde güneye, denizler üzerinde kuzeye doğru sapma gösterir Bu durum, karaların denizlerden daha soğuk olduğunun kanıtıdır

Güney Yarım Küre’de Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı

Ocak ayı yaz mevsimine rastlar
En soğuk yer Güney Kutbu’dur
En yüksek sıcaklıklar Güney Afrika’da Kalahari Çölü’nde, Güney Amerika’da Patagonya Çölü’nde ve Kuzey Avustralya’da görülür
İzoterm eğrileri karalar üzerinde güneye, denizler üzerinde kuzeye doğru sapma gösterir
50 – 60° güney enlemleri arasında karaların az yer kaplaması nedeniyle izotermler oldukça düzgün uzanır

Sonuçlar

Kuzey Yarım Küre’de izotermlerin gidişi enlemlere uyum sağlamaz Çünkü bu yarım kürede karalar geniş yer kaplar
Güney Yarım Küre’de izotermlerin gidişi daha düzenlidir Çünkü bu yarım kürede karalar daha az yer kaplar
Her iki yarım kürede okyanus akıntıları, izotermlerin enlemlerden sapmasına neden olur __________________

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Dünya Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı

Eski 10-06-2010   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Dünya Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı



Dünya Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı

Kuzey Yarım Küre’de Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı


Temmuz ayı yaz mevsimine rastlar
Sıaklık değerleri yüksektir Çünkü karalar bu yarım kürede geniş yer kaplar
En sıcak yerler, 15 ve 40 paraleller arasındaki karalar üzerindedir
İzoterm eğrileri karalar üzerinde kuzeye, denizler üzerinde güneye doğru sapma gösterir
0°C izoterm eğrisi, Grönland’ın kuzeyi ve kutup çevresinden geçer

Güney Yarım Küre’de Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı


Temmuz ayı kış mevsimine rastlar
Antartika Kıtası -10°C izoterm eğrisi ile çevrelenmiştir
50° - 60° enlemleri arasından geçen 0°C izoterm eğrisi oldukça düzgün uzanışlıdır
İzoterm eğrileri, karalar üzerinde Ekvator’a, denizler üzerinde güneye doğru sapma gçsterir

Sonuçlar

Kuzey Yarım Küre’de izotermlerin gidişi enlemlere uyum sağlamaz Çünkü bu yarım kürede karalar geniş yer kaplar
Güney Yarım Küre’de izotermlerin gidişi daha düzenlidir Çünkü bu yarım kürede karalar daha az yer kaplar
Okyanus akıntıları, izotermlerin enlemlerden sapmasına neden olur

Dünya Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı

Sıcaklık Ekvator’dan kutuplara doğru azalır
En düşük sıcaklıklar kutup bölgelerindeki karalar üzerindedir
Alçak enlemlerde karalar denizlerden, yüksek enlemlerde denizler karalardan daha sıcaktır

0° - 45° Kuzey enlemleri arasında sıcaklık değerleri, karaların geniş yer kaplaması nedeniyle Güney Yarım Küre’ye göre yüksektir 45° Güney enleminden sonra Güney Yarım Küre, Kuzey Yarım Küre’den daha sıcaktır
Termik ekvator, Avustralya çevresi dışında Güney Yarım Küre’ye inmez Çünkü bu yarım kürede soğuk su akıntıları daha etkilidir
Kuzey Yarım Küre’de ılıman kuşak okyanuslarının doğu kıyıları batı kıyılarından daha sıcaktır

Dünya Yıllık Sıcaklık Farkı

En düşük sıcaklık farkı enlemin etkisine bağlı olarak Ekvator çevresinde görülür
En yüksek sıcaklık farkı 65°C ile Sibirya’da görülür
Kanada’nın kuzeyinde ise 45°C’ye ulaşan sıcaklık farkına rastlanır
Aynı enlemlerde bulunmalarına karşı Sibirya’da yıllık sıcaklık farkı Kanada’dakinden daha yüksektir
Çünkü Sibirya’da karasallığın etkisi daha belirgindir
Ilıman kuşak okyanusların batı kıyılarında sıcaklık farkları soğuk su akıntılarının etkisiyle daha yüksektir

UYARI : En sıcak ay ile en soğuk ay arasındaki sıcaklık farkına yıllık sıcaklık farkı denir Bu farklar dönenceler çevresinde, karasal bölgelerde en fazladır Ekvator çevresinde ve denizel etkilere açık yerlerde ise sıcaklık farkları azalır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye’de Sıcaklığın Dağılışı

Eski 10-06-2010   #5
Şengül Şirin
Varsayılan

Türkiye’de Sıcaklığın Dağılışı



Türkiye’de Sıcaklığın Dağılışı

Türkiye Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı

En düşük sıcaklıklar, enlem ve karasallık nedeniyle Kuzeydoğu Anadolu’da Erzurum – Kars Bölümünde görülür
En yüksek sıcaklıklar, enlem ve denizellik nedeniyle Akdeniz kıyılarında görülür
Kıyı kesimlerinde denizellik nedeniyle sıcaklık 0°C’nin üstündedir
İç kısımlarda karasallık nedeniyle sıcaklık düşüktür Buna bağlı olarak kıyı bölgeler ile iç bölgeler arasındaki sıcaklık farkı artmıştır

Türkiye Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı

En yüksek sıcaklıklar enlem etkisi ve nem azlığı nedeniyle Güneydoğu Anadolu’da görülür
Enlem etkisi nedeniyle güneyden kuzeye doğru sıcaklık azalır
Kıyı bölgeler ile iç bölgeler arasındaki sıcaklık farkı Ocak ayına oranla azalmıştır

Türkiye Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı

İzoterm eğrileri genellikle batı-doğu uzanışlıdır
En düşük sıcaklıklar Kuzeydoğu Anadolu’da görülür Nedenleri :
Bölgenin kuzeyde yer alması nedeniyle soğuk enlemlere yakın olması
Bölgenin deniz etkisine kapalı olması nedeniyle karasallığın belirginleşmesi
En yüksek sıcaklıklar, Güneydoğu Anadolu’da görülür Nedenleri :
Bölgenin güneyde yer alması nedeniyle sıcak enlemlere yakın olması
Bölgenin deniz etkisine kapalı olması nedeniyle karasallığın belirginleşmesi
Bölgenin sıcak ve kuru çöl rüzgarlarına açık olması

Türkiye Yıllık Sıcaklık Farkı


Nemlilik etkisiyle en düşük sıcaklık farkları Karadeniz Bölgesi kıyı kesimlerindedir
Karasallığın etkisiyle, kıyılardan uzaklaştıkça sıcaklık farkları artar
En yüksek sıcaklık farkı Doğu Anadolu’da, Erzurum – Kars Platosu’ndadır

UYARI : Sıcaklık farklarının 15°C nin üstünde olması, Türkiye’nin matematik konumu ile ilgilidir

Basınç
Atmosfer Basıncı


Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer basıncı denir

Normal Hava Basıncı

45° enlemlerinde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta ölçülen basınca normal hava basıncı denir

Cıva sütununun yüksekliği ile (normal basınç 760 mm)
Cıva sütununun ağırlığı ile (normal basınç 1033 gr)
Kuvvet birimi ile (normal basınç 1013 milibar) ifade edilir
Basınç barometre ile ölçülür Cıvalı barometre, barograf, aneroid baramotre ve altimetre gibi çeşitleri vardır

Cıvalı Barometre : Üstü açık bir kaba daldırılmış, yukarı ucu kapalı bir cam borudur Hava basıncı, boruyu dolduran cıva sütununu dengede tutar Hava basıncı azalıp çoğaldıkça cıva sütunu da alçalıp yükselir
Cıvalı barometre camdan yapıldığı ve hep düz durması gerektiği için her zaman kullanımı kolay değildir

Barograf : Basıncı sürekli kaydeden ve yazıcı ucu bulunan bir tür madeni barometredir
Aneroid Barometre : Madeni barometredir Cıvalı barometrelerin kullanım alanının sınırlı olması ve taşıma zorluğu nedeniyle geliştirilmiştir
Altimetre : Madeni barometrelerin bir çeşididir Yükseldikçe basıncın azalması kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır

Basınç Etmenleri

Hava basıncı çeşitli etmenler altında değişiklik gösterir

Sıcaklık (Termik Etken)

Basıncı en çok etkileyen etmen sıcaklıktır Sıcaklığın günlük mevsimlik değişimine bağlı olarak basınç değişir Isınan hava genleşerek yükselir Gazların seyrelmesi nedeniyle basınç düşer ve alçak basınç alanı oluşur Soğuyan havada gaz molekülleri sıkışarak ağırlaşır Ağırlaşan gazlar yeryüzüne doğru yığılır ve yüksek basınç alanı oluşur

Yükselti

Yeryüzünden yükseldikçe;
Yerçekimi,
Atmosferdeki gazların miktarı azalır
Bunlara bağlı olarak basınç düşer

Hava Yoğunluğu (Dinamik Etken)

1m3 havanın içerisindeki gazların miktarına hava yoğunluğu denir Yoğunluk su buharına ve toz zerreciklerine göre değişir
Yerçekiminin azalıp çoğalması,
Havanın ısınıp soğuması,
Yükseltinin artması,
Dünya’nın ekseni çevresindeki dönüşü,
Hava yoğunluğunun değişmesine neden olur
Hava yoğunluğu arttıkça basınç yükselir, yoğunluk azaldıkça basınç düşer

Yerçekimi

Dünya’nın geoid şekli nedeniyle yerçekiminin Ekvator’dan kutuplara doğru artması, basıncın kutuplarda yüksek olmasının nedenlerinden biridir

Mevsim

Mevsimlerin basınç üzerindeki etkisi ılıman kuşakta belirgindir Yaz aylarında ısınmanın etkisiyle karalar alçak basınç, denizler ise yüksek basınç alanıdır Kışın ise denizler alçak basınç, karalar yüksek basınç alanıdır Bu durum sıcaklığın basınç üzerindeki etkisini kanıtlar __________________

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Dünya’nın Günlük Hareketi

Eski 10-06-2010   #6
Şengül Şirin
Varsayılan

Dünya’nın Günlük Hareketi



Dünya’nın Günlük Hareketi

Dünya, ekseni çevresinde döndüğü için hava akımları yönlerinden sapar Sapmalar sonucu 30°enlemlerinde alçalıcı hava hareketleri ile yoğunluk arttığından basınç yükselir ve dinamik yüksek basınç alanı oluşur
60° enlemlerinde ise batı ve kutup rüzgarları karşılaşır Bu rüzgarların birbirlerini iterek yükselmesiyle 60° enlemlerinde gaz yoğunluğu azaldığından basınç düşer Böylece dinamik alçak basınç alanı oluşur

UYARI : Dünyanın günlük hareketi sonucunda hava akımlarının sapması, dinamik basınç alanlarını oluşturur Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketine bağlı olarak oluşan basınçlara dinamik basınç denir

Basınç Tiplerinin Özellikleri :

1013 milibardan düşük olan basınçlara alçak basınç (siklon) yüksek olanlara ise yüksek basınç (antisiklon) denir

Alçak Basınç (Siklon)

Termik ve dinamik alçak basınç merkezlerinde benzer hava hareketleri görülür
Havanın yoğunluğu azdır
Hava yükseltici bir hareket gösterir
Yeryüzündeki hava hareketi çevreden merkeze doğrudur
Merkezden çevreye doğru basınç artar
Dünya’nın günlük hareketi nedeniyle hava akımları, Kuzey Yarım Küre’de saat ibresinin tersi yönde, Güney Yarım Küre’de ise saat ibresi yönünde sapmaya uğrar

UYARI : Basınç farkının olduğu yerlerde, hava hareketi her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğrudur
Termik alçak basıncın etkili olduğu alanlarda hava sıcaklığı yüksektir
Dinamik alçak basıncın etkisi altında olan yerlerde sıcaklık düşüktür

Yüksek Basınç (Antisiklon)

Termik ve dinamik yüksek basınç merkezlerinde benzer hava hareketleri görülür
Havanın yoğunluğu fazladır
Hava alçalıcı bir hareket gösterir
Yeryüzündeki hava hareketi merkezden çevreye doğrudur
Dünya’nın günlük hareketi nedeniyle hava akımları, Kuzey Yarım Küre’de saat ibresi yönünde, Güney Yarım Küre’de saat ibresinin tersi yönde sapma gösterir

UYARI : Basınç farkının olduğu yerlerde, hava hareketi her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğrudur

Dinamik yüksek basıncın etkili olduğu yerlerde hava sıcak ve kurudur Termik yüksek basıncın etkili olduğu yerlerde ise hava soğuk ve kurudur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Basınç Kuşakları

Eski 10-06-2010   #7
Şengül Şirin
Varsayılan

Basınç Kuşakları



Basınç Kuşakları

Termik Alçak Basınç Kuşağı (Tropikal Basınç Kuşağı)

Ekvator ve çevresinde sıcaklığa bağlı olarak oluşmuştur
Sıcaklık yüksek olduğu için sıcak çekirdekli siklon da denir

Dinamik Yüksek Basınç Kuşağı (Subtropikal Basınç Kuşağı)

Dünya’nın ekseni çevresindeki dönüşünün rüzgarlar üzerinde oluşturduğu sapma etkisiyle 30° enlemleri çevresinde oluşan basınç kuşağıdır Bu kuşak Kuzey Yarım Küre’de yaz aylarında kuzeye, kış aylarında güneye kayar Alçalıcı hava hareketlerine bağlı olarak havanın ısınması ve nem miktarının düşmesi nedeniyle 30° enlemleri çevresinde çöller oluşur

Dinamik Alçak Basınç Kuşağı (Subpolar Basınç Kuşağı)

60° enlemlerinde kutup rüzgarları ve batı rüzgarlarının karşılaşması ile oluşur Sıcaklık düşük olduğu için soğuk çekirdekli siklon da denir
Kışın kara ve denizlerin farklı ısınmaları aynı enlem üzerinde farklı basınç koşullarının görülmesini sağlar Bu nedenle kışın karalar üzerinde yüksek basınç oluşması bu basınç kuşağını kesintiye uğratır

Termik Yüksek Basınç Kuşağı (Polar Basınç Kuşağı)

Kutuplar çevresinde düşük sıcaklık nedeniyle oluşan, yüksek basınç alanıdır

UYARI : Basınç kuşakları, Kuzey Yarım Küre’de karalar üzerinde kesintiye uğrar Güney Yarım Küre’de ise karaların oranı çok az olduğundan basınç kuşakları daha düzenli ve süreklidir

Türkiye’de Etkili Olan Basınç Merkezleri

Türkiye farklı özellikteki basınçların etkisinde kalır Bu durum daha çok Türkiye’nin matematik konumunun sonucudur

Yüksek Basınçlar :
Sibirya Antisiklonu

Ülkemizde doğu ve kuzeydoğudan sokulan termik kökenli yüksek basınç alanıdır
Türkiye’yi sadece kış aylarında Doğu Anadolu ve Balkanlar üzerinden sarkarak etkiler
Az fakat etkin kar yağışı ile soğuk ve ayazın fazla olduğu hava tipini simgeler
Balkanlardan sarktığında Azor yüksek Basıncı ile birleşerek İzlanda Alçak Basıncı’nın Türkiye’yi etkilemesine izin vermez Bu nedenle uzun süreli, sakin ve soğuk kuş koşulları yaşanır

Azor Antisiklonu


Ülkemizi sürekli etkileyen dinamik kökenli yüksek basınç alanıdır
Kışın serin, yağışsız ve batı yönlü rüzgarlarla kendini belli eder Rüzgar hızları yavaştır
Kışın sürekli alçalıcı hareket gösterdiği ve soğuk yeryüzüne dokunduğu için havanın alt kısımlarında soğuk, durgun bir hava katmanı oluşur Bu durgun hava bölümü içerisinde şehirsel atıklar birikerek hava kirliliğine neden olur
Kış ayalarında Kuzey Afrika üzerinde İzlanda Alçak Basıncı’nın sıcak bölümü oluşarak İzlanda Alçak Basıncı’nın değişmesine yardım eder Yaz aylarında ise güneş ışınlarının gelme açısına bağlı olarak etki alanını Akdeniz üzerinden İngiltere’ye kadar genişletir Bu durumda Türkiye’de kuzey yönlü rüzgarlar etkili olur

Alçak Basınçlar :
İzlanda Siklonu


Dinamik kökenli bu alçak basınç alanı kışın etkilidir
Ülkemize batı ve kuzeybatıdan sokulur
Hareketli hava kütlelerini getirdiği için rüzgar birkaç gün ara ile çok farklı yönlerden eser Rüzgarın esme yönü güneybatıdan başlar, kuzeybatıya kadar döner Bu basınç merkezinde güney sektörlü rüzgarlar sıcaklığı artırırken, kuzey sektörlü rüzgarlar sıcaklığı düşürücü etki yapar ve cephesel yağışlara neden olur Özellikle Karadeniz’de bubasınç alanı etkisiyle cephesel ve orografik yağışlar görülür
Eğer kendisinden daha sıcak olan Akdeniz’e iner ve uzun bir süre burada kalırsa nem yüklenir Türkiye’nin güneybatı kıyılarında aşırı kış yağışlarına neden olur

Basra Körfezi – İran Siklonu


Termik kökenli bu basınç alanı, yaz aylarında karaların aşırı ısınması nedeniyle oluşmuştur
Ülkemizde güney ve güneydoğudan sokulan ve yaz aylarında etkili olan Basra Alçak Basıncı;
Aşırı çöl sıcaklarının yaşanmasına,
Yaz başlarında karaların fazla ısınması ve atmosferin üst kısımlarının daha soğuk olması nedeniyle ani, gök gürültülü, sağanak yağışlara,
Azor Yüksek Basıncı’nın da etkisiyle kuzey yönlü rüzgarların etkin olmasına neden olur

Rüzgarlar
Rüzgar


Hava kütlelerinin yatay yöndeki hareketlerine rüzgar denir
Rüzgarlar basınç farklılıklarından doğar ve daima yüksek basınç alanlarından alçak basınç alanlarına doğru eser

Rüzgarların Özellikleri :
Rüzgarın Hızı


Hava kütlesinin hareket hızıdır Rüzgar hızı saniyede metre (m/sn) ya da saatte kilometre (km/sa) olarak ifade edilir
Rüzgarın hızı anemometre ile ölçülür


Rüzgarın Hızını Etkileyen Etmenler
Basınç Farkı


Rüzgarın hızını etkileyen temel etmendir Basınç alanları arasındaki fark ne kadar fazla ise, rüzgar o kadar hızlı eser Basınç farkının güçlü olduğu yerlerde izobarlar sık, zayıf olduğu yerlerde ise seyrek geçmektedir
İzobar : Hava basıncının aynı olduğu yerleri birleştiren eğrilere izobar (eş basınç) eğrisi denir Basınç haritalarında bu değerler deniz seviyesine indirgenmiş olarak kullanılır

Basınç Merkezlerinin Yakınlığı


Alçak ve yüksek basınç merkezleri arasındaki uzaklık arttıkça rüzgarın şiddeti azalır Basınç merkezleri birbirine ne kadar yakın ve aradaki basınç farkı ne kadar fazla ise rüzgar o kadar hızlı eser

Dünya’nın Günlük Hareketi

Dünya’nın günlük hareketinin etkisiyle rüzgarlar esme yönlerinden sapar Bu nedenle rüzgarlar basınç farkını izlemeyip izobarlara paralel bir şekilde estiklerinden hızları azalır
Dünya ekseni çevresinde dönmeseydi rüzgarlar yüksek basınçtan alçak basınca doğru en kısa yolu izleyerek daha hızlı eseceklerdi Ancak Dünya’nın ekseni çevresindeki dönüşünün etkisiyle en kısa yolu izlemeyen rüzgarlar daha yavaş eser

UYARI : Rüzgarların sapma gücü enleme ve rüzgarın hızına göre değişir

Yer şekilleri

Yeryüzünün dağlık ve engebeli arazilerinde rüzgarın sürtünme etkisi arttığından, hızı azalır Engebeli olmayan alanlarda, deniz ve okyanuslar üzerinde sürtünme etkisi azaldığından rüzgarın hızı artar

Rüzgarın Yönü

Rüzgarın yönü bulunulan noktaya göre belirlenir ve rüzgar hangi coğrafi yönden geliyorsa ona göre adlandırılır
Rüzgarın yönü, basınç merkezlerinin konumuna, Dünya’nın günlük hareketine, yer şekillerine bağlı olarak değişir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Dünya’nın Günlük Hareketi

Eski 10-06-2010   #8
Şengül Şirin
Varsayılan

Dünya’nın Günlük Hareketi



Dünya’nın Günlük Hareketi

Dünya’nın ekseni çevresindeki dönüşü nedeniyle rüzgarlar yönlerinden sapar Rüzgar yönlerini saptıran etkiye koriyolis (coriolis) gücü denir Koriyolis gücü ile rüzgarlar Kuzey Yarım Küre’de sağa, Güney Yarım Küre’de sola sapar
Türkiye’de görülen yerel rüzgarlar, yıldız, poyraz, gün doğusu, keşişleme, kıble, lodos, gün batısı ve karayeldir

Rüzgarın Frekansı (Esme Sıklığı)

Rüzgarın yıl içinde belirli bir yönden esme sıklığına rüzgar frekansı denir
Esme sıklığı rüzgar frekans gülleri ile gösterilir
Bir bölgede belirli bir sürede rüzgarların en sık estiği yöne egemen rüzgar yönü denir
Örneğin Ankara Meteoroloji İstasyonu verilerine göre, Ankara’ya ait yıllık ortalama rüzgar frekans gülüne bakıldığında, yıl içinde kuzeydoğudan esen rüzgarların toplam 5000 esme sayısı ile en fazla olduğu görülür Yani egemen rüzgar yönü kuzeydoğudur

UYARI : Bir yerin rüzgar gülüne bakarak egemen rüzgar yönü ve o yerdeki yer şekillerinin uzanış yönü hakkında bilgi edinebiliriz

UYARI : Birbirine komşu iki yerin farklı ısınması durumunda öncelikle rüzgar görülür

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Rüzgar Çeşitleri

Eski 10-06-2010   #9
Şengül Şirin
Varsayılan

Rüzgar Çeşitleri



Rüzgar Çeşitleri

Rüzgarlar, oluşumlarına, esiş sürelerine ve etki alanlarına göre üçe ayrılırlar :

Sürekli Rüzgarlar

Genel Hava dolaşımına bağlı, sürekli basınç kuşakları arasında yıl boyunca yön değiştirmeden esen rüzgarlardır

Alizeler

30° enlemlerinden (DYB) Ekvator’a (TAB) doğru esen rüzgarlardır
Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketi nedeniyle sapmaya uğrayarak, Kuzey Yarım Küre’de kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de güneydoğudan eserler
En düzenli ve sürekli esen rüzgarlardır
Okyanus akıntılarının yönlerini düzenlerler
Başlangıçta kuru olan bu rüzgarlar, deniz üzerinden aldıkları nemi Ekvator çevresine yağış olarak bırakırlar

Ters Alizeler (Üst Alizeler)

Ekvator’dan (TAB), 30° enlemlerine (DYB) doğru esen üst rüzgarlardır
Her yerde ve her zaman görülmezler
Yeteri kadar sürekli ve güçlü değillerdir
30° enlemleri çevresinde aşağıya doğru alçaldığından yağış oluşumunu engellerler

Batı Rüzgarları


30° enlemlerinden (DYB), 60° enlemlerine (DAB) doğru esen batı yönlü rüzgarlardır
Kuzey Yarım Küre’de güneybatıdan, Güney Yarım Küre’de kuzeybatıdan eserler
Yön ve süreklilikleri oldukça değişkendir
Denizden karaya estikleri için orta kuşak karaların batı kıyılarına bol yağış bırakırlar
Kıtaların batı kıyılarında okyanus ikliminin gelişmesine neden olmuşlardır

UYARI : Batı rüzgarları sıcak su akıntılarının yön değiştirmesine neden olur ve akıntıları güçlendirirler

Kutup Rüzgarları

Kutuplardan (TYB) 60° enlemlerine (DAB) doğru esen soğuk ve kuru rüzgarlardır
Kuzey Yarım Küre’de kuzeydoğudan, Güney yarım Küre’de güneydoğudan eserler
Kuzey Yarım Küre’de kış aylarında etki alanlarını güneye doğru genişleterek okyanusların batı kıyılarında karasal iklimlerin gelişmesine neden olurlar Yazın ise zayıflar ve kutuplara doğru çekilirler

UYARI : Sürekli rüzgarlar yıl boyunca varlığını sürdüren sürekli basınç merkezleri arasında eser


Mevsimlik Rüzgarlar

Yılın bir yarısında belirli bir yönden, diğer yarısında ise tam tersi yönden esen rüzgarlardır Yıl içinde yaklaşık altı aylık sürelerle yön değiştiren bu rüzgarlara devirli rüzgarlar da denir Bu tip rüzgarlar, kara ve denizlerin mevsime dayalı farklı ısınma özelliklerinden doğar Geniş bir kara parçası olan Asya Kıtası, onun güney ve güneydoğusunda yer alan Hint Okyanusu ile Büyük Okyanus bu tip termik basınç sistemlerinin gelişmesine en uygun bölgelerdir Burada görülen mevsim rüzgarlarına muson adı verilmektedir
Muson rüzgarları, Güney ve Güneydoğu Asya kıyıları, Avustralya kıyıları ve Afrika’nın Gine Körfezi kıyılarında görülür

Yaz Musonları

Yaz aylarında Asya kıtası Hint Okyanusu’ndan daha çabuk ve çok ısınır Kıta üzerinde termik kökenli alçak basınç alanı oluşur Hint Okyanusu ise kıtaya göre daha serin olduğu için termik yüksek basınç alanıdır Bu nedenle denizden karaya doğru, nemli yaz musonları eser Kıyılarda bol yağış bırakırlar
Muson rüzgarlarının etkili olduğu bu bölgeler Dünya’nın en yağışlı yerleridir

UYARI : Yaz musonları denizden karaya doğru estikleri için dağ eteklerine ve yamaçlarına bol yağış bırakırlar

Kış Musonları

Kış aylarında Asya Kıtası çabuk ve çok soğur Kıta üzerinde termik kökenli yüksek basınç alanı oluşur Hint okyanusu ise kıtaya göre daha ılık olduğu için termik alçak basınç alanıdır Bu nedenle karadan denize doğru serin, yer yer soğuk ve kuru kış musonları eser

UYARI : Kış musonları karadan denize estiklerinden kuru rüzgarlardır
Yerel Rüzgarlar

Etki alanları dar ve esiş süreleri kısa olan rüzgarlardır Oluşumlarındaki temel etken kısa süreli sıcaklık ve basınç farklarıdır

Meltemler

Günlük sıcaklık ve basınç farklarından doğan rüzgarlardır

Kara Meltemi

Gece, karalar denizlere göre daha çabuk ve çok soğur Bu nedenle, karalar üzerinde termik yüksek basınç alanı, denizler üzerinde ise termik alçak basınç alanı oluşur Bu durumda hava akımları karalardan denizlere doğru olur ve bu rüzgarlara kara meltemi denir

Deniz Meltemi

Gündüz, karalar denizlerden daha çabuk ve çok ısınır Bu nedenle karalar üzerinde termik alçak basınç alanı, denizler üzerinde ise termik yüksek basınç alanı oluşur Bu durumda hava akımları denizlerden karalara doğru olur ve bu rüzgarlara deniz meltemi denir
Örneğin İzmir’de yaz aylarında esen imbat bir deniz meltemidir

Dağ Meltemi

Gece, yüksek yerler daha çabuk soğuduğundan termik yüksek basınç alanı, alçak yerler ise geç soğuduğundan termik yüksek basınç alanıdır Hava akımları doruklardan çukur alanlara doğru olur ve bu rüzgarlara dağ meltemi denir

Vadi Meltemi

Gündüz, yamaçlar vadi tabanlarına göre daha çabuk ve çok ısınır Yamaçlar termik basınç alanı, vadi tabanları ise termik yüksek basınç alanıdır Bu durumda, hava akımları vadi tabanlarından yamaçlara doğru olur ve bu rüzgarlara vadi meltemi denir

UYARI : Meltemler, havanın durgun olması nedeniyle Ekvator’da yıl boyunca, orta enlemlerde ise en çok yaz mevsiminde görülür

Sıcak Yerel Rüzgarlar

Estikleri yere göre daha sıcak olan rüzgarlardır

Fön : Yamaçtan aşağı inen hava kütlesinin sıcaklığının her 100 m de 1 °C artmasına bağlı olarak oluşan sıcak ve kuru rüzgarlardır Bu rüzgarlar kış mevsiminde karların erken erimesine, çığ ya da su baskınlarına neden olur Yaz mevsiminde ise ürünlerin erken olgunlaşmasını sağlar

Srikko : Büyük Sahra’dan Kuzey Afrika ve İtalya kıyılarına doğru esen sıcak ve kuru rüzgarlardır Akdeniz üzerinden geçerken nem yüklendikleri için İtalya kıyılarına yağış bırakırlar Çoğu zaman havanın içindeki tozdan dolayı bu yağışlar renkli olur Srikko kıyıya yağış bırakıp içerilere sokulunca tekrar kuraklaşır

Hamsin : Büyük Sahra’dan Mısır ve Libya kıyılarına doğru esen sıcak, kuru ve toz yüklü tipik çöl rüzgarlarıdır

Samyeli (Keşişleme) : Güneydoğudan esen, sıcak ve kuru çöl rüzgarlarıdır Ürünler üzerinde kurutucu ve kavurucu etki yaparlar Türkiye’de Güneydoğu Anadolu ve Doğu Akdeniz’de etkisi daha belirgindir

Lodos : Türkiye’ye güneybatıdan esen sıcak ve nemli rüzgarlardır Lodos yağış bırakmaz ancak havadaki nem miktarını artırır Ardından hava soğuyunca bu nem yağışa dönüşür Belli bir esme mevsimi yoktur Kış aylarıda estiğinde ılıtıcı etki yapar

Kıble : Güneyden esen sıcak rüzgarlardır Akdeniz kıyılarına yağış bırakırlar Torosların güney yamaçlarında etkili rüzgarlardır

UYARI : Yamaçtan aşağı inen bir kütlenin sıcaklığı ve kurutucu etkisi artar

Soğuk Yerel Rüzgarlar

Genellikle kış aylarında etkili rüzgarlardır Dağlık alanlardan ve soğuk enlemlerden ılık kıyılara doğru eserler

Mistral : Fransa’nın iç kesimlerinden Rhone Vadisi’ni izleyerek Akdeniz kıyılarına doğru kışın esen soğuk rüzgarlardır

Bora : Yugoslavya’nın iç kesimlerinden Adriyatik Denizi kıyılarına esen soğuk rüzgarlardır

Krivetz: Romanya’nın iç kesimlerinden Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır

Etezien : Balkan Yarımadası’ndan Kuzey Ege kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır
Karayel : Türkiye’ye kuzeybatıdan esen soğuk rüzgarlardır Kışın kar yağışlarına, yazın sağanak yağışlara neden olur

Yıldız :
Türkiye’ye kuzeyden esen soğuk rüzgarlardır Karadeniz kıyılarına yağış bırakırlar Kar yağışına neden olurlar Karayel ile karışık estiğinde kar fırtınaları görülür
Poyraz : Türkiye’nin hemen her yerinde esen rüzgarlardır Yaz poyrazı serinletici etki yapar Kışın ise kuru soğuklara neden olur

Tropikal Siklonlar

Tropikal kuşakta sıcak ve nemli hava kütlelerinde oluşan, güçlü ve çok şiddetli esen, yıkıcı etkileri olan rüzgarlardır Yerel olarak siklon, hurricaine, tayfun, gibi adlar verilir
Daha küçük ölçekli güçlü girdap hareketlerine de hortum (tornado) adı verilir

Nemlilik
Nem


Yeryüzündeki su kütlelerinden buharlaşan su, atmosferin nemlenmesine yol açar Atmosferdeki su buharına hava nemliliği de denir Önemli bir sıcaklık etmeni olan atmosferdeki su buharının miktarı, yere ve zamana göre değişir
Atmosferde nemliliğin dağılışını etkileyen etmeler

Buharlaşma

Atmosferdeki nemin kaynağı yeryüzündeki su kütleleridir Sıcaklık arttıkça, havadaki nem açığı arttıkça, su yüzeyi genişledikçe, rüzgar estikçe, basınç azaldıkça, buharlaşma artar

Sıcaklık

Sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde havanın nem alma kapasitesi de yüksek olduğu için buharlaşma artar, düşük olduğu yerlerde ise buharlaşma azalır

Yükseklik

Ağır bir gaz olan su buharı, yerçekiminin etkisiyle fazla yükselemez Yoğunlaşma sonucu yağış tekrar yeryüzüne düşer Yükseldikçe hava soğuyacağından havanın su buharı taşıma kapasitesi dolayısıyla buharlaşma azalır

Basınç

Yüksek basınç alanlarında alçalıcı hava hareketi buharlaşmayı engeller Çünkü alçalan havanın yoğunluğunun artması su buharının yükselmesini önler Alçak basınç alanlarında ise yükselen havanın yoğunluğu daha az olacağı için buharlaşma daha kolaydır

Mutlak Nem (Varolan Nem)

1m3 havanın içindeki su buharının gram olarak ağırlığına mutlak nem denir Mutlak nem, sıcaklığa bağlı olarak, Ekvator’dan kutuplara doğru, denizlerden karalara doğru ve yükseklere çıkıldıkça azalır

Maksimum Nem (Doyma Miktarı)

1m3 havanın belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği nemin gram olarak ağırlığıdır Hava kütleleri ısındıkça genleşip hacimleri artar Bu nedenle nem alma ve taşıma kapasiteleri de artar Eğer hava taşıyabileceği kadar nem alırsa doyma noktasına ulaşır ve doymuş hava adını alır

Örneğin : 20°C sıcaklığa sahip bir hava kütlesinin taşıyabileceği nem miktarı 17,32 gr/m3’tür Bu hava kütlesinin sıcaklığı 30°C’ ye yükseldiğinde havanın hacmi genişleyeceği için taşıyabileceği nem miktarı da artar ve doyma noktası 30,4 ge/m3’e yükselir Bu nedenle hava kütlesinin doyması için aradaki fark (1308 gr) kadar nem yüklenmesi gerekir

UYARI : Hava kütleleri, genellikle doyma noktasının üzerinde nem taşıyamaz

Bağıl Nem

Hava her zaman taşıyabileceği kadar nem yüklenmez Genellikle havadaki su buharı miktarıyla doyma miktarı arasında bir fark bulunur Bu farka doyma açığı (nem açığı) denir
Belli sıcaklıkta 1m3 havanın neme doyma oranına ise bağıl nem denir
Bağıl Nem = Mutlak Nem (Varolan Nem) x 100
Maksimum Nem (Doyma Miktarı)
Formülü ile hesaplanır

Bağıl Nemi Artıran Etkenler

Bağıl nem, mutlak nemin artması ya da hava sıcaklığının azalması nedeniyle artar


Mutlak Nemin Artması

Mutlak nem bakımından fakir, diğer bir deyişle doyma açığı bulunan bir hava kütlesi denizler üzerinden geçerken buharlaşma yolu ile ya da mutlak nemi kendisinden daha çok (doyma noktasına yakın) olan bir hava kütlesi ile karşılaştığında karışma yolu ile mutlak nem bakımından zengin hale gelir Hava kütlesinin sıcaklığı değişmeden nem kazandığı için bağıl nemi de artar

Hava Sıcaklığının Azalması

Hava kütlesi kendisinden daha soğuk bir hava ile karşılaştığında ya da soğuk bir zemin üzerinden geçtiğinde sıcaklığı düşer Böylece nem miktarı değişmeden sıcaklığı düşen hava kütlesinin bağıl nemi artar

Mutlak Nem, Maksimum Nem ve Bağıl Nem İlişkisi

Bir yerdeki yağış oluşumu mutlak nem (varolan nem) ile maksimum nem (doyma noktası) arasındaki ilişkiye bağlıdır Yağış oluşumu için havanın nem yüklenerek doyma noktasına ulaşması ve bağıl neminin % 100 olması gerekir

MUTLAK, MAKSİMUM VE BAĞIL NEM İLİŞKİSİ

Mutlak Nem (Varolan Nem) = Maksimum Nem (Doyma Miktarı) Bağıl Nem = %100 Hava neme doymuştur
Mutlak Nem (Varolan Nem) > Maksimum Nem (Doyma Miktarı) Bağıl Nem > %100 Havada nem fazlası bulunurBu fazlalık yoğunlaşarak yağış biçiminde yeryüzüne döner
Mutlak Nem (Varolan Nem) < Maksimum Nem (Doyma Miktarı) Bağıl Nem < %100 Havada doyma açığı yani nem açığı bulunur Nem açığının kapanması için hava sıcaklığının azalması ya da havanın nem yüklenmesi gerekir

UYARI : Soğuk bölgelerde havanın doyma miktarı düşük olduğu için bu bölgelerde bağıl nem yüksektir Çöl bölgelerinde ise havanın doyma miktarı yüksek olduğu için, hava kütlesi soğuk bölgelerden daha çok mutlak nem içerse bile bağıl nem miktarı düşüktür

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Yoğunlaşma

Eski 10-06-2010   #10
Şengül Şirin
Varsayılan

Yoğunlaşma



Yoğunlaşma

Atmosferdeki su buharının gaz halden sıvı ya da katı hale geçmesine yoğunlaşma denir Yoğunlaşmanın temel nedeni sıcaklığın düşmesidir

Yoğunlaşma Çeşitleri
Havanın Alttan Soğumasına Bağlı Yoğunlaşma


Bu tip yoğunlaşma ile sis oluşur Yatay ya da yataya yakın hareket eden ılık ve nemli bir hava kütlesinin kendisinden daha soğuk bir zemin üzerinden geçişi sırasında içindeki su buharının su zerrecikleri şeklinde yoğunlaşmasına sis denir

Hava Kütlesi Sisi

Genellikle hava hareketlerinin yatay yönde ve yavaş olduğu yerlerdeki ısı kaybı sonucu oluşan sislerdir

Kara Sisi (Radyasyon Sisi)

Kara sisleri sıcaklık terselmesinin görüldüğü yerlerde ve dönemlerde kara içlerinde oluşur

Sıcaklık Terselmesi : Bazı dönemlerde yerin aşırı enerji kaybetmesi, dağlardan çukur alanlara soğuk havanın inmesi, sıcak havanın üstüne soğuk havanın gelmesi ya da alçalan havanın alt bölümlerinin soğuması gibi nedenlerle hava tabakasının sıcaklığı yerden yükseldikçe düzenli olarak azalmaz Belirli bir yükseltiye kadar artan sıcaklık sonra yeniden düzenli olarak azalmaya başlar Bu olaya sıcaklık terselmesi denir

Kıyı ve Deniz Sisi (Adveksiyon Sisi)


Yatay hava hareketleri sonucunda ılık ve nemli hava kütlesinin kendinden daha soğuk zemin üzerinden geçtiği kıyılarda ve deniz üzerinde oluşan sislerdir
Örneğin İngiltere’de batı rüzgarlarının ve Gulfstream sıcak su akıntısının etkisi ile bu tip sisler yıl boyunca görülür

Yer şekli Sisi (Orografik Sis)

Yamaç eğimi az olan yerlerde ılık ve nemli hava kütlesinin yamaç boyunca yükselmesi ve bunun sonucunda içindeki su buharının soğuyarak yoğunlaşması ile oluşan sislerdir

Cephe Sisi

Sıcaklık ve nem bakımından farklı hava kütlelerinin karşılaşma bölgelerinde, sıcak hava soğuk hava üzerinde yükselir Yükselen sıcak havada olan yoğunlaşmalar sonucunda soğuk hava içine su buharı katılır Nem miktarı artan soğuk havanın yoğunlaşmasıyla sis ya da bulut oluşur

UYARI : Sis yoğunluğu havanın nem taşıma kapasitesine bağlı olduğundan, gece daha fazladır

Yükselen Havanın Soğumasına Bağlı Yoğunlaşma

Bu tip yoğunlaşma ile bulut oluşur Bir hava kütlesinin dikey yönlü hareketi sırasında, yerden yükseldikçe içindeki subuharının su zerrecikleri şeklinde yoğunlaşmasına bulut denir Bulutların güneş ışınlarını engelleyici etkisi ile yeryüzünün aşırı ısınıp soğuması önlenir

Bulutluluk Oranı


Gökyüzünün bulutlarla kaplı olma oranıdır Bulutluluk nefometre ile ölçülür Bulutluluk oranının yüksek olduğu (her mevsim bol yağış alan) yerlerde güneşli gün sayısı azdır Örneğin İngiltere’de, batı rüzgarlarının ve sıcak su akıntılarının etkisiyle hemen her mevsim yağışlı ve güneşli gün sayısı azdır

UYARI : Bulut kümelerinin altının düz olması yoğunlaşmanın aynı seviyede olduğunu gösterir

Nefometre :
Bulutluluk gökyüzünü kaplayan bulutların miktarı 10 ya da 8 eşit parçaya bölünmüş ve nefometre adı verilen bir araç ile ölçülür Nefometre ufku kaplayacak şekilde tutularak bulutla kaplı pencereler sayılır Bulutla kaplı pencere sayısının tüm pencere sayısına oranı da bulutluluğu verir

Bulut Tipleri

Bulutlar yüksekliklerine göre incelenir
Yüksekliklerine göre bulutlar 3 gruba ayrılır:

Yüksek Bulutlar

6000m’nin üstündeki hava katmanlarında su buharının buz şeklinde yoğunlaşması ile oluşan bulutlardır Bu seviyelerdeki su buharı azlığına bağlı olarak görünüşleri tüy şeklindedir Bunlara genel olarak sirrus adı verilir

UYARI : Kümülonimbus bulutları dikey yönlü hareketlerinin fazla olması nedeniyle her üç (alçak, orta, yüksek) seviyeye de yayılabilen bulutlardır

Orta Bulutlar

3000 – 6000 m arasındaki yükseltilerde yoğunlaşmalara bağlı olarak oluşan bulutlardır Bunlara alto bulutları adı verilir Genellikle beyaz renklilerdir

Alçak Bulutlar

Yeryüzü ile 3000 m arasında oluşan kalın, yoğun ve koyu görünüşlü bulutlardır Yoğunlaşma hızlı ve kısa sürede olursa küme şekilli yoğun yağış bırakan bulutlar oluşur Eğer yoğunlaşma yavaş ve uzun sürede olursa tabaka şekilli ve uzun süren çisinti şeklinde yağış bırakan bulutlar oluşur

Yağış

Havadaki nemin doyma noktasını aşıp, su damlacıkları, buz kristalleri veya buz parçacıkları şeklinde yoğunlaşmasına yağış denir

Yerde Yoğunlaşma Biçimindeki Yağışlar


Çiy : Havanın açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır İlkbahar ve yaz aylarında görülür

UYARI : Bir bölgede yağışların oluşabilmesi için hava sıcaklığının düşmesi, hava kütlesinin yükselmesi ve havanın doyma noktasına ulaşması gerekir Dolu yağışı orta enlemlerde, genellikle sağanak yağmurlara birlikte, ilkbahar ve yaz aylarında görülür Çiy 0°C’nin üzerindeki, kırağı 0°C’nin altındaki yoğunlaşmalar ile oluşur

Kırağı : Soğuyan zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde olmasıdır Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun olması gerekir

Kırç :
Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline geçmesidir

Troposferde Yoğunlaşma Biçimindeki Yağışlar

Yağmur : Buluttaki su taneciklerinin damlalar halinde birleşerek yeryüzüne düşmesidir

Kar :
Havadaki su buharının 0°C’nin altında yoğunlaşarak ince taneli buz kristallerine dönüşmesidir
Dolu : Dikey yönlü hava hareketlerinin çok güçlü olduğu bulutlarda, sıcaklığın birdenbire ve büyük ölçüde düşmesiyle su tanecikleri donar

Yağış Miktarı

Yıl içerisinde birim alana düşen toplam yağış miktarına denir
Yağış, plüviyometre ile ölçülür, kg/m2 ya da mm olarak ifade edilir

Yağış Miktarını Etkileyen Etmenler

Hava Kütlesi : Bir yerin yağış alabilmesi için uygun hava kütlelerinin ve buna bağlı cephe sistemlerinin etkisi altında bulunması gerekir Hava kütlesi nemli ise yağış miktarı artar Örneğin Türkiye’de kış yağışlarının fazlalığı İzlanda Gezici Alçak Basıncı’nın kışın daha etkili olmasının bir sonucudur

Yükselti ve Yer şekilleri : Deniz seviyesinden yaklaşık 1500 – 2000 yükseltiye kadar her 100 m’de yağış miktarı 50 – 400 mm arasında artar Bu yükseltiden sonra yağışlar azalır Çünkü içindeki nemin büyük bölümünü yamacın orta bölümlerine bırakan hava kütlesi doruklara kuru olarak geçer Nemli hava kütlelerine dönük yamaçlarda yağışın fazla, ters yamaçlarda yağışın az olması ise yer şekillerinin yağış miktarına etkisini kanıtlar

Denize Etkisine Kapalılık : Denizden uzaklaştıkça yağış miktarı azalmaktadır Çünkü, nemli hava kütleleri, içindeki nemin büyük bir bölümünü kıyı kesimlerinde bırakır ve içerilere daha kuru olarak sokulur

Akıntılar : Sıcak su akıntılarının etkisiyle ısınıp nemlenen hava kütleleri serin kara üzerine geldiğinde yağış bırakır Örneğin, İngiltere ve Japonya kıyılarında yağış miktarının fazla olmasında sıcak su akıntıları etkilidir Soğuk su akıntılarının geçtiği kıyılarda ise yağış miktarının azaldığı görülür

Bitki Örtüsü :
Özellikle ormanlardaki terleme, nem miktarını artırdığından yağışlar %3 – 6 oranında artar

Yağış Tipleri :
Yükselim (Konveksiyon) Yağışları


Isınarak yükselen havanın soğuması ile oluşan yağışlardır
Ekvator çevresinde yıl boyunca orta enlemlerde ilkbahar ve yaz aylarında bu tip yağışlar görülür
Türkiye’de ilkbahar ve yaz başlarında kuzeybatıdan gelen nemli ve soğuk hava, İç Anadolu’da ısınarak, yükselir ve yağış bırakır Bu yağışlara kırkikindi yağmurları denir

Yamaç (Orografik) Yağışları

Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır
Orografik yağışlar en çok kıyıya paralel uzanan dağların denize dönük yamaçlarında görülür
Türkiye’de Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları’nda yamaç yağışı belirgindir

UYARI : Egemen rüzgar yönüne dük uzanan dağ yamaçları orografik yağışları alır

Cephe Yağışları

Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında oluşan yağışlardır
Yeryüzündeki yağışların önemli bir bölümünü bu tip yağışlar oluşturur
Batı ve Orta Avrupa ile okyanusal iklim bölgelerinde her mevsim, Akdeniz iklim bölgelerinde kış aylarında cephesel yağışlar görülür

Dünya’da Yağışın Dağılışı
Çok Yağışlı Bölgeler


Ekvatoral Bölge : Yıl boyunca ısınmanın fazla olması nedeniyle yükselim yağışları görülür Bu bölgede karşılaşan kuzey ve güney alizeleri de yükselim yağışlarına yol açar Her mevsim yağışlı olan ekvatoral bölgede, Mart ve Eylül aylarında yağış miktarı artar Yıllık yağış toplamı 2000 mm civarındadır

Muson Asyası : Yaz musonlarının etkisiyle yaz aylarında bol yağış alır Yağışlar, yamaç yağışı şeklindedir Kış ayları genellikle kurak geçer Yıllık yağış miktarı 2000 mm’nin üstündedir

Orta Kuşak Karaların Batı Kıyıları :
Her mevsimin yağışlı olduğu bölgelerdir Kış yağışlarının nedeni gezici alçak basınç ve buna bağlı cephe sistemleridir Dağlık kıyılarda yer şekilleri yağış miktarını artırıcı etki yapar Ayrıca bu kıyılar batı rüzgarları ve sıcak su akıntılarının etkisi altıdadır

UYARI : Kuzey Amerika Kıtası’nın doğu kıyısında tropikal siklonlar nedeniyle çok yağış görülür

Yağışlı Bölgeler

Akdeniz Bölgeleri : 30° - 40° enlemleri arasında kışları yağışlı, yazları kurak bir yağış rejimi gelişmiştir Bölge, yazın subtropikal yüksek basınçların, kışın ise batı rüzgarları ve geçici alçak basınçların etkisinde kalır Kış yağışları, cephesel yağışlardır Dağlık alanlarda ise orografik cephesel yağılar görülür

Orta Kuşak Kıtalarının Doğu Kıyıları : Her mevsimi yağışlıdır Genellikle yağışlar cepheseldir Ancak yaz mevsiminde konveksiyonal yağışlar da görülür Soğuk su akıntıları bazı kıyılarda çöllerin gelişmesine neden olmuştur
Savan Bölgeleri : 10° - 20° enlemleri arasında, kışların kurak, yazların ise yağışlı geçtiği bölgelerdir Yaz yağışları konveksiynal yağışlardır Kış kuraklığının nedeni subtropikal yüksek basınç alanının Ekvator’a doğru kaymasıdır

Az Yağışlı Bölgeler

Orta kuşak karasal bölgelerde kışın, karaların iç kısımlarında havanın soğuk olması nedeniyle antisiklon alanları oluşur Nemli havanın iç kısımlara sokulmasını önler Buralarda kışlar biraz nemli ancak yağışsızdır İlkbahar ve yaz aylarında ise ısınmaya bağlı konveksiyonal yağışlar görülür

Kurak Bölgeler
Subtropikal Yüksek Basınç Bölgeleri


20° - 30° enlemleri arasında yıl boyunca yağışın çok az görüldüğü hatta bazı yıllarda yağışın hiç görülmediği bölgeler vardır Alçalıcı hava hareketleri nem açığını büyütür ve kuraklığın belirginleşmesine neden olur Bu bölgeler, Büyük Sahra, Arabistan ve Avustralya’da geniştir Güney Afrika, Güney Amerika ve Meksika’da daha dar alanlıdır

Orta Kuşak Kıtalarının Deniz Etkisine Kapalı İç Kısımları

Denizden çok uzak olan bu bölgelere nemli rüzgarlar ulaşamaz Kıyıya paralel uzanan dağ sıraları da nemli rüzgarları engellediği için bu bölgelerde kuraklık belirgindir Örneğin Orta Asya çöllerinin oluşumu buna bağlıdır

Kutuplar

Kutuplar çevresi soğuk olduğundan havanın mutlak nemi düşük ve yağış miktarı azdır Ayrıca buralarda yüksek basınç alanının egemen olması yağışları önler Buralara daha çok soğuk çöller denir

Türkiye’de Yağışın Dağılışı

Türkiye’de genellikle Akdeniz yağış rejiminin etkisi görülür
En çok yağış kıyı bölgelerde görülür İç kısımlara gidildikçe yağış miktarı azalır
En az yağış alan yer Konya ve Tuz Gölü çevresi ile bazı derin yarılmış akarsu vadilerinin tabanlarıdır

Karadeniz kıyılarında sonbahar, Akdeniz kıyılarında kış, İç Anadolu’da İlkbahar ve Erzurum – Kars Bölümünde az yağışları belirgindir
Türkiye genelinde kış aylarında görülen yağışlar cephesel yağışlardır Çünkü kış aylarında Anadolu, gezici alçak ve yüksek basınçların etkisi altındadır Bu basınçlar cephesel yağışlara neden olur

UYARI : 30° Kuzey enlemindeki dinamik yüksek basınç alanının yaz aylarında 40° Kuzey enlemine doğru genişlemesi nedeniyle Karadeniz kıyıları dışında yaz kuraklığı oluşur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.