İkâb |
01-26-2010 | #1 |
Şengül Şirin
|
İkâbİkâb Cezâ, azâb Günâhın cezâsını vermek Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: Biliniz ki, muhakkak Allahü teâlânın (haram işleyenler için) ikâbı pek çetindir Allahü teâlânın, (haramları terk edenlere) mağfireti (bağışlaması bol) ve merhâmeti çoktur (Mâide sûresi: 98) Mü'min ve kâfir herkes kıyâmette, dünyâda yapmış olduklarının karşılığını görür Ehl-i sünnet (Resûlullah efendimiz ve Eshâbının, arkadaşlarının yolunda) olan mü'minin, dünyâda iken tövbe etmiş olduğu günâhları affolunup, hayırlarına (iyiliklerine) s evâb verilir Kâfirlerin ve bid'at sâhibi olanların yâni îtikâdı (inancı) bozuk olan mü'minlerin hayırları (iyilikleri) red olunup (geri çevrilip), kötülükleri, günahları için de cezâ görürler En büyük ve ebedî ikâb küfürden (kâfirlikten, inanmamaktan) dolayı olur (Kâdızâde, İmâm-ı Birgivî) Melek-ül-mevt, ma'sûm olanların canını aldıktan sonra, o can alınıp, gökler seyrettirilir Cennet'e götürülürler Orada yeşil zebercedden bir sahrâ vardır Ma'sûm oraya geldikte; "Beni buraya neden getirdiniz?" der Melekler; "Yâ ma'sûm! Kıyâmet yeri vardır Çok sıcaktır İşbu sahrâda, yetmiş bin rahmet pınarı vardır Hazret-i Resûl-i ekremin havzının başında durup, nûrdan bardakları görünüz! Atanız ve ananız kıyâmet yerine geldiklerinde, bu bardakları su ile doldurup, onlara verirsiniz ve onları tutup salıvermeyesiniz ki, Cehennem yoluna gitmeyeler azâb ve ikâb görmeyeler" derler (Kutbuddîn İznikî) Farzı (Allahü teâlânın yapınız diye buyurduğu kesin emirleri) terk eden veyâ haram (Allahü teâlânın kesin olarak yasakladığı şeyleri) işleyen, tövbesiz ölür ve şefâate (Allahü teâlânın sevdiklerinin yardımına), affa kavuşmazsa, ikâb olunur (Muhammed Es'ad)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|