|
|
Konu Araçları |
avrupa, birliği, devletin, fikri, genel, genelge, hak, hakkinda, kaybi, korsanliği, müdürlüğü, sinaî, taklitçiliğinde, vergi |
Fikrî Ve Sinaî Hak Korsanliği Ve Taklitçiliğinde Devletin Vergi Kaybi Hakkinda Genelge (Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü) |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Fikrî Ve Sinaî Hak Korsanliği Ve Taklitçiliğinde Devletin Vergi Kaybi Hakkinda Genelge (Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü)FİKRÎ VE SINAÎ HAK KORSANLIĞI VE TAKLİTÇİLİĞİNDE DEVLETİN VERGİ KAYBI HAKKINDA GENELGE (AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ) FİKRÎ VE SINAÎ HAK KORSANLIĞI VE TAKLİTÇİLİĞİNDE DEVLETİN VERGİ KAYBI HAKKINDA GENELGE (AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ) TC ADALET BAKANLIĞI Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Sayı: B030ABG0000001/0100602/120/03/2006 Konu: Fikrî ve sınaî hak korsanlığı ve taklitçiliğinde devletin vergi kaybı [/b]GENELGE No:134 Günümüzde suç ekonomisinde önemli bir yer tuttuğu görülen fikrî ve sınaî hak korsanlığı ve taklitçiliğinin pek çok pazarda söz konusu olabildiği, hukuka aykırı olarak işleyen böylesine bir pazarda Devletin çok büyük vergi kayıplarının ortaya çıktığı, sözü edilen ihlâller nedeniyle ülke ekonomisinin olumsuz etkilendiği ve suçla mücadelede yeterli önlemlerin alınamadığı Bakanlığımıza intikal eden bilgilerden anlaşılmıştır Bilindiği üzere; 1938'den beri Brüksel Metni'ne taraf olduğumuz 1886 tarihli Edebiyat ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesi'nin 1979 tarihli Paris Metni'ne 03092003 tarihinden, İcracı Sanatçılar, Fonogram -ses kaydı- Yapımcıları ve Yayın Kuruluşları Hakkında 1961 Tarihli Roma Sözleşmesi'ne 03092003 tarihinden, 1925 den beri Londra Metnine taraf olduğumuz 1883 tarihli Sınaî Mülkiyetin Korunmasına Dair PARİS Sözleşmesi'nin 1 Şubat 1995 tarihli Stokholm Metni'nin 1-12 maddelerine 01021995 tarihinden, 1970 tarihli Patent İşbirliği Antlaşması (PCT)'na 01011996 tarihinden, 1973 tarihli Avrupa Patent Sözleşmesi'ne 01112000 tarihinden, 1996 tarihli MADRİD Anlaşmasına İlişkin Protokol'e 01011999 tarihinden, 1925 tarihli Tasarımların Uluslararası Tesciline ilişkin LAHEY Anlaşması'nın Cenevre Metni'ne 01012005 tarihinden, 1971 tarihli Patentlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin STRASBOURG Anlaşması(lPC)'na 01101996 tarihinden, 1957 tarihli Marka Tescilinde Eşyaların ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin NİS Anlaşması'na 15101996 tarihinden, 1968 tarihli Tasarımların Sınıflandırılmasına İlişkin LOCARNO Anlaşması'na 30111998 tarihinden itibaren, 1994 tarihli Marka Kanunu Anlaşması (TLT)'na 01012005 tarihinden, İtibaren ülkemiz taraf olmuştur Öte yandan; 24061995 tarihli ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24061995 tarihli ve 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24061995 tarihli ve 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 27061995 tarihli ve 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Yukarıda belirtilen Kanun Hükmünde Kararnamelerin yaptırımlarını öngören 07111995 tarihli ve 4128 sayılı 551, 554, 555, 556 sayılı KHK'lere Ceza Hükümlerinin Eklenmesi Hakkında Kanun, 08012004 tarihli ve 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun, [/b][/b]22042004 tarihli ve 5147 sayılı Entegre Devre Topografyalarının Korunması Hakkında Kanun, Çıkarılmış, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda; 07061995 tarihli ve 4110 sayılı Kanun, 21022001 tarihli ve 4630 sayılı Kanun ve 03032004 tarihli ve 5101 sayılı Kanun ile bir kısım değişiklikler yapılmıştır Böylece Türkiye; hem TRIPs Anlaşması ve I/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı gereklerini yerine getirmek, hem de etkin ve çağdaş bir fikrî ve sınaî haklar sistemi kurmak için başlattığı mevzuat çalışmaları sonucunda, bu alanda AT mevzuatına ve çağdaş uluslararası standartlara uyumu önemli ölçüde gerçekleştirmiştir Fikrî ve sınaî haklar, insanın fikrî çalışmalarıyla ortaya koyduğu ürünler üzerindeki çeşitli hak ve menfaatlerin korunması suretiyle fikrî emek ve çalışmaların teşvik edilmesi felsefesine dayanmakta olup, bu teşvik sayesinde kültür, sanat ve teknoloji alanında gelişme sağlanacağı gibi, üretimin ve piyasadaki rekabetin arttırılmasında, kültürel yaşamın geliştirilmesinde ve teknolojinin yaygınlaştırılmasında da sözü edilen hakların önemli bir rol oynayacağı şüphesizdir Fikrî ürün üzerindeki hakların korunması temeline dayanan fikrî ve sınaî haklar hukuku ise, fikrî ve sınaî hak sahibinin belirlenmesini, yetkilerini, bu hakların korunmasını ve bunların çeşitli hukukî işlemlere konu olmasını düzenlemektedir Fikrî ürün üzerindeki hakların korunmasının temelinde, bunların insanın en doğal hakkı olması gerçeği yatmaktadır Bundan dolayıdır ki, 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 27'nci maddesinin ikinci fıkrasında "herkes, vücuda getirdiği her türlü bilim, edebiyat ve sanat eserlerinden doğan manevi ve parayla ölçülebilir menfaatlerinin korunmasını isteme hakkına sahiptir" denilerek, fikrî ürün üzerindeki manevî ve malî hakların kişinin en temel insan hakları arasında yer aldığı vurgulanmıştır Yine, 27'nci maddenin ilk fıkrasında; "herkes toplumun kültürel faaliyetlerine katılmak, güzel sanatlardan haz almak, bilim alanındaki ilerleyişe katılmak ve bunlardan yararlanmak hakkına sahiptir" denilmek suretiyle de, kim tarafından meydana getirilmiş olursa olsun, fikrî ürün sahibinin hakları gibi, bireylerin bu ürünlerden yararlanma haklarının temel insan hakları arasında olduğu belirlenmiştir Temel insan haklarından olan fikrî hakların korunması, bir ülkenin kültür ve sanat alanındaki gelişmesinin en önemli hukukî alt yapısını oluşturarak, yaratıcılığı teşvik etmektedir Sınaî hakların tanınması ve korunması ise, bir yandan araştırma ve geliştirmenin teşviki ile teknik bilgilerin değerlendirilerek yaygınlaştırılmasını sağlarken, diğer yandan da teknoloji transferine zemin hazırlamaktadır Bununla birlikte, günümüzde taklit teknolojisinin gelişmesi sonucunda, fikrî ve sınaî haklara konu ürünlerin taklit edilmesi hem çok kolay hem de çok ucuz olduğundan, etkin bir koruma hak sahipleri için hayatî önem arz etmektedir Ayrıca etkili bir fikrî ve sınaî hak koruma sistemi, ülkelerin ekonomik büyümesine olumlu katkılar sağlamaktadır Zira yabancı yatırımcılar, faaliyetleri açışından etkin yasal düzenlemelerin bulunduğu ülkelerle ticaret yapmayı veya bu ülkelere yatırım yapmayı tercih etmektedirler Son yıllarda dünya ticaretindeki gelişmelere paralel olarak fikrî ve sınaî haklar hukukunda da yaşanmakta olan büyük gelişmeler, fikrî ve sınaî hakları uluslararası ticaretin en önemli unsurlarından birisi haline getirdiğinden, fikrî ve sınaî hakların korunmasına uluslararası bir standart getirilmesi önem kazanmıştır Bu bağlamda, 15 Nisan 1994 tarihinde Dünya Ticaret Örgütünü Kuran Anlaşmanın eki olarak TRIPs Anlaşması kabul edilmiştir TRIPs, Ticaretle Bağlantılı Fikrî Mülkiyet Hakları Hakkında Anlaşma olup, uluslararası alanda fikrî ve sınaî haklanın minimum seviyede korunmasını amaçlamaktadır Türkiye'nin 31121994 tarihinden bu yana taraf olduğu bu Anlaşmayla, taraf ülkeler fikrî ve sınaî hakların etkin bir şekilde korunması için gereğini yerine getireceklerini taahhüt etmişlerdir Diğer taraftan, Avrupa Birliği ile ilişkiler bağlamında; bir aday ülke olan Türkiye, Gümrük Birliğine ilişkin I/95 sayılı Ortaklık Konseyi Karan ile fikrî ve sınaî haklarla ilgili mevzuatını Avrupa Topluluğu (AT) mevzuatına uyumlaştırma taahhüdü altına da girmiştir 04011961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması, mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz" şeklindeki 9'uncu maddesinin ikinci fıkrası hükmünün, fikrî ve sınaî hak korsanlığı ve taklitçiliğine konu eylemin kanunlarla yasaklanmış olmasının, faillerinin vergi yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağını açıkça düzenlediği görülmektedir Ayrıca; Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün doğrudan vergi kayıpları ile ilgili olan kesinleşmiş fikrî ve sınaî hak ceza mahkemesi kararlarının, başsavcılıklar tarafından Defterdarlıkların Gelir Müdürlüklerine bildirilmesi durumunda vergi yönünden gerekli işlemin yapılacağını belirten 24122004 tarihli ve 62090 sayılı yazılarından Bakanlığımızla yapılacak işbirliğine de hazır oldukları anlaşılmaktadır Bu itibarla; 1- Fikrî-sınaî hak ceza davalarına bakan mahkemelerce verilen ve kesinleşen kararların birer örneğinin Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından Defterdarlıkların Gelir Müdürlükleri'ne iletilmesi, 2- Devletin vergi kayıplarının önlenmesi ile fikrî ve sınaî hakların etkin bir biçimde korunmasının sağlanması bakımından fikrî ve sınaî hak korsanlığı ve taklitçiliği ile etkili bir şekilde mücadele edilmesi, Konularında gereken dikkat ve özenin gösterilmesini rica ederim Cemil ÇİÇEK Bakan Kaynak: mevzuatadaletgovtr |
|