Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dilbilimde, yapısalcılık

Dilbilimde Yapısalcılık

Eski 07-14-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Dilbilimde Yapısalcılık



Dilbilimde Yapısalcılık


DİLCİLİKTE YAPISALCILIK (STRUKTURALİZM) AKIMI:

XX yüzyılda ortaya çıkan çeşitli dilcilik akımlarının içerisinde yapısalcılık önemli bir yer tutar Günümüzde yapısalcılık son derece yaygın olan bir akımdır
XX yüzyılın birinci yarısında çeşitli bilim alanlarında yapı incelemeleri önem kazandı Yapısalcılık terimi yapı analizi görüşünden türemiştir Bu akım 1920’li yıllarda psikoloji, estetik, sosyoloji, tarih ve edebiyat dallarında kendisini hissettirmeğe başladı


Dilcilikte yapısalcılığın oluşmasının kendine özgü bir tarihi vardır Dilcilikteki yapısalcılık akımı, Psikoloji ve “Genç gramerciler” akımlarına karşı ortaya çıkmıştır Daha 1870 yılında Bodyen’de Kurtene kendisinin iki ünlü görüşüyle, Dilin sistematiği ve Fonem nazariyesiyle yapısalcılık akımının teşekkülünde önemli bir rol oynamıştır 1879 yılında Saussure, dil olgularına yapı yönünden yaklaşılması gerektiğini göstermiştir Onun 1916 yılında basılan “Genel Dil bilimi Dersleri” adlı eseri daha sonra ortaya çıkacak olan yapısalcılığın temelini oluşturmuştur Yapısalcılık akımı daha önce ortaya çıkmasına rağmen yapısalcılık terimi dilciliğe 1939 yılında girmiştir VBrendal’ın makalesinde dilcilikte yapı anlayışı ile ilgili terimlere geniş yer verilmiştir Dilcilikte Yapısalcılık akımına “Yapısal dil bilimi” de denir Yapısalcılık, dilin biçimsiz bir yığın olmadığını, dilin ayrı ayrı katmanlardan oluşan bir yapıya sahip olduğunu gösterir ve bu yapının özelliklerini araştırır

Yapısalcılık Akımına Bağlı Okullar

XX yüzyılın, dokuz yüz yirmili yıllarında, dilcilik bilimi Saussure’un temel tezleriyle gelişti Onun tezlerinin çoğu genel bir karakter taşımaktaydı Bunlar, genel bir dil teorisi oluşturuyordu Fakat bu tezlerde, karanlık kalan meseleler de vardı Saussure’ün bazı tezlerinde ortaya çıkan kusurlar, onun görüşlerinin farklı yorumlanmasına ve dil biliminde farklı ilmî okulların ortaya çıkmasına sebep olmuştur
Dilcilikte yapısalcılık akımının başlıca üç okulu vardır:
1 Prag Yapısalcılık Okulu
2 Kopenhag Yapısalcılık Okulu
3 Amerika Yapısalcılık Okulu
1 Prag Yapısalcılık Okulu: (Fonksiyonel Dilcilik)
Bu okul Saussure’ün fikirlerinin tesirinde kalan ünlü Çek dilci Vilem Mateziusun (1882-1945) tarafından kurulmuştur V Mateziusun 1926 yılında “Prag Dilcilik Derneği”ni kurmuş ve bununla da Prag okulunun temelini atmıştır Bu derneğin etrafında esasında Slavyan ve German dilleri üzerinde çalışan bilginler toplanmışlardı Çek bilginlerinden B Gawranek, BTrnka, Skaliçka, Y Vahek, L Novak ve diğerleri dış ülkelerde çalışan Rus dilcilerinden NS Trubetskoy, RO Yakobson, SO Kartsevskiy, Prag dilcilik derneğinin aktif temsilcileriydi

Prag dilcilik okulunun üyeleri kendi eserlerini 1929 adıyla mecmua şeklinde yayınlamışlardır Bu mecmuanın dünya dilciliğinin oluşmasında önemli bir yeri vardı
“Eserler”in birinci cildinde Prag derneğinin tezleri neşredilmiştir Bu tezler, Prag dilcilik okulu üyelerinin genel dilciliğe dair görüşlerini ve aynı zamanda bu okulun çalışma programını oluşturdu ”Prag Dilcilik Derneği” 1935 yılından itibaren “Slovo a Hovesnast” adlı bir dergi çıkarmıştır

Bu dergi ve dernek birçok ülkenin dilcilerinin dikkatini çekmişti Derneğin toplantılarında ve dergi sayfalarında Sovyetler Birliği, ABD, Fransa, İngiltere, Hollanda, Danimarka, Polonya ve diğer birçok ülkenin dilcileri bildiriler sunmuşlardır
Prag dilcilik okulunun programının temelini “sistem” ve “fonksiyon” düşünceleri (kavramları) oluşturur Prag dilcilerinin sistem düşüncesi, genç “grammatikler”in “atomizm” teorisine karşı geliştirilmişti Onlar dilde birbirlerine bağlı ve birbirlerini tamamlayan çeşitli kategorilere ait sistemler olduğu fikrini savunuyorlardı

Fonksiyon düşüncesi Prag okulu dilcilerinin düşünce sisteminin esasını teşkil ediyordu Onlar dil bilimi analizine fonksiyonel açıdan yaklaşmayı uygun görüyorlardı Dil olaylarını yaptıkları görev açısından tahlil etmek taraftarı olan Prag okulunun dilcilik görüşünü fonksiyon fikri belirliyordu Fonksiyonalizm görüşü Prag dilcilik okulunu diğer dilcilik okullarından ayıran önemli bir özellikti Prag dilcilik okulu daha çok fonksiyonoloji alanında çalışmalar yapmıştır Fonoloji meseleleri NS Trubetskoy’un 1939 senesinde bastırdığı “Fonolojinin Esasları” adlı ünlü eserinde geniş ölçüde açıklanmıştır

Trubetskoy dil ile konuşma arasında farklılıklar bulunmasına dayanarak, konuşmaya has sesleri fonetiğin, dilin seslerini fonolojinin konusu olarak kabul ederek önemli bir ayırım yapmıştır NS Trubetskoy eserinde yaklaşık olarak 200 dilin fonolojik karakterini belirtmiştir NS Trubetskoy ve diğer dilciler araştırmalarında sesin bütün özelliklerini dikkate almış ve ayırıcı özelliklerinin üzerinde durmuşlardır “Fonolojinin Esasları” adlı eserde Prag dilcileri fonoloji alanda ilmî çalışmaları tamamlamışlardır Prag okullarının üyeleri dilciliğin diğer alanları ile de ilgilenmişlerdir Gramer alanında araştırmalar yapmış, dillerin sınıflandırılması konusunda fikirler söylemiş, dil birliği problemini öne sürmüşlerdir

Kopenhak Yapısal Okulu (Glossematik)


XX yüzyılın 930’lu yıllarının başlarında Danimarka’da yapısalcılar, Kopenhak derneğini kurdular Bu dernek 1931 senesinde Kopenhak yapısalcılarını bir araya getirmiştir
Danimarka dilcilerinden Vigo Brondal (1887-1942), H Uldal (1907-1957), Lui Yelmislev (2899-2965) Kopenhak dilcilik derneğinin kurucularıdır
Kopenhak dilcileri ses bilimi (fonoloji) ve dilin yapısı meseleleri üzerinde çalışmışlardır Onlar Prag okulu dilcilerin fonoloji teorisine karşı çıkmışlardır
Kopenhak dilcileri kendi düşünce sistemlerine 1936 yılından itibaren “Glossematika” adını vermişlerdir “Glossa” yunanca “dil” demektir Glossematika geleneksel dilciliğe bir karşı çıkıştır

Kopenhak derneğinin üyeleri kendi araştırmalarını yayımlamak için özel dergiler çıkarmışlardır Onlar 1934 yılında “Bulletin du cercle Linguistigue de Copehnague”, 1939 yılında ise “Acta Linguictica” adlı dergi çıkarmışlar Adı geçen sonuncu derginin çeşitli sayılarında glossematikanın en önemli meseleleri yer almıştır 1939 yılında çıkan derginin ilk sayısında Vigo Brondal’ın “Yapısal Dil bilimi” makalesi yayımlanmıştır ve bu makale yapısalcılığın manifestosu sayılır Burada yapısalcılık genel olarak ele alınmıştır Dergide H Uldal’ın “Glossematikanın Esasları” (1957), L Yelmislev’in “Dil ve Konuşma (Söz)” (1942), “Dil biliminde Yapı Analizinin Yöntemleri” (1950-1951) makaleleri yayımlanmıştır

Lui Yelmislev Kopenhak yapısalcılık okulunun ünlü simalarındandır O, daha 1928 yılında bastırdığı “Genel Gramerin Prensipleri” adlı eserinde yapısalcılık teorisini açıklamıştır Ünlü nazariyeci LMislev “lingustik Teorisinin Esasları” (1943) adlı tezinde glossematikanın prensipleri konusunu (teorisi) son şekline ulaştırmıştır
L Mislev Kopenhak Üniversitesi Felsefe Fakültesine bağlı Lingustik ve Fonetik enstitüsünün yöneticisi olarak çalıştığından mantık, özellikle de riyazi mantıkla ilgilenmiştir Onu, matematik meseleleri de yakından ilgilendirmiştir L Mislev matematikle ilgilenen ilk dilcidir O matematiksel metodları dilciliğe uygulamaya çalışmıştır

Kopenhak dilcilik okulu evrensel bir dil bilimi teorisinin doğması için çok çalışmıştır Bu problem glossematikte Saussur’un teorilerine dayandırılarak daha da geliştirilmiştir Bu okul yapısalcılık tarihinde özel bir yere sahiptir ve dilciliğin gelişmesinde önemli rol oynamıştır

Amerika Yapısalcılık Okulu (Deskriptif Dilcilik)

Amerika dilciliği XX yüzyılın ilk yarısında çeşitli okulların, derneklerin ve düşüncelerin toplamı gibi görünüyordu Deskriptivizm (Tasvircilik) bunların arasında en önde gelenlerindendi Deskriptif dilcilik yapısalcılığın bir koludur Bu dilcilik okulu, yapısalcılık prensiplerine dayanıyordu Amerikalı deskriptivistler dilin gramer yapısına daha çok dikkat etmeleriyle diğer görüşlerden ayırıyorlardu Onlara göre dilcilerin görevi dilin gerçeklerini, dil olaylarını kaydetmek ve tasvir etmekti Dil olaylarına karşı bu yaklaşımları okulun İngilizce “to describe” (tasvir etmek)’ten gelen deskriptif adını almasına neden olmuştur Deskriptivizm devrin sosyal-siyasi şartlarına bağlı olarak Amerika’da yaşayan yerli halkın (Kızılderililerin) dillerinin araştırılması ihtiyacı sonucunda oluşmuş ve ortaya çıkmıştır Çok çeşitli olan Amerika Kızılderililerin dillerinin geniş tasviri sürecinde Amerika Yapısalcılık okulu şekillenmiştir Bu okul 1933’ten 1957 yılına kadar çok hızlı bir ilerleme göstermiştir

Frans Boas Amerikan yapısalcı okulunun kurucularındandır (1858-1942) Amerikan dilcisi ve antropoloğu Boas, Almanya’da doğmuş, orada eğitim görmüş ve dilcilik ilmine yönelmiştir

Amerika’da yaşayan ve yazı diline sahip olmayan Kızılderililerin dili F Boas’ın dikkatini çekmiştir O, Amerika Kızılderililerinin Dakot, Eskimos, Oneyda, Simsey ve diğerlerinin dillerini araştırarak kendi çabalarıyla öğrenmiştir Bu halkların dilleri üzerinde ilmî araştırma yapmanın yanı sıra onların hayatı, âdet ve görenekleri ile de yakından ilgilenmiştir

F Boas, dilcilikte Hint-Avrupa dillerinin incelenmesi için belirlenmiş metodların Amerika Kızılderililerinin dillerinin öğrenilmesinde kullanmanın yararsız olduğunu göstermiştir O, Kızılderililerin dillerinin incelenip, ortaya konulmasında yeni ve farklı metodlardan faydalanılması gerektiğini, yani dilin çeşitlerini (özelliklerini) ortaya koyan metotlardan yararlanılmasını öne sürmüştür

F Boas’ın teorik genel dil bilimiyle ilgili görüşleri onun “Amerika Kızılderililerinin Dillerine Dair Rehberlik” (1911-1922) adlı eserinde yer almaktadır Burada deskriptif dilciliğin esas prensipleri de açıklanmıştır F Boas’ın ilmî usulleri Amerikan dilcileri E Sapir ve LBloomfield tarafından iki ayrı yönde geliştirilerek devam ettirilmiştir

Edward Sapir (1884-1939)

Dilci ve antropologtur O, Avrupa, Asya ve Amerika kıtalarında yaşayan bir çok halkın dillerini biliyordu ve dil nazariyesinin problemleriyle uğraşıyordu Onun ilmî faaliyetlerinde dilcilik ilminin meselelerini ortaya koymak, dillerin yeni tasnifini vermek, dil ve medeniyet ilişkisini belirtmek gibi meseleler önemli yer tutmuştur Sapir, Kanada ve Meksika halklarının bir çoğunun dillerinin kuruluşunu öğrenmiş ve ortaya koymuştur
Dil bilimi görüş ve yorumları onun “Dil” (121) adlı eserinde ve makalelerinde yer almaktadır Amerika’da Yapısalcılığın gelişmesinde Sapir’in tesiri büyüktür E Sapir’in dille medeniyetin ilişkisi konusundaki görüşleri Amerika dilciliğinde dille medeniyetin, adet ve geleneğin münasebetini inceleyen “etnolingustik”in temelini oluşturmuştur Sapir’in “etnolingustik” sahasındaki görüşlerini Benjamen Yorf (1897-1941) devam ettirmiştir Sadece merak ettiği için bu konuda bilgi toplayan ve öğrenen Yorf 1930’lu yıllarda son derece derin ve güçlü fikirler öne sürmüştür Dilcilikte Sapir, Yorf tahminleri çok meşhurdur


Leonard Bloomfield (1887-1949)

Bloomfield, XX yüzyıl Amerika dilcilik tarihinde Saussure kadar ünlü bir isimdir Frans Boas’ın yolunda yürüyen Blomfield Şikago Üniversitesinde German filolojisi profesörsü olarak çalışmıştır Bloomfield, 1933 yılında yayımlanan “language”, (“Dil”) adlı eseriyle meşhur olmuştur O, bu eserinde dilciliğin görev, prensip ve metodlarını bilimsel bir şekilde açıklamıştır ve bu eser Amerika Üniversitelerinin kaynak el kitabı haline dönüşmüştür Bloomfield, dili gramer yapısı bakımından her yönüyle açıklamıştır Onun gramer nazariyesinde gramatikal yapı konusu önemli yer tutuyordu: O, dil bilgisinin temel kavramlarını açıklamak için de çok ciddi uğraş vermiştir Sentaks sahasında da çok büyük başarılar elde etmiştir

1936 yılında Bloomfield’in “Dil veya Düşünce” adlı makalesi yayımlanmış ve burada o, felsefî meselelerden söz etmiştir Genel olarak Bloomfield’in dilciliğe dair görüşleri Amerikan yapısalcılığının gelişmesinde önemli rol oynamıştır ve bu görüşler öğrencileri Blok, Treycer, Hokkit, Herris, Glison ve diğerleri tarafından geliştirilmiştir
1951’de Zelling Harris’in “Yapısal Dil bilimi Metotları” adlı eseri neşredilmiştir Bu eser deskriptivizmin manifestosu sayılabilir


Yapısalcılık Okulları Arasındaki İlişkiler


“Genç Gramerciler” dilin tarihi açıdan incelenmesine önem vermiştir Oysa Yapısalcılık temsilcileri çağdaş dilin durumunu öğrenmeyi gerekli buluyorlardı
Yapısalcılar dilin eş zamanlı planda öğrenilmesinin dilcilikte esas vazife olduğunu öne sürmüşlerdir

Dilciliğin gelişmesi tarihinde yapısalcılık akımı içinde yer alan okullardan her birisinin kendine has bir yeri ve rolü olmuştur Bunlardan Prag Yapısalcılık Okulu ses bilimi teorisi oluşturmakla, Kopenhak glossematikası dile bir gösterge bilimsel sistem olarak bakmakla, Amerika deskriptivizmi ise dilin gramatikal kuruluşunu (yapısının) birinci plana çıkarmakla dil bilimine hizmet etmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.