Kutadgu Bilig, |
04-29-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Kutadgu Bilig, KUTADGU BİLİG Yusuf Has Hâcib, 11 yüzyılın başlarında Balasagun'da dünyaya gelmiştir Balasagun'da yazmaya başladığı Kutadgu Bilig (Mutluluk Veren Bilgi) isimli eserini 1069'da tamamlayarak Karahanlı hakanlarından Ebû Ali Hasan ibn Süleyman Arslan Hakan'a takdim etmiştir Kutadgu Bilig, her iki Dünya'da da mutluluğa kavuşmak için gidilmesi gereken yolu göstermek amacıyla kaleme alınmıştır Yusuf Has Hâcib'e göre, ahireti kazanmak için bu Dünya'dan el etek çekerek sadece ibadetle zaman geçirmek yanlıştır Zira böyle bir insanın ne kendisine ne de toplumuna bir yararı olur; oysa başka insanlara faydalı olmayan kişiler ölüleri andırır; bir insanın erdemi, ancak başka insanlar arasındayken belli olur Asıl din yolu, kötüleri iyileştirmek, cefaya karşı vefa göstermek ve yanlışları bağışlamaktan geçer İnsanlara hizmet etmek suretiyle faydalı olmak, bir kimseyi, hem bu Dünya'da hem de öteki Dünya'da mutlu kılacaktır Yusuf Has Hâcib bu yapıtında bilimin değerini de tartışır Ona göre, alimlerin ilmi, halkın yolunu aydınlatır; ilim, bir meşale gibidir; geceleri yanar ve insanlığa doğru yolu gösterir Bu nedenle alimlere hürmet göstermek ve ilimlerinden yararlanmaya çalışmak gerekir Eğer dikkat edilirse, bir alimin ilminin diğerinin ilminden farklı olduğu görülür Mesela hekimler hastaları tedavi ederler; astronomlar ise yılların, ayların ve günlerin hesabını tutarlar Bu ilimlerin hepsi de halk için faydalıdır Alimler, koyun sürüsünün önündeki koç gibidirler; başa geçip sürüyü doğru yola sürerler Yusuf Has Hâcib, astronomi bilimini öğrenmek isteyenlerin, önce geometri ve hesap kapısından geçmesi gerektiğini söyler Aritmetik ve cebir, insanı kemâle ulaştırır; toplama, çıkarma, çarpma, bölme, bir sayının iki katını, yarısını ve kare kökünü alma işlemlerini bilen, yedi kat göğü avucunun içinde tutar Her şey hesaba dayanır Bir siyasetnâme veya bir nasihatnâme olarak nitelendirilebilecek Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hâcib'in ve içinde yetiştiği çevrenin ilmî ve felsefî birikimi hakkında çok önemli bilgiler vermektedir Platon'un devlet ve toplum anlayışı çok iyi bilinmekte ve uygulanmaya çalışılmaktadır Bilimin ve bilginlerin değeri anlaşılmıştır; bilim, güvenilir bir rehber olarak düşünülmektedir |
Cevap : Kutadgu Bilig, |
09-29-2009 | #2 |
Equinox
|
Cevap : Kutadgu Bilig,Kutadgu Bilig Mutluluk Veren Bilgi İslamiyet sonrası Türk edebiyatının ilk edebî eseridir 1070 [Kimi kaynaklarda 1069] yılında Balasagunlu Yusuf tarafından Karahanlılar devrinde yazılmış ve Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han (Ebû Ali Hasan ibn Süleyman Arslan Hakan)'a sunulmuştur Eseri beğenen hükümdâr, bunun üzerine Yusuf'a Has Hâciplik unvanı vermiştir Eserin adı, “Mutluluk Veren bilgi” anlamındadır Mesnevî nazım şekliyle ve Şehnâme vezin kalıbıyla yazılmıştır 6600 beyittir Ayrıca 173 tane de dörtlük vardır Beyit nazım birimiyle yazılmıştır; ancak dörtlük nazım birimi de kullanılmıştır Aruz ölçüsüyle yazılmış ilk eserimiz kabul edilir Didaktik (öğretici) bir nitelik taşır Bir ahlâk ve öğüt kitabıdır Hükümdâra siyâsî öğütlerde bulunur Eserde alegorik (sembolik) bir anlatım vardır Hükümdar Kün Toğdı: Adaleti, Vezir Ay Toldı: İyi yönetimi, Vezirin Oğlu Ögdilmiş: Aklı, Vezirin Kardeşi Odgurmış: Öbür dünyayı temsil eder Eser, Hakaniye (Çağatay) Türkçe'siyle kaleme alınmıştır Dili, oldukça sadedir Kaşgârlı Mahmut ve onun eseri Divân-ü Lügati't-Türk ile çağdaştır, hatta hemen hemen aynı yıllarda yazılmış olması o dönem Türkçe'nin gördüğü itibar açısından da dikkate değer Kutadgu Bilig, her iki Dünya'da da mutluluğa kavuşmak için gidilmesi gereken yolu göstermek maksadıyla yazılmıştır Yusuf Has Hâcib'e göre, öteki Dünya'yı kazanmak için bu Dünya'dan el etek çekerek yalnızca ibadetle vakit geçirmek doğru değildir Çünkü böyle bir insanın ne kendisine ne de toplumuna bir yararı vardır; oysa başkalarına yararlı olmayanlar ölülere benzer; bir insanın erdemi, ancak başka insanlar arasındayken belli olur Asıl din yolu, kötüleri iyileştirmek, cefaya karşı vefa göstermek ve yanlışları bağışlamaktan geçer İnsanlara hizmet etmek suretiyle faydalı olmak, bir kimseyi, hem bu Dünya'da hem de öteki Dünya'da mutlu kılacaktır Yusuf Has Hâcib, bu yapıtında bilimin değerini de tartışır Ona göre, alimlerin ilmi, halkın yolunu aydınlatır; ilim, bir meşale gibidir; geceleri yanar ve insanlığa doğru yolu gösterir Bu nedenle alimlere hürmet göstermek ve ilimlerinden yararlanmaya çalışmak gerekir Eğer dikkat edilirse, bir alimin ilminin diğerinin ilminden farklı olduğu görülür Mesela hekimler hastaları tedavi ederler; astronomlar ise yılların, ayların ve günlerin hesabını tutarlar Bu ilimlerin hepsi de halk için faydalıdır Alimler, koyun sürüsünün önündeki koç gibidirler; başa geçip sürüyü doğru yola sürerler Yusuf Has Hâcib, astronomi bilimini öğrenmek isteyenlerin, önce geometri ve hesap kapısından geçmesi gerektiğini söyler Aritmetik ve cebir, insanı kemâle ulaştırır; toplama, çıkarma, çarpma, bölme, bir sayının iki katını, yarısını ve kare kökünü alma işlemlerini bilen, yedi kat göğü avucunun içinde tutar Her şey hesaba dayanır Bir siyasetnâme veya bir nasihatnâme olarak nitelendirilebilecek Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hâcib'in ve içinde yetiştiği çevrenin ilmî ve felsefî birikimi hakkında çok önemli bilgiler vermektedir Platon'un devlet ve toplum anlayışı çok iyi bilinmekte ve uygulanmaya çalışılmaktadır Bilimin ve bilginlerin değeri anlaşılmıştır; bilim, güvenilir bir rehber olarak düşünülmektedir "Mutluluk veren kitap" anlamına gelen Kutadgu Bilig, 85 başlık altında 13 bin 290 dizeden oluşan ve aruz vezniyle yazılan bir uzun şiirdir Bu eserin bugüne kadar üç el yazısı nüshası bulundu Bunlardan ilki, eski Uygur alfabesiyle yazılmıştır ve Viyana Devlet Kütüphanesi'nde saklandığı için Viyana Nüshası olarak adlandırılır; Arap alfabesiyle yazılan ikinci nüsha, 1879'da Kahire'de bulunduğundan Kahire Nüshası olarak bilinir; yine Arap alfabesiyle yazılan üçüncü nüsha ise 1924'te Özbekistan'ın Manakan şehrinde bulunduğundan Manakan Nüshası olarak adlandırılır ve halen Özbekistan Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü'nde saklanmaktadır Bir şiir olmasına karşın Kutadgu Bilig, siyaset, ekonomi, kültür, askeriye, felsefe, din ve ahlak dahil olmak üzere sosyal bilimlerin her alanını kapsadığı için Uygurların tarihi hakkındaki araştırmalar için vazgeçilmez bir kaynak durumundadır ve Uygur edebiyatının gelişmesinde önemli etkisi vardır Kitapta şöyle bir hikaye anlatılır: "Eskiden Kün Togdı (Gün Doğdu) adlı bir hükümdar, çok büyük bir ülkeyi hukukla yönetirmiş Hükümdarın bilim ve bilgiye büyük değer verdiğini öğrenen Ay Toldı (Ay Doğdu) adlı bir bilgin, çok uzaklardan gelerek hükümdara başvurmuş Bir süre sonra hükümdar, Ay Toldı'nın bilgeliğine ve ahlakına hayran kalarak onu vezir yapmış Ay Toldı'nın yardımıyla hükümdar Kün Togdı, ülkesine refah, halkına da mutluluk kazandırmış Ay Toldı'nın ölümü üzerine hükümdar, Ay Toldı'nın oğlu Ögdülmiş'i (Övülmüş) vezirliğe atamış Başarılı çalışmaları ve üstün zekasıyla hükümdarın güvenini kazanan Ögdülmiş, ülkeyi daha iyi yönetmek için üstün yeteneğe sahip Odgurmış'ı (Uyanmış) hükümdara önermiş Bir derviş olan Odgurmış, hükümdarın üç kez bizzat gelip davet etmesine rağmen, devlette görev almayı kabul etmemiş, ancak Ögdülmiş'in hükümdara, dolayısıyla da halka hizmet etmesine destek vermiş Daha sonra Odgurmış ölmüş ve geriye yalnızca bir baston ve bir tahta kase bırakmış Ögdülmiş ise, hayatı boyunca bütün zekasını ve gücünü ülkesi ve halkı için harcamış" Hikayenin basit olmasına karşın Kutadgu Bilig, her iki dünyada da mutluluğa kavuşmak için gidilmesi gereken yolu göstermek amacıyla kaleme alınmıştır Yusuf Has Hâcib'e göre, ahireti kazanmak için bu dünyadan el etek çekerek sadece ibadetle zaman geçirmek yanlıştır Zira böyle bir insanın ne kendisine ne de toplumuna bir yararı olur; oysa başka insanlara faydalı olmayan kişiler ölüleri andırır; bir insanın erdemi, ancak başka insanlar arasındayken belli olur Asıl din yolu, kötüleri iyileştirmek, cefaya karşı vefa göstermek ve yanlışları bağışlamaktan geçer İnsanlara hizmet etmek suretiyle faydalı olmak, bir kimseyi, hem bu dünyada hem de öteki dünyada mutlu kılacaktır Yusuf Has Hacib Kesin bilinmemekle birlikte Yusuf Has Hacip, MS 1018 yılında Karahanlı Hanlığı'nın Balasagun şehrinde dünyaya geldi ve 1077 yılında hanlığın başkenti Kaşgar'da öldü[3] Balasagun'da yazmaya başladığı Kutadgu Bilig (Mutluluk Veren Bilgi) isimli eserini 1069'da tamamlayarak Karahanlı hakanlarından Ebû Ali Hasan ibn Süleyman Arslan Hakan'a takdim etmiştir Eserin Konusu Kutadgu Bilig, her iki Dünya'da da mutluluğa kavuşmak için gidilmesi gereken yolu göstermek amacıyla kaleme alınmıştır Yusuf Has Hâcib'e göre, ahireti kazanmak için bu Dünya'dan el etek çekerek sadece ibadetle zaman geçirmek yanlıştır Zira böyle bir insanın ne kendisine ne de toplumuna bir yararı olur; oysa başka insanlara faydalı olmayan kişiler ölüleri andırır; bir insanın erdemi, ancak başka insanlar arasındayken belli olur Asıl din yolu, kötüleri iyileştirmek, cefaya karşı vefa göstermek ve yanlışları bağışlamaktan geçer İnsanlara hizmet etmek suretiyle faydalı olmak, bir kimseyi, hem bu Dünya'da hem de öteki Dünya'da mutlu kılacaktır Yusuf Has Hâcib, bu yapıtında bilimin değerini de tartışır Ona göre, alimlerin ilmi, halkın yolunu aydınlatır; ilim, bir meşale gibidir; geceleri yanar ve insanlığa doğru yolu gösterir Bu nedenle alimlere hürmet göstermek ve ilimlerinden yararlanmaya çalışmak gerekir Eğer dikkat edilirse, bir alimin ilminin diğerinin ilminden farklı olduğu görülür Mesela hekimler hastaları tedavi ederler; astronomlar ise yılların, ayların ve günlerin hesabını tutarlar Bu ilimlerin hepsi de halk için faydalıdır Alimler, koyun sürüsünün önündeki koç gibidirler; başa geçip sürüyü doğru yola sürerler Yusuf Has Hâcib, astronomi bilimini öğrenmek isteyenlerin, önce geometri ve hesap kapısından geçmesi gerektiğini söyler Aritmetik ve cebir, insanı kemâle ulaştırır; toplama, çıkarma, çarpma, bölme, bir sayının iki katını, yarısını ve kare kökünü alma işlemlerini bilen, yedi kat göğü avucunun içinde tutar Her şey hesaba dayanır Bir siyasetnâme veya bir nasihatnâme olarak nitelendirilebilecek Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hâcib'in ve içinde yetiştiği çevrenin ilmî ve felsefî birikimi hakkında çok önemli bilgiler vermektedir Platon'un devlet ve toplum anlayışı çok iyi bilinmekte ve uygulanmaya çalışılmaktadır Bilimin ve bilginlerin değeri anlaşılmıştır; bilim, güvenilir bir rehber olarak düşünülmektedir Kutadgu Bilig, Türk dillerinin en temel eserlerinden ve Türk dilleri araştırmalarının önemli kaynaklarındandır İslâmî Türk edebiyatının adı bilinen ilk şair ve düşünürü Balasagun'lu Yusuf Has Hacib tarafından kaleme alınmıştır Eserin Yazım Tarihi Eserini Balasagun'da yazmaya başlayan Yusuf, 1068 yılında memleketinden ayrılarak Doğu Karahanlı Devleti'nin merkezi olan Kaşgar'a gitmiş ve eserini 18 ay sonra, 1069 (Hicrî 462) yılında burada tamamlamıştır Kitabını bitirince bunu, Karahanlı hükümdarı Tabgaç Uluğ Buğra Kara Han (Ebu 'Ali Hasan bin Süleyman Arslan Kara Han)'a sunmuş, Han da eseri çok beğendiği için Yusuf'u, takdiren “Hâs Hâcib (Uluġ Hâcib)” tayin etmiştir Kitabın İçeriği Eser, insanlara dünyada tam anlamıyla kutlu olmak için gereken yolu göstermek amacıyla kaleme alınmıştır Yusuf Hâs Hacib, eserinde aruz ölçüsünü kullanmıştır İlâveler ile birlikte yaklaşık 88 başlık altında toplanan eserin esas kısmını oluşturan bölüm kısaltılmış mütekarip yani fa‘ūlun fa‘ūlun fa‘ūlun fa‘ūl ve vezniyle yazılmıştır (eserde yalnız bir dörtlük içinde tam mütekarip geçmektedir: bk 3800-3801) 1-6520 beyitler mesnevi tarzında kendi arasında kafiyelidir Eserin sonuna eklenmiş olan parçalardan gençliğine acıyıp ihtiyarlığından bahseden 44 beyitlik bir kısım (beyit 6521-6564) tam mütekarip (fa‘ūlun fa‘ūlun fa‘ūlun fa‘ūlun) vezninde olup, kaside tarzında ve aa ba ca şeklinde devam etmektedir Zamanenin bozukluğundan ve dostların cefasından bahseden 40 beyitlik bir parça (beyit 6565-6604) ise evvelki parçanın vezninde ve tarzındadır Kitap sahibi Ulu Hâs Hâcib Yusuf'un kendi kendisine nasihat vermesinden bahseden 41 beyitlik parça da (6605-6645 beyitler) eserin aslı gibi, kısaltılmış mütekarip vezninde ve kaside tarzındadır O dönem için Türk edebiyatında yeni olduğu tahmin ve tasavvur edilen aruz ölçüsünün ilâve parçalardaki kafiye dışında, şair tarafından pürüzsüz bir şekilde kullanıldığı görülmektedir Eser, yarı hikâye ve yarı temsil tarzında yazılmış olup, arada hareketi hazırlayıcı ve izah edici monologlara ve canlı tasvirlerin bulunduğu sahnelere yer verilmiştir Kaşgârlı Mahmut ve onun eseri Divân-ü Lügati't-Türk ile çağdaştır, hatta hemen hemen aynı yıllarda yazılmış olması o dönem Türkçe'nin gördüğü itibar açısından da dikkate değer Kitabın Bölümleri Kutadgu Bilig ve Aile Geçmiş asırlarda kaleme alınan ve bize kadar gelebilen bazı eserlerde de çocuk terbiyesi ve iyi bir ailenin nasıl olması gerektiği hususlarıyla ilgili bilgiler bulunmaktadır Türklerin Müslüman olmasından sonra yazılan Kutadgu Bilig bunlardan biridir Karahan (Hakaniye) Türkçe'sinin bu gün elimizde bulunan sayılı eserlerinden biri olması yanında, İslamiyet'i yeni kabul etmiş Türk toplumunun o günkü sosyal ve siyasî hayatıyla ilgili bilgiler vermesi bakımından da eser çok değerlidir Söz konusu eserde özellikle iki bölüm, aileyle alâkalıdır Birinde çocuk terbiyesi, diğerinde evlilikle ilgili bilgiler bulunmaktadır (1, s 174-178) Bunların dışında eserin çeşitli yerlerinde akraba ve kardeşler arası ilişkilerin nasıl olması gerektiği üzerinde durulur Çocuk terbiyesi konusunda şunlar söylenmiştir; "Senin ay gibi bir oğlun veya kızın doğarsa, onu kendi evinde terbiye et, bu işi başka ellere bırakma Süt ninesi olarak iyi ve temiz bir kadın tut; oğlun kızın temiz büyür ve uzun Ömürlü olur Oğul-kıza bilgi ve edep öğret; bu her iki dünyada onlar için faydalı olur Oğula bütün faziletleri öğret; o bu faziletler ile ileride mal sahibi olur Oğulu başıboş dolaşmağa bırakma; başıboş kalırsa, her tarafa gider ve yazık olur" (2, 4504-4506, 4508-4509) Burada ısrarla çocuğun bizzat ailesi tarafından terbiye edilmesi istenmiştir Bunun bazı hikmetleri vardır: en merhametli kadın bile, bu duygusu az olan bir annenin çocuğuna gösterdiği merhameti gösteremez Bu, dışarıdan bakıldığında zor anlaşılan, fakat Yaratıcı tarafından anneye verildiği bilinen bir iç diyalog biçimidir Yavruya da, anneye bağlılık duygusu verilmiştir Bir anne, konuşma bilmeyen çocuğuyla bu şekilde konuşabilmektedir, Nasıl bir kadın, başkasının çocuğuna içten merhamet ve sevgi gösteremezse, çocuk da gerçek annesi olmayan bir kadına kalpten bağlanamaz Çeşitli faktörlerin etkisi sonucu kadının daha fazla iş dünyasına girdiği günümüzde, küçük yavrucuklar, annesinin korumasına ve sevgisine en fazla ihtiyacı olduğu bir zamanda bundan mahrum kalıyorlar Çocukların ev dışında anne zenginliğini oluşturan duygulara erişmelerine ve bunlardan gıda almalarına imkân yoktur Yusuf Has Hacip, evlilikle ilgili de şunları söylemektedir: "Eğer evlenmek istersen, çok dikkatli ol ve iyi bir kız ara Alacak kimsenin soyu-sopu ve ailesi iyi olsun; kendisinin de hâyâ ve takva sahibi, temiz olmasına dikkat et Alacaksan el değmemiş ve senden başka erkek yüzü görmemiş olan bir aile kızı almağa çalış Böylesi seni sever ve senden başkasını tanımaz, yakışık almayan münasebetsiz hareketlerde de bulunmaz Evleneceksen, kendinden aşağı derecede biri ile evlen-, kendinden yüksek ailelere yaklaşma, sonra onun esiri olursun Tecrübe etmiş olan insan ne der, dinle; tecrübeli insanın işi daima mükemmeldir Evleneceksen, kendinden aşağı derecede biri ile evlen; ömrünü huzur içinde geçirirsin Onda güzelliği arama; güzel huy ara; huyu iyi olursa, seni memnun eder Ey takva sahibi insan, evlenme; evlenirsen, kendi dengin ile evlen" "Evlenmek isteyen kimseler şu dört nevi kadın ile evlenirler, ey erkeklerin ileri geleni: Biri zengin kadın ile evlenmek ister; biri güzel olmasını ister ve ona göz diker Bir başkası soyu-sopunun asil olmasını ister ve asâlet payesi ile iftihar eder Başka biri de çok takva sahibi olmasını arzular; onu bulunca, kendisini ona derhâl kaptırır Bunlardan hangisinin daha iyi olduğunu sana söyleyeyim; evlenmek istersen, bana kulak ver Ey seçkin ve bilgili insan, sen zengin bir kadınla evlenmek isteyerek kendini onun esiri durumuna sokma O, malına güvenerek dilini uzatır; birçok şeyler ister ve onun bütün bu arzularını yerine getirmek icap eder Ey güzellik arayan insanların iyisi, kadında güzellik arama, âleme maskara olursun Kadının güzelini herkes arzular, fakat onu ancak Allah'ın fazlı koruyabilir Ey asalet ve büyüklük arayan İnsan, bu asil aile içinde küçük mevkie düşme Soyu-sopu büyük olan kimseler yüksekten konuşurlar; sen kadın esiri olma Ey alacağı kadının takva sahibi olmasını isteyen bey-zâde, böylesine rastlarsan her dört şeyi de bir arada elde etmiş otursun Eğer İyi ve takva sahibi bir kadın bulursan, bu fırsatı kaçırma, derhâl evlen ey iyi insan Arzun zenginlik ise, o tasarruf ederek seni zenginleştirir ve yüzünü güldürür Ahlâkı dürüst olan kimse güzel görünür, kadının güzelliği onun tavır ve hareketindedir, bunu bilen bilir Ey bakîm insan, takva sahibi olan kadın iste; takva sahibi biri bulunursa, her dört şey onda birleşmiş olur" (2, 4475-4484, 4486-4500, 4502 beyitler) Evlenmeyle ilgili olarak verdiğimiz bölümün ikinci paragrafında, İslam kültürünün ikinci derecede kaynağı olan "Hadis"lerden etkilenme söz konusudur (s 51-52) Yusuf Has Hacib, eserinin bir başka yerinde kıyametin alâmetlerini sayarken çocuk terbiyesine de temas etmiştir: "Küçüklerde terbiye, büyüklerde bilgi yok; kaba insanlar çoğaldı, nazik insanlar ortadan kalktı" (2, 6469 beyit) Birkaç yerde de aile bağlarının kuvvetlendirilmesiyle ilgili olarak: "Kardeş ve akrabaya yakınlık göster, güler yüzle büyüğün ve küçüğün gönlünü al Akraba ve kardeşler ile barışmak, eş ve dostlar ile kaynaşmak lâzımdır Akrabaların birbirine candan yakınlık ve samimiyet göstermeleri ne güzel şeydir" (2, 1327, 3209, 3297beyitler) Eserden alınan örneklerden, insanları huzura kavuşturma çabasının varlığı güçlü olarak hissedilmektedir Zâten eserin adı, "Mutluluk Veren Bilgi" mânasına gelmektedir Kutadgu Bilig'ten Seçmeler
|
|