Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gemi, sessiz, yazılmıştır

Sessiz Gemi Kime Yazılmıştır?

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sessiz Gemi Kime Yazılmıştır?



Sessiz Gemi Kime Yazılmıştır?







Nazım Hikmet'in annesiyle Yahya Kemal arasındaki aşkı farkettiği an?

"Büyük şair, büyük edip olmaktan daha önemli üç şey var:

Birincisi evlenip yuva kurmak, ikincisi bir ev sahibi olmak, üçüncüsü bir tarafta kimseye muhtaç olmayacak kadar parası bulunmak?

Ben bunların üçünü de yapmadım Akşam oldu mu dostlar dağılır, evlerine gider Ben şu otel odasında yalnızlığı bütün dehşetiyle duyarım Ne şiir ne kitap ve ne de dostlarım beni bu korkunç yalnızlıktan çekip alabilirler"










Burada durabiliriz Burası şairin hayatının geri kalan
bölümünün başlangıcı

Otuz iki yaşındaki bir adamın boynunu giyotine uzatır gibi aşka uzattığı yer burası İçinden Celile Hanım'ın çıktığı Bektaşi Dergahı

Ne Celile Hanım ne de Yahya Kemal Bektaşi olmamasına rağmen birbirlerine burada düğümlenirler Bu dergaha öylesine uğradıkları bir gün de görürler birbirlerini

İstanbul sosyetesinin içine daldığınız da görebileceğiniz en güzel kadınlardan birdir Celile Hanım Babası Polonya ihtilalinde Osmanlı'ya sığınan ve orduya katılan Mustafa Celaleddin (Borcenski) Paşa'nın oğlu Enver Paşa annesi ise Alman asılı Müşir Mehmet Ali Paşa (Magdeburg)'ın kızı Leyla Hanım'dır

Celile Hanım "el bebek gül bebek" büyümenin, şımarıklığının, güzelliğinin kefaretini ödeyecekti

Yahya Kemal avare günlerinin kefaretini ödeyecekti Aşk 1916 yılında Bektaşi dergahında karşılanan bu iki insanı sultanlığına aldı

Yahya Kemal Celile'sine güvenmiyordu, dişi bir pars'ın gözlerine benzeyen ela gözlerinde sürekli iz sürüyordu Kıskançlık şairi bir parça çamur gibi parmakları arasına almış şekilden şekle sokuyordu Bazen tutkulu bir erkek, bazen öfkeli bir aşık, bazen gözü dönmüş bir deli çıkıyordu çamurdan Oysa Celile kocasından ayrılmış çocuklarını bırakmış evini terk etmiş ve Yahya Kemal'e gelmişti Belki de bu yüzden güvenmiyordu Celile'ye Yahya Kemal










Yahya Kemal 1916 yılında Büyükada'dadır Sevgilisi Celile Hanım da tüm yazı orada geçirir Fakat gelen sonbaharla Nişantaşı'ndaki evine yerleşir Telefonlaşmalar, buluşmalar, bazen şairin İstanbul'a bazen Celile'nin Adaya gelişleri Aşk onları hem bir arada tutmakta hem de soludukları havaya kıskançlık tozları savurmaktadır Celile Hanım'ın uzaktan akrabası olan Berlin Sefiri Hakkı Paşa İstanbul'a gelir

Çapkın bir sefir olan Hakkı Paşa İstanbul'a her geldiğinde yaptığı gibi İstanbul'un en güzel kadınlarının davetli oldukları suvareler düzenler Yahya Kemal Berlin Sefiri'nin İstanbul'a geleceğini duyduğu zaman sevgilisinden bu suarelere katılmaması için söz almıştır Bir gün Ada Oteli'nde otururken, yanındaki iki kişinin Hakkı Paşa'dan ve o gece vereceği suareden bahsettiklerini duyar

"Kirpikleri süzgün o ihanet dolu gözler Dikkatle bakarken bile bir fırsatı gözler"

Son vapur çoktan kalkmıştır ve sert bir lodos esmektedir Yahya Kemal Maltepe'ye geçmek için bir sandalcıyı bol parayla ikna eder Sandalcının havayı süzen gözlerine cevap olarak da "hastam var" yanıtını verir Denize açılırlar, bir müddet sonra lodos artar ve deniz şiddetle çalkalanmaya başlar Sandalcı sürekli küfreder Ölüm üçüncü bir yolcu olarak aralarına sızmaya çalışıyordur Şair ise Hakkı Paşa suaresini ve Kirpikleri süzgün o ihanet dolu gözler'i düşünüyordur Aşk pimpirikli Yahya Kemal'den gözü kara bir Yahya Kemal inşa etmiştir

Güç bela Maltepe'ye gelebildik Dalgalar öyle bir çarpıyordu ki, sahile çıkmak buraya gelmekten daha tehlikeli idi Zar zor bir hayli uğraştıktan sonra kendimi sahil attım Sırılsıklam olmuştum Hemen Maltepe'deki kahvelere uğradım Bir araba istedim Yok? yok? Bostancı'ya kadar yaya gitmeye karar verdim Tren yoluna çıkarak koşmaya başladım Maltepe'yle Bostancı arasındaki mesafenin uzun olduğunu o zaman fark etmişimdir Kan ter içinde bostancıya geldim Vakit hayli geçti Karakola gittim "Bana bir araba bulunuz hastam var" dedim Aradılar taradılar birini buldular yine bir sürü para verdim Arabayla yola koyuldum Kadıköy, oradan Üsküdar? Karşıya geçtim Doğru Nişantaşı!

Sevgilimin oturduğu apartmanın kapıcısı ahbabımdı Penceresini vurarak onu uyandırdım "Benim ki evde mi diye sordum?" Adam halime bakıp şaşırdı: "Evde bu akşam çıkmadı!" dedi "Ne diyorsun diye bağırdım?" Bütün katettiğim mesafe sanki başıma yıkılmıştı Eve kaçta geldiğini tahkik ettim Sözüne inanamıyordum "Çık bir bak! Evde mi?" diye adamı zorladım Adam çarnaçar çıktı Bir münasebetle hizmetçisine sormuş: uyuyor! Demiş Geldi haber verdi Sanki dünyalar benim oldu

Apartmanın karşısında bir arabacı meyhanesi vardı Orada sabaha kadar içtim Sabahleyin doğru eve çıktım Benim halim berbat Toz toprak içinde olduğumu görünce şaşırdı ve hemen anladı Sarmaşdolaş olduk (Dipnot5- Yahya Kemal Eve Dönem Adam, Beşir Ayvazoğlu, ötüken yayınları, syf: 126)

Evlilik çiftin kapısını çalar Celile bir genç kız edasıyla kapıya koştururken Yahya Kemal zilin sesini duymazlıktan gelir Yakup Kadri'yi dinleyelim





Yakup Kadri Karaosmanoğlu




Yahya Kemal acaba İstanbul'un neresinde oturmak isterdi? Onun gibi bir büyük şairin zevkine göre, acaba tutacağı evi nasıl döşemek gerekirdi? (Celile Hanım) Gece gündüz hep bunları düşünürdü Kendisi aynı zamanda ressam olduğu için duvarların dekorasyonunu kendi eliyle yapmak niyetinde idi Fakat Yahya Kemal acaba hangi renklerden hoşlanırdı? Bütün bunları Yahya Kemal'e sordukça ondan ne gibi cevaplar aldığını şimdi pek iyi hatırlamıyorum Fakat Yahya Kemal'in bu evlenme projeleri üzerinde durmadan çekindiğini ve bunlar her bahis konusu olduğu vakit adeta telaşa düştüğünü pek iyi bilirim Bir gün bu halinin sebebini bana şu sözlerle açıklayacaktı:

"Bu kadar dile gelmiş bir kadınla ben nasıl evlenebilirim? Sonra herkes bana ne der? Ne gözle bakar?" ( Dipnot6- Yahya Kemal Eve Dönem Adam, Beşir Ayvazoğlu, ötüken yayınları, syf: 127)

Celile bir kadının uğrayabileceği en ağır hakaretlerden birine uğramak üzere Onu teselli edecek tek şey ise hakareti edenin kendisinden daha çok acı çekeceği gerçeği

Bugün Pazar belki gelirsin diye üç vapurunu pencerede bekledim Gelmedin mahzun oldum Verdiğin konferansa gelmedim, kalabalıktır memnun olmazsın diye, fakat hep aklım sende idi

Çok çok göreceğim geldi Beni niye aramadın Sana gücendim canımın içi, pek göreceğim geldi Ben o günden beri yani Salı gününden beri evdeyim, dikiş dikiyorum Evimiz için çalışıyorum

Sen ne yapıyorsun benim artık tahammüle sabra mecalim kalmadı Nikah için annem seni görmek istiyor Behice Hanım'a gidecek seni bulduracak Sen ne zaman ararsan evde bulunursun zannediyor Bize sen gel, mektubumu alır almaz bize gel

Benim nikah muamelem oldu Şimdi senin şer'i bir men'in yoktur diye bir kağıt istermiş Annem sana söyler Bir kere nikah olsa bize misafir gelirsin,oturur konuşuruz Odamız sıcacık soğuklar oldukça hep seni düşünüyorum Sana arzu ettiğin gibi ne zaman yuva yapacağım Canımın içi pek göreceğim geldi hemen gel Binlerce güzel gözlerinden öperim

Karıcığın Celile ( Dipnot 7- Yahya Kemal Eve Dönem Adam, Beşir Ayvazoğlu, ötüken yayınları, syf: 128)

Evlilik hazırlıkları hızla ilerler Yahya Kemal'in güveylik gömlekleri bile bohçaya konulur Celile Hanım evi için eşyalar satın almış, perdeler beğenmiş, dikişler dikmiş, arkadaşlarıyla konuşmuş, akrabalarına haber vermiştir Ve bir sabah kendisiyle yüzleşmeye cesaret edemeyen sevgilisinin mektubunu alır Sayfalarca süren bir özür mektubuyla salonun ortasında bir kadın Aşık bir kadın Yahya Kemal evlenmekten son anda vazgeçmiştir!!

Yahya Kemal sebebi ne kadar garip olursa olsun Celile'den vazgeçişinin acısını hayatıyla öder Onunla evlenmediği için başka hiçbir kadınla evlenmemiş ve hayatını otel odalarında tek başına geçirmiştir

Yahya Kemal eve dönen adamdı ama ömrünün sonuna kadar bir kadın sıcaklığının ısıttığı bir ev'in hasretini çekti Ve hayata doğduğu topraklardan çok uzakta, koyu bir yalnızlık içinde veda etti Gençlik yılarında sevdiği fakat evlenmeye cesaret edemediği Celile Hanım'a bağlılığını sonuna kadar korumuş, bu yüzden müzmin bir bekar olarak, hep geçici kira evlerinde, otellerde ve pansiyonlarda derbederce yaşamak zorunda kalmıştı Hayatının son dönemlerinde yerleşip iyiden iyiye benimsediği Park Otel'deki odasında, ziyarete gelen dostları "ev" lerine, eşlerine ve çocuklarına gitmek üzere izin isteyip ayrıldıklarında, birden derin ve ürkütücü bir yalnızlığın içine düşer, çocukça bir yalvarışla "Ne olur biraz daha kalın" derdi ( Dipnot 8- Yahya Kemal Eve Dönem Adam, Beşir Ayvazoğlu, ötüken yayınları, syf: 117)





Nazım Hikmet




Celile Hanım yağlıboya portrecilik sanatını ilerletmek bahanesiyle Paris'e gider Yahya Kemal İstanbul'da kalır Üzerlerine soğuk bir kar gibi yağan yıllar içinde şair başka aşklara da dalar Ama hepsinde Celile Hanım'ın "dişi bir pars" ın gözlerine benzeyen ela gözlerini arayarak

Erkek çocuklar sevmeye sevilmekten daha yetenekliler Sevdiklerini kıskanmaya da Yahya Kemal Celile Hanım'ın oğlu Nazım Hikmet'in hocasıydı Bahriye Mektebinin haricinde ona evde özel ders veriyordu Celile Hanım'la ilişkilerinin henüz başında olmasına rağmen Nazım bu ilişkiyi sezmişti Ve bir gün gizlice hocasının pardösüsünün cebine "Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz" diye bir not bıraktı

Belki de iki insanın mutsuzluğunun nedeni küçük bir çocuğunun duasının kabul oluşudur

Ya da bir şairin başka bir şaire ettiği lanetin kabul oluşu?

Ayşe Sevim / Yazarlar ve Aşkları


Benim Notum: Okuyunca yanlışlarıyla doğrularıyla güzel gibi geliyor insanaAncak ben Yahya Kemal' i asla affetmedim

Tarihe en vefasız aşık olarak anılması yönünde şerh
konulsun istiyorum

Hiç bir zaman sahip çıkmadığı aşkına, gözleri görmezken ve
oğlu için açlık grevi yaparken dahi sahip çıkmadığı için
aşıklar defterinde en kara sayfaya yazılmalı ismi

Hikâyeye buradan devam edelim

Nazım Hikmet'e Yardım Etmedi

Uzun yıllar geçti bu olayın üzerinden

Nazım Hikmet büyük bir şair olmuştu

Sosyalistti

Dönemin iktidarı tarafından hapislerde süründürülüyordu

Celile artık yaşlanmıştı

O güzelliğinden eser kalmamış üstüne üstlük kör olmuştu

Oğlunun hapislerden kurtulması için Galata Köprüsü'nde açlık grevine başlamıştı o görmeyen gözleriyle anne yüreği

Tuhaf bir rastlantı sonucu, Celile açlık grevi yaparken, Yahya Kemal Galata Köprüsü'nden geçiyordu

Büyük aşkını gördü

Ama yanına gitmedi

Bir zamanlar "Hocam olarak girdiğin eve babam olarak girmeni istemiyorum" diyen genç Nazım Hikmet'in kurtulması için kör gözlerle açlık grevi yapan Celile'ye destek imzasını vermedi

Hızla uzaklaştı oradan


***

Öldüğünde evraklarının arasından içinde kurumuş iki yaprak bulunan bir zarf çıktı Yahya Kemal'in

Şöyle yazıyordu:

"Bu zarfın içindeki hatıra, 19 Ağustos 1930'da Sirkeci garında gece saat 10'da veda ettiğim aziz bir kadının göğsündeki çiçektendir Koparıp verdiği bu iki yaprağı daima muhafaza edeceğim"

Celile muhtemelen bu aşkın devam etmeyeceğini anladığı gece Paris'e giderken, Sirkeci Garı'nda vermişti YahyaKemal'e göğsünde duran o iki yapraklı çiçeği

Sessiz Gemi

Yahya Kemal'in Sessiz Gemi'si "hep ölüme yazılmış bir şiir olarak" bilinir

Oysa demir alıp bu limandan kalkan gemi

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol dizeleri

Yahya Kemal'in hayatındaki en büyük aşkı olan Celile'sinin Ada'dan gemiyle İstanbul'a uzaklaşışı esnasında yaşadığı çaresizliği anlatır

Ölümdür elbette Sessiz Gemi'nin konusu

Ama aşkta aranan ölümdür ve Celile'nin ardından ada limanında bakakalan Yahya Kemal'den esintiler içerir

Reha Muhtar



Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden
Birçok seneler geçti dönen yok seferinden































Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.