Fuzuli - Su Kasidesi Söz Sanatları |
12-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Fuzuli - Su Kasidesi Söz SanatlarıFuzuli - Su Kasidesi Söz Sanatları fuzulinin su kasidesi söz sanatları - Edebi Sanatlar Açısından İnceleme - fuzulinin şiirindeki söz sanatları - fuzulinin şiirlerinin açıklaması Edebi incelemesi KASÎDE DER NA?T-I HAZRET-İ NEBEVÎ SU KASİDESİ İNCELEMESİ Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlare su Kim bu denlü dutuşan odlare kılmaz çare su Anlamı: Ey göz gönlümdeki ateşlere gözyaşından su saçma, çünkü bu derece tutuşmuş olan ateşlere su fayda etmez Söz sanatları Mübalağa: Gönüldeki ateşlerin su ile söndürülemeyecek kadar çokolması Su her şeyi söndürür Tezat: Od, ateş demektir Aşkın verdiği ızdıraptan kaynaklanan bir ateştir bu Su ile ikisinin bir arada kullanılması tezat oluşturur Mecaz: Od kelimesi ateş anlamına gelir Metinde gerçek anlamının dışına taşarak aşk ateşi anlamında kullanılmıştır Yorumu: Şair aşkın verdiği acıyla içinde sevgilinin hasretinin büyüdüğünden, bu hasretin, bu ayrılığın kendisini perişan ettiğinden, yüreğinin yandığından bahsediyor Bu acılar içerisinde bir çıkış yolu arıyor İçindeki yangını söndürmek telaşındadır Bunu söndürmek için gözyaşına başvuruyor Ancak bu ateş gözyaşıyla sönmez Bilakis gözyaşı aşkın acısını artırır Gözyaşı tuzludur Tuz ise yakıcı ve ateşi artırıcıdır Yüreğe inen her damla gözyaşı bu acının dinmesine değil artmasına vesile olacaktır Kelimeler: eşk: gözyaşı od: ateş Ab-gundur günbed-i devvar rengi bilmezem Ya muhit olmuş gözümden günbed-i devvara su Anlamı: Şurada dönen gökkubbenin rengi su rengi midir, yoksa gözümden akan yaşlar, gözümden akan sular gökkubbeyi mi kaplamıştır, bilmiyorum Söz Sanatları: Tecahül-i Arif: Şair gökyüzünün neden mavi olduğunu biliyor ancak bilmemezlikten geliyor Bildiğini bilmemezlikten gelme sanatı olan tecahül-i arif yapmış oluyor Mübalağa: Hiç kimsenin gözyaşı gökyüzünü kaplayamaz, bu mümkün değildir Böylece olayı abartmış olduğundan mübalağa sanatı gözükmektedir Hüsn-i Talil: Şairin gökyüzünün mavi rengini gözyaşlarından aldığına inanması, gözyaşlarının renk verdiğini söylemesi güzel neden göstermedir Yorumu: Burada tasvir olunan şair sürekli ağlamaktadır Gözü yaşlıdır Ağlarken gökyüzüne bakar ve onun su renginde olduğunu görür O zaman gözyaşları ile gökyüzünün rengi arasında bir ilişki kurar Bunu da söz sanatlarıyla destekler Kelimeler: Ab-gun: Su rengi Günbed-i devvar: Dönen gökkubbe Muhit: çeviren Zevk-i tiğundan aceb yoh olsa gönlüm çak çak Kim mürur ilen bırağur rahneler divara su Anlamı: Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz Nitekim akarsu da gelip geçerken duvarda yarıklar açar Söz Sanatları: Açık istiare: Tiğ kelimesi ile açık istiare yapılıyor Tiğ kılıç demektir Ancak kastetilen kılıç değildir Sevgilinin bakışıdır Burada şair senin kılıç gibi keskin bakışın demek istemiştir Ancak bunu tam bir benzetme olarak söylemeyerek sadece kendisine benzetileni kullanarak ifade etmiştir Sadece kendisine benzetilenin kullanıldığı benzetmelere biz açık istiare adını veriyoruz Leff ü Neşr: Bu sanat bir dizede söylenen sözcüklerin anlam (eş anlamlılık, zıt anlamlılık, benzerlik?) yönünden bir sonraki söylenen dizedeki bazı sözcüklerle ilişkilendirilmesi sanatıdır Bu şiirde tiğ ile su arasında kılıçın su ile sertleştirilmesi bakımından bir ilişki vardır Burada bu sanat yapılmıştır Gönül ile divar arasında ise kılıçın geçtiği yer olmaları bakımından bir ilişki vardır Çak ve rahne ise kılıçın verdiği zarardır Yine bu kelimeler arasında bir ilişki vardır Böylece bu kelimeler arasında Leff ü Neşr sanatı yapılmıştır Tenasüp: Tiğ, su, rahne, çak, divar, gönül kelimeleri arasında tenasüp sanatı yapılmıştır Yorumu: Burada sevgili bakışlarıyla aşığı kendinden geçiriyor Sevgilinin her bakışı aşığın daha çok aşık olmasına sebep oluyor Sevgilinin bakışının keskin kılıç gibi olması divan edebiyatında ilk defa kullanılmıyor Değişik divan şiirlerinde sevgilinin bakışı oka, mızrağa ? benzetilmektedir Ve bu nesneler sert ve kesicidir Sevgilinin bakışı da burada gönlü kesip atıyor Parça parça ediyor Aslında aşık zevk-i tiğundan derken kılıcının zevkinden diyor O zaman buradan yola çıkarak aşığın sevgilinin verdiği acıdan zevk aldığı sonucuna ulaşabiliriz Sevgilinin aşığa bakması onunla az da olsa ilgilenmesidir Bundan zevk almayacak aşık yoktur Kelimeler: tiğ: kılıç çak çak: parça parça mürur: geçme rahne: gedik, yarık Vehm ilen söyler dil-i mecruh peykanun sözin İhtiyat ile içer her kimde olsa yara su Anlamı: Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi yaralı gönlümde senin ok temrenine benzeyen kirpiklerinin sözünü korkarak söyler Söz Sanatları: Açık istiare: Peykan okun, mızrağın ucu temreni demektir Burada sevgilinin kirpikleri kastetilmektedir Kirpikte ok, mızrak gibi keskin, serttir Burada okun temreni gibi sert kirpiklerin demek istenmiştir Benzetmenin diğer öğeleri söylenmediği için haliyle istiare sanatı yapılmıştır Leff ü Neşr: Vehm ile söylemek (çekinerek söylemek), ihtiyat ile içmek (tedbirli içmek), dil-i mecruh (gönül yarası), yara , peykan (okun ucundaki sivri demir-deminde dediğimiz gibi su ile sertleştirilir) su sözcükleri arasında yapılmış bir sanattır İrsal-i Mesel: Eski bir gelenek olan iç yarası olan hastalara su içirilmemesinden dolayı bu sanat yapılmıştır Anlamı: Burada aşık olan kişi sevgilinin bakışını korkarak anıyor Bu korkuyla eskiden içinde yara olan insanlar arasında bağlantı kuruyor Eski tıpta içinde yara olan insanlara su içirilirken çok dikkat edilirdi Hatta bir pamuk parçası ile dudaklarını ve ağzını ıslattıkları bilinmektedir Burada bu inanca işarette edilmektedir Şair, nasıl iç yarası olan hastalara su içirmek için tedbirli davranıyorlarsa ben de senin kirpiklerinin korkusundan ihtiyatla davranıyorum Edebiyatımızda kirpik oka benzetilir Ve bu aşığın gönlüne atılan, kalbine atılan oktur Aşık kendisini bu ok darbelerinden korumak istemektedir Ancak ne yaparsa yapsın buna engel olamayacaktır Aslında demin de dediğimiz gibi bundan hoşnuttur aşık Kelimeler: Vehm: Korku Mecruh: Yaralı Peykan: Okun ucundaki sivri demir İhtiyat: Tedbir Suya virsün bağban gülzarı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gülzara su Anlamı: Bahçıvan gül bahçesini sele versin, boş yere zahmet çekmesin; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz Söz Sanatları: Teşbih: Sevgilinin yüzünün güle benzetilmesinden dolayı Hüsn-i Talil: Bahçıvanın görevi gül yetiştirmektir Yaptığı işi yapmasına güzel bir sebep olarak sevgilinin yüzü kadar güzel bir gül yetiştirmeyi göstermektedir Tenasüp: Birbirleriyle anlam ilişkisi olan bağban, gülzar, gül, su gibi kelimeler kullanılarak bu sanat yapılmıştır Yorumu: Şair burada sevgilisini övmektedir Bahçıvan bahçede güzel gül yetiştirmek için uğraşmasın boşuna uğraşmış olur Çünkü en güzel gül sensin Bahçıvanın senin kadar güzel bir gül yetiştirmesi mümkün değildir Dünyada senden daha güzel hiç kimse yoktur Bahçıvan bağbanı sele versin Boşuna uğraşmasın Ayrıca burada Peygamber Efendimiz bir gül olarak düşünülebilir Zaten gül Peygamberimizin sembolüdür Efendim, bahçıvan boşuna uğraşmasın, senin gibi bir gülün tekrar dünyaya gelmesi, yaratılması mümkün değildir, sen teksin, sen güzelsin gibi bir ifade de sezilmektedir Kelimeler: Bağban: bahçıvan Gülzar: gül bahçesi Tek: gibi (edat), eşi benzeri olmayan Ohşadabilmez gubarını muharrir hattına Hame tek bahmahdan inse gözlerine kara su Anlamı: Hattatın gözlerine bakmaktan kalem gibi karasu inse de gubari yazısını senin yüzündeki tüylere benzetemez Söz Sanatları: Teşbih: Yüzdeki tüyler gubari hatta benzetilmiştir Tezat: Mürekkebin karalığı ile kağıdın beyaz rengi arasında zıtlık vardır Bakmak ve kör olmak arasında da zıtlık vardır Tenasüp: gubar, hat, muharrir, hame kelimeleri arasında birbirlerine anlamca yakınlık vardır Mecaz-ı Mürsel: Gözlere kara sular inmesi deyimiyle yapılmıştır Yorumu:Eski edebiyatımızda sevgilinin yüzü Mushaf?a, kitap sayfasına benzetilir Çünkü sevgilinin yüzü bembeyaz, parlak, pürüzsüz bir yüzdür Hattatlar da beyaz bir kağıda pürüzsüz olarak hat yapmaktadırlar Sevgilinin yüzünde ayva tüyleri adını verdiğimiz ince, sarımsı tüyler vardır Bu tüyler ince ve narindir Asla sevgilinin güzelliğini bozmaz Buradaki hattat sürekli parlak bir kağıda bakmaktadır Ancak kağıdın parlaklığı hattatın gözlerinin bozulmasına hatta kör olmasına sebep olmaktadır Hat sanatı çok ince bir sanattır Maçlarda futbolcuların ışığın parlaklığından veya karın beyazlığından kaçmak için gözlerine kömür sürmeleri bundandır Gözlerinin bozulmasını önlemek içindir Buradaki hattat insan yüzündeki tüylerin inceliğinde ve güzelliğinde bir yazı yazmak ister ama bunu başarması mümkün değildir Kör oluncaya kadar dahi yazsa bunu başaramaz Çünkü insan yüzündeki tüylerin inceliğinde ve güzelliğinde bir hat sanatı meydana getirmek imkansızdır Arızun yadıyla nemnak olsa müjganum nola Zayi olmaz gül temennasıyla virmek hara su Anlamı: Yanağını hatırladıkça kirpiklerim ıslansa bundan ne çıkar Bunda şaşılacak bir şey yoktur Zira gül elde etmek için dikene su vermek boşa gitmez Söz Sanatları: Benzetme: Yanak güle benzetilmiştir Kirpikte gül ağacının dikenlerine Leff ü Neşre: Arız-gül, yad-temenna, nem-nak-su, müjgan-har kelimeleri arasında Yorumu: Şimdi buradaki aşık kirpiklerim ıslandıkça derken ağladığını ima etmektedir Çünkü aşık ağladıkça sevgilisine ulaşmanın mümkün olacağını söylemektedir Dikene gül elde etmek için su vermek nasıl boşa gitmezse güzel yüzünü gül yüzünü görmek için ağlamam da boşa gitmeyecektir Çünkü sonunda benim gözyaşlarıma dayanamazsın Bana kendini gösterirsin demek istemektedir Burada olayın başka bir boyutu ise aşık güle kavuşmak istemektedir Aşığın ağlamaktan kan çanağına dönen gözleri gül rengine dönecektir Sevgilinin yanağı da gül olduğuna göre aşık böylece gül yüze gözlerinin içinde de olsa kavuşmuş olacaktır Kelimeler: Arız: yanak Nem-nak: nemli Müjgan: kirpikler Temenna: temenni etmek Gam güni itme dil-i bimardan tigun dirig Hayrdur virmek karanu gicede bimara su Anlamı: Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir Söz Sanatları: Açık İstiare: Sevgilinin bakışı keskin kılıca benzetilmektedir İrsal-i mesel: Geceleyin hastaya su vermek sevaptır sözünde vardır Leff ü neşr: gam güni-karanu gece, dil-i bimar- bimar, tiğ-su? kelimeleri arasında leff ü neşr yapılmaktadır Yorumu:Şair, sevgilisine sesleniyor Ben bu gün üzüntülüyüm diyor En azından gamlı olduğum bugün bari bakışını benden esirgeme, benimle azıcık ilgilen diye sesleniyor Eğer benimle ilgilenirsen çok mutlu olacağım Karanlık bir gecede hasta yatağında yatan birine su vermiş kadar sevap kazanırsın demek istiyor Karanlık gecede hastaya su vermek sevaptır Çünkü tüm insanlar gece hastaları dahi olsa uyurlar Oysa acıları ile baş başa kalan hastanın kendisidir İnsanlar için geceleyin yatağından kalkmak ve hasta biriyle ilgilenmek bir külfettir Bu külfete katlanan kişi Allah katında da sevaplanır Hastayla ilgilenmek sevaptır Şair, sevgilisinden bakışını isterken bunun bir sebebi daha vardır Hasta olan insana su verilir Sevgilinin kılıca benzeyen bakışında da tedavi edici bir özellik vardır Kılıç su ile sertleştirildiğinden (yapım aşamasında) ayrıca tedavi edici özellik kazanmış olur Kelimeler: Bimar: hasta Dirig: esirgeme İste peykanın gönül hecrinde şevkum sakin it Susuzam bir kez bu sahradan menüm-çün ara su Anlamı: Gönül! Ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste ve ayrılığında özlemimi yatıştır; susuzum, bu çölde bir defa da benim için su ara Söz Sanatları: Teşhis: Gönlün sevgilinin kirpiklerini istemesi ve özlem gidermesi, su araması Açık istiare: Peykan kelimesi ile yapılmıştır (Peykan gibi keskin bakış) Tezat: Sahra-su, şevk ve susuzam Leff ü Neşr: Peykan-su, şevk-susuzluk Yorumu: Bu beyitte gönül ayrı bir varlık olarak düşünülmüştür Oysa gönül aşığa aittir Gönlün kendisi için sevgiliden ok temrenine benzeyen kirpiklerini istemesini istemektedir Çünkü bu şekilde kendisini mutlu hissedecektir Ayrıca önceden de bahsettiğimiz üzere peykan suyu barındırmaktadır Su ile tedavi edici özelliğe sahiptir Şair böylece susuzluğunun da gideceğini söylemektedir Sevgiliden uzaktır şair Ve ona ihtiyacı vardır Gönlün aşk çölünde susuz kalan kendisi için su aramasını istemesi ise aşkın ateşinden kaynaklanmaktadır Kelimeler: Peykan: Okun ucundaki sivri demir Hecr: Ayrılık Şevk: Şiddetli arzu Men lebün müştakıyam zühhad Kevser talibi Nitekim meste mey içmek hoş gelür huş-yara su Anlamı: Ben dudağını özlüyorum, Sofular da Kevser istiyorlar Nitekim sarhoşa şarap içmek aklı başında olana da su içmek hoş gelir Söz Sanatları: Tezat: Zahid ile aşık, su ve şarap, mest ile huş-yar kelimeleri arasında zıtlık vardır İrsal-i mesel: Sarhoşa içki içmek, ayık insana su içmek hoş gelir Leff ü Neşr: Leb ile mey, su ile Kevser kelimeleri arasında bu sanat yapılmıştır Yorumu:Şair burada ben senin dudaklarını özlüyorum Oysa zahidler sadece Cenneti ve onun sembollerinden olan Kevseri istiyorlar Burada Fuzuli dünyevi zevkler peşindedir Aşık aklı ile hareket etmez Sarhoştur Aşk sarhoşudur Dudak ile şarap arasında renk bakımından bağlantı vardır İkisi de kırmızıdır Aşık o yüzden sevgilinin dudağına benzeyen şarabı özler Belki de hasretini bu şekilde giderebileceğini düşünür Zahidler sarhoşluğun ne olduğunu bilmezler Şair zahidlerin zıddı bir düşünce içinde olduğunu vurgulamak istemiştir Onlar sadece Allah?a kavuşmayı isterken ben ise sevgilinin dudağına kavuşmayı istiyorum der Burada aslında Fuzuli küfre düşmüştür (Her ne kadar buna inanmasak da?) Kelimeler: Leb: Dudak Müştak: Özleyen Zühhad: Zahidler, dinin emirlerine çok bağlı olanlar? Kevser: Cennette bir ırmağın adı Huş-yar: Akıllı Mey: Şarap Ravza-i kuyuna her dem durmayup eyler güzar Aşık olmuş galiba ol serv-i hoş reftara su Anlamı: Su senin mahallenin bahçesine doğru durmaksızın akar gider Galiba o hoş yürüyüşlü serviyi andıran sevgiliye aşık olmuş, Söz Sanatları: Teşhis: Suyun sevgiliye aşık olması Hüsn-i talil: Su o hoş salınışlı serviye aşık olduğu için bahçeye doğru akar denmesi Teşbih-i beliğ: Ravza-i kuy Açık istiare: Servi Yorumu: Burada su kişileştirilmiştir Ancak şair burada galiba kelimesini de kullanmaktadır Yani suyun serviye aşık olduğundan emin değildir Servi sulak yerlerde yetişir Burada suyun amacı servinin mahallesine doğru akmak ve serviye ulaşmak Burada aşık olan sudur Ki aşık için en mutlu olan şey sevgilisiyle ayrılmamak kavuşmaktır Suyun serviye ulaşması demek ona kavuşması demektir Ravza cennet demektir O zaman sevgilinin bulunduğu yerde cennettir Servi uzun, ince, narin bir ağaçtır Bu özelliğiyle sevgilinin boyunu ifade etmektir Burada tasvir edilen sevgili uzun boyludur Ve beyit sevgilinin boyu üzerine oturtulmuştur Kelimeler: Ravza: Bahçe, cennet Kuy: Mahalle, işlek yol Güzar: Geçme Reftar: Gitme, yürüme Su yolın ol kuydan toprağ olup dutsam gerek Çün rakibümdür dahı ol kuya koyman vara su Anlamı: Toprak olup su yolunu o mahalden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, o yere varmaya bırakmam Söz Sanatları: Teşhis: Suyun şairin sevgilisine aşık olması Toprak olmak: Ölmek ve suyun yoluna set olmak anlamlarında tevriye Tenasüp: Su yolu, set olmak, koymamak ve su kelimeleri arasında alinti Suya virsün bağban gülzarı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gülzara su Anlamı: Bahçıvan gül bahçesini sele versin, boş yere zahmet çekmesin; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz Söz Sanatları: Teşbih: Sevgilinin yüzünün güle benzetilmesinden dolayı Hüsn-i Talil: Bahçıvanın görevi gül yetiştirmektir Yaptığı işi yapmasına güzel bir sebep olarak sevgilinin yüzü kadar güzel bir gül yetiştirmeyi göstermektedir Tenasüp: Birbirleriyle anlam ilişkisi olan bağban, gülzar, gül, su gibi kelimeler kullanılarak bu sanat yapılmıştır Yorumu: Şair burada sevgilisini övmektedir Bahçıvan bahçede güzel gül yetiştirmek için uğraşmasın boşuna uğraşmış olur Çünkü en güzel gül sensin Bahçıvanın senin kadar güzel bir gül yetiştirmesi mümkün değildir Dünyada senden daha güzel hiç kimse yoktur Bahçıvan bağbanı sele versin Boşuna uğraşmasın Ayrıca burada Peygamber Efendimiz bir gül olarak düşünülebilir Zaten gül Peygamberimizin sembolüdür Efendim, bahçıvan boşuna uğraşmasın, senin gibi bir gülün tekrar dünyaya gelmesi, yaratılması mümkün değildir, sen teksin, sen güzelsin gibi bir ifade de sezilmektedir Kelimeler: Bağban: bahçıvan Gülzar: gül bahçesi Tek: gibi (edat), eşi benzeri olmayan Ohşadabilmez gubarını muharrir hattına Hame tek bahmahdan inse gözlerine kara su Anlamı: Hattatın gözlerine bakmaktan kalem gibi karasu inse de gubari yazısını senin yüzündeki tüylere benzetemez Söz Sanatları: Teşbih: Yüzdeki tüyler gubari hatta benzetilmiştir Tezat: Mürekkebin karalığı ile kağıdın beyaz rengi arasında zıtlık vardır Bakmak ve kör olmak arasında da zıtlık vardır Tenasüp: gubar, hat, muharrir, hame kelimeleri arasında birbirlerine anlamca yakınlık vardır Mecaz-ı Mürsel: Gözlere kara sular inmesi deyimiyle yapılmıştır Yorumu:Eski edebiyatımızda sevgilinin yüzü Mushaf?a, kitap sayfasına benzetilir Çünkü sevgilinin yüzü bembeyaz, parlak, pürüzsüz bir yüzdür Hattatlar da beyaz bir kağıda pürüzsüz olarak hat yapmaktadırlar Sevgilinin yüzünde ayva tüyleri adını verdiğimiz ince, sarımsı tüyler vardır Bu tüyler ince ve narindir Asla sevgilinin güzelliğini bozmaz Buradaki hattat sürekli parlak bir kağıda bakmaktadır Ancak kağıdın parlaklığı hattatın gözlerinin bozulmasına hatta kör olmasına sebep olmaktadır Hat sanatı çok ince bir sanattır Maçlarda futbolcuların ışığın parlaklığından veya karın beyazlığından kaçmak için gözlerine kömür sürmeleri bundandır Gözlerinin bozulmasını önlemek içindir Buradaki hattat insan yüzündeki tüylerin inceliğinde ve güzelliğinde bir yazı yazmak ister ama bunu başarması mümkün değildir Kör oluncaya kadar dahi yazsa bunu başaramaz Çünkü insan yüzündeki tüylerin inceliğinde ve güzelliğinde bir hat sanatı meydana getirmek imkansızdır Arızun yadıyla nemnak olsa müjganum nola Zayi olmaz gül temennasıyla virmek hara su Anlamı: Yanağını hatırladıkça kirpiklerim ıslansa bundan ne çıkar Bunda şaşılacak bir şey yoktur Zira gül elde etmek için dikene su vermek boşa gitmez Söz Sanatları: Benzetme: Yanak güle benzetilmiştir Kirpikte gül ağacının dikenlerine Leff ü Neşre: Arız-gül, yad-temenna, nem-nak-su, müjgan-har kelimeleri arasında Yorumu: Şimdi buradaki aşık kirpiklerim ıslandıkça derken ağladığını ima etmektedir Çünkü aşık ağladıkça sevgilisine ulaşmanın mümkün olacağını söylemektedir Dikene gül elde etmek için su vermek nasıl boşa gitmezse güzel yüzünü gül yüzünü görmek için ağlamam da boşa gitmeyecektir Çünkü sonunda benim gözyaşlarıma dayanamazsın Bana kendini gösterirsin demek istemektedir Burada olayın başka bir boyutu ise aşık güle kavuşmak istemektedir Aşığın ağlamaktan kan çanağına dönen gözleri gül rengine dönecektir Sevgilinin yanağı da gül olduğuna göre aşık böylece gül yüze gözlerinin içinde de olsa kavuşmuş olacaktır Kelimeler: Arız: yanak Nem-nak: nemli Müjgan: kirpikler Temenna: temenni etmek Gam güni itme dil-i bimardan tigun dirig Hayrdur virmek karanu gicede bimara su Anlamı: Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir Söz Sanatları: Açık İstiare: Sevgilinin bakışı keskin kılıca benzetilmektedir İrsal-i mesel: Geceleyin hastaya su vermek sevaptır sözünde vardır Leff ü neşr: gam güni-karanu gece, dil-i bimar- bimar, tiğ-su? kelimeleri arasında leff ü neşr yapılmaktadır Yorumu:Şair, sevgilisine sesleniyor Ben bu gün üzüntülüyüm diyor En azından gamlı olduğum bugün bari bakışını benden esirgeme, benimle azıcık ilgilen diye sesleniyor Eğer benimle ilgilenirsen çok mutlu olacağım Karanlık bir gecede hasta yatağında yatan birine su vermiş kadar sevap kazanırsın demek istiyor Karanlık gecede hastaya su vermek sevaptır Çünkü tüm insanlar gece hastaları dahi olsa uyurlar Oysa acıları ile baş başa kalan hastanın kendisidir İnsanlar için geceleyin yatağından kalkmak ve hasta biriyle ilgilenmek bir külfettir Bu külfete katlanan kişi Allah katında da sevaplanır Hastayla ilgilenmek sevaptır Şair, sevgilisinden bakışını isterken bunun bir sebebi daha vardır Hasta olan insana su verilir Sevgilinin kılıca benzeyen bakışında da tedavi edici bir özellik vardır Kılıç su ile sertleştirildiğinden (yapım aşamasında) ayrıca tedavi edici özellik kazanmış olur Kelimeler: Bimar: hasta Dirig: esirgeme |
|