En İyi 10 Klasik Siyah Beyaz Film |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
En İyi 10 Klasik Siyah Beyaz FilmEN İYİ 10 KLASİK SİYAH BEYAZ FİLM 20 Mart Cuma günü vizyona girecek Türk filmi “Gölge”, ABDnin ilk dönemindeki kara filmlere bir saygı duruşu niteliğinde üretilmiş bir yapıt Mehmet Güleryüzün ilk filminin vizyona girmesini fırsat bilerek Amerikan sinemasının ilk dönemindeki klasik kara filmlere bir bakış atıyoruz 1931de Almanyada “M” ile başlayan kara film, aslında o yıllarda Fransada da ilk adımlarını atmıştı Zira orijinal ismi film-noir da Fransızcadır aslında Kara film, çoğu yerde suç ismiyle anılmasına karşın türün ansiklopedik ve sinemasal adıdır aslında Suç filmlerinin de en önemli türevi olarak dikkat çeker aynı zamanda Özellikle 1940-1960 arasında çekilen klasik Amerikan kara filmleri, türün tarihini şekillendirmişlerdir Bu sebeple de o dönemi öne çıkaran bir seçki sunmayı karar verdim Chiaruscuro ışık oyunları, fötr şapkalı dedektifler, femme-fatalelar (vamp kadın), cinayetler ve daha niceleriyle oluşan bir türdü o zamanlar kara film 1960ların sonundan itibaren ise yeni bir ivmeye kavuştu 1974de “Çin Mahallesi” sayesinde neo-noir ismiyle renkli sinemaya girdi Son yıllarda ise “Mulholland Çıkmazı”, “Dövüş Kulübü” gibi örnekler verdi Ancak bu seçki, tamamen türün o yükselişte olduğu ilk dönemiyle ilgili 1-Malta Şahini (The Maltese Falcon) (1941) Sinema tarihindeki ilk Amerikan klasik kara filmi olarak anılan yapıt, 1930lardaki gangster filmlerinin kara filme dönüşümünde önemli bir rol üstlenmiştir Malta Şahini ve Humphrey Bogartın fötr şapkalı dedektif karakteri, ana motifler olarak öne çıkarlarken, “Afrika Kraliçesi” ile tanıdığımız John Hustonın yönettiği yapıtın çerçevesini de oluşturuyorlar Siyah-beyaz sinematografinin bütün olağan grameriyle eşsiz bir klasik! 2-Çifte Tazminat (Double Indemnity) (1944) En iyi film dahil yedi dalda Oscar adayı olmuş yapıt, “Bazıları Sıcak Sever” ve “Sunset Bulvarı”nın yönetmeni Billy Wilderın imzasını taşıyor Kara filmde femme-fatale kavramının ilk kez bu kadar aktif hale gelip, olay örgüsünün önüne geçtiği ilk film olma özelliği taşıyor Masum bir adam olan Walterı şehvetiyle kandıran Barbara Stanwyczkin canlandırdığı Phyllis karakterinin, yol açtıklarını ele alıyor temelde Tabii burada esas olay örgüsü, Phyllisin Walterdan ilk tanıştığı anda kocasını öldürmesini istemesi üzerine kurulu Kara filmdeki anlatıcı sesi, chiaruscuro ışık oyunları ve suçlular arasındaki yolculuk gibi yozlaşmış sistemi taşlayan kavramlar, nihai toplamın içinde sunuluyor 3-Laura (1944) Otto Preminger imzalı yapıt aslında türün en oyunbaz ve yönetmenin ağırlığını en çok hissettiren örneğidir Film, Gene Tierneynin canlandırdığı Lauranın ölümünün araştırılması üzerine kuruludur Yani esasen bir cinayet araştırma filmidir kara filmin içinde varolan Ancak olay mahali öylesine detaylı, çarpıcı ve sinemasal hale getirilir ki bu filme ismini veren femme-fatalein gizemiyle ilgili akıl almaz derecede fazla bilgiyle donatılırız Yapıt da bu gizemin üzerine kurulurken, bakış açı kameralarıyla dikkat çeker 4-Şangaylı Kadın (Lady from Shanghai) (1947) Büyük usta Orson Welles imzalı yapıt, özellikle sondaki aynalı oda sahnesi sinema tarihinde kilit bir yere sahip Orson Wellesin aynı zamanda başroldeki dedektifi canlandırdığı filmin esasen zengin ve yozlaşmış ailede tutkusal hesaplaşmalara odaklandığını söyleyebiliriz Tabii bu gayesinde de Rita Hayworthın bu kez sarışın bir görünümle canlandırdığı herkesi etkileyen femme-fatale karakterinin rolü büyük! Başıyla sonuyla eşsiz bir kara film! 5-Kiss Me Deadly (1955) Kariyerinde her türde film çeken özlü yönetmenlerden olan Robert Aldrich imzalı yapıt, artık kara filmin yozlaşma, olay örgüsü, prototipler, anlatı yapısı gibi konularda zirve yaptığı bir dönemde çekilmiştir Tanımadığı bir kadını arabasına alan bir polisin, kadının öldürülmesiyle birlikte içine girdiği suspens üçgeninin (kuşku) üzerine gidiyor film Bunu yaparken de en işlevsiz öğeden bile sürprizli ve merak uyandırıcı öğeler çıkarmasıyla dikkat çekiyor Özellikle de sondaki sürprizli kutu, sinema tarihinde önemli bir yere yerleşmesini sağladı filmin! “Ucuz Roman”daki çantanın esin kaynaklarından! 6-Out of The Past (1947) Fransız yönetmen Jacques Tourneur imzalı yapıt, geçmişinde kötü anıları yaşadığı eski kasabasına geri dönen Jeffin hikayesine uzanıyor Yani bu kasabaya geri dönme kara filmlerinin başlangıçlarından biri aslında Western örneklerinde gördüğümüz kasabaya gelen adam filmlerinin kara filmde canlanan bir türevi olarak da görebiliriz Sonradan birçok filme de esin kaynaklığı yapan yapıtın başrolünde Robert Mitchum var 7-Üçüncü Adam (The Third Man) (1949) Aslında politik-gerilim havası da taşıyan bu yapıt, siyah-beyaz dokusuyla kara filmin gereklerini yerine getirse de, bu listedeki filmlerden farklı bir yere oturuyor aslında Bunun da ana sebebi, 2 Dünya Savaşı sonrası Viyanasında bir kovalamaca öyküsü anlatması Orson Wellesin de Üçüncü adamı oynadığı yapım usta İngiliz yönetmen Carol Reed ile yazar Graham Greenein birlikteliğiyle zirve yaparak dikkat çekmiştir Özellikle sokakları kullanış şekli olağanüstüdür 8-Touch of Evil (1958) Orson Welles imzalı bir son dönem kara film çalışması Başrollerde Charlton Heston, Janet Leigh ve Orson Welles var 1960lara yakın olduğu için atmosfer, olay örgüsü, femme-fatale gibi konularda üst düzey bir çalışma Kara filmin bütün öğelerinin tavan yaptığı bir dönemin başyapıt düzeyinde bir ürünü Özellikle açılış sekansı sinema tarihinin en iyi plan sekansı olarak hala aklımızda kaldığı için zihinlerde yer eden bir yapıt! 9-Gilda (1946) Güney Amerikada bir gazinonun sahibi olan Balin, orada şarkı söyleyen eşi Gildanın yardımcısı Johnny tarafından önceden tanındığını öğrenince, kara film üçgeni devreye girer Charles Vidor imzalı yapıt, femme fatale prototipinin en aktif olduğu tür örneklerindendir Zaten Rita Hayworth da Gilda karakteriyle anılmıştır sinema tarihinde daha çok Bunun da esas nedeni iki erkeği elinde oynatmasının yanında sahnede striptiz yaparak kadınlığını ortaya koymasıdır Kadınların özgür olmasını ele alan ilk filmlerden biri! 10-Büyük Uyku (The Big Sleep) (1946) Ünlü hard-boiled dedektif romanı yazarı Raymond Chandlerın yarattığı Philip Marlowe karakteri, birçok kara filmin hammaddesi olmuştur Bu William Wyler imzalı yapıt da onlardan biri Humphrey Bogartın Marlowe tiplemesi, filmin, femme fatale prototipinin ve yönetmenin üstüne geçer aslında Zengin bir aile, onu özel dedektif olarak tutup kendine zarar veren Carmen adlı kızlarının bu durumunun arkasında yatanları açığa çıkarmak ister Ancak bunun sonucunda Marlowe, kendi duygusal tarafıyla yüzleşir Böylece kara film tutku ile realizm arasında kalan dedektif karakterlerinin en önemli temsilcisi karşımıza çıkmış olur Kaynak:Haberturk Sinema Yazarı Kerem Akça yazdı |
|