Bilinmeyenleri Bilmek İçin Akıl! |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilinmeyenleri Bilmek İçin Akıl!Bilinmeyenleri Bilmek İçin Akıl! “Bilgi” ve “Bilim” kavramlarını öğrenmektir Dünyamızı bir sistem olarak düşünürsek; ortak yaşam çabaları ilk basamak gibidir Ortak yaşam çabalarına birkaç örnek: Yaşamak için zorunlu ihtiyaçların karşılanması; içmek, yemek, nefes… Bu gibi örnekler bir tek insanlar için değil; hayvanlar, bitkiler… İçinde geçerlidir Ekolojik denge, doğal denge ( natürel, gerçek, tabiî, olağan, kalıplaşmış dengeler…) Canlılar ilk var olduğunda da yaşam çabaları için zorunlu ihtiyaçları vardı; şu an da var! Canlıların ihtiyaçları aynı şekilde sistemin ihtiyaçları gibidir Dünyamızı veya Uzayı sistem olarak düşünürsek; Sistem nedir, nasıldır, nerdedir? Gibi sorulara ulaşmamak elde değil! İnsanoğlunun asıl var oluş amaçlarından birisi acaba bilinmeyenleri bilmek, gizemleri bulmak, problemleri çözmek, soruları cevaplamak… Olabilir mi? Bu amaçların yanında; yaşamdan tat almak için güzel sıfatlar ile ödüllendiriliyoruz gibi “Istıraplardan, üzüntülerden, dertlerden… Ders almak Hazlardan, mutluluklardan, sevinçlerden… Keyif almak” Sistemin devamı için süreklilik: Siz olsanız da olmasanız da sistem devam ediyor mu? Bilinmez! Fakat yok olan tarih; sistemin devamlılığına örnek gibidir Tarih yok olsa bile (geçmişte var olup şu an yok olanlar); şu an ki zamanın oluşmasında bir etkendir Kişiler yok olsa bile geleceği etkilediğine örnektir Yaşamlar sürekli bir etki ve tepki halinde varlıklarına devam ediyor Sevdiklerimiz yok olsalar bile; geride kalan sevenlerimiz için devam ediyoruz Sistemi bir arada tutan güç acaba “Sevgi” olabilir mi? Sevgi olmayan yerlerde huzursuzluklar, saygısızlıklar… Gibi olumsuz tavırlar sonucunda; kargaşalara, tartışmalara, çıkar kavgalarına, savaşlara… Neden olabilir mi? Dünyamızdaki sistemi oluşturan Devlet yapıları: Demokrasi çoğunlukta olmak üzere kendi içinde parçalara ayrılmasıyla; Liberal, Komünist, Sosyalist, Muhafazakâr, Anarşist, Faşist… Gibi ayrımlar ile henüz Demokrasiyi bile tanımlayamıyoruz İmparatorluklar veya krallıklar sömürgecilik ile güçlenirken Demokrasi ise “Eşitlik” ile güçlenmeyi beklemektedir Çoğunluğun kabul ettiği sistem kuralları veya yaptırımları: Sistemin devamlılığı için bazı kurallar veya yaptırımların çoğunluğun kabul etmesiyle mümkün Şu an içinde bulunduğumuz sisteme örnektir Eşitlik sistemi neden zordur? İmparatorluk veya krallık sistemi sömürgecilik ile sayılı birkaç kişinin ihtiyaçlarını fazlasıyla elde ederler Lakin Eşitlik sistemiyle her insanoğlunun ihtiyaçlarını karşılamak zordur Eşitlik sisteminin olmadığını; Dünyamızdaki insanların yarısının aç, yarısının da tok olmasından anlaşılıyor Acaba devlet dediğimiz sınırların oluşmasına neden olan düşünce; aç insanları ve tok insanları birbirinden ayırmak olabilir mi? Hayır! Dünyamızdaki en zengin ülkelerde de aç insanlar var, en fakir ülkelerde de tok insanlar var! Yani sistem ne olursa olsun Dünyamız “karma” bir sistem ile yönetiliyor Dünyamızdaki sınırlar hangi ölçütlere göre çiziliyor? Kıtaların, dağların, okyanusların, denizlerin, nehirlerin, ırmakların… Oluş veya şekillerine göre devlet sınırları belirleniyor Kimi ülkeler hala toprak savaşı yaparken; kimi ülkeler; Kalkınmış ülke, kalkınmakta olan ülke gibi sınıflara ayrılıyor Toprak veya çıkar savaşları devam ediyor Dünyamızdaki kıtaların sayısı kimine göre 4, 5, 6, bizlere göre 7 kıta bulunmaktadır Tarihi kalıntılara bakılınca Kıtalar ( karalar parçalara ayrılıyor ) birbirinden ayrılıyor Bir kıta iki kıta derken şu an yedi kıta bulunmasına rağmen; yine savaşlar devam ediyor! Tüm sular çekilirse veya tüm kıtalar sular altında kalırsa; Dünyamızda kaç kıta kalır? Tüm kıtalar çöller gibi olursa; bu defa toprak için değil su için mi savaşılacak? Çöller için neden savaş yapılmıyor? Biz canlılar için hangisi daha önemlidir, “toprak” mı “su” mu? Yoksa her ikisi de mi? Yoksa hiç biri mi? Dünyayı insanlar işgal etmiş gibi Doğal kaynaklarımızı tükettiğimizi fark ettiğimiz için mi; Bilim adamları “başka gezegenlerde su veya yaşam var mı?” Sorusuna cevap arıyor(?) Zorunlu ihtiyaçlarımız olmasaydı; herhangi bir şey için herhangi bir çabamız olur muydu? Hayır! Sistemdeki yaşamı devam ettiren olgu: Dünyayı insanlar işgal etmiş gibi Biz insanları insan yapan en önemli özelliklerden biri tüketmenin yanı sıra üretmemiz olabilir Tüketmek yaşamak için ise; üretmek yaşamın devamlılığı içindir Sanki bir güç biz insanoğluna istesek de istemesek de kıt imkânlar ile paylaşmak gibi olguları öğretirken; tüm sıfatlar ile iç içe olan, bilinmeyenleri bilmek yolunda ilerlediğimiz Dünya sisteminin parçaları gibiyiz Peki, neden insanoğlu? Uzayda tek akıllı canlılar biz miyiz? Bilinmeyenleri bilmek bir tek biz insanoğluna mı özel? Bu gibi sorulara “evet” dersek kibirli olabiliriz Hayır demeyi başardığımız için mi “Akıl” biz insanoğluna bahşedildi? Hangi ortamda olursak olalım; “O” ortam ile uyumlu olmayı başarabildiğimiz için mi? Kim bilir? Belki bu soruları çoktan cevapladık, cevaplamayı bekliyoruz veya cevaplanmayı bekleniyor! İki bilinmeyen tarih arasında var olmak; bilinmeyen uzay boşluğunda var olmak… Sizlere hiç tuhaf gelmiyor mu? Bu gibi sorular cevaplandı diyelim Bilinmeyenler bilindiği an; yeni bilinmeyenlere yelken açtığınızı hiç hissettiniz mi? Bu soruyla; tüm bilinmeyenleri bilmek insanoğluna sunulan bir görev gibidir Her insan istese de istemese de; fark etse de fark etmese de görevler o veya bu şekilde yerine getiriliyor Gizemli bir Dünya! Herkesin bilinmeyenleri farklı olsa da; tüm ortak bilinmeyenler aynı gibidir Bilinmeyenleri bilmek dileğiyle! |
|