Tarihi Eserler Gaziantep |
04-29-2009 | #1 |
KRDNZ
|
Tarihi Eserler GaziantepŞahinbey Anıtı Gaziantep Şahinbey ilçesinde, Gaziantep-Kilis yolunun 28 km de bulunan Şahinbey Anıtı dört köşe bir kaide üzerinde, dört köşeli bir sütun halindedir Bu sütunun üzerinde “Gaziantep savunmasının gerçek kahramanı Şahin Bey burada şehit olmuştur Aziz şehidin ruhuna Fatiha 20 Mart 1920” yazılıdır Kaide üzerinde de “Bu şehitlik ÖFaruk Ergun’un Karayolları 54Şube Mühendisliği zamanında yapılmıştır 1957” yazılıdır Asıl adı Mehmet Sait olan Şahinbey Gaziantep’in Bostancı Mahallesi’nde 1877’de doğmuştur 1899’da Yemen’e er olarak gitmiştir Yemen’de gösterdiği başarıdan sonra başçavuş olmuştur 1911’de Trablusgarp Savaşları’na gönüllü olarak katılmıştır Balkan Savaşları’nda, Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Romanya, Filistin cephelerinde savaşmıştır 1917 Ekim’inde ise Sina Cephesinde görev almış ve rütbesi teğmenliğe yükselmiştir Bu arada İngilizlere esir düşmüş ve Mısır’da Seydi Beşir Kampı’nda Aralık 1919’a kadar kalmıştır Mütarekeden sonra İngilizler Türk esirleri serbest bırakmışlar ve Şahin Bey de 13 aralık 1919’da İstanbul’a gelmiştir Ali Rıza Paşa kabinesinde Harbiye Nazırı olan Cemal Paşaya müracaat ederek Antep’e yakın olan Birecik İlçesi Askerlik Şube Başkanlığı’na tayin olmuştur Fransızların Gaziantep yöresine hücum etmeleri üzerine Şahin Bey Fransızlara karşı milis kuvvetleri ile birlikte karşı koymuştur 4 Şubat 1920’de Kilis yoluna hakim olan milis kuvvetleri telgraf hatlarını tahrip ederek, Fransızların Kilis ile her türlü irtibatını kesmişlerdir Bu esnada Antepliler, bir taraftan Şahin Bey’e cephane ve erzak göndermekte, diğer taraftan şehir içi teşkilatının tanzimine çalışmaktaydılar Fransızlar, 18 Şubat ‘ta bu yoldan geçmeyi bir daha denediler fakat Şahin Bey kuvvetlerince mağlup edilerek Kilis’e geri çekildiler Fransızlarla ilk önemli çarpışma, Kızılburun tepelerinde, Kilis Kuvâ-i Milliye kuvvetlerinin de işbirliği ile yapıldı İkinci büyük çarpışma, Kertil civarında oldu Fransızlar Türk birliklerinin bulunduğu sahaları top ateşi ve makineli tüfek yağmuruna tutmaları üzerine Türk birlikleri çekilmek zorunda kaldılar Fransızlar Şahin Bey’in kuvvetleri üzerine son kez top ve makineli tüfeklerle saldırdılar Top ve mermi yağmuru altında sadece tüfekle karşı koymanın ölümle neticeleneceğini anlayan Şahin Bey’in kuvvetleri geri çekilmeye başladı Şahin Bey’in yakınında bulunan arkadaşları birlikte çekilmek için Şahin Bey’e ısrar ettiler O, çekilmeyi her defasında reddetti Elmalı Köprüsü taşlarını kendine siper ederek Fransızlara ateş etmeye devam etti Şahin Bey Fransız piyadelerinin süngü darbeleri altında 28 Mart 1920 tarihinde şehit olmuştur Şahinbey’in mezarı Tokurcum’un 10 km batısındaki Melek Köyü’nde bulunmaktadır |
Cevap : Tarihi Eserler Gaziantep |
04-29-2009 | #2 |
KRDNZ
|
Cevap : Tarihi Eserler GaziantepGaziantep Evleri Gaziantep evlerinin alt katları taşlık etrafında sıralanmış yemek odası, ocaklık (mutfak), hela ve haznalardan (kiler) meydana gelmiştir Evlerdeki zemin katı çoğu kez Hayat olarak isimlendirilmiştir Evlerin bazılarında mutfak ve depolar bahçenin bir köşesine yerleştirilmiştir Sokağa yönelik olan evlerin ikinci katları konsollarla dışarıya taşırılmış ve buraya başoda denilen evin en önemli odası yerleştirilmiştir Gaziantep’te bu tür konsol çıkıntılarına köşk ismi verilmiştir Evlerin bazılarının dış yüzleri metallerle kaplanmıştır Gaziantep evleri çoğunlukla iki katlı olmasına rağmen üç katlı olanlar da bulunmaktadır Gaziantep evlerinde yaşayanlar tüm yaşamlarını yaz aylarında hayatta geçirmektedirler Bu yüzden de evin bu bölümüne daha fazla önem verilmiş olup, zemin renkli taşlarla bezenmiştir Hayata girişi sağlayan bahçede çoğunlukla havuz, kenarlarında da çiçeklikler vardır Hayatların altında çoğu evlerde hazna denilen mahzenlere yer verilmiştir Bunlar daha çok uzun vadeli olarak yiyeceklerin bozulmadan saklanabileceği soğuk mekanlardır Hayattan üst katlara çıkan merdivenler bir sofada son bulmaktadır Sofaya açılan odalarda yatma, oturma gibi yaşam sürdürülmektedir Bu nedenle de odaların bir çok işlevi bulunmaktadır Bu odalarda yatakların konduğu döşeklik, çeşitli kap ve kacağın yerleştirildiği kübbiye denilen dolap nişleri vardır Ayrıca bu evlerin odalarında nacar denilen son derece güzel ağaç işçiliğine de yer verilmiştir Evlerin tavanları ahşap kalaslar üzerine yerleştirilmiştir Bu tavanlara bazen boya ile çeşitli resimler yapılmıştır Bitkisel motiflerin yanı sıra manzara resimlerine de yer verilmiştir Evlerin dışa bakan pencerelerinde mahremiyeti sağlamak için kafesler kullanılmıştır Bununla beraber bütün pencerelerin üzerine içeriye ışık ve hava sağlayan kuştağaları yerleştirilmiştir Bunlar aynı zamanda güvercin gibi kuşların barınaklarıdır Gaziantep’te evlerin pencerelerinde burada yaşayanların dini görüşleri de yansıtılmıştır Örneğin Müslüman olmayanların pencereleri haçvari şekildedir Müslüman evlerinde ise dikdörtgen veya kare kafesli pencerelere yer verilmiştir Üst kat odaları daha çok yatak odası olarak kullanılmıştır Evlerin üstü bazen düz toprak dam ile, bazen de kırma çatı ile örtülmüştür Birçok evdeki toprak damlar daha sonra çatıya dönüştürülmüş ve üzerleri bardak denilen alaturka kiremitle kaplanmıştır Çoğu kez çatının altındaki mekanlar havalandırmanın iyi yapılışından ötürü kiler olarak da kullanılmıştır Gaziantep evlerinin yapımında kıymık, minare kayası, havara taşı ve karataş denilen çeşitli yöresel taş cinsleri kullanılmıştır Bu taşlar aynı zamanda kagir yapıların içerisini yaz aylarında serin, kış aylarında da sıcak tutma özelliği taşımaktadır Gaziantep yöresinde taşın daha çok, ahşabın daha az oluşu yapılanmada etkili olmuş, ahşap evlerin yerini taş evler almıştır |
Cevap : Tarihi Eserler Gaziantep |
04-29-2009 | #3 |
KRDNZ
|
Cevap : Tarihi Eserler GaziantepAraban (Raban, Kale-i Zerrin) Kalesi (Araban) Araban Kalesi bu tarihi dönemler içerisinde kolay fethedilemeyen bir konumda olup, güçlü bir yapıya sahiptir Anadolu Selçuklularından Mesut Kılıçarslan (1148-1150) Araban Kalesini ele geçirmiş, daha sonra 1155’te de Atabey Nurettin Mahmut Zengi kaleyi onlardan almıştır Bundan sonra Halep Eyyubileri, Anadolu Selçukluları (1218), İlhanlılar (1259), Memluklar (1260), Dulkadiroğulları, tekrar Memlukluların ve 1258’de de Osmanlıların eline geçmiştir Osmanlı döneminde Birecik Sancağı’nın Rumkale kazasına bağlanan Araban ile birlikte kale önemini yitirmiş ve terk edilmiştir Kalın blok taşlardan ve moloz taşlardan yapılmış olan kale 1940 yılına kadar ayakta iyi durumda kalmış, daha sonra çevre halkı tarafından taşları sökülerek yavaş yavaş ortadan kalkmıştır Araban’ın ortasında 35 m yüksekliğinde yığma bir tepe üzerinde bulunan bu kale 9500x8500 m2’lik bir alanı kaplıyordu Sur duvarlarının içerisinde cami, su deposu ve erzak depoları bulunuyordu |
Cevap : Tarihi Eserler Gaziantep |
04-29-2009 | #4 |
KRDNZ
|
Cevap : Tarihi Eserler GaziantepRumkale (Yavuzeli) Kale, tarihi çağlarda yöre ile birlikte günümüze kadar Şitamrat, Kal-a Rhomayta, Hromklay, Ranculat, Kal-at el Rum, Kal-at el Müslimin, Kale-i Zerrin (Altın Kale) ve Rumkale gibi isimlerle anılmıştır Rumkale, Fırat Nehri’ne hakim Merzimen kıyısında oldukça dik ve sarp kayalıklar üzerinde yapılmıştır Rumkale’nin yapımında ana kayaların oyulması ve düzleştirilmesinin yanı sıra, özellikle sur ve burçlarda moloz taş ve büyük boyutlu düzgün kesme taşlar kullanılmıştır Karmaşık bir plan ve yapısı vardır Nitekim General Moltke 1838’de buraya geldiğinde “kayalığın nerede bittiğini, insan eserinin nerede başladığını söyleyebilmek çok zor” demiştir Kale üzerinde bulunduğu kayalıkla tam bir uyum içerisindedir İki ayrı sur duvarları ile çevrelenmiştir Bunlardan birinci sur kalenin doğu, kuzey ve batısındaki doğal kayaların yontulması ile elde edilmiştir Böylece burada doğal bir sur oluşturulmuştur İkinci sur ise, bunun üzerinde oldukça sert kalker ve kesme taşlardan yapılmıştır Kalenin kuzey ve doğu surları dikdörtgen planlı olup, yedi burç ile takviye edilen duvarlara çok sayıda mazgallar açılmıştır Kalenin güney yönündeki kayalıklar 30 m derinliğinde ve 20 m genişliğinde oyulmuş, burası oldukça sarp hendeklere dönüştürülmüştür Bütün bunları kapsayan kale 200 m uzunluğunda, 120 m genişliğinde oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır Kalenin doğu ve batısında iki ana giriş kapısı bulunmaktadır Bunlardan doğu yönündeki giriş Fırat Nehri’ne, batısındaki giriş ise Merzimen Çayı’na açılmaktadır Bugün yalnızca köprü ayaklarının görülebildiği bu girişlerle kalenin dışarı ile bağlantısı sağlanmaktadır Aşağı şehirden kale giriş kapısına patika yollarla çıkılmaktadır Bu yollardan batı cephesinin üzerinde 20 m aralıklarla dört kule ile kontrol altına alınmıştır Böylece kalenin savunması daha da güçlendirilmiştir Batı surlarında bulunan kapılardan biri dikdörtgen planlıdır XIXyüzyılda buraya gelen General Moltke burada bir türbe ve bir de iskele olduğuna değinmiştir İkinci kapı dikdörtgen planlı ve yarım daire şeklindedir Üçüncü kapı bütünü ile tahrip olduğundan onunla ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır Dördüncü kapı kare planlı olup, çapraz tonozludur Kalenin Fırat’a yönelik doğu cephesinde bulunan beşinci kapısı dikdörtgen planlı olup, içten yuvarlak ve sivri kemerli iki nişin içerisine alınmıştır Rumkale içerisinde Aziz Nerses Kilisesi, Barşavma Manastırı, su sarnıçları ve su kuyuları bulunmaktadır Aynı zamanda kale içerisinden Fırat Nehri’ne kadar inen 8 m genişliğinde, 75 m derinliğinde su kuyuları ve girişleri bulunmaktadır Bu dehlizler savunma sırasında Fırat Nehri’nden su sağlandığı gibi, gizli geçit olarak da kullanılmıştır Buradaki kuyunun iç yüzüne kayaların oyulması ile helezonik merdivenler oluşturulmuştur Bunlardan başka kale içerisinde ne amaçla yapıldıkları anlaşılamayan çok sayıda yapı kalıntısı ile de karşılaşılmıştır Günümüzde üç yanı Birecik Baraj Gölü ile çevrilmiş olan kale ve üzerinde bulunduğu kayalık alan yarım ada görünümündedir Kalenin eteklerinde ise bir kent yerleşimi vardır |
Cevap : Tarihi Eserler Gaziantep |
04-29-2009 | #5 |
KRDNZ
|
Cevap : Tarihi Eserler GaziantepGaziantep Kalesi Gaziantep Kalesi 1200 m uzunluğunda, yuvarlak bir plan göstermektedir Büyük taşlardan örülmüş olan sur duvarları yuvarlak 36 kule ve burçla takviye edilmiştir Bu kulelerden dördü Osmanlılar zamanında, değişik dönemlerde yapılmıştır XVIIyüzyılda Gaziantep’ten söz eden Evliya Çelebi de bu kalenin düşman saldırılarını önleyecek güçte olduğunu belirtmiştir Kalenin burçlarından bir tanesinin Roma döneminde yapıldığı söylenirse de bu iddia kesinlik kazanamamıştır Kalenin çevresinde de 10 m derinliğinde 30 m eninde de bir hendek kaleyi çevrelemektedir Kaleye giriş doğu yönündeki açılıp kapanabilen bir köprü ile sağlanmaktadır Kalenin alt bölümlerinde aynı zamanda yukarıdaki surları ve kaleyi destekleyen büyük odalar, dehlizler ve galeriler de bulunmaktadır Ayrıca kalenin ana yapısı altında da bir su kaynağı bulunmaktadır Kale Memluklu ve Osmanlı döneminde de onarım görmüş, çeşitli eklerle genişletilerek güçlendirilmiştir Nitekim kale duvarlarının batısındaki burçların memluklular döneminde yapıldığı bulunan bir kitabeden anlaşılmaktadır Buna göre Memluk Sultanı Kayıtbay 1481’de bu kaleyi onarmıştır Bunun yanı sıra Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1557 yılında surlar ve kale onarılmış, köprünün iki yanına iki de kule eklenmiştir Kalenin giriş kapısı üzerinde 1557 tarihli mermer kitabe de bunu belirtmektedir Bu dönemde kale içerisine hamam, ambar, sarnıç ve mescit yapılmıştır Aynı zamanda kale içerisindeki meydanda etrafı demir parmaklıklarla çevrili Mehmet Gazi’nin türbesi ve 40’a yakın ev bulunmaktadır Günümüze bunların kalıntıları gelebilmiştir Gaziantep Kalesi Fransızlara karşı 1921 yılında yapılan Gaziantep savunmasında büyük rol oynamıştır Gaziantep Kalesi günümüze yakın tarihlerde yapılan restorasyonlar sonucunda iyi bir durumda gelmiş ve şehir ile bütünleşmiştir |
Cevap : Tarihi Eserler Gaziantep |
04-29-2009 | #6 |
KRDNZ
|
Cevap : Tarihi Eserler GaziantepŞirvani Mehmet Efendi (Şırvani) Camisi “Eğer iyilik, eğer kötülük her ne edersen kendine edersin Bu kapı 1092 yılında yeniden onarıldı” yazılıdır Cami kareye yakın dikdörtgen planıdır İbadet mekanında mihrap önü pandantifli kubbe, kubbenin doğu ve batısı beşik tonoz, kuzeyi de ayna tonozla örtülüdür Sivri kemer içersine alınmış mihrap yakın tarihlerde boyanmış ve özgün görünümünü yitirmiştir Kündekâri tekniğinde, geometrik ve yıldızlardan oluşan minberi de aynı şekilde boyanmış ve özgünlüğünü, sanatsal değerini yitirmiştir Bununla beraber minber Boyacı Camisi’nde olduğu gibi kızaklıdır Duvarda açılmış olan özel bölümüne girip çıkmaktadır Caminin önündeki son cemaat yeri de iç sivri kemerli olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür |
Cevap : Tarihi Eserler Gaziantep |
04-29-2009 | #7 |
KRDNZ
|
Cevap : Tarihi Eserler GaziantepKurtuluş Camisi Günümüzde şehrin en büyük camilerinden olup köşeler pencere silmeleri yöresel siyah ve beyaz taşlardan yapılmıştır Dikdörtgen planlı, Haç biçimindeki camiinin içerisi mihraba dik sütunlarla üç sahna ayrılmıştır Haçın kolları dıştan alınlık şeklinde, içten de çapraz tonozlarla örtülmüştür Ana mekanın ortası yuvarlak kasnaklı, oldukça yüksek kubbelidir Kesme taştan yapılan duvarlar üzerinde ilk iki sırada sivri kemerli, üst sırada da yuvarlak pencereler bulunmaktadır Yapının üzeri kırma bir çatı ile örtülmüştür Mihrap dikdörtgen bir niş şeklinde dışarıya çıkıntılıdır Mihrap duvarına üç sıra halinde pencere dizisi yerleştirilmiştir Alınlığın ortasında da yuvarlak bir pencere bulunmaktadır Yapı ana hatları itibari ile Gotik üslubu yansıtmaktadır Sonradan eklenen minare kare kaide üzeride yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir |
Cevap : Tarihi Eserler Gaziantep |
04-29-2009 | #8 |
KRDNZ
|
Cevap : Tarihi Eserler GaziantepKaratarla Camisi (Gaziantep) Cami yöreye özgü siyah ve beyaz taşlardan dikdörtgen planlı bir yapıdır Mihrap önüne paralel iki sahınlı olup, ibadet mekanı içerisindeki dört taş ayakla on bölüme ayrılmıştır Mihrap önüne rastlayan üç bölümün üzeri kubbeli diğerleri içeriden tavan dışarıdan da çatı ile örtülüdür Mihrap ve minberi basit ve sadedir Mihrap l959 yılında yapılan bilinçsiz bir onarım sırasında boyanmış ve özgünlüğünü yitirmiştir Caminin en dikkati çeken tarafı minaresidir Gaziantep camilerinin minarelerinden ilk bakışta ayrılan bu minarenin ince bir görünümü olup kaidesinden alemine kadar burmalıdır |
|