Kâfirlere Benzemek İle İlgili Hükümler |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kâfirlere Benzemek İle İlgili HükümlerKâfirlere Benzemek Başına, �ecûsî'nin giydiği�şapkayı giyen kimse, kâfir olur Ancak, sıcağı veya soğuğu def için giyerse; bu müstesnadır Beline, zünnar kuşanan (= bağlayan) kimse, kâfir olur Ancak, bunu, harbde, foîle olarak kuşanmış olması müstesnadır Bir kimse: "Mecûsî, benim içinde bulunduğum, şu hâlimden iyidir" dese; veya, "Nasranîlik (= hiristiyanhk), mecûsilikten hayırlıdır" dese; �amp;quot;Mecusîlik, hıristiyanlıktan şerlidir" sözü hâriç�veya, "Hıristiyanlık, Yahudilikten hayırlıdır" dese; veya, "Senin yaptığın işten, küfür muamelesi hayırlıdır " dese; bu hal*lerin hepsi de, küfürdür Ancak, Fakıyh Ebû'1-Leys: "Bunları söyleyen şahıs, "Içüfrü güzel görürse, kâfir olur" şeklinde, bir kayıt koymuştur Mecûsîlere uyup, nevrûz'da, onlarla birlikte çıkıp, o günde, onların yaptığını yapmak küfürdür Bir kimse, yemek, içmek için değil de, sırf nevruz gününe ta'zim olsun diye, başka zaman satmadığı, bir şeyi, satmak sebebiyle de, kâfir olmuş olur O gün, müşrikleri ta'zim maksadı ile, onlara, bir yumurta bile hediye etmek küfürdür Kâfirlerin işini güzel gören kimse, küfre girmiş olur Bu, bi'1-ittifak böyledir Hatta, âlimlerimiz şöyle demişlerdir: Bir kimsenin: "Yemek yerken konuşmamak, mecûsîden güzeldir" veya "Hayız hâlindeki kadına, cima' yapmayı bırakmak, onlardan daha güzeldir" demesi de, küfürdür Batını'r-Râık'ta da böyledir Bir kimse, bir insanın rızâsı için, o gelirken, bir hayvan kesse veya ona benzer şeyler yapsa; Şeyhu'1-İmâm Ebû Bekr: "Bu küfürdür; kesilen ise, İaşedir; eti yenilmez" demiştir Şeyhu'1-İmâm İs m a ti ez-Zâhîdî: "Bir kimse, bir ineği veya bir deveyi hacı veya gazi dönünce �ırf onun rızâsı için�keserse; âlim*lerden bir topluluk: "Bu küfürdür" demişlerdir Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir Bir kadın, beline ip bağlasa ve: "Bu zünnardır" dese; kâfir olur Hûlâsa'da da böyledir Bir kimse; başka bir kimseye �arsca olarak� "Senin bu yaptığın işten, mecûsî daha güzeldir" dese; âlimler: "Eğer, bu sözü ile, o işin kötülüğünü kasdetmişse; kâfir olmaz" dermişlerdir Fet&vâyi Kâdîhân'da da böyledir Bir kimse: "Küfür, hıyanetten daha güzeldir" dese; ekserî âlimler: "Böyle diyen kimse, kâfir olur" demişlerdir Muhıyt'te de böyledir Ebû Kasım cs-Safâ da, bununla fetva vermiştir Htolâsa'da da fböyledir Bir kimse, bir kadmı dövse; kadın: "Sen^ müslüman dgğil misin?" deyince, o da: "Evet Ben müslüman değijjn," dese; Şeyhu't-İmâm Ebû Bekir Muhammed bin Fadl: "Bu kimse, bu sözle kâfir olmaz" demiştir Bazı âlimlerimizin şöyle dediği rivayet olunmuştur: Bir kimseye: "Sen, müslüman değil misin?" denilince; o: "Hayır" cevabını verse; bu söz, küfür olur Fetâvâyî Kâdîhân'da da böyledir Bir kadın, kocasına: "Sende, hamiyyet ve İslâm dîni yok mu? Yabancılarla, beni yalnız bırakıyorsun" dediğinde kocası: "Gerçekten, bende, hamiyyet ve îslâm dîni yoktur" dese; bu şahıs, mutlaka kâfir olur; denilmiştir Bir kimse, karısına: "Ey kâfire! Ey yahudiî Ey mecûsî! der; kadın da: "Ben öyleyim" veya "ben öyleyim; talâkımı ver" yahut "Öyle oljmasam, seninle beraber olur muyum?" veyahut da: "Öyle olmasam; senin eşin olur muyum?" karşılığını verirse; kâfir olur Fakat, kadın: "Öyle isem; beni nikâhının altında tutma" derse; bu durumda, "kâfir olmaz" diyenler olduğu gibi; "kâfir olur" diyenler de vardır Sahih olan, "kâfir olmaz" diyenlerin kavlidir KâdTI-İmâm Cemâlü'd-Dîn de, bunula fetva vermiştir Buna göre, bir kadın, kocasına: "Ey kâfir! Ey mecûsî! Ey Yahûdî!'' der; kocası da: ' 'Ben öyleyim; çık yanımdan!'' derse; muhakkak, kâfir olur Eğer koca: "Ben, Öyle olmasam; sen, benimle olmazsın" demiş olursa; bu söz ihtilaflıdır Sahih olan ise: bu durumda, bu kocanın kâfir olmamasıdır Bu koca: "Sen, ona razı olmasan; benimle olmazsın" demiş olsa; bu sözün, küfür olduğu aşikardır Bunun, hilafını söyleyenler de olmuştur Bir kimseye bu sözleri, bir yabancı söylemiş (yani, Ey kâfir! Ey yahudi! demiş) olsa da; bu şahıs da: "Ben Öyleyim, Benimle dost olma" veya "Öyle olmasam; senin dostun ve arkadaşm olmazdım" dese; bu husustaki hüküm de, karı-koca hakkında, yukarıda söyeldiğimiz hüküm gibidir Muhıyt'te de böyledir Bir kimse, bir iş yapmak isteyince, karısı ona: "Eğer, sen, o işi yaparsan; kâfirsin" der; kocası da, onun sözüne itibar etmeyerek; o işi, yaparsa; kâfir olmaz Bir kimse, karısına: "Ey kâfire!" deyince; karısı: "Hayır! Belki de, sen kâfirsin" dese; veya kadın, kocasına: "Ey kâfir!" deyince; kocası: "Belki de, sen kâfirsin" dese; aralarına ayrılık düşmez (Nikâh*ları devam eder) Fakıyh Ebû'l-Leys, fetvasında, böyle söylemiştirBir kadın, kocasına: "Gılâfm, mecûsi gibi doldu," der; kocası da ona: -"O takdirde, uzun müddet, mecûsî ile beraber durdum" veya "Niçin, mecûsî ile beraber durdun?" derse; �u sözlerin kocadan olması halinde, bu koca�kâfir olur Şayet, koca, karısına; bunları söyleyip "Ey mecûsiyye!" dese; karısı da: "O halde, ne için bir mecûsiyyeyi, bu kadar zamandır, yanında tuttun?" dese; o da, kelam-ı küfür söylemiş olur Bir kimse, yabancı bir müslümana: "Ey kâfir!" veya bir yabancı kadına: "Ey kafire!" demiş olsa; söylenilen kimse de; �usup�bir şey söylemese; Veya, bir kadın, kocasına: "Kâfir"; dese de, kocası bir şey söyle*mese; Yahut, bir kimse, karısına: "Kâfire" dese de; kadın, bir şey söyle*mese; Fakıyh Ebü Bekir el-A*meş: "Bu sözün sahibi, kâfir olur" demiştir Diğer Belh âlimleri ise: "Kâfir olmaz" demişlerdir Bu gibi mes'elelerde fetva: Eğer, bu sözü söyleyen kimse; şetmi ( = sövmeyi) murad ediyor ve onun kâfir olduğuna itikâd etmiyorsa; kâfir olmaz Şayet, onun kâfir olduğuna itikad ediyorsa; işte, bu durumda, kâfir olur Zehıyre'de de böyledir Bir kadın, çocuğuna: "Ey yahudinin oğlu!" veya "Ey mecûsî'nin oğlu!" dese; âlimlerin çoğunluğu: "�u kadın� kâfir olmaz" demişlerdir Bazıları ise: "Kâfir olur" demişlerdir Bir erkeğin, bu sözlerle, çocuğuna hitap etmiş olması hâlinde; âlimler, kâfir olup olmayacağı hususunda ihtilâf etmişlerdir Esahh olan ise, kâfir olmamasıdır Ancak, bunun için, bu sözü ile, kendisisin kâfir olduğunu kasdetmemiş olması gerekir Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir Bir kimse, hayvanına: "Ey kâfirin hayvanı!" dese; bi'1-ittifak kâfir olmaz Bir kimse, bir başkasına: "Ey kâfir!"; "Ey yahudü"; "Ey mecûsî!" deyince; o şahıs: "Buyur" dese; kâfir olur Keza, bu şahıs: "Evet" dese; yine kâfir olur Ancak, bu şahıs, söyleyene: "Sensin" dese veya susup bir şey söylemese; kâfir olmaz Bir kimse, başkasına: "Kâfir olmamdan korktum" dese; kâfir olmaz Ancak: "O kadar çok eziyet ettin ki, kâfir olmayı istedim" dese; kâfir olur Bir kimse: "Bu zaman, müslümanlıkla uğraşılacak zaman değil; belki de, kâfirlik zamanıdır" demiş olsa; kâfir olur; denildi Muhıyt Sahibi: "Bu, bizim indimizde, isabetli değildir" demiştir Nâtıfi'nin Vâkıâü'nda, şöyle denilmiştir: Bir müslümanla bir mecûsî, bir yerde dururken; bir adam, mecû-siye: "Ey'Mecûsî!" diye çağırınca, müslüman cevap verse; eğer, her ikisi de, aynı işi yapıyorlar idiyse; müslüman da, bu iş için çağırıldığını veh-metmişse; kâfir olmaz Aynı işi yapmakta değillerse; bu şahsın küfrün*den korkulur Bir müslüman: "Ben mülhidim"dese; kâfir olur Şayet: "Ben, onun küfür olduğunu, bilmiyordum" dese bile; bu sözünden dolayı, mazur sayılmaz, Bir kimse, bir söz söyleyince; bir toplum, onu küfür zanneder; hakikatta» bu söz küfür olmamakla beraber; ona: "Sen küfrettin; senin karın boş oldu" denilir; o da: "Benim, kâfir olduğumu; karımın da, boş olduğunu farzet!" derse; kendisi, kâfir; karısı, boş olur Füsûlü'l-Imâdiyye'de de böyledir Yetîme'de şöyle denilmiştir: Babama sordum: � Bir kimse: "Ben firavunum" veya "Ben iblisim" derse; durumu ne olur? O, şu cevabı verdi: �Kâfir olur Tatarhâniyye'de de böyledir Bir kimse, bir fasıka öğüt verir; ona tevbe etmesini söyler; o da, bu şahsa: "Bundan sonra, her zaman, başıma mecûsî şapkası koyacağım" derse; kâfir olur Bir kadın, kocasına: "Kâfir olmak, seninle yaşamaktan daha gü*zeldir" derse; kâfir olur Bir kadın: "Şu işi yaparsam, kâfirim" derse; Şeyhu'l-îmâm Ebû Bekr Muhammed bin Fadl: "Bu kadın, kâfir olur; kocasından da boş olur" demiştir* Kâdî'1-îmâm Aliyyü's-Sağdî: "Bu, bir ta'lıktır ve yemindir; küfür değildir" demiştir Bir kadın, kocasına, şayet: "Eğer, bundan sonra, bana, böyle cefâ edersen" veya "bana, şunu satın almazsan, elbette kâfir olurum" derse; o anda, kâfir olur Füsûlü'l-Imâdiyye'de de böyledir Bir kimse: "Ben, mecûsi idim Sadece, temsil yoluyla müslüman' oldum; halbuki inanmıyorum" derse; küfrüne hükmolunur Bu kavil, Şemsü'l-Eimme Halvânî'nindir Bir kimse, bir insana, selâm secdesi yaptığı zaman kâfir olmaz Sîrâciyye'de de böyledir Hızâne'de şöyle zikredilmiştir: Bir müslüman, diğerine: "ALLAH, imanını soysun" der; diğeri de: "Âmin" derse; ikisi de kâfir olur Bir kimse, kendisine eziyet eden şahsa: "Ben müslîumanim; bana eziyet etme" deyince; o şahıs: "İster, müslüman ol; istersen, kâfir ol" dese; kâfir olur Keza, bir şahıs: "Sen, kâfir olsan; bana ne zararı vardır" dese; bu söz, küfrü gerektirir Tatarfaâniyye'de de böyledir Bir kâfir, müslüman olunca; insanlar ona birşeyler verseler; bir müslüman da: "Ne olurdu, ben de, kâfir olsaydım; sonra da, müslüman olsaydım da, insanlar bana da, bir şeyler verseydi" dese; veya bunu, kalbinden temenni eylese; bu şahıs kâfir olur Bu, bazı âlimlerden nakledilmiştir: Bir kimse, ALLAHu Teâlâ'nm, içkiyi yasak etmemiş olmasını, temenni etmiş olsa; kâfir olmaz Ancak, zulmün, zinanın, haksız yere adam öldürmenin haram olmamasını temennî etmiş olsa, gerçekten kâfir olur Çünkü, bunlar, aslında da, helâl değildir Bunun üzerine, bacı ile kardeş arasında, nikâhın haram olmamasını temennî etmiş olsa; kâfir olmaz Çünkü, o, ibtidâi halde, helâl idi Hasılı, önceden helâl iken; sonradan haram olan bir şeyin, haram olmamasını temennî etmek küfür olmaz Bîr müslüman, tavlı, şişman bir hıristiyan kadını görünce, onunla evlenebilmesi için, kendisinin de, Hıristiyan olmasını temennî etmiş olsa; kâfir olur-Muhıyt'te de böyledir Bir kimse, niza ettiği bir kadına "Bir günde, çamurdan, senin gibi, on tanesini yaparım" dese; veya "çamurdan" demese de, o sözü ile, bir yaratılış kasdetse; kâfir olur Şayet, bu sözü ile, o şahsın zayıflığını kasdediyorsa; kâfir olmaz Zamanımızda (hicrî 11 asır), bu gibi mes'eleler, çok vâki oluyor Rastaklılardan, her hangi biri: "Bu ağacı, ben yarattım" diyor MüftÜer ise: "Gerçekten, bu şahıs kâfir olmaz Çünkü, bu yerin insan*ları, "yaratmak" kelimesi ile "dikmek" mânasını kasdediyorlar" cevabını verdiler Ancak, böyle diyen bir kimse, hakikaten yaratmayı kasdederse; kâfir olur Bir kimse: "Köleler gibi çalışıyor; hürîer gibi yiyoruz" derse; bu söz, bir hatâdır Bu söz, rızkı, kazancından bilen kimsenin sözüdür Bir kimse: "Filân durduğu müddetçe (veya şu zirâatciler durduğu müddetçe) rızkım, noksanlaşmaz" derse; bazı âlimler: "Bu söz, kü*fürdür" bazıları ise: "; küfür olmasından korkulur" demişlerdir Bir kimse: Fakirlik, kötü şanstır" dese; bu, büyük bir hatâdır Bir kimse, başkasına: "Bir secde ALLAH için; bir secde de, benim için yap" dese; "böyle söyleyen, kâfir olmaz" denilmiştir Hâkim Ebû Bekr'e soruldu: �Satranç oynayan bir şahsa, karısı: "Satranç oynama; ben âlim*lerden işittim; onlar: ' 'Her kim satranç oynarsa, o, ALLAHm düşmanıdır" diyorlardı" der; kocası da, �arsca� "Farzetki, ben, ALLAHm düşmanıyım; ben oynamadan sabredemem" derse; durum ne olur? İmâm, bu suâli sorana, şöyle dedi: � Bu, zor bir iştir Âlimlerimize göre, uygun olan, o şahsın, nikâhını tazelemesidir Başka, âlimler de: "� şahıs,� bu sözle, kâfir olmaz" demişlerdir Abdu'î-Kerîm*den soruldu: � Bir kavimle, nizâlaşan bir kimse: "Ben, on mecûsîden daha zâlimim" veya "Ben, on mecûsîden, daha kötüyüm" dese; durum ne olur? O, şu cevabı verdi: �Kâfir olmuş olmaz Tevbe ve istiğfar etmesi gerekir Bir kimseye: "Sen, mescidin ta'miri için, bir dirhem mi vermek istersin; yoksa, mescidde, namaz kılmak için hazır olmak mı istersin?" diye sorulunca, o: "Ben, ne mescide giderim; ne de, bir dirhem veririm Benim, mescidde ne işim var?" der ve bu sözünde İsrar ederse; bu kimse, kâfir olmaz; lâkin, ta'zir olunur Muhıyt'te de böyledir Bir kimse; ayın etrafındaki dâireyi görünce; gaybı bildiğini iddia ederek: "Yağmur yağacak*' dese; bu sözü sebebiyle kâfir olur Fûsûlü'l-Imâdiyye'de de böyledir Bir kimse, baykuş ötünce: "Hasta öldü" dese; veya "Yakında, ağır bir yük olacak" dese; yahut, karga Ötünce: "Yolculuktan döndü" dese; âlimler, bu gibi sözlerin küfür olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir îmâm el-Fadl 'dan soruldu: �Bir kimse, diğerine: "Ey kırmızı!" deyince; o şahıs da: "ALLAH, beni, elmanın kabuğundan; seni ise, çamurdan yarattı" dese; bu söz, küfür olur mu? O, şu cevabı verdi: �Evet, bu söz küfürdür �oruldu: � Yasaklanmış bir sözü söyleyen şahsa, bir kimse: "Ne yapıyor*sun? Gerçekten küfrün gerekiyor" deyince; o şahıs: "Küfür gerekse de, bu işi yapacağım'' dese; kâfir olur mu? Alimler, şu cevabı verdiler: �Evet, bu şahıs, kâfir olur Soruldu: �Bir kimse, Sad harfi yerine Zı harfini okusa veya Cennet ashabı yerine nâr (cehennem) ashabı okusa, ne olur? îmâm, şu cevabı verdi: � Bu kimsenin, imameti caiz olmaz Eğer, kasden böyle okursa; kâfir olur Câmiu's-Sağîr'de şöyle mezkûrdur: Aliyyü*r-Râzî, şöyle demiştir: "Hayatım ve hayatın hakkı için" diyen veya buna benzer bir şey söyleyen kimsenin, küfründen korkulur Bir kimse: "Rızık, ALLAHtandır; kuldan da, harekete ihtiyacı vardır" derse; "gerçekten, bu söz, şirktir" denilmiştir "Birkimse:"Ben,sevaptanda,azaptandauzağım"d er se; "gerçekten, bu söz, küfürdür" denilmiştir Nevâzil'de şöyle zikredilmiştir: "Bir kimse:" Küfür de olsa; filân adam, her ne söylerse, yaparım"dese; kâfir olur" denilmiştir Bir kisme, �arsca� "İslâmiyetten usandım" dese; veya bunu, arabca söylese; gerçekten, o şahıs, kafir olur" denilmiştir Bir fakire: "Bu şanssızlıktır" demek, küfrü gerektirir Bir kimse, zamanımızın sultanına (hicrî 11 asır) âdil dese; kâfir-i billalı olur İmâm-ı alemü'1-Hüdâ Ebû Mansûr el-Mâtürîdî de, aynısını söylemiştir Bazı âlimler de: "Böyle söyleyen, kâfir olmaz" demişlerdir Bir kimse, cebâbire'den birisi için: "Ey İlâh!" dese; kâfir olur Şayet: "Ey rab" dese; âlimlerin ekserisi: "kâfir olmaz" demişlerdir Muhtar olan da budur, Hulâsa'da da böyledir Usûlü's-Sifâr'da şöyle zikredilmiştir: Sorulmuş: �Cum'a günü, minberde, hutbe okuyan hatipler, sultanın lakapla*rını sayarken: El-âdilü'1-a'zam'; "Şehinsâhi'l-a'zam'';Mâlik-i rikâbi'l-ürnem"; "Allanın arzının sultam"; "ALLAHın beldelerinin sahibi"; "ALLAHın yarattıklarının yardımcısı" diyorlar Böyle söylemek, ale'l-ıtlak caiz midir, değil midir? İmâm, şu cevabı vermiş: � Hayır, Çünkü, bu hatibin söylediği kelimelerden bazıları, kü*fürdür; bazılar ise, günâhtır ve yalandır: "Şehinşah", ALLAHu Teâlâ'nın isimlerinin hassasındandır "A'zam" vasfının hâricinde, kulun bu sıfatlarla vasıflanması, caiz değildir "Mâlik-i rikâbi'l-ümem"e gelince; işte, bu da apaçık yalandır "ALLAHın arzının sultam" ve diğerleri de, ale'l-ıtlak yalandır Tatarhâniyye'de de böyledir İmâm Ebû Mansûr, şöyle buyurmuştur: Bir kimse, diğerinin önünde, yeri öpse; veya onun için eğilse; yahut da başını eğse; kâfir olmaz Çünkü, öyle yapması, o şahsa, ibâdet değil, ta'zim etmektir Başkaları ise: "Bir kimse, bunu, bir zâlime karşı yaparsa; büyük günahlardan, bir günâh olur" demişlerdir Bazıları da: "Küfür olur" demişlerdir Çoğunluk böyle demiştir Ancak, bunda vecihler vardır: 1) O kimse, bunu, ibadet kasdı ile yapmışsa; küfürdür 2) Selâm kasdı ile yapmışsa; küfür olmaz; fakat böyle yapmak haramdır 3) Şayet, bir iradesi, bir kasdı yoksa; âlimlerin çoğunluğuna göre, bu da, küfürdür Yeri öpmeye gelince; bu secdeye yakın bir şeydir Ancak, bu, yanağı ve alnı yere koymaktan, çok hafiftir Zahîriyye'de de böyledir Haracın, sultanın mülkü olduğuna itikad etmek de küfürdür Bahnı'r-Râık'ta da böyledir Sarfru'I-Merhûm, risalesinde, şöyle zikretmiştir: Bir kimse, bir başkası ile ilgili, bir günâh işlese de: "Ben, bu gü*nâhın, senden olduğunu, iyi biliyorum; bu Allanın hükmünden değildir" dese; kâfir olur Mecmfi'n'-n Nevâzil'de, şöyle zikredilmiştir: Bİr kimse, sultanın halveti indinde veya tehnie vaktinde, kurban kesse, kâfir olur O kurban necis olur ve onu yemek caiz olmaz Zamanımızda (hicrî 11 asır) şu da yaygınlaştı ve Müslüman kadın*larından çokları da, buna mübtelâ oldular: Bu kadınlar, çocuklarında, çiçek denilen kabarcıklar çıktığı vakit; o kabarcıkların benzerlerini, taştan yapıp, ona tapıyorlar ve o taşın, çocuklarına, şifa vereceğine inanıyorlar; çocukları için, ondan şifâ tale*binde bulunuyorlar İşte, bu kadınlar, bu fiilleri ve bu inançları sebebi ile kâfir olurlar Bunların kocaları da, kadınlarının bu hallerine razı oldukları için, kâfir olurlar Bu kabilden, bir de, şu davranış var: O kadınlar, suyun gözüne gidip, o suya ibâdet ediyorlar O suya karşı, koyun kurban kesiyorlar Kalplerinde olan şeylerin hasıl olması için, niyyet ediyorlar Bunlar da, bu ibâdetleri ve bu kurbanları sebebi ile, kâfir olurlar Kesilen bu koyun da necîs ve yenilmesi haram olur Keza, o kadınlar, evlerde suretler edinir ve mecûsîler gibi, onlara ibâdet ederler Bunlar, çocuklarının doğumunda, za'feranla ona nakış yaparlar ve bunun üzerine de zeytin yağı damlatırlar ve buna ibadet ederler Buna, behhânî denilen putun adını verirler Bunların herhangi birini yapan kadınlar, kâfir olurlar ve kocalanndan boş olurlar Bir kimse: **Bu zamanda, hâin olmayınca ve yalan söylemeyince; güngeçmiyor" veya, "Ahş-verişde yalan söylemeyince, yiyecek ekmek bulunmuyor" dese; veya, Bir kimse, başkasına: "Niçin, hıyanet yapıyorsun?" veya "Niçin, yalan söylüyorsun?" deyince; o şahıs: "Bunlar, elbette lâzımdır" dese; bu sözleri söyleyen kimse, kâfir olur Bir kimseye: "Yalan söyleme!" denilince; o şahıs: "Bu söz, İâ ilahe illALLAH Muhamrnedün resûüllah'den daha doğrudur" dese; kâfir olur Bir kimse, diğerine, öfke halinde: "Kâfirlik, bu işi yapmaktan daha hayırlıdır'' dese; kâfir olur Bir kimse, yasaklanmış bir kelimeyi konuşan, bir şahsa: "Söyleme; gerçekten o, küfrü gerektirir" deyince; o şahıs: "Küfrümü gerektirse de, konuşurum" demiş olsa; kâfir ölür Tatarhâniyye'de de böyledir Bir kimsenin kalbinde, söylenmesi küfrü gerektiren bir söz bulunsa; fakat, bu kimse, o sözü hoşlanmasa ve konuşmasa; işte bu tam imandır Bu şahıs, küfür üzerine azmettiği zaman, �üz sene sonra bile olsa�o anda, küfretmiş olur Hulâsa'da da böyledir Bir kimse, kalbi imanla mutmain olduğu halde, dili ile kasden kü*für söylese; kâfir olur ALLAH yanında mü'min olmaz Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir Küfür olup olmadığı ihtilaflı olan bir sözün sahibine, tecdîd-i imân ve nikâhla emrolunur İhtiyaten, bu şahsın, tevbe edip dönmesi gerekir Küfrü gerektirmeyen fakat hatâ olan kelimelerin sahibi, bu durum- larında rnü'mindirler; nikâh tazelemekle emrolunmazlar Muhıyt'te de böyledir Bir mes'ele de, küfrü gerektiren yönler bulunsa da, küfre mâni olan bir tek yön bulunsa fetva veren kimsenin bu bir tek yöne meyletmesi lâzım geîir Hulâsa'da da böyledir Bezzâziyye'de şöyle zikredilmiştir: Ancak, bu şahsın irâdesi, açıkça küfrü îcabediyorsa; o takdirde, te'vilin ona faydası olmaz Bahru'r-Râık'ta da böyledir Bu sözü söyleyenin niyyeti, küfre mâni olan bir niyyetse; işte, bu şahıs rnüslümandır Fakat, bu şahsın niyyeti, küfrü gerektiren yönde olursa, müftînin fetvası da, ona fayda vermez Bu kimseye, tevbe edip dönmesi emredilir ve karısı ile arasındaki nikâhı yenilemesi istenir Muhiyfte de böyledir Müslümana yakışan, sabah ve akşam, şu duaya devam etmektir Gerçekten bu duâ, vartalardan (= bu gibi, îmânî tehlikelerden) korunmaya sebeptir Nebî (SAV) Efendimizin va'di ile duâ şudur: "EyAİlahım! Bilerek herhangi bir şeyle, Sana şirk koşmaktan, yine, Sana sığınırım Rabbim!�bilmeyerek yaptığın şeylerden de, Senden mağfiret diliyorum" Hulâsa'da da böyledir KAYNAK : FETAVA-İ HİNDİYYE |
|