08-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Laissez-Faire
Her türlü devlet müdahalesine karşı çıkan, bireyin kendisine en fazla öz*gürlük tanınması gereken iktisadi karar biri*mi, temel amil olduğunu öne süren iktisadi liberalizm veya bireyciliğin temel düsturu olan ?Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsin*lerin kısaltılmış Fransızca ifadesi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Özellikle, On sekizinci yüzyılda gelişen ve o zamanlar ilerici bir karakter taşıyan la*issez-fairein en temel varsayımlarından biri ahenk ve dengedir Varsayıma göre, eğer bireyler kendi çıkarları peşinde koşarlarsa, sonuçta genel çıkan da arttırmış olurlar Rekabetin sonucu olan iktisadi ahenk hipo*tezi sonraları birtakım genellemeler sonu*cunda, özellikle Darwin ve Spencer tarafın*dan halka ve bütün topluma mal edilmiştir Buna göre, bütün evren en uygun olanın ya*şamda kalması yasasıyla yönetilmekte olup, doğal ayıklanma yalnızca bir evrim kuramı değil, ilerlemenin de teorisidir Örneğin Spencer için, kurumların ya da devletin bireylerin iktisadi faaliyetlerine müdahalesi, ahlâk ve ilerleme için bir engel meydana getirir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Laissez-fairei ifade eden bu varsayımın gerisinde iki toplumsal koşul bulunmaktadır Bunlardan birincisi refah ve gelirin dağılı*mıyla ilgilidir Bu dağılımın, eşit olmasa bile, adaletsizliğin baskın çıktığı duygusunu yaygınlaştırmayacak ve pekiştirmeyecek öl*çüde hakkaniyet içinde olduğu kabul edilir İkincisi, iktisadi yapının şiddetli bunalım ve çöküşlerden bağışık olduğu varsayılır Bu iki koşul söz konusu olduğu sürece, laissez-faire öğretisi sağlam bir zemin üzerine oturur![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bununla birlikte, özellikle On dokuzuncu yüzyılın sonlarıyla yirminci yüzyılda bu iki koşulun bir türlü gerçekleşmemesi, laissez*-faire öğretisinin ya da eski liberalizmin yeri*ni yeni liberalizme bırakmasına neden ol*muştur Refahın ve gelirin hakkaniyet içinde dağılımı beklenirken, sermayenin yoğunlaş*ması ve iş hayatının binleri tarafından denet*lenmesi söz konusu olmuştur Monopoller, tröstler ve uluslararası şirketler, yeni efendilere tabi kılınan milyonlar arasında yoğun bir tatminsizlik ve güçlü bir hayal kırıklığı yarat*mıştır Laissez-fairee duyulan genel inancı yıkan bir diğer etmen ise işsizlik olmuştur Milyonlar uzun yıllar boyunca işsiz kalınca, İnsanlar kendi yasalarıyla ahengine bırakılan ekonominin en yüksek genel faydayı ve refahı sağladığı düşüncesine kuşku ile bakmaya başlamışlardır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
|
|
|