Yorgun Serüvenci Şiirinin İncelemesi |
10-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yorgun Serüvenci Şiirinin İncelemesiYorgun Serüvenci Şiiri frmsinsinet YORGUN SERÜVENCİ ben yeşil bir su içtim on sekiz emirgan’da içtim temmuz’da bütün karadeniz akıyordu rüzgar çözülmüştü ay yoktu işte ben klor içtim on sekiz bıyıklarımdan damlata damlata büyük rezilliğimizi içtim saat yirmi bir demesin içim çöl gözlerimi mumlar gibi söndürüyorum sarhoşlar gitti on sekiz gitti İstinye’de gemiciler kahvesindeyim avuçlarımda kuru kafa işareti oksijeni eksik başka bir gökteyim başka bir karanlığa kan veriyorum az sonra böbreklerim dökülecek yabancı bir ıslık elektriklerde rüzgar dudaklarımı kesiyor şimdi git on beş yıl önce gel yalnızlar sokağında bekliyorum tırnak uçlarımdan kan sızıyor kan burun deliklerimden sızıyor bütün camlarım kırılmış yorgunum bir elektrikli gitar ulumaya görsün aseton kokuları gelmesin gelmesin bir kadın sesi boşalmasın kulaklarıma plastik bir merih gecesindeyim serüvenlerin tutsağıyım yenilmişim çiğneyip tükürdüğüm yoksa korku mu yoksa bıyıklarımı kirleten bu yeşil fosforlu saat kadranlarına eğilmişim akşam gazeteleri çıktı mı titremek içimdeki filmin artık koptuğu mu sen bakma bulutlandığıma on sekiz sos ne demek biliyorum unutmadım çanların kimin için çaldığını unutmadım yeşil bir su içmedim mi şekersiz klor kokuyor klor elim ayağım dinamit kasalarına giriyorum Fransız afrikası’nda iş arıyorum Cezayir’de kurşuna diziliyorum ölüm sarhoşluğundan bıkmadım kadehini kaldır on sekiz bir daha kaldır yıkılsın bu temmuz bırak ayaklarına kafesinden çıkar yürek diye taşıdığını köprülerini at gemilerini batır ellerini ellerimin üstüne koy on sekiz sen de bir ıslık uydur devrik ıslığıma ömrümüzü bir suç gibi ayarlamadık mı ağır bir hüküm giyer gibi öleceğiz A ŞİİRİN BİÇİM YÖNÜNDEN İNCELENMESİ Yorgun serüvenci şiiri bir baş kaldırı edasıyla yazılmıştır, bunu şiirde, büyük küçük harflerin ve noktalama işaretlerinin kullanılmamasından anlayabiliyoruz Şiir modern tarzda ve serbest ölçüyle yazılmıştır B ŞİİRİN İÇERİK YÖNÜNDEN İNCELENMESİ ben yeşil bir su içtim on sekiz emirgan’da içtim temmuz’da bütün karadeniz akıyordu rüzgar çözülmüştü ay yoktu işte ben klor içtim on sekiz bıyıklarımdan damlata damlata büyük rezilliğimizi içtim Şair yukarıdaki satırlarda abartılı olarak kendi hayatından örneklerle toplumun içinde bulunduğu durumu ortaya koymaya çalışıyor Zaten Attila ilhan’ın şiirlerinde toplumsal gerçekçilik ve romantizm unsurları oldukça fazladır İlk mısrada “ben yeşil bir su içtim on sekiz” burada şair içtiği içkiyi yeşil suya benzetiyor ve yine bu sudan abartılı olarak olarak içişinden söz ediyor “işte ben klor içtim on sekiz bıyıklarımdan damlata damlata büyük rezilliğimizi içtim” saat yirmi bir demesin içim çöl gözlerimi mumlar gibi söndürüyorum sarhoşlar gitti on sekiz gitti İstinye’de gemiciler kahvesindeyim avuçlarımda kuru kafa işareti oksijeni eksik başka bir gökteyim başka bir karanlığa kan veriyorum az sonra böbreklerim dökülecek yabancı bir ıslık elektriklerde rüzgar dudaklarımı kesiyor şimdi git on beş yıl önce gel yalnızlar sokağında bekliyorum tırnak uçlarımdan kan sızıyor kan burun deliklerimden sızıyor bütün camlarım kırılmış yorgunum bir elektrikli gitar ulumaya görsün aseton kokuları gelmesin gelmesin bir kadın sesi boşalmasın kulaklarıma plastik bir merih gecesindeyim serüvenlerin tutsağıyım yenilmişim Şair duygularını anlatırken yine abartı ve şiddet unsurlarını kullanarak devam ediyor Burada artık yorgunluğundan söz ediyor, bir karamsarlık hakim duygularına “şimdi git on beş yıl önce gel yalnızlar sokağında bekliyorum” bu karamsar ve yorgun havayı biçimsel olarak tasvir ediyor “tırnak uçlarımdan kan sızıyor kan burun deliklerimden sızıyor” hayatının geliş ve gidişlerinin sonunda artık yorulduğunu ve yenildiğini belirtiyor çiğneyip tükürdüğüm yoksa korku mu yoksa bıyıklarımı kirleten bu yeşil fosforlu saat kadranlarına eğilmişim akşam gazeteleri çıktı mı titremek içimdeki filmin artık koptuğu mu sen bakma bulutlandığıma on sekiz sos ne demek biliyorum unutmadım çanların kimin için çaldığını unutmadım yeşil bir su içmedim mi şekersiz klor kokuyor klor elim ayağım dinamit kasalarına giriyorum Fransız afrikası’nda iş arıyorum Cezayir’de kurşuna diziliyorum ölüm sarhoşluğundan bıkmadım Yine şair abartılı olarak soyut olan bir şeyi somutlaştırarak bulunduğu durumdan kaynaklanan bir rahatsızlık bir memnuniyetsizlik tavrı ortaya koyuyor Yine içtiği içkiden bahsediyor ve içkinin muhteviyatını açıklıyor Korkularından çekinmeden yoluna devam ettiğini aynı yerde olayların gerçekleştiğini ifade ediyor kadehini kaldır on sekiz bir daha kaldır yıkılsın bu temmuz bırak ayaklarına kafesinden çıkar yürek diye taşıdığını köprülerini at gemilerini batır ellerini ellerimin üstüne koy on sekiz sen de bir ıslık uydur devrik ıslığıma ömrümüzü bir suç gibi ayarlamadık mı ağır bir hüküm giyer gibi öleceğiz Bu mısralarında şair: kendi sosyalist görüşü doğrultusunda bir baş kaldırıyı resimleştiriyor ve birlik olup beraber yürümeye davet ediyor Şair yukarıdaki satırlarda hep kendi yaptıklarından söz ediyor ama son satırlarda artık beraber yapılan bir işten çoğul eki kullanarak sonlandırıyor şiiri “ömrümüzü bir suç gibi ayarlamadık mı ağır bir hüküm giyer gibi öleceğiz” |
|