Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
deprem, fay, hattı

Deprem Ve Fay Hattı

Eski 10-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deprem Ve Fay Hattı




Deprem ve Fay Hattı

Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayına “DEPREM” denir

Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır

Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalına “SİSMOLOJİ” denir

Fay nedir?

Yerkabuğunu oluşturan kayaçların bir yüzey boyunca kırılması ve oluşan iki parçanın birbirine göre göreceli olarak yer değiştirmesidir

Depremin Oluş Nedenleri ve Türleri

Dünyanın iç yapısı konusunda, jeolojik ve jeofizik çalışmalar sonucu elde edilen verilerin desteklediği bir yeryüzü modeli bulunmaktadır Bu modele göre, yerkürenin dış kısmında yaklaşık 70-100 kmkalınlığında oluşmuş bir taşküre (Litosfer) vardır Kıtalar ve okyanuslar bu taşkürede yer alırLitosfer ile çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2900 km olan kuşağa Manto adı verilir Manto’nun altındaki çekirdeğin Nikel-Demir karışımından oluştuğu kabul edilmektedirYerin, yüzeyden derine gidildikçe ısının arttığı bilinmektedir Enine deprem dalgalarının yerin çekirdeğinde yayılamadığı olgusundan giderek çekirdeğin sıvı bir ortam olması gerektiği sonucuna varılmaktadır

Manto genelde katı olmakla beraber yüzeyden derine inildikçe içinde yerel sıvı ortamları bulundurmaktadır

Taşküre’nin altında Astenosfer denilen yumuşak Üst Manto bulunmaktadırBurada oluşan kuvvetler, özellikle konveksiyon akımları nedeni ile, taş kabuk parçalanmakta ve birçok “Levha”lara bölünmektedir Üst Manto’da oluşan konveksiyon akımları, radyoaktivite nedeni ile oluşan yüksek ısıya bağlanmaktadır Konveksiyon akımları yukarılara yükseldikçe taşyuvarda gerilmelere ve daha sonra da zayıf zonların kırılmasıyla levhaların oluşmasına neden olmaktadır Halen 10 kadar büyük levha ve çok sayıda küçük levhalar vardır Bu levhalar üzerinde duran kıtalarla birlikte, Astenosfer üzerinde sal gibi yüzmekte olup, birbirlerine göre insanların hissedemeyeceği bir hızla hareket etmektedirler

Konveksiyon akımlarının yükseldiği yerlerde levhalar birbirlerinden uzaklaşmakta ve buradan çıkan sıcak magmada okyanus ortası sırtlarını oluşturmaktadır Levhaların birbirlerine değdikleri bölgelerde sürtünmeler ve sıkışmalar olmakta, sürtünen levhalardan biri aşağıya Manto’ya batmakta ve eriyerek yitme zonlarını oluşturmaktadır Konveksiyon akımlarının neden olduğu bu ardışıklı olay tatkürenin altında devam edip gitmektedir

İşte yerkabuğunu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları dünyada depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır Dünyada olan depremlerin hemen büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında dar kuşaklar üzerinde olusmaktadır

Yukarıda, yerkabuğunu oluşturan “Levha”ların, Astenosferdeki konveksiyon akımları nedeniyle hareket halinde olduklarını ve bu nedenle birbirlerini ittiklerini veya birbirlerinden açıldıklarını ve bu olayların meydana geldiği zonların da deprem bölgelerini oluşturduğunu söylemistik

Birbirlerini iten ya da diğerinin altına giren iki levha arasında, harekete engel olan bir sürtünme kuvveti vardır Bir levhanın hareket edebilmesi için bu sürtünme kuvvetinin giderilmesi gerekir

İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket oluşur Bu hareket çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir Sonunda çok uzaklara kadar yayılabilen deprem (sarsıntı) dalgaları ortaya çıkarBu dalgalar geçtiği ortamları sarsarak ve depremin oluş yönünden uzaklaştıkça enerjisi azalarak yayılır Bu sırada yeryüzünde, bazen gözle görülebilen, kilometrelerce uzanabilen ve FAY adı verilen arazi kırıkları oluşabilir Bu kırıklar bazen yeryüzünde gözlenemez, yüzey tabakaları ile gizlenmiş olabilir Bazen de eski bir depremden oluşmuş ve yerüzüne kadar çıkmış, ancak zamanla örtülmüş bir fay yeniden oynayabilir

Depremlerinin olusumunun bu sekilde ve “Elastik Geri Sekme Kuramı” adı altında anlatımı 1911 yılında Amerikalı Reid tarafından yapılmıştır ve laboratuvarlarda da denenerek ispatlanmıştır

Bu kurama göre, herhangibir noktada, zamana bağımlı olarak, yavaş yavaş oluşan birim deformasyon birikiminin elastik olarak depoladığı enerji, kritik bir değere eriştiğinde, fay düzlemi boyunca var olan sürtünme kuvvetini yenerek, fay çizgisinin her iki tarafındaki kayaç bloklarının birbirine göreli hareketlerini oluşturmaktadır Bu olay ani yer değiştirme hareketidir Bu ani yer değiştirmeler ise bir noktada biriken birim deformasyon enerjisinin açığa çıkması, boşalması, diğer bir deyişle mekanik enerjiye dönüşmesi ile ve sonuç olarak yer katmanlarının kırılma ve yırtılma hareketi ile olmaktadır

Aslında kayaların, önceden bir birim yerdeğiştirme birikimine uğramadan kırılmaları olanaksızdır Bu birim yer değiştirme hareketlerini, hareketsiz görülen yerkabuğunda, üst mantoda oluşan konveksiyon akımları oluşturmakta, kayalar belirli bir deformasyona kadar dayanıklılık gösterebilmekte ve sonrada kırılmaktadır İşte bu kırılmalar sonucu depremler oluşmaktadır Bu olaydan sonra da kayalardan uzak zamandan beri birikmiş olan gerilmelerin ve enerjinin bir kısmı ya da tamamı giderilmiş olmaktadır

Çoğunlukla bu deprem olayı esnasında oluşan faylarda, elastik geri sekmeler (atım), fayın her iki tarafında ve ters yönde oluşmaktadırlar

FAYLAR genellikle hareket yönlerine göre isimlendirilirler Daha çok yatay hareket sonucu meydana gelen faylara “Doğrultu Atımlı Fay”denir Fayın oluşturduğu iki ayrı blokun birbirlerine göreli olarak sağa veya sola hareketlerinden de bahsedile bilinir ki bunlar sağ veya sol yönlü doğrultulu atımlı faya bir örnektir

Düsey hareketlerle meydana gelen faylara da “Egim Atımlı Fay”denir Fayların çoğunda hem yatay, hem de düsey hareket bulunabilir



Alıntı Yaparak Cevapla

Deprem Ve Fay Hattı

Eski 10-19-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deprem Ve Fay Hattı




Deprem Türleri

Depremler oluş nedenlerine göre degişik türlerde olabilir Dünyada olan depremlerin büyük bir bölümü yukarıda anlatılan biçimde oluşmakla birlikte az miktarda da olsa baska doğal nedenlerle de olan deprem türleri bulunmaktadır Yukarıda anlatılan levhaların hareketi sonucu olan depremler genellikle “TEKTONİK” depremler olarak nitelenir ve bu depremler çoğunlukla levhalar sınırlarında olusurlarYeryüzünde olan depremlerin %90′ı bu gruba girer Türkiye’de olan depremler de büyük çoğunlukla tektonik depremlerdir İkinci tip depremler “VOLKANİK” depremlerdir Bunlar volkanların püskürmesi sonucu oluşurlarYerin derinliklerinde ergimiş maddenin yeryüzüne çıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla bu tür depremlerin maydana geldiği bilinmektedir Bunlar da yanardağlarla ilgili olduklarından yereldirler ve önemli zarara neden olmazlar Japonya ve İtalya’da olusan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir Türkiye’de aktif yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır

Bir başka tip depremler de “ÇÖKÜNTÜ” depremlerdir Bunlar yer altındaki boşlukların (mağara), kömür ocaklarında galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukları tavan blokunun çökmesi ile oluşurlar Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır fazla zarar getirmezler Büyük heyelanlar ve gökten düşen meteorların da küçük sarsıntılara neden olduğu bilinmektedir

Odağı deniz dibinde olan Derin Deniz Depremlerinden sonra, denizlerde kıyılara kadar oluşan ve bazen kıyılarda büyük hasarlara neden olan dalgalar oluşur ki bunlara (Tsunami) denir Deniz depremlerinin çok görüldüğü Japonya’da Tsunami’den 1896 yılında 30000 kisi ölmüstür

Deprem Parametreleri

Herhangibir deprem oluştuğunda, bu depremim tariflenmesi ve anlaşılabilmesi için “DEPREM PARAMETRELERİ” olarak tanımlanan bazı kavramlardan söz edilmektedir Aşağıda kısaca bu parametrelerin açıklaması yapılacaktır

ODAK NOKTASI (HİPOSANTR)

Odak noktası yerin içinde depremin enerjisinin ortaya çıktığı noktadırBu noktaya odak noktası veya iç merkez de denirGerçekte , enerjinin ortaya çıktığı bir nokta olmayıp bir alandır , fakat pratik uygulamalarda nokta olarak kabul edilmektedir

DIŞ MERKEZ (EPİSANTR)

Odak noktasına en yakın olan yer üzerindeki noktadırBurası aynı zamanda depremin en çok hasar yaptığı veya en kuvvetli larak hissedildiği noktadırAslında bu , bir noktadan çok bir alandırDepremin dış merkez alanı depremin şiddetine bağlı olarak çeşitli büyüklüklerde olabilir Bazen büyük bir depremin odak noktasının boyutları yüzlerce kilometreyle de belirlenebilirBu nedenle “Episantr Bölgesi” ya da “Episantr Alanı” olarak tanımlama yapılması gerçeğe daha yakın bir tanımlama olacaktır

ODAK DERİNLİĞİ :

Depremde enerjinin açığa çıktığı noktanınyeryüzünden en kısa uzaklığı, depremin odak derinliği olarak adlandırılır Depremler odak derinliklerine göre sınıflandırılabilirBu sınıflandırma tektonik depremler için geçerlidirYerin 0-60 kmderinliğinde olan depremler sığ deprem olarak nitelenirYerin 70-300 kmderinliklerinde olan depremler orta derinlikte olan depremlerdirDerin depremler ise yerin 300 kmden fazla derinliğinde olan depremlerdirTürkiye’de olan depremler genellikle sığ depremlerdir ve derinlikleri 0-60 kmarasındadırOrta ve derin depremler daha çok bir levhanın bir diğer levhanın altına girdiği bölgelerde olurDerin depremler çok genis alanlarda hissedilir , buna karşılık yaptıkları hasar azdırSığ depremler ise dar bir alanda hissedilirken bu alan içinde çok büyük hasar yapabilirler

EŞŞİDDET (İZOSEİT) EĞRİLERİ :

Aynı şiddetle sarsılan noktaları birbirine bağlayan noktalara denir Bunun tamamlanmasıyla eşşıddet haritası ortaya çıkar Genelde kabul edilmiş duruma göre, eğrilerin oluşturduğu yani iki eğri arasında kalan alan, depremlerden etkilenme yönüyle, şiddet bakımından sınırlandırılmış olur Bu nedenle depremin şiddeti eşşiddet eğrileri üzerine değil, alan içerisine yazılır

ŞİDDET :

Herhangi bir derinlikte olan depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanmaktadır Diğer bir deyişle depremin şiddeti, onun yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür Bu etki, depremin büyüklüğü, odak derinliği, uzaklığı yapıların depreme karşı gösterdiği dayanıklılık dahi değişik olabilmektedir Şiddet depremin kaynağındaki büyüklüğü hakkında doğru bilgi vermemekle beraber, deprem dolayısıyla oluşan hasarı yukarıda belirtilen etkenlere bağlı olarak yansıtır

Depremin şiddeti, depremlerin gözlenen etkileri sonucunda ve uzun yılların vermiş olduğu deneyimlere dayanılarak hazırlanmış olan “Şiddet Cetvelleri”ne göre değerlendirilmektedir Diğer bir deyişle “Deprem Şiddet Cetvelleri” depremin etkisinde kalan canlı ve cansız her şeyin depreme gösterdiği tepkiyi değerlendirmektedir Önceden hazırlanmış olan bu cetveller, her şiddet derecesindeki depremlerin insanlar, yapılar ve arazi üzerinde meydana getireceği etkileri belirlemektedir

Bir deprem oluştuğunda, bu depremin herhangi bir noktadaki şiddetini belirlemek için, o bölgede meydana gelen etkiler gözlenir Bu izlenimler Şiddet Cetveli’nde hangi şiddet derecesi tanımına uygunsa, depremin şiddeti, o şiddet derecesi olarak değerlendirilir Örneğin; depremin neden olduğu etkiler, şiddet cetvelinde VIII şiddet olarak tanımlanan bulguları içeriyorsa, o deprem VIII şiddetinde bir deprem olarak tariflenir Deprem Şiddet Cetvellerinde, şiddetler romen rakamıyla gösterilmektedir Bugün kullanılan batlıca şiddet cetvelleri değiştirilmiş “Mercalli Cetveli (MM)” ve “Medvedev-Sponheur-Karnik (MSK)” şiddet cetvelidir Her iki cetvelde de XII şiddet derecesini kapsamaktadır Bu cetvellere göre,şiddeti V ve daha küçük olan depremler genellikle yapılarda hasar meydana getirmezler ve insanların depremi hissetme şekillerine göre değerlendirilirler

VI-XII arasındaki şiddetler ise, depremlerin yapılarda meydana getirdiği hasar ve arazide oluşturduğu kırılma, yarılma, heyelan gibi bulgulara dayanılarak değerlendirilmektedir

MAGNİTÜD :

Deprem sırasında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü olarak tanımlanmaktadır Enerjinin doğrudan doğruya ölçülmesi olanağı olmadığından, Amerika Birleşik Devletleri’nden ProfCRichter tarafından 1930 yıllarında bulunan bir yöntemle depremlerin aletsel bir ölçüsü olan “Magnitüd” tanımlanmıştır Prof Richter, episantrdan 100 km uzaklıkta ve sert zemine yerlestirilmis özel bir sismografla (2800 büyütmeli, özel periyodu 08 saniye ve %80 sönümü olan bir Wood-Anderson torsiyon Sismografı ile) kaydedilmiş zemin hareketinin mikron cinsinden (1 mikron 1/1000 mm) ölçülen maksimum genliğinin 10 tabanına göre logaritmasını bir depremin “magnitüdü” olarak tanımlamıştır Bugüne dek olan depremler istatistik olarak incelendiğinde kaydedilen en büyük magnitüd değerinin 89 olduğu görülmektedir(31 Ocak 1906 Colombiya-Ekvator ve 2Mart 1933 Sanriku-Japonya depremleri)

Magnitüd, aletsel ve gözlemsel magnitüd değerleri olmak üzere iki gruba ayrılabilmektedir

Aletsel magnitüd, yukarıda da belitildiği üzere, standart bir sismografla kaydedilen deprem hareketinin maksimum genlik ve periyod değeri ve alet kalibrasyon fonksiyonlarının kullanılması ile yapılan hesaplamalar sonucunda elde edilmektedir Aletsel magnitüd değeri, gerek hacim dalgaları ve gerekse yüzey dalgalarından hesaplanılmaktadır

Genel olarak, hacim dalgalarından hesaplanan magnitüdler (m), ile yüzey dalgalarından hesaplanan mağnitüdler de (M) ile gösterilmektedir Her iki magnitüd değerini birbirine dönüştürecek bazı bağıntılar mevcuttur

Gözlemsel magnitüd değeri ise, gözlemsel inceleme sonucu elde edilen episantr şiddetinden hesaplanmaktadır Ancak, bu tür hesaplamalarda, magnitüd-şiddet bağıntısının incelenilen bölgeden bölgeye değiştiği de gözönünde tutulmalıdır

Gözlemevleri tarafından bildirilen bu depremin magnitüdü depremin enerjisi hakkında fikir vermez Çünkü deprem sığ veya derin odaklı olabilir Magnitüdü aynı olan iki depremden sığ olanı daha çok hasar yaparken, derin olanı daha az hasar yapacağından arada bir fark olacaktır Yine de Richter ölçeği (magnitüd) depremlerin özelliklerini saptamada çok önemli bir unsur olmaktadır

DEPREMİN DİĞER ÖZELLİKLERİ :

Bazen büyük bir deprem olmadan önce küçük sarsıntılar olur Bu küçük sarsıntılara “ÖNCÜ DEPREMLER” denilmektedir Büyük bir depremin oluşundan sonra da belki birkaç yüz adet küçük deprem olmaya devam etmektedir Bu küçük depremler “ARTÇI DEPREMLER” olarak isimlendirilir ve büyük depremin oluş anına göre bunların şiddetinde ve sayısında azalım görülür


Alıntı Yaparak Cevapla

Deprem Ve Fay Hattı

Eski 10-19-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deprem Ve Fay Hattı




DEPREM ŞİDDET CETVELİ :

Şiddet cetvellerinin açıklamasına geçmeden önce, burada kullanılacak terimlerin belirtilmesine çalışılacaktır Özel bir şekilde depreme dayanıklı olarak projelendirilmemiş yapılar üç tipe ayrılmaktadır:

A Tipi

Kırsal konutlar, kerpiç yapılar, kireç ya da çamur harçlı moloz taş yapılar

B Tipi

Tuğla yapılar, yarım kagir yapılar, kesme taş yapılar, beton biriket ve hafif prefabrike yapılar

C Tipi

Betonarme yapılar, iyi yapılmış ahşap yapılar

Siddet derecelerinin açıklanmasında kullanılan az, çok ve pekçok deyimleri ortalama bir değer olarak sırasıyla, %5, %50 ve %75 oranlarını belirlemektedir

Yapılardaki hasar ise beş gruba ayrılmıştır

Hafif Hasar

İnce sıva çatlaklarının meydana gelmesi ve küçük sıva parçalarının dökülmesiyle tanımlanır

Orta Hasar

Duvarlarda küçük çatlakların meydana gelmesi, oldukça büyük sıva parçalarının dökülmesi, kiremitlerin kayması, bacalarda çatlakların oluşması ve bazı baca parçalarının aşağıya düşmesiyle tanımlanır

Ağır Hasar

Duvarlarda büyük çatlakların meydana gelmesi ve bacaların yıkılmasıyla tanımlanır

Yıkıntı

Duvarların yarılması, binaların bazı kısımlarının yıkılması ve derzlerle ayrılmış kısımlarının bağlantısını kaybetmesiyle tanımlanır

Fazla Yıkıntı

Yapıların tüm olarak yıkılmasıyla tanımlanır

Şiddet çizelgelerinin açıklanmasında her şiddet derecesi üç bölüme ayrılmıştır

Bunlardan;

Bölümünde depremin kişi ve çevre,

Bölümünde depremin her tipteki yapılar,

Bölümünde de depremin arazi üzerindeki etkileri belirtilmistir

MSK Siddet Cetveli

Duyulmayan

Titreşimler insanlar tarafından hissedilmeyip, yalnız sismograflarca kaydedilirler

Çok Hafif

Sarsıntılar yapıların en üst katlarında ,dinlenme bulunan az kişi tarafından hissedilir

Hafif

Deprem ev içerisinde az kişi, dışarıda ise sadece uygun şartlar altındaki kişiler tarafından hissedilir Sarsıntı, yoldan geçen hafif bir kamyonetin meydana getirdiği sallantı gibidir Dikkatli kişiler, üst katlarda daha belirli olan asılmış eşyalardaki hafif sallantıyı izleyebilirler

Orta Şiddetli

Deprem ev içerisinde çok, dışarıda ise az kişi tarafından hissedilir Sarsıntı, yoldan geçen ağır yüklü bir kamyonun oluşturduğu sallantı gibidir Kapı, pencere ve mutfak eşyaları vs titrer, asılı eşyalar biraz sallanır Ağzı açık kaplarda olan sıvılar biraz dökülür Araç içerisindeki kişiler sallantıyı hissetmezler

Şiddetli

Deprem, yapı içerisinde herkes, dışarıda ise çok kişi tarafından hissedilir Uyumakta olan çok kişi uyanır, az sayıda dışarı kaçan olur Hayvanlar huysuzlanmaya başlar Yapılar baştan aşağıya titrerler, asılmış eşyalar ve duvarlara asılmış resimler önemli derecede sarsılır Sarkaçlı saatler durur Az miktarda sabit olmayan eşyalar yerlerini değistirebilirler ya da devrilebilirler Açık kapı ve pencereler şiddetle itilip kapanırlar, iyi kilitlenmemiş kapalı kapılar açılabilir İyice dolu, ağzı açık kaplardaki sıvılar dökülür Sarsıntı yapı içerisine ağır bir eşyanın düşmesi gibi hissedilir

A tipi yapılarda hafif hasar olabilir

Bazen kaynak sularının debisi değişebilir

Çok Şiddetli

Deprem ev içerisinde ve dışarıda hemen hemen herkes ratafından hissedilir Ev içerisindeki birçok kişi korkar ve dışarı kaçarlar, bazı kişiler dengelerini kaybederler Evcil hayvanlar ağıllarından dışarı kaçarlar Bazı hallerde tabak, bardak vsgibi cam eşyalar kırılabilir, kitaplar raflardan aşağıya düşerler Ağır mobilyalar yerlerini değiştirirler

A tipi çok ve B tipi az yapılarda hafif hasar ve A tipi az yapıda orta hasar görülür

Bazı durumlarda nemli zeminlerde 1 cm genişliğinde çatlaklar olabilir Dağlarda rastgele yer kaymaları, pınar sularında ve yeraltı su düzeylerinde değişiklikler görülebilir

Hasar Yapıcı

Herkes korkar ve dışarı kaçar, pek çok kişi oturdukları yerden kalkmakta güçlük çekerler Sarsıntı, araç kullanan kişiler tarafından önemli olarak hissedilir

C tipi çok binada hafif hasar, B tipi çok binada orta hasar, A tipi çok binada ağır hasar, A tipi az binada yıkıntı görülür

Sular çalkalanır ve bulanır Kaynak suyu debisi ve yeraltı su düzeyi değişebilir Bazı durumlarda kaynak suları kesilir ya da kuru kaynaklar yeniden akmaya başlar Bir kısım kum çakıl birikintilerinde kaymalar olur Yollarda heyelan ve çatlama olabilir Yeraltı boruları ek yerlerinden hasara uğrayabilir Taş duvarlarda çatlak ve yarıklar oluşur

Yıkıcı

Korku ve panik meydana gelir Araç kullanan kişiler rahatsız olur Ağaç dalları kırılıp, düşer En ağır mobilyalar bile hareket eder ya da yer değiştirerek devrilir Asılı lambalar zarar görür

C tipi çok yapıda orta hasar, C tipi az yapıda ağır hasar, B tipi çok yapıda ağır hasar, A tipi çok yapıda yıkıntı görülür Boruların ek yerleri kırılır Abide ve heykeller hareket eder ya da burkulur Mezar taşları devrilir Taş duvarlar yıkılır

Dik şevli yol kenarlarında ve vadi içlerinde küçük yer kaymaları olabilir Zeminde farklı genişliklerde cm ölçüsünde çatlaklar oluşabilir Göl suları bulanır, yeni kaynaklar meydana çıkabilir Kuru kaynak sularının akıntıları ve yeraltı su düzeyleri değişir






Alıntı Yaparak Cevapla

Deprem Ve Fay Hattı

Eski 10-19-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deprem Ve Fay Hattı




Çok Yıkıcı

Genel panik Mobilyalarda önemli hasar olur Hayvanlar rastgele öte beriye kaçışır ve bağrışırlar

C tipi çok yapıda ağır hasar, C tipi az yapıda yıkıntı, B tipi çok yapıda yıkıntı, B tipi az yapıda fazla yıkıntı ve A tipi çok yapıda fazla yıkıntı görülür Heykel ve sütunlar düşer Bentlerde önemli hasarlar olur Toprak altındaki borular kırılır Demiryolu rayları eğrilip, bükülür yollar bozulur

Düzlük yerlerde çokça su, kum ve çamur tasmaları görülür Zeminde 10 cm genişliğine dek çatlaklar oluşur Eğimli yerlerde ve nehir teraslarında bu çatlaklar 10 cmden daha büyüktür Bunların dışında, çok sayıda hafif çatlaklar görülür Kaya düşmeleri, birçok yer kaymaları ve dağ kaymaları, sularda büyük dalgalanmalar meydana gelebilir Kuru kayalar yeniden sulanır, sulu olanlar kurur

Ağır Yıkıcı

C tipi çok yapıda yıkıntı, C tipi az yapıda yıkıntı, B tipi çok yapıda fazla yıkıntı, A tipi pek çok yapıda fazla yıkıntı görülür Baraj, bent ve köprülerde önemli hasarlar olur Tren yolu rayları eğrilir Yeraltındaki borular kırılır ya da eğrilir Asfalt ve parke yollarda kasisler olusur

Zeminde birkaç desimetre ölçüsünde çatlaklar oluşabilir Bazen 1 m genişliğinde çatlaklar da olabilir Nehir teraslarında ve dik meyilli yerlerde büyük heyelanlar olur Büyük kaya düşmeleri meydana gelir Yeraltı su seviyesi değişir Kanal, göl ve nehir suları karalar üzerine taşar Yeni göller olusabilir

Çok Ağır Yıkıcı

İyi yapılmış yapılarda, köprülerde, su bentleri, barajlar ve tren yolu raylarında tehlikeli hasarlar olur Yol ve caddeler kullanılmaz hale gelir Yeraltındaki borular kırılır

Yer, yatay ve düşey doğrultudaki hareketler nedeniyle geniş yarık ve çatlaklar tarafından önemli biçimde bozulur Çok sayıda yer kayması ve kaya düşmesi meydana gelir Kum ve çamur fışkırmaları görülür

Yok Edici (Manzara Değişir)

Pratik olarak toprağın altında ve üstündeki tüm yapılar baştanbaşa yıkıntıya uğrar

Yer yüzeyi büsbütün değişir Geniş ölçüde çatlak ve yarıklarda, yatay ve düşey hareketlerin yön miktarları izlenebilir Kaya düşmeleri ve nehir versanlarındaki göçmeler çok geniş bir bölgeyi kaplarlar Yeni göller ve çağlayanlar oluşur

Depremle İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Dünyada kaydedilen en büyük deprem hangisidir?

1900 den bu yana kaydedilen en büyük deprem, 22 Mayıs 1960′ta Şilide olmuştur (magnitude 95 Mw)

Yeryüzünde en az sallanan kıta hangisidir?

Depremi en az olan kıta Antartikadır

Magnitüd ve Şiddet arasındaki fark nedir?

Magnitüd depremin kaynağında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü; şiddet ise depremin yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür(Magnitüd / Şiddet karşılaştırması)

Depremin Magnitüdü Nedir?

Depremin Magnitüdü, belli bir zaman diliminde kaydedilen sismogram üzerindeki deprem dalgalarının genliğinin logaritması olarak tanımlanır (Richter-ML, mb, MS, MW)

Artçı Deprem (Aftershock) nedir?

Ana depremi izleyen daha küçük sarsıntılar dizisidir

Artçı Depremler (Aftershocklar) ne kadar süre ile devam eder?

Belli bir süresi yoktur, 1 ay da olabilir 2 yıl da…

Depremin Şiddeti Nedir?

Depremin yer yüzeyindeki etkileri depremin şiddeti olarak tanımlanır Şiddetin ölçüsü, insanların deprem sırasında uykudan uyanmaları, mobilyaların hareket etmesi, bacaların yıkılması ve toplam hasar gibi çeşitli kıstaslar göz önüe alınarak yapılır Şiddeti tanımlamak için birçok ölçek geliştirilmiştir Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeğidir (Modified Mercalli (MM) Intensity Scale) Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur Hiçbir matematiksel temeli olmayıp bütünü ile gözlemsel bilgilere dayanır

Depremler önceden belirlenebilir mi?

Var olan koşullarda depremin önceden belirlenmesi olanaksızdır

Fay nedir

Yerkabuğunu oluşturan kayaçların bir yüzey boyunca kırılması ve oluşan iki parçanın birbirine göre göreceli olarak yerdeğiştirmesidir (Fay Türleri)

Kuzey Anadolu Fay Hattı nedir?

Doğuda Karlıova ile batıda Mudurnu vadisi arasında doğu-batı doğrultusunda bir yay gibi uzanır Dünyanın en aktif ve en önemli kırık hatları arasında yer alan Kuzey Anadolu fay zonunun uzunluğu yaklaşık 1200 km dir; genişliği ise 100 m ile 10 km arasında değişir

Deprem nerelerde oluşur?

Deprem herhangibir yerde ve herhangibir zamanda oluşabilir Genel olarak depremlerin kaboğu oluşturan levhaların sınırlarında oluştuğu söylenebilir Dünyanın çeşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin tekrarlandığı gözlenmiştir ve bu kesiler hep levha sınırlarıdır Depremlerin yoğun olarak gözlendiği bölgeler yeryüzünde üç ana kuşak oluşturur

1 Kuşak (Pasifik Deprem Kuşağı): Şiliden kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika, ABD nin batı kıyıları ve Alaskanın güneyinden Aleutian Adaları, Japonya, Filipinler, Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelandayı içine alan en büyük deprem kuşağıdır Yeryüzündeki büyük depremleri %81′i bu kuşak üzeride gerçekleşir

2 Kuşak (Alpine): Endonezyadan (Java-Sumatra) başlayıp Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlantik okyanusuna ulaşan kuşaktır Yeryüzündeki büyük depremlerin %17′si bu kuşakta oluşur

3 Kuşak (Atlantik): Bu kuşak Atlantik Okyanusu ortasında yer alan levha sınırı (Atlantik Okyanus Sırtı) boyunca uzanır






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.