Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anarpuslu, atlası, ihsan, kıtalar, oktay, özet

İhsan Oktay Anar-Puslu Kıtalar Atlası (Özet)

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhsan Oktay Anar-Puslu Kıtalar Atlası (Özet)



Arap ihsan efendinin yanında köle alarak aldığı Alibaz ile yiğeni olan Uzun ihsan efendiyi ziyaretiyle olaylar başlar Arap İhsan ve Alibaz gelmeden hemen önce bir çeşit uyku şurubu alıp istiareye(rüyaya) yatan Uzun İhsan efendi, gerçek hayatta dünyayı gezip atlas çizmeye cesareti olmadığından dolayı rüyasında gezip uyandığında atlas çizmeye çalışmaktadır

Arap İhsan Efendinin İstanbula bu sefer gelme nedeni ise kendisine kazık atmış olan Kubelik'i bulmaktır Ama Kubelik'i öldürmek için değil kendisinin hayatını kurtarak bir kitabın çevirisini yaptırmak istemesidir Kubelik'i sonunda bulup kitabı tercüme ettirir Kubelik kitabı arap ihsan'a teslim etmesi için Uzun İhsan efendiye verir Bu kitap Rendekar’a ait olan ve “Zagon üzerine öttürme” diye çevrilmiştir kitabı merak edip okumaya başlayan Uzun ihsan Efendi Her bilgiden şüphe eden Rendekar, şüphe ettiğinden şüphe edememekte ve bundan da kendisinin varolduğu sonucunu çıkarmaktadır Bunlar üzerine kafa yoran Uzun İhsan Efendi düşünüyor olmasından dolayı kendi varlığını kabul etmektedir Ama bu yolla kendisi dışında başka hiç bir şeyin varlığını ispatlayamamaktadır Bunu çözmek için rüyaya yatar Rüyasında gördüğü aynada kendi yansıması yerine oğlunu görür ve düş gördüğü için kendi varlığına inanır Fakat; kafasında kim olduğuna dair bir soru kalır Uyandığında uykusunun bir uyanış ve düşlerinde gerçeğin ta kendisi olduğunu düşünmeye başlar Eğer bu doğruysa şimdi gördüğü her şey bir düştür

Bu arada Bünyamin babasının hiç çalışmıyor olmasına rağmen nasıl her zaman parası olduğunu, gerçekte kendi babası olup olmadığını ve benzeri soruların cevabını bulmak için babasının uyku şurubundan içip rüya görmeye(istiareye) yatıyor ama şurubu çok içtiğinden dolayı bir türlü uyanamıyor sonunda ölü sanılıp gömülüyor ama ölmediği için mezardan çıkıp eve geri dönüyor bunu gören insanlar bünyamin hakkında konuşmaya başlarlar ve Bünyamin'in hikayesi Vardapet’in kulağına gider ve Bünyamin'i yanına çırak olarak alıp Lağımcı olarak çalıştırmak ister Uzun İhsan efendi gerçekte hiç gezmemiş olduğu için oğlunun böyle bir fırsat yakalamasına çok sevinip hazırladığı kitabı da oğluna verip Bünyamin'i lağımcı olarak yollar

Artık Uzun İhsan Efendi, Alibaz ve yaramaz maymunu müşteriyle yalnız kalmıştır Alibaz’ı okullar arası çatışmanın yaşandığı mahalle mekteplerinden birine gönderir Okuduğu bir kitabın kahramanından, Efrasiyab’dan etkilenerek bir okul çetesinin lideri konumuna gelen Alibaz artık arkadaşları arasında Efrasiyab’dır Yaptığı eylemler sonunda bıraktığı beyaz bayrak üzerine kırmızı el iziyle Konstantiniye’ye nam salar Bir gün eve döndüğünde, babası yerine koyduğu Uzun İhsan Efendinin yeniçeriler tarafından götürüldüğünü görüp intikam almaya yemin eder

Bu sırada Bünyamin’in ise diğer görevlilerle dondurucu kış soğuğunda görevli olarak Zülfüyar isimli bir casusu kurtarmaya gitmektedir Padişah fermanına göre Bünyamin’in görevi ise Vardapet’le bir lağım çukuru kazarak kaleye ulaşmaktır Tam casusu kurtarmaları esnasında saldırıya uğrarlar Bu yüzden Zülfiyar emaneti olan ve padişaha teslim edilmesi gereken, ileride Bünyamin’in başına bela açacak olan o uğursuz kara parayı Bünyamin’e verir Bu parayı babasının verdiği atlasın içine koyan Bünyamin, girdiği ikili mücadele sonucu yüzüne yapışan zırh yüzünden tanınmaz hale gelir Sonradan Zülfiyar ve adamları tarafından kurtarılan Bünyamin, artık herkesin peşine düştüğü kişi haline gelmiştir Fakat, tanınmaz halde olduğu için üzerine hiç şüphe çekmez Bir yolunu bulup Konstantiniye’ye dönen Bünyamin babasının parayı arayan tarafından işkence görmüş olduğunu öğrenir ne yapacağını bilemez şekilde kendisini yönlendirmek için babasının kitabında rasgele bir sayfa açar Gözüne ilk çarpan cümle “dilencilerin arasına girip kaderini beklemeye başla” dır Bünyamin babasını bulmak için dilenciler loncasına girip dilenmek istediğini, oranın kethüdası olan Hınzıryedi isimli birisine söyler ve böylece işe başlar Uzun İhsan Efendide iki aydır bu loncada bulunmaktadır Hınzıryedinin görevi Uzun İhsan efendiye gözkulak olup Bünyamin'in Uzun ihsan efendiye yaklaşınca yakalamaktır Ancak Bünyamin'in suratı tanınmaz bir halde olduğu için Uzun İhsan efendiye yaklaşsada tanınmayacaktır Uzun İhsan efendi ise kendisine yapılan işkenceler yüzünden iyice kendi alemina dalmış durumdadır hem sağır hem de kör olan Uzun İhsan devamlı olarak gerçekliği sorgulamaktadır Sonunda yanına gelen oğlunu ise kendisinin hayal ettiğini düşünmüş ve oğluna kendisini bir rıhtımda fıçıya koydurmuştur Bünyamin babasının sözüne uyduğu için oldukça üzülmüştür

Loncayı ziyarete gelen Ebrehe’nin boğazına bir lokma takılır Onu bu durumdan Bünyamin kurtarıp dolaylı yoldan kahraman olur

Bünyamin Ebrehe’nin yanına götürüldüğünde kendisini bir el-kimya odasında bulur Erehe ona yaratılmamış, boşluğu bulmak için uğraştıklarından, boşluğa tapan ve boşluğun ne büyük bir güç olduğundan bahseder Bu esnada Bünyamin’in söylediği sözlerden Ebrehe’ninBünyamin’e anlarda olan ilgisi iyice artmıştır Ona karşı sevgiyle nefret arası bir şeyler hissetmektedir

Ertesi gün misafirini eğlendirmeye kararlı olan Ebrehe, ona yeni giysiler giydirip esir pazarına götürür Oradan iki Rus kızı seçtikten sonra Gazenfer’in batakhanesine gitmek üzere yola koyulurlar Yolda evinde bir cesedi kesip biçerken yakalanan Kubelik’in idamıyla karşılaşırlar İnfazdan sonra cimriliği ile ün salmış Gazenfer’in batakhanesine giderler Burada Gazenfer ile oynadıkları büyük oyunu kaybeden Ebrehe, Gazenfer’in hile yaptığını iddia ederek ortalığı birbirine katar Ebrehe bu iddiasında haklı olduğunu ispatladıktan sonra bütün mal varlıklarını bu kumarhanede kaybetmiş olan öfkeli insanlar kumarhaneyi ateşe verirler Gece yarısından az sonra, içerde satın aldıkları iki cariyenin onları bekledikleri bir konağa gelirler Müzisyenler eşliğindeki bir cümbüşten sonra Bünyamin seçtiği kızla bir odada yalnız kalır İçin için ağlayan kıza ona bir kötülük etmeyeceğini söyler İsminin Ağlaya olduğunu öğrendiği bu kızın dizinde saatlerce ağlar

Sabah olduğunda kendisini uyandıran Zülfiyar, Bünyamin’e kendisini büyük efendinin teşkilatta onu beklediğini söyler Yolda, ismi Dertli olan ve kendisini tam altı kere yıldırım çarpmış olan bir dilenciyle karşılaşırlarTepelerine yıldırım düşecek korkusuyla onu yanından kovan Zülfiyar, kırbacıyla zavallı adamı dövmeye başlar Bu görüntüye dayanamayan Bünyamin, Zülfiyar’la bir kavgaya girişir ve sonunda onu yere devirip oradan ayrılır

Çevresinde gelişen her olayın kendisine oynanan bir oyun olduğundan şüphelen Bünyamin, babasının kitabında “hayatını öne sürüp sırrı bulmak için yola çıktı” cümlesini okuyup Ebrehe’nin yanına gider Kafasındaki sorulara cavap aramaktadır Ebrehe ona tüm bu olayların başlangıcı olan kehanet aynasından bahseder Bu ayna kıyametten yedi yıl önce olacakları göstermeye başlamakta ve kehanetleri bildirmektedir Şimdiye kadar aynada beliren yazıların bildirdiği her olay gerçekleşmiştir Şimdi sıra son kehanet olan Mehdi’ye gelmiştir Ebrehe ise Tanrıdan af dileyip tövbe etmek yerine kıyametten kaçmayı tasarlamıştır Kafasındaki, istediği sonsuz hıza ulaşıp geçmişe yolculuk etmektir Bunun içinde boşluğa ihtiyacı vardır Aradığı boşluk kara bir paradır

Romanda Geçen Karakterler:

Uzun İhsan Efendi: Bu romandaki Uzun İhsan Efendi aslında yazarın ta kendisi yani İhsan Oktay Anar’dır Bu isim ona boyunun çok uzun olmasından verilmiştir Çekik gözlü, çıkık elmacık kemikli, seyrek bıyıklı bu adam yumuşacık elleri olan narin tenli ve korkutucu olmaktan çok uzak bir görünüşe sahip olduğundan, hiç cesareti olmadığından dayısı Arap İhsan tarafından miskin olarak çağrılır Hiç bir mesleği yoktur Kimseden para almaz ve kesesinden ne kadar harcarsa harcasın kesesi hep altınla doludur Bünyamin’in babası olmasın a rağmen ona hiç benzemez ve çok genç gösterir Dünyayı rüyalarıyla keşfetmeye çalışan bu adamın daha sonradan Yeniçeriler tarafından gözleri oyulup kulakları ve burnu kesilir, dilendirilmek üzere Hınzıryedi’ye satılır

Bünyamin: Kumral bıyıklı ve iri gözlü bu genç, ölçülü yüz hatlarıyla yakışıklı biridir Kafasında hayatına, babasına, annesine dair bir takım sorular vardır Lağımcı ocağında çalışmaya başladıktan sonra eline o uğursuz para geçtiğinde savaş meydanında girdiği ikili mücadele sonucu yüzü paramparça olmuş ve tanınmaz hale gelmiştir Yüzü sünger gibi olmuş göz kapaklarından birinin yarısını kaybetmiş, dudağı, yanakları, alnı ve şakağından et parçaları kopmuştur Bu şekilde bir Gulyabani çehresi kazanmıştır Duyusal bir kişiliğe sahip Bünyamin gezmediği, okumadığı halde çok şey bilir

Arap İhsan: Kafasını kazıtmış ve üzerinde bir tutam saç bırakmıştır Cenk yaralarıyla dolu göğsü pösteki gibi kıllı olan bu adam kıllarına rengarenk boncuklarla bir kaç inci dizmiştir Bunun anlamı, o zamanlar kabadayıların kudretlerini göstermek için yaptıkları işarettir Aşağıya sarkan gözlerini neredeyse örten gür kaşları vardır Burun deliklerinden fışkıran iki kara yatağan misali pala bıyıkları vardır Bazı batıl inançları yüzünden kolundaki pazıbentte büyüye ve başka belalara karşı koruy

YAZAR HAKKINDA BİLGİ

Eserin yazarı İhsan Oktay Anar, 1960 doğumlu olup halen Ege Üniversitesinde görev yapmaktadır Yazar eserlerinde, tarihi kullanarak ve çeşitli oyunlar oynayarak, felsefe katarak okuyucuyu düşünmeye zorlar Günlük hayatında da radikal bir insan olarak bilinen İhsan Oktay Anar, kitaplarında toplumu eleştirmekle beraber günlük yaşantısında da kendi çapında farklı protestolara yer verir Örneğin; kaldırıma park eden arabaları protesto etmek için onların üzerinden yürümesi gibi

Kitap, yazarın ilk eseri olmasına rağmen ustaca kaleme alınmış olup hiç alışık olunmayan bir dille hazırlanmıştır Romanda olayların geçtiği zamana ve mekana bağlı olarak Osmanlıca ve eski Türkçe kelimelere, argoya hatta bilimsel terimlere yer verilmiştir Yazarın ustaca yaptığı tasvirler karakterleri ve onlarla bağlantılı olayları adeta roman içinde roman olarak anlatması, eseri daha sürükleyici bir hale getirmiştir

Kitap Yaşar Kemal, Balzac gibi yazarlarında kullandığı nehir roman tarzındadır Nehir roman; okuyucuyu bir şekilde içine çeker ve sürükler

Romanda geçen isimler doğu efsanelerinden veya hikayelerinden alınmıştır Örneğin; “Ebrehe” kitapta bir lider olarak tanıtılıyor, tarihte ise “Ebrehe” Habeşlilerin Kabe’yi yıkmak üzere kurdukları ordunun Hıristiyan komutanıdır Efrasiyab ise adına destanlar yazılmış Alper Tunga olarak bilinir Nitekim kitapta da küçük bir çocuğun yazdığı destanların kahramanı olarak karşımıza çıkıyor
Kitapta olayların geçtiği zaman, kitabın on üçüncü sayfasında Kun-i, Kainattan 1079 yıl, İsa Mesih’ten 1681 ve Hicret’ten dahi 1092 yıl sonra olduğu kesin olarak belirtilmiştir Zamanla olayların Osmanlı İmparatorluğunun en parlak dönemlerinde geçtiğini anlıyoruz Yazarın dil olarak eski Türkçe’yi ve Osmanlıca’yı seçme sebeplerinden biri de budur
Yazar mekan olarak Osmanlı döneminin en önemli kenti Konstantiniye’yi seçmiş, eserin en başlarında Galata Kulesi, Fener ve Galata Meyhaneleri Haliç gibi Konstantiniye’nin belli bir kaç yeri anlatılmış, devamında ise Bünyamin’in evinin bulunduğu yer ve ev tarif ediliyor Romanın ilerleyen bölümlerinde ise olayların gelişimine bağlı olarak Konstantiniye’nin farklı bölgelerine, kapalı veya açık mekanlara, cenk meydanlarına yer veriliyor

-alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.