Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
durum, kesit, öyküsü

Durum / Kesit Öyküsü

Eski 05-02-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Durum / Kesit Öyküsü



Durum / Kesit Öyküsü

Bu tür öyküde yazar, ya yaşamdan okuyucuya bir kesit sunar ya da bir insanlık durumunu belli bir ortam içinde aktarır Kesit öyküsünde “olay”ın ve “gerilim”in yerini belli bir ortamdan kaynaklanan izlenimler, çağrışımlar almıştır Konular günlük yaşamın içinden gelişi güzel çıkarılır Sıradan insanlar kendi ortamı içinde, değişik açılardan yansıtılır Bu tür öykülerde serim, düğüm, çözüm gibi bölümlere rastlanmaz

Durum / Kesit öyküsünün dünya edebiyatındaki öncüsü, ünlü Rus sanatçı A Çehov’dur Bizim edebiyatımızda Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal gibi sanatçılar bu türün başarılı örneklerini vermişlerdir

Günümüzde olay öyküsünün sınırları iyice daralmış, durum ve kesit öyküsü ağırlık kazanmıştır Her öyküyü “olay” ya da “kesit” öyküsü diye nitelemek her zaman doğru olmaz; çünkü kimi öykülerde iki türün nitelikleri de bulunabilmektedir

Durum (Kesit) Öyküsüne Örnek

OTLAKÇI (Memduh Şevket ESENDAL)

— Efendim, tütün tabakasını ortada unutmaya gelmiyor, insafsız herif, tütünün ne kadar saçak yeri varsa içti, tozlan bana kaldı Çok otlakçı gördüm ama böylesine hiç rasgelmedimdi Bizim rahmetli llhâmi de otlakçı idi ama hiç olmazsa bir inceliği vardı, adamı eğlendirirdiKarşınıza oturdu mu, gözleri ile tütün paketini arar, sokulur, tabakayı, cebime koyanm, sözlerini şaşırır, cebimden çıkanp masanın üstüne bırakınm, sevinir Saatlerce gözleriyle tabakanın arkasından koşar, sonra bir fırsatını düşürüp bir ağara yakınca keyiflenir, güler, söyler, dinleyenleri de eğlendirirdi En çok hoşlandığı da fırsatını düşürüp cıgarayı kendi eliyle almasında idi Siz ona paketinizi uzatırsanız alır ama, kendi eliyle aldığı cıgaradan duyduğu haram tadını duymazdı Bu otlakçıya canım kurban, kardeşim! Bu herif öylesi değil ki Dün artık dayanamadım, söyledim: — Ama Mahmud Efendi, dedim, bu kadar da olmaz İçiyorsun, neyse, iç Ama hiç olmazsa tozunuda katık et! O, alışmış, aldırmıyor Yan gözle bana baktı: — Bir cıgara sardım diye mi söylüyorsun? dedi — Hangi bir cıgara birader, dedim, bak gene bir tutam saçak tütün kalmadı Bana yalnız tozlan kalıyor Kayıtsızca: — Senin tütün de içimli bir şey değil ya! dedi, bunu nasıl içiyorsun? Kaçak içsen bundan daha iyi! Kızdım: — A birader, dedim, iyiye kötüye baktığımız yok,sen benden çok içiyorsun Fena ise niçin içiyorsun? — Ne yapayım, dedi, daha iyisi olsa onu içerim — Neden yok, dedim, tütüncü dükkânlan dolu! Yüzüme dik dik baktı: — Ben, dedi, bu zıkkıma para vermem Mundar şey… Mekruh Kalkıp üste de para vereceğim! İşim yoktu da… — Çok iyi buyuruyorsun, dedim, ama biz para ve riyoruz! — Ben de onu söylüyorum ya, dedi, para verdin verecek, bari iyisine ver Bunun böylesini içecek olduktan sonra hiç içmesen daha iyi! — Sen, dedim, kırk yaşından sonra benim huyumu mu değiştireceksin? Kayıtsızca omuzlarını kaldırdı: — Benim neme gerek, dedi, ben kimsenin keyfine kanşmam Sen bana karışıyorsun da ben de söylüyorum — Canım, dedim, senin kuruyasıca huyunun bana ziyanı olmasa ben de kırk yıl söylemem Ziyanın bana dokunuyor — Benim sana ne ziyanım dokunuyor? diye sordu, bu sözleri hep bir cıgara için mi söylüyorsun? Ziyan olmuş da dünya batmış… Ben içmeseydim de sen içseydin, daha mı kâr edecektin? Bari başkalarının yanında söyleme, seni ayıplariar Tepem attı: — Neden ayıplıyoriarmış? diye sordum — Neden olacak, dedi, bir cıgaralık tütün için bu kadar lâkırdı ediyorsun — Canım birader, dedim, hangi bir cıgara, hangi beş cıgara?… — Haydi on cıgara olsun, dedi, yirmi cıgara, otuz cıgara olsun… daha diyeceğin yok ya! Yok tütünün saçak yerini içmişim, sana tozu kalmış… bunları söylemek ayıp Tozu kaldı ise bir paket al, saçak tütün iç Bunun kemâli altmış para! — Bunu ben alacağıma sen alsan ne olur, dedim, şu neden almak bize düşüyor da, içmek size? — Ben âdet etmemişim, dedik ya! Böyle zehire para vermem, dedi Sen âdet etmişsin, ben içsem de alıyorsun, içmesem de Benim için tütün almıyorsun ya Benim için alıyorsan bir daha alma Hem bir cıgara için adama böyle kahve ortasında bu kadar söz söylemek ayıp değil mi? Bu sana yakışır mı? — Çıldıracağım, dedim, sen altmış para verip bir paket tütün almaz, herkesin tabakasından geçinirsin, bu ayıp değil; ben tütünü katık et, saçağından bana da kalsın, dedim, bu ayıp öyle mi? — Bana neden ayıp oluyormuş? dedi, hırsızlık etmiyorum ya, zorla da almıyorum, tütünün saçağı dururken tozunu içecek kadar ahmak değilim… — Biz tütünün tozunu içip ahmak mı oluyoruz? dedim Doğrusu çok da kızdım Onun da cıgaradan sararmış parmakları titremeye başladı, ama sözünü kesmedi: — Sen, dedi, denlinden beri bana o kadar söz söyledin, ben sesimi çıkardım mı? Tütünün saçağı dururken tozunu içmek ahmaklıktır dedimse niçin kızıyorsun? Kahvede olanlara bakarak: — Yalan mı söylüyorum, efendiler, dedi Bana bir cıgara verdi diye bu kadar söz söylenir mi, bu neredegörülmüş şey? Karşı peykede oturan Miralay Esat Bey bana işaret etti Kendimi topladım: — Sen, dedim, birader bir daha benim yanıma gelme, benimle de konuşma Bir gün öfke ile kafana bir şey vururum, başıma belâ olursun, anladın mı? İşte bu kadar! İş buraya vannca Esat Bey cebinden tabakasını çıkardı : — Mahmut Efendi, dedi, gel sen buraya, bak ben sana bir tütün vereyim, nasıl beğenirsin… Tabakayı görünce kalktı, karşıya gitti Bana da : — Benim kabadayılığım yok, dedi, kimseye de bir fenalık etmedim, gene de etmem Bütün suçum nedir: Bir cıgara sarmışım! Sanki tufan olmuş… Bir yandan söylendi, bir yandan da Esat Bey’in tabakasında ne var ne yok içti Ben artık cevap vermedim Ancak Mahmut Efendi bana darıldı, ben de ondan kurtuldum sanmayınız Ertesi sabah erken çocuk haber verdi ki, bir efendi gelmiş, beni görmek istiyormuş Aşağı odaya indim Baktım, Mahmut Efendi Beni görünce dedi ki: — Birader, dün sizin hatınnızı kırdım Sonradan ben de pişman oldum Sizden özür dilemeye geldim Kusura bakmayın, insanlık hâli… İnsan bazen boş bulunuyor… Siz olsanız ne yaparsınız? Özür dileyen bir adam Kalkıp evinize kadar da gelirse… Benim yüzüm tutmaz “Buyurun” dedik Kahve de pişirttik, önüne bir dolu kâse de tütün koyduk Kardeşim, emin olun, kalem vaktine kadar kâsenin dibinde yalnız tozlar kaldı, cıgara tablası da ağzına kadar doldu!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.