Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cümle, cümlenin, öğeleri

Cümle Ve Cümlenin Öğeleri

Eski 01-24-2009   #1
Equinox
Icon47

Cümle Ve Cümlenin Öğeleri



CÜMLENİN ÖĞELERİ
1 Yüklem
2 Özne
3 Nesne
4 Dolaylı Tümleç
5 Zarf Tümleci
Cümle Dışı Unsurlar ve Ara Söz, Ara Cümle
CÜMLE
Bir duyguyu, düşünceyi, isteği, haberi, durumu, olayı vb ifade etmek için kurulan ve kendi içinde anlam ve yargı bütünlüğü olan sözcüğe veya söz dizisine cümle denir
Bugün hava ne kadar güzel!
Senin de benim gibi, otobüste, çalan cep telefonun uzun süre açmayanlara, “Şehir magandaları!” diye bağırasın geldi mi hiç?

Özellikleri
  • Her cümle bir yüklem ve varsa ona bağlı diğer öğelerden oluşur
  • Cümlede yargı bildiren unsur yüklemdir Cümle yüklem üzerine kurulur İhtiyaca göre başka öğelerle desteklenir
Geldim
Ben geldim
Ben buraya geldim
Ben evden buraya geldim
Ben evden buraya koşarak geldim
Ben evden buraya kadar koşarak geldim
Ben seni görmek için evden buraya kadar koşarak geldim
  • Bir cümle anlam ve yargı bildiren, ek-fiille çekimlenmiş bir tek isimden (yüklem) veya zamana ve şahsa göre çekimlenmiş bir tek fiilden (yüklem) de oluşabilir, yüklemi ve birbirini anlam bakımından bütünleyen birden fazla kelime ya da kelime grubundan da Yani en küçük cümle tek kelimeden oluşabilir
Öğretmenim
Öğretiyorum
Biz sizinde gelmeyeceğiz
Sokaklarda, caddelerde, kaldırımlara park eden otolar yüzünden, yayaların rahatça yürüme imkânı kalmadı artık
  • Karşılıklı konuşmalarda tek kelimeden oluşan cevap cümleleri önceki kelimelerle tamamlanmaya bırakılmıştır
¦İnsanın elini yakmaz mı?
¦Yakmaz
¦Sen çok güzel Türkçe biliyorsun
¦Biliyorum

CÜMLENİN ÖĞELERİ
Öğe: Cümleyi oluşturan bölümlerin her birine öğe denir Anlamlı ve doğru cümleler kurmaya yarayan bölümleridir
Bugün / alış veriş yapmak için / çarşıya / çıkacağım
  • Anlam bozulmayacak şekilde birbirlerinden ayrılabilirler
çıkacağım
çarşıya / çıkacağım
alış veriş yapmak için / çarşıya / çıkacağım
Bugün / alış veriş yapmak için / çarşıya / çıkacağım
  • Her öğe görev ve anlam yönünden bir tek öğeye eşlik eder; onu tamamlar Bu öğe de yüklemdir
Birinci derecede önem taşıyan öğe yüklemdir
çarşıya / çıkacağım
alış veriş yapmak için / çıkacağım
bugün / çıkacağım

Bugün alış veriş yapmak için çarşıya çıkacağım
zaman amaç yer yapılacak
bakımından bakımından bakımından iş
İkinci derecede önemli öğe öznedir Sadece yüklemden oluşan cümlelerde bile öznenin varlığı, yüklemin taşıdığı şahıs ekinden anlaşılır
Beğendi-k “-k” eki “biz”i karşılıyor
Sonra tümleçler gelir ki bunlar zarf tümleci, dolaylı tümleç, edat tümleci ve nesnedir
Hiçbir zaman kader bizi senden ayırmasın
Zarf tüml Özne nesne dlı tüml yüklem
  • Bazı cümlelerde bazı öğeler hiç bulunmaz Yüklemi geçişsiz fiilden oluşan cümleler nesne almazlar
Tarlanın sınırına gelince dinlenmek üzere oturduk
İsim cümlelerinde tümleçler pek sık görülmez
Ben / de / bir varisin olmakla / bugün / mağrurum
Edat tüml Zarf tüml
  • Öğelerin tamamı kelime veya kelime grubu hâlinde olabilir
Yağız atlar / kişnedi, meşin kırbaç / şakladı
Bir dakika / araba / yerinde / durakları
Giden geminin arkasından / bakakaldı
  • Yüklem genellikle en sondadır Diğer öğelerin yerleri anlama, anlatıma göre değişebilir Genellikle vurgulanmak istenen unsur yüklemin önündedir
“Bu şehrin çilesini ben çekerim yıllardır,
Hasretini ben duyarım
  • Cümle vurgusu yüklem üzerindedir Vurgu, gerektiğinde özellikle belirtilmek istenen öğe üzerine çekilebilir, ya da o öğe yükleme yaklaştırılır
Ben Ankara’ya yerleştim
Ben Ankara’ya yerleştim
Ankara’ya en geç ben yerleştim
  • Asıl yargının bulunduğu cümleler gibi, ona bağlı olan yan cümleler de öğelerden oluşur Öğelerden oluşan bir cümle başka bir cümlenin öğesi de olabilir
Vatan için ölenler yüreğimizde yaşarlar (amaç)
  • Öğeler bulunurken,
Önce yüklem, sonra özne ve sonra tümleçler aranır
Sorular yükleme sorulup alınan cevaplar yüklemle birlikte tekrar edilmelidir
Öğeler bulunurken tamlamalar ve diğer kelime grupları bölünmez
Bağlaçlar öğe sayılmamalıdır
Bugün alış veriş yapmak için çarşıya çıkacağım
Kelime kelime grubu kelime kelime
Semt belediyesine bağlı bir sağlık ocağında dolaylı tüml
fazla iş özne
olmaz yüklem
Basit muayenelerin ve müdahalelerin dışında, zarf tüml
ya bağlaç
hastahaneye dolaylı tüml
hasta belirtisiz nesne
sevk ederler, yüklem
ya bağlaç
ölüler için edat tüml
defin ruhsatnamesi belirtisiz nesne
verirler yüklem
Masasında dolaylı tüml
bir de bağlaç
bunların koçanları özne
olurdu yüklem
O koçanlardan kopardığım sayfaların arka yüzüne dolaylı t
resimler belirtisiz n
yapar, yüklem
otomobil modelleri belirtisiz n
çizer yük
ya da bağ
ilerde keşfetmeyi umduğum makineler bsiz n
uydurur, yük
bir de bağ
tanıdığım artistlerin, ünlülerin listesini bli n
çıkarırdım yük
Az sonra zarf t
annem özne
gelir, yük
koçandan , dol t
temiz bir sayfa bli n
koparır, yük
ön yüzünü bli n
doldurur, yük
gelenin işini bli n
görür, yük
defin ruhsatnamesinde yukarıya dol t
ölenin adını bli n
yazar, yük
en altta dol T
da bağl
hep zarf t
kendi kaşesi ve imzası özne
olurdu yüklem
Benim gözümde anneme ölüm karşısında üstünlük sağlayan bir şeydi yüklem
bu özne
Ölümü belirtili nesne
başka adreslere dolaylı tümleç
gönderirdi Yüklem
(Murathan Mungan, Pamukçuklar)
Şimdi bu cümle öğelerini tek tek inceleyelim:

1 Yüklem
İş, kılış, oluş, hareket, durum bildiren; haber veren; cümleyi bir yargıya bağlayan çekimli öğedir
Araba kalabalığı şehri yaşanmaz hâle getirdi
Şehri bu hâle getiren bir olumsuzluk da insanların birbirlerini sevip saymamalarıdır
Özellikleri
  • Cümlenin temel öğesidir Cümle yargı bildiren bir söz; yüklem de yargıyı üstlenen öğe olduğuna göre yüklemsiz bir cümle olamaz
Araba kalabalığı şehri yaşanmaz hâle ? cümle değil
Şehri bu hâle getiren bir olumsuzluk da ? cümle değil
  • Yüklem, tek kelimeden de oluşabilir bir kelime grubundan da
Yaşlılara saygı, topumun geçmişine olan saygısını gösterir
İnsanlar birbirlerinin hakkına riayet etmeliler
  • Cümle oluşturmaya yeterli olan tek öğe yüklemdir
Öğretmenim
Geliyorum
  • Diğer unsurlar, yüklemin anlamını desteklemek üzere cümlede bulunur
Yeri
  • Türkçede asıl öğe en sonda bulunduğu, yardımcı öğeler daha önce geldiği için Türkçe söz dizimine göre yüklem cümlenin en sonundadır Bütün öğeler sıralanır, sonra bunlarla hazırlanan haber veya yargı yükleme yüklenir
Gökyüzünün başka rengi de varmış
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı
  • Şiirde, atasözlerinde ve günlük konuşma dilinde yüklem cümlenin sonunda değil de herhangi bir yerinde olabilir
“Uzar gider bir sessizlik içinde
Bir uçtan bir uza Türkistan toprakları
Birden kapandı birbiri ardınca perdeler
Sakla samanı, gelir zamanı

Türü

  • Fiil cümlesinin, yani iş, oluş, kılış, hareket, durum bildiren cümlelerin yüklemi çekimli bir fiildir Bu fiil, basit, türemiş ya da birleşik olabilir Fiile ait zaman ve şahıs kavramları yüklemde ek hâlinde bulunur Ayrıca öğe olarak da bulunabilir
Bir ipte iki cambaz oynamaz Hiçbir zaman
Yarın buraya gelecekler Onlar
  • İsim cümlesinin, yani iş, oluş, kılış, hareket, durum bildirmeyen cümlelerin yüklemi de ek-fiille çekimlenmiş bir isimdir Bu, isim soylu herhangi bir kelime (sıfat, zamir, zarf, edat) olabilir
Ben bir Türküm; dinim cinsim uludur
Yeniden doğmuş gibiyim
Tabiattaki en iç açıcı renk yeşildir
Çık hızlısın
*Bu ek-fiiller bazen düşebilir
İçimde en güzel duygular saklı
*Ek-fiile ait zaman ve şahıs kavramları yüklemde ek hâlinde bulunur Ayrıca öğe olarak da bulunabilir
Gökyüzünün başka rengi de varmış

Sayısı

  • Bir cümlede birden fazla özne, zarf tümleci, dolaylı tümleç, nesne bulunabilir, ama yüklem tektir Bir söz dizisi içindeki yüklem sayısı cümle sayısını gösterir
“Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı
“Yol onun, varlık onun,
Gerisi hep angarya

Yüklemdeki Kelime Sayısı

  • Yüklem tek kelimeden oluşabileceği gibi bir kelime grubu da olabilir
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir / bu
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir / bu
Dönülmez akşamın ufkundayız
Güzel yüzü, geniş bir gülümseyişle / ışıl ışıldı

Yüklemsiz Cümleler (Eksiltili Cümle)
  • Yüklemi söylenmeyen cümlelere eksiltili (kesik) cümle denir Yüklemin söylenmemiş olması cümlenin anlamında eksiklik meydana getirmez Dinleyici ya da okuyucu cümlenin söylenmemiş kısmını ya kendisi tamamlar ya da zaten bilinmektedir
Kıratın yanında duran ya huyundan ya suyundan
Az veren candan, çok verev maldan
Dalgalandığın yerde ne korku ne keder
“Seni istikbal için önce gelmek cihana,
Ve başkasından almak sonra geliş müjdeni,
Bir nefes dinlenmeden yıllarca koşmak sana,
Aramak her tarafta, bulmamak asla seni (Han Duvarları)
*Bazı kesik cümleler önceki cümlenin yardımıyla tamamlanır
Bilmiyorum aradan ne kadar zaman geçti Belki altı ay Belki bir yıl
Buralarda hiç yol yoktur Hatta keçi yolu bile
¦Nerede çalışıyordun?
¦Türk Dil Kurumunda (çalışıyorum)
¦Kardeşin kaçıncı sınıfta okuyor?
¦İkinci sınıfta

2 Özne

Tanımı
Yüklemde bildirilen işi, oluşu, hareketi, durumu, kılışı yerine getiren; hakkında bilgi ve haber verilen öğedir Yani yapanı veya olanı karşılayan unsurdur
Çocuklar bahçede oyun oynuyorlar
Elimdeki defter yere düştü
Özne, yükleme sorulan “ne?, kim?” sorularının cevabıdır
Göçmen kuşlar yine yolculuğa başladı
¦Kim? / Kim başladı? / Başlayan kim?
¦Göçmen kuşlar
Kitaplar raflara rastgele dizilmişti
¦Ne? / Ne dizilmişti? / Dizilen ne?
¦Kitaplar

Özellikleri

Özne olan kelime(ler) cümlede hiçbir hâl eki almadan kullanılırlar Herhangi bir hâl eki alırlarsa özne değil, nesne, dolaylı tümleç, zarf tümleci olurlarAma çoğul ekini ve iyelik eklerini alabilir
Ankara halkı kaldırımlarda yürüyememekten rahatsız değil galiba
Depremzedeler hâlâ vaat edilenlerin gerçekleştirilmesini bekliyorlar

Durumu

Özne; yüklemi isim olan cümlelerde pasif (edilgen); fiil olan cümlelerde aktif (olan veya yapan)tir
Hava durgundu Özne, olan
Muayene odasının kapısı açılır Özne, olan, yapılan
Cevdet Bey, bahçeyi suluyordu Özne, yapan
Genç kız, her geçen gün biraz daha iyileşiyordu Özne, olan

Türü

İsimler, adlaşmış sıfatlar, isim ve sıfat tamlamaları, fiilimsiler, zamirler, soru kelimeleri, gerçek ya da sözde özne olabilir:
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı
Bir dakika araba yerinde durakladı
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar
Dakikalar ilerledikçe yangın daha da şiddetleniyordu
İhtiyar, çocukların kendisine neden yer vermediğini bir türlü anlayamıyordu
Kapı tokmağı hızlı hızlı vuruluyordu
Okumak bir erdemdir; doğru şeyler okunduğu müddetçe
O, benim can dostumdur
Kim bu işleri bir saatte bitirebilir?
Köprü altında balık tutanlar, bezgin değildi
Türklerin bu yalçın kayalar üzerine ne zaman konduğu bilinmez

Çeşitleri

S
özde ve gerçek özne

Sayısı
Bir cümlede birden fazla özne bulunabilir

Her saz, her ot, her kanat çırpınışı, bütün kenarlar ve renkler gibi gümüş bit parıltı içinde erir
Güneş, yer, gök, deniz iç içe kaynaşır
*Bazı cümlelerde özneden hemen sonra öznenin açıklayıcısı gelir
Etrafa hoş ve olgun bir koku, yeni kesilmiş geçkince bir karpuz kokusu yayıldı
*Bazı cümlelerde birkaç özne sıralandıktan sonra, tümü yeniden “hepsi” zamiriyle ifade edilir
Tarih, sanat eserleri, gelenekler, hepsi, cemiyetin süreklilik şuurudur

Öznesiz Cümleler

Özne, anlamdan çıkarılabileceği ve tekrardan dolayı anlatımda bozukluk yaratabileceği için söylenmeyebilir Özne söylenmediği zaman gizli özne dadını alır Gizli özne yüklemin taşıdığı şahıs ekinden anlaşılır Yüklemin taşıdığı şahıs ekinin gösterdiği zamir öznedir
*Gizli özne bir özne çeşidi değildir
Dün beni aramışsın Sen: gizli özne
Karanlığın, yağmurun, rüzgârın içinde dört nala uzaklaştı
Geniş merdivenlerden yukarı kata çıktı
*Sözde ya da gerçek öznesi olmayan cümlelerin yüklemleri, edilgen ve geçişsiz fiillerdendir
Bu sıcakta uyunmaz
Bu söze gülünür
Yarın pikniğe gidilecek
Burada kalınacak
Dışarı çıkıp bir şişe süt almalı

Özne-yüklem Uyumu

Özne ile yüklem olumluluk-olumsuzluk ve tekillik-çoğulluk yönlerinden uyum göstermelidir
a Olumluluk-olumsuzluk Uyumu
Özne olumlu ise yüklem de olumlu; öznede olumsuzluk anlamı varsa yüklem olumsuzdur
Yarın herkes dersten önce kütüphanede toplansın
Hepsi burada toplanacak
*Öznenin olumlu olduğu hâllerde yüklem bazen olumsuz da olabilir
Akşam yemeğine herkes katılmadı
Yağmur yağdığı için öğrencilerin tamamı gelmedi
*Özne “kimse, hiçbiri, hiç kimse” kelimelerinden oluşuyorsa yüklem olumsuz olur
Üç günden beri kimse uğramadı buraya
Hiç kimse bu paraya bu işi yapmaz
Hiçbiri anlatılanlara inanmadı
*“nene” olumsuzluk bağlacı kullanılan cümlenin yüklemi olumludur
Ne baş ağrısı yapar, ne de bünyeye zarar verir
Ne ölenlere ne de kalanlara yer bulunabildi

b Tekillik-çoğulluk Uyumu

Özne tekilse yüklem de tekil; özne çoğulsa yüklem de çoğul olur
Köylüler birer birer pazar yerine geliyorlar
Çocuk annesini çağırdı
Ali’yle Yusuf yarın Ankara’ya gelecekler
*Bitki, hayvan, cansız varlık, vücudun organları, soyut kavramlar, isim-fiiller, zaman isimleri, topluluk isimleri özne olduğunda yüklem genellikle tekil olur Bitki ve hayvan isimleri bazen çoğul yükleme bağlanır
Bu erikler çok tatlıdır
Otlar kurudu
Aradan uzun yıllar geçti
Gözlerim yaşardı
Fikirler baskıyla benimsetilmez
Dışarıdan bağrışmalar duyuluyordu
Sıfatlar çekim eki almaz
Ordu yola çıktı
Martılar bağrışıyorlar
*Özne insan cinsinden ve çoğul ise yüklem tekil de olabilir çoğu da
Çocuklar erken uyur
Öğrenciler teneffüse çıkmış
Memurlar hak aradı
Askerler eğitim alanında toplandı
Öğrenciler birer ikişer gelmeye başladılar
*Özneyi tekil veya çoğul “1 ve 2”, “1 ve 3” , “1, 2, ve 3” şahıs zamirleri oluşturuyorsa yüklem birinci çoğul şahıs eki alır
Ahmet’le ben yarın gideceğiz
Ben ve o, beraberce içeri girdik
Bu işi sen ve ben yapmalıyız
Ben, o çocuk ve sen burada hazır bulunacağız
Biz, siz ve onlar, birbirimize daima destek olmalıyız
*Öznesi tekil veya çoğul 2 ve 3 şahıslar olan cümlenin yüklemi 2 çoğul şahsa göre çekimlenir
Sen ve o, bu işi yapmalısınız
Siz ve onlar, bu eşyaları taşıyacaksınız
*Öznenin üçüncü tekil şahıs olduğu bazı durumlarda saygı ya da alay anlamı katmak için yüklem çoğul yapılır
Sayın Vali, madalyaları elleriyle taktılar
Cumhurbaşkanı, okulumuzu ziyaret edecekler
Küçük bey henüz uğramamışlar
*Öznesi sayı sıfatlarıyla veya “birkaç, birçok” gibi belgisiz sıfatlarla kurulmuş bir sıfat tamlaması tekil yükleme bağlanır
İki çocuk içeri girdi
Birçok insan böyle davranışlara tepki gösterir

3 Nesne

Tanımı
Yüklemde bildirilen ve öznenin yaptığı işten doğrudan etkilenen öğe nesnedir
*Dolayısıyla sadece fiil cümlelerinden yüklemi geçişli fiil olanlar nesne alır Az da olsa isim cümleleri de nesne alabilir
*Düz tümleç de denir
*Yükleme sorulan “ne?, neyi?, kimi?” sorularının cevabıdır
Burada son fırtına son dalı kırıyordu
Bütün bu yalılar, eski Boğaziçi hatıralarını sayıklar
Türk halkı bağımsızlığını, Ulu Önder’e ve onunla birlikte savaşanlara borçludur

Türü

  • İsimler, zamirler, adlaşmış sıfatlar, tamlamalar, fiilimsiler, soru kelimeleri, kısaca özne olabilen bütün kelimeler, kelime grupları ve iç cümleler nesne olabilir
Babam gazetesini okuyor; annem de yemek kitabından öğrendiği tarifleri kendi hükümdarlığında uyguluyordu
İyilik eden iyilik bulur
Ayıkla pirincin taşını
Bugün bana ne getirdin?
Siz bunlardan hangisini istersiniz?
Çocuk sevinçle, “Bitirdim!” dedi
Atalarımız, “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur” demişler
Sabahları odadan odaya gezinerek düşünmeyi severim

Çeşitleri

Belirtili ve belirtisiz olmak üzere ikiye ayrılır
Belirtme hâl eki alanlara belirtili; yalın hâlde olanlara da belirtisiz nesne denir
Her gün gazete okuyorum
Gazeteyi her gün okuyorum
  • Belirtisiz nesnenin kullanılması ile belirtili nesneninki arasında belirgin anlam farkı vardır Nesnenin yeri de önemlidir Belirtili nesnenin cümle içinde belirli bir yeri yoktur Kullanıldığı yere göre cümleye değişik anlamlar katar
Bunu bana bir çocuk anlatı Vurgulanan: herhangi bir çocuk
Bir çocuk bana bunu anlattı Vurgulanan: bu
Her hafta bir kitabı okurum Belirli kitaplardan birini
Bir kitabı her hafta okurum Belirli bir tek kitabı
  • Belirtisiz nesne daima yüklemden hemen önce gelir Yüklemle belirtisiz nesne arasına “de, dahi, bile” edatlarından başka bir kelime giremez
Her hafta bir kitap okurum
Bu günlerde herkes böyle şeyler anlatıyordu
Gezi sırasında sincap bile gördük
*Bazı nesneler belirtme hâl eki almadıkları hâlde anlamca belirtili nesnedir
“Küçük bir çırak tutmalıyız” derdi
Gaz lâmbası ışığında Ömer Seyfettin okurduk

Sayısı

Bir cümlede birden fazla nesne bulunabilir Ancak bu nesneler belirtili veya belirtisiz olma bakımından aynı özelliği taşımalıdır
“Gurbette duyduğum sonu gelmez hüzünleri,
Yaprakların döküldüğü hicranlı günleri,
Andım birer birer, acıdım kendi hâlime” (YKB)
Dağılmış eşyaları, titreyen çocukları, oraya buraya şaşkın koşuşan kadınları buğulu buğulu gördü
Uçurtmalar biraz gök, açık hava, rüzgâr ister
*Bazı cümlelerde ikinci nesne, birincinin açıklayıcısıdır
Surların önünde, kemerlerinden hâlâ o ilk girişten bir akis saklayan kapılara bakarak, Türk tarihinin en güzel ve en büyük iklimlerinden biri olan o “Mayıs günü”nü, bize bu şehri ve onun emsalsiz güzelliklerini hediye eden günü beraberce yaşardık (AHT)

4 Dolaylı Tümleç

Tanımı
“-E, -dE, -dEn” eklerini alarak cümlenin, dolayısıyla yüklemin anlamını, “fiilin, çıkma (uzaklaşma), bulunma ve yönelme (yaklaşma) bakımlarından ilgili olduğu yer” yönünden tamamlayan öğedir
Yer tamlayıcısı da denir
Biz yazları köye gideriz; sahil lüksümüz yok bizim
Nice tarihî eserler sular altında bırakılıyor
Buğdayı çiftçiden hep ucuza alırlar
Baş ucumdaki lâmbayı yakıp saate baktım
Büyük bir boşlukta bozuldu büyü
Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu
Başımız üstünden yorgun bulutlar geçer
*Yaklaşma ve uzaklaşma ekli yer tamlayıcıları isim cümlelerinde çok az bulunur Bulunma ekli yer tamlayıcıları ise her cümlede bulunabilir
-Her tarafta, yükselen otların kenarlarında, kırların en tenha ve göze görünmez noktalarında başlı başına tam bir güzellikle açılmış, belki renkleri biraz soluk kır çiçekleri vardı
- Hâlbuki bu sergilerin getireceği sanat ve güzellik terbiyesine bilhassa biz muhtacız
]Dolaylı tümleç, yükleme sorulan “nereye?, nerede?, nereden?, kime?, kimde?, kimden?, neye?, nede?, neden?” sorularının cevabıdır
Bunları babana sormalısın Kime?
Aradığınız kitapları sahafta bulursunuz Nerede?
Tebeşir kireçten yapılır Neden?

Türü
  • İsim cinsinden bütün kelimeler ve kelime grupları dolaylı tümleç olabilir
Kuleye çıkınca, sabah güneşinin henüz dağılmadığı hafif sislerle örtülü ufka dikkatle baktı
Konak, çamurlu ve bozuk bir yolun sağında kurulmuştu
Ayağını toprağa basmaktan ürküyordu
  • Yer soran soru kelimeleri de dolaylı tümleçtir?
Bu elbiseyi nereden aldınız?
Benim kalemim kimde kalmış?

Sayısı

Bir cümlede birden fazla aynı veya farklı cinsten yer tamlayıcısı bulunabilir
Ormanlardan, derelerden, köprülerden, tepelerden, uçurumlardan şimşek gibi geçti
Gökalp ve arkadaşları, hem edebî eserlerinde, hem de Türkçeyi sadeleştirmek için ortaya koydukları prensiplerde halka yöneldiler
*Bazı yer tamlayıcıları kendinden önceki yer tamlayıcısının açıklayıcısıdır
Her tarafta, yükselen otların kenarlarında, kırların en tenha ve göze görünmez noktalarında başlı başına tam bir güzellikle açılmış, belki renkleri biraz soluk kır çiçekleri vardı

5 Zarf Tümleci

Tanımı
Yüklemin anlamını zaman, durum, yön, miktar, tarz, vasıta, şart, sebep, birliktelik yönlerinden tamamlayan kelimeler ve kelime gruplarıdır
*Edat tümleci (edatlı tümleç) olarak adlandırılan tümleçler de birer zarf tümlecidir
Akşama kadar çalıştık
Toprak derin derin ürperdi
Bu şiir yağmur yağarken yazdım
Ben resim çekmeyi de çok seviyorum
Akşama doğru eve varırız
Aşağı inmişti
İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar
Bu hastahanede aylarca kalırsa, üç beş ameliyata dayanırsa, kurtarmaya çalışırız
On beş yaşına dek evinden uzun süreli ayrılmadı
Anlatılanları korkuyla dinledik
Hastayı ambulânsla getirmediler; taksiyle getirdiler vasıta
Yağmur yağdığı için sular kesilmiş sebep
Düşüncelerinizi bir kompozisyonla açılayın araç
Bazı öğrenciler anneleriyle gelmişlerdi birliktelik
  • Zarf tümlecini bulmak için yükleme “nasıl?, ne zaman?, ne kadar?, nereye?” ve “kiminle?, neyle?, niçin?, neden?, niye?”soruları sorulur
Sağa sola bakmadan içeri girdi Nasıl? Nereye?
İki arkadaş gece boyunca uzun uzun konuştular Ne zaman? Nasıl?
Biz , akşamki trenle gideriz Neyle?
Raşit’i son gördüğümde Hüseyin’le geziyordu Kiminle?
Çocuk korkudan konuşmuyordu Neden?
Onu görmek için beklemiştik Niçin?

Türü

İsimler eksiz veya yön, vasıta, eşitlik ve bazı hâl ekleriyle, fiiller de zarf-fiil ekleriyle zarf görevi yapar
Kurduğun devlet asırlarca muzaffer yürüdü
Ankara, uzun tarihinin şaşırtıcı birleşimleriyle doludur
Ayağa kalktı ve kardeşiyle beraber dışarı çıktı
Hana sağ indi, ölü çıktı geçende
Kulak verdin mi yürekten kavala saza
Zaten yarı aç yarı tok ve bitkin bir hâlde olduğundan ayakta fazla duramadı
O zaman yükselerek arşa değer belki başım
*Yön, zaman, tarz, sebep, vasıta, miktar ve şart bildiren bütün kelimeler ve kelime grupları zarf tümleci olarak kullanılabilir
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir
Ankara’ya yaklaştıkça heyecanım artardı
Yavru kedi, hiç de iyileşecek gibi görünmüyordu
Tenha sokakta kaldım oruçsuz ve neşesiz
Cephaneleri bitince süngülerini taktılar ve düşmana doğru yürüdüler
Dört saatlik yolu, iki saatte, köpeklerden korktuğum için tarlaların arasından geçerek yürüyüverdim
Sırtınızdan para kazanmaya çalışırlar, bir kez uğradınız mı depreme
*Tek kelimelik bazı zarflar ek aldıklarında zarf olmaktan çıkar, zarf tümleci oluşturmazlar
Yarın benimle gelir misin? zarf
Yarını bekleyemem İsim
İçeri›içeriye, dışarı›dışarıya, aşağı›aşağıya
*Edatlarla kurulanlar (edat tümleçleri ya da edatlı tümleçler)

“ile”
Ankara’ya uçakla giderler (vasıta)
Bizi boş vaatlerle kandırdılar (araç)
Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu (beraberlik)
Arabanın gürültüsüyle irkildi (neden)
Öfkeyle kalkan zararla oturur (nasıl, öfkeli ve zararlı)
Sevinçle boynuma sarıldı (nasıl, sevinçli bir hâlde)
“-E kadar”
Dershaneye kadar gidelim
Akşama kadar çalıştık
“için”
Çalışmak için başvurdu (amacıyla, başvurunun amacı, sebebi)
Sınavı kazanmak için çalışmak gerekir (sınavı kazanmanın şartı)
Sıkıldığı için dışarı çıktı (neden, dışarıya çıkmanın sebebi)
Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgülük)
Bu iş için kaç lira ödedin? (karşılık)
Senin için sorun yok tabi (görelik)
Bizim için ne diyorlar? (hakkımızda)
Sizin için üç kişilik yer ayrıldı (aitlik)
“üzere, üzre”
Sorunu halletmek üzere gidiyorum (amaç, için)
On dakika konuşmak üzere kürsüye çıktı (için, amaç)
“-e göre”
Başbakana göre enflâsyon düşük (açısından)
Ayağını yorganına göre uzat (bakarak, ölçüsünde, uygunluk, kadar)
Allah dağına göre kış verir (uygunluk)
Anlatılanlara göre ikisi de suçluymuş (bakılırsa, yönünden)
Siz bana göre daha gençsiniz (karşılaştırma)
Kemal, Hasan’a göre daha uzundu (karşılaştırma)
Bana göre ayakkabınız var mı? (uygunluk)
“karşı”
Edebiyata karşı ilgim vardı (hakkında, yönelik)
Denize karşı bir balkonu var (yönelik)
“diye”
Terfi edeyim diye yağcılık yapıyor (amaç)
Yağmur yağıyor diye dışarı çıkmadı (neden)
“doğru”
Ormana doğru yürüdük
Bana doğru bakıyor
“dolayı, ötürü”
Zayıflıktan dolayı sık sık hastalanıyor
Çalışmadığından ötürü canı sıkılıyor
“-den” ekiyle de aynı anlam sağlanır
Sıkıldığımdan dışarı çıktım
“karşın, rağmen “
Çok uğraşmama karşın başaramadım
Tanımamasına rağmen onu takdir ediyordu
“beri”
Dün akşamdan beri görülmedi
Okuldan beri hiç susmadı
Yıllardan beri bu köyde yaşamaktalar
Kar, sabahtan beri yağıyor
“yalnız”
Cebinde yalnız yol parası vardı (sadece, edat)
Beni yalnız sen anlarsın (sadece, bir tek)
“ancak”
Seni ancak ebediyyetler eder istiab (sadece)
Onu ancak para ilgilendirir (sadece, bir tek);
Bu işten ancak Hasan Usta anlar (sadece)
Bu kömür ancak üç ay yeter (en fazla, olsa olsa)
Sabah çıktılarsa akşama ancak gelirler (belki, ihtimal)

Sayısı

Bir cümlede aynı veya farkı türden birkaç tane zarf tümleci bulunabilir Zaman zarfı genellikle diğer zarf çeşitlerinin önünde, miktar zarfı da yüklemden önce kullanılır
Kızılay’a indiğim zaman, kalabalığa takılmamak için insanlar arasından hızla ilerlerim
“Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şîrâz’ı hayal ettiren ahengiyle” (YKB)
Çocukları ilk gördüğünde çok sevinmişti

Cümle Dışı Unsurlar ve Ara Söz, Ara Cümle
  • Cümlenin kuruluşuna katılmayan, yani öğe olmayan ve dolaylı olarak cümlenin anlamına yardımcı olan unsurlardır
  • Bağlaçlar, ünlemler, ünlem grupları, hitaplar, ara sözler cümle kuruluşunun dışında kalan unsurlardır
Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor
Lâkin vatandan ayrılışın ıztırabı zor
Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın
Ulu mabet, seni ancak bu sabah anlıyorum
Neden böyle düşman görünürsünüz
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul
Varsın sonunda bizzat yarattığımız bu eser bizi inkâr etsin
Bahçeye indim, fakat çiçeklerin eski kokusunu alamadım
*Yardımcı ve açıklayıcı bir öğe olarak cümlenin içine giren ve çıkarılması cümlenin anlamında eksiklik ya da bozulma meydana getirmeyen sözlere ara söz denir Ara söz bir kelime, kelime grubu veya cümle hâlinde olabilir
Bu konuda kararlı olduktan sonra –geç karar vermiş olsan da- başarıya ulaşırsın
Dün Ali amcalara, eski komşumuza, gittik
  • Ara söz, iki virgül arasında, parantez içinde ya da iki kısa çizgi arasında verilir “ki” ile de bağlanabilir
Başımın ağrısı yazları –sıcaklardan olmalı- daha da artar
Arka sıradakilerden biri, gözlüklü olanı, bir soru sordu
Kalıcı konutları bu yıl sonuna kadar –geçen seneki lâf- yetiştireceklermiş
Çıkmamız gereken uygar milletler seviyesini –ki bu seviyeye hâlâ çok uzağız- Mustafa Kemal hedef olarak göstermişti bize
  • Cümlede herhangi bir öğenin açıklayıcısı ve açıkladığı öğe ile aynı görevde olabilir
Arka sıradakilerden biri, gözlüklü olanı, bir soru sordu Özneyi
Dün Ali amcalara, eski komşumuza, gittik Dolaylı tümleci
Doğup, büyüdüğü yerleri, memleketini, çok özlemişti Nesneyi
Onu dün akşama doğru, saat beş gibi, Kızılay’da gördüm Zarf tümlecini
  • Cümlenin herhangi bir öğesi olmaksızın da kullanılabilir
Bu işi 2000 sununa kadar bitireceklerini –inanılacak gibi değil- söylüyorlar
Bu adam, seni temin ederim, sahtekârın biridir
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz
  • Cümlenin herhangi bir yerinde bulunabilirler
Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli
Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi
Evet, her şey bende gizli bir düğüm

__________________
CHP’siz Atatürkçü,MHP’siz milliyetçi,AKP’siz Müslümanım,Allah istismarcılardan korusun
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Cümle Ve Cümlenin Öğeleri

Eski 01-24-2009   #2
Equinox
Varsayılan

Cevap : Cümle Ve Cümlenin Öğeleri



Cümle

Cümle, bir düşünceyi, duyguyu, dileği, haberi ya da yargıyı tam olarak dile getirmek amacıyla belli bir kurala uygun olarak sıralanan sözcüklerden oluşur Örneğin "Akşam karanlığında köy yolunda" sözü, belirtilen yer ve zamanda ne olduğunu bize tam olarak bildirmediğinden cümle değildir Oysa "Akşam karanlığında köy yolunda Ahmet'e rastladım" sözü açık anlatımıyla bir cümledir Cümlenin ilk sözcüğü büyük harfle başlar ve sonunda cümlenin yapısına göre nokta, ünlem, iki nokta, üç nokta ya da soru işareti konur

Cümlenin Öğeleri
Türkçe'de cümle tek sözcüklü olabileceği gibi birkaç ya da pek çok sözcükten de oluşabilir Cümleyi oluşturan bu sözcükler tek başlarına ya da öbekler oluşturarak üstlendikleri göreve göre "yüklem", "özne", "tümleç" gibi adlar alırlar Bunlara cümlenin öğeleri denir
Türkçe'de cümleyi oluşturan öğeler genel olarak şu sıralamaya uyar:
Özne, tümleç(ler), yüklem
Bu sıralanışa uymayan ve yüklemi sonda değil başta ya da ortada bulunan cümlelere "devrik cümle" denir
Cümle en az iki öğeden oluşur: Özne ve yüklem
  1. Ali konuşuyor (özne) (yüklem)
  2. (Ben) Anlatacağım (özne) (yüklem)
Düşündüklerimizi anlatmak için tek ya da iki sözcük kullanmak her zaman yeterli değildir Cümleye tamamlayıcı öğeler de katarak söylemek istediklerimizi belirginleştirip kesinleştirerek açık seçik bir duruma getiririz "Çocuk ağlıyor" cümlesi, bir eylemi ve bu eylemi yapanı belirten iki sözcükten oluşan küçük bir cümledir "Çekirdek cümle" diye adlandırılan bu tür cümleler yardımcı öğe olan tümleçle ya da tümleçlerle genişletilebilir:
Çocuk evde ağlıyor Çocuk bugün evde ağlıyor Çocuk bugün evde hüngür hüngür ağlıyor

Yüklem
Cümlede eylem, oluş, durum, istek bildiren ve cümlenin yargısını üzerinde toplayan sözcüğe ya da sözcük topluluğuna yüklem adı verilir Türkçe'de tüm sözcük çeşitleri belli kurallar çerçevesinde yüklem görevini üstlenir
  • Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere "fiil cümlesi" denir: Orhan ödevlerini yapıyor
  • Ek fiil almış isim ya da isim soylu sözcüklerin yüklem olduğu cümleler de "isim cümlesi" olarak adlandırılır: Mahallenin en ağırbaşlı çocuğu Ali'dir
  • Yüklemin kullanım sırasında ortaya çıkan değişik türleri vardır Kimi cümlelerde anlamı güçlendirmek ve cümleye değişik bir anlatım özelliği kazandırmak için yan yana sıralanmış iki yüklem bulunur: Adam sessizce yürüdü geçti
  • Cümleyi etkili kılmak, cümlenin anlamına güç katmak için yüklemin yinelendiği de olur Yinelenen yüklemler arasına virgül konur: Çocuğun gözleri dalıyor, dalıyor, dalıyordu
  • Yüklem olan sözcüklerin arasına çeşitli ekler, ünlemler, bağlaçlar ve çeşitli kalıplaşmış sözler ya da deyimler getirilerek anlamın pekiştirildiği de olur: Artık konuşur da konuşur
  • Bir cümle çeşidi olan "sıralı cümle"de yüklem her cümle için ayrı ayrı yinelenmeyip cümleler ortak bir yüklemle de kurulabilir Burada cümleler arasında yargı ortaklığı söz konusudur: Bahçelerin gölgeliklerine, deniz kıyılarının esintisine, dağ başlarının serinliğine doyum olmaz
Özne
Yüklemle bildirilen iş, oluş, hareketin gerçekleştiricisi olan ya da herhangi bir durumu gösteren cümle öğesine özne denir Özne de yüklemle birlikte cümlenin temel öğelerindendir
  • Özne, fiil cümlelerinde yüklemle bildirilen eylemi yapan kişi ya da nesnedir: Anneler çocuklarını çok severler
  • İsim cümlelerinde ise özne yüklemle bildirilen yargıları üzerinde toplayan, o yargıyla ilgili olan varlık ya da nesnedir: Okul bizim için sıcak bir yuvaydı
  • Özne her zaman isim, isimleşmiş sözcük ya da sözcük öbeğinden oluşur ve yalın halde olması gerekir: Babam eve geliyor Kardeşimin kedisi hastalandı Özne ile yüklem arasında tekillik, çoğulluk (nicelik) ve kişi bakımından uyum olmalıdır Saygı ve nezaket gereği karşımızdaki kişiye "siz" diye seslenildiğinde yüklem de ikinci çoğul kişiye dönüşür Aşırı saygı duyulan üçüncü tekil kişiden söz edildiğinde yüklem üçüncü çoğul kişi biçiminde söylenebilir: Oyuncular sahaya çıkamaddar Ali Bey, geç kaldınız Müdür Bey içeri giriyorlar
  • Türkçe'de değişik türde özneler vardır Yüklemdeki yargryı doğrudan doğruya belirten özneye "gerçek özne" adı verilir Gerçek özne, etken çatılı fiil cümleleri ile isim cümlelerinde bulunur:
  • Ben bu işlere karışmayacağım Sabah günün en verimli evresidir Edilgen çatılı fiil cümleleriyle edilgen çatılı fiilimsilerin yüklem olduğu isim cümlelerinde gerçek özne yoktur Bu tür cümlelerde öznenin yerini tutan "nesne"ye "sözde özne" adı verilir Öznelerin yalın halde bulunmaları gerektiğinden yalnız "belirtisiz nesne"ler sözde özne olabilirler: İnsan, güçlüklerle uğraşmak için yaratılmıştır
Yüklemi edilgen çatılı fiil cümlelerinde "tarafından, yüzünden, nedeniyle, ötürü" gibi sözcükler yardımıyla belirtilen özneye "örtülü özne" denilir Örtülü öznenin bulunduğu cümlede sözde özne de bulunur "Fırtına nedeniyle vapurlar denize açılamadı" cümlesinde "fırtına" sözcüğü örtülü özne, "vapurlar" sözde öznedir
  • Sıralı cümlelerde genellikle ilk cümlede bulunan ve öteki cümlelerin de öznesi olan özneye "ortak özne" denir Ortak öznenin öteki cümlelerin yüklemleriyle de uyum içinde olması zorunludur: Çocuk eve geldi, önlüğünü çıkardı, sokağa çıktı
  • Bunlardan başka "seslenmeli özne", "açıklamalı özne", "yinelenmiş özne", "pekiştirilmiş özne", "kalıplaşmış özne" gibi özne çeşitleri de vardır
Yardımcı Öğeler: Tümleç Çeşitleri
Nesne ya da Düz Tümleç Cümlede öznenin yaptığı eylemden ya da belirttiği yargıdan etkilenen varlığı gösteren cümle öğesine nesne ya da düz tümleç adı verilir Nesne yalnız yüklemi geçişli fiil olan cümlelerde bulunur İsim cümleleri genellikle nesne almaz İsimler, isim soylu sözcükler ve bunlardan kurulu sözcük öbekleriyle öteki sözcükler cümlede nesne görevi görürler
Nesneler yapılarına göre ikiye ayrılır:
  1. Belirtisiz nesne
  2. Belirtili nesne
Belirtisiz nesne, cümlede yalın halde bulunan ve anlam bakımından belirsiz bir varlığı gösteren nesnedir: Bu akşam fırından ekmek alacağım
Belirtili nesne ise -i hal eki alan ve anlam bakımından belirli bir varlığı gösteren nesnedir: Kalemlerimi sana veriyorum
Nesneler anlam bakımından da bazı özellikler gösterir Bu özellikler;
  1. Ortak
  2. Açıklamalı
  3. Yinelenmiş
nesne diye üçe ayrılmaktadır
  • Ortak nesne, sıralı cümlelerde cümlelerin birinde bulunan ve ötekilerle de ilgili olan nesnedir Ortak nesne genellikle ilk cümlede bulunur: Çocuk ütülenmiş gömleğini dikkatle aradı, dolaptan çıkardı, özenle giyindi
  • Asıl nesneyi daha belirgin bir duruma getirmek için sıralanan söz öbeklerine açıklamalı nesne denir Bunlar nesneden ayrı düşünülemez, ikisi birden nesne öbeğini oluştururlar: Çok sevdiğim varlığı, yavrumu göreceğim
  • Nesnenin ya olduğu gibi ya da değişikliklerle yinelenmesiyle oluşan nesneye yinelenmiş nesne denir: Yalnızlığı, insanı anlamsız kılan yalnızlığı sevmiyorum
Dolaylı Tümleç
Fiil cümleleriyle bazı isim cümlelerinde yüklemin anlamını tamamlayan -e, -de ve -den hal ekleri almış isimlere, isim soylu sözcüklere ya da sözcük öbeklerine dolaylı tümleç denir Dolaylı tümleçlerin cümlede bulunmaları zorunlu olmasa da yükleme "yönelme" (-e hali), "kalma" (-de hali) ve "çıkma" (-den hali) bakımından katkıda bulundukları için anlamın daha da belirginleşmesini sağlarlar
  • Dolaylı tümleçler genellikle yüklemi çekimli fiil olan cümlelerde (fiil cümlesi) bulunur: İstasyona erken gitmeliyim
  • Ama yüklemleri isim ya da isim soylu sözeliklerden oluşan bazı cümleler de dolaylı tümleç alır: İçme suyu evlere çok gereklidir Yönelme bildiren dolaylı tümleçler -e hal eki alır ve genellikle eylemin neye, nereye, kime yöneldiğini gösterir: İnsan her güzelliğe aldanmamalı Ankara'ya tren var mı? Hasan'a selam götür
  • Kalma bildiren dolaylı tümleçler -de hal eki alır ve genellikle eylemin yapıldığı, geçtiği yeri ya da kimde oluştuğunu gösterir: Başım işyerinde ağrımaya başladı
  • Çıkma bildiren dolaylı tümleçler -den hal ekini alır ve eylemin çıkış ve başlangıç yerini gösterir: Sinemadan saat beşte çıkacağız
Cümlede her zaman -e, -de ve -den hal eki almış öğe dolaylı tümleç olmaz Bunlar zarf tümleci de olabilir Bu durumda yüklemi tümleyişlerinin özelliğine bakmak gerekir
  • Bir cümlede ayrı yapıdaki dolaylı tümleçlerin sayısı genellikle ikidir: Kardeşim eve açık kapıdan girdi
  • Gerektiğinde ayrı yapıdaki dolaylı tümleç sayısı üçe de çıkabilir Ama bu sayı hiçbir zaman üçü geçmez: Paketleri pazardan eve sırtımda taşıdım
Zarf Tümleci
Yüklemin anlamını zaman, durum (hal), ölçü, nicelik, yer, yön, soru ve gösterme gibi özellikler bakımından tamamlayan öğelere zarf tümleci denir Sözcük çeşidi olan zarf ile cümle öğesi olan zarf tümlecini birbirine karıştırmamak gerekir Zarflar cümlede başka görevler de alarak yüklem, özne, nesne ve dolaylı tümleç olabilir Bir cümlede zarf bulunması onun zarf tümleci olduğu anlamına gelmez
Cümlede -e, -de ve -den hal eklerini alan bazı isimler ya da isim soylu sözcükler de yüklemi zaman ve durum bakımından tümlediklerinde zarf tümleci olur
  • Zaman zarfı tümleci yüklemin anlamını zaman bakımından tamamlar: Yıllık iznini kışa rastlatacakmış
  • Durum (hal) zarfı tümleçleri yüklemin anlamını durum ve nitelik bakımından tamamlar, eylemin nasıl yapıldığını, nasıl olduğunu gösterir: Bu rüzgâr camları teker teker kıracak
  • Nicelik zarfı tümleçleri yüklemin anlamını miktar, sayı, azlık-çokluk bakımından belirleyen tümleçlerdir: Bu yazı daha güzel olmamış mı? Bizim köy buralara pek uzaktır Aradan otuz kırk yıl geçti
  • Yer zarfı tümleçleri eylemin geçtiği yeri ya da eylemin yönünü belirtir Ama bazı sıfatlar ile yer zarfları da bu görevi yüklenebilirler:
    • Yaya kaldırımlarında da arabadan uzak
    • durunuz Anlayan beri gelsin
    • Adam dilekçesini masaya bıraktı ve dışarı çıktı
Soru zarfı tümleçleri yüklemin anlamını soru yoluyla belirtir Bu tür zarf tümleçleri soru anlamıyla birlikte nitelik, zaman, yer, neden, nicelik bakımından da yüklemi tümleme özelliğine sahiptir
* Bu insanlar burada ne arıyor?
* Evinde niye oturmuyorsun?
* Bu soğukta nasıl yürüyeceksin?
Edat Tümleci
Yüklemle ilgisi olsun olmasın cümleye araç, benzerlik, eşitlik, nedenlik, yöneliş, yer, cevap, seslenme, güçlendirme, gösterme, yineleme, soru, amaç, onaylama, yadsıma gibi anlamlar ve anlatım özellikleri katan tümleçlere edat tümleci adı verilir Edat tümleçleri yalnız edatlarla kurulmaz Öteki sözcük çeşitleri ya da değişik sözcüklerden kurulan öbekler de bu görevi yerine getirebilir:
  • Çalışmalarınız ancak bu işten anlayanları ilgilendiriyor
  • Yok çok yorgunmuş, yok iştahı yokmuş
  • Edirne'den Ardahan'a kadar bizim değil mi bu yurt?
  • Böyle dokunaklı konuştuğu için üzüldüm
Yapı ve Anlam Bakımından Cümle Çeşitleri
Bildirdikleri anlama göre olumlu ya da olumsuz cümleler, soru, şart ya da ünlem cümleleri vardır
Sözdizimi yönünden cümleler;
  1. Kurallı cümle
  2. Devrik cümle
olmak üzere ikiye ayrılır Türkçe cümle yapısında yüklem cümlenin sonundadır (kurallı cümle) ve öbür öğeler anlamın gereğine göre yer değiştirebilir
Örneğin: "Ben dün onu okulda gördüm" cümlesinde yüklemin yanında yer alan "okulda" tümleci vurguludur ve bunun yerine öbür sözcüklerden hangisi vurgulanmak isteniyorsa, yüklemin yanına o sözcük gelebilir Öte yandan, konuşmalarda ve şiirlerde anlatıma canlılık kazandırmak için kullanılan devrik cümle (yüklemi sonda yer almayan cümle) giderek bugünkü düzyazıda da yaygınlaşmaktadır "Onu gördüm" yerine kullanılan "Gördüm onu" cümlesi devrik cümledir
Cümleler yapılarına göre de,
  1. Basit cümle
  2. Bileşik cümle
olmak üzere ikiye ayrılır
Basit cümle bir tek düşünce, duygu ya da yargı bildirir: "Okuldan eve döndüm" Bu tür cümlenin bir tek yüklemi vardır; başka bir cümleciği tamamlamadığı gibi, başka bir cümlecik de onu tamamlamaz
Oysa birden çok duygu, düşünce ya da yargı bildiren bileşik cümle ayrı ayrı birer yargısı bulunan cümleciklerden oluşur: "Okula giderken, bakkala uğradım"
Böylece kendi başına tam bir yargı bildirmeyen, cümlede başka yargılarla tamamlanan ya da başka yargıları tamamlayan cümle bölümlerine cümlecik denir Asıl yargıyı bildiren, yüklemi olan ve başka cümleciklerle tamamlanan cümleciğe temel cümlecik, temel cümleciği tamamlayan bir yargıyı bildiren cümleciğe de yan cümlecik denir Örneğin, yukarıdaki cümlede "okula giderken" yan cümleciği, "bakkala uğradım" temel cümleciğini tamamlamaktadır Cümlede olduğu gibi, cümlecikte de özne, tümleç ve yüklem bulunursa da, yan cümlecik yüklemleri çoğu zaman isim fiil (gelmek, geliş, gelme), bağ-fiil (gelip, eskidikçe) ve sıfat-fiil (gelen, eskimiş) gibi fiilimsilerdir
Bağlantılarına göre ise,
  1. Bağlı cümle
  2. Sıra cümle
olmak üzere iki çeşit cümle vardır
Bağlı cümle, tek başına cümle olmakla birlikte aralarında anlam ilgisi bulunduğundan, birlikte kullanılması gereken ve bu nedenle bağlaçlarla (ve, ya da, ama, çünkü, gerek gerek, vb) birbirine bağlanan cümlelerden oluşur: "Onu aldım ama getiremedim"
Sıralı cümle ise anlamları ve zamanları birbirine uyan bağımsız cümlelerin, anlatıma hareket kazandırmak amacıyla birbirinden virgülle ayrılıp peş peşe sıralanmasından oluşur Her biri birer bağımsız cümledir, ama aralarında bağlaç değil, virgül kullanılır: "Ahmet bakkala uğradı, ekmek aldı, okula gitti"

__________________
CHP’siz Atatürkçü,MHP’siz milliyetçi,AKP’siz Müslümanım,Allah istismarcılardan korusun
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.