Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Bayanlara Özel > Gebelik & Doğum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bulantı, hamilelikte, kusma

Hamilelikte Bulantı Ve Kusma

Eski 07-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hamilelikte Bulantı Ve Kusma




Günlük yaşamda midesi bulanan birisine en sık yapılan espirilerden birisi hamilemisin? diye sormaktır Filmlerin bir çoğunda karakterlerden birinin hamile kaldığı izlenimi durup dururken midesinin bulanması ya da kusması yoluyla verilir Hamilelik ve bulantı arasındaki ilişki bu derece güçlüdür


Yapılan pek çok araştırmada her 100 hamile kadından 50 ile 70'inin az ya da çok bulantı ve kusma sorunu yaşadığı saptanmaktadır Her 1000 hamile kadından 5-10'unda ise bulantı ve kusmalar hastaneye yatacak ve besin maddelerinin damardan verilmesini gerektirecek kadar şiddetli olmaktadır


Yakınmalar sabahın erken saatlerinde daha şiddetli olduğu için durum İngilizce'de sabah hastalığı anlamına gelen "morning sickness" şeklinde adlandırılır Duruma verilen bir başka isim de gebelik hastalığıdır Bilimsel olarak ise emesis gravidarum olarak tanımlanır Şiddetli olgular ise hiperemesis gravidarum adını alır


Hamileliğe bağlı bulantı ve kusmalar genelde gebeliğin 6 haftası civarında başlar ve 14-16 haftalar arasında şiddetli giderek hafifler ve kaybolur Bununla birlikte bazı kadınlarda belirtiler 4 haftada başlayıp tüm hamilelik boyunca da devam edebilir


Bulantı ve kusmalar ilk hamileliğini yaşayanlarda daha fazla görülmekle birlikte bu bir kural değildir Her hamilelik birbirinden farklı olduğu için aynı kadının iki hamileliği arasında da farklılıklar olabilir İlk hamileliğinde sorun yaşamayan bir kadının ikinci hamileliğinde şiddetli bulantı ve kusmalar görülebileceği gibi bunun tam tersi de söz konusu olabilir


Gebeliğin erken dönemlerinde bu sorunu yaşayan ve bir miktar kilo da kaybeden anne adayının en büyük endişesi kendisi birşey yiyemediği için bebeğinde sorun çıkma olasılığıdır Kilo kaybının aşırı olmadığı, anne adayında sıvı elektrolit denge bozukluklarıın görülmediği olgularda bebeğin zarar görme olasılığı son derece düşüktür:


Genel olarak bulantı ve kusmaların olması gebeliğin yolunda gittiğinin bir göstergesi olarak kabul edilir Gözleme dayalı çalışmalarda bulantı ve kusma yaşayan kadınlarda düşük yapma olasılığının daha az olduğu gösterilmiştir Bu durumun nedeni tam olarak bilinmemektedir Ancak bazı araştırmacılar bulantıların anne adayını bebeğe zarar verebilecek bazı maddelerden uzak tuttuğunu kusmaların ise yine anne adayında bulunan ve yine bebeğe zarar verebilecek bazı toksinlerin uzaklaştırılmasına yaradığını ileri sürmektedirler ve bu iddialarını doğanın koruma mekanizmalarından biri olarak tanımlamaktadırlar Ancak bu iddiaları destekleyecek yeterli bilimsel kanıt mevcut değildir


Öte yandan anne adayında bulantı ve kusma olmaması ya da çok hafif olması da asla birşeylerin ters gittiği anlamına gelmez


Nedenleri


Hamilelik sırasında görülen bulantı ve kusmaların altında yatan nedenin ne olduğu tam olarak bilinmemektedir Yakınmaların kanda gebeliğe bağlı olarak yükselen hCG, ve östrojen hormonlarının artış şekline paralel olması, hormonların normalden yüksek olduğu çoğul gebelik ve mol gebelik gibi durumlarda daha şiddetli görülmesi gibi gözlemler nedeni ile bu hormonların beyindeki bulantı merkezini uyararak tabloya neden olduğu düşünülmektedir


Öte yandan psikolojik ve fiziksel stress ve yorgunluk da bulantı ve kusmaları arttırabilmektedir Özellikle istenmeyen gebelik varlığında durum daha şiddetli olabilmektedir


Hamile kadınların kokuya olan hassasiyetleri çok artmaktadır Bu hassasiyet özellikle sigara, yemek ve parfüm kokularında daha belirgindir Hamile bir kadın bu tür kokuları şaşılacak bir şekilde çok uzaklardan dahi fark edebilmektedir Bu durumun altında yatan neden de tam olarak bilinmemekle birlikte artan östrojen hormonunun sorumlu olduğu düşünülmektedir Kokular kadında öğürme refleksini harekete geçirerek kusmaları tetikleyebilir


Yapılan bir çalışmada şiddetli bulantı ve kusma sorunu yaşayan hamile kadınlarda mide ülserinden de sorumlu olduğu düşünülen hpylori isimli bakteriye daha sık rastlandığı saptanmıştır Bununla birlikte hpylori ile gebelik hastalığı arasında herhangi bir ilişki ortaya konamamıştır


Gebelik bulantı ve kusmalarında en etkili sonuçların B6 vitamini ile alınması bu vitamin eksikliğinin altta yatan neden olabileceğini düşündürse de yapılan çalışmalarda kusma olan ve olmayan hastalar arasında B6 vitamini eksikliğinin görülme sıklığında bir fark olmadığı ortaya konmuştur B6 vitamininin hangi mekanizma ile tabloyu düzelttiği bilinmemektedir


Bir başka iddia da hamilelik sırasında vücudun karbonhidratları sindirme şeklinde ortaya çıkan değişimlerin de bu tabloya neden olabileceğidir Bu değişimler direkt olarak bulantı ve kusmalara neden olmasa da kişiyi olayı tetikleyen faktörlere karşı daha hassas hale getirebilir


Kimler daha yüksek risk altındadır?


Kesin olmamakla birlikte


* İkiz ya da daha fazla sayıda bebek bekleyen anne adaylarında hastalığın görülme olasılığı ve şiddeti daha fazladır Ancak bu bir kural değildir Hiçbir sorun yaşamayan pekçok çoğul gebelik olduğu da akıldan çıkartılmamalıdır


* Daha önceden doğum kontrol hapı kullanan ve bu sırada hapa bağlı olarak bulantı yaşayanlarda gebelikleri sırasında gebelik hastalığı görülme olasılığı daha yüksektir Bunun nedeni östrojene olan aşırı duyarlılık olabilir


* Araç tutulması olanlarda hastalık daha sık görülmektedir


* Kendi annesi ya da kız kardeşlerinde gebelik hastalığı olanlarda bu tablonun ortaya çıkma olasılığı biraz daha yükektir


* Migren öyküsü olanlarda gebelik hastalığı daha sık görülür


* Genç yaştaki anne adaylarında daha sık görülür


* İlk gebeliğini yaşayanlarda daha sık görülür


Belirtileri


Gebelik hastalığında en sık karşılaşılan bulgu hastalığın adından da anlaşılabileceği gibi bulantı ve kusmalardır Altıncı hafta civarında başlayan yakınmalar 8-12 haftalar arasında zirveye ulaşır, daha sonra giderek hafifler ve 14-16 haftalar civarında kaybolurYakınmalar genelde sabahları daha şiddetli olur Ancak bazı kadınlarda gün sonunda şikayetler artabilir


Yemek, parfüm, sigara gibi yoğun kokular genelde yakınmaları tetikler Bazı kadınlarda sadece öğürme hissi olurken bulantı ve kusma görülmez ya da sadece öğürtü ve bulantı olur ancak kusma olmaz Pekçok yemek kokusu olayı tetiklediğinden kişi yemek yemek istemeyebilir Buna bağlı olarak 3-4 kilogram civarında bir kilo kaybı görülebilir


Kişinin hayat kalitesi olaydan olumsuz yönde etkilenebilir iş ve ev yaşamında sorunlar yaşanabilir


Gebelik hastalığında görülebilen diğer yakınmalar çarpıntı, tükürük salgısında aşırı artış ve ağız kokusudur


Bulantıların şiddetine bağlı olarak yemek borusunda tahriş ve yemek borusu ile midenin birleştiği yerde küçük yırtıklar olabilir Mallory-Weis sendromu adı verilen bu durumda kusmuk materyali içinde taze kan görülebilir


Çok şiddetli olgularda sıvı elektrolit dengesizlikleri, dehidratasyon (sıvı azalması), ateş, kanda asit-baz bozuklukları, deride kuruluk, kan basıncında azalma, idrar miktarında azalma ortaya çıkabilir Bu hastalarda kanda keto asitler arttığı için diabet komasındakine benzer bir ağız kokusu olabilir


Tedavi edilmeyen ihmal edilmiş şiddetli hiperemesis gravidarum olgularında Wernicke ensefalopatisi adı verilen ve nadir görülen bir sinir sistemi hastalığı ve hatta ölüm dahi söz konusu olabilir


Bebek üzerindeki etkileri


Hafif ve orta derecede bulantı ve kusma varlığının gebeliğin yolunda seyrettiği şeklinde yorumlanabileceğini belirtlmiştik Tablonun daha şiddetli olduğu hiperemesis gravidarum olgularında yapılan pekçok çalışmada da yakınması olan ve olmayan kadınların bebeklerinin sağlık durumları arasında önemli bir farklılık olmadığı gösterilmiştir Bununla birlikte hastaneye yatmayı gerektirecek kadar şiddetli yakınması olan kişilerin bebeklerinde düşük doğum ağrılığına daha sık rastlanmaktadır


Tanı


Hafif ve orta şiddetle olgularda tanı öyküye dayanılarak konur


Şiddetli olgularda ise değerlendirme daha farklıdır


Şiddetli hipermesis gravidarum olgularında öncelikle bu tabloya neden olabilecek mol gebelik, böbrek enfeksiyonu, pankreas iltihabı, safra kesesi hastalıkları hepatit, apandisit, gastroenterit, mide ülseri, tiroid hormon yüksekliği gibi hastalıkların olmadığının gösterilmesi için genel bir fizik muayene yapılır


Ardından olayın şiddetini saptamak amacıyla bazı laboratuvar testlerine başvurulur


İdrar testi yapılarak yoğunluğu ölçülür ve vücudun sıvı açığı hakkında fikir edinilir İdrarda aseton ve keton bulunması ve bunların miktarı da olayın şiddeti hakkında direkt bilgi verir


Kan şekeri ölçümü, kan sayımı ve hematokrit incelemesi yapılır, yine kanda sodyum, potasyum ve klor gibi elektrolitler ölçülür, sıvı açığından ve asit-baz dengesizliğinden direkt etkilenebilecek organlar olan böbrek ve karaciğerin fonksiyonlarını incelemeye yönelik testler ile tiroid fonksiyon testleri yapılır


Tedavi


Gebelik hastalığında tedavi olayın şiddetine göre değişir Hafif olgularda genelde herhangi bir tedavi uygulanmazken sadece basit önlemler ile olay atlatılmaya çalışılır Bunlar:


* Bulantıyı tetikleyen sigara, yemek, parfüm kokusu gibi faktörlerden uzak durmak


* Öğün sayısını altıya çıkarmak, az ama sık aralıklarla yemek yemek Midenin boş kalmasına izin vermemek


* Bulantı hissedildiği anda beyaz leblebi, tuzlu kraker, peksimet, kuru ekmek gibi besin madderi yemek


* Uyandıktan sonra yataktan kalkmadan önce kraker gibi kuru birşeyler yiyip bir süre yatakta dinlendikten sonra kalkmak


* Yemek aralarında yeterli sıvı almak


* Gün içinde zaman zaman mola vererek dinlenmek


gibi basit önlemlerdir Bilimsel kanıt olmasa da papatya çayı, zencefil, nane gibi bazı bitkilerin de yakınmaları azalttığı ileri sürülmektedir


Son zamanlarda gebelik bulantıları için bileklikler piyasada satılmaya başlamıştır Bu bilekliklerin bileğin iç kısmına hafif bir basınç uygulayarak bulantıları giderdiği ileri sürülmektedir


Akupunkturun bir varyantı olan acupressure temeline dayanan bu bilekliklerden yarar gördüğünü ileri süren pek çok kişi olmakla birlikte bilimsel olarak kanıtlanmış bir veri yoktur Ancak bu bilekliklerin herhangi bir zararının olmadığı da göz önüne alınırsa kullanılmasında hiç bir sakınca yoktur


Bu dönemde 3-4 kilo kaybedilmesi çok önemli bir sorun yaratmaz Kişi canı ne istiyorsa ve ne yiyebiliyorsa onu yemelidir Önemli olan kusmaların az olması ve sıvı kaybı olmamasıdır


Bu önlemler ile yakınmaların azalmadığı olgularda ilaç tedavisi gündeme gelir En sık kullanılan ilaçlar bulantı gidericiler ve antihistaminiklerdir Her bulantı giderici ilaç hamilelikte kullanılmaz ancak kullanılabilen ilaçlar yıllardır denenen ve bebek üzerinde olumsuz bir etkisi saptanmayan ilaçlardır Bazı anne adayları doktorlarının önerisine rağmen ilaç kullanmaktan çekinmektedirler Bu son derece yanlış bir davranış şeklidir


Kullanılan diğer ilaç grubu ise B6 ve B12 vitaminleridir Hamilelik bulantı ve kusmalarında en etkili ilaçlar bunlar olup bebek üzerinde hiçbir olumsuz etkileri yoktur


Ağzıdan alınan ilaç tedavisine cevap vermeyen, kişinin ağızdan beslenemediği ve sıvı alamadığı nadir görülen şiddetli durumlarda ve %10'dan fazla kilo kaybı görülen olgularda ise hastaneye yatırılarak tedavi gündeme gelir Burada amaç kişinin sıvı ve elektrolit açığını kapatmaktır Bu amaçla damar yolu açılarak sıvı desteği sağlanır Verilen sıvıların sodyum, potasyum ve klor gibi elektrolitlerden ve asit-baz dengesini sağlayıcı maddelerden dengeli miktarda içermesi gereklidir Kişinin enerji gereksinimini de karşılamak amacıyla elektrolitlerin yanısıra karbonhidrat da içeren sıvılar tercih edillir


Sıvı içerisine genelde B6-B12 vitaminleri de eklenir Bulantı giderici ilaçlar da kalçadan, ya da sıvı içerisinde verilir


Bulantı ve kusma kesilene kadar hastaya ağız yoluyla herhangi birşey verilmez daha sonra ise diyetisyen tarafından planlanan hiperemesis dietine geçilir Kişi ağızdan sıvı ve gıda alımını tolere ettikten sonra ise normal beslenmeye geçillir


Bu destekleyici tedavi ile genelde 2-3 gün içinde tablo hızla düzelir ve hasta ağızdan beslenebilecek hale gelir ve taburcu edilir Bazı durumlarda hamile kadının birkaç kere bu şekilde hastanede tedavi edilmesi gerekebilir


Destekleyici tedaviye cevap vermeyen olgularda ise ek önlemler alınır Hastanın loş bir odada yatırılarak ziyaret yasağı konabilir Hatta bazı durumlarda birkaç gün süreyle eşinin bile ziyaretine izin verilmeyebilir Ağzıdan hiçbir şekilde beslenemeyen kişilerde özel damar yolu açılarak total parenteral nutrisyon adı verilen tedavi uygulanır ve gereksinim duyulan karbonhidrat, protein ve yağ solüsyon şeklinde bu damar yolundan verilir


Çok nadir olarak hastada hiçbir tedaviye yanıt alınamaz ve gebeliğin sonlandırılması tek çözüm yolu olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.