Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ağgül, cemekanda, görmüşler

Ağgül Seni Cemekan'da Görmüşler

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ağgül Seni Cemekan'da Görmüşler



Ağgül'e varıp sorsalar; deseler ki, "Söyle terk eder misin? Yıllardır yavuklu bildiğin Mustafa'nı terk eder misin ?" Ne der acep Ağgül Terkederim dermi ki hiç seven sevdiğini terk edermi? Ama töreler gelenekler ana babanın baskısı koparıp götürür seveni sevdiğinden Geride kalan derdini türkülere döker Türkülere sığınır, içini türkülere boşaltır Giden gittiğini bilir, içine atar dertlenir kaygılanır o kadar

Derler ki, Ağgül köyün varsıllarından Mürsel ağanın kızıdır Güzel mi güzel simsiyah saçlar, kestane rengi gözler, salına salına yürüyüşü yürekleri yakarmış Köy gençlerinin gözü Ağgül’de ama kimse de yan gözle bakamazmış Nedeni de Mustafa Herkes sayar severmiş Mustafa 'yı Yoksul bir ailenin çocuğu olan Mustafa babası öldükten sonra evin bütün sorumluluğunu yüklenmiş, anasını ele muhtaç bırakmamış Alnının teriyle geçimini sağlıyor Bazen zorlansa da yakınmıyor Mustafa Ağgül'üne de kavuşursa tasası kalmayacak

Gel gör ki, Ağgül'ün babası verimkâr değil "Mustafa kim oluyor ki bizden kız isteyecek o ilkin karnını doyursun" diyormuş İyi hoş ama Ağgül öyle demiyor "Bir lokma bir hırka olsun yeter artığını istemem" diyor diyor ya dinleyen kim Babası tam bir şehirli düşkünüymüş "Şehirli köylüden daha iyidir bizim Şefketgil şehre gitti de eli yüzü açıldı temiz yiyor temiz giyiniyorlar, benim kızım da şehirliye layık" diyor da başka birşey demiyormuş Onlar böyle diye dursun Mustafa ile Ağgül sık sık buluşup akşam karanlığı çöküp el ayak çekildi mi soluğu Ağgül'lerin bahçesindeki ceviz ağacının altında alırlar ve "Yarın son olsun kaçıp gidelim burdan" diye kavilleşip ayrılırlarmış Üç gün beş gün, üç ay beş ay hep kavilleşiyorlar, hep yarına bırakıyorlarmış Sözün kısası altı ay geçiyor aradan

Günlerden bir gün Mustafa yine gelip cevizin altında beklemiş Ay tepede, ay tepeyi aşıyor, ay kayboluyor Ağgül yok ortada Cevizin altında uyuyup kalıyor Mustafa, sabahın ilk ışıklarıyla uyanıyor; gördüğü düşleri hayıra yormaya çalışıyor Daha sonra kalkıp köyün kahvesine gitmiş Dalgın dalgın çayını içerken çocukluk arkadaşı Zamir gelmiş kahveye Varıp Mustafa'nın yanına yavaştan "Seninkini akşam vermişler lokumu dağıttılar elini çabuk tut kaçır yoksa havanı alırsın" demiş Mustafa ayıkmış birden "Demek işin içinde iş varmış demek onun için gelmemiş Ağgül" diye konuşmaya başlamış kendi kendine

"Şehirden bir tanıdıklarının oğluna vermişler Keleşzadeler'in oğluymuş Zengin adamdırlar konakları dillere destan saray gibi Elini tez tut yoksa gitti gider Ağgül" deyince yüreği bir ateş harmanına dönmüş Mustafa'nın Yan babam yan Akşamı zor etmiş Mustafa Hemen koşmuş ceviz ağacının altına sabahı etmiş ertesi akşamı etimiş yok "Daha kaçgün oldu kavilleşeli ne çabuk sözünden döndü" diye içi içini yemeye başlamış Bir yandan da umudunu yitirmiyor "Ağgül bensiz olmaz döner gelir bir gün" deyip ceviz ağacına gidiyormuş sık sık Derken düğün günü gelip çatıyor Keleşzadeler'in düğünü de şanına uygun davullar çifter çifter, kazanlar kaynıyor Düğün üç gün üç gece sürmüş Mustafa da daha fazla dayanamıyıp köyden kaçıp dağlara gitmiş Ama uzaklaşamıyor gözü ceviz ağacındadır hep

Dönüp dolaşıp düğünün son günü köye geri gelmiş Ağgül’ü arabaya bindirmişler araba ağır ağır yola düşmüş Mustafa da köyün en yüksek tepesi olan Kırlangıçtepe'ye tırmanmış Şehre inen yol ayaklar altında düğün alayını gözden kaybolana dek seyretmiş Mustafa artık kolu kanadı kırık deli gibidir ne yapacağını bilemez "Ben Ağgül'süz nasıl yaşarım, ama döner bir gün mutlaka kaçar gelir bana" deyip umutlanır

Günler günleri eskitir, aylar ayları Hiçbir haber yoktur Tek haber, arada şehre inenlerden yolu düşüp konağın önünden geçenlerden gelirmiş Ağgül'ü yüzünü cama dayamış dalgın dalgın düşünürken görürlermiş Mustafa'yı da en son elinde bir ceviz fidanıyla Kırlangıçtepe'ye tırmanırken görmüşler Tepenin en görünür yerine diker fidanı sonra da yanık sesiyle bir türkü tutturmuş O günden sonra kimse bilmez Mustafa'ya ne olduğunu Kimi Çukurova'ya yerleşti der kimi ‘canına kıydı’ der Ama Mustafa'nın son gün söylediği türkü kimsenin dilinden düşmemiş Köyün de sınırlarını aşıp yankılanmış

Kaynak:
Yaşar Özürküt

Ağgül Seni Camekanda Görmüşler (Ağgülüm gülüm)
Siyah Saçın Sırmayınan Örmüşler (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)
Ürüyamda Seni Bana Vermişler (Ağgülüm gülüm)

Beni Böyle Yakar Gor Gider Misin (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)
Evvel Sevip Sonra Terk Eder Misin (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)

Acı Poyraz Gibi Deli Esmedim (Ağgülüm gülüm)
Kaderime Küstüm Sana Küsmedim (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)
Ben O Yarimden Umudumu Kesmedim (Ağgülüm gülüm)

Beni Böyle Yakar Gor Gider Misin (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)
Evvel Sevip Sonra Terk Eder Misin (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.