Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
açıklamalıd, atasözleri

Atasözleri Açıklamalı-D,E-

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atasözleri Açıklamalı-D,E-




Dağ başı dumansız olmaz
Tabiatları gereği dağ başları genellikle dumanlı olur Nasıl dağ başlarından duman eksik olmazsa, toplumda yüksek mevkilere, makamlara çıkan ve sorumluluk alan kimselerin başında da dert eksik olmaz

Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur
İnsanlar gezen, dolaşan, hareket eden varlıklardır Bir yerden kalkıp başka bir yere gidebilirler Arkadaşlar, dostlar, tanıdıklar birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar, günün birinde, bir yerde karşılaşabilirler; hatta hiç karşılaşmayacaklarını sanan insanlar dahi birbirlerine kavuşabilirler

Dağ ne kadar yüce olsa yol (onun) üstünden aşar
1 Güçlünün daha güçlüsü, yetkilinin daha yetkilisi, yönetilmez sanılanın bir yöneteni vardır 2 Çözümü güç meselelerin, yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinebilecek bir yol vardır Yeter ki gerekli azim, sabır ve cesaret gösterilsin, yılgınlığa düşülmesin

Damlaya damlaya göl olur
Her çok azdan olur Küçük ve önemsiz şeyler birikerek büyük şeyleri meydana getirirler Bunun için küçüktür, azdır, önemsizdir deyip hiçbir şey hor görülmemelidir; bunların önemi bilinmeli, çarçur edilmemelidir

Danışan dağı aşmış, danışmayan (-ın) yolu şaşmış
Kimi meseleler vardır ki, insanın onu tek başına halletmesi mümkün değildir Bu durumda yapacağı tek şey, bilmediği şeyler hakkında uzmanlara başvurmak ve onlardan bilgi almaktır Bu durumda, işleri kolaylaşacak, güçlükleri zorlanmadan yenecektir Aksine hareket etmek, bilene sorup danışmaktan kaçmak, işleri zorlaştıracak, insanı çıkmazın içine itecektir

Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz
Her işin kendine has araç ve gereci vardır O işten sağlıklı bir sonuç alınmak isteniyorsa uygun olan araç ve gereç kullanılmalıdır Kötü, uygun olmayan araç ve gereçlerle iyi bir şey, kaliteli bir ürün alınamaz

Davul dengi dengine çalar
Bir işte çalışacaklar, dostluk ve arkadaşlık kuracaklar, özellikle de evlenecek olanlar her bakımdan (zenginlik, makam, alışkanlık, karakter vb) kendilerine uygun kimseleri seçmelidirler Aksi takdirde kısa zamanda anlaşmazlıklar başlar, kurulan ilişkiler bozulur

Davulun sesi uzaktan hoş gelir
İçindekilere hiç tat vermeyen, onları rahatsız eden kimi işler vardır ki uzakta olanlara kolay, hoş ve sevimli gelir Ne zaman ki işin içine girerler, işte o zaman gerçeği görüp yanıldıklarını anlarlar

Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan
Birlikte iş görmek, birlikte yolculuk etmek, birlikte yaşamak isteyen karı-koca gibi insanlar arasında öncelikle bir uyumun olması şarttır Bu uyum da karşılıklı saygı ve sevgi temeline dayanır Tek taraflı sevgi ve saygı uyumu sağlamaya yetmez, ortada düzen diye bir şey kalmaz, kurulan beraberlikten de hayır gelmez

Deli deliden hoşlanır, imam ölüden
Kişiler, her bakımdan (mevki, yaş, fikir, duygu, eğitim vb) kendilerine benzeyen, uygun olan ya da yarar yağlayabilecekleri kimse ve şeylerden hoşlanıp onlara yaklaşırlar

Deli ile çıkma yola, başına getirir (gelir türlü) belâ
Kavrayışı kıt, akılsız, aşırı davranışları olan kimselerle ne işe girilir, ne de yolculuk edilir Buna kalkışan başına türlü dertler alır, çok zarar görür

Deliye her gün bayram
Aklı kıt, kavrayışı az, sorumluluk nedir bilmeyen, hiçbir şeyi kendisine dert edinmeyen, istediği işi yapıp istediği yerde dolaşan, ne kazanıp ne kaybettiğinin farkında olmayan kişinin hâli tıpkı bir delinin hâli gibidir Onun için günlerin birbirinden farkı yoktur, hemen her gününü bayram neşesi içinde geçirir

Demir nemden, insan gamdan çürür (Duvarı nem, insanı gam yıkar)
Bir demirin paslanıp niteliğini kaybetmesine nasıl nem sebep oluyorsa bir insanın yıpranmasına, çöküntüye uğramasına, için için erimesine, harap olmasına da üzüntü, sıkıntı ve çeşitli dertler sebep olur Bu bakımdan insan her olur olmaz şeyi kendisine dert edinmemelidir

Demir tavında dövülür
Demirin istenilen biçime sokulabilmesi, çekiçle dövülüp işlenebilmesi için önce ateşte ısınıp kızarması, yumuşaması gereklidir Bunun gibi her işin yapılması, o işten iyi netice alınması için de en uygun zamanı kollamak ve bundan yararlanmak gereklidir

Denize düşen yılana sarılır
Son derece tehlikeli bir durumla karşı karşıya gelen, çaresiz kalan, kurtuluş için bir çıkar yol bulamayan kişi, bu kötü durumdan kurtulmak için her türlü yola başvurur Öyle ki, en tehlikeli şeylere bile sarılmaya çalışır, onlardan yardım bekler Çünkü hiçbir tutar seçeneği kalmamıştır

Derdini söylemeyen derman bulamaz
Her derdin, müşkülün, güç ve sıkıntının altından insanın tek başına kalkması mümkün değildir Böyle kötü bir durumda bulunan kişi, içinde bulunduğu bu durumu kendisine yardımı dokunacak kimselere, yakınlarına açmalıdır Derdine ancak bu şekilde çare bulabilir, sıkıntılarından kurtulup rahatlayabilir

Dertsiz baş (kul) olmaz
Hemen herkesin az veya çok bir derdi vardır Dertsiz insanın düşünülmesi mümkün değildir İnsan bunu bilmeli ve karamsarlığa kapılmadan dertlerini azaltmaya çalışmalıdır

Dervişin fikri ne ise, zikri de odur
Bir insan ne düşünüyor, gönlünden ne geçiriyorsa, bunu hareket ve sözleriyle belli eder; açığa vurur Devamlı kafasında ve gönlünde taşıdıklarının gündemde kalmasını ister

Destursuz bağa girilmez (gireni sopa ile kovarlar)
İzin alınmadan girilmeyecek bir yere girmeye, yapılmayacak bir işi yapmaya kalkan kimse, bunun cezasını fazlasıyla çeker

Deveden büyük fil var
Hiçbir insan sahip olduğu makamın büyüklüğü, elindeki yetki ve imkânların genişliği ile övünmemeli, bunlara sırtını dayayarak büyüklenmemeli, kimseyi hor görmemelidir Çünkü ondan büyüğü ve üstünü her zaman vardır

Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur
Tamah, açgözlülük insanı küçük çıkarlar peşinde koşturur; onu tehlikelere iter, felâketlerle karşı karşıya bırakır ve zarar görmesine yol açar
Devletin malı deniz, yemeyen domuz
Kimi vatan haini, rüşvetçi, menfaatçi kimseler soygunculuğu kural edinmişlerdir Bunlara göre devletin malı çalıp çırpmakla, yemekle tükenmez; bir yolunu bulup da bu maldan aşırıp yararlanmayandan daha budala kim olabilir

Dibi görünmeyen suya girme
İç yüzünü iyi bilmediğin, anlamadığın, öğrenmediğin, bir işe girişme; yoksa tehlikeye düşüp zararlı çıkabilirsin

Dikensiz gül olmaz
Hoşumuza giden, bizi sevindiren, fayda temin ettiğimiz hemen her güzel şeyin kusurlu, eksik ve kötü bir yanı da bulunabilir Eğer bunları elde etmek istiyorsak, hoşa gitmeyen ve bize sıkıntı veren bu yanlarını da hoş görmeliyiz

Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim
İnsanların başına kimi felâketler, sıkıntılar da çok kez dilleri yüzünden gelir Dilini tutmayan, ne zaman ve nasıl konuşacağını bilmeyen insanların başlarına belâ geldiği ve bu yüzden pişmanlık duydukları çok görülmüştür

Dilin cismi küçük, cürmü büyük
Konuşma organımız olan dil, küçük hacimli bir nesnedir Küçük olmasına küçüktür ama büyük suçlar onunla işlenir Kimi zaman sarf ettiği kötü sözler insanın başını belâya sokup felâketini hazırlayabilir

Dilin kemiği yok
Dil kolayca her yana dönebilir Bu özelliğe sahip olan dilde, her türlü kelimeler de kolayca çıkar; insan doğru olmayan, birbiriyle çelişkili sözleri söyleyebilir; önce söylediğini sonra inkâr edip başka şekle çevirebilir

Dinsizin hakkından imansız gelir
Acımasız, kötü, insafsız ve ahlâksız bir kişinin hakkından ancak ondan daha kötü bir kişi gelebilir

Doğmadık çocuğa kaftan (don) biçilmez
Daha ihtimal dahilinde olan, henüz ne olacağı belli olmayan, ele geçmeyen, ortaya çıkmayan bir şey için önceden hazırlık yapmak ve kesin karar vermek doğru değildir Çünkü beklediğimizin aksine bir durumla karşılaşıp zarar görebiliriz

Doğrunun yardımcısı Allah`tır
Hak ve adaletten kopmayan, işlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye Yüce Allah her zaman yardım eder

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar
Özellikle çıkarlarını düşünen insanların çoğaldığı, fedakârlığın azaldığı yerlerde yalan dolan, hile, ahlâksızlık artar ve insanlar iki yüzlü olurlar Böyle bir ortamda doğru sözlü olan, sözünü esirgemeyen ve sakınmadan herkesi eleştiren kişiyi kimse sevmez Herkes onu kınar, yanından ve yöresinden uzaklaştırmaya çalışır Çünkü bu kişi doğru sözleriyle ahlâksızlık üzerine bina edilmiş menfaat düzenini bozmaya çalışır ve çok kimseyi rahatsız eder Dolayısıyla çıkarları zedelenen, kusurları yüzüne söylenen, ikiyüzlülükleri yüzlerine çarpılan insanlar tarafından hor görülüp kovulurlar

Doğru söz (ağıdan) acıdır
Kimi insanlara (özellikle yalancı, çıkarcı, ahlâkı bozuk) kusurlarını, yanlışlarını, düzensizliklerini, yolsuzluklarını ortaya çıkaran sözleri yüzüne karşı söylemek çok acı gelir Çünkü çoklukla bu tür insanlar ya açıklarının ortaya çıkmasını istemezler ya da doğru sandıkları hareketlerinin yanlış olduğunu kabul etmezler

Dokuz at bir kazığa bağlanmaz
1 Her tedbir, tehlikenin büyüklük oranı düşünülerek alınmalıdır Gücü büyük olan tehlikelere küçük ya da zayıf tehlikelerle önlenemez 2 Bir işin başına, birbiri ile anlaşması mümkün olmayan birden çok yetkili kimse getirilmemelidir Çünkü her biri bir yana çeker, anlaşamaz ve birbirlerine düşerler İşi aksatıp geciktirirler

Dolu bardak su almaz
Bilinmeli ki, her insanın kaldıracağı, taşıyacağı bir yük vardır Eğer bu yükten fazlası kendisine yüklenir ve taşıması istenirse verimli bir sonuç da umulmamalıdır Çünkü gücünün üstündeki bir yükün altından yıkılıp kalması, çöküp ezilmesi kaçınılmazdır Bu bakımdan her kişiye ancak yapabileceği bir işi yüklemek lâzımdır

Dolu küpün sesi çıkmaz
Bk “Boş fıçı çok langırdar” Domuz derisi post olmaz, eski düşman dost olmaz
İslâm dinine göre domuzun her şeyi pistir Eti haramdır, beslenmesi yasaktır Bu nedenle onun derisi de kullanılamaz Üstünde namaz kılınamadığı gibi oturulamaz da Eski düşman da domuz derisi gibidir Ne kadar iyi niyet beslerse beslesin, yakınlık gösterirse göstersin ona güvenilemez; dostluğuna inanılamaz Hiç ummadığımız bir zamanda bize kötülük yapabilir Çünkü kolay kolay düşmanlık duyguları silinmez

Dost acı söyler
Dost sevilip güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimsedir Dostlar hiçbir çıkar kaygısı gütmeden yaklaşırlar insana Düşman kimselerin aksine, insanın iyiliğini isterler Sevinci paylaştıkları gibi üzüntüyü de paylaşırlar Bu bakımdan dostlarımız olanlar eksikliklerimizi, kusurlarımızı, yanlışlıklarımızı yüzümüze karşı söylemekten çekinmezler Bizi memnun etmek için değil doğruyu göstermek için konuşurlar Amaçları bizi düzeltmek, acı da olsa gerçeği yüzümüze söylemektir Bu bakımdan iyiliğimiz için söyledikleri sözlerden ötürü onlara kırılmamalıyız

Dost başa bakar, düşman ayağa
Temiz giyinip kuşanmak hem dost, hem de düşman için oldukça önemlidir Bu durum başımızı yukarıda görmek isteyen dostlarımızı sevindirecek, ayağımızın kaymasını bekleyen düşmanlarımızı da kahredecektir

Dost dostun eyerlenmiş atıdır
Hakikî dost, dostunun en sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumda bekler

Dost ile ye, iç; alış veriş etme
Her türlü alış verişin temelinde çıkar yatar Dolayısıyla çıkarların çatıştığı yerde tatsızlıkların baş göstermesi, giderek de dostluğu bozması mümkündür O hâlde dostluklarını sürdürmek isteyen kimseler birbirleriyle alışveriş yaparken ya çok dikkatli olmalı, ya da alışveriş yapmaktan mümkün olduğunca kaçınmalıdırlar

Dost kara günde belli olur
Varlıklı, iyi, güzel ve mutlu günlerimizde bizimle dostluk kuran, arkadaşlık eden, yanımızdan ayrılmak istemeyen çok olur Herkesin mutluluktan bir pay almaya çalıştığı böyle günlerimizde, etrafımızdaki bu kişilerin hepsine gerçek dost diyebilir miyiz? Kuşkusuz hayır Bu ancak işlerimizin kötü gittiği, üzüntülerimizin arttığı, felâketlerin bizi boğmaya çalıştığı günlerimizde belli olur İyi ve mutlu günlerimizde olduğu gibi, bizi kara günlerimizde de yalnız bırakmayan, sıkıntılarımızı paylaşan kişiler gerçek dostlarımızdırMsn Öğretmen össkpssGazeteler Sohbethazır mesajlarders izleBelirli Gün ve Haftalar Çanakkale savaşışiir şarkı sözleri

Dostluk başka, alış veriş başka
Alış verişin temelinde çıkar, dostluğun temelinde ise fedakârlık yatar Bunu bilip dost kalmak isteyenler alış verişlerini arkadaşlık ilişkisinden ayrı tutarlar Bu kişiler arasındaki dostluk, birinin ötekine fedakârlık yapmasını gerekli kılmaz

Dostun attığı taş baş yarmaz
Dostun acı sözünden veya sert davranışından bize kötülük gelmez Biliriz ki, onun bu yaptığı bizim iyiliğimiz içindir

Duvarı nem, insanı gam yıkar
Bk “Demir nemden, insan gamdan çürür

Dünya malı dünyada kalır
Mal, varlık, servet, insanın hoşuna gidecek durum ve şartların bütünü bu dünya içindir İnsan bunların hiçbirini öldükten sonra öbür dünyaya götürecek güçte değildir Öbür dünyaya götüreceği ise iyilik ya da kötülükleridir Bu bakımdan dünya malına fazla tamah etmemeli, kendisini sıkıntıya sokmamalı, gerek kendisi ve gerekse başkaları için malını harcamaktan kaçınmamalıdır

Dünya Sultan Süleyman`a bile kalmamış
Peygamber Hz Süleyman, aynı zamanda büyük ve zengin bir hükümdardı da İnsan, cin, hayvan ve rüzgâr bile Allah`ın izniyle onun hükmüne tâbi idi Ancak o bile bu eşsiz egemenliğine rağmen ölümden kurtulamadı, öbür dünyaya gitti O hâlde ibret alınmalı, bu dünyaya tamah edip bel bağlanmamalıdır

Dünya tükenir, yalan tükenmez
Dünyada yalancıları saymak mümkün değildir Yalancıların çokluğu, yalanın hemen her yerde barınmasına imkân hazırlamıştır Yalanın ortadan kalkması, insanların yalan söyleme alışkanlıklarından vazgeçmeleriyle mümkündür Ancak bu da çok zordur, dolayısıyla yalan sürüp gidecektir

Düşenin dostu olmaz, hele bir yol düş de gör
Zenginliğini, makamını, itibarını kaybeden ve bir felâketle karşılaşan kişinin etrafında kimse kalmaz; iyi, güzel ve mutlu günlerin dostları birer birer kaybolur; çünkü çıkar sağladıkları kaynak kurumuştur Bunun böyle olduğunu ise, ancak bu duruma düşen bilir

Düşman düşmana rahmet (gazel, yasîn) okumaz
Hiçbir zaman düşmandan bir yakınlık, yumuşama ve bir iyilik umulup beklenmemelidir O, eline fırsat geçse kötülüklerin en beteriyle üstünüze yürür

Düşmez, kalkmaz bir Allah
Hayatta hiçbir şey olduğu gibi kalmaz Hemen her şey değişip hâlden hâle girer Sağlıklı bir insan hastalanabilir, zengin de yoksul düşebilir Küçük imkânlar içinde olanlar büyük imkânlara kavuştukları gibi, büyük imkânlar içinde olanlar da ellerindekini yitirebilirler Olumlu ve olumsuz tüm değişmelerin dışında kalan sadece Yüce Allah`tır Bu bakımdan insan kendini büyük görmemeli, elindeki imkânların sürekli varolacağını düşünüp de kibirlenmemelidir

E

Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane
Her canlı gibi insan da yaşar ve ölür Her insanın da Yüce Allah tarafından takdir edilmiş bir ömrü vardır İnsan bunu ne uzatabilir ne de kısaltabilir Ecel saati gelen kimse bir nedenle ölür Ancak ölüm nedeni olarak gösterilen hastalık, kaza gibi bir şeyler aslında bir bahanedir Asıl neden kişinin kendisine takdir edilen yaşam süresinin dolmasıdır

Eceli gelen köpek cami duvarına işer
Tutum ve davranışlarıyla herkesin nefretini kazanmış, büyük bir cezayı hak etmiş ve çaresiz kalmış kimse, şaşkınlığa düşer; sanki hak ettiği cezanın biran önce uygulanmasını ister gibi daha büyük suçlar işler; kendisini yargılayacak kimselere çatar, onları kötüler, öfkelerini üzerine çeker Bütün bu hareketleri onu kötü bir sona ulaştırır

Eden bulur, inleyen ölür
Bir durumun nasıl sonuçlanacağı olayın gidişatından bellidir Birilerine kötülük yapmayı kural edinenler, yaptıkları kötülüğün cezasını eninde sonunda görürler; bu dünyada olmasa bile öbür dünyada Öte yandan inlemekten kurtulamayan ağır hasta da ölür

Eğilen baş kesilmez
Bize teslim olan, hatasını anlayıp af dileyen, bize sığınan kişi bağışlanmalıdır Bu davranış Türk-İslâm geleneğinin önemli bir kuralıdır

Eğreti ata (el atına) binen tez iner
Başkasının malına, yetkisine ve gücüne güvenerek iş yapan yarı yolda kalır Çünkü kısa bir süre sonra bunları asıl sahibine iade etmek zorunda kalacaktır

Eğri otur, doğru söyle
Yalnızca seni ilgilendiren konularda özgür sayılabilirsin, sana kimse karışamaz; istediğin gibi yer, içer, giyinir ve oturursun Ancak toplumu ilgilendiren konularda doğru konuşmalı, yalandan kaçınmalısın; eğer çıkar kaygısı ile yalan söyler, doğruyu eğri diye gösterirsen toplumu ayakta tutan güven duygusunu sarsmış olursun

Ekmeden biçilmez
1 Verim alınmak isteniyorsa mutlaka emek ve çaba harcanmalı; para yatırılmalıdır 2 Birine iyilik yapıp fedakârlık göster ki, benzer şekilde karşılığını alabilesin

Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını
Bir işten sağlıklı bir sonuç almak istiyorsan onu sağlam temel üzerine oturt Nitelikli tohumdan güzel ve bol ürün alındığı bilinen bir şey Bunun gibi nitelikli insan, nitelikli araç ve gereçle iyi iş yapılır; olumlu sonuç alınır

Elçiye zeval olmaz
İki taraf arasında uzlaşma sağlanması, bir işin bitirilmesi için birinin yanına söz götürmekle görevli kimse, götürdüğü sözler ne kadar kötü de olsa, bu sözlerden sorumlu tutulamaz Çünkü o sözleri söyleyen değil sadece iletendir Bu bakımdan cezalandırılamaz

El elden üstündür
Bir kimse, kendisinden üstün olan bir başkasının da olabileceğini bilmeli; “hiç kimse bu işi benden daha iyi yapamaz” dememelidir

El el ile, değirmen yel ile
Nasıl ki bir değirmenin dönüp buğdayı öğütebilmesi için rüzgâra ihtiyacı varsa, insanın da birtakım ihtiyaçlarını karşılaması, işlerini görebilmesi için diğer insanlara ihtiyacı vardır Çünkü toplum hayatı yardımlaşma esası üzerine kurulmuştur, insan tek başına bütün işleri yürütemez ve başarıya ulaşamaz

El elin eşeğini türkü çağırarak arar
Hiç kimse, başkasının içine düştüğü derdi tam anlamıyla kavrayamaz Çünkü üzücü olaylar sadece ilgili kimseleri kederlendirir, onlara acı verir Bu bakımdan birinin derdine çare bulacak kimseler olayla ne kadar ilgilenseler de keyiflerini bozmazlar, derinden acı duyarak işe girişmezler, acele etmezler

El eli yıkar, iki el de yüzü
Toplu yaşama biçimi herkese bir görev yükler Bu görevlerin yapılması bir yandan düzeni sağlar, bir yandan da sıkıntıların ortadan kalkmasını Dolayısıyla karşılıklı yardımlaşma esasına dayalı bu görev iyilikleri çoğaltır, toplumu güçlü kılar

El için kuyu kazan, evvelâ kendi düşer
Başkasının kötülüğünü düşünen, bunun için tuzaklar kuran kimse, kurduğu tuzağa önce kendisi düşer, hiç kimsenin yaptığı kötülük yanına kalmaz, ona yarardan çok zarar getirir

El ile gelen düğün bayram
Bir topluluğun hep birlikte uğradığı bir sıkıntıya yakınmasız katlanılır; çünkü insanın sadece kendisi değil, herkesin sıkıntı içinde olduğu düşünülür

El kazanı ile aş kaynamaz
Başkasının hazırladığı imkânları kendi hesabımıza kullanarak iş yapamayız Her en imkânlar geri alınıp iş yarıda kalabilir, başarısız olabiliriz

El mi yaman, bey mi?
Baştakiler ne kadar güçlü görünürlerse görünsünler, asıl güç halktadır; halk yöneticilerden her zaman ağır basar

El yarası onulur (geçer, iyi olur) dil yarası onulmaz (iyi olmaz)
Silâh, bıçak, taş ve sopa ile açılan yara çabuk iyi olur Ama acı sözlerin gönülde açtığı yara kolay kolay iyi olmaz Çünkü hatırlandığı her an acı tazelenir ve kişiyi üzer

Emanete hıyanet olmaz
Bize güvenerek korumamız altına bırakılan şeylere el uzatmamalı, kötülük etmemeli, haince davranmamalıyız Böyle bir davranış ne dinimiz İslâm`a, ne de örf ve âdetlerimize yakışır Bize düşen onların güvenine lâyık olmak ve emaneti titizlikle korumaktır

Emek olmadan yemek olmaz
Özenle ve çok çalışmadan bir şey kazanıp meydana getiremeyiz Yiyip içmek, harcamak ve kısacası yaşayabilmek için haksız bir yolla değil, alın teri dökerek kazanmamız şarttır

Er ekmeği er kursağında kalmaz
Mert, cömert olan insanlar gördükleri iyiliği unutmazlar; bunun karşılığını mutlaka bir gün öderler

Erkek arslan dişisinden kuvvet alır
Toplum hayatında kadınların yeri ve görevi asla küçümsenemez Bu bakımdan erkekler daima arkalarında güçlü bir kadının desteğine ihtiyaç duyarlar Bu desteğe kavuşanların başarıları daha da artar

Er olan ekmeğini taştan çıkarır
Çalışkan, namuslu, gücüne ve kendine güvenen kişi aç kalmaz; başkasına muhtaç olmamak için en zor işlerde bile çalışır, her zorluğa katlanır, rızkını arayıp bulur

Erteye kalan, arkaya kalır
Bir iş zamanında yapılmalı, başka bir zamana bırakılmamalıdır Yoksa başarılı bir sonuç alınamaz Geç kalan, sırasını geçiren, erken davranmayan fırsatı kaçırdığı için o şeyden fayda temin edemez

Esirgenen göze çöp batar
Titizlikle korunmak istenen, üzerine fazla düşülüp titrenen şeye çoklukla bir zarar gelir Bunu önlemek insanın elinde değildir Bu bakımdan bir şey üzerinde gereğinden fazla, aşırı ölçüde durulup titrememelidir

Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
Temeli çok eskiye dayanan ve devam eden dostluklar sağlamdır Kolay kolay bozulmaz Çünkü dostluğu yaşatabilmeyi başaran eski dostlar pek çok sıkıntılı, acı ve tatlı günleri birlikte paylaşmışlar; birbirlerine duydukları güveni içinde oldukları zamana kadar taşıyabilmişlerdir Bu bakımdan kimi ufak tefek meseleler yüzünden birbirlerine düşman olamazlar Öte yandan yeni dostlar arasında ise böyle bir dostluktan söz edilemez Çünkü birbirlerini yeterince denememişler, sıkıntılara ve acılara birlikte göğüs gerip tavırlarını tam olarak ortaya koyamamışlardır Dolayısıyla dostluğu oluşturacak güven bağı henüz oluşmamıştır

Eşeğe altın semer vursalar, eşek yine eşektir
Hiçbir yeteneği, bilgisi olmayan, kavrayıştan ve faziletten yoksun kimse, hangi mevkiye geçerse geçsin, ne kadar yetki ve mal sahibi olursa olsun değerli ve saygın kılınamaz Kısa zaman içinde gerçek kişiliğini, bayağı ve kötü olduğunu tavır ve davranışlarıyla belli eden bu gibi kimselerin aslını kimi unsurlarla değiştirmek mümkün değildir

Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah`a ısmarla
Akıl insan içindir İnsan önce aklını kullanarak işlerinin iyi yürümesi için tedbir almalı, sonra da tevekkül etmeli, yani o konuda yüce Allah`a güvenmelidir

Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun, kimi kısa der
Kimi işlerimiz vardır ki onları yalnız yapmamız daha uygundur Eğer ona buna açar, şundan bundan fikir almaya çalışırsak her kafadan bir ses çıkar; birbirine ters öneriler kafamızı karıştırır, işin içinden çıkmamız da güçleşir

Eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez
İçine düştüğümüz kötü durumlardan, başımıza gelen felâketlerden ders almalı, zarar gördüğümüz işe bir daha bulaşmamalı, hata yapmaktan geri durup kendimizi korumalıyız

Eşek hoşaftan ne anlar; suyunu içer, tanesini bırakır
Kavrayışsız, bilgisiz, kaba ve zevksiz kimseler bir şeyin gerçek değerini bilemez; küçümser, anlamsız bulup hiçler, güzellik ve inceliğin farkına varamaz

Etle tırnak arasına girilmez
Ortaya çıkan aile anlaşmazlıklarında bir yanı tutmak doğru değildir Karı-koca, ana-baba ile evlâtlar birbirine çok yakın insanlardır Bunlar kimi zaman birbirlerine darılıp küsebilirler, ancak bu durum gelip geçicidir Bunu fırsat bilip onların aralarını açmaya çalışmak yanlış, yanlış olduğu kadar da faydasız bir davranıştır

Etme bulma dünyası
Şurası muhakkak ki, yaptığı kötülük hiç kimsenin yanına kalmaz; cezasını çoklukla bu dünyada çeker Bu dünyada görmese bile, öbür dünyada mutlaka görür

Ev alma komşu al
İnsanlar bir arada yaşarlar Dolayısıyla yakınlarında oturan komşularının ilişkiler açısından önemi büyüktür Kötü komşular ile yan yana yaşamak oldukça zordur Kavgalara, gürültülere ve anlaşmazlıklara yol açar Bu bakımdan, ev almadan önce, komşuların nasıl insanlar olduklarını öğrenmek, incelemek her zaman yarar sağlayacaktır

Evdeki hesap çarşıya uymaz
Bir iş, bir sorun hakkında önceden yapılan tasarılar, hesaplar ve plânların çoklukla hayat gerçeklerine aykırı düştüğünü uygulamada açıkça görürüz Bu sebeple geleceğe dönük hesaplarımızda bu gerçeği daima göz önünde bulundurmalıyız

Evi ev eden avrat, yurdu şen eden devlet
Mutluluk havası ancak düzenli, temiz, güzel ve ekonomik açıdan rahat bir evde eser Bunu sağlayan da kadındır Eğer kadın becerikli, tertipli ve nazik değilse, yuva yaşanılır bir yer olmaktan çıkar Benzer bir şekilde, içinde yaşanılan yurdu şen eden de devlettir Eğer devletin başında bulunanlar beceriksiz, zalim, hain ve kendi çıkarlarını düşünen insanlarsa, bunların ülke insanını mutlu etmesi düşünülemez

Evli evinde, köylü köyünde gerek
Yaşanan sosyal hayat bir düzeni kurarken, kişilere de toplumda uygun bir yer, bir iş göstermiştir Dolayısıyla herkes buna uymalı; hem kendinin, hem de toplumun rahatını ve düzenini bu şekilde sağlamayı görev bilmelidir Aksine bir hareket huzursuzluğa ve kargaşalığa yol açar


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.