Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
evrenin, mantra, müziği

Evrenin Müziği Ve Mantra

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Evrenin Müziği Ve Mantra




Nefessiz kaç dakika dayanabilirsiniz ?



Dünya rekorunu elinde bulunduran Tom Sietas'in derecesi 8 dakika 47 saniyeBen, 2 dakika dahi nefesimi zor tutabiliyorumGünlük yaşamımızda çoğu zaman nefes aldığımızın farkında değilizAma nefes almak yaşamımızda en önemli eylemlerden biriNefes ile içimize çektiğimiz hava,nefesi verirken çıkardığımız ses,kalbimizin ritmik atışları hepsi bütünü tamamlayan parçalar



Bütündeki yerimizi günlük yaşamda anlamaya çalışırken doğal ritmimizden sessizce uzaklaşır ve dengeyi unuturuz Ritmin doğamızda var olduğunu biliyoruz ama bu kendini bilmez bir vuruş değil Yogi Harinam Baba Prem Tom Beal; "Ritim, içinde niyeti barındırmak zorundadır Eğer niyet yoksa nabız atışı gibi kendini sürekli yineler" diyor Bildiğiniz gibi kadim öğretilerde nefes almak öğrenilmesi gereken ilk eylemdir İşte bu yüzünden yoga üstadları ve meditasyoncular önce düzenli ve derin nefes alma teknikleri üzerinde çalışırlar Derin ve düzenli nefes alma, vücudun ritmini dengeler ve beyin, ruh & bedene odaklanır Bir süre sonra da alfa bandına geçiş yapar



Yaşamımızda ki diğer önemli ritm, kalbimizin atışıdır Kalbimizin biyoritmi bir metronoma benzetilir Sürekli vücudumuza kan pompalamakla meşgul olan kalbimizin çıkardığı ses; lab dab lab dab gibi bir şey Duygusal olarak heyecanlandığımızda ise kalbin atışında ritim değişir Aslında bunu beynimiz yapar ve bütün duygusal değişimleri kalbe aktarır Sevinçli olmak,mutlu olup heyecanlanmak hoş, ama üzüntü, stress oldu mü beyninizi salım tutmak gerekiyor sanırım Aman kalbiniz, bir vurusu kaçırıp ritmi bozmasın - önem verilmezse hastalığa yol açabilir Bu yüzden niyeti sağlam,nefesi derin, zaman zaman kendine odaklanmak,"normale" dönmek gerekir



Ne ilginçtir ki davul üstadları, davulun vuruşlarıyla, kalbi senkronize ederler Geçenlerde tanıştığım Brezilyalı davulcu arkadaş ,davul çalmak istiyorsam, kalbimin ritmini dinlemem gerektiğini söyledi Davul,insanoğlunun keşfettiği ilk müzik aletlerinden biri İlk dini figür ve şifacı olan Şamanların bildiğiniz gibi, en önemli aleti davullarıdır Davul, Şamanı transa geçirir,onu başka boyutlara çıkarır, ruhlarla konuşmasını sağlar ve şifa verir Şamanlar için davul, hem müzik aletidir; hem de evrenin sembolü olarak kullanılır Afrika'daki cadı doktorlar da, belli frekanslarda ki davul vuruşunun, ateşi düşüreceğini ve diğer belirtileri iyileştireceğini binlerce yıldır biliyorlar Batı Afrika davulu olan djembe özellikle şifa ayinleri için kullanılır Müzik terapi ile ilgilenenler, davulun yarattığı resonansın şifa özellikleri olduğunu iddia ediyorlar Güçlü davulların arasında kaldığımızda, davulların sesi vücudumuzda resonans yaratır Davulun vuruşları, vücudumuzun her hücresine kadar etki eder ve bilinç durumumuzu değiştirir Son yapılan araştırmaların sonucuna göre göre bu theta bilinç durumudur



Diğer önemli müzik aleti ise, ilahı sesi olan ney'dir İnsana en yakın olan müzik aleti diye bilinir Ney'de, direk hava ile bedenin bütünleştiğini görürüz Ney'in, Sufi geleneğinde yeri nefes ile direk ilgilidir Nefes, bilinçten yanı Allah'tan gelen havadır ve herşeye akar Ney'in Mevlevilik'te de önemli bir yeri vardır Mevlana'ya göre müzik Allah'in dilidir Müzik manevi temizlenmeye, ferahlamaya ve yücelmeye yardım eder Ruhu temizler ve tedavi eder Gerçek müzik insana hayvanı hisleri hatırlatmak söyle dursun O'na "sonsuz varlığı" hatırlatır, sezdirir Bunda en etkili ses ise ney şadasıdır Bildiğiniz gibi Mevlevilikte Sema geleneği vardır Sema'nın sözlük anlamı; işitmek, dünyasal herşeyi bırakıp dinlemektir Terim olarak, dinsel müziği dinlerken vecde gelip hareket etmek, kendinden geçip dönmektir Sema geleneğinde 7 bölüm var ve ilk üç bölüme kısaca değinmek istiyorum:



1- Ellerini çapraz olarak kavuşmuş semavenin duruşu Bir'lığı sembolize ederSemaven ellerini açar ve sağ el yukarı doğru uzanır Allah'in hayrı üzerine olsun ve sol eli dünyaya uzanırAşk olsun


2- Allah'in yaratılışı buyurmasıdırAllah "OL'" derVe bu davul sesiyle sembolize edilir(Davulun "yaratilis"bölümünde kullanılışı gerçekten ilginç)


3- Ney'in taksimi başlarBu herşeye yaşam veren nefesi temsil eder


Şemazenler kendi etrafında dönerek transa geçerlerBu trans halindeki beyin dalgalarını ölçen oldu mü bilmiyorum ama theta bandına yakın oldukları söylemek yanlış olmaz



Ney'e göre teknik ve yapı olarak çok farklılıklar göstermesine rağmen Avustralya'da yaşayan Aboriginlerin, Didgeridoo'sundan sözetmeden geçmek olmaz Didgeridoo en eski müzik aletlerinden biridir Aboriginler aslında doğa insanlarıdır ve doğanın seslerini dinlemeyi severler İşte doğanın bu seslerini en yakın çıkarabilen müzik aleti Didgeridoo'dur Değişik bir nefes tekniğiyle(circular breathing) havanın sürekli dolaşmasıyla sesin devamlılığı sağlanırBu aletten çıkan derin bir ses olup,bu sesin içindeki ritimler ve armonik yapı çok zengindirTibetlilerin derin vokaline benzetilir



Tibet'li Lama Je Tzong Şenge, bir gün (yıl 1433), etkileyici bir rüyadan uyandı Rüyasında öyle bir ses duydu ki bu dünyada ona benzer bir ses daha duymamıştı Çok derinden gelen, düşük frekanslı bir sesti Bir insan sesinden çok, bir hayvanın homurtusuna benziyordu Bu sesin yanında, ilk sese uyarlanmış ikinci bir ses daha vardı Bu ses daha yüksek frekansta ve temizdi Sanki bir çocuğun şarkı söylemesi gibiydi Rüyasında bu iki farklı ses, aynı kaynaktan geliyordu Bu kaynak ise ta kendisiydi Tibet'li Lama rüyasını söyle yorumladı; Bu rüyada O'na, erkek ve kadın enerjilerini ifade edecek dini şarkı tekniği öğretilmişti Ertesi sabah günlük dualarına başladığında bu sesi çıkarttı ve diğer monklara da öğretti O yıl Tibet Lhasa'da, Gyüme Tantrik manastırı kuruldu Bu rüyada duyulan şarkı tekniği, gırtlak vokalidir Armonik yapıda, gırtlaktan şarkı söylemektir Bazı araştırmacılara göre ise; bu rüya anlatımı etkileyici bir hikayedir ama, gırtlak vokaiı Moğolistan'da önceden bilinir ve Şamanlar tarafından uygulanan bir tekniktir Ayrıca geleneksel armonik şarkı söyleme geleneği bir çok kültürde de vardır



Gırtlak vokali, insanın vokal cihazı tarafından yaratılan armonik frekansların, havanın yardımıyla, ağzın rezonansına ayar yaparak yapılır Bu açıklamadan ben de pek bir şey anlamadım merak etmeyin Anlamak için bu tarz vokali dinlemek gerekiyor Genellikle gırtlak vokalinde yaratılan sesler, alçak, pes humlar ve yüksek perdede flüte benzeyen melodilerdir Moğolistan'da "Hoomi" adı verilen gırtlak vokalı ile Tibetli rahiplerin "one çord" vokalleri karşılaştırıldığında; Moğolistan'daki vokalin çok düşük temel perdeden ve derinden gelen bir rezonans ile söylenildiği görülür Budizmden önce Tibet'te Bon diye bilinen şaman geleneği vardı Bon dini şarkıları geleneği üzerine çok az bilgi olmasına rağmen, Moğolistan'daki şamanların geleneğine yakın olduğu sanılıyor



Müzik insanoğlunun duygu ve düşüncelerini en iyi aktarabildiği bir araçtır Derinden bizi yakalar ve bedenimizle oynaşır Söz ise özellikle sesli harfleriyle enerjisini çevresine yayar ve canlılarla etkileşir Öyle ki ağzımızdan çıkan her söz, havaya ses dalgasını yayıyor Bu bağlamda sözün bedenimizde ve diğer bedenlerde rezonans yarattığını söyleyebilirim Sözün içinde de niyet olması gerekiyor Yani enerjisinin yoğunluğu önemli Duygusal farklılıklar değişik enerjileri ortaya çıkarıyor Örneğin üzüntülü-kızgın ya da sevinçli &mutlu hallerimizin enerjisi çok farklıdır



İşte niyetin ve dinsel şarkıların canlılar üzerinde etkisini merak eden araştırmacılar ilginç sonuçlarla ortaya çıkıyorlar Bunlardan biri; Japon Masuru Emoto Kendisi şu moleküllerinin ses ve niyetimizden etkilendiğini iddia ediyor Emoto suyun çeşitli durumlarda fotoğrafını çekmiş ve incelemiş Temiz suyun kar tanesi gibi göründüğünü, kirlenmiş suyun ise çamur gibi olduğunu fotoğraflamış Çamurlu suya bir din adamının şarkı söylemesi sonrası, kirlenmiş suyun kendini yenilediğini ve kar tanesi gibi olduğunu iddia ediyor İnanılmaz! Başka bir bilimsel araştırmaya göre işe; ses dalgalarının, geçtiği maddenin yapısını değiştirdiği kanıtlanmış Çeşitli elementlerle yapılan deneylerin sonunda ses dalgalarına maruz kalan elementlerin yapısında değişiklikler saptanmış Şimdi aklıma saatlerdir bilgisayarın hum sesini dinlediğim geldi Şu an bu yazıyı okurken bilgisayarınızın karşısında maruz kaldığınız düşük frekanslı sesler sizin de yapınızda değişiklik yapabilir Umarım yazının içeriği bir denge sağlıyordur



Neyse; yüzyıllardır bilinen, uygulanan, bizi doğayla ve evren ile bütünleştiren, Bir'lık bilinç durumunu sağlayan heceler var Bunlara Mantra adını veriyoruz Mantranın belli frekanslarının bedenimizde yarattığı rezonansın, hücre yenilenmesi yaptığı iddia ediliyor Mantralar kısaca; uygulayanda değişik amaçlı bir sonuç üreten, bir ses formülüdür En çok bilinen Mantralar arasında;


OM: Hindu geleneğinden gelen bir Mantradır Sanskritçe bir sözcüktür Bütün sesleri içinde barındırdığına inanılır Bu yüzden "OM herşeydir, OM sonsuzdur" denilir Tibet Budizminde ise Buddha'nın vücut, akıl ve konuşma üçlemesini temsil ederAydınlanmış OLandır Mesela şimdi OM hecesini 20 30 saniye çekerek sesli söyleyin Farkettiyseniz OM hecesi vücutta titreşim yaratır



AH: Dünya üzerinde bir çok Tanrı ve Tanrıça isimlerinde görülür Bu yüzden AH sesi kutsal bir hecelemedir Örneğin;Allah Nefes alıp verişimizde içimize çektiğimiz nefesi dışarı verirken AH sesini çıkartırız AH sesinin kalp çakrasının sesi olduğu düşünülürTibet Budizminde, toplu yapılan meditasyonlarda hecelenen mantralar ile, topluluk birbirlerine ayar yapıp, birbirlerini rezone ederler Öyle görülüyor ki AH çekerek birbirinin kalp atışı, beyin dalgalarına uyum sağlanabiliniyor



HU: Tanrı'nın evrensel adı olarak biliniyor Ülkemizde de HU çekme bilinen bir mantradir Doğaya çok yakın bir ses olduğunu söyleyebiliriz Suyun akışı, flütün sesi,rüzgarın ağaçları sallarken çıkardığı seslere çok yakın gerçekten



Sözden müziğin titreşimlerine gelirsek, Himalayalar'da binlerce yıldır bir müzik aletinden çok meditasyon ve şifa için kullanılan Tibet çanakları (Tibetian bowls) ve canları duymuşsunuzdur Şimdilerde müzik terapi merkezlerinde bu çanaklar ve çanlar vazgeçilmez aletler olmuş Çanaklar geleneksel olarak 7 metalden yapılır ve bedenin enerji merkezlerini (cakralar) aktive ettiğine inanılır Kötü enerjiyi temizlediği ve derin meditasyon (theta) getirerek şifa ve Birliği sağladığı iddia ediliyor



Dr Mitchell Gaynor, (director of Medical Oncology and Integratıve Medicine at the Cornell Cancer Prevention Center in NY), ses terapisini, Tibet çanaklarını, kristal canakları, dinsel şarkıları, mantraları, kanserli hastalar üzerinde uzun yıllardır kullanıyor Dr Gaynor'a göre; "Eğer sesin titreşim olduğunu kabul ediyorsak, o zaman titreşimin fiziksel oluşumumuzun her parçasına etki ettiğini kabul etmemiz gerekiyor Sadece kulaklarımızdan deği,l hücrelerimizden de algılıyoruz Sesin fiziksel düzeyde şifa verdiğine bir neden derinden bize dokunması ve bizi duygusal ve ruhsal anlamda transforme edebilmesidir "diyor Dr Mitchell Gaynor'un ses titreşimleri üzerine yaptığı araştırmaların sonucunda; çanaklar, kanser hücrelerinde bulunan ritimsiz hareketlere etki ediyor ve uyumlu transformasyon sağlıyor Diğer bir araştırma ise California üniversitesi İnsan Bilimleri Enstitisü'nden geliyor Bilim adamları Voyager 1 ve 2'nin kayıtlarını incelerken, Uranus'un halkaları tarafından üretilen seslerin gerçekte Tibet çanakları tarafından üretilen seslere yakın olduğunu keşfederler Jüpiter'den çıkan sesler, yüksek frekanslı yunus balığının seslerine çok yakındır Araştırmacılar kozmik titreşimlerin düzene girmeyi ve hücresel iyileşmeyi stumüle ettiğini söylüyorlar Tibet çanakları rüya çalışmalarında deneklerin rahatlaması için kullanılıyor Çanakların titreşiminin eski davranışların kırdığı ve yenilediği ileri sürülüyor



Şimdi ilginç bir görüşe gelmek istiyorum: Bir astro-seismoloji uzmanı olan Prof Kurtz 'a göre; bütün bu dünyasal sesler; davul,tibet çanakları vs aslında dünyasal olmayan kaynaktan meydana gelirler

Prof Kurtz; "Seismoloji bizim objelerin içindeki titreşimleri incelememize izin verir Biz bunu uzun yıllardır dünyada yapıyoruz Mesela büyük bir depremden sonra dünya çan gibi çınlar ve ses dalgalarının nasıl dünyada dolaştığını, yol aldığını inceleyerek deprem hakkında bilgilere ulaşırız Yakın zamanlarda artık bunu yıldızlara da uygulamaya başladık" diyor Bu teori aslında Pisagor'a yanı 2500 yıl öncesine gidiyor Pisagor'a göre evren armoni üzerine kurulmuştur Yıldızlar, gezegenler dönerken kendilerine özgü bir hum sesi çıkarır ve her gezegenin kendi müziği vardır Bu müzik sadece Tanrıların ya da ölümsüzlerin dinleyebileceği bir iletidedir Pisagor'a göre her 7 gezegen kendi notasını merkeze uzaklığına göre -ki bu dünyadır- üretir ve bu müzik her yerdedir (music of spheres, kürelerin müziği) Pisagor'a göre farklı müzik modları farklı insanlara farklı biçimde etki eder Bununla ilgili ilk çalışmalar bildiğiniz gibi ilk müzik terapi merkezi olan Bergama'da uygulanmıştır



Belki Pisagor haklıydı! Gerçekten de evrendeki herşeyin kendi müziği var Daha geçenlerde Perseus galaksi kümesinin notası keşfedildi Perseus kümesinde, ses dalgaları kara delikteki aktivideki patlamalardan meydana geliyor ve Perseus galaksi kümesi çınlıyor, yankılanıyor Astronomların anladığına göre, bu bilinmeyen ses dalgaları kümeyi çok sıcak bir gaz olarak tutan enerjinin de kaynağı Peki Perseus kümesinin nota değeri ne? Ses dalgalarının en yüksek olduğu nokta ile sesin hızını ölçüt alarak yapılan ortalama hesaplara göre kozmik nota; B flat'in 57 oktav altındaki orta C'nin üstünde bir yerlere denk geliyor



Bence de evrendeki herşey titreşiyor ve kendi ses değeri var Bizim için önemli olan ise yaşamımızı, kendimizin ve yaşadığımız doğanın seslerinin farkında olarak yaşamak


Yazan :Nalan Warren

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.