Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
oftalmoloji

Oftalmoloji

Eski 08-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Oftalmoloji




Alm Augenheilkunde, Ophthalmologie (f), Fr Ophthalmologie (f), İng Ophthalmology Gözün yapısı, hastalıkları ve çalışması ile meşgul olan ilim dalı Eski medeniyetlerde oftalmoloji, yaygın olarak uğraşılan bir bilim dalı idi Mısırlıların MÖ 1550 yılına âit Ebers papirüslerinde, ileri oftalmoloji bilgisi dikkati çekmektedir Bu bilgilerden, eski Mısırlıların bâzı klinik târifler yapmış oldukları öğrenilmektedir Hipokrat?ın oftalmoloji bilgisi, kendinden çok önce yaşamış olan Mısırlılara göre çok geriydi Daha sonra Romalılara kadar olan devirde, Celsus?un çalışmaları dikkati çekmektedir Galen?in de oftalmolojiye katkıları olmakla birlikte, görmeyle ilgili olan teorisi çok yanlıştı

Eski Yunanlıların çalışmalarını Arapça?ya tercüme eden İslâm âlimleri, bunların yanlışlarını ortaya koydular ve yaptıkları keşiflerle, kendilerine has bir oftalmoloji anlayışı geliştirdiler Dokuzuncu asırda Huneyn bin İshak gözle ilgili eser yazmıştır Onuncu asırda Ammâr ilk defâ katarakt ameliyâtını yaptı Ali bin Abbas ise Arabistan Yarımadasında görülen bâzı göz hastalıkları üzerinde de araştırmalar yapmış ve kendine göre mühim tedavi yolları tesbit etmiştir On birinci asırda Ali bin Îsâ ilk defâ göz hastalıkları hakkında kitap yazmıştır On üçüncü asırda İbn-i Nefis gözün yapısı ve görme olayını inceleyerek modern anlamda açıklığa kavuşturmuştur

İslâm âlimleri, lisan olarak Arapçayı kullanmakla birlikte, Kurtuba (Endülüs) ile Bağdat arasında yaşayan çeşitli milletlere mensup kimselerdi Ortaçağın sonlarına doğru, Avrupa?da İslâm medeniyetine âit kitaplar, Avrupalılar tarafından Lâtinceye tercüme edildi Böylece Avrupa?da rönesansın temelleri atıldı Romaİmparatorluğunda, Salerno ve Montpellier?in okullarında, İslâm âlimlerinin kitaplarından yapılan tercümeler okutulmaya başlandı On birinci yüzyılda Salerno?da öğretmen olan Constantinus Africanus, Arapça kitapları Lâtinceye tercüme ediyordu Bu tercüme işi, yıllar geçtikçe artan bir hızla devam etti O zamanlar oftalmoloji, her önüne gelenin yaptığı basit bir el hüneri durumundaydı Seyyah pratisyen hekimler, katarakt ameliyatı yapıyorlardı Avrupa?da ortaçağda ismi zikredilebilecek bir göz doktoru yoktu, fakat diğer konularla birlikte oftalmolojiye de el atmış Roger Bacon, Leonardo da Vinci gibi kimseler vardı

Oftalmoloji, rönesansta pek gelişme fırsatı bulamadı On altıncı ve on yedinci yüzyıllarda göz anatomisi ve görme mekanizmasının anlaşılması ile gelişmeler başladı On sekizinci yüzyılda önemli gelişmeler oldu On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında anestezi ve asepsinin uygulanmağa başlamasından sonra göz cerrahisi hızla gelişti, glokomun cerrâhî tedâvisi bulundu Bilhassa 1851?de Helmholtz tarafından bulunan oftalmoskop âleti, oftalmolojide hayal edilemeyecek ufuklar açtı 1911?de Gulstrand tarafından keşfedilen biyomikroskop ise, canlı gözün mikroskobik muâyenesini mümkün kıldı

Gözün yapısı, çalışması ve hastalıkları (anotomisi, fizyolojisi ve patolojisi) üzerinde târih boyunca birçok hekimin kıymetli çalışmaları oldu Göz anatomisine âit ilk şekiller, İslâm literatüründe göze çarpmaktadır Şu anda mevcut olan bâzı Arapça el yazması kitapların metinlerinde şekillere bakılması söylenmektedir Fakat şekillerin bulunduğu yapraklar kayıptır Eldeki en eski çizim, dokuzuncu yüzyıla âit, Huneyn bin İshak?ın Göz Hakkında On Risâle kitabındadır Huneyn bin İshak, aynı zamanda bilinen en eski göz hekimliği kitabının yazarıdır Ali bin Îsâ ve Musullu Ammar?ın eserleriyle bu kitap Batı göz hekimliğinin ana kaynakları olmuş ve 18 yüzyılın sonuna kadar önemini kaybetmemiştir

Hipokrat?tan önce göz anatomisine ait bilgiler, teferruatlı gözlemlerden ziyâde, spekülasyonlara dayanmaktaydı Aristo, hayvan gözlerini inceleyerek bâzı gelişmeler elde etti Daha sonra Galen?in çalışmalarından faydalanmışlar, diseksiyon (inceleme için yapılan özelliği bozmayan ayırma işlemi) ve çizimlerle çeşitli ilerlemeler kaydetmişlerdir

On altıncı yüzyılda fizikçilerin görmeye âit yeni bilgiler elde etmeleriyle birlikte, modern göz anatomisine âit bilgiler ortaya çıktı 1600?de Fabricius, lens (mercek)?in gözdeki gerçek durumunu gösterince, bugün bildiğimiz anatomik yapının temeli atılmış oldu

Görmenin nasıl olduğu, eski zamanlardan beri üzerinde çok fikir ileri sürülen konulardan biri olmuştur Bu konuda Yunan filozoflarının her biri ayrı bir fikri savunuyorlardı Galen, görmeyi meydana getiren görme ruhlarından bahsetmekteydi

İslâm medeniyeti zamânında, klasik fikirlerin aksine olarak, görmenin, gözden çıkan bir enerjinin sonucu olduğu iddia edildi Daha sonraları, 10 yüzyılda yaşamış olan meşhur İslâm hekimi El-Râzî?nin, Görmenin Tabiatı Üzerine adlı derleme eserinde ise, gözlerin ışık neşredicisi olmadığı söylenmiştir Ancak, 11 yüzyılda Hasan İbnül Heysem?e kadar, bu konuya mûteber bir izahat getirilememiştir İbnül Heysem, geometri ve fizik üzerine çalışarak bir dizi optik problemi çözdü ve bilinenin aksine, cisimlerin kendilerinden çıkan ışınların göze gitmesi sonucu görüldüklerini ortaya koydu İbnül Heysem?le birlikte, yalnız modern fizyolojik optik değil, aynı zamanda modern astronomi de başlamaktadır İlk olarak okuma gözlüğünü bulan da, aynı âlimdir

On altıncı yüzyılın sonlarında Kepler?in çalışmaları, İbnül Heysem?inkileri tamamladı Kepler?le birlikte göz, İbnül Heysem?in ortaya koyduğu kânunlara uyan optik bir cihaz olarak düşünülmeğe başlandı Gözün bu özellikleri bilinince miyopluğun önemi anlaşıldı ve gözlüklerin kullanılması bunun ardından geldi Kepler, aynı zamanda gözün uzağa ve yakına uyumunu sağlayan akomodasyon olayını da ortaya çıkardı İbnül Heysem?i tamamlayan bir diğer araştırmacı da Donders?tir (19 yüzyıl) Donders, gözün kırma kusurlarını akomodasyon bozukluğundan ayırdı ve miyopinin (yakını iyi görme, uzağı görememe) antitezi olarak hipermetropiyi (uzağı iyi görme) ileri sürdü Göz fizyolojisindeki modern bilgilerin çoğu, 19 yüzyıldaki çalışmalarla elde edildi


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.