Prof. Dr. Sinsi
|
Yusufçuğun Metamorfozu
Yusufçuğun MetamorfozuDişi yusufçuklar çiftleşme sonrası yeni bir çiftleşme yapmak istemez Ancak bu durum bilimsel adı Calopteryx virgo olan yusufçukların erkekleri için bir engel teşkil etmez Kuyruğundaki iki kancası ile erkek, dişiyi boğazından yakalar (1) Dişi de ayaklarıyla erkeğin kuyruğunu iyice sarar Erkek kuyruk kısmındaki özel çıkıntıları kullanarak (2), önce dişiye başka erkeğin yerleştirdiği spermleri olabildiğince temizler Daha sonra sperm açıklığındaki tohumlarını dişinin üreme açıklığına bırakır Bu durum saatlerce sürdüğünden bazen erkek ve dişi yusufçuğun beraber uçtuğu da olur Yusufçuk döllenmeden sonra olgunlaşan yumurtalarını bir göl veya havuzcuğa bırakır (3) Yumurtadan çıkan larva 3-4 yılını suyun içinde geçirir (4) Bu süre içinde yakalayabildiği her şeyi yiyerek iştahla beslenir (5) Bunun için, bir balığı yakalayabilecek hızda yüzmesini sağlayan bir vücut ve avını parçalayabilecek güçte çenelerle yaratılmıştır Larva büyüdükçe vücudunu saran deri ona dar gelir Tam dört defa kendine dar gelen bu kıyafetini değiştirir Son değişim zamanı geldiğinde sudan çıkarak bir kamışa veya yosunlu bir kayaya tırmanmaya başlar (6) Bacakları işlemez hale gelene kadar tırmanır Ayaklarının ucundaki kancalar sayesinde kendini sabitler Bu sırada kayıp düşmek, ölmek demektir
Bu son değişim, diğer dördünden daha farklıdır Allah, muhteşem bir yaratışla, larva halindeki canlıyı kusursuz bir uçucu haline getirirİlk olarak eski larvanın sırtı çatlar (7) Çatlak baştan sona doğru genişleyerek bir yarık halini alır Bu yarığın içinden, sudaki canlı ile hiçbir ilgisi olmayan bir başka canlı çıkmak için çabalamaktadır Son derece narin görünen bedenini, eski bedenin içinden çıkan ve onu emniyet kemeri gibi saran bağlar tutmaktadır (8) Bu bağlar ideal bir sağlamlık ve esneklikte yaratılmıştır Eğer bağlar daha sert ve sağlam olsaydı, böceğin
- yarığın içinden doğrulması imkansız olacaktı Aksi durumda ise bağlar yeni vücudu taşıyamayarak kopacaktı Bu da henüz gelişmemiş olan larvanın suya düşüp ölmesine neden olacaktıÖte yandan yusufçuğun kabuk değiştirme işlemini kolaylaştıracak özel mekanizmalar devreye girer Yusufçuğun yeni vücudu, eskisinin içinde iken sıkışıp büzülmüştür Bu vücudu "açabilmek" için, özel bir pompa sistemi ve bu pompada kullanılan özel bir vücut sıvısı yaratılmıştır Yarıktan dışarı çıkan kısımlara vücut sıvısı pompalanarak, böceğin sıkışıp büzüşmüş haldeki kısımları genişletilir (9) Bu arada işlemeye başlayan kimyasal çözücüler, yeni bacaklara hiçbir zarar vermeden, eski bacaklarla olan bağı koparır Bacaklardan bir teki eski zırhın içine sıkışırsa bu bir felaket olacaktır, ama işlem kusursuzca gerçekleşir Bacaklar denenmeden önce yirmi dakika kadar kuruyup sertleşmeleri beklenirKanatlar iseönceden gelişmiştir, fakat katlı bir durumdadır Güçlü vücut kasılmaları ile kanat damarlarına vücut sıvısı pompalanarak buradaki dokuların iyice gerginleşmesi sağlanır (10) Kanatlar uzayıp gerildikten sonra kurumaları için bir süre daha beklenecektir (11)Eski vücut tamamen terk edildikten ve kuruma işlemi de tamamlandıktan sonra yusufçuk bütün ayakları ve kanatlarını bir denemeye tabi tutar Bacaklar tek tek bükülüp açılır, kanatlar ise kaldırılıp indirilirNihayet böcek uçmak için tasarlanmış formunu kazanmıştır İnsan kendi gözüyle görmezse, bu kanatlı güzelliğin, sudan çıkan tırtılımsı canlıyla aynı hayvan olduğuna inanamaz (12) Yusufçuk son olarak pompalama işleminin başarıyla çalışması için fazla vücut sıvısının son damlasını da dışarı atar Artık metamorfoz tamamlanmıştır, böcek uçmaya hazırdırBu mucizevi dönüşümün nasıl ortaya çıktığını düşündüğümüzde ise, evrim iddiasının akıl dışılığı ile bir kez daha yüzyüze geliriz Çünkü evrim teorisi, canlıların sadece tesadüfi değişikliklerin sonucunda ortaya çıktıklarını iddia eder Oysa yusufçuğun yaşadığı metamorfoz, tek bir aşamasında bile en ufak bir hataya izin verilemeyecek son derece hassas bir işlemdir Bu aşamaların herhangi bir noktasında çıkacak ufacık bir pürüz, metamorfozun tamamlanamamasına neden olacak ve dolayısıyla yusufçuğun sakat kalmasıyla ya da ölmesiyle sonuçlanacaktırMetamorfoz tam anlamıyla "indirgenemez kompleks" bir süreçtir Dolayısıyla açık bir tasarım ispatıdırKısacası, yusufçuğun metamorfozu, Allah'ın canlıları ne denli kusursuz bir yaratılışla var ettiğini gösteren sayısız delilden biridir Allah tek bir böcekte muhteşem sanatını göstermektedirUçuşun Mekaniği
Sineklerin kanatları, sinirler aracılığıyla iletilen elektrik sinyallarine göre titreşir Örneğin bir çekirgede her bir sinir sinyali, kanadı çalıştıran kasın bir defa büzülmesine neden olmaktadır 'Kaldırıcılar' ve 'indiriciler' olarak adlandırılan iki karşıt kas grubu, zıt yönlerde çalışarak kanatların yukarı-aşağı hareket etmelerini sağlarÇekirgeler kanatlarını saniyede 12-15 kez çırpar, ama küçük böcekler uçmak için aynı süre içinde daha sık kanat hareketi yapar Örneğin balarıları, eşek arıları ve sinekler saniyede 200-400 kez kanat çırparken bu sayı tatarcıklarda ve 1 mm boyundaki bazı parazitlerde 1000'e kadar çıkmaktadır11 Saniyede bin kez kanat çırpabilen, bu olağanüstü hareket sonucunda, yanmayan, aşınmayan, yıpranmayan 1 mmlik bir uçuş makinesi, yaratılışın kusursuzluğunu gösteren açık bir delildirBu uçuş makinelerini biraz daha yakından incelediğimizde ise, sahip oldukları tasarıma olan hayranlığımız daha da artarBaşta kanat çırpma hareketinin sinirler aracılığıyla iletilen elektrik sinyallerine dayandığını söylemiştik Ancak bir sinir saniyede en fazla 200 sinyal yollayabilme kapasitesine sahiptir Öyleyse küçük uçucu böcekler saniyede 1000 kanat çırpışını nasıl gerçekleştirir?Saniyede 200 kez kanatlarını çırpan sinekler, çekirgelerden farklı bir sinir/kas ilişkisine sahiptir Her 10 kanat çırpışı için sinirden sadece 1 sinyal gelir Ayrıca lifli kaslar olarak adlandırılan kanat kasları, çekirgede bulunan kaslardan farklı çalışmaktadır Uyarıcı sinir sinyalleri kasların yalnızca uçuşa hazırlanmasını düzenlemekte, kaslar belli bir gerilime ulaştıklarında kendi kendilerine büzülmektedirSinekler, arılar, eşek arıları gibi bazı böcek türlerinde ise, kanat çırpmayı "otomatik" hale getiren bir sistem vardır Bu böceklerde uçuşu sağlayan kaslar, gövdedeki kemiklere doğrudan bağlı değildir Kanatlar göğse bir tür menteşe işlevi gören bir eklemle bağlanır Kanatları hareket ettiren kaslar da göğsün alt ve üst yüzeylerine bağlı bulunmaktadır Bu kaslar büzüldüğünde de göğüs ters yönlerde gidip-gelmekte, böylece de kanatlar aşağıya çekilmektedir
Bazı sineklerin kanat çırpış sayıları saniyede 1000'e kadar çıkabilir Bu olağanüstü hareketi saplamak için çok özel bir sistem yaratılmıştır Kaslar doğrudan kanatları değil, kanatların birer menteşe gibi bağlandığı özel bir tabakayı oynatır Bu kitin tabakası tek bir hareketinde kanatların defalarca çırpılmasını sağlar
Bir grup kasın büzülmesi otomatik olarak karşıt bir kas grubunun gerilemesine ve daha sonra da kendiliğinden büzülmesine yol açmaktadır Yani bir "otomatik sistem" söz konusudur Böylece bir kez başlayan kanat hareketleri, sistemi denetleyen sinirlerden tersi bir uyarıcı sinyal gelmedikçe kesintisiz sürmektedir12Bu haliyle uçuş mekanizması, kurulma yoluyla yayı sıkıştırılan bir saatin çalışmasına benzetilebilir Parçalar öyle yerleştirilmiştir ki, tek bir hareket, kanatların çok kolay bir biçimde çırpılmasını sağlamaktadır Burada kusursuz bir tasarım olduğunu görmemek imkansızdır Allah'ın kusursuz yaratışı, açıkça ortadadır
|