Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
doksan, harbi

Doksan Üç Harbi

Eski 08-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Doksan Üç Harbi




Doksan Üç Harbi Alm Der Krieg (m) des 93, Fr Guerre (f) de lan 93, İng The 93 war Son asır Türkiye tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil eden ve Rumi 1293 tarihine rasladığından tarihimize "Doksanüç Harbi" diye geçen 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi


Çarlık Rusyası; asırlık emellerini gerçekleştirmek için Osmanlıları Avrupadan atmak, İstanbulu ele geçirerek sıcak denizlere inmek, Hıristiyanları ve özellikle Islavları korumak bahanesiyle Osmanlı Devletinin iç işlerine karışmaktaydı Bu husus harbin en önemli sebebini teşkil edecektir Osmanlı ülkelerine saldırmayı milli bir hedef kabul eden Rusya, Kırım Hanlığını istila etmiş, Karadenizin kuzey ve doğu kıyılarını almış, Volga boylarındaki Türk ülkelerini istila ederek Türkistana ilerleyip kuzey kısımlarını elde etmişti 1853 Kırım mağlubiyeti, Rusların bu emellerini bir müddet için durdurmuştu Ancak Rusya, büyük bir gayretle eski birliğini sağlamış ve Kırım mağlubiyetinin acısını çıkarmak için fırsat gözetmeye başlamıştı Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğüne en çok taraftar olan Fransanın 1870 yılında Prusya karşısında ağır bir mağlubiyete uğraması kuvvetler dengesinin Osmanlılar aleyhine bozulmasına yol açmış ve Rusya beklediği fırsatı elde etmişti Bunu değerlendiren Rusya, Paris Antlaşmasının Karadenizde donanma ve tersane bulundurulmaması hakkındaki maddelerini tanımadığını resmen ilan edip, bu teşebbüsünü Londra Konferansında tescil ettirdi Böylece Rusya, Karadenizde kuvvetli bir donanma meydana getirme imkanına sahib oldu


Bu gelişmeden sonra Rusya, Panislavizm fikirlerini Balkanlarda yaymak için Moskovada bir kongre topladı Rus Panislavistleri, Bosna-Hersek ve Bulgaristan Islavlarını ayaklandırmak için Balkanlarda yoğun propagandaya giriştiler Ayrıca Romanya ve Karadağda birer teşkilat kurdular Rusya bu tür faaliyetlerinden başka Osmanlı Devletine de baskı yapmaktaydı Sadrazam Mahmud Nedim Paşa, Bulgarların Fener Rum Kilisesinden ayrılarak milli bir kilise kurmalarını kabul etti Böylece Bulgarların siyasi bağımsızlıklarına yol açıldı


Çok geçmeden Panislavizm propagandası etkisini gösterdi İlk olarak Bosna-Hersek eyaletindeki Hıristiyanlar ayaklandı Daha bu isyan bastırılmadan yine Rus tahrikiyle Karadağlılar ve Sırplar da ayaklandılar Osmanlı Devleti bu iki isyanı bastırınca bunlar Avrupa devletlerinden yardım istediler İşe karışan Rusya, Osmanlı Devletine Karadağ ve Sırbistanla anlaşma yapması için ültimatom verdi Bunun üzerine muhtemel bir savaştan çekinen Avrupa devletleri Balkan meselesini görüşmek üzere İstanbulda bir konferans tertib ettiler (23 Aralık 1876) Aynı gün Osmanlı Devleti Konferansın çalışmalarına mani olmak için Kanun-i Esasiyi ilan etti Çalışmalarına devam eden Tersane Konferansına Osmanlı Devletinden başka İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya, Almanya ve İtalya katıldı Yabancı delegeler önceden hazırladıkları metni Osmanlı delegelerine sundular Buna göre, Osmanlı askeri, Karadağ ve Sırbistandan çekilecek, Bulgaristanda doğu ve batı Bulgaristan adı ile iki ayrı eyalet kurulacak ve Bosna-Hersekle birlikte bu iki eyalete muhtariyet verilecekti Osmanlı Devletinin bu şartları kabul etmemesi üzerine konferans dağıldı Konferansa katılan İngiltere Başmurahhası Hindistan Nazırı Lord Salisbury, savaşı önlemek hususunda çok gayret gösterdi O, Midhat Paşanın aksine, bir savaş çıktığında İngilterenin Osmanlı Devletine yardım etmeyeceği kanaatindeydi Lord Salisbury Sultan İkinci Abdülhamidle de görüşerek durumun vehametini izah etti Padişah savaş istemiyordu, fakat savaş isteyen devlet adamlarının baskısı altında idi Bunların başında Sadrazam Midhat Paşa ve Harbiye Nazırı vekili Müşir Redif Paşa geliyordu Midhat Paşanın teşvikiyle yüksek medrese talebesi sokaklara dökülüp Padişahın penceresi altına kadar giderek "Harb istiyoruz!" diye bağırdı


Tersane Konferansında müsbet bir netice alınamayınca Londrada bir konferans daha toplandı Bu konferansta Babıaliye Tersane Konferansının kararlarından daha hafif ıslahat şartları teklif edildi, ancak Osmanlı devlet adamları bu teklifi de reddettiler Londra protokolünün Osmanlılar tarafından reddedilmesinden sonra Çar, Karadağa sadece Nikşik kazası bırakılırsa savaşı önleyebileceğini Babıaliye bildirdi Ancak bu teklif de sadrazam İbrahim Edhem Paşa tarafından reddedildi


Avrupa devletlerinin savaşa mani olma teşebbüsleri başarısız kalınca, Rusya 24 Nisan 1877de Osmanlı Devletine savaş ilan eti Sırbistan, Romanya ve Karadağ prenslikleri de Osmanlı Devletine isyan ederek Rusyanın yanında yer aldılar Yunanistan da düşmanca bir tavır takınınca Osmanlı Devleti savaşta yalnız kaldı


93 Harbi, Tuna ve Kafkasya cephelerinde cereyan etti Tuna cephesi başkumandanı, Serdar-ı ekrem Müşir Abdülkerim Nadir (Abdi) Paşa idi Emrindeki kuvvetler üç orduya ayrılmıştı Bunlardan Garb ordusunun başında Müşir Osman Paşa, Şark ordusunun başında Müşir Ahmed Eyüb Paşa, Cenup ordusunun başında ise Müşir Süleyman Paşa bulunuyordu Bu cephedeki denge Osmanlıların hayli aleyhineydi


Abdülkerim Nadir Paşanın düşmanın Tunayı geçmesine seyirci kalmasıyla harb yarı yarıya kaybedildi Halbuki Osmanlılar için en büyük ümit, Rusları Tuna seddi üzerinde durdurabilmek ve bu seddi aşmalarına engel olabilmekti Bu zaafiyetinden dolayı Serdar-ı ekrem bir müddet sonra Divan-ı harbe verilip mahkum olacaktır


7 Temmuzda Tırnova, 16 Temmuzda Niğboluyu alan Ruslar, Şıpka Geçidine hakim olup, Balkan Dağlarını aşmaya başladılar Abdülkerim Nadir Paşanın azledilip yerine çok genç müşir Mehmed Ali Paşanın başkumandan olması ve ordu içindeki diğer ayrılıklar müşirler arasında rekabeti artırdı Bu husus savaşın kaybedilmesinde önemli sebeb teşkil etti Müşir Süleyman Paşa, Şıpka Geçidini ele geçirmek için bir hafta gece-gündüz demeden taarruzda bulundu, ancak muvaffak olamadı Bu defa Şıpkayı geçmek için Müşir Mehmed Ali Paşa taarruza geçti Ayazlar, Karahasan, Ablova ve Kaçılova Meydan Muharebelerini kazandı ise de, devamlı takviye alan Rus kuvvetlerini söküp atamadı Müşir Osman Paşa ise savunma savaşına yeni prensipler getirerek Plevnede düşmanı üç defa mağlub etti Üçüncü Plevne Zaferinden sonra Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından "Gazi" ünvanı verildi Yeni takviyelerle güçlenen düşman karşısında Osman Paşa yardım alamadığından Plevne de düştü Plevnenin düşmesi ile sayıca pek fazla olan Rus birlikleri serbest kaldılar Bu sırada Sırplar Nişe girmişler, Karadağlılar da İşkodra çevresine kadar ilerlemişlerdi İleri harekatlarına devam eden Ruslar, Sofya, Niş ve Vidini aldıktan sonra Edirneye ve burayı da alıp Yeşilköye ulaştılar Grandük Nikola, sulh şartlarını dikte etmek üzere umumi karargahını burada kurdu Böylece Tuna cephesindeki savaş, Osmanlıların aleyhine neticelendi


93 Harbinin ikinci cephesi Kafkasya idi Kesin neticenin alınacağı ve alındığı Tuna cephesi kadar mühim olmamakla beraber, burada da pek büyük savaşlar oldu Cephe kumandanı Ahmed Muhtar Paşa idi 125000 kişilik Rus ordusunun başında ise Ermeni asıllı Melikof bulunuyordu


Devamlı takviye alan Ruslar, 30 Nisanda Doğu Bayezidi ele geçirdiler Muhtar Paşa Ruslara karşı 21 Haziranda Halyaz, 25 Haziranda Zivin, 25 Ağustosta Gedikler Meydan Muharebelerini kazandı Ahmed Muhtar Paşaya bu zaferlerden sonra "Gazi" ünvanı verildi 4 Ekimde Yahniler Meydan Muharebesi de kazanıldı, ancak takviye alan Rusları durdurmak mümkün olmadı 15 Ekim 1877 Alacadağ Meydan Muharebesi, Kafkas cephesinin dönüm noktası oldu Ahmed Muhtar Paşa, fazla zayiat vermemek için Erzuruma çekilmek zorunda kaldı Kars açıkta kaldığından 18 Kasımda Rusların eline geçti Fakat Ruslar Erzurum halkının da katıldığı destanlaşan savunma karşısında Erzurumu alamadılar Bu sırada Ahmed Muhtar Paşa, Padişah tarafından İstanbulun muhafazası ile görevlendirilip İstanbula çağrılınca yerine Müşir Kurd İsmail Paşa getirildi


Böylece 93 Harbi, Osmanlı Devletinin ağır mağlubiyetiyle neticelendi Rumeli Türklüğü, Rus birlikleri ve Bulgarların büyük katliamı sebebiyle büyük sarsıntıya uğradığından Türk nüfusu azınlığa düştü Son asır Türk tarihinin en büyük göç faciası vuku buldu Balkanlardan Anadoluya uzanan yollar göçmen kafileleriyle doldu Bunların büyük bir kısmı yine Ruslar ve Bulgarlar tarafından imha edildi


Rusların Yeşilköyde karargah kurmalarından sonra Babali 19 Ocak 1878de Rusyadan mütareke istedi 9 ay 7 gün süren savaşa 31 Ocak 1878de imzalanan Edirne Mütarekesi son verdi Sonradan 3 Mart 1878de Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması imza edildi, ancak yürürlüğe girmedi Abdülhamid Han siyasi dehasıyla bu antlaşmayı yürürlüğe koydurmadı Ayrıca bu antlaşma Rus nüfuzunu son derece arttırdığından Avrupa devletlerini telaşa düşürmüştü Avrupa devletlerinin iştirakleriyle tertiplenen Berlin Antlaşmasına göre (13 Temmuz 1878) önceki antlaşmanın bazı maddeleri hafifletildi Ancak Osmanlı Devleti bu antlaşmaya göre, bugünkü Türkiyenin üçte birine yakın toprak ve büyük nüfus kaybına uğradı Ayrıca 800 milyon altın franklık savaş tazminatı ödeme mecburiyetinde bırakıldı Balkanlarda ise Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız birer devlet oldular


Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.