Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
akıllar, benzer, büyük, düşünmez

Büyük Akıllar Benzer Düşünmez

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Büyük Akıllar Benzer Düşünmez





Lotoyu genelde yanlış insanlar kazanır Çünkü doğru rakamlar, kazandığı parayı hayalindeki şehrin oluşması ya da bir hastane kurulması yolunda harcayacak kişiler için, nadiren yan yana gelir Bu yüzden Oxford'da eğitim görmüş filozof Matthew Steward'ın kendi şansını yarattığını görmek hem çok şaşırtıcı hem de çok sevindirici Matthew Steward başarılı bir yönetim danışmanlığı firması kuruluşuna yardım etmiş ve buradan sağladığı kârlar, onun kendisini düşünce hayatına adamasına yol açmıştır


Yeni hayatın bir kısmı 17 yy dalavereciliğinin hikayesine dönüştü Bu hikaye çarpık filozof Gottfried Wilhelm Leibniz'in Steward'ın halen sürdürdüğü modern felsefenin yaratıcısı Brauch de Spinoza ile uğraşlarıydı


Spinoza sadece doğa kanunlarının sebep - sonuçlarına dayalı, düzen ve amaçtan bağımsız bir evren öne sürdü Bu kainatın Tanrısı, aslı doğa olarak tanımlanabilecek hiçbir şeye müdahale etmeyen bir varlıktı Spinoza insanoğlunun mevcut durumdan ve kendine göz kulak olmaktan sorumlu olduğuna inandı ve bütün bunlarda özgürlüğü gördü Steward bu durumu: "iki ya da üç yüzyıldır beklenen felsefi gelişmeler" olarak tanımlar (Einstein'a tanrıya inanıp inanmadığı sorulduğunda: "Ben Spinozanın tanrısına inanırım" diye cevaplamıştır)


Steward "Saray Mensubu ile Sapkın Düşünceli Kişi" de çok saygın ve bilindik düşünürleri "gürültü" olarak ele alıp metafizik düşüncelerle alakalı yeni bir sayfa açarak hemen hemen imkansızı başarmıştır Steward konuşan iki karakteri dönemin insanları olarak göstererek onların alışkanlıklarını, sosyal hayatlarını renkli ve açık bir biçimde anlatır Steward akıcı ve neşeli bir yazardır Onun ilaveleri verimli bir nüktedanlık gösterir Steward şöyle yazar: "Leibniz'in kariyeri boyunca gösterdiği politik faaliyetlerinin merkezi tek bir sloganla özetlenebilir; Spinoza'yı durdurun!" ve ekler; "Leibniz'in Spinozism paranoyası Leibniz'in yaşadığı çağın bir özelliğidir" Okurlar içinde bulunduğumuz çağı o çağdan daha üstün görmesinler diye Steward anti- Spinoza kampanyasıyla anti- komünizm mücadelesini kıyaslar ve her ikisini de cadı avına benzetir


Spinoza'nın zamanında dar görüşlü düşünürlerin karşıt fikirlere ve popüler düşüncelere karşı duydukları şüpheye hâkim olan ve zengin patronları dize getiren soru şuydu: "Eğer Spinoza'nın tanrısına inanıyorsanız aslında sürgün, hapis ya da ölümle cezalandırılabilecek bir suç olan ateizmin içinde bulunmuyor musunuz?" Leibniz buna inanıyordu Spinoza'yı, zircirlenip kamçılanmayı hak eden kötü, şeytani bir insan olmakla suçlayan piskopos ve onu aforoz eden Amsterdamlı Yahudiler gibi birçokları da böyle düşünüyordu Steward'a hâkim olan muamma ise; Spinoza'nınkilerden farklıymış gibi gösterdiği fakat aslında ondan kopyaladığı öğretileri ile kendi ateizmini maskelemek için Spinoza'ya tepki olarak alaycı bir biçimde kendi felsefesini oluşturan Leibniz'in Spinoza'nın tanrısına inanıp inanmadığıdır


Steward'ın , Leibniz'in mektuplarından ve yazılarından çıkardığı en çok tartışma yaratan ipucu 1976'da ortaya koyduğu, Leibniz 30 yaşındayken kendi felsefesini tam manasıyla geliştirmeden önce Spinozayı ziyarete gitmiş olmasıdır Leibniz arkadaşlarına yazdığı mektuplarda bu buluşmayı hiçbir hoşnutsuzluğun yaşanmadığı, sadece Spinoza ile anektod değişimi yaptıkları üzerinde çok da durulması gerekmeyen bir buluşma olarak anlatmıştır Stewart , aslında bu ziyaretin günler aldığını ve Leibniz'in oyunsu alaylarının " Tanrının varlığına dair kanıtlar " içerdiğini yazmıştır Leibniz, bunu Spinoza'nın yanında yazmış ve ona okumuştur


Steward sadece Leibniz'le alay etme amacı gütmemiştir Onun verimli çalışmalarını ve matematikteki ilerlemelerini kabul etmiştir Steward'ın temel gayesi Leibniz'in düşüncelerinin derinliğini Spinoza'ya borçlu olduğunu göstermektir Steward, Spinoza'nın insan ruhunun ve bedeninin ayrılmaz bir biçimde birbirine bağlı olduğuna ve bunların doğa kanunları gölgesinde birlikte geliştiğine inandığını ve Leibniz'in bu düşünceden rahatsız olduğunu açıklar Çünkü bu düşünceden varılan sonuç şudur: Ruh da bedenle birlikte ölür


Leibniz ruhun ölümsüz olduğunu kanıtlamak için ruh ve bedenin birbirinden ayrı olduğunu göstermeye çalıştı Leibniz her şeyin ve herkesin birer Monad ( birliktelik / beraberlik ) olduğu ve Tanrı tarafından belirli bir yolda hareket etmeleri için önceden programlandıkları kanısına vardı Ona göre her bedene ayrı bir ruh eşlik ediyor ve bunlar tesadüfen aynı şeyleri yaşıyordu Leibniz, Tanrının bir monad olduğunu ve bu yüzden onun monadların monadı olduğunu söylemiştir


Spinoza'nın yumuşak doğası Einstein için yeterli bir tanrı olmuş olabilir Fakat bu Leibniz için yeterli değildi Zaten bu, Tanrı'ya hizmeti insanlara hizmetten öte tutanlar için de tatmin edici değil Stewart bu Tanrıyı şöyle tanımlıyor: "Spinoza'nın tanrısı doğa kanunları dışında hiçbir istisnaya olanak vermez, sizin için mucizeler göstermez, size hiç sevgi göstermez, sizin iyi olup olmadığınıza dair hiçbir endişe taşımaz Kısacası o size zaten sahip olmadığınız hiçbir şeyi vermez Başka bir deyişle Spinoza'nın tanrısı sadece kendi başının çaresine bakabilenlere yardım eder"

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.