Barbaros'un Öfkesi . . |
10-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Barbaros'un Öfkesi . .Kânûnî Sultan Süleyman Hân'ın, mâiyyetine; “Bu paşamız velî bir âdemdür!” diyerek övdüğü, Osmanlı târihinin yetiştirdiği en büyük amiral olan kaptân-ı deryâ Barbaros Hayreddîn Paşa, îmân ile küfür arasındaki berzâhı çok iyi bilen kâmil bir mümin olduğu için, bütün ömrünü cihâd-ı ekber uğrunda kâfirlere kılıç çalmaya adadığı gibi; kâfirlerle el ele verip dostluk kuran ve onlara yaltaklık ederek, dîn-i İslâm'a en büyük darbeyi vuran münâfıkların hakkından gelmeyi de kendisi için en büyük vazîfe sayardı Nitekim Tlimsan beyi Mes'ûd'a gönderdiği şu öfke dolu mektup bunu açıkça ortaya koymaktadır: “Ey mes'ûd olamayası Mes'ûd! Kanı bizümle itdüğün ahd-ü peymân? Kanı âsî olmayacak, İspanya ile anlaşma yapmayub düşmanı düşman bilecekdin? Yapdığun İslâm'a sığar mı? Ne sefîl kimse imişsin ki, kalkdın da gidüb kâfire yaltaklandın! Bilmez misin ki âhirü'l-emr pek şedîd hâller ve kötü netîcelerle karşılaşacaksın? Sendeki ne akıldur ki, kendi âkıbetini görmekden dahî âciz kalıyorsun! Gadâb-ı ilâhî'ye ve benüm gadâbıma uğraman yakındır! Günâhun boynuna; lâkin dünyâyı başına dâr itmek boynumun borcu olsun!” |
|