Dokumacılık-İplik Eğirme |
07-02-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Dokumacılık-İplik EğirmeDokumacılık-İplik Eğirme Özellikle pamuk ve yün gibi doğal lifler dokumacılıkta kullanılamayacak kadar kısa olduğundan bu liflerin önce eğirilerek uzun ipliklere dönüştürülmesi gerekir Oysa ipekböceğinin kendine koza örmek üzere ürettiği ipek kesintisiz bir liftir; bütün koza iplik gibi eğirilmiş tek bir lifin üst üste sarılmasıyla oluşur Ama bu lif de hemen kopacak kadar dayanıksız ve incedir; bu yüzden, ipek liflerinin birkaçı bir arada bükülmedikçe sağlam bir kumaş dokunamaz Ayrıca kozalar açılırken ,kopan lifler de aynı boyda kesilip eğirilerek dokuma ipliği ve ibrişim yapımında kullanılabilir Yapay liflerin hepsi kesintisizdir ve doğal liflerden çok farklı yöntemlerle eğirilir; yalnız bu sonsuz lifler önce belirli boyda kesilip, sonra çok katlı dokuma ipliği yapmak üzere birkaçı bir arada bükülürse o zaman doğal liflerle aynı eğirme yöntemleri uygulanır İplik eğirmede kullanılan en eski araçlar iğ ile Örekedir Yıkanıp temizlendikten sonra elle didilmiş bir yün ya da pamuk yığını öreke denen bir çatal çubuğa takılır ve buradan çekilen bir demet lifin ucu iğe bağlanırdı Ağaçtan yapılan mekik biçimindeki iğ bu iple birlikte yere doğru sarkıtılıp hızla döndürüldüğünde iplik kendi üstünde bükülerek iğin üzerine sarılırdı Eğiren kişinin örekeden sürekli yün çekmesi, iği döndürmesi ve ipliğin kopmamasına, hep aynı kalınlıkta bükülmesine özen göstermesi gerekirdi Kirman denen eğirme aracı da hemen hemen aynı düşünceye göre tasarlanmıştır ve bazı köylerde her ikisi de hâlâ kullanılır İlk kez Hindistan'da kullanıldığı sanılan eğirme çıkrığı bu zahmetli işi biraz kolaylaştırdı Bu aleti kullanan kişi sol elinde örekeyi tutuyor, sağ eliyle de tahtadan yapılmış bir çarkı (çıkrığı) çeviriyordu Böylece, bir kayışla çıkrığa bağlanmış olan iğ de çarkla birlikte dönüyordu 16 yüzyılda geliştirilen Saksonya çıkrığına ise çarkı döndürmek için pedallar ve iplik sarmak için bir bobin eklenmişti 1733'te John Kay'in yaptığı "uçan mekik" dokuma tezgâhlarının hızını öyle artırdı ki, çıkrıkla çalışan iplik eğiricileri dokumacılara iplik yetiştiremez oldular Giderek artan dokuma ipliği gereksinimini karşılamak üzere İngiltere'de birçok kişi yeni eğirme yöntemleri aramaya başladı James Hargreaves'in 1766'da yaptığı eğirme tezgâhı da bir tür çıkrıktı, ama birkaç ipliği aynı anda ve daha hızlı eğirebiliyordu Bunu üç yıl sonra Richard Arkwright'ın su gücüyle çalışan eğirme tezgâhı izledi Sağlam pamuk ipliği bükebilen bu tezgâhtan İO yıl sonra, 1779'da Samuel Crompton "eğirme katırı" denen çok hızlı ve kullanışlı bir eğirme makinesi yaptıBugün, değişik özellikteki doğal liflerin hemen hepsi kendi lif yapısına uygun özel bir eğirme makinesinde eğirilir Ama kalınlığı ve bükümü baştan sona kadar değişmeyen düzgün ve temiz bir iplik üretebilmek için bütün liflerin önce didilerek açılması, temizlenmesi ve harmanlanması gerekir Eğirme işleminin temeli çekme ve bükmedir Çekme işleminden önce lifleri taraklayarak kısa olanları ayırmak, düğümleri açmak ve lifler arasındaki küçük kir ya da toz parçacıklarını temizlemek çok önemlidir Çünkü birbirine dolaşmış lifler ve kir parçaları ipliğin görünümünü bozar; kısa lifler de uzunlar kadar düzgün çekilemez Tarak artığı olan bu lifler ayrıca eğirilerek daha düşük kaliteli dokuma ipliği haline getirilebilir Pamuk Eğirme Sıkıştırılmış balyalar halindeki pamuk, iplik fabrikasına getirildiğinde hem lifleri birbirine dolaşmıştır, hem de tarladan toplanırken araya bitkinin parçaları karışmıştır (bak Pamuk) Üstelik balyalardakı pamuğun cinsi aynı olsa bile kalitesi değişeceğinden, önce bütün balyaların birbirine karıştırılarak harmanlanması gerekir Daha sonra pamuk yığınları, liflerin açılıp temizlenmesi için tek bir birim halinde birleştirilmiş çeşitli makinelerden geçirilir Bunlardan biri, dönen tokmaklarıyla pamuğu dövüp kabartarak dağınık yumaklar haline getiren ve liflerin arasındaki yabancı maddeleri temizleyen hallaç makinesidir Daha sonra tarak makinesine giren pamuk demetleri, her birinin yüzeyinde yüz binlerce incecik iğne bulunan döner silindirlerin arasından geçerek lif lif ayrılır ve tül inceliğinde gevşek bir örtüye dönüşür Ama bir sonraki makine bu lifleri dağınık ve gevşek bir biçimde birbirine yaklaştırarak 2 cm eninde bir pamuk şeridi haline getirir Böylece temizlenip açılan lifler artık çekme ve bükme makinelerine gönderilmeye hazırdır Bu makinelerin ipliği nasıl eğirdiğini daha iyi anlayabilmek için iyice didilerek kabartılmış bir tutam pamuğu sol elinizle gevşekçe tutun Sağ elinizle bu tutamdan birkaç lif yakalayıp hafifçe çekerken bir yandan da lifleri parmaklarınızın arasında yuvarlayarak bükün Bu arada sol elinizle pamuğun yukarıdaki uca doğru ilerlemesine yardım ederseniz, bütün pamuk yumağının kesintisiz bir ipliğe dönüştüğünü görürsünüz İplik çekme makinesi bu işlemi genellikle birkaç aşamada yapar Ama daha ilk aşamadan önce pamuk şeridindeki bütün liflerin aynı doğrultuya getirilmesi gerekir Bunun için, lifler, her biri bir öncekinden daha hızlı dönen birkaç silindir çiftinin arasından geçirilir Makineye beslenen pamuk bir yandan da taraklanırsa daha üstün nitelikli bir iplik elde edilir Bu hazırlık aşamasından sonra uygulanan çekme işleminin temeli de gene lifleri silindirlerin arasından geçirmektir Çekme makinesinden gelen lifler iyice uzayıp incelmiş olduğu için son çekme işleminde kopabilir Bunu önlemek için lifler hafifçe bükülerek fitil haline getirilir Eğirme makinelerinde gerçekleştirilen son çekme işleminde ipliğin iyi bükülmesi çok önemlidir; çünkü ipliğin sert ya da yumuşak, sağlam ya da dayanıksız olması gibi niteliklerini belirleyen büküm sayısıdır Yün Eğirme Yün de hallaç makinelerinin döner tokmaklarıyla dövülüp açılır, sonra liflerin arasına gömülmüş kum, yağ ve kir parçacıklarını temizlemek için sabunlu sıcak suyla yıkanır Koyunların sürtündüğü bitkilerden gelen ve dikenleriyle liflere iyice tutunmuş olan pıtrakları temizlemek için de ayrı bir işlem uygulanır Daha sonra harmanlanan yünler iğneli silindirlerin arasından geçirilerek yeniden açılır Buraya kadar ortak olan işlemler bu aşamadan sonra işlenen yünün cinsine göre değişir Çünkü daha kısa ve düşük nitelikli yünlerden taranmamış yün ipliği, üstün nitelikli yünlerden de taranmış yün ipliği ya da kamgam yapılacaktır Taranmamış yün ipliği üretiminde, harmanlamadan sonra taraklanan lifler pamuk ipliği gibi silindirlerin arasından çekilmez; doğrudan eğirme makinesine gönderilir ve burada hafifçe çekildikten sonra bükülerek dokuma ipliğine dönüştürülür Taranmış yün ipliği üretiminde ise harmanlamadan sonra liflerin art arda birçok makineden geçerek işlenmesi gerekir Önce taraklanır, sonra lifleri paralel duruma getirmek, fitilleri biraz daha inceltmek ve iplik halinde eğirmek için birkaç kez çekilir Bu taraklama ve yinelenen çekme işlemleri nedeniyle kamgam ipliği çok sıkı ve pürüzsüz, lifleri de son derece düzgün, paralel ve birbirine yakındır Oysa taranmamış yün ipliği daha kaba ve gevşek, lifleri de daha karışıktır (Ayrıca bak YÜN) İpek Eğirme Kozadan çözülen ipek liflerinin üstü tutkal gibi bir maddeyle kaplıdır (bak İpek) Bu maddeyi gidererek lifleri yumuşatmak için önce kaynatmak gerekir Yıkanan ipek kurutulduktan sonra açılır, taraklanır ve temizlenir Taraklama sırasında lifler boylarına göre ayrılır Lifler ne kadar uzunsa eğirilen ipliğin niteliği de o kadar iyi olur Keten Eğirme Bitkinin gövdesindeki kaba lifler ıslatılıp soyulduktan sonra demetler halinde bağlanarak iplik fabrikasına gönderilir Burada, öbür doğal liflere uygulanan taraklama, harmanlama, çekme ve bükme işlemleriyle iplik haline dönüştürülür (bak KETEN)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|