|
|
Konu Araçları |
çeşitleri, denir, nelerdir, neye, sanat, özellikleri |
Sanat Nedir? Sanat Neye Denir? Sanat Çeşitleri Nelerdir? Sanat Özellikleri Nelerdir? |
09-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sanat Nedir? Sanat Neye Denir? Sanat Çeşitleri Nelerdir? Sanat Özellikleri Nelerdir?Sanat Nedir? Sanat Neye Denir? Sanat Çeşitleri Nelerdir? Sanat Özellikleri Nelerdir? Sanat Nedir? Sanat Neye Denir? Sanat Çeşitleri Nelerdir? Sanat Özellikleri Nelerdir? sanatın Tanımı : Sanat, insanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur İnsanlığın geçirdiği evrimler yaşama biçimlerini, yaşama bakışlarını, sanat biçimlerini ve sanata bakışlarını değiştirmiş, her dönemde ve her toplumda, sanat farklı görünümlerde ortaya çıkmıştır Bugün sanatın "duygusal ve düşünsel etkileme gücü"ne sahip oluşu daha belirleyicidir Bu anlayışa en uygun tanımı yapan Thomas Munro'ya göre; "sanat doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisidir" Sanat, güzel ile uğraşır Güzel göreceli bir kavramdır Kendi içinde tutarlı bir bütünlüğü taşıyan şey çirkin, acı verici, iğrendirici bile olsa estetik açıdan güzeldir Sanat, nesnel ve öznel yaklaşımlara göre farklı açıklanır Nesnel yaklaşımda sanat, toplumsal etkilerle, öznel yaklaşımda ise salt bir bireysellikle yaratılır Sanat İçin Ne Dediler Kant'a göre; sanatın kendi dışında, hiçbir amacı yoktur Onun tek amacı kendisidir Güzel Sanatı ancak deha yaratabilir Hegel'e göre; sanattaki güzellik doğadaki güzellikten üstündür Sanat, insan aklının ürünüdür Kendisine doğanın taklidinden başka amaç bulmalıdır Marks'a göre; yaratıcı eylem, insanın ve doğanın karşılıklı etkileşiminin bir aşamasıdır Bu, toplumsal bir karakter taşır Sanat, yaşamı insanileştiren bir olgudur Araştırıcı, yaratıcı, çok yönlü tümel insana ulaşma çabası içinde sanatlar gelişebilir B Croce; güzelliğin yerine anlatımı öne çıkarır Sanat, sezginin ve anlatımın birliğidir Bireysel ve teorik bir etkinliktir Doğa, sanatçının yorumu ile güzel olabilir Sonuç olarak Sanat, deha düzeyindeki zekanın, var olana karşı tepkisinin, tutarlı bir bütünlük içerisinde somutlaştığı bir alandır Sanatçı, zekası ve sezgileriyle çağının önünde giden insan olduğu için, gerçek sanatın anlayanı azdır Onu anlamak için çaba gerekir KAYNAKÇA Doğan, Mehmet 100 Soruda Estetik Gerçek Yayınevi: İstanbul: 1975 Sena, Cemil Estetik sanat ve Güzelliğin Felsefesi Remzi Kitabevilstanbl11: 1972 Sözen, Metin; Uğur Tanyeli sanat Kavram ve Terimler Sözlü Remzi Kitabevi İstanbul: 1986 Timuçin, Afşar Estetik 2 Baskı BDS Yayınları 1993 Sanat Çeşitleri Pratik sanatlar (zanaat): Aşçılık, duvarcılık, marangozluk, dokumacılık gibi günlük hayatımıza girmiş alışkanlık ve ustalık isteyen meslekler bu bölüme girer Halk arasında bu işlere aşçılık sanatı, duvarcılık sanatı, marangozluk sanatı denilmektedir Burada sanat deyimi, o işin bilgi ve ustalık isteyen yönüne göre kullanılır Aslında elle ya da aletle yapılan bu tür işlere zanaat, bu işleri yapanlara da zanaatkar denir Tahtadan bir sandık yapmak, pratik bir sanat olan marangozluktur Yapılan bu sandığı oyarak süslemek işi bir sanattır* Güzel sanatlar: Duygu ve düşüncelerimizi çizgi, boya, hacim ya da ses gibi anlatım araçlarıyla başkalarına hissettiren sanatlardır Göze güzel görünmek, kulağa hoş sesler duyurmak, ruhta heyecan yaratmak güzel sanatların amacıdır Güzel sanatlar duyguların etkilemesi bakımından iki bölüme ayrılır * İşitsel sanatlar (fonetik sanatlar): Ses ve sözle işitme duygumuza seslenen bu sanatlar duygusaldır Edebiyat: Kelimelerle yapılan bir güzel sanattır Düz yazılar (hikaye, romanvs) ve şiir bu bölüme girer Müzik: Sesleri melodi haline getirme sanatıdır * Görsel sanatlar (plastik sanatlar): Çizgi, boya ve hacim veren maddelerle göz duyumuzu algılayan bu sanatlar ise şekilcidir Heykel: Doğada var olan ya da hayalde canlandırılan varlıkları çamur, tahta, taş, maden gibi maddeler kullanarak şekillendirme sanatıdır Mimari: Konut, tapınak, anıt gibi yapıtları, güzellik duygusunu karşılayacak biçimde yapılandırma sanatıdır Resim: Resim; çizerek, kazıyarak yapılan ve düşündüren, duygulandıran şekiller topluluğudur Tiyatro, bale ve opera: Sessel ve görsel sanatların karışımından oluşmuştur Fotoğraf, sinema: Bunlar da görsel sanatların bir dalıdır Sanat Tolstoy, “İnsanın bir zamanlar yaşamış olduğu duyguyu, kendinde canlandırdıktan sonra, aynı duyguyu başkalarının da hissedebilmesi için hareket, ses, çizgi, renk veya kelimelerle belirlenen biçimlerle ifade etme ihtiyacından sanat ortaya çıkmıştı” der İnsan, nasıl duymaya, düşünmeye başladığı andan itibaren kelimenin gerçek anlamıyla hayata girmiş olursa, insanlık da duygularını ve düşüncelerini sesler, çizgiler ve renklerle canlı ve cansız simgeler halinde şekillendirmeye başladığı andan itibaren, gerçekten tarih sahnesine çıkmış olur Sanat; din ve felsefe gibi, insanı günlük hayatın dar kalıplarından kurtaran bir teneffüs anı gibidir Sanatta güzeli, bilimde doğruyu arayan insan ruhu ve zekâsı, aslında kendini aramaktadır Din, felsefe, bilim, sanat ve hatta teknik gibi alanlar, birbirine sıkı sıkıya bağlıdırlar Her sanat eseri, var olan bir şey ile, bir nesne ile ilgilidir; belli bir varlığı anlatır, ondan bir kesit ortaya koyar Bir resim, belli bir tabiat parçasının resmidir veya bir insan görüntüsüdür Bir tiyatro oyunu, belli olayların simgelenmesidir Bir şiir ya da müzik parçası, ya tabiattan ya da insan ruhundan, insan duygularından bir anlatımdır Sanatçının gördüğü, kavradığı ve gerçeklik olarak belirlediği varlığın bilgisi, sanatın öz konusunu oluşturur Bugün Türkçe’de, iyi yapılan her iş için «sanat» kelimesi kullanılmaktadır Türkçe’deki «sanat» kelimesi, kapsamı bakımından, pek çok oluş ve nesnelere ilişkin durumu içine almaktadır Bugün, hiç şüphe duymaksızın en yaygın biçimde kullandığımız «sanat» kelimesi, etimolojik bakımından Osmanlıca’ya dayanmaktadır Osmanlıca’nın kelime kaynakları olan Arapça ve Farsça’da, sanat kavramını ifade etmek için kullanılan durumu oldukça farklıdır Sanat kelimesi Arapça’da amel, iş yapma anlamlarını veren «san’a» kökünden gelmektedir ve yapılan iş, alet yardımıyla, belirli bir el becerisiyle sürdürülen marangozluk, duvarcılık gibi meslek dallarını kapsamaktadır Görüldüğü gibi bu kelime Arapça’da, insanın akıl ve zekâsını kullanarak yaptığı işleri anlatır Bugünkü Türkçe’de kullandığımız «sanat» kelimesi, Osmanlıca’da bir değişiklik geçirmiş, yeni kazandığı anlam ve muhtevayla birlikte benimsenmiştir Bir an için, karmaşık yapısını, ilgili olduğu pek çok kavramı bir yana bırakıp, sanatı ” insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir araç ” olarak kabul edebiliriz Bugün Türkçe’de iyi yapılan her iş için “sanat” kelimesinden yararlanıp; “askerlik sanatı”, “güzel konuşma sanatı” gibi kalıpları tekrarlar dururuz O halde, yapılan bir iş veya hareketin, güzel, gelişmiş ve etkileyici bir biçimde görünmesi, onu bir sanat olarak tanımlamamıza sebep olmaktadır Bu, şu demektir; insan yaptığı işi yüceltebildikçe, ona bir parıltı katabildikçe, sanat olgusuna biraz yaklaşabilmiş sayılır Yani sanatın ayırıcı özelliklerinden biri, onun günlük, basit ve sıradan şeylerin üstünde olmasıdır Sanatı bazen, şöyle de tarif ederler: “İnsan aklının eşya üzerindeki pırıltısı” Bu, yüzlerce tariften yalnızca bir tanesidir Halk arasında “sanat” kelimesi; “insanların ihtiyaçlarından birisinin karşılanması konusunda öğretilen ve yapılan iş” anlamında kullanıldığı gibi, “ustalık, hüner, marifet” anlamında; “Bu işte sanat vardır; kolay değil o da bir sanattır” şeklinde de kullanılmaktadır Maddi fayda gözeten sanatlardan ayırabilmek için “GÜZEL SANAT” kavramı içinde, sanat’ı şöyle tanımlamak mümkündür: “İnsanların, tabiat karşısındaki duygu ve düşüncelerini çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritm gibi unsurlarla güzel ve etkili bir biçimde ve kişisel bir üslûpla ifade etme çabasından doğan ruhsal bir faaliyettir” Sanat Eseri : Bilinçli olarak insan elinden veya fikrinden çıkmadır Belli bir sosyal kurum (sanat dünyası) adına hareket eden kişi veya kişiler tarafından, bazı kısımları hakkında fikir birliğine varılmış olunmalı, beğeni kazanmaya aday olmalıdır Sanatın Özellikleri : Bu özellikler sanat hakkında bir fikir verse de, kavramı bütünüyle kapsamadığı gibi kavramı oluşturan gerekli koşullar da değildir: Hem sanatçı hem izleyici için yaratıcı algılama gerektirmesi, İçerdiği fikirlerin akla kolay gelir türden olmaması, Birçok farklı katmanda algılanabilme özelliği olması ve değişik yorumlara açık olması, Bir beceri izlenimi vermesi, Kendini bilinç ve bilinçaltı arasında veya gerçek ve yanılsama arasında bir oyun olarak göstermesi, İçinde işlevsel amaç dışında bir fikir barındırması, Sanat olarak tecrübe edilmesi amaç edinilerek yaratılmış olması |
|