Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çelebinin, evliya, kütahya, memleketi

Kütahya... Evliya Çelebi'nin Memleketi

Eski 09-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kütahya... Evliya Çelebi'nin Memleketi





KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ'NİN MEMLEKETİ

KÜTAHYA,gelişmekte olan sanayisi, zengin yer altı ve yer üstü kaynakları, üniversitesi, termal kaynakları, el sanatları ve tarihi ile önemli bir turizm potansiyeli oluşturmaktadır

Dünyanın İlk Antik Borsası Çavdarhisar İlçesindeki Aizanoi’de kurulmuştur,

Zeus Tapınakları içinde Dünya’da en sağlam korunagelmiş olanı Aizanoi’dedir

Dünyadaki İlk Toplu İş Sözleşmesi 13 Temmuz 1766’da Kütahya’da imzalanmıştır

Avrupa ve Dünyadaki ilk ve tek Çini Müzesi yine Kütahya’dadır

Evliya Çelebi Kütahya’lıdır

Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi’nin büyükannesi, Hayme Ana’nın türbesi Domaniç İlçesi Çarşamba Köyü’ndedir

Kütahya,Germiyanoğlu Beyliğine 130 yıl başkentlik, Osmanlı Anadolu Beylerbeyliğine ise 400 yıl merkezlik yapmıştır

Türkiye’nin en önemli porselenleri Kütahya'dadır

Kütahya’nın termal kaynakları bin bir derde devadır

MÖ 3000 yıllarında kurulmuş medeniyetlerin ve kültürlerin harman olduğu Kütahya'nın antik çağda ilk ev sahipleri Friglerdir Kütahya daha sonra Roma, Bizans, Germiyanoğulları , Osmanlı egemenliğine girmiştir

Kütahya'da egemen olan bütün uygarlıklara ilişkin çok sayıda eser bulunmaktadır Özellikle Frig Vadisi adı verilen ilin doğusundaki Türkmen Dağı eteklerindeki alan, bu eserler açısından çok zengindir

Roma döneminde piskoposluk merkezi olan Kütahya’da bu döneme ait en önemli eser AIZANOI Antik Kenti'dir Aizanoi, Anadolu ’nun en zengin antik kentlerinden birisidir Dünyanın İlk Borsası Aizonai’de kurulmuştur

Anadolu’da Türk Hakimiyeti başladığın da Kütahya ve çevresi Germiyanoğulları Beyliğine verilmiştir Kütahya iki kez Germiyanoğulları Beyliğine başkentlik yapmış ve bu dönemde yapılan pek çok eser günümüze kadar ulaşmıştır Kütahya ve çevresi Osmanlı Devletine Devlet Hatun’un çeyizi olarak verilmiş ve bu nedenle şehzadeler Şehri olarak anılmıştır

Kütahya Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Anadolu Beylerbeyliği’ne merkezlik etmiştir Osmanlı dönemi eserleri çok iyi korunmuş haldedir

Kütahya İli özellikle kuzey, batı ve güneyi, ormanlar bakımından çok zengindir Domaniç ve Kütahya Merkez de kızılçam ve karaçam ormanları, İlin iç kesimlerinde mazı meşesi, saçlı meşe ve Lübnan meşesinden oluşan meşe ormanları, Emet ve Tavşanlı da ardıç ve karaçam ormanları, Gediz ve Simav'da kestane, at kestanesi ve kızılçam ormanları yaygındır Kütahya endemik türler açısından da önemli zenginliklere sahiptir

Kütahya, av hayvanları bakımından zengin bir bölgede yer almaktadırİlde Avrupa ve Türkiye'nin en büyük ve nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan toy kuşları koruma altına alınmıştır Murat dağında da Geyik Koruma ve Üretme İstasyonu oluşturulmuştur

Kütahya iklimi, Ege, Marmara ve İç Anadolu iklimleri arasında bir "geçiş iklimi" niteliği taşımaktadır Kütahya, sıcaklık bakımından daha çok İç Anadolu ikliminin, yağış rejimi bakımından ise Marmara ikliminin etkisi altındadır

GEZİLECEK YERLER :

Vadiler

Kütahya İl Merkezine 7 km uzaklıktaki Yeni Bosna Köyü’nden başlayıp Kütahya’ya 54 km uzaklıktaki Ovacık Köyü’ne kadar, İlin doğusu boyunca uzanan alana Frig Vadisi denilmektedir

Bölge; Sabuncupınar, Söğüt, İnli, Sökmen, Fındık ve İncik Mağaralarının bulunduğu kuzey bölümü ile daha güneydeki Ovacık Köyü, İnlice Mahallesi ve çevresinden oluşur

Kütahya’nın doğusunda eski bir yanardağ olan Türkmendağı’nın tüfleriyle örtülü olan Frig Yaylaları MÖ 900-600 yılları arasında Frigler, daha sonra Roma ve Bizanslılar tarafından iskan edilmiştir Volkan tüfünün kolay işlenebilir bir kayaç olması, bölgenin en eski halklarından biri olan Friglerin bunları oyma ve yontma yoluyla çeşitli amaçlarla kullanmalarını sağlamıştır

Friglerin ana tanrıçası Kybele’ye adanmış açık hava tapınakları, sunakları ve kaya mezarları ile savunma barınma amaçlı mağaralar en çok göze çarpan eserler arasındadır Bizans döneminde ise bunlara ilaveten kilise ve şapeller de oyulmuştur Bölge doğal kaya yapısı ve çam ormanlarıyla ilgi çekici bir merkezdir

Kaleler :

Antik çağlardan günümüze kadar yerleşimin olduğu Hisar Tepesindedir Evliya Çelebi’ye göre 70 burca sahip olan Kütahya Kalesi üç bölümden oluşur Bunlar Kale-i Bala, Kale-i Sagir ve dış surlardır Roma, Bizans, Selçuklu, Germiyan ve Osmanlı izleri görülen kalede herhangi bir döneme ait kitabe yoktur Fakat yapılan incelemeler sonucunda 8yy Bizans, 12yy Bizans, 13/14yy Türk dönemlerine ait inşaat özelliklerine rastlanmıştır Kalede bilinen son inşaat Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmıştır (1451-1481) Kale’de iki çeşme, iki mescit vardır

Kütahya Kalesinde, kendi ekseninde 45 dakika da bir tur atan Döner Gazino 1973 yılı yapımıdır Lokanta olarak hizmet veren Döner Gazino’nun altındaki Kır Kahvesi yaz aylarında açıktır

Cami ve Türbeler :

Dönenler Camii:

Anadolu’da kurulan üç Mevlevihane’den biridir Mevlana’nın torunu olan Ergun Çelebi tarafından kurulmuştur

Bu gün cami olarak kullanılan kısım, Mevlevi Semahanesi olarak yapılmıştır Semahaneye daha sonra mihrap ilave edilerek cami haline getirilmiştir (1956) 1237 – 1243 yıllarına tarihlenen ahşap, sekizgen mimari yapılı binaya minare sonradan eklenmiştir

Çinili Camii:
1973 yılı yapımı olan Çinili Cami Orta Asya Türk Mimarisi örnek alınarak inşa edilmiştir Sekizgen, iki katlı ve tek kubbeli olan yapının içi kalem işi süslemelerle, dışı ise mavi Kütahya çinileriyle süslenmiştir Caminin yaptırılmasında ve süslenmesinde ünlü sanatçı Ahmet YAKUPOĞLU’nun çok emeği vardır

Ulu Camii:
Kütahya’nın en güzel ve en büyük camisi olan yapıya Yıldırım Beyazıt zamanında başlanmış, Şehzade Musa Çelebi tarafından 1410 yılında tamamlanmıştır Ortalama 45x25 m2’lik bir alanı kaplayan cami avlusuzdur Caminin 3 kapısı, 64 penceresi, 2 kubbesi, 6 yarım kubbesi ve 5 bölümlü son cemaat yeri vardır Caminin içindeki 4 sütunlu müezzin mahfeli ve mihrabın sağındaki Kabe tasvirli pano görülmeye değerdir

Hayme Ana Türbesi:
Hayme Ana Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin ninesi, Ertuğrul Gazi’nin annesidir Ertuğrul Gazi, Sürmeliçukur’dan Anadolu’ya geldiğinde kendisine Söğüt kışlak, Domaniç yaylak olarak verilmiştir Yılın beş ayını geçirdiği Domaniç’te bir yayla mevsiminde Hayme Ana’yı yitiren Ertuğrul Gazi, annesini her yıl çadır kurduğu Çarşamba’da bir tepeye defnettirmiştir Sultan, II Abdulhamit, l886’da Devlet Ana diye anılan büyük büyük ninesi Hayme Ana’nın kabrini buldurarak üstüne bugünkü türbeyi yaptırmıştır Her yıl Eylül ayının ilk Pazar günü Hayme Ana’yı anma törenleri yapılmaktadır

Bedestenler :

Gedik Ahmet Paşa Vakfı olarak XV yüzyılın ikinci yarısında yaptırılan bedestenler iki tanedir Büyük Bedesten dört kapılıdır Yapının içinde ortada bir şadırvan ve onyedi dükkan vardır Kapı girişi üstünde madalyon içinde hayat ağacı ve aslan motifleri altında 1868 tarihi yazılıdır Diğer kapı üstündeki madalyonda ise denizkızı figürü yer alır Halen sebze bedesteni olarak kullanılmaktadır Küçük Bedesten; iki kapılı olup duvarları tuğla ve saç örgüden yapılmıştır Eskiden ağır elbiselerin ve elmas işlemeciliğinin yapıldığı yapı günümüzde bat pazarı olarak kullanılmaktadır

Tarihi Kütahya Evleri :

Merkez Pirler mahallesinde 18 yüzyıl Kütahya Evlerinin topluca korunduğu Germiyan Sokak, Arnavut kaldırımlı yolu, elektrik ve telefon direkleri ile tellerinin bulunmadığı, Kütahya’daki tarihi kent dokusunun en güzel örneğidir Germiyan Sokak’taki Kütahya Evleri iki veya üç katlı ahşap evlerdir Payandalarla desteklenmiş çıkmaları, çiftli koca kapıları, kafesli pencereleri ile ahşap Anadolu mimarisinin en güzel örneklerini oluşturur 17 ve 18 yüzyıl Kütahya evleri açık sofalıdır Sofalar odalar arası bağlantıyı sağlar Ayrıca sofalarda seki yada köşk adı verilen dinlenme mekanları bulunur Giriş katlarına taşlık denir Evlerin ön kapıları dışında geniş arka bahçelere açılan arka kapıları da vardır Depo, kiler samanlık hatta ahırlar buradadır Birinci katta günlük yaşama ait odalar vardır Bunlar oturma odası, mutfak ve yatak odasıdır İkinci katta ise misafir odaları ve gelin odaları bulunur 19 ve 20 yüzyıl Kütahya Evleri kapalı sofalıdır Önceki dönemlerin aksine, bu dönem evlerinin dışları, saçakları, pervazları ve payandaları süslenirken, iç mekanlar aksine sade tutulmuştur Yine bütün Kütahya Evleri payanda destekli çıkartmalara sahiptir Bu çıkartmalar yola uyum ve iç mekanı düzeltme amaçlı yapılmıştır Kütahya Evlerinin topluca korunduğu Germiyan Sokak’taki tarihi evler, Kütahya Valiliğince satın alınarak “Kütahya Evlerini Yaşatma Projesi” çerçevesinde restore edilmektedir

ADLİYE SARAYI:

(Eski Hükümet Konağı): Yapımına 1905 yılında Fuat Paşa zamanında başlanan ve 1907 yılında tamamlanan Eski Hükümet Konağı, son dönem sivil Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden birisidir Üç katlı yapının, giriş bölümü ile doğu ve batı kanatları hafif çıkıntılıdır Girişi dört yüksek sütun ve ortadaki geniş üç kemerle bağlanmıştır Bina içinde tamamen çini kaplı bir mescit de yer almakta olup, 1998 yılında restore edilerek Adliye Sarayı olarak kullanılmaya başlanmıştır

KÜTAHYA KONAĞI:

Eski tarihi konak, Ticaret ve Sanayi Odası tarafından satın alınmış, yöresel Kütahya yemeklerinin sunulduğu bir restoran haline getirilerek, turizme kazandırılmıştır

Mesire Yerleri :

Çamlıca :
Kütahya'nın batısında, şehir merkezine 5 km uzaklıktaki Çamlıca orman içi dinlenme yeri olarak düzenlenmiştir Çam ağaçları, soğuk suları temiz havası ve insanı rahatlatan manzarası ile geniş bir mesire yeridir

Porsuk Barajı:
Kütahya’nın kuzeydoğusunda şehir merkezine 20 km uzaklıktadır Frig Vadisi’nin de başlangıcında olan baraj, Porsuk Çayının taşkınlarından çevreyi korumak amacıyla yapılmıştır Baraj Gölünde çeşitli su sporlarının (Yelken, kürek, kano vb) yapılabilmesi için, Kütahya Valiliğince bir rıhtım ve yüzer iskele yapılarak bu bölgenin “Su Sporları Merkezi” oluşturma çalışması başlatılmıştır FRİG VADİSİ ise doğal yapısıyla doğa yürüyüşü için ideal bir bölgedir

Domaniç Ormanları:
Kütahya'nın kuzeyindeki Domaniç Ormanları ilçenin çevresinde çok geniş bir alana yayılmış durumdadır Çok zengin bir bitki örtüsüne sahip olan Domaniç Ormanlarında pek çok endemik tür ve anıtsal değerde birçok ağaç bulunmaktadır

Hıdırlık:
Kütahya merkezdeki en önemli mesire yerlerinden birisidir Aynı isimle anılan mescidin de, bulunduğu mesire yerinin altyapısı ve çevre düzenlemesi yapılmıştır Hıdırlık Mescidi’nin restorasyonu ünlü ressam Ahmet YAKUPOĞLU tarafından 1984 yılında yapılmıştır

Gölcük Yaylası:
Kütahya'nın güneybatısındaki Gölcük Yaylası Simav'a 10 km uzaklıktadır Çam ormanları arasındaki yayla her türlü altyapıya sahip olup, 1450 m yükseklikte harika bir piknik yeri olarak hizmet vermektedir

Kuş Gözlem Alanı :

Anadolu'nun en büyük kuşları olan Toy Kuşları dünyada yalnızca Kütahya'daki Kuyucak, Nuhören ve Pusan köyleri arasında kalan alanda üremektedirler Koruma altında olan Toylar her geçen yıl biraz daha çoğalmaktadır

Kaplıcalar :

Ilıca Harlek Kaplıcaları:
Kütahya’nın kuzeyinde yer alan Ilıca Harlek Kaplıcaları Kütahya – Eskişehir karayolunun 23kmsinden 4 km içeridedir Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Ilıca Harlek Kaplıcaları 23031989 tarihinde “Termal Turizm Merkezi” ilân edilmiştir Kaplıca suları 25-43 C derece sıcaklıkta olup oligoaaaalik sular grubuna girer Kalsiyum, magnezyum ve bikarbonat içeren kaplıca suları; romatizma, cilt, sinir ve kadın hastalıklarına, karaciğer yetersizliklerine, böbrek ve safra kesesi iltihaplarına iyi gelmektedir Kaplıca merkezinde 10 apart, 57 oda ve 168 yatak kapasiteli Harlek Otel, Belediye Belgeli diğer otel ve moteller, 3 hamam, 2 kapalı 4 açık havuz, spor tesisleri ve konferans salonu bulunmaktadır Kaplıcalara şehir merkezinden kalkan halk otobüsleri ve minübüslerle gidilebilmektedir

Yoncalı Kaplıcaları:
Kütahya’nın batısında yer alan Yoncalı kaplıcaları merkeze 16 km uzaklıktadır Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Yoncalı Kaplıcaları 17091993 tarihinde “Termal Turizm Merkezi” ilan edilmiştir Kaplıca suları 42 C derece sıcaklıkta olup bikarbonatlı sular grubuna girer Kalsiyum, magnezyum ve kükürt içeren kaplıca suları kireçlenme ve eklem romatizmaları, iltihabi eklem hastalıkları, yumuşak doku romatizmaları, nörolojik hastalıklar, travmatik ve sportif rahatsızlıkların tedavisine iyi gelmektedir

Yoncalı Termal Turizm Merkezi’nde SSK’ya ait 200 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi bulunmaktadır Kaplıca Merkezinde 73 oda ve 180 yatak kapasiteli 4 Yıldızlı Yoncalı TÜTAV Termal Otel ve kür merkezi ile 4’er kişilik 37, 2’şer kişilik 20 apart, Belediye Belgeli Otel ve Moteller, 4 hamam, 3 kapalı, 2 açık havuz bulunmaktadır Yoncalı Kaplıcalarına, şehir merkezinden kalkan minübüslerle gidilebilmektedir

Emet Yeşil Ve Kaynarca Kaplıcaları:
Kütahya’nın batısında bulunan kaplıcalar Emet ilçe merkezindedir Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Yeşil ve Kaynarca Kaplıcaları 17091993 tarihinde “Termal Turizm Merkezi” ilân edilmiştir Kaplıca suları 43-56 C derece olup, hipotonik sular grubuna girer Sülfat, bikarbonat, kalsiyum ve magnezyum içeren kaplıca suları mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, böbrek taşları, kadın hastalıkları ve ağrılı hastalıklara iyi gelmektedir

Kaplıca merkezinde Belediye Belgeli 4’er kişilik 36 apart, 3 hamam, 3 kapalı havuz, 1 açık havuz, Osmanlı Hamamı, sauna, özel banyolar, spor tesisleri, botanik parkı ve bir karavan parkı (kamping) bulunmaktadır

Gediz Ilıcasu Kaplıcaları:
Kütahya’nın güneyinde Gediz’e 18 km uzaklıktadır Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Ilıcasu Kaplıcaları 18031897 tarihinde “Termal Turizm Merkezi” ilan edilmiştir Kaplıca suları 65-98 C derece sıcaklıkta olup hipotonik sular grubuna girer Sülfat, bikarbonat, sodyum ve magnezyum içeren kaplıca suları; romatizmal hastalıklar, mide bağırsak hastalıkları ile karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına iyi gelmektedir Kaplıca merkezinde Belediye belgeli 4’er kişilik 40 apart, 3’er kişilik 52 apart, 22 ahşap baraka, 10 betonarme baraka, 1 buhar banyosu, 1 çamur banyosu, 2 hamam ve 2 havuz bulunmaktadır

Gediz Muratdağı Kaplıcaları:
Kütahya’nın güneyinde Gediz’e 30 kmuzaklıktadır Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Muratdağı Kaplıcaları 18031987 tarihinde“Termal Turizm Merkezi” ilan edilmiştir Kaplıca suları 29-50 C derece sıcaklıkta olup, meteorik vadoz sular grubuna girer Sülfat, kalsiyum, magnezyum ve bromür içeren kaplıcasuları romatizmal hastalıklar, deri, kalp, böbrek ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir Kaplıca merkezinde Belediye belgeli 18 bungalov, 13 apart, 80 ahşap baraka, 2 hamam, 2 havuz, Orman İşletme Müdürlüğüne ait 15 yataklı misafirhane ve konferans salonu ile 200 yataklı Kızılay Kampı hizmet vermektedir

Simav Eynal Kaplıcaları:
Kütahya’nın güney batısında Simav’a 4 km uzaklıktadır Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Eynal Kaplıcaları 23031989 tarihinde “Termal Turizm Merkezi” ilan edilmiştir Kaplıca suları 70-90 C derecedir Kalsiyum, sodyum, bikarbonat ve sülfat içeren kaplıca suları romatizma, nevralji, cilt ve deri hastalıkları ile böbrek taşlarının dökülmesine, siyatik, kireçlenme, kadın hastalıkları ve sedef hastalığına iyi gelmektedir Kaplıca merkezinde, Belediye belgeli biri 37, diğeri 30 odalı iki otel, 440 yataklı 125 apart, özel banyolar, 2 hamam 1 kapalı havuz ve 1 aqua park bulunmaktadır Kaplıca Merkezinde seracılık gelişmiş olup ilçe merkezi Jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır

Hisarcık Esire Kaplıcaları:
Kütahya’nın batısında Hisarcık’a 10 km uzaklıktadır 51 C derece sıcaklıktaki kaplıca suları içme uygulamaları ile mide, bağırsak sistemi, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına iyi gelmektedir

Tavşanlı Göbel Kaplıcaları:
Kütahya’nın batısında Tavşanlı’ya 7 km uzaklıktadır Altyapısı ve çevre düzenlemesi yapılmıştır Kaplıca sularının sıcaklığı 32 C derece olup romatizma, siyatik, cilt hastalıkları ve yaraların tedavisine iyi gelmektedir Kaplıca merkezinde moteller ve 2 hamam bulunmakta olup, yöre havasında oksijen oranı yüksek olduğundan astımlı hastalar kış aylarında dahi motellerde konaklamaktadırlar

Simav Çitgöl Kaplıcaları:
Simav’a 5 km uzaklıkta olan kaplıca suyunun sıcaklığı 162 C olup, cinsel rahatsızlıklar, cilt, deri hastalıkları, kırık ve çıkık, nevralji, nevrit, mide ülseri, böbrek taşlarının dökülmesi, egzama, bel fıtığı, ruhen ve bedenen görülen yorgunluklar, her cins romatizma, siyatik, kadın hastalıkları, ameliyat sonrası rehabilitasyon, ortopedik kireçlenme rahatsızlıklarına iyi gelmektedir Kaplıca merkezinde Belediyeye ait 60 daireli moteller ve spor kompleksi vardır

Emet Dereli Kaplıcaları:
Dereli Kaplıcaları Emet-Tavşanlı yolu üzerinde olup, Günlüce Beldesine 20 km uzaklıktadır Kaplıca suları 38-40 C olup, romatizma nevrit, nevralji, kadın hastalıkları ve kırık çıkık sekellerine banyo yolu ile iyi gelmektedir Kaplıca merkezinde 3 adet havuzlu hamam, özel banyolar ve moteller mevcuttur

Kütahya’da başka termal kaynaklar da mevcuttur Bunlar; Emet’te Samrık Ilıcası, Hisarcık’ta Sefaköy Kaplıcaları, Yukarı Yoncaağaç Mürdesenk Suyu ve Simav’da Naşa Kaplıcalarıdır

Yaylalar :

Gölcük Yaylası:
Kütahya'nın güneybatısındaki Gölcük Yaylası, Simav’a 10 km uzaklıktadır Çam ormanları arasındaki yayla her türlü altyapıya sahip olup, 1450 m yükseklikte harika bir piknik yeri olarak hizmet vermektedir

Muratdağı:
Kütahya'nın güneyindeki Muratdağı, Gediz'e 30 km uzaklıktadır 23l2 m yükseklikteki Muratdağı Kütahya'nın olduğu gibi İç Ege'nin de en yüksek dağıdır Murat Dağı temiz havası, soğuk suları, zengin kuş çaşitliliği ve özellikle zengin termal kaynaklarıyla alternatif turizm olanakları sunar

Mağaralar :

Frig Vadisi Mağaraları :
Yeri: Kütahya
Mağaralar Kütahya'ya 55 km uzaklıkta, Kütahya, Afyon ve Eskişehir il sınırlarının kesiştiği yerdeki son Kütahya köyü olan Ovacık Köyü'nün İnlice Mahallesinde yer almaktadır

Özellikleri: Çok geniş bir alanı kaplayan Frig vadisinde kayalara elle oyulmuş, kaya mezarlar ve sığınma, barınma amaçlı yüzlerce mağara bulunmaktadır Birinci bölüm kayaların içinde iki kilise bulunmuştur Tekli Kilise ve Çiftli Kilise ismi verilen bu kiliselerin duvarlarında freskler vardır Ayrıca kök boya ile yazılmış yazılar bulunmaktadır Meander motifleri ve haç işaretleri de görülmektedir Bu vadi MÖ 500-600 yıllarında Frigler tarafından, daha sonra da Bizanslılar tarafından kullanılmıştır

İki bölümde incelenen Deliktaş Kalesi de Frigler ve Bizanslılar tarafından kullanılmıştır Sığınma ve savunma amacıyla kayalar oyularak gerçekleştirilmiştir Burada büyük bir kilise bulunmaktadır Gizli geçit ve dehlizlerle birbirine bağlanan birçok oda bulunmaktadır Üst kısmının ise kale surları şeklinde oyulduğu görülmektedir Üçüncü bölüm ise Penteser kalesi denilen bir başka doğal kaledir Burası da yine savunma amaçlı oyularak gerçekleştirilmiş bir kale olup burada da çeşitli mezarlar ve mağaralar bulunmaktadır Ayrıca çam ormanlarıyla kaplı bu vadide kayaların doğal yapısı da Ürgüp'ü aratmayacak güzelliktedir

NE ALINIR :

Çinileri ve porselenleri dünyaca ünlü Kütahya'da el sanatları da hala üretimini sürdürmektedir Tabakçılık, urgancılık, hasırcılık, ağdacılık, yemenicilik, semercilik, nalbantlık,saraçlık gibi yok olmak üzere olan el sanatlarının son temsilcileri Simav ilçesinde bulunmaktadır Çini ve porselen eşyaların yanısıra, dokuma ve el işlemeleri hediyelik olarak satın alınabilir

ÇİNİCİLİK:
Kütahya'nın simgesi ve onu bütün dünyaya tanıtan "Çinilik" Kütahya’da en önemli sanat kolu olmanın yanısıra, önemli bir geçim kolu olma özelliği de taşır Kütahya’da Friglerle başlayan seramik yapımı Bizans dönemi sonuna kadar sürekli gelişme göstermiştir Kütahya, 100 yılı aşkın bir süre Selçuklularla Bizanslılar arasında tampon bölge olarak kalmıştır Bu dönem çiniciliğinde Bizans ve Selçuklu kültürünün özellikleri birlikte kullanılmıştır Daha sonra Beylikler dönemine giren Kütahya’da Osmanlı etkisi görülmeye başlamıştır 1314 tarihli Vacidiye Medresesi’ndeki Abdülvacit Efendi’nin sandukasında, 1428 tarihli Yakup Bey Türbesi’nde ilk Osmanlı dönemi renkli sırlı çini tuğlalar kullanıldığı görülmektedir

15 yy Osmanlı seramik ve çini sanatı, mavi beyaz grubu çinileri ile dikkat çeker Bu orijinal mavi beyazlar Hisarbey Cami (1487) ile Kükürt Köyü Camiinde (l697) görülmüştür 15 yy mavi beyaz çinileri Kütahya’daki bazı yapıların yanı sıra İstanbul ve Kudüs mimari eserlerinde de kullanılmıştır 16 yy’da Kütahya çini ve seramik sanatı faaliyetlerinin yavaşladığı görülmekle beraber, İstanbul ve diğer önemli merkezlerde yapılan mimari eserlerde, Kütahya çinilerinin kullanıldığı görülür

Günümüzde ihraç malları arasına giren, desen ve renk zenginliği kazanan Kütahya Çiniciliği olumlu bir yoldadır İrili, ufaklı 500’e yakın atölyede yapılan çiniler yurt içi ve yurt dışındaki pek çok eseri süslemektedir

PORSELEN:
Kütahya’daki ilk porselen fabrikası 1974 yılında faaliyete başlamıştır Yüzyıllardır çinilerde sergilenen maharetler porselenlerde de yaşamaya başlamıştır Günümüzde Türkiye’nin her yerine gönderilen porselenler pek çok ülaaae de ihraç edilmektedir

DOKUMACILIK:
Halıcılık, köy ve kasaba evlerinde el aaagahlarında günümüzde de önemli bir gelir kaynağı olarak sürdürülmektedir Saray halıları adıyla anılan ve Osmanlıların en parlak döneminde üretilen Simav halıları, daha çok yaprak ve çiçek motifleriyle bezenmiştir Yün ve pamuktan halıların yüzeyi ve bordürü kıvrık damarlı yapraklar, rozet ve nar çiçekleri, sümbül, karanfil gibi motiflerle bezelidir Simav halıları kökboya (alizarin) ile renklendirildiği için “kökboya halı” diye de anılır

Geçmişte el aaagahlarında yöreye özgü kumaşlar dokunmaktaydı Günümüzde daha çok Gediz ve Şaphane’de sürdürülen el dokumacılığında yalnızca bez üretilmektedir Yine yöremize özgü Yörük halıları, Aslanapa’nın Bayramşah köyünde dokunmaktadır

EL İŞLEMELERİ:
Eskiden beri sürdürülen el işlemeciliği, yöre kadınlarının becerilerini, beğenilerini yansıtır Günümüzde Kütahya Müzesinde sergilenen peşkirler, uçkurlar, dane (yemeni) çevreleri, para, tütün ve saat keseleri bunların özgün örnekleridir Peşkirlerin boyaları, iplikleri yerlidir Keseler, pembe başta olmak üzere sarı, yeşil, al ve ak işlemlidir Yer yer krem, bej ve gri kullanılmıştır Çevre, arabiye, kaftan, kavuk vb eşyada altın ve gümüş ipliklerle çeşitli motifler işlenmiştir

Kütahya’da oyacılık, “iğne oyacılığı” biçiminde genellikle danenin çevresini süsleyen bir sanat olarak gelişmiştir Kütahya oyaları biçimlerine göre beşe ayrılır Bunlar gül, menekşe, zambak, papatya, karanfil, haşhaş gibi çiçeklere benzeyen oyalar, ıtır, şeftali, söğüt, karanfil yapraklarına benzeyen yaprak motifli oyalar, Gönül Dolabı, Mecnun Yuvası, Yar Yare Küstü gibi soyut adlı oyalar, Süreyya, Diba gibi özel yaşamları bilinenlere yakıştırılan oyalar ve Kaynana Oyası, Elti Küstü, Ana Güldüren, Malak Sattıran gibi övgü, yergi niteliği taşıyan oyalardır

Ne Yenir ? Yörenin ünlü yemekleri arasında çorbalardan Sıkıcık Çorbası, Oğmaç Çorbası ve Tutmaç Çorbası; sebze yemeklerinden Ilıbada Dolması, Kabak Kabuğu Kavurması ve Soğan Dolması; Hamur İşleri’nden Cimcik, Tosunum, Gökçimen Hamursuzu; Et Yemekleri’nden Küpeti, Göveç ve Tirit; Tatlılar’dan Güllaç, Cendere ve Ev Baklavası sayılabilir

Yapmadan Ayrılma : Aizanoi Antik kentini gezmeden,

Çiniler diyarından bir çini edinmeden,

İlk Çini Müzelerini ziyaret etmeden,

Gediz Göveci yemeden,

Termallerde şifa bulmadan ayrılmayın

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.