Lanetli Yüzüğün Kanlı Öyküsü |
08-13-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Lanetli Yüzüğün Kanlı ÖyküsüBu yüzüğü para vererek kim aldı ise hayatı mutlaka kurşunla noktalanmış, evi-barkı da elinden gitmişti İnanıp inanmamakta tabii ki serbestsiniz ama ben, Banker Kastelli’nin intiharını işittiğim anda, zümrüt bir yüzüğü hatırladım Macerası Bağdat’ta başlayan, İstanbul’a uzanan ve artık “lânetli” sıfatını tam mânâsıyla haketmiş olan bir yüzüğü… Bu yüzüğü para vererek kim aldı ise hayatı mutlaka kurşunla noktalanmış, üstüne üstlük evi-barkı da elinden gitmişti İşte, sözünü ettiğim yüzüğün tuhaf hikâyesi: Irak’ın son kralı Faysal, 1957’de Osmanlılar’ın son hükümdarı Sultan Vahideddin ile son Halife Abdülmecid Efendi’nin küçük torunu olan Mısır Prensesi Fazile ile nişanlandı Nişan sadece Türk ve Irak gazetelerine değil, dünya basınına da konu oldu Zira uçsuz bucaksız petrol sahalarının sahibi olan genç kral dünya güzeli bir prensesle evlenmek üzereydi ve bu, magazin basını için az bulunan bir haberdi Kral Faysal, Prenses Fazile’ye gören hemen her hanımı hasedinden çatlatacak bir hediye verdi: 18 karat civarında bir zümrüt yüzük Ama nişan evlilikle noktalanamadı, zira 1958’in 14 Temmuz’unda, Bağdat askeri bir darbeye sahne oldu Kral Naibi Prens Abdülillâh, Başbakan Nuri Said Paşa ve kraliyet ailesinin neredeyse tamamı yataklarında linç edildi, sarayı basılan genç kral da makineli tüfeklerle tarandı Ama ölmedi, ağır yaralandı, hastahaneye kaldırıldı fakat doktorlar darbecilerden korkup hiçbir müdahalede bulunmadılar ve Faysal hastahanenin bir koridorunda, yerlerde inleyerek can verdi Sonra, onun ve kraliyet ailesinin diğer mensuplarının cesedlerinin köpeklere yedirildiği söylendi, kraliyet sarayı da yağma edilip yakıldı Nişanlısı böyle kanlı bir şekilde katledilen Prenses Fazile, hayatını birkaç sene sonra eski başbakanlardan Suad Hayri Ürgüplü’nün oğlu Hayri Ürgüplü ile birleştirdi ve kendisinde kalan zümrüt yüzüğü de elden çıkardı Yüzüğün yeni sahibi, Türkiye’nin bilinen ilk vergi rekortmeni olan Şevket Manioğlu idi Artık tesadüf mü, yoksa lânet mi olduğu sizlere kalmış: Şevket Manioğlu, birkaç sene sonra bir kömür madeni anlaşmazlığı yüzünden vurularak öldürüldü Cinayetin ardından, ailesi Yeniköy’deki yalısını çok bilindik bir isme sattı: Eski başbakan Tansu Çiller’e… Manioğulları, daha sonra kendilerinde bulunan yüzüğü de elden çıkarttılar… Yüzüğün bilinen son sahibinin kim olduğunu herhalde tahmin etmişsinizdir: Cevher Özden, nâm-ı diğer Banker Kastelli… Ama, yüzüğe sahip olanın hem malından, hem de canından olması, üstelik hayatının kurşunla noktalanması kuralı hiç değişmedi: Banker Kastelli, iflâsından sonra yüzüğü aldığı sırada oturduğu ve daha önce bir zamanların ünlü armatörü Ali İpar’a ait olan köşkü de kaybetti… Sonrası, mâlum: Kastelli, hayatına geçen hafta kendi eliyle ve tek kurşunla son verdi Şimdi beni düşündüren daha önemli bir husus var: Kastelli’nin de bundan birkaç sene önce yüzüğü sattığı biliniyor ama zümrütün şu andaki son sahibinin kim olduğu meçhul… 18 karatlık yüzüğün Bağdat’ta başlayan, felâketlerle ve kurşunlarla İstanbul’da devam eden öyküsü, kısaca işte böyle… Yazdıklarım sakın yanlış anlaşılmasın, yüzüğün şu andaki son sahibini de böyle bir âkıbetin beklediğini söylemek falan istemiyorum, sadece tuhaf rastlantıları bir hatırlatayım dedim |
|