Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentAnkara, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara Türkiye'nin en kalabalık ikinci, dünyanın ise en kalabalık kırk beşinci kentidir Topraklarının büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya bölümünde yer alır Türkiye'nin coğrafi merkezine yakın olduğu için, hem konum hem de işlev itibariyle Türkiye'nin kalbi benzetmesi yapılır Ankara, kedisi, keçisi ve bu keçinin yünü, tavşanı, armudu, balı, çiğdemi ve Kalecik Karası denilen misket üzümü ile ünlüdür Ortalama 890 m rakıma sahiptir Tarihi Bilinen tarihi en az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş Çağı'na ulaşan Ankara, Hattileri, Hititleri, Frigleri, Lidyalıları, Ahamenişleri (Persler), Makedonyalıları, Galatları (Keltler), Romalıları, Selçukluları ve Osmanlıları ağırlamış, Batı ve Doğu medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır Geçmişte, Galatlar'ın bir boyu olan Tektosaglara ve sonrasında Friglere başkentlik eden kent, 1923'ten beridir de Türkiye Cumhuriyeti'ne başkentlik etmektedir Köken Bilimi Frigya dili ve Yunancada Ἄγκυρα ("Anküra" okunur), gemi çapası demektir Bazı efsanelere göre Ankara, Frig Kralı Midas’ın bir gemi çapası bulduğu yerdir Büyük İskender'in Doğu Seferi sırasında Anküra’ya MÖ 333'de geldiği kayıtlara geçmiştir 2 yüzyıla ait ve Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen bazı paralarda gemi çapası figürü bulunmaktadır Frigler, Galatlar ve Romalılar tarafından gemi çapası anlamına gelen Ἄγκυρα (Anküra) olan şehrin adı, Latin harfleri ile Batılı kaynaklarda Ankyra ve Ancyra olarak yazılmıştır Yunanca 'Anküra' olarak telaffuz edilen kentin adı, Türklerin Anadolu'ya gelmesinden sonra Ankara, Engürü ve Engüriye olarak değişime uğradı, Batı dillerine de Angora olarak geçti 16 yüzyıla ait çeşitli resmî Osmanlı evraklarında Ankara (انقره) adı geçmektedir Türkiye Cumhuriyeti devleti, 28 Mart 1930'da yabancı ülkelerden Türk şehirleri için Türkçe adların kullanılmasını resmen talep etti Bu tarihten sonra posta idaresi Angora olarak adreslenmiş mektupları Ankara'ya ulaştırmadı Böylece zamanla Ankara adı evrenselleşti Ankara, Sakarya Nehri'ni besleyen Ankara Çayı’nın geçtiği ovanın doğu kenarında kurulmuştur Çubuk Ovası, kenti çevreleyen verimli bir tarım alanıdır Sonradan Ankara Kalesi'nin kurulduğu tepenin ve eteklerinin sarp yamaçlı olması, tarihte bölgeyi düşman saldırılarına karşı korunaklı kılmaktaydı Bentderesi’nin dar vadisi, Ankara Kalesi’nin bulunduğu volkanik tepeyi, yaylanın ovaya hakim dik kenarından ayırdığından, askeri öneme haizdi Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, kentin bilinen tarihi Eski Taş Çağına (yak MÖ 2 milyon - MÖ 10 bin) kadar uzanmaktadır Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe'de rastlanmıştır Gavurkale tepesindeki insan figürleri Hattiler ve Hititler Hitit Uygarlığı'nın simgesi sayılan ve Ankara'nın da amblemi olan Hitit Güneş Kursu Ankara'nın bilinen ilk sakinleri, MÖ 2500-1700 yılları arasında tüm Anadolu yarımadasında bir medeniyet kurmuş olan Hattilerdir Şehir devletlerinden oluşan ve haklarında fazla bir bilgiye sahip olunmayan Hattiler zamanla Hititlerin hakimiyetine girmiş ve Hitit bünyesinde erimişlerdir Ancak Hatti dili, dini ve sanatı Hitit medeniyetini büyük oranda etkilemiş, Anadolu'nun adı da yaklaşık 17 asır boyunca Hatti ülkesi olarak kalmıştır Hint-Avrupalı bir kavim olan Hititler (MÖ 1660-1190), Anadolu’ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir Hititlerin Anadolu’ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemektedir Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları, Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale ve Kültepe höyükleridir MÖ 2 bin yılın sonlarına doğru Hititlerin siyasal olarak çöktüğü ve yerini Friglere bıraktığı görülmektedir Frigler ve Lidyalılar MÖ 2 bin yılın sonlarında bölgede, hızla büyüyen bir Frigya kasabası vardı Frig Krallığı'nın başkenti olan Gordion kentinin kalıntıları Polatlı'nın 29 km kuzeybatısında bulunmaktadır Bugün Yassıhöyük denen bölgede bulunan Gordion, en parlak dönemini Frigya Kralı Midas zamanında (MÖ 725-675) yaşamıştır Ankara'da, Frigler dönemine ait kalıntılar arasında bulunan Yumurtatepe Tümülüsü'nün bulunduğu yerin, kurulduğu dönemlerde çok önemli bir yerleşim olmasa da stratejik bir noktada olduğu düşünülmektedir Frigler, MÖ 700'lü yıllarda Kafkaslardan gelen Kimmerler tarafından ortadan kaldırıldı Yumurtatepe Tümülüsü Tunç Çağı'nın sonlarında Frigler ile birlikte Anadolu'ya gelen ve Batı Anadolu'da varlıklarını sürdüren Lidyalılar, Friglerin ortadan kalkmasını fırsat bilerek Ankara'yı da kapsayan Kızılırmak yöresini ele geçirdiler MÖ 7 yüzyılda Anadolu'ya hakim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler Lidyalıların madeni parayı icat ettikleri kabul edilir Lidyalılar döneminde Anadolu'da pazar ekonomisi gelişmiş, tahıl üretimi, hayvancılık, zeytinyağı ve şarap üretimi ilerlemiştir Orta Anadolu'nun ana ulaşım yolu üzerinde bulunan Ankara kenti de bu gelişmelerden istifade etmiştir Medlerle ve Perslerle savaşan Lidyalılar, komşuları Ahameniş Pers Hükümdarı Kiros ile MÖ 547'de Kızılırmak kavisi içinde yaptıkları savaşı kaybederek tarih sahnesinden silinmişlerdir Ahameniş Persler ve Büyük İskender Persler, MÖ 545’den itibaren Anadolu’ya egemen olarak, Anadolu’daki Helen MÖ 5 yüzyılda Herodot, Pers İmparatorluğu'nun ordu, ticaret ve posta hattı olarak kullanılan Kral Yolu'nun Ankara'dan geçtiğini yazar Kral Yolu Efes'te başlıyor, Sardes şehrinden Lidya'yı, sonra Gordion, Ankyra ve Kızılırmak'tan geçerek, Kapadokya üzerinden Kilikya'ya, oradan Fırat ve Dicle nehirlerini geçip Asur'dan Susa kentine ulaşıyordu Kent, bu dönemde önemli bir ticaret ve konaklama merkeziydi kültürüne son verdiler Ankara, MÖ 334'de Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Ahameniş Pers İmparatorluğu'ndan alındı Büyük İskender, MÖ 334-333 kışını, ünlü Gordion Düğümü'nü kestiği Gordion'da, ilkbaharı da Ankara'da Persleri bekleyerek geçirdi Ankara Anadolu'daki kavşak noktalarından biri olduğu için, buraya yürüyen Makedon birlikleri civardaki birçok kenti de ele geçirdiler İskender'in MÖ 323'te ölmesi üzerine kent, önce Antigonos’un eline, Antigonos’un ölümünden sonra da Lysimakhos’un eline geçti Lysimakhos'un Lidya'da Kurupedion Savaşı’nda yenilmesinden sonra ise Selevkosların eline geçti Bu dönemde Helen Uygarlığı yeniden Anadolu'da yayıldı Galatlar Hint-Avrupalı bir Kelt kavmi olan savaşçı Galatlar, Orta ve Batı Avrupa'nın Ren-Tuna havzasındaki yurtlarını terkederek MÖ 278-189 yılları arasında üç kabile olarak Anadolu'ya göçtüler Yerleştikleri Frigya ve Kapadokya topraklarına Galatya dendi Galatya günümüzdeki Ankara ve Kırıkkale illerinin tamamını kapsıyordu Ankara, Galatların Tektosaglar boyuna MÖ 3 yüzyılda başkentlik etmiştir Strabon, ünlü eseri Geographika’da, Ankara Kalesi'nin Tektosaglar Daha sonra bölgede siyasal birliği kuran Roma İmparatoru Caesar Divi Filius Augustus, MÖ 25 yılında Ankara'yı ele geçirmiştir tarafından inşa edildiğini söyler Augustus Tapınağı Roma İmparatorluğu Ankara, Roma İmparatorluğu'nun Galatia Prima eyaletinin başkentiydi 2 yüzyılda, İmparator Hadrianus döneminde kent metropol oldu MS 3 yüzyıl ortalarında Roma İmparatorluğu'nda ortaya çıkan sosyal ve ekonomik çöküntüye paralel olarak kent, o günlere kadar koruduğu açık kent niteliğini yitirdi, İmparator Caracalla döneminde çevresi surlarla çevrildi Roma İmparatorluğu'nun başkenti Bizantion'a (İstanbul) taşınınca, Ankara'dan geçen ve başkenti doğuya bağlayan yolların önemi daha da arttı 4 yüzyılda Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte Ankara önemli bir dinî merkez oldu MS 395 yılında yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Ankara Doğu RomaMS 10 yüzyıla kadar Ankara diğer Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kaldı kentleri gibi para ekonomisinin geliştiği, örgütlü bir ekonomik yapısı olan önemli bir merkez özelliği kazandı Bu dönemde kent planının temel öğeleri, kenti düşman saldırılarına karşı koruyan kalın surlar, pazar yeri işlevini gören agora ve kilisedir Roma Hamamı Kalıntıları Ankara'da Doğu Roma hakimiyeti zaman zaman kesintilere uğradı MS 654 yılında Müslüman Araplar kısa süreliğine kentin kontrolünü ele geçirdiler 833 ve 842 yıllarında Abbasi Halifesi Mutasım ve Türk komutanı Afşin Ankara'yı kısa süreliğine ele geçirdi 871 yılında Pavlikian mezhebinden Hristiyanlar şehrin kontrolünü yaklaşık bir yıllığına ele geçirdiler Bu kesintilerden sonra her seferinde Bizanslılar şehri geri alarak otoriteyi temin ettiler Osmanlı İmparatorluğu Ankara'nın 18 yüzyıldan kalma bir resmi Bu anonim eser Hollanda'daki Rijksmuseum'dadır Ankara'nın Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun eline geçmesi, Malazgirt Savaşı'ndan sonra 1073 yılına rastlar 12 ve 13 yüzyıllarda Selçuklu Sultanlarının da çabasıyla transit ticarette gelişme gösteren Ankara, önce Ahiler'e, ardından 1304'te göreli özerklik verilerek Osmanlı İmparatorluğu'na bağlandı I Murat zamanında kesin olarak Osmanlı topraklarına bağlanan kentte, 1402 yılında Büyük Timur İmparatorluğu İmparatoru Timur ile Osmanlı İmparatorluğu Padişahı Yıldırım Bayezid arasında Ankara Savaşı yapıldı Yıldırım Bayezid'in savaşı kaybetmesi ve Timur'a esir düşmesi sonucu Osmanlı Devleti, Fetret Devri denen bunalım ve iktidar boşluğu dönemine girdi Ankara Savaşı'nda kent ve çevresi büyük ölçüde harap olmuş, Anadolu birliğini yeniden kuran II Murat zamanında kent, yeniden onarılmıştır 1841 yılında Anadolu Eyaleti kaldırılıp yerine vilayetler kurulunca kent bir vilayet oldu Ankara, Çorum, Yozgat, Kayzeri ve Kırşehir sancakları bu vilayete bağlandı Ankara Vilayeti, varlığını 1922 yılında kadar sürdürdü Kurtuluş Savaşı ve Başkent Oluşu Mustafa Kemal Atatürk, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandıktan sonra, PadişahVI Mehmet tarafından 30 Nisan 1919'da 9 Ordu Müfettişliğine atandı 19 Mayıs 1919'da Refet Bey (Bele), Kâzım Bey (Dirik), 'Ayıcı' Mehmet Arif Bey ve Hüsrev Bey (Gerede) ile birlikte Samsun'a çıktı Burada Havza ve Amasya Genelgesi'ni yayınlayan ve Sivas ile Erzurum Kongresi'ni düzenleyen Mustafa Kemal, bu protokoller üzerine Meclis-i Mebusan açılmıştır Mustafa Kemal, meclis çalışmalarını daha yakından izleyebilmek için 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelmiştir Ankara'ya gelmesinin nedenleri arasında buranın demiryolu ağına sahip olması, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmemiş olması, merkezi bir konumda bulunması ve Batı Cephesi'ne yakınlık gibi nedenler de etkili olmuştur Meclis, 28 Ocak 1920'de oybirliği ile Misakımillî'yi kabul etmiştir Bunun üzerine İstanbul işgal edilmiş ve meclis kapatılmıştır Mustafa Kemal, 19 Mart 1920'de illere ve kolordu komutanlıklarına bir genelge göndermiş ve Ankara'da olağanüstü bir meclisin açılacağını duyurmuştur Seçimlerin ardından 23 Nisan 1920'de TBMM açılmış ve hükümet kurulmuştur Türk Kurtuluş Savaşı bu meclisten yönetilmiş, savaşın kazanılmasının ardından Lozan Antlaşması imzalanmış ve I TBMM seçim kararı almış ve yerini II TBMM'ye bırakmıştır İnkılap Meclisi olarak da anılan bu meclis 13 Ekim 1923'te Ankara'yı başkent ilan etmiştir Bond-Victory |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentCoğrafya Ankara, doğuda Kırıkkale ili'ne bağlı Balışeyh ve Yahşihan, kuzeydoğuda Ankara ili'ne bağlı Kalecik, kuzeyde Çankırı ili'ne bağlı Şabanözü, ve Ankara ili'ne bağlı Kızılcahamam, kuzeybatı ve batıda Ankara ili'ne bağlı Güdül ve Beypazarı, güneyde Ankara ili'ne bağlı Polatlı ve Haymana, güneydoğuda ise Ankara ili'ne bağlı Bala ile komşudur Sakarya Nehri'nin kollarından Ankara Çayı, kentin merkezinden geçmektedir Bu çayın üzerinde, Anadolu Selçuklu Sultanı I Alaeddin Keykubad zamanında yaptırılan Akköprü bulunmaktadır İklim Genel olarak Karasal İklimin hüküm sürdüğü Ankara'da, kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak ve kuraktır Yağışlar en çok ilkbahar mevsimindedir Karın yerde kalma süresi ortalama 62 gündür Gece ile gündüz, yaz ile kış mevsimi arasında önemli sıcaklık farkları bulunur En sıcak aylar Temmuz (ortalama 23,4 °C) ve Ağustos (ortalama 23,9 °C), en soğuk aylar ise Ocak (ortalama 0,6 °C) ve Şubat (ortalama 1 °C) olarak belirlenmiştir Nüfus Ankara, başkent olmadan önce birkaç bin kişilik bir nüfusa sahipti; ancak başkent olduktan sonra önce İstanbul ve İzmir'den sonra en kalabalık üçüncü kent oldu, ardından İzmir'i geçerek İstanbul'dan sonra Türkiye'nin en kalabalık kenti oldu Ankara bugün dünyanın en kalabalık 45 kentidir Kent nüfusu bugün dört milyon civarında olmakla birlikte her geçen gün büyümektedir Kent, ülkenin en çok göç alan kentlerindendir Kent nüfusunun %88'i kentlerde, geriye kalan %12'si köylerde yaşar Ayrıca 11608868 kişilik İç Anadolu nüfusunun yaklaşık üçte biri Ankara'da yaşar İl nüfusunun %80'i merkezde yaşar Ankara'da yaşayan nüfusun bir buçuk milyondan fazlası nüfusa Ankara adına kayıtlı iken geri kalan nüfus diğer illerden göçenler ve yabancılardan oluşmaktadır Diğer illerden gelen nüfus içinde en büyük oran Çorum'a aittir Çorum'u sırası ile Yozgat, Çankırı, Kırşehir, Kırıkkale Sivas izler İç Anadolu Bölgesi'nden olmayanlar içinde en yoğun nüfus ise Erzurum'a aittir Bu ili Bolu ve Kars izler Ankara'da en az nüfusa sahip iller ise, Hakkâri, Yalova, Kırklareli'dir Ekonomi Ankara nüfusunun dörtte üçü hizmet sektöründe çalışmaktadır ve bu sektör ilin gayrisafi hasılasında en büyük paya sahiptir Bu sektörün bu kadar gelişmesinin nedeni, göçle gelen nüfusa isthidam sağlayacak kadar büyük sanayinin bulunmamasıdır Ankara il genelinde toprakların %60'ı tarım alanı olarak kullanılmaktadır ve bu oran Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir Kent, Türkiye gayrisafi millî hasıla'sının %9'una sahiptir Ülkenin toplam vergi gelirlerinin %12'si, bütçe gelirlerinin %123'ü kentten toplanır; buna karşılık ilin ülke bütçesinden aldığı pay %64'tür 2006 yılında Ankara'nın bütçe gelirlerine 16,5 milyar TL, bütçe gelirlerine katkısı 21,1 milyar TL olup, bütçeden aldığı pay 11,3 milyar TL'dir 2006 yılında toplam 1355000 kişinin istihdam edildiği Ankara'daki işsiz sayısı, 185 bin kişidir ki bu oran olarak %12,1'e denk gelmektedir Pricewaterhouse Coopers’ın “Dünyada En Büyük Şehir Ekonomileri Hangileri ve Bu 2020 Yılında Nasıl Değişecek” raporuna göre dünyanın en büyük 100 kenti arasında 2005 yılında 94 olan kent, 2008'de 80 sıraya yerleşmiştir İlin 2020 yılında dünya kentleri sıralamasında 115 milyar $ gelirle 74 sıraya yerleşmesi planlanmaktadır Kent, 2008 yılı Türkiye ihracatında 4617354 $'lık dışsatımla, İstanbul, Bursa, Kocaeli ve İzmir'den sonra beşinci, 19062872 $'lık dışalımla İstanbul ve İzmir'den sonra üçüncü olmuştur Ulaşım Kent içi ulaşımda son zamanlarda en yoğun taşımacılık metro ile yapılmaktadır EGO Genel Müdürlüğü tarafından işletilen Ankara metrosu günde yaklaşık 150000 yolcu taşımaktadır Metro ağında halihazırda Metro ve Ankaray adı altında iki ayrı taşıma sistemi çalışmaktadır Ankaray Metroya göre daha hafif bir raylı sistemdir Günlük ulaşımda belediye tarafından işletilen otobüsler ile özel olarak işletilen dolmuşlar da kullanılmaktadır Belediyeye ait araçlarda manyetik kontörlü kartlar kullanılmaktadır Özel araçlarda ise nakit kullanılmaktadır Kentin kuzeyinde yer alan Esenboğa Uluslararası Havalimanı kente havayolu ile giriş çıkışı sağlayan en önemli noktadır 2006 yılında tamamen yenilenip kapasitesi ve işlevi çağdaşlaştırılmıştır Havalimanını kentmerkezine bağlayan yol da tamamen yenilenmiş ve yeni geçitler devreye sokulmuştur Havayolu ile kente ulaşmanın bir başka yolu da ordunun hizmetindeki Etimesgut Askeri Havalimanıdır Bu havalimanı sivil uçuşlar için kullanılmasa da gerektiğinde alternatif olarak kullanılabilmektedir Kente giriş çıkışlarda diğer önemli yer Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi yani kısaca AŞTİ'dir Avrupanın en büyük otobüs terminalleri arasında yer alan tesislerde restoranlar, emanetçiler, büfeler ve firmalar için servis istasyonları da bulunur Tesislerin Ankaray bağlantısı olduğu gibi taksi servisi de vardır Tren yolu ile giriş çıkışta en önemli yer TCDD Ankara Garı'dır Burası aynı zamanda ülkenin doğusu ile batısının ayrıldığı noktadır Halihazırda ülkenin dört bir yanına ve banliyölere buradan tren seferleri düzenlenmektedir Eskişehir üzerinden kenti İstanbul'a bağlayacak olan hızlı tren projesi'nin Ankara - Eskişehir kesimi 2009'da hizmete açıldı Kentin büyük merkezlere uzaklığı (km) şöyledir: İstanbul 454, Antalya 544, Bursa 380, Diyarbakır 981, Eskişehir 232, Gaziantep 682, İzmir 582, Konya 258, Samsun 417, Trabzon 763, Erzurum 880 km Sağlık Ankara'da 33 tane Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı'na bağlı olan, 8 üniversitelere bağlı, 2 askeri, 3 resmi, 20 özel, 1 belediye hastanesi olmak üzere toplam 67 hastane ve 1 ağız ve diş sağlığı merkezi bulunmaktadır Şenlikler Kentte geleneksel hale getirilen birçok şenlik vardır Ankara'daki sinema alanındaki önemli organizasyonlardan biri Ankara Uluslararası Film Festivali'dir 1998 yılından beri düzenlenen festival, belgesel, uzun film ve kısa film yarışmaları barındırır Yaklaşık 17 dalda ödül dağıtılır Tiyatro alanındaki önemli bir şenlik, Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf tarafından 1996 yılından beri gerçekleştirilen Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali'dir Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Binası Bunların dışında Ankara'da 1983'ten beri Ankara Uluslararası Müzik Festivali ve 1996'dan beri de Ankara Caz Festivali gerçekleştirilir Eğitim Eğitim ve öğretim açısından Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri olan Ankara'da 150'den fazla ilk ve orta dereceli okul ile halk eğitim merkezi vardır Ayrıca on üniversite ve bir harp okulu hizmet vermektedir Bu üniversiteler il genelinden öğrencilere eğitim verdiği gibi, il dışından ve öğrenci değişim programları ile yurtdışından gelen öğrencilere de eğitim vermektedir Üniversiteler Ankara'da bulunan üniversitelerin bir bölümü Türkiye'nin bir bölümü, Avrupa'nın ve dünyanın en önemli üniversiteleri arasında gösterilir Ayrıca Ankara'nın orta yaş ve üzeri nüfusunun 442315'i en az bir üniversiteden mezun, 44598'i yüksek lisans mezunu, 16239'u ise doktora mezunudur Ankara'da eğitim veren üniversiteler şunlardır: Devlet Üniversiteleri:
Spor Futbol Kentte en çok rağbet gören spor futboldur Kentin Turkcell Süper Lig'de 2010 itibari ile iki spor takımı vardır Bunlar: Ankaraspor, Gençlerbirliği'dir Kentteki diğer tüm takımlardan MKE Ankaragücü, Gençlerbirliği ve Hacettepespor, 19209 kişilik Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nu, Ankaraspor 19626 kişilik Yenikent ASAŞ Stadyumu'nu kullanmaktadır Basketbol Kent, İstanbul'da düzenlenen 1959 Avrupa Basketbol Şampiyonası'ndan sonra Türkiye'de düzenlenen ikinci Avrupa Basketbol Şampiyonası'na 2001 yılında ev sahipliği yapmıştır Bu şampiyonada Türkiye Millî Basketbol Takımı, Yugoslavya'nın ardından ikinci olmuştur Ankara, 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası'na ev sahibi olan dört şehirden biridir Kentin basketbol takımları, Beko Basketbol Ligi'nde TED Ankara Kolejliler ve Türk Telekom Basketbol Takımı, Türkiye Bayanlar Basketbol Ligi'nde Çankaya Üniversitesi Spor Klübü'dür Bu takımlardan Türk Telekom Basketbol Takımı, üç kez Cumhurbaşkanlığı Kupası, iki Kez Türkiye Kupasını kazanmıştır |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentMüzeler Ankara şehir merkezi sınırları içerisinde çeşitli kurumlarca işletilen 42 müze bulunmaktadır Bunların en önemlileri şunlardır: Anıtkabir Mustafa Kemal Atatürk'ün kabrinin de bulunduğu müzedir Müze dört bölümden oluşur: Birinci bölümde Atatürk'ün özel eşyaları; ikinci bölümde Çanakkale Savaşı panoraması; üçüncü bölümde Sakarya Meydan Savaşı ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi panoraması; dördüncü bölümde Atatürk devrimlerinin fotoğraf ve açıklamalarla tanıtıldığı, rölyeflerle zenginleştirilmiş tonozlu koridor bulunmaktadır Anadolu Medeniyetleri Müzesi Atpazarı semtinde, Ankara Kalesi'nin dış duvarının güneydoğusundaki iki Osmanlı yapısında yer alır Bu yapılardan biri Mahmut Paşa Bedesteni, diğeri Kurşunlu Han'dır Anadolu'nun arkeolojik eserlerini sergileyen ve dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan bir müzedir Müzede yer alan eserlerden bazı örnekler Etnografya Müzesi Önceleri Arkeoloji müzesi yapılması düşünülen yapıya sonraları Resim ve Heykel Müzesi kurulması kararlaştırılmış, Mustafa Kemal Atatürk'ün mezarı Anıtkabir yapılana kadar burada saklanmıştır Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Ankara'nın Ulus semtinde bulunan müze Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifleri üzerine Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından projelendirilen ve 1927 yılında inşa edilmiştir 1950 yılına kadar Ankara Halkevi olarak hizmet veren bina 1980 yılında müzeye çevrilmiştir Müze 1985 yılında Hacı Ömer Sabancı Vakfı tarafından restore edilmiştir Müzede Türk sanatçılara ait Cumhuriyet öncesinden günümüze kadar tarihlenen resim, heykel, seramik, baskı ve Türk süsleme sanatı eserleri sergilenir Şeker Ahmet Paşa, Zekai Paşa, Halil Paşa Hoca Ali Paşa gibi ressamların resimleri ilk bölümde, İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Namık İsmail gibi sanatçıların eserleri ise Cumhuriyet Dönemi ürünlerinin sergilendiği ikinci bölümde yer alır Kurtuluş Savaşı Müzesi Ankara Ulus meydanında bulunan I Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının inşaasına, 1915 yılında başlanmıştır İlkin İttihat ve Terakki Cemiyeti kulüp binası olarak tasarlanmış binanın planı evkaf mimarı Salim Bey tarafından yapılmış, inşasına ise kolordunun askeri mimarı Hasip Bey nezaret etmiştir Türk mimari stilinde olan iki katlı binanın en belirgin özelliği duvarlarında Ankara taşı (Andezit) kullanılmış olmasıdır Meclisin, 23 Nisan 1920'de bu binada toplanması kararlaştırıldığında henüz bitirilmemiş olan bina, milli bir heyecanın eseri olarak milletin katkısıyla tamamlanmıştır 23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında I Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılan bina daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi ve Hukuk Mektebi olarak işlevini sürdürmüş, 1952 yılında Maarif Vekaletine devredilmiş, 1957 yılında ise müzeye dönüştürülmek üzere çalışmalara başlanmıştır Bina 23 Nisan 1961'de "Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi" adıyla halkın ziyaretine açılmıştır Atatürk'ün doğumunun 100 yılını kutlama programı çerçevesinde, 1981 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından restorasyon ve teşhir-tanzim çalışmaları sonucu 1981 yılında"Kurtuluş Savaşı Müzesi" adıyla yeniden ziyarete açılmıştır Cumhuriyet Müzesi II TBMM Binası, 1924-1960 yılları arasında TBMM 1923 yılında mimar Vedat Tek (1873-1942) tarafından Cumhuriyet Halk Fırkası faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bina Mahfili (toplantı yeri) olarak tasarlanan ve inşa edilen bu bina işlevi değiştirilerek meclis olarak kullanılmıştır Bodrum üzerine iki katlı olan bu yapının iç bölümleri, iki kat boyunca yükselen ortadaki meclis salonunun üç kenarına dizilmişlerdir Girişten sonra enine uzanan, iki ucunda merdivenlerin yer aldığı geniş geçit, Selçuklu ve Osmanlı bezeme motiflerinin yer aldığı bir tavanla örtülmüştür Benzer biçimde ele alınmış yerlerden birisi de büyük salondur Yer yer localarla değerlendirilen bu salonun özellikle yıldız motiflerini içeren ahşap tavanı, sonradan düzenlenen taç kapı ve bazı noktalar dışında kemerler, saçaklar, yer yer çinilerin yer aldığı bölümler ile bu dönemin mimari özelliklerini yansıtmaktadır I Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının yetersiz olması ve gelişen Cumhuriyet Türkiye'si meclisinin ihtiyaçlarını karşılayamaması nedeni ile bina bir takım değişiklikler geçirmiş, sonra da II Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak 18 Ekim1924 tarihinde hizmete açılmıştır II Türkiye Büyük Millet Meclisi 1924-1960 yılları arasında Atatürk ilke ve inkılâplarının gerçekleştirildiği; Cumhuriyetimizin gelişmesi için çok önemli çağdaş kararların alındığı; çağdaş yasaların çıkarıldığı uluslararası alanda Türkiye'nin etkinliğini ve saygınlığını artıran antlaşmaların yapıldığı; çok partili sisteme geçişin sağlandığı önemli bir yapıdır Türk siyasi tarihinde önemli yeri olan II Türkiye Büyük Millet Meclisi binası işlevini 27 Mayıs 1960 tarihine kadar 36 yıllık bir dönem boyunca sürdürmüştür 1961 yılında meclisin yeni yapılan modern binasına taşınması üzerine bu bina Merkezi Antlaşma Teşkilatı'na (CENTO) tahsis edilmiştir 1961-1979 yılları arasında CENTO Genel Merkezi olarak kullanılan bu bina CENTO'nun kaldırılması ile aynı yıl Kültür Bakanlığı'na devredilmiştir Bu binanın ön kısmının Cumhuriyet Müzesi olarak düzenlenmesi, arka kısmının ise Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün hizmet binası olarak kullanılması kararlaştırılmıştır Müze kısmı onarım ve restorasyonlardan sonra düzenlenerek 30 Ekim 1981-1985 yılına kadar hizmet vermiştir Aynı yıl ziyarete kapatılarak, teşhir çalışmaları başlamıştır Çalışmalar 1991 yılına kadar devam etmiş, Ocak 1992 yılında yeniden ziyarete açılmıştır Ağustos 2001 tarihinde tekrar ziyarete kapatılan müze, restorasyon ve teşhir - tanzim çalışmalarından sonra 29 Ekim 2008 tarihinde Cumhuriyet Müzesi olarak ziyarete açılmıştır Bu düzeniyle müzede ilk üç Cumhurbaşkanı dönemini yansıtan olaylar, kendi sözleri, fotoğrafları, bazı özel eşyaları ile o dönemde mecliste alınan kararlar ve kanunlar sergilenmektedir |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentAnkara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Oyuncak Müzesi 20 Nisan 1990'de açılan Türkiye'nin ilk oyuncak müzesidir Halen Ankara Üniversitesi bünyesinde ve Kültür Bakanlığı denetiminde hizmet vermeyi sürdürmektedir Müzede yer alan en eski özgün oyuncaklar yabancı oyuncaklar bölümünde sergilenen ve 1890 yılından kalan oyuncaklardır Bununla birlikte Türkiye'nin dört bir yanında yer alan arkeoloji müzelerinde sergilenen kimi antik oyuncakların kopyaları da oyuncak müzesinde görülebilir Türkiye'den oyuncaklar arasında en eskileri 1933 yılından kalan teneke oyuncaklardır Oyuncaklar eski olmasına rağmen,hâlâ yepyeni görünmektedir Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Cemal Gürsel Caddesi, Cebeci/Ankara adresinde Çarşamba ve Cuma günleri çalışma saatlerinde ziyaret edilebilir Çengelhan Rahmi M Koç Müzesi Ankara'nın ilk sanayi müzesidir Ankara Kalesi'nin ana giriş kapısının karşısında, eskiden At Pazarı olarak bilinen mevkide yer alan Çengel Han adlı tarihi kervansarayda yer alır Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Çengelhan, Mihrimah Sultan'ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522'de yaptırılmış, çeşitli dönemlerde tiftik deposu ve tabakhane olarak kullanılmış, 20yy'ın sonlarında terk edilmiştir Çengelhan, Rahmi M Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden kiralanarak restore edilmiş ve 2005 yılından itibaren sanayi müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır Müzede sergilenenler arasında Minneapolis Moline Türk tarafından üretilen UTSD traktör modeli Müzede, 1850'li yıllardan itibaren sanayide kullanılan araçlar, ilk daktilo, ilk televizyon gibi çeşitli elektronik araçlar; denizcilik, havacılık, karayou taşımacılığı gibi alanların geçmişine ait objeler sergilenmektedir Müzedeki eserlerin çoğu Rahmi Koç koleksiyonundan bağışlanmıştır Çengelhan'ın avlusunda Vehbi Koç'un iş hayatına atıldığı dükkân yer almaktadır Müze, İstanbul'da, Haliç'teki Lengerhane binasında 1994'ten itibaren hizmet veren Rahmi M Koç Müzesi'nden sonra Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından açılan ikinci sanayi müzesidir Mehmet Akif Ersoy Müze Evi Mehmet Akif Ersoy'un Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara'da ikamet ettiği ve İstiklâl Marşı başta olmak üzere çok sayıda şiirini yazdığı müzeye dönüştürülmüş Ankara evdir Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsünün sınırları içinde yer alır Vaktiyle Taceddin Dergahı olan bu yapı, Taceddin Şeyhi tarafından savaş yıllarında Mehmet Akif'e tahsis edilmişti Yapı 1949'da şehir meclisi kararı ile müze-eve dönüştürüldü ancak uzun yıllar harap durumda kaldı 1982 yılında yeniden onarıldı ve 1984'te ziyarete açıldı Müze-ev'de Mehmet Akif Ersoy’a ait cep saati, gözlük, tesbihi, tüfek ve büyük şairin yüzünün kalıbı müzede teşhir edilen eserlerdendir Evin karşısında 2003 yılında yapılmış olan Mehmet Akif’in büstü ile İstiklâl Marşı’nın ilk iki kıtasının yazılı olduğu bir kitabe yer almaktadır Taceddin Dergahı, ilk olarak Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hacı Bayram-ı Veli’nin kurduğu Bayramiye tarikatkının bir kolu olan Celvetiler için yaptırılmıştır Adını, bahçesinde kabri bulunan Tacaeddin Sultan'dan alır 1826'da tamir edilmiş ve Sultan Abdülmecit tarafından ilaveler yapılarak türbe, dergah evi, çeşme, hazire ve camiden oluşan bir külliye haline gelmiştir Dergahın bulunduğu sokak sonradan Mehmet Akif Sokağı adını almıştır Mehmet Akif Ersoy, İstanbul'un işgalinden sonra aldığı davet üzerine milli mücadeleye katılmak üzere Ankara'ya gelmişti Kendisine büyük hayranlık duyan Taceddin-i Veli Camisi imamı Tevfik Hoca (Tevfik Çiftdoğan) kendisini karşılamış; şehirde kiralık ev bulmanın çok zor olduğu o dönemde külliyede yer alan bu yapıyı kendisine tahsis etmişti Şair, 1 TBMM Burdur milletvekili olduğu yıllarda günlerini bu mütevazı evde geçirdi; dostlarıyla milli mücadele meselelerini tartıştı Mehmet Akif, bir ulusal marş yazılması için açılan yarışmaya para ödüllü olduğu için başlangıçta katılmamıştı Yarışmaya katılan şiirlerin hiç birisi uygun nitelikte bulunmayınca dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine İstiklâl Marşı'nı bu evde yazmaya başladı Gece gelen ilhamı kaçırmamak için bazı dörtlükleri mum ışığında dergahın duvarlarına kazdığı anlatılır Şair, meşhur Bülbül şiirini de bu evde yazmıştır 2009 yılında bir helikopter kazası sonucu hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, vasiyeti gereği, bakanlar kurulu kararıyla dergahın bahçesine gömülmüştür Pembe Köşk Türkiye Cumhuriyeti 2 Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün 1925’ten 1973’te ölümüne kadar 48 yıl yaşadığı, halen müze olarak varlığını sürdüren yapıdır Cumhuriyet Tarihinin en önemli mekanlarından biridir Pembe Köşk'ün ilk sahibi eski Ankara eşrafından Uzunoğullarının oğlu Mehmet Uzunoğlu'dur Mehmet Uzunoğlu, Kurtuluş Savaşı'nın ardından Ankara'ya gelen Atatürk'ün köşkü çok beğenmesi üzerine Pembe Köşkü, Çankaya'daki bağlarıyla birlikte Atatürk'e hediye etmiş, kısa bir süre sonra da vefat etmiştir Ankara’nın en eski evlerinden olan Pembe Köşk, Atatürk’ün başkanlık ettiği toplantılara, 22 Şubat 1927’de gerçekleşen Ankara’nın ilk balosuna, şehirdeki ilk konserlere, ilk sergilere, bilimsel toplantılara, satranç, bilardo, ata binme yarışlarına ev sahipliği yapmıştır Bahçesinde Ankara'nın havasına uygun çiçek ve ağaç yetiştirme denemeleri yapılmıştır İnönü Vakfı tarafından Müze-Ev olarak düzenlenen Pembe Köşk, her yıl milli bayramlarda ziyarete açılmaktadır Pembe Köşk’te İnönü ailesine ait eşya, madalyalar, Atatürk ile yemek yedikleri oda, İsmet İnönü’nün Atatürk ile bilardo oynadığı masa, İsmet İnönü’nün sahra dürbünü, satranç masası, silahlar, üniformalar sergilenmektedir Köşkün üst yanındaki ağaçlık alanda İsmet İnönü ve eşi Mevhibe İnönü’nün birlikte bir heykelleri, köşkün karşısındaki parkta ise heykeltraş Mine Sunar tarafından yapılan 4,5 metre boyunda, 3 ton ağırlığında bir İnönü heykeli yer alır Ankara Türk Hava Kurumu Müzesi Ankara'da tarihi Paraşüt Kulesi'nin yanında havacılık tarihine, Türk Hava Kurumu'nun çalışmalarına ilişkin belge, fotoğraf ve maketlerin sergilendiği 19 Mayıs 2002'de ziyarete açılmış müzedir Hipodrom Caddesi No:2 adresinde yer alan müzeye giriş ücretsizdir İçinde ücretsiz paraşüt atlayışlarının yapıldığı Paraşüt Kulesi yer alır Feza Gürsey Bilim Merkezi (FGBM) [size="4"][/i] Ankara'da Altınpark bünyesinde faaliyet gösteren, öğrencilerin eğlenceli bir ortamda bilimin temel prensiplerini öğrenmesi için kurulmuş bir tesistir Türkiye'nin üç bilim merkezinden birisidir (Diğerleri, Şişli Belediyesi Bilim Merkezi, İTÜ Bilim Merkezi) FGBM Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 23 Nisan 1993 tarihinde kurulmuştur İçinde 48 parça deney ve sergi birimi bulunur Ankara'da bir bilim merkezi kurma fikri, resmi bir ziyaret nedeni ile Kanada'da bulunan Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin Toronto'daki dünyanın en büyük bilim merkezlerinden birisi olan Ontorio Science Centre (OSC) ziyareti üzerine doğmuştur OSC ile yapılan anlaşma sonucu anahtar teslim şeklinde bilim merkezi yapılmıştır Deney ve sergi birimlerinin seçimini ODTÜ öğretim üyelerinden oluşan bir komisyon yapmıştır Bu seçimde, Türkiye'deki ders programı gözönünde tutulmuştur FGBM, adını ünlü Türk fizikçi Feza Gürsey'den alınır Başlangıçta adının Ankara Bilim Merkezi olması düşünülen merkeze, 13 Nisan 1992'de Gürsey'in hayatını kaybetmesi üzerine bu isim verilmiştir FGBM'nin işletmesini Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait ANFA Ankara Altınpark İşletmeleri Limited Şirketi yapmaktadır Ocak 1995’te Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından FGBM'de bulunan deney ve sergi birimleri incelenmiş, ilköğretim ve lise öğrencileri için tavsiye edilmiştir |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentHacettepe Sanat Müzesi Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsünün sınırları içinde yer alır Resim, heykel, fotoğraf, grafik sanatları, video gibi hareketli görsel sanatlara ait eserleri sergilenmektedir ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi ODTÜ yerleşkesinde yer alır İçinde özellikle eski arabalar ve radyolar dikkat çekmektedirGruplar halinde gidildiğinde özel olarak rehberlik yapılmaktadır Çankaya Müze Köşk Cumhurbaşkanlığı Köşkü Bahçesinde yer alır Köşk tüm eşyalarıyla korunarak günümüze gelmiştir Atatürk Eğitim Müzesi Beşevlerde yer alır 1981 yılında hizmete açılan müzede Türk Eğitim Tarihi ile ilgili belge, eşya, kitap teşhir salonları, kütüphane ve Başöğretmen Atatürk arşivi bulunmaktadır AOÇ Atatürk Evi Müzesi Çiftliğin içerisinde yer alır Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evin bir benzeri olarak inşa edilmiş ev 1981 yılından beri müzedir Eğitim Derneği Müzesi Dikmen’dedir 1995 tarihinde eğitimle ilgili ürünlerin, belgelerin derlenmesi amacıyla kurulmuştur GÜ Mesleki Eğitim Fakültesi Müzesi Beşevler’dedir 1974 yılında açılmıştır Yöresel giysiler, işlemeler, takılar, çoraplar, dokumalar, oyalar sergilenmektedir Ülker Zaim Müzesi Özel Atılım Lisesi , İncek kampüsü içerisindedir Osmanlı Dönemine ait giysi ve takılar ev eşyaları ve arkeolojik eserler sergilenmektedir Ziraat Bankası Müzesi TC Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası Şeref Salonu, Ulus’dadır Tarihi ve resmi banka evrakları ile eşyaları sergilenmektedirTürkiyê'nin ilk bankacılık müzesidir 75Yıl Cumhuriyet Eğitim Müzesi 1998 yılında Sıhhiye’de açılmıştır Eğitimle ilgili araç gereç , yayınlar ve fotoğraflar sergilenmektedir |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentŞerife Uludağlı Kız Olgunlaşma Enstitüsü 100Yıl Müzesi Sıhhiye’deki müzede cam, bakır, ahşap, gümüş eşyalar, giysiler, peşkir ve yağlıklar, keseler, oyalar, kumaş ve çorap örnekleri, takılar vb eski el sanatı eserler sergilenmektedir TCDD Açıkhava Buharlı Lokomotif Müzesi Ankara Garı içinde Celal Bayar Bulvarı üzerindeki müzede TCDD'nin kullanmış olduğu buharlı lokomotifler sergilenmektedir Atatürk'ün 1935 ile 1938 yıllarında yurt gezisinde kullandığı özel vagon da buradadır TCDD Demiryolları Müzesi ve Sanat Galerisi Garın içerisindedir 1924 yılında yapılan bina 1990 yılından sonra sanat galerisi ve demiryolları müzesi olarak hizmete açılmıştırMüzenin alt katında demiryollarına ait belgeler ve eşyalar sergilenmektedir Milli Mücadelede Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi Garın içerisindedir Eski adı Direksiyon binasıdır Anadolu Bağdat demiryolunun yapımı sırasında 1890 yılında Almanlar tarafından yapılmıştır24 Aralık 1964 yılında Atatürk'ün anısına müze olarak ziyarete açılmıştırBinanın alt katı da demiryolları müzesi olarak ziyarete açıktır Telekomünikasyon Müzesi Aydınlıkevler’deki Türk Telekomünikasyon AŞ Genel Müdürlüğü binasındadır Uydu ve radyolink kuleleri, mors cihazları, teleks ve telefon makineleri ve diğer iletişim araçları görülebilir TRT Müzesi 1981 yılında eski radyo malzemelerinin toplanarak sergilendiği TRT Radyo Müzesi olarak 1994 yılında Ankara Oran'da yeni yerinde açılmıştır Hava Müzesi Hava Lojistik Komutanlığındadır Uçaklar, maketler, uçuş ekipmanları, fotoğraflar, pilot giysileri sergilenmektedir Şefik Bursalı Müze Evi Ressam'ın 1903 ile 1930 yılları arasında yaşadığı Çankaya'daki evi müze olarak düzenlenmiştir TCMB Para Müzesi Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde tedavülde bulunan madeni paralar, banknotlar, baskı klişeleri, tarihî hisse senetleri ve tahviller sergilenmektedir |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentMTA Tabiat Tarihi Müzesi 1968 yılında MTA tarafından kurulmuştur 1935 yılından itibaren jeolojik çalışmalar sırasında bulunan mineraller, taş örnekleri, fosiller sergilenmektedir Çocuk Esirgeme Kurumu Müzesi Çocuk Esirgeme Kurumuna ait tarihsel döküman ve malzemeler sergilenmektedir Ankara Barosu Hukuk Müzesi 2006 yılında açılmıştır Müzede Türkiye'deki ilk avukat cübbesi de bulunmaktadır Haritacılık Müzesi Cebeci’de bulunmaktadır 1971 yılında açılmıştırHarita Genel Komutanlığına bağlıdır Atlas ve haritalar, haritacılıkla ilgili eski alet ve malzemeler sergilenmektedir Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müzesi Ankara Etnografya Müzesindeki Hatay devletine ait mühürler buraya verilmiştir Kurtuluş Savaşı ve İnkılaplarla ilgili eşyalar bulunmaktadır Müzede, Atatürk'ün Sivas Kongresi günlerinde kullandığı masa ve koltuk, Atatürk'ün hayatına ait fotoğraflar, inkılâplarla ilgili resimler, belgeler vardır Atatürk ve Meclis Müzesi TBMM yerleşkesinde Parlâmentonun doğu yönünün birici katındaki bir salondadır 1920 ve 30'lardan kalma, Meclis, İnkılaplar ve Atatürk ile ilgili çeşitli belge ve fotoğraflar teşhir edilmektedir Devlet Mezarlığı Müzesi Müzede Defnedilen Cumhurbaşkanları ve Kurtuluş Savaşı Komutanlarına ait eşyalar, resimler ve dergiler sergilenir Jandarma Müzesi Jandarma'nın tarihini ve bugününü her yönüyle tanıtmak ve korumak amacıyla kurulmuştur Ekmek Müzesi Ekmeğin Anadolu uygarlıkları döneminden günümüzde kadar geçirdiği üretim aşamaları sergilenmektedir Ankara Vakıf Eserleri Müzesi Ulus’tadır Türkiye'nin bütün yörelerinden toplanmış, vakiflara ait yüzlerce değerli antika ve etnoğrafik eşya sergileniyor |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentKültür ve Tarih Müzesi Beypazarı’ndadır Müze'de Beypazarı ve yöresinin kültür ve tarihini yansıtan eserlerle, Bizans, Roma ve Osmanlı zamanından kalan çeşitli tarihi eserler sergilenmektedir Yaşayan Müze Beypazarı’ndadır Ziyaretçiler atölyelerde çalışarak Beypazarı kültürünü öğrenmektedirler Meteoroloji Müzesi Keçiörendedir Binada meteorolojik aletler sergilenmektedir Alagöz Karargâh Müzesi Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz Köyündeki Türkoğlu Ali Ağa'ya ait çiftlik evidir Sakarya Savaşı'nda düşmanın Polatlı yakınlarına kadar ilerlemesi üzerine Batı Cephesi Komutanlığı, Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz Köyü'nü Cephe Karargâhı olarak seçmiştir Bu köyün halkından, Türkoğlu Ali Ağa'ya ait çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır Sakarya Savaşı'nın bitiminde bina, sahipleri olan Ali Türkoğlu ve oğulları tarafından 1965 yılına kadar ev olarak kullanılmıştır 1965 yılında varisleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir 1967 yılında, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan Anıtkabir Müze Müdürlüğü'ne devredilen binanın, restorasyonu yapılarak müze haline getirilmiştir 10 Kasım 1968 tarihinde sadece üst katı tanzim edilerek teşhire açılmış, alt kat odaları ise 1983 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle teşhire açılmıştır Bina iki katlıdır ve, Giysi Odası, Kitaplık ve Hatıra Eşya Odası, Zabitan Yemek Odası, Mutfak, Muhabere Odası, Başkumandanlık Odası, Kurmay Heyeti Odası, Dinlenme Odası, Yaveler Odası, Atatürk'ün Yatak Odası, Atatürk'ün Yemek Odası ve Hizmet Eri Odası olmak üzere 12 odadan oluşmaktadır Gordion Müzesi Ankara'nın Polatlı ilçesindedir Gordion Yassıhöyük köyü'ndedir Gordion'da Kral Midas'ın tümülüsü vardır Ama Kral Midas'ın kemikleri alınarak Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne götürülmüştür 1963 yılında Ankara'nın Polatlı ilçesine bağlı Yassıhöyük olarak tanınan 500 nüfusa sahip küçük bir köyün yanında kuruldu Bugün Gordion Müzesi'nde kronolojik bir sergileme sunulmakta, her dönem karakteristik örneklerle temsil edilmektedir Üç vitrinde Eski Tunç Devri eserleri, bunu takiben Kral Midas ile son bulan Erken Frig Dönemine ait eserler yer almaktadır Bu eserler içinde Erken Demir Çağına ait el yapımı çanak-çömlekler, Erken Frig Çağına ait Demir aletler, tekstil üretim aletleri sergilenmektedir Yeni sergi solonunda Panoramik vitrin içinde MÖ 700 yıllarına tarihlenen tahrip katına ait tipik bir yapı sergilenmektedir Yeni salonun geri kalan kısmında MÖ 6 - MS 4 yüzyıla ait ithal edilmiş Yunan seramiği, Hellenistik Çağ ve Roma Dönemine ait malzemeler sergilenmektedir Son bölümde ise ziyaretçiler Gordion'da ele geçen mühür ve sikke örneklerini izleme imkânı bulmaktadırlar Son yıllarda Gordion Müzesi'nin ziyaretçi sayısındaki büyük artış, burada yeni düzenlemeler yapılmasını gündeme getirmiştir Bu çalışmalar içinde 180 m²'lik yeni depo binası, 150 m²'lik ek teşhir salonu, 30 m²'lik laboratuvar ve 35 m²'lik görüntü ile bilgilendirme salonu, 5000 m²'lik yeni açık hava teşhir alanı yapıların belli başlıları arasında sayılabilir Yeni kazılan alan Friglerin mobilya yapımında kullandıkları sedir, kokulu ardıç, şimşir, sarıçam, ceviz ve porsuk fidanları ile ağaçlandırılmıştır Bu yeni alana nakledilen Roma mozaiği ve Galat Mezarı yapılan işlerin bir bölümü olarak sayılabilir Topçu ve Füze Okulu Müzesi Polatlı’dadır Değişik cins ve çapta toplar, kıyafetler, harp araç ve gereçleri sergilenmektedir Malıköy Tren İstasyonu Müzesi Sakarya Meydan Savaşı'nın ulaştırma merkezi ve lojistik üssüdür Atatürk Müze ve Kültür Evi Bala’dadır Atatürk'ün Ankara'ya gelirken 26 aralık 1919 günü misafir olduğu ve geceyi geçirdiği, o dönemde Muhtar olan Veli çavuş'un evidir |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentDevlet mezarlığı Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanları ile Kurtuluş Savaşı sırasında en az tümen komutanlığı yapmış ve 1988 yılında Genelkurmay Başkanı'nın politik kriterlerine uyan (örnek: Sakallı Nurettin Paşa politik kriterlere uygun bulunmamıştır) 61 komutanının mezarlarının yer aldığı 1988 yılında hizmete açılmış "anıt-park" niteliğindeki mezarlıktır Ankara’da, Atatürk Orman Çiftliği arazisi içinde yer alır 536000 metrekarelik alanda yer alan ve 356000 metrekaresi yeşil alan olan park, halka açıktır Milli Savunma Bakanlığı tarafından yönetilir Devlet Mezarlığı yaptırılması için 6 Kasım 1981 Tarihli ve 2549 Sayılı Kanun, 11 Kasım 1981'de Resmî Gazete'de yayımlandı Mezarlık için Milli Savunma Bakanlığı’nın 1982 yılında açtığı yarışma sonucu 42 proje arasından seçilen YMühMimar Özgür Ecevit ile, YZiraat Müh Ekrem Gürenli’nin projesi uygulanmıştır Bu projede İslam kültürüne uygun olarak gösterişli mezarlardan kaçınılmış, işlevsel olmayan anıtsal formlar kullanılmamış ve hüzünlü bir hava oluşmamasına dikkat edilmiştir 30 Ağustos1988 günü devlet töreni ile hizmete açılmıştır Park içinde, 19 Mayıs 1919’dan Cumhuriyetin kurulduğu güne kadar olan tarih döneminde ülke tarihi açısından önemli olaylar heykel ve simgelerle canlandırılmıştır "Cumhuriyet Tarih Yolu" olarak adlandırılan bu alan, Türkiye’deki ilk büyük kapsamlı heykel düzenlemesidir Bu düzenleme için 600ton Marmara mermeri kullanılmıştır Mezarlık alanındaki heykeller, ProfDrRahmi Aksungur tarafından yapılmıştır Heykel düzelenmesinin uygulanmasında ayrıca şu heykel sanatçılarının emeği geçmiştir: Ayla Aksungur, Ömer Yavuz, Elvide Akdağ, Ulaş Korkmaz, Mustafa Yılmaz, Deniz Erol, Ferit Yazıcı Cumhuriyet Tarih Yolu’ndaki ilk heykel, Atatürk’ün Samsun’a çıkışını ifade eden bir kayadır Kayanın gölgesi, haritadaki Samsun limanının siluetini ortaya çıkarır Kayadaki bir delik, gölgenin içinde bir ışık belirmesine neden olur Özelikle 11:00-14:00 saatleri arasında bu ışık, Atatürk’ün profili olarak belirir Böylece Atatürk’ün Samsun’a çıkışı toprağa düşen nur olarak canlandırılmıştır 19 Mayıs bölümünden sonra "Kongreler Bölümü" yer alır Bu bölümdeki iki basamak, Kongreler sonucu Meclis’in kurulmasını simgeler Kongreler bölümünden sonraki "Savaşlar Bölümü"'nde 5 sütun yer alır Sütunların üzerinde Nutuk’tan sözler vardır Bölümün sonundaki heykel, Lozan Anlaşması’nı simgeler; sağda ve soldaki rölyeflerin her biri ise bir savaşı anlatmaktadır En son heykel bölümünde "Cumhuriyet" tek bir soyut heykel ile sembolleştirilmiştir Devlet Mezarlığı’nda yer alan müzede defnedilen Cumhurbaşkanları ve Kurtuluş Savaşı Komutanlarına ait eşyalar, resimler ve dergiler sergilenir 1931 yılında Atatürk tarafından yaptırılan "Karadeniz Havuzu" adlı havuz, devlet mezarlığı inşaatı sırasında restore edilmiştir Çevresi, dinlenme havuzu olarak kullanılmaktadır Mezarlık alanı sınırlarındaki tören alanı üzerinde "otağ çadırı" formunda tasarlanmış bir yapı bulunur "Simge" olarak adlandırılan sekizgen planlı bu yapı, tören alanını güneş ve yağmurdan korur Simgenin altındaki "Anısal Duvar", mezarlıkta yatanların adlarından oluşmuş, bitmemiş bir duvar görünümündedir Her yeni Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı için yeni bir taş konularak örülmesine devam edilmektedir Böylece Cumhuriyet'in sürekliliği ifade edilir Mezar alanlarına giden tören yolunun iki yanında İstiklal Savaşı’nı simgeleyen iki heykel grubu, Cumhurbaşkanları mezar alanı içinde cumhuriyetin gelişimini simgeleyen heykel ve 25 metre uzunluğundaki bayrak direği bulunur Devlet Mezarlığında 61 Kurtuluş Savaşı Komutanı ve 60 Cumhurbaşkanı mezarı hazırlanmıştır 2006 Yılında Yapılan Kanun değişikliği ile artık Başbakanlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanları da buraya defnedilebilecektir Mezarlığa 3 Cumhurbaşkanı defnedilmiştir: Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk Eski başbakanlardan Bülent Ecevit de ölümünden sonra buraya defnedilmiştir Mezarlığa defnedilecek Kurtuluş Savaşı Komutanları 1988 yılında Genelkurmay Başkanlığı tarafından belirlenmiştir Devlet Mezarlığında mezarı bulunan komutanlar şunlardır: Not: Parantez içindeki rütbeler Genelkurmay'ın çevirilerine dayanmaktadır
|
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentAnıtlar , Heykeller ve Rölyefler Cumhuriyet dönemi Ankara'sında açılan ilk anıt namazgah tepedeki Etnoğrafya Müzesi önüne yerleştirilen Atlı Atatürk Anıtıdır , anıt 29 Ekim 1927 yılında açılmış , bu anıtı Zafer Meydanındaki Mareşal Atatürk Anıtı ve Ulus Zafer Anıtı izlemiştir Atlı Atatürk Anıtı Mareşal Atatürk Anıtı 1980'li yıllarda dönemin belediye başkanı Ali Dinçer, kentte oluşturulan yaya bölgelerine heykel koymak üzere girişimde bulunur Ankara, Gazi Eğitim Enstitüsü Heykel hocalarından Burhan Alkar, Remzi Savaş ve Metin Yurdanur üçer adet heykel yaparlar Burhan Alkar’ın soyut anlayışta galvandizli su borusundan yaptığı Atılım isimli heykeli konulduğu Sakarya yaya bölgesinden kaldırılır Yine aynı bölgeye konulan Barış kompozisyonu yerinde durmaktadır Remzi Savaş Abdi İpekçi parkındaki havuza bronz fıskiye kompozisyonuyla, Sakarya yaya bölgesine konulmak üzere iki adet soyutlanmış bronz kompozisyon gerçekleştirir Ancak bu iki heykel yerlerine konulamadan 12 Eylül 1980 yönetimi tarafından malzemelerinden yararlanmak amacıyla eritilir Metin Yurdanur’un Ankara Garı önündeki Miras isimli heykeli ve Sıhhıye Abdi İpekçi parkındaki Eller heykeli de bu dönemde yapılmış çalışmalardır Ankara Zafer Anıtı Ankara Zafer Anıtı, Ankara'da Ulus Meydanında Kurtuluş SavaşıYenigün Gazetesi öncülüğünde Türk halkı tarafından yaptırılmış anıt kahramanlarının anısınaTürk Hükümetince açılan uluslararası yarışma sonucu birinci olan Avusturyalı sanatçı Heinrich Krippel'e 1925 yılında sipariş edilen heykel Viyana'da Birleşik Maden İşletmelerinde döktürülmüş 24 Kasım 1927 tarihinde Ulus Meydanı Sümerbank Genel Müdürlük Binası önüne yerleştirilmiştir Daha sonra meydan genişletme çalışmaları sırasında ilk yeri değiştirilerek bugünkü yerine taşınmıştır Atatürk anıtta asker kıyafetleri içinde Sakarya isimli atının üzerinde gösterilmiştir Kaide üzerindeki kabartmalarda Türk halkının kökeni, kazandığı Kurtuluş Savaşı, Atatürk'ün Ankara'ya gelişi gibi konular anlatılmıştır Anıtın dört yanına taş kaideler üzerine bronz dökümden üç figür bulunmaktadır Bunların ikisi ülkesini koruyan ve gözeten Mehmetciği , diğer biri ise Türk kadınını , halk arasında ulusal dayanışma kahramanı Kara Fatma olarak bilinen mermi taşıyan kadın anayı simgeler Güvenpark Anıtı (Güvenlik Anıtı - Emniyet Abidesi) Ankara Kızılay Meydanında Güvenpark içerisinde bulunan Türk ulusunun polis ve jandarmaya olan güvenini , Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nda ve İnkılap hareketlerinde beraber bulunduğu arkadaşlarını temsil eden heykellerçiftçinin tarım çalışmalarını betimleyen kabartmaların yer aldığı anıttır ve insan zekasını , Cumhuriyet yönetiminin kamu yapılarını konutlarını ve çevresini planlayan Avusturyalı mimar C Holzmeister , Kızılay Meydanında bir park ve anıt önermesiyle yapımına başlanmıştır Bronzdan yapılan heykeller Avusturya'da Viyana Erdberg dökümhanesinde gerçekleştirilmiştir Mamak taşı kullanılan kaide üzerindeki kabartmalar Türkiye'de yapılmıştır Anıtın taş kısımlarında Franz Wirt, Triberer ve Anton Hanak'ın diğer öğrencileri ile Türk ustaları çalışmıştır Anton Hanak tarafından başlanan anıt Hanak'ın 6 Ocak 1934 yılında ölümü üzerine Anıtı tamamlama işi Joseph Thorak'a verilmiştir Anıt 1935 yılında tamamlanmıştır Anıtın kaidesi 37 metre uzunluğu, orta blok 8 metre, yan kanatlar 2 metre, bronz figürlerin boyu 6 metredir Ön Sol Rölyef Ön Sağ Rölyef [color="gray"]Hitit Güneş Kursu Anıtı, 1978 yılında heykeltraş Nusret SumanSıhhiye Meydanı'na konulan anıt tarafından gerçekleştirilen ve Alacahöyük'teki kazılarda ele geçirilmiş bir Hatti eserinin kopyasıdır 1973'te belediye başkanı Vedat Dalokay tarafından şehrin sembolü yapılmıştır Hatti krallarının mezarlarından çıkan Hitit Güneş Kursu örnekleri Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde görülebilir Arka Sol Rölyef Arka Sağ Rölyef Korede Savaşan Türkler Anıtı Ankara'da Kore Savaşı sırasında ölen Türk askerlerinin anısına yapılmış olan 1973 yılında açılan anıt Hitit GÜneş Kursu Anıtı Hitit Güneş Kursu Anıtı, 1978 yılında heykeltraş Nusret Suman tarafından gerçekleştirilen ve Sıhhiye Meydanı'na konulan anıt Alacahöyük'teki kazılarda ele geçirilmiş bir Hatti eserinin kopyasıdır 1973'te belediye başkanı Vedat Dalokay tarafından şehrin sembolü yapılmıştır Hatti krallarının mezarlarından çıkan Hitit Güneş Kursu örnekleri Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde görülebilir Mimar Sinan Anıtı Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Binası bahçesinde yer alan büyük Türk mimarı Sinan'ın mermer heykeli İlk Mimar Sinan anıtıdır Heykel 1956 yılında Türkiye Emlak ve Kredi Bankası tarafından Heykeltraş Hüseyin Anka Özkan'a yaptırılmıştır Heykelin yapılması Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetidir Heykelin ağırlığı 7 ton yüksekliği 4,30 metredir Mermer tabanın ön yüzünde "Mimar Koca Sinan 1490-1588 Türkiye Emlak Kredi Bankasının ilim ve sanat camiasına armağanıdır" oyma yazısı vardır Atatürk’ün Vasiyeti Atatürk’ün bir Mimar Sinan anıtı yapılması isteği, Dolmabahçe Sarayı’nda 1935 yılında yapılan bir toplantıda ortaya çıkmıştı Türk Tarih Kurumu yetkilileri, Sedat Hakkı Eldem’in Osmanlı mimarisi üzerine bir yazısını tartışırlarken Mimar Sinan’ın kökeninin Türk olup olmadığı konusu ortaya atılmış ve kurumun as başkanı Afet İnan, Mimar Sinan hakkında etraflı bir çalışma yapılması önermişti Sözkonusu çalışma, Sinan’ın türbesinin açılıp kafatasının incelenmesini de içeriyordu Tartışmaları izleyen cumhurbaşkanı Atatürk, bir kağıt üzerine “Türk Tarih Kurumu Sinan’ın heykelini yaptırınız” şeklinde not yazmıştır Bu vasiyet, 1956 yılında Emlak Bankası tarafından yerine getirildi ODTÜ Bilim Ağacı ODTÜ Ankara Kampüsünün Eskişehir yolu kapısında bulunan anıt 1965 yılında yerleşkeye konulmak üzere açılan Atatürk Anıtı Yarışmasında ikinci gelen proje 1966 yılında Tamer Başoğlu tarafından yapılmıştır Taşankara Danimarkalı heykeltraş Jørgen Haugen Sørensen tarafından 1992 yılında yapılan ve Ankara , Çankaya ilçesi Sakarya caddesi yaya bölgesine konan heykel Sorensen bu heykelin yapımı için Ankara'da oluşturduğu atölyede çalışmıştır Heykelin boyutları 130x195x410 cm'dir Barış Heykeli Heykeltraş Burhan Alkar tarafından taştan yapılan 1979 yılında Ankara , Çankaya ilçesi Sakarya Caddesi yaya bölgesine konan heykel Genç bir kız ile erkeğin birlikte uçurdukları güvercin özgürlük ve barışı simgelemektedir İsmet İnönü Heykeli Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi bahçesinde yer alan heykel 1945 yılında Rudolf Belling tarafından yapılmıştır TESK Heykeli İnönü Meydanı üzerinde Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu binası önündeki heykel 2001 yılında Metin Yurdanur tarafından yapılmıştır |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentAnkara Kalesi Ankara Kalesi, Ankara'da bulunan bir kale Ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Romalılar, Bizanslılar hakimiyetinde kalan kale, 1073 yılında Selçukluların eline geçmiştir 1101 yılında Haçlılarca ele geçirilen kale 1227 yılında tekrar Selçukluların hakimiyetine girmiştir Selçuklular döneminde onarılan ve eklemeler yapılan kale Osmanlı döneminde 1832'de Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa tarafından onarımdan geçirilmiştir Kale yapısında rastlanan heykel, lahit, sütun başlıkları kalenin yapımı ve onarımında etrafta bulunan malzemelerden yararlanıldığını göstermektedir Kalede roma dönemine ait kalıntılar dikkati çekerse de büyük ölçüde Bizans döneminde yapılmıştır İmparator IIConsantantinus MS668 'de Dış kaleyi yaptırmıştır, İmparator Isaurili IIILeonise kale duvarlarını onarırken iç kale surlarını yükseltmiştir Bunun ardından İmparator Nikoporos 805'te , İmparator Bazileus 859'da bu kaleyi onarmıştır Kalenin yerden yüksekliği 110m'dir Ankara Kalesi dışardan görümüne göre daha büyüktür Ayrıca kale her yıl çeşitli festivallere de ev sahipliği yapmaktadır Estergon Kalesi / Estergon Kültür Merkezi Adını Türk tarihinde önemli bir yer tutan Estergon Kalesi'nden alan ve Etnoğrafya Müzesi, aktar dükkanları, Asya Bahçesi ve nakış nakış işlenmiş Türk Motifleriyle Keçiören Estergon Kültür Merkezi Cumhuriyet tarihine damgasını vuran bir yapıdır Alanya Kalesi'ndeki Kızıl Kule'sinin sekizgen gövdesi örnek alınarak yapılan Merkez Selçuklu ve Osmanlı Mimarisinin özelliklerinin yanı sıra dünya sanatının evrenselleşme çizgilerini de taşıyor 4 bin metrekarelik kapalı alana sahip Estergon Türk Kültür Merkezi, 3 kat ve kümbetten oluşuyor Giriş taç kapısı Selçuklular'ın 1251 yılında Konya'da yaptırdıkları Karatay Medresesinin çok ufak değişiklik yapılmış versiyonu olan merkezin ahşap giriş kapısı ise Özbekistan'ın Hive şehrinde bulunan İsfendiyar Han'ın yazlık sarayının bir örneğini teşkil ediyor 14 dükkanın bulunduğu giriş kapısındaki kapılar Anadolu ve Orta Asya'daki tarihi kapıların bir örneği olarak Kastamonu'lu ustalar tarafından yapıldı Giriş katında ayrıca Topkapı Sarayı'nda bulunan mermer fıskıyesine uygun olarak yer alırken, Ankara ve Türk mutfağının örneklerinin sunulduğu restoran katında ise 15 metre boyunda dev akvaryum bulunuyor Türk tarihi ve Kültürel değerlerini yansıtan Estergon Müzesinin yanı sıra Kümbet katında bulunan kafe ve taban kadar inen misine Şelalede Merkeze ayrı bir güzellik katıyor Dış dünya ve basınında adını duyuran Estergon Türk Kültür Merkezi İran'da Posta pulu olarak basıldı Bond-Victory |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentKocatepe Camii Kocatepe Camii, Ankara'nın Kocatepe semtinde 1967'de inşaatına başlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1987'de inşaatı tamamlanan camidir Kocatepe Camii için ilk önce Mimar Vedat Dalokay'ın hazırladığı proje kabul edilmiş ve bu projeye göre caminin temeli atılmış fakat daha sonra bu projeden vazgeçilmiştir 1967 yılında Hüsrev Tayla ve Fatin Uluengin'in çizdiği projeye göre temeli atılan Kocatepe Camiinin inşaatı çok uzun sürdü 1981'de caminin inşaatını ve mal varlığını Türkiye Diyanet Vakfı devraldı Bu tarihten sonra inşaat çalışmaları hızlanan Kocatepe Camii 1987'de dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından ibadete açıldı 4500 m² 'lik bir alan üzerinde inşa edilen caminin alt kısmında konferans salonu, kütüphane, otopark, ticarethane ve idari birimler bulunmaktadır Geleneksel mimariye bağlı kalınarak inşa edilen Kocatepe Camii'nin ana mekânı 4 fil ayağı üzerine oturan bir merkezi kubbe ile dört yarım kubbeden oluşur Caminin 88 m uzunluğunda 4 minaresi vardır Minarelerin şerefelerine hem asansörle hem de merdivenle çıkılır Camideki yazılar Hamit Aytaç ve Mahmut Öncü tarafından, konferans salonundaki yazılar ise Emin Barın tarafından yazılmıştır Caminin halı desenleri Afyon Ulucamii'ndeki halı desenleri göz önüne alınarak hazırlanmıştır Caminin avizeleri, mihrabı, minberi, kapıları, çinileri ve mermerleri özel olarak tasarlanmış ve ince bir işçilikle yapılmıştır İç tezyinatta Klasik Osmanlı Mimarisi örnek alınmış, malzeme olarak çini, mermer, sarı maden, altın varak ve özel boyalar kullanılmıştır Vazgeçilen Tasarım Ünlü mimar Vedat Dalokay tarafından yapılan, son derece modern ve yenilikçi bir yapı olan ilk cami tasarımı geleneksel çevrelerce çok tepki toplayınca, daha geleneksel stilde olan (ve büyük ölçüde İstanbul'daki Sultanahmet Camii'ni örnek alan) bugünkü yapı Hüsrev Tayla and M Fatin Uluengin tarafından tasarlandı Vedat Dalokay'ın tasarımı tamamlanabilmiş olsaydı, bugün Kocatepe'ye dünyanın en ünlü camilerinden biri olan ve yine Vedat Dalokay tarafından tasarlanan Pakistan'daki Şah Faysal Camii'ne benzer bir yapı inşa edilmiş olacaktı Zira, söz konusu yapı Dalokay'ın Kocatepe Camii tasarımının değiştirilmiş bir örneğidir ve bugün modern İslam mimarisinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir Maltepe Camii Cumhuriyet döneminde yapılan diğer bir önemli cami olan Maltepe Camisi, Çankaya'da bulunur Mimari açından Osmanlı mimarisi'ne benzeyen cami, yeşil bir kubbeye sahiptir Eni 20 m, boyu 20 m yüksekliği 30 m olan Maltepe Camisi, beyaz taş ve tuğladan inşa edilmiştir Caminin birer şerefeli 50 m yüksekliğinde iki minaresi vardır Minarelerde 142 merdiven ile şerefeye çıkılır |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentAtakule Atakule Alışveriş Merkezi, Ankara'da, döner restoranlı kulesi ile meşhur alışveriş merkezi Gayrimenkul değerleri açısından en fazla kıymet artışı gerçekleşen Çankaya İlçesi'nin Cinnah Caddesi ile Çankaya Caddesi'nin kesiştiği, Zübeyde Hanım Meydanı'na cepheli konumdadır Konum Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Konutları yakınında, Botanik Parkı üstünde, şehir manzarasına tamamen hakim olan Alışveriş Merkezi'nin çevresinde, çeşitli Büyükelçilik binaları ile konut ve işyeri amaçlı 4-6 katlı yapılar mevcuttur Atakule Alışveriş Merkezi'ne Anıtsal nitelik kazandıran 125 metrelik Kule, döner platformu ile Türkiyede bir benzerinin bulunmayışı sebebiyle yapıyı kentin simgesi haline getirmektedir Tarihçe 13 Ekim 1989 tarihinde Ankara'nın başkent oluşunun 66 yıl dönümüne denk gelen günde 8 Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından açılışı yapılan Türkiye'nin ikinci ve Ankara'nın ilk Alışveriş Merkezi başkentte hizmet vermeye başlamıştır Modern Alışveriş Merkezinin plan ve projesi Mimar Ragıp Buluç tarafından hazırlandı Kutlutaş İnşaat Firması ile tamamı Türk Mühendis ve işçileri tarfından inşaa edilen çarşı temelleri 1987 yılında dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından atıldı İsmi düzenlenen bi yarışma ile Ankara halkı tarafından verilmiştir Mimari yapısı ve konumu itibariyle de önemli bir turizm merkezidir Alışveriş Merkezi Atrium çarşı niteliğinde inşa edilen ve tamamı alışveriş merkezi olarak faaliyet gösteren, sosyal ünite olarak nikah ve kokteyl salonu bulunan 5 katlı bölümdür Kule bölümü 125 m yükseklikte inşa edilmiş betonarme taşıyıcı sistemli yapı özelliğinde, çıkış ve inişte şehir manzarasına hakim iki adet asansörle 87 m yükseklikte seyir terasına ulaşılmaktadır Bu bölümün altında Cafe-Bar katı, üzerinde ise döner platformlu lokanta katı yer almaktadır En üstte ise, kubbe altında kokteyl salonu bulunmaktadır Alışveriş Merkezi ve Kule de mevcut altyapı ve tesisata ilave olarak, yangın ihbar,gaz alarm, yangın söndürme, güvenlik kamera sistemi, klima , müzik ve dahili yayın, uydu anten ve yayın, panoramik asansörler merdivenler, parotoner ile havuz ve su gösterileri gibi tesisler yapıya güvenlik ve konfor artırıcı özellik kazandırmaktadır Ayrıca Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilen döner platformlu lokanta ve seyir teraslı kule, teknolojik özelliği ile tesise anıtsal ve simgesel nitelik kazandırmaktadır |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentParklar Atatürk Orman Çiftliği Atatürk'ün 5 Mayıs 1925 yılında, Ankara'da modern bir çiftlik kurulması için verdiği talimat ile kurulmuştur Türkiye'yi bağımsızlığa kavuşturduktan sonra, "Milli ekonominin temeli tarımdır Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermeliyiz Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca ulaşmayı kolaylaştıracaktır Fakat bu hayati işi isabetle amaca ulaştırabilmek için, ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım siyaseti uygulamak ve onun içinde her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek uygulayabileceği bir tarım rejimin kurmak lazımdır" diyerek tarıma verdiği önceliği belirtmiştir "Yeşili görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur Burasını öyle ağaçlandırınız ki kör bir insan dahi yeşillikler arsında olduğunu fark etsin" diyerek Atatürk Orman Çiftliği'nin kurulmasında öncü olmuştur Ayrıca, bozkır ortasına kurulmuş olan ülkenin yeni başkenti Ankara halkının rahatlıkla gezebileceği, nefes alacağı, yaz, kış yeşil kalabilecek bir yer, bir doğa güzelliği yaratma isteği de önemlidir Ülkenin tanınmış tarımcılarını Çankaya Köşkü'ne çağırtarak, Ankara civarında modern bir çiftlik kurmak istediğini söyler ve bu amaca uygun bir arazi bulmaları emrini verir Söğütözü - Atatürk'ün Kulübesi Atatürk, 1926 yılında Atatürk Orman Çiftliği'ni kurarken Söğütözü koruluğunu beğenerek, zaman zaman gelip dinlenmek üzere bir kulübe yaptırmıştır Evin çevresine kendi eliyle söğüt ve çam ağaçları dikmiştir Tamamlanmasının ardından Atatürk, bu çiftliği devlet hazinesine bağışlamıştır ve bugün de "Devlet Ziraat İşletmeleri" adı altında hâlen faaliyetlerini sürdürmektedir Gençlik Parkı Ankara'nın tarihi parklarından biridir Ulus'taki park, Cumhuriyetin ilk yıllarında bataklıklarla kaplı olan 28 hektar büyüklüğündeki arazide kurulmuştur Park yapılmasına karar verilen arazinin bir bölümünde "Ay-Yıldız" adında bir futbol sahası bulunmaktaydı Parkın inşaatına 1936 yılında başlandı 600 bin TL ödenek ayrılarak iki yılda bitirilmesi planlanan park 19 Mayıs 1943 günü hizmete açıldı İlk projede, Ankara ikliminde yaşayabilecek kuşlar için bahçe, açık hava halk tiyatrosu, çocuk bahçesi, labirent, yüzme havuzu ve atlı gezintiler için 2200 metrelik bir gezi yolu bulunmaktaydı 1951 yılında gösteri için gelen İtalyan oyun parkı Lunapark'ın benzeri, Gençlik Parkı içinde kuruldu 1956 yılında "Bugünkü Ankara" adında bir sergi açıldı 1957 yılında TCDD tarafından parkı dolaşan iki minyatür tren işletilmeye başlandı Daha sonra park içerisinde nikah salonu kuruldu 2007, 2008 ve 2009 yıllarında yenilenen parka, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun işbirliği ile Türkiye'nin ilk bilim merkezi kurulmaktadır Altınpark Altınpark, Ankara ili'nin Altındağ ilçesinin Aydınlıkevler semtinde bulunan, 640 bin m² bir alan üzerinde, %85'ini yeşil alan ve gölet düzenlemeleri, %15'ini de yapılar ve meydanların oluşturduğu Ankara'nın en büyük rekreasyon alanlarından biridir 1977 yılına kadar golf kulübü olarak kullanılan bu alana 1985 yılında açılan yarışmada birinci gelen projenin uygulanması ile bugünkü Altınpark ortaya çıkmıştır 640 bin m² alanın 261160 m²'si yeşil alan, 32700 m²'si gölet, 46758 m²'si çalıdır Ayrıca 17466 m²'lik bir alanda ağaçlar vardır Abdi İpekçi Parkı Abdi İpekçi Parkı, Ankara'da, Sıhhiye Meydanı'nda bulunan bir parktır Abdi İpekçi anısına 1981 yılında hizmete açılmıştır Alanı 36,800 m2'dir Parkta geniş çim alanları, havuz, çay bahçesi, çocuk parkı ve gökyüzüne açılmış iki el figürünün oluşturduğu bir heykel bulunmaktadır Mogan Gölü | Gölbaşı Mogan Gölü veya yerel adıyla "Gölbaşı", Ankara'nın 25 km güneyinde Gölbaşı ilçesinde bir göldür Uzunluğu 4 km, genişliği 1,25 km'dir, yözölçümü 2,5 mm2'dir Alüvyon birikimini arkasında oluşmuştur, gölün suyu hafif tuzludur Eymir Gölü ile bağlantılıdır Göl kıyısında kurulan Mogan Gölü Çevresi Rekreasyon Alanı 601879 m2'lik bir alana sahiptir Bunun 203650 m2'lik bir kısmı "Doğa Parkı" olarak ayrılmıştır, burada göç eden kuşların konaklaması mümkün kılınmıştır Rekreasyon alanında yürüyüş yolları, spor alanları, iskeleleri, piknik alanları, at maneji, spor, eğlence ve lokanta tesisleri bulunmaktadır Mogan gölü sularında Sazan, kadife balığı, kerevit yetişir Göl, şehirsel ve endüstriyel kirlenmeye maruzdur 2008'de Kızılırmak nehrinden göle su verilerek suyun oksijenlenmesi sağlanmıştı, 2009'da bu su verilmeyince binlerce yavru gümüş ve sazan balığı ölmüştür |
Ankara | Başkent |
08-04-2012 | #15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ankara | BaşkentKurtuluş Parkı Ankara'nın en tanınan parklarından biridir Kurtuluş Mahallesi'nde yer alır İçinde bir de paten sahası vardı ama artık yok, onun yerine düğün salonu açıldı Etrafındaki özel zeminli yürüyüş ve koşu pisti farklı yaşlardan birçok insanı kendisine çekmektedir Güvenpark Ankaranın Kızılay semtinde bulunan park içerisindeki anıt ile özdeşleşerek şehrin en merkezi yerlerinden birinde konumlanmıştır Kuğulu Park Ankara ili'nin Çankaya ilçesinde bulunan bir parktır Park, Tunalı Hilmi Caddesi üzerinde bulunur Park, Ankara'nın simgelerinden birisidir Parkın havuzunda, aralarında kuğular ve ördeklerin bulunduğu su kuşları yer alır Park, adını Pekin'den özel olarak getirilen ve burada yaşayan kuğulardan alır 1960'lı yıllarda Polonya Büyükelçiliği sınırlarında kalan parkın içinden dere geçerdi Derenin kenarlarında ise kavak ağaçları bulunuyordu Tunalı Hilmi Caddesi'ni de kapsayan Kavaklıdere semti adını bu dere ve kavak ağaçlarından alır Tarihi ve doğal güzelliği nedeniyle park, TC Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından 'SİT' alanı olarak belirlenmiştir Göksu Parkı Ankara'nın büyük parklarından biridir Eryaman'da eski Susuz göleti üzerine kuruludur Göksu parkı 3 ayda bitirilerek 2003 yılı Haziran ayı sonunda hizmete açılmıştır Toplam kullanım alanı 508000 m2 dır Bu alanın 141000 m2 si göletten oluşmaktadır Lokantalar ve dinlence yerlerinin dışında lunapark bölümleri de vardır İstanbul Yolu üzerinde şehir merkezinden 20 km dedir Ancak şehrin son zamanlarda gelişmesi sayesinde şehir merkeziyle iç içe geçmiştir Halen açılması beklenen metro hattıyla hem semtin hem de parkın cazibesinin artacağı düşünülmektedir Göksu Parkı Kızılay'a 25km uzaklıktadır Otomobille İstanbul Yolu Eryaman ayrımından, toplu taşıma ile 540 Eryaman-Sıhhiye ve 541 Eryaman-Bakanlıklar otobüsleri ve Ulus-Eryaman dolmuşlarıyla ulaşılabilir Parkta Yapılabilecek Sporlar;[*]Model Araba[*]Tenis[*]Plaj Voleybolu[*]Go-Kart[*]Su Bisikleti[*]Futbol[*]Yürüyüş[*]Basketbol[*]Voleybol[*]Dağ Kızağı Botanik Parkı Ankara ili'nin Çankaya ilçesinde bulunan, 65 bin m² bir alan üzerinde kurulu parktır Park, Çankaya Caddesi ile Cinnah Caddesi arasında 1970 yılında kurulmuştur Parkın ortasında bir havuz, çocuk bahçesi ve çiçek serası vardır 65 bin m² alanın 29476 m²'si yeşil alan, 15532 m²'si sert zemin, 16747 m²'si ağaçlık alan 1330 m²'si havuzdur Harikalar Diyarı Ankara'nın Sincan ilçesine bağlı Fatih semtinde bulunan ve 1 milyon 300 bin m²'lik alanıyla Avrupa'nın en büyük parkıdır Yüzölçümü 1 320 000 metrekare olan park 5 Ekim 2004 tarihinde açılmıştır Ankara Büyükşehir Belediyesi çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı tarafından yaptırılan parkta halı sahalar, basketbol sahaları, tenis kortları, mini golf sahaları, go kart alanı, kaykay pisti ve 5000 kişi oturma kapasiteli Nejat Uygur amfi tiyatrosu bulunmaktadır |
|