Bırakınız Yapsınlar Politikası |
06-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bırakınız Yapsınlar PolitikasıBırakınız Yapsınlar Politikası Fransızca Laissez-Faire, en az devlet müdahalesine dayaklı politikadır Terim, kökeni belli olmamakla birlikte, genellikle, 1756-78 arasında Fransa’da ünlenen ve Fizyokratlar olarak anılan iktisatçılarla ilişkilendirilir İngiltere’de Adam Smith’in etkisiyle gelişen “Bırakınız Yapsınlar” politikası klasik iktisat biliminden büyük destek görmüştür Bırakınız Yapsınlar, 19 yüzyılda özellikle yaygın bir görüştü Savunucuları, bireysel etkinliğe müdahale edilmemesi savını, klasik iktisattaki doğal ekonomik düzen varsayımına dayandırıyordu İngiliz iktisatçı John Stuart Mill, ekonomik etkinliklerde devlet müdahalesinden yana olan ve buna karşı çıkan görüşleri sergilediği Principles of Political Economy (1848; Siyasal İktisadın İlkeleri) adlı yapıtıyla bu felsefenin iktisatta yaygın biçimde kullanılmasına öncülük etti Bırakınız Yapsınlar, yalnız ekonomik değil, aynı zamanda da siyasal bir öğretiydi “Kişi kendi amaçları doğrultusunda çabalarken bir parçası olduğu toplum için de en iyisini yapmış olur” düşüncesi 19 yüzyılın yaygın kuramıydı Devletin görevi, düzeni ve güvenliği sağlamak, kendi amaçları doğrultusunda davranan bireye müdahale etmemekti Bu felsefe 1870’lerde en gözde durumdaydı Ama 19 yüzyıl sonlarında, sanayideki büyümenin yol açtığı önemli değişiklikler ve seri üretim tekniklerinin uygulanmaya başlaması, “Bırakınız Yapsınlar” ın yol gösterici bir felsefe olarak yetersizliğini kanıtladı Özgün kavramın geniş destek gören yeni kuramlar karşısında yenik düşmesine karşın, “Bırakınız Yapsınlar” felsefesinin hala bazı yandaşları vardır AnaBritannica |
Bırakınız Yapsınlar Politikası |
06-27-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bırakınız Yapsınlar PolitikasıBırakınız yapsınlar Buradan Bruegel adlı düşünce kuruluşunun yayımladığı Harvard profesörlerinden Jeffry Frieden' in "Küresel Kapitalizm Bir Defa Daha Yıkılacak mı?" başlıklı konuşmasına geçelim Önce Pisani-Ferry'nin yazdığı önsözdeki istatistikleri aktarayım AB vatandaşlarının yüzde 47'si küreselleşmeyi işini kaybetmenin, azalan ekonomik güvencenin ve artan eşitsizliğin nedeni olarak görüyor ve bir tehdit olarak algılıyor Küreselleşmeyi bir fırsat olarak görenlerin oranı ise sadece yüzde 37 Fransa ve Yunanistan'da tehdit algılaması yüzde 70'lere tırmanıyor Frieden de konuşmasında küresel entegrasyon sürecinin sürüp sürmeyeceğini sorguluyor Bu soruyu akıllarına getirmeyenlere de I Dünya Savaşı sonrasında küreselleşen kapitalizmin yıkılışını hatırlatıyor Bunun nedenini ise Keynes'in şu sözleriyle özetliyor: "Bırakınız yapsınlar ve serbest piyasa varsayımlarına dayanan ekonomi prensipleri ile, bu varsayımları hızla reddeden toplumları yönetmeye çalışmak" Değişen ekonomik ve sosyal koşullar karşısında zarara uğrayan geniş kitleleri, eski ekonomi politikaları ile yönetmeye çalışmak çöküşü hazırlıyor |
|