İspanyol Edebiyatı |
06-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İspanyol Edebiyatıİspanyol Edebiyatı
Roja, Celestina (1499 ve 1526) adlı romanında pek çok engeller sebebiyle kavuşamayan iki sevgilinin başından geçenleri konu edinir Hem İspanya'da hem de Avrupa'da gerçek dışı kişilerin kahramanlıklarını ve aşklarını konu edinen abartılı pek çok şövalye romanı yazılmıştır Ayrıca çobanların gerçek dışı aşk ilişkilerini konu edinen çoban romanları da yazılmıştır İspanya'nın bu dönemdeki en önemli roman yazarı Cervantes (1547-1616)'tir Cervantes'in Don Kişot (1605) adlı romanı modern romanın başlangıcı sayılmaktadır Cervantes, gerçekle hayalin çatışması temeline kurulu olan romanda sövalyeliğin eleştirisi ve yergisinin yanında insan gerçeğinin pek çok boyutlarına yer verir Tiyatroda ise Lope de Vega (1562-1635) en önemli isimdir
AYAĞI KARINCALI Yalnız bir kadın sanmıştım önce Oysa kocasını aldatan biri Irmağın orda buluştuk Gece, Santiago gecesi, Işıklar sönüp birer birer Yanmaya durunca ateşböcekleri, Son birikintisinde şehrin Dokundum uykulu memelerine Türkülü çiçeklerin dalları gibi Göğsü gözlerime açılıverdi Ve on iki hançerin bir kerede Yırttığı ipek gibi sinirli Hışırtısı kulaklarımda Kolalanmış eteklerinin Işıksız tepeleri ağaçların Yollar boyunca kocaman kocaman Ve ufuk köpeklerin ufku Irmaktan ötelere havlıyordu Ne varsa üstünden atlayıp geçtik Böğürtlenler, dikenler, karaçalılar Saçındaki topuzun yere yatınca Yumuşak toprakta açtığı çukur, Ben boyunbağımı attığım zaman Çözüşü onun da düğmelerini, Sıra silahlı kemerime gelince Sıyrılışı giysilerinden art arda, Sümbüllerin mi kurbağaların mı Olamaz hiçbirinin böyle bir teni, Ne de billurun ay ışığında Sunabildiği var bu ışıltıyı Kalçaları altımda kaçışıyordu Hani ürkmüş balıklar gibi Bir yanı tutuşmuş, ateş çemberi Bir yanı buza kesmiş, sepserin, O gece dörtnala gördüm kendimi Sedeften, küçük bir taya binmişim Gördüm, ne dizgin ne de üzengi At koşturuşlarımın en güzelini Neler anlattı sevişirken Ama söylememem erkeğim ben Hem böyle ağzı sıkı görünmemi Aydınlık akıl da istiyor zaten Öpüşlere, toz toprağa bulanmış Uzaklaştık kıyının ordan Süsenler silahlarını ayarlıyordu Gecenin esintilerine karşı Dürüst bir Çingene olarak Üstüme düşeni yaptım ben de Koca bir dikiş sepetini Armağan ettim ayrılırken, Ama kuşkusuz sürekli bir aşkı Aklımın ucuna bile getirmemiştim, Çünkü hâlâ, evli değilim, diyordu Kocasına bunu bunu yapıp da Yürüdüğümüzde ırmağa doğru |
|