Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Ekonomi / İktisat / İşletme

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
birden, ertelemesi, iflas, tekmili

Tekmili Birden Iflas Ertelemesi

Eski 01-04-2015   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Tekmili Birden Iflas Ertelemesi



TEKMİLİ BİRDEN İFLAS ERTELEMESİ
HAZIRLAYAN:ABDULLAH ÇAVUŞ



1 İFLAS ERTELEMESİ:



İflasın ertelenmesi kurumu Türk hukukunda uzun zamandan beri mevcut olan bir hukuki çaredir Ancak, kurumu düzenleyen hükümlerin yetersizliği bu kurumun varlığını Türk hukukçularına adeta unutturmuştur Bu nedenle, İcra ve İflas Kanunu (İİK) Tadil Komisyonunda iflasın ertelenmesi kurumu etraflı olarak ele alınmış ve İsviçre’deki gelişmelere paralel olarak, hatta bu gelişmelerin de ötesine geçecek şekilde yeniden düzenlenmiştir

Böylece 30/7/2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununda çeşitli değişiklikler yapan 4949 sayılı Kanunla iflasın ertelenmesi kurumu, işler bir hale kavuşturulmuştur

Bugün iflasın ertelenmesinin uygulamanın en rağbet gören araçlarından biri olduğu görülmektedir

Bununla birlikte İflas Erteleme konusu sadece 2004 sayılı kanunda yapılmış bir düzenleme olmayıp, Türk Ticaret kanunlarında ve kooperatifler kanununda da iflas ertelemesine ilişkin hükümler bulunmaktadır

İflâsın ertelenmesi İcra ve İflâs Kanunumuzun (İİK mad 179, 179a, 179b), Kooperatifler Kanunumuzun 63 maddesinde, eski Ticaret Kanunumuzun 324 maddesinde, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunumuzun 376 ve 377 maddelerinde iflas ertelemesine ilişkin hükümler bulunmaktadır

Yeni Ticaret Kanunundaki 376 Madde 6762 sayılı eski kanunun 324’üncü maddesinin yerine geçmiştir Keza 6102 sayılı yeni Ticaret kanunun 377 Maddesinde de İcra ve İflas Kanununun 179 ilâ 179/b maddelerine atıflar yapılmıştır

Bu düzenlemeler çerçevesinde verilen iflâs erteleme kararları ile borca batık olan sermaye şirketleri ve kooperatiflerin mali durumlarının iyileştirilmesinin mümkün olması halinde iflâslarının önlenerek malvarlıkları koruma altına alınmış, hem borçlu şirket veya kooperatif hem de alacaklıları açısından her iki tarafın da menfaatinin korunması sağlanmıştır

2 İCRA İFLAS KANUNUNDA İFLASIN ERTELENMESİ
21 Madde 179:

İflas ertelenmesi konusu 2004 sayılı Kanunun 179 uncu maddesinde düzenlenmiştir madde metni aynen aşağıdaki gibidir
Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflası:
Madde 179 - Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir Şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir

Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları dinleyebilir İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır

2 2 Madde 179/a :
Madde 179/a- (Ek: 17/7/2003-4949/50 md)
İflâsın ertelenmesine karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri iyileştirme projesini de göz önünde tutarak alır
Mahkeme erteleme kararı ile birlikte kayyım atanmasına karar verir Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir
İflâsın ertelenmesi kararında kayyımın görev ve yetkileri ayrıntılı olarak gösterilir




Mahkeme erteleme kararının hüküm fıkrasını 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan eder ve gerekli bildirimleri yapar

2 3 Madde 179/b :
Erteleme kararının etkileri:
Madde 179/b- (Ek: 17/7/2003-4949/50 md)

Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez
Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticarî işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir
(Değişik dördüncü fıkra: 12/2/2004-5092/4 md) Erteleme süresi azami bir yıldır Bu süre kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak mahkemece uygun görülecek süreler ile uzatılabilir; ancak uzatma süreleri toplamı dört yılı geçemez Kayyım, mahkemenin belirleyeceği sürelerde iflâsı ertelenenin faaliyetleri ve işletmenin durumu konusunda düzenli olarak mahkemeye rapor verir
İflâsın ertelenmesi talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflâsına karar verir Erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan şirketin veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflâsına karar verebilir
İflasın ertelenmesi borca batık olan bir durumda olan bir sermaye şirketinin, mali durumunun ıslahının mümkün olması halinde, o şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir kurumdur Bu suretle mali bakımdan güçlük içinde bulunan sermaye şirketine durumunu düzeltmesi için son bir süre verilmektedir İflasın ertelenmesinin niteliği Y19HD T742005, E2005-448/K2005-3753 sayılı kararında;
… “İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketi ve kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olması halinde iflası önleyen bir kurumdur İflasın ertelenmesinde amaç, sermaye şirketi ve kooperatifin ekonomi içinde kalarak faaliyetine devamını sağlamak ve alacaklıların iflasa bağlı olumsuz sonuçlardan etkilenmemesidir İflasın ertelenmesi talebinin amacı gözetildiğinde tedbirlerin işletmenin faaliyetlerini sürdürerek durumunu düzeltmesine engel olmaması gerekir Ancak erteleme talebinin kabulü sonucunda alınacak tedbirler yasal sınırlar içerisinde değerlendirilmelidir
Şeklinde açıklanmıştır

İflasın ertelenmesinde şirketin veya kooperatifin yararı olduğu kadar alacaklıların da yararı bulunduğundan İİK’nun 179/1 maddesinde alacaklılara da iflasın ertelenmesini isteme hakkı verilmiştir

Bu husus Yargıtay’ın (Y19HD 1152006, 2006/1472-2006/5159 ve Y19HD10032005, 2004/13373, 2005/2443) kararlarında; “İflasın ertelenmesi kurumu erteleme talebin bulunan şirketin menfaati göz önüne alınarak düzenlenmiş ise de, alacaklıların menfaatleri de kuşkusuz korunmalıdır” Şeklinde ifade edilmiştir Kanun iflasın ertelenmesinde güdülen amacın gerçekleşebilmesi için hakime sermaye şirketinin veya kooperatifin “malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri” alma yetkisini vermiştir

3 KOOPERATİFLER KANUNUNDA İFLASIN ERTELENMESİ:

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun “Kooperatifin aczi halinde yapılacak işler” başlığı altındaki 63maddesinde aynen aşağıdaki hükümler yer almaktadır
“Kooperatifin aczi halinde bulunduğunu kabul ettirecek ciddi sebepler mevcut ise yönetim kurulu piyasada cari fiyatlar esas olmak üzere, derhal bir ara bilançosu tanzim eder Son yılın bilançosu veya daha sonra yapılan bir tasfiye bilançosu veyahut daha yukarda sözü geçen ara bilançosu kooperatif mevcudunun, borçlarını artık karşılamayacağını belirtiyorsa yönetim kurulu, Ticaret Bakanlığına ve yapı kooperatiflerinde İmar ve İskan Bakanlığına da keyfiyeti bildirir ve genel kurulu derhal olağanüstü toplantıya çağırır




Pay senetleri çıkarılmış olan bir kooperatifte son yılın bilançosunda kooperatif varlığının yarısı karşılıksız kalırsa yönetim kurulu derhal genel kurulu toplantıya çağırarak durumu ortaklara arz eder Aynı zamanda ilgili mahkemeye, Ticaret Bakanlığına ve yapı kooperatiflerinde İmar ve İskan Bakanlığına da bilgi verir Ancak, ortakları ek Ödemelerle yükümlü olan kooperatiflerde, bilançoda tespit edilen açık, üç ay içinde ortakların ek ödemeleriyle kapanmadığı takdirde Ticaret Bakanlığı ve yapı kooperatiflerinde İmar ve İskan Bakanlığı da haberdar edilir
Mali durumun düzeltilmesinin mümkün görülmesi halinde mahkeme yönetim kurulunun veya alacaklılardan birinin isteği üzerine iflasın açılmasını erteleyebilir Bu takdirde, mevcutlar defterinin tutulması, yönetim memuru atanması gibi kooperatif varlığının korunmasına ve devamına yarayan tedbirleri alır
Şeklinde düzenlemeler yer almaktadır

4 6102 SAYILI YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA İFLASIN ERTELENMESİ:


41 Madde Metinleri:
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunun 376 ve 377 maddelerinde iflas ertelemesine ilişkin hükümler bulunmaktadır Bu hükümler aynen aşağıdaki gibidir
Madde : 376
Sermayenin Kaybı Ve Borca Batık Olma Durumu
Çağrı ve bildirim yükümü
(1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar
(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer
(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/16 md) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur

Madde 377- İflasın ertelenmesi
(1) Yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı yeni nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir Bu hâlde İcra ve İflas Kanununun 179 ilâ 179/b maddeleri uygulanır

42 Madde Gerekçeleri:
421 Madde 376 :

376 ncı madde 6762 sayılı Kanunun 324 üncü maddesinin yerine geçmiştir Mevcut maddenin hükümleri bir ölçüde korunmuştur Ancak, uygulamada sıkça rastlanılan sorunlar dikkate alınarak yeni kurallar öngörülmüştür Bu da Tasarı hükmüne yeni hüviyet vermiştir Ayrıca 6762 sayılı Kanundaki 324 üncü maddenin bilânço hukukuna uymayan hükümleri düzeltilmiştir 376 ncı madde düzenlenirken İcra ve İflâs Kanununda 4949 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler, AET’nin İkinci Yönergesi ve İsv BK m 725′e 1991′de yapılan ekler de dikkate alınmıştır Hüküm paysahiplerinin, alacaklıların, sermaye piyasası aktörlerinin yatırımlarını ve genel ekonomik menfaatleri korumayı amaçlamaktadır
Birinci fıkra: Birinci fıkraya göre, son yıllık bilânçodan sermaye ile kanunî yedek akçeler toplamının yarısının zararlar sonucu karşılıksız kaldığının, yani yitirilmiş bulunduğunun anlaşılması halinde, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırmaya ve uygun gördüğü gerekli önlemleri kurula sunmak zorundadır Bu önlemler, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerin kapatılması ya da küçültülmesi, iştiraklerin satışı, pazarlama





sisteminin değiştirilmesi vs olabilir Önlemler 378 inci madde uyarınca tehlikelerin erken teşhisi komitesince de zaten daha önceki tarihlerde önerilmiş olabilir Hükmün uygulanabilmesi için, kanunî yedek akçeler dışındaki açık yedek akçelerle de zararın kapanmamış olması ve arta kalan zararın sermaye ile kanunî yedek akçeler toplamının yarısını geçmesi gerekir “Sermaye” terimi ile bilânçoda sermaye kalemi altında yer alan esas sermaye ve kayıtlı sermaye sisteminde çıkarılmış sermaye; kanunî yedek akçe ile, 519 uncu madde hükmünde düzenlenen akçeler kastedilmiştir
Yönetim kurulunun, genel kurulu hemen toplantıya çağırması, şirketin finansal yönden kötü durumda bulunduğunu bütün açıklığıyla kurula anlatması, hatta bu konuda bir rapor vermesi, zararların sebeplerini (kaynaklarını) göstermesi ve tedavi çareleri önermesi gerekir, aksi halde yönetim kurulu sorumlu olur Birinci fıkraya göre durum son yıllık bilânçoya göre belirlenir Söz konusu açık, bir ara bilânçodan anlaşılmış veya 378 inci maddeye göre çalışan komitenin vereceği raporlarda belirtilmişse, yönetim kurulu son yıllık bilânçoyu beklememelidir Kaybın varlığı birinci fıkranın işlemesi için yeterlidir 378 inci maddeye göre erken teşhis ile görevli olanlar da durumu tespit edince yönetim kurulunu bilgilendirmelidir Ancak, söz konusu kişi ve komitelerin sadece ikaz borçları vardır Genel kurulu toplantıya çağırmak yönetim kurulunun görevidir Kötüleşme aylık hesaplardan anlaşıldığı takdirde, yıllık bilânço esaslarına göre bir ara bilânço çıkarılması da gerekebilir
Yönetim kurulunun iyileştirici önlem önerilerini ilgili komitelerle birlikte oluşturması ve durumu açıklayıcı raporda bu komitelerin görüşlerine yer vermesi ratio legis gereğidir Yönetim kurulunun, genel kurulu toplantıya çağırma görevini ihmâl etmesi halinde, bu kurulu azlık toplantıya çağırabilir

İkinci fıkra: Son yıllık bilânçodan, zararlar sebebiyle sermaye ile kanunî yedek akçeler toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, yönetim kurulunun çağrısı üzerine genel kurul iki karardan birini alabilir,
(1) sermayenin üçte biri ile yetinme, yani sermayenin azaltılıp zararın bünye dışına atılması;
(2) tamamlama Bu iki karardan birini almamışsa anonim şirket sona erer Tasarının genel kurulu bu seçenekler arasında tercih yapmaya zorlamasının sebebi, şirketin durumunu bir an önce açıklığa kavuşturmak düşüncesidir
Tamamlama ile, azaltılan sermaye kadar veya ondan fazla sermaye artırımı yapılması veya bilânço açıklarının paysahiplerinin tümünce (Tasarı m 421 (1), b1) veya bazı paysahipleri tarafından kapatılması ya da bazı alacaklıların alacaklarını silmesi kastedilmektedir Tamamlamada oybirliği sağlanırsa her paysahibi bilânço açığını kapatacak parayı vermekle yükümlüdür Bu yoldaki bir genel kurul kararı Tasarının 421 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci bendi anlamında bir belirli olaya özgü ek yüküm ihdas etmiş demektir Bu ek yüküm ne sermaye konulması ne de borç verilmesi olmayıp karşılıksızdır Oybirliği sağlanmamışsa bazı paysahiplerinin kendi istekleriyle tamamlama yapmalarına engel yoktur “Sermaye”, “kanunî yedek akçe” ve “son yıllık bilânço” kavramlarının anlamı birinci fıkranın gerekçesinde açıklanmıştır
Üçüncü fıkra: Üçüncü fıkra şirketin borca batık olması durumunda uygulanacak kuralları göstermektedir “Borca batık olma” kavramı, şirket aktifleri yıllık bilânçoda olduğu gibi defter (iktisap) değerleriyle değil – fakat gerçek (olası satış değerleri) değerleriyle değerlemeye tâbi tutulsalar bile alacaklıların, alacaklarını alamamaları, yani şirketin borç ve taahhütlerini karşılayamaması demektir Borca batık durumda olmanın işaretleri, yıllık bilânçodan, aylık, üç aylık veya altı aylık hesap durumlarından, denetçinin, erken teşhis komitesinin raporlarından ve/veya yönetim (Tasarı m 367) ile yönetim kurulunun belirlemelerinden ortaya çıkabilir Böyle işaretler varsa, yönetim kurulu hem işletmenin devamı esasına göre hem de aktiflerin olası satış değerleri üzerinden bir ara bilânço düzenletip denetçiye verir İki bilânço çıkarılmasının çeşitli yararları vardır Varlıkların olası satış değerlerine göre çıkarılan bilânço şirketin iflâsı için yönetim kurulunun mahkemeye başvurmasına gerek olup olmadığını ortaya koyar İsviçre öğretisinde işletmenin devamı esasına göre bilançonun incelikle çıkarılması gerektiği ileri sürülür
Aktif ve pasiflerin işletmenin sürekliliğine göre değerlendirilmesi, faaliyetine devam edecek bir işletme esas alınarak değerlendirme yapılması demektir Böyle bir değerlendirme işletmenin borca batık olma durumuna rağmen bazı olgular, beklentiler, etkisini yitiren sebepler dolayısıyla şirketin yaşama ümidinin var olup olmadığını ortaya koyar Meselâ, bir şirketin kuruluşunun ilk yıllarında yaptığı yatırım dolayısıyla borca batık olmasına karşılık ileriki yıllarda kâr edilebileceği olasılığının yüksek olması dolayısıyla uzman bir işletmeci tarafından farklı değerlendirilebilir Bu tür bir değerleme yatırımların sonuçlarını da hesaba katar

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tekmili Birden Iflas Ertelemesi

Eski 01-04-2015   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tekmili Birden Iflas Ertelemesi



İsviçre öğretisinde, “işletmenin sürekliliği değeri”nin dikkate alınmasının gereksiz olduğu, olası satış değerlerine göre çıkarılan bilânçonun işletmenin durumunu ortaya koyacağı eleştirisi yapılır Bu iki bilançonun farklı sonuçlar vermesi, özellikle işletmenin sürekliliği esasına göre çıkarılan bilançonun olumlu, diğerinin olumsuz olması halinde nasıl karara varılacağının da bir sorun olduğu düşünülebilir Üçüncü fıkra ara bilânçoların denetçi tarafından değerlendirilmesini şart koştuğundan gerçekçi olmayan beklentiler tehlikesinin bulunmadığı, bilançoları denetçinin tarafsızca yorumlayacağı, somut olaya göre üstün tutulması gerekeni belirleyeceği ve bu yönden ikinci bilânçonun yararlı sonuçlar verebileceği düşünülmüştür Tasarı hükmünün İsviçre ve İcra ve İflâs Kanununun sistemine üstün olan tarafı burasıdır
Ara bilânçoların incelenmesi ve değerlendirilmesi 397 nci ve devamı maddelerde öngörülen ve niteliği 400 üncü maddede belirtilmiş bulunan denetçi tarafından yapılır Denetçinin incelemesini ve önerilerini yedi gün içinde vermesi şartı hükme özellikle konulmuştur Çünkü, yönetim bu rapora göre durumu mahkemeye bildirecek veya buna gerek görmeyecektir Rapor mahkemenin kararlarına esas olur
Hüküm, mahkemeye başvuru zorunluğunu ortadan kaldırabilecek bir yeniliği de içermektedir Bu da, şirket alacaklılarından bazılarının, kendi alacaklarını, diğer alacaklıların alacaklarının sırasından sonraki sıraya gitmesini yazıyla kabul etmeleridir Böyle bir taahhüt etkilerini iflâs halinde gösterir ve önceki alacaklar ödenmeden sona giden alacak garameye katılamaz Bu taahhütlerin tutarı ara bilânço ile ortaya çıkan açığa eşitse, iflâs bildirimi zorunluğu yoktur Başka bir deyişle, bu taahhütlerin tutarı, borca batıklığı ortadan kaldıracak düzeydeyse, kısa vadeli olmayıp süreklilik arzeder nitelikteyse ve taahhütlerin yerine getirilmesi güç şartlara bağlanmamış ise mahkemeye bildirimde bulunulmaz İsv BK 725 (2)’ye 1991 reformunda giren bu hükümle şirketin kurtarılabilmesi şansının artırılması amaçlanmıştır Şirket alacaklılarının aynı zamanda şirketin paysahibi olmaları halinde, bunlar iflâs ile erteleme seçeneğini değerlendireceklerdir Erteleme belli bir takvim gününe bağlı değildir En erken erteleme tarihi böyle bir taahhütte bulunmamış alacaklıların alacaklarının sona ermiş veya temin edilmiş olduğu tarihtir Erteleme bir anlamda istekle sırada en sona giderek şirketi iflâstan kurtarma, ertelemenin son bulduğu tarihe kadar takas, mahsup ve takip yapmama anlamını taşır; yoksa alacaktan feragat edilmiş değildir Bu beyan, zamanaşımına herhangi bir etkide bulunmaz
422 Madde 377:
İflâsın ertelenmesine ilişkin 377 nci madde dört temel kural içermektedir Bunlardan birincisi bir iyileştirme projesi bağlamında iflâsın ertelenmesidir İkinci kural, iyileştirme projesinin emredici nitelikteki içeriği ile ilgilidir Projede Kanunun 376 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen denetçi önerilerinin yer alması ve bu önerilere uygun gerçekçi kaynakların gösterilmiş olması şarttır Denetçinin önerilerinin Kanunun 378 inci maddesinde düzenlenen erken teşhis komitesinin önerileri dikkate alınarak hazırlanmış olmalıdır Proje sahipleri bir tarafa bırakıp kendi önerilerini projeye koyamazlar Ayrıca projenin önerilerinin gerçekleştirilmesi için gerekli nesnel kaynakları göstermesi ve bunlar içinde özkaynakların da bulunması gereklidir Kanun, iflâs konumunda bulunan bir anonim şirketin özkaynak sağlanarak, yani paysahiplerinin sermaye, hatta nakdî sermaye katkılarıyla bu konumdan çıkabileceği düşüncesinden hareket etmiştir Fedakârlık paysahiplerinden gelmelidir Aksi halde erteleme alacaklıları oyalayan bir araca dönüşür Hükümde İcra ve İflâs Kanununun 179 uncu maddesinin birinci fıkrası hükmüne gönderme yapılmıştır Bunun birinci sebebi her iki hükmün birlikte uygulanmasını sağlamak, ikincisi ise İcra ve İflâs Kanununda proje için aranan şartların Ticaret Kanunu için de geçerli olduğunu belirtmektir Üçüncü kural uyarınca Mahkeme iflâsın ertelenmesi talebi üzerine kayyımı derhal atamalıdır Kararla şirket müflis hâle gelir Dördüncü kural, erteleme halinde mahkemenin maddenin üçüncü cümlesindeki önlemleri alması ve kayyımın her üç ayda bir rapor vermesidir

5İFLAS ERTELEMENİN AMACI:

İflâs erteleme hem borca batık sermaye şirketi veya kooperatif hem de alacaklılarının menfaatini korumayı amaçlayan bir uygulamadır Borca batık bir sermaye şirketi veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olması halinde malvarlığı koruma altına alınarak iflâsının önlenmesi, bu şekilde ticari faaliyetini sürdürebilmesi sağlanmış olur Hakkında iflâs erteleme kararı verilen işletmelerin ekonomiye katkı sağlamaya devam etmeleri mümkün hale getirilir Alacaklılar açısından da iflâs ertelemenin sağladığı en büyük fayda; alacaklıların bir bütün olarak korunarak kendilerine borca batık işletmelerden alacaklarını en yüksek, tatmin edici ve eşit oranda almaları imkanı tanımasıdır

6 İFLASIN ERTELENMESİ TALEBİNİN GÜNDEME GELEBİLMESİ İÇİN ZORUNLU OLAN ŞEKLİ KOŞULLAR:

61 Borca Batık Durumda Olmak ve Borca Batıklık Bildiriminde Bulunmak:
Sermaye şirketi (anonim şirket, limited şirket, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket veya kooperatifin) borca batık olması yani borçlarının aktifinin pasifinden fazla olması gerekmektedir Bu durum İİK mad 179/I, c:1′de ifade edilmiştir Burada borca batık olma durumu aciz halinde olmak ile karıştırılmamalıdır İşletmenin aciz halinde olması iflâs erteleme kararı verilmesi için yeterli değildir Yargıtay’ın kararları da bu yöndedir Borca batık olma durumunun hem iflâs erteleme kararının talebi tarihi hem de bu kararın verildiği tarihte mevcut olması gerekmektedir Yargıtay kararlarında, ibraz edilen borca batıklık bilançosu ile yetinilmeyerek ayrıca bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini ve mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmadan borca batıklık halinin kabul edilerek verilen iflâs ya da iflâsın ertelenmesi kararının yanlış olduğunu belirtmektedir Bilançonun yanı sıra şirketin takiplere maruz kalması, çalışanlarının ücretlerini ödeyememesi, çeklerinin karşılıksız çıkması, çekilen protestolar vb olaylar da borca batıklık durumunun varlığına ilişkin kanıtlardan sayılmaktadır
62Mahkemeden İflas Erteleme Talebinde Bulunmak:
İflâs erteleme talebi hâkimin re’sen verebileceği bir karar değildir Bu sebeple iflâs ertelemenin idare ve temsil ile görevlendirilmiş kimselerce yahut alacaklılardan biri tarafından Ticaret Mahkemesinden talep edilmesi şartı bulunmaktadır
Bu talep borca batıklık bildirimi ve iflâs talebi ile birlikte yapılabileceği gibi, iflâs talebi hakkındaki incelemenin sonuna kadar da yapılabilmektedir İflasın ertelenmesi, sermaye şirketleri ve kooperatiflerin, borçlarının aktifinden fazla olması halinde bunların “idare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler” veya “bir alacaklı” tarafından mahkemeden istenebilen ve mahkemece yapılan araştırma sonucu oluşturulan bir iyileştirme tedbiri olup mahkemece takip yapılmasına gerek olmaksızın verilir (İİK 179,TTK324,546, 1136 SKooperatifler Kanunu m63)
63 Kimler İflas Erteleme Talebinde Bulunabilir:
631 İdare ve Temsil ile Yetkilendirilmiş Kişiler:
İİK mad 79/1, c:2 ye göre idare ve temsil ile yetkilendirilmiş kişiler limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulu, anonim şirketlerde yönetim kurulu, kooperatiflerde yönetim kurulu, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yönetim kuruludur
632 Alacaklılar:
Borca batıklık nedeniyle hakkında iflas istenen sermaye şirketinin veya kooperatifin alacaklıları iflasın ertelenmesini isteyebilirler (İİK Md179)
633 Alacağı olan İşçiler:
Şirketten alacağı olan işçiler de iflâsın ertelenmesini talep edebilme imkânına sahiplerdir
64 Avukat Vasıtasıyla İflas Erteleme Talebi:
Eğer bir şirket veya kooperatif iflâs ertelemeyi avukatı ile talep edecekse avukatının vekâletinde iflâs ertelemeye ilişkin özel yetkiyi haiz olması gerekmektedir

65 Şirket veya Kooperatifin Mali Durumunun İyileştirilmesine İlişkin Proje:
İİK 179/I, c:3 maddesinde iflâs erteleme talebinde bulunan kimsenin mahkemeye bir iyileştirme projesi sunması gerektiği belirtilmektedir Bu, sermaye şirketi veya kooperatifin borca batıklıktan kurtulma, mali durumunu iyileştirme ve tüzel kişiliğini devam ettirebilme umudunun varlığına dair somut bir proje olmalıdır Bu projenin incelenmesi ve mahkemenin iflâs erteleme kararını verebilmesi için ayrıca bilirkişi incelemesi yapılması gerekmektedir Çünkü bu tarz projeler teknik ve özel bilgili bilirkişilerce incelenmeli ve iyileştirmeye yönelik inandırıcı ve ciddi bir proje olup olmadığının tespiti yapılmalıdır Mahkemeye sunulan bu proje iyileştirme için gerekli tedbirleri içermelidir Hakimin kendiliğinden şirketi kurtarma tedbirleri öngörmesi, re’sen uygulaması kendisinden beklenemez
66 Ortaklığın Tasfiye Halinde Olmaması:
Tasfiye halindeki anonim şirketlerle ilgili olarak TTK mad 446/II de tasfiye memurunun durumu mahkemeye bildirmesi üzerine ortaklığın iflâsına karar verileceği düzenlemiştir Ancak burada iflâsın ertelenmesinden bahsedilmemiştir Bu sebeple tasfiye halindeki sermaye şirketleri ve kooperatiflerde iflâsın ertelenmesine karar verilmesi iflâsın ertelenmesi uygulamasının amacı dışında kalmaktadır
67 İflasın Ertelenmesi Giderlerinin Peşin Olarak Ödenmesi:

İİK mad 179a/ IV iflâsın ertelenmesi kararının ilanı, İİK mad 179a/II atanacak kayyım için belirlenecek ücretin bir kısmının karşılanması, alınacak tedbirlerin uygulanabilmesi (İİK mad 179a/I) amacıyla giderlerin tayin edilecek süre içinde mahkeme veznesinde depo edilmesi gerekmektedir Aksi taktirde iflâsın ertelenmesi talebi mahkemece reddedilir
68 Menfaat Sahiplerin Zarar Görmemesi:
İflâs erteleme kararının verilmesi durumunda alacaklıların menfaatlerinin, iflâs kararının verilmiş olması durumuna oranla zarar görmemesi gerekmektedirBu durum alacaklıların iflâs erteleme kararı ile daha çok zarara uğramadıklarının kabulü durumudur Yani alacaklıların iflâs erteleme kararı ile uğrayacakları zarar iflâs kararı verilmesi durumunda uğrayacakları zarardan fazla ise iflâs erteleme talebi mahkemece reddedilmelidir

69 Fevkalade mühletten yararlanılmamış olması:
İİK 329a maddesi uyarınca bir sermaye şirketi veya kooperatif fevkalade mühlet elde ettiği takdirde, mühletin bitiminden itibaren 1 yıllık süre içinde İİK 179 ve devamı maddeleri uyarınca iflâsın ertelenmesinden faydalanamaz Bu hükmün getirilmesi kötü niyetli borçluların sürekli olarak iflâs erteleme ile kendilerine yapılacak takipleri engelleme yoluna gitmelerini önlemek amacını taşımaktadır

7 İFLASIN ERTELENMESİ TALEBİNİN GÜNDEME GELEBİLMESİ İÇİN ZORUNLU OLAN MADDİ KOŞULLAR:

71 Borca Batık Olma
72 Maddi Durumun İyileştirilmesi Ümidi
73 Alacaklının Haklarının Korunması Koşulu
İflasın ertelenmesi sonucu alacaklının katlanmak zorunda kalacakları zarar, erteleme kararı verilmeden derhal iflas kararı verilmesi halinde katlanacakları zarardan daha fazla ise iflasın ertelenmesi talebi reddedilmelidir İflasın ertelenmesi kararının verilmesi alacaklının mutlaka daha iyi bir konuma getirilmesi koşuluna bağlanamaz Alacaklıların, derhal açılacak bir iflasa nazaran daha kötü bir duruma düşmeyecek olmaları yeterlidir

8 İFLASIN ERTELENME TALEBİNDE İSTENİLEN İ BELGELER :

a- İflasın ertelenmesine ilişkin yönetim kurulu ve/veya ortaklar kurulu kararı,
b- Şirketin alacaklarını ve borçlarını gösterir liste ,
c- Şirketin Mali Müşavirince tanzim olunan batıklık bilançosu ve gelir tabloları
ç- Bilanço tarihi itibariyle detaylı şirket mizanı ,
d- Ticaret sicil kayıtları, kuruluş ve son ortaklık durumunu gösterir Ticaret Sicil Gazeteleri , tadil tasarıları ,
e- Talep tarihi itibariyle yazdırılmış şirket ticari defterleri (Sadece yevmiye defterinin yazdırılmış olması yeterli)
f- Gayrimenkul listesi ve tapu kayıtları (Varsa) , sigorta poliçeleri ,
g- Menkul mal listesi ,
ğ- Araçların ruhsat fotokopileri (Varsa) , sigorta poliçeleri (Varsa)
h- İİK nun 329/a maddesine göre fevkalade mühlet elde edilmediğine dair beyan ,
ı- Çalışan işçileri gösterir liste (SSK dökümleri) , muhtasar beyannameleri ve tahakkukları ,
i- İyileştirme projesi , nakit akım tablosu , projeksiyonlar ,
k- Öngörülen hedeflere ilişkin evrak ve belgeler , siparişler , sözleşmeler
l- Mahkemece yaptırılan bilirkişi tespit raporu , ve varsa ekspertiz raporları ,
m- Son 3 yıla ilişkin bilanço , gelir tablosu ve kurumlar vergisi beyannameleri ,
n- (Varsa ) Şirketle ilgili takdir ve beratlar , iş bitirme belgeleri , broşürler ,
o- Kira kontratı (Varsa şirketin kiralamış olduğu yerler ile ilgili)
ö- Marka tescil belgesi , İSO belgeleri , Sanayi Sicil belgeleri (Varsa)
p- Talep eden şirketin üretim şeması hakkında bilgi ,
r- İflas ertelemesi ile ilgili avukata verilmiş vekaletname ,
s- Bilirkişi incelemesi ,

9 İFLAS ERTELEMENİN ETKİLERİ VE İSTİSNALARI:

İflâs erteleme kararı verilmesi üzerine sermaye şirketi veya kooperatif hakkında yeni haciz ve iflâs takibi yapılamaz ve daha önceden yapılmış olan tüm takipler durur Kanunda İİK mad 179b/I, c:1 maddesinde açıkça belirtilmiş “iflâsın ertelenmesi kararı üzerine, borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı ve evvelce başlayan takiplerin duracağı” şeklinde açıklama getirilmiştir

İİK mad 179b/II, c:1 maddesi ile yeni takip yasağı ve takiplerin durması konusuna bir istisna getirilmiştir ki; bu maddede “erteleme sırasında taşınır taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceği ya da başlamış olan takiplere devam edilebileceği” belirtilmiştir Ancak yine de bu maddeye bir kısıtlama getirilerek İİK mad 179b/II, c:1 ile “rehin konusu mallar hakkında muhafaza tedbirleri alınamayacağı, rehinli malların satışının yapılamayacağı” belirtilmiştir Buna rağmen Yargıtay kararında “İİK 179/b/II hükmüne rağmen rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiplerin tamamen durdurulmasına karar verilemeyeceğini” belirtmiştir
Takip yasağı hakkında getirilen ikinci istisna da İİK’nın 206 mad 1 sırasında yazılı alacaklar için haciz yolu ile takip yapılabilir şeklindedir (İİK mad 179b/ III) Buna göre işçi ve nafaka alacakları için haciz yapılabilecektir

Kanunda erteleme süresi içinde sadece takip açılamayacağından söz edildiğinden erteleme süresi içinde borçluya karşı iflâs davası dışında diğer davalar açılabilir fakat bunların sonucunda alınacak ilamlar takibe konulamaz

Buradan anlaşılacağı gibi hakkında iflâs erteleme kararı verilen sermaye şirketi veya kooperatif bu süre içerisinde bahsettiğimiz imtiyazlı alacaklar dışında korumaya alınarak ticari faaliyetine devamı sağlanır, malvarlığı muhafaza altına alınarak ticari faaliyetlerine devam etmesi ve maddi durumunu düzeltmesi için kendine bir hareket imkanı verilmiş olunur
İflasın ertelenmesi İİK 179Md gereği, bir sermaye şirketi veya kooperatifi idare etmesinde görevli kişiler veya bir alacaklı tarafından borca batıklık sebebiyle iflasın talep edilmiş olması halinde yine aynı kişilerce şirketin mali durumunun iyileştirme ihtimalinin bulunduğu durumlarda iflasın önlenmesi amacıyla talep edilebilecek geçici hukuki bir korumadır İflasın ertelenmesi iyileştirmeye zemin hazırlayan geçici hukuki bir imkândır

10 BORCA BATIKLIK:

101 Borca Batıklık (Ara) Bilançosu Hazırlanması:

Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler varsa yönetim kurulu aktiflerin satış fiyatlarını esas alarak bir ara bilanço hazırlamalıdır (TTK m 324/2) Şirketin borca batık olduğu yönünde emareler varsa ara bilanço hazırlama mecburiyeti evleviyetle vardır Aciz hali veya borca batıklık şüphesi üzerine aktiflerin satış fiyatları esas alınarak hazırlanan ara bilanço şirketin mali durumunun bozuk olmadığını gösterirse alınacak bir yasal tedbir yoktur Ara bilanço sermayenin kısmen kaybedildiğini gösterirse TTK m 324’de belirlenen tedbirler şirket bünyesi içinde alınacaktır Buna karşılık ara bilanço şirketin borca batık olduğunu gösteriyorsa, durum derhal mahkemeye bildirilecektir
102 Borca Batıklık Mahkeme Tarafından Re’sen Araştırılmalıdır:

Mahkeme yalnız şirketin borca batıklık bildirimine dayanarak iflas veya erteleme kararı veremez Davacının bu iddiasının, mahkeme tarafından yapılacak araştırma ve tespitle doğrulanması gerekir Mahkeme, ortaklığın gerçekten borca batık olup olmadığını re’sen araştırmak zorundadır Ancak şirket, borca batık olduğunu gösteren tüm belgeleri mahkemeye sunmalıdır Bununla birlikte re’sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu davalarda mahkeme tarafların gösterdiği delillerle bağlı değildir; bir vakıanın ispatı için gerekli olan tüm delillere başvurabilir

Yargıtay 19 HD İsabetli olarak, borca batıklık bildiriminin mahkeme tarafından re’sen araştırılacağı ve bu şekilde borca batıklığın tespit edilmesi halinde iflas veya iflasın ertelenmesine karar verilmesi gerektiği görüşündedir

“…Anonim şirketin borca batıklık bildirimi üzerine mahkemece bu durumun varlığı resen araştırılacaktır” (19 HD, 952002, 1462 E, 3539 K ; 19 HD, 1463 E, 3540 K; 19 HD, 30122004, 7170 E, 13440 K ; 19 HD, 30122004, 5733 E, 13437 K ; 19 HD, 642007, 2127 E, 3464 K ; 19 HD, 30122004, 7170 E, 13440 K)

“…bildirim üzerine mahkeme borca batıklık yönünden bilirkişi incelemesi yapıp sonuca göre bir karar vermelidir Bilirkişi incelemesi yapılmadan borca batıklık halinin varlığı sabit kabul edilerek iflasa karar verilemez” (19 HD, 7122006, 8204 E, 11659 K)

“…şirketin ibraz ettiği bilanço borca batıklık yönünden yeterli kabul edilemez Bu durumda borca batıklık iddiasının yerinde olup olmadığı konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınması gerekir” (19 HD 2811999, 7440 E, 232 K; 19 HD, 30122004, 7170 E, 13440 K)

103 Borca Batıklığın Tespiti Bilirkişi Marifetiyle Yapılır
Yargıtay, borca batıklığın tespitinin, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi tarafından yapılması gerektiği, diğer ifadeyle hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile yapılamayacağı görüşündedir

“…Borca batıklık bildirimi üzerine borca batıklık durumunun ve mali durumun iyileştirilmesinin mümkün olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmalıdır
Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümü mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez (HUMK m 275) Ancak çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren uyuşmazlıkta mahkemenin, bilirkişinin oy ve görüsünü alması gerekir

Borca batıklık durumunun varlığı ve mali durumun iyileştirilmesi ümidinin bulunup bulunmadığı özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda uzman bilirkişinin oy ve görüşü alınmalıdır


HUMK'nun 286 maddesi uyarınca bilirkişinin oy ve görüsü hakimi bağlamazsa da bu tür hallerde hakimin bilirkişi yerine geçerek olayı çözmesi usule uygun düşmez” (HGK, 14112007, 19-824 E, 839 K ; 19HD, 14122006, 8111 E, 12008 K ; 19 HD, 1032005, 13373 E, 2443 K ; 19 HD, 1472005, 4782 E, 7979 K; 19 HD 1032005, 2004/13373 E, 2005/2443 K; 19 HD 1461993, 1481 E, 4326 K ; 19 HD 662008, 4622 E, 6294 K)

104 Borca Batıklığın Kesin Olarak Tespit Edilmesi Gerekir:

Yargıtay, borca batıklığın tespiti konusunda kesin ispat aramakta ve en ufak bir tereddüt halinde yerel mahkeme kararlarını bozmaktadır Borca batıklık iflas sebebi ve ertelemenin ön şartı olduğu için bu konuda Yargıtay’ın gerek re’sen araştırma gerekse kesin ispat ilkelerini kabul etmesi, konuyla ilgili yasal düzenlemelerin amacına tamamen uygundur Çünkü, borca batıklık kesin olarak tespit edilmedikçe şirket hakkında ne iflas ne de ertemle kararı verilebilir
“…Mahkemece erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olmadığı kabul edilerek talep reddedilmiş ise de borca batıklık yönünden yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir Bilirkişi Kurulu'nun10072007 tarihli raporunda şirketin borca batık durumda olmadığı, ancak davacı şirketin yasal yükümlülükleriyle ilgili islemiş gecikme zammı ve faiz tutarlarının ve banka borçlarına ilişkin takip sürecinde işlemiş faiz ve eklerinin davacı şirketin bilançosuna yansımadığını, 31072007 tarihi itibariyle mevcut şirket aktiflerinin toplam borçları karşılamaktan uzak olduğu belirtilmiştir Bilirkişi Kurulu'nun bu raporu borca batıklığın tespiti yönünden net ve açık değildir

Davacı vekili, bilirkişi raporuna borca batıklık ve iyileştirme yönünden itiraz etmiştir Kayyum Heyeti'nin 21042008 tarihli raporunda, şirketin borca batık durumda olduğu, borç ödeme yönünden şirketin durumunun kötüye gittiği belirtilmiştir, Mahkemece bu durumda yeni bir Bilirkişi Kurulu'ndan borca batıklık ve iyileştirme yönünden bilirkişi raporu, kayyum raporu ve bilirkişi raporuna davacının ve alacaklıların itirazı da gözetilerek rapor alınmalı ve sonucuna uygun olarak karar verilmelidir” (19 HD, 25122008, 9402 E, 12444 K)

105 Borca Batıklığın Tespitinde Tüm Aktiflerin Rayiç Değeri Dikkate Alınır:

Borca batıklık bilançosu hazırlanırken şirketin tüm aktiflerinin satış fiyatları üzerinden bilançoya geçirilmesi gerekir Satış fiyatları, bilanço tarihi itibariyle aktiflerin rayiç fiyatını ifade eder

Yargıtay 19 HD, isabetli olarak, iflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirketlerin öncelikle borca batık olduğunun tespiti gerektiğini ve borca batıklığın tespitinde tüm aktiflerin rayiç değerleri veya piyasadaki satış fiyatları üzerinden dikkate alınması gerektiğini, bunun da özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden borca batıklığın mutlaka uzman bilirkişiler vasıtasıyla tespit edilmesi gerektiğini kabul etmektedir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tekmili Birden Iflas Ertelemesi

Eski 01-04-2015   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tekmili Birden Iflas Ertelemesi



“…borca batıklık bilançosunun anonim şirketin gerçek malvarlığı değerlerini yansıtması gerekir Bunun için tüm aktifler paraya çevirme değerleri yani piyasadaki satış sırasında gerçekleşebilecek fiyattan bilançoya geçirilmelidir Aktif bu şekilde saptandıktan sonra borçta batıklık durumu saptanmalı, şirket borca batık durumda değilse iflasa karar verilmemelidir” (19 HD, 952002, 1462 E, 3539 K; 19 HD, 1442005, 1324 E, 4049 K; 19 HD, 742005, 2033 E, 3760 K; 19 HD, 12112004, 7565 E, 11352 K ; 19 HD, 30122004, 7170 E, 13440 K ; 19 HD, 30122004, 5733 E, 13437 K)

Borca batıklığın tespitinde şirketin tüm aktiflerinin değerlendirmeye alınması zorunludur Yargıtay bazı aktif kalemlerinin değerlendirme dışı bırakılmasını ve bunların borca batıklığa etkisinin dikkate alınmamasını da bozma sebebi saymaktadır

“…aktifin saptanmasında dikkate alınmadığı belirtilen iki adet taşınmazın rayiç değerinin batıklık durumuna etkisi üzerinde durulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır” 19 HD, 2142005, 2778 E, 4478 K

Borca batıklığın tespitinde, maksat, aktiflerin gerçek değerini tespit etmek olduğuna göre aktifte yer alan bir kısım unsurların icra dosyalarında kıymet takdirlerinin usulünce yapılması veya artırma yoluyla satılması halinde bu şekilde oluşan rakamların rayiç değer olarak kabul edilmesi gerekir Yargıtay, bazı kararlarında aktiflerin rayiç veya muhtemel satış fiyatlarının tespiti bakımından bazı ipuçları vermektedir

“… İflasın ertelenmesi talebinden sonra şirketin aktifinde gösterilen fabrika binasının satıldığı belirtilmiştir Erteleme talebinden sonra satıldığı bedel taşınmazın gerçek değeri niteliğinde olduğundan, aktif değerler hesaplanırken bu bedelin gözetilmesi gerekir” 19 HD, 23112006, 7905 E, 10985 K

106 Borçların Ticari Defterlerde Yer Alması Gerekir

Borca batıklık bildiriminde bulunan Şirket veya kooperatif bu konuda ispat yükü altında değilse de, borca batıklığı gösteren ara bilançoyu mahkemeye sunmalıdır Mahkemenin veya bilirkişinin gerekli görmesi halinde bilançoda yer verilen tüm kalemlerle ilgili dayanak belgelerin de ibrazı gerekir Çünkü, bilançodaki tüm kayıtlar şirketin ticari defter ve belgelerine dayanmak durumundadır

Mahkeme veya bilirkişi, borca batıklık iddiasını araştırırken bilançonun dayanağı olan tüm belgeleri incelemeli, ticari defter ve belgelere dayanmayan borç ve alacak kalemleri borca batıklığın tespitinde dikkate alınmamalıdır Yargıtay, bir kararında borçların gerçek olup olmadığının, bu borçların ticari defterlerde yer alıp almadığının incelenmesi suretiyle araştırılacağını belirtmiştir

“…bilirkişi raporunda şirketin … TL borcu olduğu belirtilmiştir Bu borcun ticari defterlerde yer alıp almadığı açıklanmamıştır Bu nedenle muhtelif şahıslara olan borçlanmaların ticari defterlerde yer alıp almadığı üzerinde durularak bu konuda bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra şirketin aciz içinde bulunup bulunmadığının tespiti gerekir” 19HD, 2591997, 5151 E, 7714 K

107 Borca Batıklığı Sağlamak Amacıyla Muvazaalı Borçlar Yaratılması

Borca batıklık, iflasın ertelenmesinin maddi şartlarından biri olduğu için, ertelemenin sağlayacağı tedbirlerden yararlanmak amacıyla, mahkemeye başvurmadan önce suni borçlar yaratmak suretiyle şirketi şeklen borca batık hale getirmek mümkündür Bilançoda suni borçlar yaratılması hem şirketin borca batık hale gelmesini temin ederek iflasın ertelenmesinin temel şartlarından birini oluşturmakta hem de muhtemel bir iflas kararı verilmesi halinde bu alacaklar da dikkate alınacağından hem alacaklılar toplantılarında etkili olunmakta hem de dağıtımdan pay alınabilmektedir

Yargıtay 19 HD, iflasın ertelenmesi taleplerinin ilan edilmesi gerektiğini, ilanın da muvazaalı borçlar yaratılarak borçların aktiften fazla olması sonucunu doğuracak kötü niyetli davranışların önüne geçilmesi amacıyla yapılacağını kabul etmektedir Bu uygulama son derece isabetlidir Çünkü, ilan sebebiyle mümkün olduğu kadar fazla alacaklı erteleme talebinden haberdar olacak ve bunların davaya müdahil olarak, gerek borca batıklık yönünden gerekse iyileştirme projesinin ciddiliği ve inandırıcılığı yönünden konunun mahkemede tartışılması sağlanmış olacaktır Böylece, esasen bir nizasız kaza faaliyeti olan İİK m 179’a dayalı iflasın ertelenmesi talepleri, fiilen nizalı kaza faaliyetine

dönüşmekte ve bu uygulama somut gerçeğin ortaya çıkmasına hizmet etmektedir

“…Şirket borçlarının muvazaalı olarak aktiften fazla olması sonucunu doğuracak kötü niyetli davranışların önüne geçmek ve anonim şirketin borca batık durumda olmadığını, iyileştirme projesinin yeterli bulunmadığını kanıtlama olanağı vermek amacıyla ilan üzerine borca batıklık durumu ve iyileştirme projesine itiraz edenler varsa bu itirazlar değerlendirilip erteleme koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir” (19 HD, 22122005, 9265 E,12878 K; 19 HD1032005, 2004/13373 E,2005/2443 K)

“…Mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak pasifin aktiften fazla olduğunun saptanması halinde ortaklığın iflasına karar verilir Ancak “iflas isteyen anonim şirketin borca batık durumda olmadığı, muvazaalı işlemler nedeniyle borca batık hale geldiğine” yönelik alacaklıların itirazı mevcutsa, bu itirazlar da mahkemece incelenir

Somut olayda; borca batıklık bildiriminde bulunan davacı şirketin … Stine borcun gerçek olup olmadığı üzerinde durulup, tasarrufun iptali davalarının da sonucu beklenerek, aktiflerin satış fiyatı üzerinden tespit edilmesi sonucu, şirketin borca batık durumda olup olmadığı saptanmalıdır” 19 HD 362004, 2003/9771 E, 6618 K

108 Borca Batıklıgın Tespitinde Dava Tarihinden Sonraki Gelişmeler Dikkate Alınır

İflasın ertelenmesi süreci statik değil dinamik bir süreçtir Bu bakımdan şirketin borca batıklığı ve iyileşme durumu sürekli değişiklik arz eden durumlardır Dava ve kesif tarihi itibariyle mevcut olan borca batıklık ve iyileşme ihtimali karar aşamasına kadar geçen süreçte değişiklik arz edebilir Mesela bu sürede bazı borçların ödenmesi, yapılan işlemler sebebiyle veya işleyen faizler sebebiyle borçların artması, değişen piyasa şartları veya ekonomik şartlar sebebiyle aktif pasif dengesinde bir kısım değişikliklerin olması mümkündür Dava ve karar tarihi arasındaki bu gelişmeler de dikkate alınarak şirket hakkında iflas veya erteleme kararı verilmelidir Yargıtay, isabetli olarak borca batıklık yönünden dava tarihinden sonraki gelişmelerin de dikkate alınması gerektiği görüşündedir

“…iflasın ertelenmesi talebinde bulunulduğu tarihte borca batık durumda bulunan şirketin sermaye artırımı sonucunda borca batıklıktan kurtulduğu bilirkişi incelemesi sonucu saptanmıştır İflasın ertelenmesinin ön şartı olan borca batıklık talep tarihinde olması gerektiği gibi karar verildiği tarihte de bu şart mevcut olmalıdır Oysa somut olayda karar tarihinde şirketin borca batık durumda olmadığı anlaşıldığından iflas ve iflasın ertelenmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekir” (19 HD 1532007, 1811 E, 2570 K)

“… Temyiz isteminden feragat eden müdahil banka alacağının davacı şirketin aktif pasif dengesini nasıl etkileyeceği hususları üzerinde durulmak gerekir Bu durumda mahkemece bozma ilamında açıklanan nedenler ve yargılama aşamasında ortaya çıkan yeni hukuki durum karsısında, seçilecek bir bilirkişi kurulundan alınacak rapor çerçevesinde hüküm kurulmak gerekirken, kayyım raporuna dayanılarak hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir” (19 HD, 31052007, 2125 E, 5578 K)

109 Borca Batıklık Hesabında Kefalet Borçları:

Kefaletten veya garanti taahhütlerinden doğan yükümlülükler ile üçüncü şahıslar lehine kurulan rehinler kural olarak yıllık bilançoda pasifte gösterilirler Bu tür borç ve yükümlülüklerin şirkete getireceği toplam yük, gerçekçi bir değerlendirme yapılarak borca batıklık bilançosunda da dikkate alınmalıdır

BK m 496/1’e göre, “kefil eda ettiği şey nispetinde alacaklının haklarında ona halef olur” BK hükümlerine göre, borç tamamen ödeninceye kadar müteselsil borçlunun-müteselsil kefilin sorumluluğu devam eder ve kefil, ancak ödediği miktar nispetinde alacaklının haklarına halef olur

Borçlu şirketten istenebilir hale gelen kefalet borçları, şirketin iflasın ertelenmesi döneminden önce imzaladığı sözleşmelere dayanıyorsa ve muvazaalı borç yaratma emareleri mevcut değilse borca batıklığın hesabında dikkate alınmalıdır

Kefalet borçları sebebiyle kefil olan şirket hakkında icra takibi başlatılmış ve takipler kesinleşmiş ise artık, bu borçların kefil olan şirketin borcu olmadığı söylenemez Diğer yandan, bu borçlar henüz kefil şirket tarafından ödenmediğine göre asıl borçluya ve diğer müteselsil kefillere rücu şartları oluşmadığından, bu aşamada bu borçların davacı şirketin alacağı olarak dikkate alınması da mümkün değildir Durum böyle olunca borca batıklık bilançosunun pasif (borçlar) kısmında bu borçlar dikkate alınmalı, buna karşılık kefil tarafından ödeninceye kadar aktif (alacak) kısmında dikkate alınmamalıdır Bu borçlar, daha sonra davacı şirket tarafından ödendiği nispette alacak yazılacaktır Bu ödemelerin, davacı şirketin bazı aktiflerinin cebri icra yoluyla ve kendi isteğiyle satılarak yapılması halinde, aktifler de azalacağı için borca batıklık miktarı değişmeyecektir

Kefalet borçları ödenirse esas borçlu şirketten alacaklı olunacağından bilanço dengesinin değişmeyeceği varsayılsa dahi kefil olunan şirketlerden çeşitli sebeplerle (iflasın ertelenmesi sürecinde olma gibi) tahsil imkanı yoksa, bunlar şüpheli alacak sayılmalı ve karşılık ayrılmalıdır

Kefalet borçlarının borca batıklık bilançosunda dikkate alınması halinde, hem kefil olan şirketin hem de asıl borçlu şirketin iflasın ertelenmesi sürecinde olması durumunda kefalete konu borçlar iki veya daha fazla şirketin borcu olarak dikkate alınabilecektir

Aynı borçların birden fazla şirketin borca batıklık hesabında dikkate alınması ilk bakışta yadırganacak bir durum olmakla birlikte, “müşterek borçlu-müteselsil kefil” sıfatıyla imzalanan kredi sözleşmelerine dayalı kredi hesaplarının kat edilip alacağın hem asıl borçlu hem kefillerden istenebilir hale gelmesi karşısında borcun tamamı her iki şirket için de muaccel hale gelmiş olacaktır

Bu asamadan sonra borç, ister esas borçlu ister kefil(ler) tarafından ödensin, borç her iki şirket için de ödeme nispetinde azalacak ve eğer bunlar için karşılık ayrılmamış ise yapılan ödeme miktarı doğrudan borca batıklığa yansıyacaktır Şayet ödeme, kefil tarafından yapılmış ise ödeme nispetinde alacaklıya halef olacak ve borçluya rücu imkânı kazanacaktır Eğer ödenen kısmın esas borçlu şirketten tahsil imkânı varsa, alacak yazılacağı için bu da doğrudan bilançonun aktifine ve borca batıklığa yansıyacaktır Kefil, ödeme yapmakla birlikte, ödediği kısmı esas borçludan tahsil imkânı yoksa, bunu da bilançonun aktifine şüpheli alacak olarak kaydedecek ve karşılık ayıracaktır Son durumda karşılık ayrıldığı için, yapılan ödeme, kefilin hem aktifini azaltacak hem de borca batıklığını azaltacaktır

Yargıtay 19 HD isabetli olarak, iflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirketten istenebilir hale gelmiş kefalet borçlarının hem borca batıklıkta hem de iyileştirme projesi yönünden dikkate alınması gerektiğine karar vermiştir

Kararda, ayrıca kefalet borçlarının ödenmesi halinde rücu imkânlarının mali dengeyi nasıl etkileyeceğinin de tahlil edilmesi gerektiği vurgulanmıştır
“…Davacılar vekili dava dilekçesi ekinde bir takım mali tablolar sunmuş, bilirkişi heyeti de bu çerçevede borca batıklığı ve projenin ciddiliğini incelemişlerdir Davacı tarafından 01062005 tarihinde borçlarını gösteren ek bir liste verilmiş, bununla davalının 9868961,18 YTL ilave risk altında olduğu, bu kapsamdaki bir takım kefaletlerle teminat senetlerinin davacılardan istenebilir hale geldiği anlaşılmıştır

Bu beyan üzerine yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da, bu yeni mali durum karsısında iyileştirme projesinin ciddiliğinin ve inandırıcılığının ne ölçüde sürdüğü hususu değerlendirme dışında tutulmuştur Oysa alınan ek bilirkişi raporunda ilave risklerin de iyileştirme projesi ile asılabilecek durumda olup olmadığının ve özellikle bir kısmı grup şirketi olan bu şirketlere rücu halinde mali dengenin ne şekilde belirleneceğinin tespiti gerekirdi” 19 HD 2862007, 2159 E, 6816 K

Buradan Yargıtay’ın görüşünün, kefil olan şirketten istenebilir hale gelen kefalet ve garanti borçlarının, bu şirketin hem borca batıklığının hesabında hem de iyileştirme projesinde dikkate alınması gerektiği yönünde olduğu söylenebilir

1010 Borca Batıklık Bildiriminden Feragat Mümkünmü:
Borca batıklık bildiriminden sonra davadan vazgeçilemez Mahkeme, talepte bulunanlar gelmese ve davayı takip etmese dahi yargılamaya devam etmelidir Borca batıklık bildirimi üzerine şirketin borca batık olup olmadığı re’sen


araştırılmalı, eğer borca batık ise erteleme talebinden vazgeçilmesi veya davanın takip edilmemesi halinde dahi iflas kararı verilmelidir Buna karşılık, borca batık bir şirket iflasın ertelenmesi talebinden vazgeçebilir Yargıtay 19 HD isabetli olarak, borca batıklığın tespiti halinde dava takip edilmese dahi dosyanın işlemden kaldırılmasına, davanın açılmamış sayılmasına veya davanın reddine karar verilemeyeceği görüşündedir (19 HD, 1112001, 4679 E, 6959 K)

“…Şirketin borca batık durumda olduğu fakat ıslahının mümkün olmadığı saptanırsa iflasına karar verilmelidir İflas davalarında karar verilmeden önce davadan feragat mümkün ise de iflasın ertelenmesi talebinin içinde mahkemeye yapılacak zorunlu bildirim de bulunduğundan, erteleme talebinden feragat edilse bile şirket borca batık durumda ise iflasına karar verilmelidir Mahkemece bu yönler gözetilmeden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” (19 HD 16122004, 11113 E, 12672 K)

“…Mahkemece iflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirketin ticari defterlerini sunmadığı, ticari defterlerle ilgili zayi davası açıldığı, bu davanın feragatle sonuçlandığı, kayyuma ve bilirkişilere gerekli bilgi ve belgeleri vermeyen davacı şirketin iyi niyetli kabul edilemeyeceği, defter ve belgeler olmadan inceleme yapılamayacağı gerekçesiyle erteleme ve borca batıklık talebinin reddine karar verilmiş, karar… temyiz edilmiştir İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması gerekir İflasın ertelenmesi talebi üzerine borca batık durumda olan Şirketin mali durumunu iyileştirmesi ümidinin bulunmaması halinde şirketin iflasına karar verilmelidir” (19 HD, 2952008, 4272 E, 5875 K)

“…İflasın ertelenmesi talebi, aynı zamanda borca batıklık bildirimi niteliğinde olduğundan davadan feragat edilemez… Somut olayda “borçlu şirketin borca batık durumda olmadığı” anlaşıldığından “iflasın ertelenmesi talebinin koşulları bulunmadığından esastan reddine” karar verilmesi gerekirken, davanın “feragat nedeniyle reddine” karar verilmesi isabetsizdir” (19 HD 1532007, 94 E, 2567 K)

1011 Erteleme Talep Eden Şirketin Ödenmemiş Sermaye Borcunun Bulunması:

Şirketlerde sermaye borcu pay sahiplerinin en temel borcudur Buna tek borç ilkesi denir Şirketin iflas etmesi veya tasfiyeye girmesi pay sahiplerinin taahhüt ettiği sermaye borcunu ortadan kaldırmaz Bu borç şirketin tüzel kişiliği devam ettiği sürece zamanaşımına da uğramaz

Yargıtay 19 HD, iflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirketin ödenmemiş sermaye borcunun bulunmaması gerektiği, ödenmemiş sermaye borcu varken bu yola başvurulmasının kötü niyetli bir davranış sayılacağı görüsündedir “İflasın ertelenmesinde kural olarak şirkete yeni mali kaynaklar bulunması gerekir Erteleme talep eden şirketin sermayesi 750000 YTL olup, 100000 YTL ödenmemiş sermayesi vardır Sermaye koyma borcunu tam olarak yerine getirmeyen şirketin iyileştirme projesi ciddi ve inandırıcı kabul edilemez” 19 HD, 152008, 2268 E, 4738 K
“…İflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirket vekili, şirketin finansman sıkıntısı çektiğini, iyileştirme projesine göre şirketin nakit para ihtiyacını ortakların taşınmazlarını satarak gidereceğini belirtmiştir Şirket ortaklarının sermaye koyma borcunu yerine getirmedikleri tespit edilmiştir Ortakları sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen şirket erteleme talebinde iyi niyetli kabul edilemez” 19 HD, 662008, 4566 E, 6283 K
Ödenmemiş sermaye borcunun bulunması halinde, bunun kötü niyetli bir davranış sayılacağı ve sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığının kabul edileceği yönündeki Yargıtay uygulaması temelde isabetli olmakla birlikte, ödenmemiş sermaye borcunun olduğu her durumda iflas kararı verilmesi kabul edilemez

11 İYİLEŞTİRME PROJESİ

İflasın ertelenmesi talebiyle birlikte mahkemeye bir iyileştirme projesinin sunulması iflasın ertelenmesinin şekli şartlarındandır Sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olması ise iflasın ertelenmesinin maddi şartlarındandır

TTK m 377’de Yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı yeni nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme


projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebileceği düzenlenmiştir İİK m 179’da ise, iflasın ertelenmesinin ancak mahkemeye bir iyileştirme projesi sunularak istenebileceği belirtilmiştir
Şirketin mali durumunu iyileştirmesinin mahkeme tarafından kuvvetle muhtemel görülmesi, iflasın ertelemesinin zorunlu koşuludur Bu husus, İİK m 179/I’de ise “şirketin …mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olması” ve “iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur” şeklinde ifade edilmektedir
Hukuki anlamda iyileştirme, şirketin borca batık durumdan çıkmasını ifade eder Zira borca batıklık düzeyine varmayan mali durum bozulmaları, iflas veya iflasın ertelenmesi gibi mahkeme kararını gerektirmeyen durumlardır Bu durumlarda şirket, genel kurul toplantısı yaparak sermaye artırımı ve sermaye azaltılmasına karar vermek gibi kendi belirlediği tedbirlere başvuracaktır Dolayısıyla, iyileştirme projesinde yer verilen tedbirlerin “ciddi ve inandırıcı” olup olmadığı, şirketi borca batıklıktan çıkarıp çıkarmayacağı yönünden değerlendirilmelidir Ekonomik açıdan iyileştirme kavramı ise, bir işletmenin içinde bulunduğu borca batıklık halini ve nakit yoksunluğunu tamamen bertaraf etmesini ve aynı zamanda işletmenin kârlılığını tekrar kazanmasını ve herhangi bir tedbir veya koruma olmaksızın varlığını sürdürmesi için gerekli tüm yapısal ve mali tedbirlerin alınmış olmasını ifade eder

İflasın ertelenmesinin amacı, şirketin yeniden ticari faaliyetine devam edebilmesinin sağlanması olup, sadece alacaklıların durumlarının iyileştirilmesi değildir Bu nedenle iflasın ertelenmesi sonunda sadece tüm alacaklıların alacaklarının garanti altına alınması ve fakat şirket malvarlığı olarak geriye bir şey kalmaması durumunda, şirket bakımından bir iyileştirmeden söz edilemez Bu açıdan iyileştirme tedbirlerinin içinde şirket ya da kooperatifin tüm mallarının satılıp borçlarının ödenmesi gibi bir tedbir bulunamaz Nitekim Yargıtay da; “Borçlu şirketin mali durumundaki iyileşme şirket aktifinde bulunan araçların haricen satışı ile sağlanmışsa bu durum şirketin tasfiyesi sonucunu doğuran bir işlem olup iflasın ertelenmesi kurumu anlamında bir iyileştirme olarak kabul edilemez” diyerek bunu vurgulamıştır (Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 14/7/2005 tarih ve E 2005/6151, K 2005/7982 sayılı kararı)

12 İFLASIN ERTELENMESİNDE YARGILAMA USULÜ VE KARAR

İflas erteleme davasında yetkili mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir Görevli Mahkeme ise asliye ticaret mahkemesidir İflas ertelemesi talebinin incelenmesi için mutlaka duruşma yapılması zorunlu değildir Ancak mahkeme gerekli görür ise duruşma yaparak karar verebilir İflas erteleme talebinden haberdar olan alacaklıların itirazlarının mahkemece dinlenmesi davanın niteliği gereği bir zorunluluktur Kanunda iflas ertelenmesi talebinin ilan edilmesine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır

Ancak Yargıtay alacaklının korunması düşüncesi ile erteleme talebinin ilan edilmemiş olmasını adeta bir bozma sebebi olarak kabul etmekte ve sadece bu yüzden iflasın ertelenmesini kararlarını bozmaktadır (Y 19 HD E 2004/10326, K 2005/2788, T 1732005)

İflasın ertelenmesi kurumu, erteleme talebinde bulunan şirketin menfaati kadar bu şirketten alacaklı olanların menfaatini de gözönüne alarak düzenlendiğinden alacaklıların menfaatinin korunması yönünden erteleme talebinin ilan edilmesi uygun olur Zira bu durumda şirket borçlarının muvazaalı olarak aktiften fazla olması sonucunu doğuracak kötü niyetli davranışların önüne geçmek ve şirketin borca batık durumda olmadığını, iyileştirme projesinin yeterli bulunmadığını alacaklılara kanıtlama olanağı verilmelidir

Bu nedenle erteleme talebi İİK’nın 166/2 maddesinde öngörülen usulle ilan edilmeli, ilan üzerine alacaklıların itirazı mevcutsa bu itirazlar değerlendirilerek erteleme koşullarının mevcut olup olmadığı saptanmalıdır Mahkemece bu yönün gözetilmemesi ve özellikle temlik edilen alacaklıların temlik alacaklısına ödenmesi halinde mali durumun iyileştirilmesine etkisinin ne olacağı üzerinde durulmaması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir
Y19HD E 2005/1324, K 2005/4049, T 1442005;

“Erteleme talebi TTKnun 324 maddesine göre borca batıklık bildirimi anlamındadır Bu nedenle mahkeme öncelikle şirketin borca batık durumda olup olmadığını tespit etmeli, borca batık durumda ise ıslahının mümkün bulunup bulunmadığını incelemelidir





Şirketin borca batık durumda olması halinde iflasını veya erteleme talebini düzenleyen İİKnun 179 ve TTKnun 324 maddesinde bu istemin ilanına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır İflasın ertelenmesi kurumu, erteleme talebinde bulunan şirketin menfaati kadar bu şirketten alacaklı olanların menfaatini de gözönüne alarak düzenlendiğinden alacaklıların menfaatinin korunması yönünden erteleme talebinin ilan edilmesi uygun olur

Zira bu durumda şirket borçlarının muvazaalı olarak aktiften fazla olması sonucunu doğuracak kötü niyetli davranışların önüne geçmek ve şirketin borca batık durumda olmadığını, iyileştirme projesinin yeterli bulunmadığını alacaklılara kanıtlama olanağı verilmelidir

Bu nedenle erteleme talebi İİKnun 166/2 maddesinde öngörülen usulle ilan edilmeli, ilan üzerine alacaklıların itirazı mevcutsa bu itirazlar değerlendirilerek erteleme koşullarının mevcut olup olmadığı saptanmalıdır Mahkemece bu yönün gözetilmemesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir Y19HD E 2004/9014, K 2005/2429, T 1032005

13 İFLAS ERTELENMESİNDE KANUN YOLLARI

131 Temyiz:

İflas ertelenmesinde, erteleme talebinin reddi ile iflasa karar verilmesi halinde verilen bu kararın temyizi mümkündür Yargıtay bu tür kararların temyizinin mümkün olduğunu ve Yargıtay ilamına karşı 10 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunulabileceğini (İİKnun 164,366Maddeleri) kabul etmektedir

Erteleme kararının temyiz edilmiş olması erteleme süresinin işlemesine ve erteleme kararın yürürlüğe girmesine engel olmaz Erteleme kararı bozulur ve bozma kesinleşirse mahkeme şirket veya kooperatifin iflasına karar vermelidir

“…İflasın ertelenmesi talebi üzerine verilen kararlar tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz olunabilir (İİK M164) Karar davacı vekiline 592006 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 18092006 tarihli temyiz istemi süresinde olmadığından reddi gerekmiştir

132 Karar Düzeltme

İflasın ertelenmesi ile ilgili kararlar 10 gün içinde temyiz edilebilir (İİKM164) ve Yargıtay kararları aleyhine 10 günde karar düzeltme yoluna başvurulabilir (İİKM366/3)
Y19HD 742005, 2005/3065 - 2005/3768

İflasın ertelenmesi ile ilgili kararların temyizi üzerine verilen Yargıtay ilamına karşı 10 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunulabilir Y19HD 17112005, 2005/10618 - 2005/ 13303

14 İFLAS ERTELEME KARARININ HUKUKİ ETKİLERİ

141 İflas erteleme kararı sadece yeni takip yapılmasına engeldir Ancak alacaklıların şirkete karşı temerrüt ihtarnamesi çekmeleri vadesi gelip de ödenmeyen bonolar nedeniyle protesto çekmeleri veya çekleri bankaya ibraz etmeleri muhafaza tedbiri olarak engellenemez

142 İflas erteleme kararının alacaklıların alacaklarının muacceliyetine ve faiz işlemesine hiçbir etkisi yoktur

143 Daha önce başlamış olan icra takiplerinin durması takipleri iflasın ertelemesi kararı verildiği tarihteki aşamasında kalması yeni icra takip işlemi yapılmaması anlamına gelir Bu nedenle daha önce yapılmış olan hacizler iflasın ertelenmesi kararıyla ortadan kaldırılamaz

144 Borçlu şirket tarafından iflasın ertelenmesinden önce gerçekleşmiş olan alacağın temliki işleminin geçersiz sayılarak alacağın tekrar şirkete ödenmesine karar verilmesi mümkün değildir



145 Haczedilmiş olan mallar hakkındaki paraya çevrilme yasağı, İİK Md 111’de öngörülen durumda işlemez icra müdürü değeri süratle düşen ve muhafazası masraflı olan malların satılmasına her zaman karar verilebilir

146 Bu şekilde paraya çevrilen malların bedelinden iflasın ertelenmesi süresi için de dahil öncelikle haciz sahibi alacaklıya ödeme yapılmalı artan kısım varsa şirkete teslim edilmelidir

147 İflas erteleme kararından önce gönderilmiş olan haciz ihbarnamesi neticesinde haczedilen para ve alacağın üzerindeki haciz işlemi icra dairesi işlemi neticesinde gerçekleşmiş olduğundan haczedilen paraların iflasın ertelenme süresi içinde borçlu şirkete ödenmemesi gereklidir

148 İflas erteleme kararı ile birlikte konkordato mühleti verilmesinde olduğu gibi bir takip işlemi kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin işlemesi durur

149 İcra İflas Kanununun 278 ve 280 Maddelerinde belirtilen iptale tabi tasarruflar için öngörülen süreler iflasın erteleme süresi içerisinde uzayıp uzamayacağına ilişkin yasal düzenleme bulunmamaktadır Doktrinde sürelerin uzaması gerektiği yönünde görüş benimsenmiştir

15 İFLASIN ERTELENMESİNİN SONA ERMESİ

İflasın ertelenmesi mahkemece verilen erteleme kararı ile başlayıp aşağıdaki hallerde sona erer

151 Erteleme süresi içerisinde şirketin mali durumunun düzelmesi üzerine mahkemece iflas erteleme kararı kaldırılır ve şirket tekrar iflasın talep edilmesinde önceki normal durumuna döner

152 İflas erteleme süresi içerisinde teklif edilen konkordatonun ticaret mahkemesinde tasdikinden sonra bu kararın erteleme kararını veren mahkemeye ibrazından sonra iflasın ertelemesi kararı kaldırılır Böylece şirket iflasın talep edilmesinden önceki durumuna döner

153 Şirketin mali durumunun iyileştirilmemesi ve iyileştirme ümidinin kalmaması nedeni ile erteleme süresinin uzatılmasında yarar bulunmadığı durumlarda erteleme süresinin sona ermesi üzerine, Ticaret Mahkemesi şirketin iflasına karar vermek zorundadır

154 Erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyumun verdiği raporlardan şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığının kanaatine varırsa erteleme kararını kaldırarak şirketin iflasına karar verir

ABDULLAH ÇAVUŞ
SMMM/BAĞIMSIZ DENETÇİ


KAYNAKÇA:
1-2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu
3-6102 saylı Türk Ticaret Kanunu
3-1163 sayılı Kooperatifler Kanunu
4-Yargıtay Kararları
5-İflas erteleme konusundaki makaleler
6-Ali Rıza Özalp ders sunu ve notları

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.