Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gündelik, kuantum, kuramı, uygulamaları, yaşama

Kuantum Kuramı Ve Gündelik Yaşama Uygulamaları

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuantum Kuramı Ve Gündelik Yaşama Uygulamaları




KUANTUM KURAMI VE GÜNDELİK YAŞAMA UYGULAMALARI
Doç Dr Haluk Berkmen

Kuantum kuramının getirmiş olduğu yeni bakış açısı klasik fizik kavramlarına ters düşen bir yaklaşım içerir Bu yeni bakış açısı yeni bir paradigma olarak görülmelidir Yeni paradigmalar ise ancak eski paradigmaların geçersiz veya yetersiz oldukları durumlarda ortaya çıkarlar
Eski (klasik fizik dünya görüşü) paradigmaları hangi noktalarda yetersiz kalmıştır? Bu soruyu yanıtlamak için 18 ve 19 yüzyıllarda ortaya atılan birtakım varsayımlara bakmak gerekir Bu varsayımlar sanki birer “evrensel gerçek” veya “tartışmasız kabul edilmesi gereken ilke” oldukları inancı içinde tüm dünyada ve özellikle bilim çevrelerinde kabul görmüşlerdir
Esas itibariyle 4 adet temel varsayım vardır 1 Nesnellik (objectivity), 2 Pozitifçilik(pozitivism), 3 Yerellik (locality) ve 4 İndirgeyicilik (reductionizm)
Nesnellik: Evrenin birbirlerinden kopuk nesnelerden oluşmuş olduğu varsayımı Böylece nesneleri çevrelerinden yalıtıp inceleyerek özelliklerini belirlemenin mümkün olduğu inancı
Pozitiflik: Evrenin ölçülebilir olduğu varsayımı Böylece her türlü bilimsel yaklaşımın sayılara dökülerek ifade edilebileceği inancı
Yerellik: Etkileşimlerin sadece yerel nedenlere dayalı oldukları varsayımı Böylece uzaktan ve anında etkilerin bulunamayacağı inancı
İndirgeyicilik: Nesneleri anlamak için onları bölüp parçalamanın gerekli olduğu varsayımı Böylece en temel yapı taşlarına ulaşılabileceği inancı
Günümüzde tüm bilimsel çabalar bu dört varsayıma dayanarak sürdürülüyor Bu yaklaşım teknik ve teknolojinin gelişmesinde büyük yarar sağlamıştır Bu yarara bakarak bilim çevrelerinde büyük bir özgüven gelişmiş ve bu varsayımlar tartışılmaz tabulara dönüşmüşlerdir
Oysa ki tüm çabalara rağmen ve elde edilmiş birçok başarıya rağmen bu varsayımların geçersiz olduklarını ileri süren bir fizik kuramı gelişmiş ve deneysel olarak da doğruluğu defalarca kanıtlanmıştır Bu kuram Kuantum Kuramıdır
Bu kurama göre yukarda belirtilen 4 varsayımın her biri tartışılır hale gelmiştir Nesnellik varsayımı Kuantum kuramında geçerli değildir Her nesne aynı zamanda dalgasal bir yapı olduğundan artık birbirlerinden kopuk ve bağımsız nesnelerden söz edilemez
Pozitiflik varsayımı da tartışma konusudur Kuantum kuramına göre gözleyen ve gözlenen birbirinden ayrı ve bağımsız değildir Bu etkileşim bağımsız ölçüm yapmayı da şüpheli hale dönüştürmüştür Mikro alemde ölçüm yaparken ölçülen nesne özellik değiştirmekte ve bu bakımdan ele geçen veriler o nesneyi tanımlamakta yetersiz kalmaktadırlar Aynı sorunla insan-insan ilişkilerinde de karşılaşıyoruz
Yerellik varsayımı Newton fiziğinde de yoktur Kuvvetler uzaktan ve anında etki edebilmektedirler Daha sonra Einstein ışık hızının bir üst limit hız olduğunu iddia ederek yerellik varsayımını güçlendirmiştir Ancak etkilerin ışık hızından daha yüksek hızlarda oluşabileceği ve bütünsel ilişkilerin bulunabileceği Kuantum kuramı tarafından ileri sürülmüş ve deneylerle kanıtlanmıştır Bu kurama göre “Eğer bir yapı başlangıçta bir bütün oluşturmuş ise, o yapıyı parçalasanız dahi parçalar arasında etkileşim yerel olmayan bir biçimde devam eder Bu görüş hem nesnellik varsayımını hem de yerellik varsayımını yıkmaktadır
Böylece son varsayım olan indirgeyicilik varsayımı da yıkılmaktadır Çünkü bir bütün istendiği kadar parçalara bölünüp indirgensin yine de parçalar arası iletişim, ışık hızından daha hızlı bir şekilde gerçekleşmeye devam etmektedir
Bu durumda artık eski varsayımlar yetersiz kalmakta olup yeni bir dünya görüşünün gerekli olduğu ortaya çıkmaktadır Zaten günümüzde var olan dünya sorunları göz önüne alındığında yeni bir paradigmanın gerekli olduğu da kaçınılmaz olarak belirmektedir Sorunun temelinde yatan bizim ikilemli dünya görüşümüzdür
Günümüzün modern bilimi varlığın bölünmez bütünsel bir teklik olduğunu kabul etmektedir Her nesnenin hem parçacık hem dalga oluşu, kendi başına, her üç varsayımı sorgulamanın ilk adımını oluşturmuştur Doğayı kesin ve determinist bir yaklaşımla anlamak mümkün değildir Çünkü doğada kesikli değişimler ve belirsizlik içeren bir karmaşa vardır Ancak, bu karmaşa nesnelerin ve olayların dış görünüşü ile ilgilidir Dış görünüşte görelilik vardır Fakat insan, bir tin beden bütünlüğü olduğuna göre sadece doğayı değil, aynı zamanda kendini ve kendi kaynağını da anlama gayreti içindedir Kendini anlamak ise doğayı anlamaktan daha zor ve daha çetin bir uğraştır Bu uğraşa bir ad koymak gerekirse kısaca “Farkındalık” demeyi uygun görüyorum Farkındalık bir bakıma, kaynağa ulaşma çabasıdır
Modern bilim kuramlarının getirdiği farklı görüşlerin yerleşmesi için klasik yapının bozulması gerekir Bu durum Fransız felsefeci Jacques Derrida’nın meşhur ettiği “Yapı bozumculuğu” kavramı ile ilgilidir
“Yapı bozumculuğu” yıkım değildir, analiz hiç değildir Daha çok batı düşünce sisteminin klasik kavramlarını yeniden ve güncel bilimin ışığı altında yorumlamak için başvurulan bir bakıştır
Bu bakımdan hem Aristo mantığının kabullerini hem de batı felsefesinin temel varsayımlarını yeniden yapılandırmak gerekmektedir Derrida’nın esas saldırı hedefi ikili (karşıt) kavramlardırKuantum kuramının yaklaşımı, Aristo mantığının ikili yaklaşımının yetersiz olduğu göstermiştir Kuantum kuramının yeni yaklaşımında şu tercihler öncelik kazanıyor:
-Gözlem yerine katılım,
-Anlamsız yerine anlam,
-Bağımsız yerine bütünsel,
-Nesne yerine enerji,
Burada gözlemden vazgeçelim demiyorum Ancak, her gözlemin belli bir ölçüde katılım içerdiğini bilmek ve bunun farkındalığı içinde olayları ve durumları anlamlandırmak gerektiğini savunuyorum Farkındalık ancak katılım sayesinde güçlenebilir Farkındalık arttıkça ikilemli mantığın kısıtlayıcı yapısını bozmak ve dolayısıyla yeni bir anlayışa ulaşmak mümkün olabilir
Böylece gündelik yaşam içinde bakış açımızı nesnellikten ve yerellikten kurtarıp, bütünselliğe ve tümel birliğe doğru yöneltmeyi gerçekleştirebiliriz Olayları incelerken onları parçalara ayırıp indirgemek yerine onları en geniş açıdan değerlendirerek tümel bir bakış açısı ile bütünsel olarak incelemeyi başarabilmeliyiz Ayrıca, her olayı veya olguyu sayısal olarak ifade etmeye çalışmak yerine, sezgi içeren bakış açılarını küçümsemeden düşünce yapımızı genişletmeye gayret etmeliyiz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.