![]() |
Türk Tarihinde Bilinmeyen Kavramlar |
![]() |
![]() |
#121 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Tarihinde Bilinmeyen KavramlarTürklerde Denizcilik Türklerde denizcilik Selçukîler devrinde başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selçukîlerden sonra Türklerin denize çıkışı Aydınoğullarından Umur Bey zamânında gerçekleşmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmed Han zamânında kara kuvvetleri gibi denizciliğe de önem verilerek güçlü donanmalar kuruldu ![]() ![]() ![]() Kânûnî Sultan Süleymân zamânında Eğriboz, İnebahtı, Midilli, Sıgacık, Kocaeli, Mora, Karlı ili, Rodos, Biga, Mezistre sancakları birleştirilerek merkezi Gelibolu olmak üzere Kaptan Paşa Eyâleti kuruldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() On altıncı yüzyılda dünyâya hükmeden Osmanlılar, kapasitesi çok büyük gemiler yaptılar ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyânın en büyük tersâneleri İstanbul Haliç ve Gelibolu’daki tersânelerdi ![]() ![]() Osmanlılar denizcilik ilmi konusunda da dünyânın en ileri ülkesiydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Donanmada çok güçlü olan Osmanlılar deniz nakliyatında ve ticâretinde de çok ileri idiler ![]() ![]() ![]() 1843 senesinde kurulan Fevâid-i Osmaniye Şirketinin 108 senelik faâliyetine ve 1851 senesinde kurulan Şirket-i Hayriye’nin 94 senelik faaliyetine, 1913 senesinde kurulan Haliç hattındaki İtalyan Şirketinin 22 senelik faaliyetlerine son verilerek, 1944 senesinde Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğüne devredilmişlerdir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Tarihinde Bilinmeyen Kavramlar |
![]() |
![]() |
#122 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Tarihinde Bilinmeyen KavramlarUç Beyliği Anadolu’da kurulan Türk devletlerinin sınırlarını muhâfaza ve yapacakları akınlarla diğer devletleri yıpratma vazifesi gören yarı bağımsız beylikler ![]() ![]() Anadolu’da ilk Uç Beyliği, Büyük Selçuklular tarafından 1071 Malazgirt Zaferinin kazanılmasından sonra kuruldu ![]() ![]() ![]() Uç beylerinin ve emrindeki aşiretlerin, fedâkâr, azimli ve yüksek îmânlı gayretleriyle Bizanslılar Ege Denizi kıyılarına kadar atıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yarı bağımsız olan Uç Beylerini ilk defâ Birinci Alâeddîn Keykubad (1220-1237) merkezî idâreye bağladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Tarihinde Bilinmeyen Kavramlar |
![]() |
![]() |
#123 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Tarihinde Bilinmeyen KavramlarUlûfe Osmanlı Devletinde Kapıkulu Askerlerine, Acemi Ocağı mensuplarına, kimi saray ve devlet görevlilerine üç ayda bir verilen maaş ![]() “Mevâcib” adı da verilen ulûfe Dîvân-ı Hümâyunda, Veziriâzamın huzûrunda verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Maaş, kurulan dîvânda dâvâlar dinlendikten sonra dağıtılırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazineden alınan para ortalara gelince mutlaka sayılırdı ![]() ![]() ![]() Ulûfe dağıtıldığı dîvânın ertesi günü Sadrıâzam, Paşa Kapısında, Kapıkulu süvârileriyle cebeci, topçu ve top arabacı ocaklarının maaşlarını bizzat kendisi başında bulunarak verdirirdi ![]() ![]() Sefer sırasında ordunun maaş dağıtımı ise divandakinin aynı olurdu ![]() ![]() ![]() Ulûfe dağıtımından önce yeniçerilere saray mutfağında hazırlanan çorba, pilav ve zerde verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Tarihinde Bilinmeyen Kavramlar |
![]() |
![]() |
#124 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Tarihinde Bilinmeyen KavramlarVaka-i Hayriye Yeniçeri Ocağının kaldırılması hâdisesi için kullanılan tâbir ![]() Yeniçeri Ocağının, kuruluş yılları sonrasında, Osmanlı Devletinin Yükselme Devrinde seferde ve hazarda pekçok hizmetleri görüldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçerilerin katl ettiği büyük ıslâhatçı Sultan Üçüncü Selim Hanın şehâdeti günü 28 Temmuz 1808 târihinde pâdişâh olan Sultan İkinci Mahmûd Han Yeniçeri Ocağı kalkmadıkça zamânın ihtiyaçlarına uygun askerî teşkilâtın ve diğer ıslâhatların yapılamayacağını açıkça görmüştü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eşkinci Lâyihasının yayınlanmasıyla, Yeniçerilerin taahhüdü altında projenin tatbikatına başlandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeriler, Eşkinci Ocağının tâlime başladığı gün aleyhte propagandaya başladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçerilerin isyanı üzerine Sadrâzam, Şeyhülislâm ve diğer devlet adamlarıTopkapı Sarayına gittiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kışla yakıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeri Ocağının imhâ edildiği 15 Haziran 1826 târihine Osmanlılar ve târihçiler “Vak’a-ı Hayriyye” dediler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla “Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye” adıyla devrin usûlüne göre yeni bir ordu teşkilâtı kuruldu ![]() ![]() ![]() “Tecemmü eyledi meydan-ı lahme İdüb küfrân-ı ni’met nice bâği Koyup kaldırmada ikide birde Kazan devrildi söndürdü ocağı ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Tarihinde Bilinmeyen Kavramlar |
![]() |
![]() |
#125 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Tarihinde Bilinmeyen KavramlarVakanüvis (Vak'anüvis) Zamânın olaylarını kayıtla vazifelendirilmiş resmî devlet târihçisi ![]() Târihin lüzumu anlaşılıp, kendilerinden sonra gelen nesillere bir eser bırakmak arzusu doğunca târihî vak’alar bir memura tutturulmaya başlandı ![]() ![]() ![]() İlk vak’anüvis târihi 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Tarihinde Bilinmeyen Kavramlar |
![]() |
![]() |
#126 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Tarihinde Bilinmeyen KavramlarValide (Vâlide) Sultan Osmanlı Devletinde pâdişâh anneleri için kullanılan tâbir ![]() ![]() ![]() Harem-i hümâyûnun en yüksek makâmı vâlide sultanlıktı ![]() ![]() ![]() ![]() Pâdişâh tahta geçince, annesi hayatta ise, Eski Saraydan Yeni Saraya naklolunurdu ![]() ![]() Vâlide sultânın haremde geniş bir câriye kadrosu vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vâlide sultanlara darphâneden belli bir ödenek ve has derecesinde dirlik verilirdi ![]() ![]() ![]() Vâlide sultanların mâlî işlerini idâre için bir kethüdâ (kahyâ) tâyin olunurdu ![]() ![]() Otuz altı Osmanlı pâdişâhından yirmi birinin annesi oğullarının pâdişâh olmasına yetişerek, vâlide sultan olmuştur ![]() ![]() Gelirlerini hayır işlerine sarfeden vâlide sultanlardan bâzıları şunlardır: Üçüncü Murâd Hanın annesi Nûr Bânû Vâlide Sultanın İstanbul’un Anadolu ve Rumeli yakasında birçok eseri vardır ![]() ![]() Dördüncü Murâd ile İbrâhim Hanın anneleri Mâhpeyker Kösem Vâlide Sultan: Hüsn-ü cemâli, aklı ve zekâsı ve hayrât ve hasenâtıyla meşhur sâlihâ ve afîfe bir vâlide sultandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dördüncü Mehmed Hanın annesi Hadîce Turhan Sultan: Sâlihâ ve hayırsever bir hanımdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü Selim Hanın annesi Mihrişâh Vâlide Sultan: Halıcıoğlu’nda Abdüsselâm Câmii Mezarlığı önünde çeşmesi vardır ![]() Birinci Mahmûd Hanın annesi Sâlihâ Sebkatî Vâlide Sultan: Tophâne civârındaKâdirî Dergâhının avlu kapısı bitişiğinde kesme taştan bir çeşmesi vardır ![]() ![]() Birinci Abdülmecîd Hanın annesi Bezm-i Âlem Vâlide Sultan: Târihe mâlolan ve senelerce hizmet veren pekçok hayır müessesesi yaptırdı ![]() ![]() Bugün Kız Lisesinin bulunduğu yerde, sultan Mahmûd Han Türbesinin arkasında mektep yaptırmıştır ![]() ![]() ![]() Vâlide Sultan, şahsî servetini vakfederek, Gurebâ Hastahânesini yaptırdı ![]() ![]() İkinci Mahmûd Hanın annesi Nakş-i Dil Vâlide Sultan: Üsküdar Alemdağı Sarıkadı köyünde ve Ayasofya arasındaki eski tevkîfhâne binâsının deniz tarafı köşesinde çeşmeleri vardır ![]() Sultan Abdülazîz Hanın annesi Pertevniyâl Vâlide Sultan: İstanbul Aksaray’da bir câmi (Vâlide Câmii), kütüphâne, çeşme, mektep yaptırdı ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Tarihinde Bilinmeyen Kavramlar |
![]() |
![]() |
#127 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Tarihinde Bilinmeyen KavramlarVilâyât-ı Sitte Osmanlı Devleti'nde Erzurum, Van, Harput (Mamuretül-Aziz, Elazığ), Sivas, Bitlis ve Diyarbakır'ı içine alan altı vilayete verilen genel ad ![]() Vilâyât-ı Sitte, özellikle 1878 Berlin Antlaşması'ndaki bazı hükümler dolayısıyla önem kazandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Tarihinde Bilinmeyen Kavramlar |
![]() |
![]() |
#128 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Tarihinde Bilinmeyen KavramlarYeniçeri Osmanlı Devletinde pâdişâhın şahsına bağlı kapıkulu ocaklarının piyâde sınıfı ![]() Eyâletlerdeki topraklı veya timarlı sipâhilerle diğer eyâlet kuvvetlerinden tamâmen ayrı olarak Osmanlı devlet merkezinde pâdişâhların şahıslarına bağlı kapıkulu denilen yaya ve atlı maaşlı askerler vardı (Bkz ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti Rumeli tarafında genişlemeye başlayınca, dâimî bir orduya ihtiyaç duyuldu ![]() ![]() ![]() ![]() Orhan Beyin vefâtından sonra yerine geçen Sultan Birinci Murâd Han, Çandarlı Kara Halil’i yeniçeri ve acemi ocaklarını kurmakla vazifelendirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeriliğin ilk teşkilinde orduya bin nefer alındı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı pâdişâhlarının eğitimi geliştirmek için tertipledikleri muhteşem ve büyük sürek avları sekbanlar tarafından hazırlanırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her yeniçeri ortasının nişân denen bir bayrağı ve alâmeti vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her ortanın çorbacı denilen bir kumandanı, odabaşı denilen bir kumandan muâvini, Vekilharç ünvânlı bir idâre memuru ve bayraktâr’ı, vardı ![]() ![]() Yeniçeriler başlarına börk denilen beyaz keçeden bir külah giyerlerdi ![]() ![]() ![]() Ayakkabıları şehirde ökçesiz yemeni, seferde yandan kopcalı bir çeşit çizmeydi ![]() ![]() ![]() Her yeniçeri ortasının, içinde yemeklerini pişirdikleri büyük kazanları vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul’da eski odalar ve yeni odalar adıyla iki büyük yeniçeri kışlası vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeri ocağı neferlerine ulûfe denilen maaş verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeri ocağının en büyük kumandanı yeniçeri ağasıydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeri ağasının muâvinine kul kethüdâsı, kethüdâ bey veya kahyâ bey adları verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ocak disiplini sağlam olduğu devirlerde yeniçeriler, geceleri kışlalarındaki koğuşlarından başka yerde yatmazlardı ![]() ![]() ![]() ![]() Suç işleyen yeniçeri ancak kendi ortası neferleri huzûrunda ve kendi koğuşunda cezâlandırılırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir yeniçeriye îdâm hükmü, ancak ağa dîvânında verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeri ocağı 16 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|