![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#121 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSTİ'DÂD: Bir şeyin alınmasına, elde edilmesine ve kazanılmasına olan yatkınlık, doğuştan gelen kâbiliyet, kavrayış, anlayış ![]() İsti'dâd Allahü teâlânın ihsânıdır ![]() ![]() ![]() Kur'ân-ı kerîmi anlamak için yetmiş iki yardımcı ilmi ve sekiz temel ilmi öğrenmek lâzımdır ![]() ![]() ![]() ![]() İSTİDLÂL: Delîl getirme ![]() ![]() Fen bilgilerini iyi öğrenen, aklı başında bir kimse, yalnız düşünmekle, Allahü teâlânın var olduğunu anlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstidlâl ile kazanılan bilgiler kesbîdir yâni çalışmak, sebeblere yapışmak, düşünmek, aklı kullanmak sûretiyle elde edilir ![]() ![]() İSTİDRÂC: Kâfir ve fâsıklarda görülen hârikulâde, olağanüstü haller ![]() Allahü teâlâ, her şeyi bir sebeb altında yaratmaktadır ![]() ![]() ![]() Bir kimse peygamberlere tâbi olmadan doğru yolda yürümek isterse, muhakkak eğri yola sapar ![]() ![]() ![]() İSTİFSÂR: Açıklanmasını istemek, sormak ![]() Melekler, Allahü teâlâdan Âdem aleyhisselâmın niçin yeryüzünde halîfe olduğunu istifsâr ederek anlamak istediler; "Yâ Rabbî! Yeryüzünde fesâd çıkaracak ve kan dökecek olan kulları mı yaratacaksın? Biz seni tesbîh ediyoruz, hamd ediyoruz ![]() ![]() İSTİGÂSE: Şefâat dileme, yardım isteme; Allahü teâlâdan bir isteğin, dileğin yerine gelmesi için, Peygamberleri ve evliyâyı, sevdiği kullarını vesîle ederek (araya koyarak) isteme, yalvarma, duâ etme ![]() ![]() Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: O vakit Rabbinizden istigâsede bulunuyordunuz da; O size; "Gerçekten ben arka arkaya bin melâike ile imdâd ediyorum" diye duânızı kabûl buyurmuştu ![]() Kıyâmet günü insanlar, önce Âdem ile, sonra Mûsâ ile ve sonra Muhammed (aleyhimüsselâm) ile istigâse ederler ![]() İstigâse olunan, yardım istenilen yalnız Allahü teâlâdır ![]() ![]() ![]()
__________________
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#122 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSTİĞRÂK: Tasavvuf yolunda bulunan kimsenin içinde bulunduğu mânevî hallere dalması sebebiyle kendisini ve çevresinde olanları unutması ![]() İSTİĞFÂR: Mağfiret (bağışlanmak) istemek ![]() ![]() ![]() Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruluyor ki: Biri günah işler veya kendine zulm eder, sonra pişman olup, Allahü teâlâya istiğfârda bulunursa, Allahü teâlâyı çok merhametli, afv ve mağfiret edici bulur ![]() Günâh işlemiş kimse, abdest alır, iki rek'at namaz kılar, sonra istiğfâr ederse günâhı affolur ![]() İstiğfâr, belâ ve sıkıntıların giderilmesi için faydalıdır ve denenmiştir ![]() İstiğfâr, insanı her murâda (arzuya), âfiyete kavuşturur ![]() Üç kimse şeytanın ve askerinin şerrinden korunmuştur ![]() ![]() Sıkıntısı olan kimse çok istiğfâr okusun ![]() İSTİHÂRE: Hayır istemek ![]() 1 ![]() ![]() İstişâre eden (danışan) pişmân olmaz, istihâre eden zarar etmez ![]() Dört şeyi yapan dört şeyden mahrum kalmaz ![]() ![]() Her mü'minin istihâre yapması sünnettir ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() İSTİHÂZA: Kadınlarda âdet ve lohusalık dışında gelen ve oruç ile namaza mânî olmayan kan ![]() Hanefî mezhebinde, üç günden (72 saattan) beş dakika bile az olan ve yeni başlayan için on günden çok sürünce, onuncu günden sonra ve yeni olmayanlarda âdetten çok olup, on günü de aşınca, âdetten sonraki günlerde gelmiş olan ve hâmile ve âyise (ihti yâr) kadından, dokuz yaşından küçük kızlardan gelen kan hayz olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() İstihâza kanı hastalık alâmetidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#123 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSTİKÂMET: Allahü teâlânın beğendiği, doğru, hak yolda bulunma ![]() Kim ki hac eder, kötü söz konuşmaz ve istikâmetten ayrılmazsa, annesinden yeni doğmuş gibi, bütün günâhlarından sıyrılır ![]() Allahü teâlâ kendisine Hûd sûresinde; "Emr olunduğun gibi istikâmet üzere ol!" buyurunca, Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, istikâmetin zorluğuna işâretle; "Beni Hûd sûresi ihtiyarlattı" buyurdu ![]() ![]() Kıyâmet günü Sırat köprüsünden geçebilmek için istikâmet üzere bulunmak gerekir ![]() İstikâmet, kerâmetin üstündedir ![]() Lâ ilâhe illallah kelimesini söylemekle kalb düzelir ve o kimsenin hâllerinde ve işlerinde istikâmet hâsıl olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İSTİKBÂL-İ KIBLE: Kıbleye yönelme; namazda Mekke-i mükerremedeki Kâbe-i muazzamaya doğru durma ![]() Namaz kılarken istikbâl-i kıble farzdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İSTÎLÂM: Selâmlamak ![]() ![]() ![]() İstîlâm, haccın sünnetlerindendir ![]() İSTİMDÂD: Yardım isteme, yardıma çağırma ![]() Peygamberlerin ve evliyânın, Allahü teâlânın sevgili kullarının ve sâlih (iyi) mü'minlerin rûhlarından, her kim nerede ve ne zamanda ve her ne hâlde istimdâd ederse, Allahü teâlânın izniyle orada bulunur, yardım ederler ![]() ![]() ![]() İSTİMNÂ: El ile menîyi dökme, masturbasyon ![]() El ile istimnâ, zevk için olursa haramdır ![]() ![]() ![]() Günâhların hepsi, Allahü teâlânın emrini yapmamak olduğundan büyüktür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İSTİMRÂR: Kadından âdet hâlinde gelen kanın devâm etmesi ![]() Bir kadından; on beş gün içinde hiç temiz gün olmadan, kan istimrâr ederse, âdetine göre hesâb olunur ![]() ![]() ![]() ![]() İSTİNBÂT: Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmemiş hükümleri, bilgileri, açıkça bildirilenlere benzeterek, meydana çıkarmak ![]() Eshâb-ı kirâmdan radıyallahü anhüm ecmaîn sonra gelen müctehidlerin en büyüğü İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe'dir (r ![]() ![]() ![]() ![]() Bâzısını görürsün, insanlarıKur'ân-ı kerîmden ve Sahîh-i Buhârî'den dînî hükümleri istinbât etmeye çağırır ![]() Allahü teâlânın kitâbını(Kur'ân-ı kerîmi) açıklayan Resûlullah efendimizden başkası olmadığı gibi, Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden dînî hükümleri istinbât edenler de ancak ümmetin büyük imâmlarıdır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#124 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSTİNCÂ: Önden ve arkadan necâset çıkınca bu yerleri yıkamak, temizlemek ![]() Başkasının yanında avret yerini açmadan su ile istincâ yapamayan kimse, pislik fazla olsa bile su ile istincâdan vazgeçer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstincâ ederken, önünü, arkasını kıbleye dönmek tenzîhen mekrûhdur ![]() Kemik, gübre, tuğla, saksı ve cam parçaları, muhterem yâni para eden şeyler ve câmiden atılan şeyler, zemzem suyu, yaprak ve kâğıd ile istincâ tahrîmen (harama yakın) mekrûhtur ![]() iSTİNKÂ: İstincâdan sonra, hiçbir pislik kalmadığına kalbde kuvvetli bir kanâat hâsıl olması ![]() Erkeklerin, idrârını yaptıktan sonra istinkâ etmedikçe abdeste başlaması câiz olmaz ![]() iSTİNŞÂK: Abdest ve boy abdesti (gusül) alırken burna su çekme ![]() On şey sünnettir: Bıyığı kısaltmak, sakalı uzatmak, misvâk kullanmak, mazmaza (abdestte ağıza su almak) , istinşâk, tırnak kesmek, ayak parmaklarını yıkamak, koltuk altını temizlemek, kasıkları temizlemek, su ile istincâ ![]() Guslün (boy abdestinin) sünnetlerinden birisi de; mazmaza (ağıza su vermek) ve istinşâkta mübâlağa etmek ![]() _______________ |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#125 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKABA KUŞLUK (Dahve-i Kübrâ): Oruç müddetinin yarısı, öğleden bir saat evvelki zaman ![]() ![]() KABA NECÂSET: İnsandan çıkınca abdesti veya guslü gerektiren her şey, eti yenmeyen hayvanların, (yarasa hâriç) ve yavrularının yüzülmüş, dabağlanmamış derisi, eti, pisliği ve bevli ile süt çocuğunun pisliği, bevli ve ağız dolusu kusmuğu, insanın ve bütün hayvanlar ın kanı ile şarab, leş, domuz eti ve kümes ve yük hayvanlarının, koyun ve keçinin pisliği ![]() ![]() Deride, elbisede, namaz kılınan yerde, dirhem miktarı veya daha çok kaba necâset yoksa, namaz sahîh olur ise de dirhem miktarı bulunursa tahrîmen mekruh olur ve bunu yıkamak vâcibdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KÂBE-İ MUAZZAMA: Yeryüzünde yapılan ilk mâbed ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Allahü teâlâ, Kâbe'yi, o Beyt-i Harâm'ı insanlar için din işlerinde bir düzen ve dünyâda cinâyetten emin bir yer kıldı ![]() Kâbe-i muazzamaya bakmak sevâbdır ![]() ![]() ![]() ![]() Kâbe-i muazzamayı, ilk olarak meleklerin yardımıyla Âdem aleyhisselâm inşâ etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kâbe-i muazzama 17 metre yükseklikte olup, dört köşe ve taştandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KÂBE KAVSEYN: Peygamber efendimizin Mîrac gecesinde bilmediğimiz bir şekilde Allahü teâlâya yakınlığından kinâye olan bir tâbir ![]() Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: O (Muhammed aleyhisselâm) Rabbine Kâbe Kavseyn veya daha yakın oldu ![]() Ehl-i sünnet âlimleri buyurdu ki: "Mîrâc, ruh ve cesed birlikte olarak Mekke-i mükerremeden Kudüs'e ve oradan yedi kat göke, sonra Sidre denilen yere ve Sidre'den Kâbe Kavseyn makâmına uyanık olarak, gece bir anda götürülmüş ve getirilmiştir ![]() ![]() Peygamber efendimiz Kâbe Kavseyn makâmına varınca ne Cebrâil aleyhisselâm ve ne de başka hiçbir vâsıta olmadan doğrudan doğruya Allahü teâlâ O'na vahyetti, bildireceğini bildirdi ![]() ![]() ![]() (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî) |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#126 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKÂBİD (El-Kâbid): Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden) ![]() ![]() El-Kâbid ism-i şerîfini söyleyen, elem ve sıkıntılardan kurtulur ![]() KABR (Kabir): Ölen insanın defnedilmesi, gömülmesi için kazılan yer, mezar ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Allahü teâlâ, rüzgârı, rahmeti olan yağmurdan önce müjdeci gönderir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kabir, Cennet bahçelerinden bir bahçe, yâhut Cehennem çukurlarından bir çukurdur ![]() Meyyit kabre konduğu zaman, amelleri onun etrâfını sararlar ![]() ![]() ![]() ![]() Kabir hergün beş defâ; "Ben, yalnızlık yeriyim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kabre yılanlar, dışardan gelir sanma ![]() ![]() ![]() Kabr Azâbı: Îmânsız ölenin ve günahkâr müslümanın kabre konulduktan sonra çektiği, nasıl olduğunu bilemediğimiz azâb, cezâ ![]() Üzerinize idrâr sıçratmayınız! Çok kimseye kabir azâbı bundan olacaktır ![]() Gizleyebilseydiniz, bu kabirlerdeki azâbı duymanız için Allahü teâlâya duâ ederdim ![]() Kabir azâbı, şu üç şeydendir: Gıybet, koğuculuk ve üzerine idrâr sıçratmak ![]() Ölmek istemeyiniz ![]() ![]() ![]() Kabir azâbı rüyâ gibi değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Kabir azâbı vardır ![]() ![]() Kabr Hayâtı: İnsanın ölüp kabre konmasından, kıyâmet koparak, mahlûkların diriltilmelerine kadar geçen zaman ![]() Kabir hayâtı, dirilerin hayâtı gibi değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kabir hayâtı insanlara göre değişir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#127 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİRTİCÂ: Geriye dönme, geri dönücülük, gericilik ![]() Müslümanların, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri hakîki doğru müslümanlıktan bahsetmesine ve Muhammed aleyhisselâmın yolunu göstermesine irticâ ve taassub (tutuculuk) gibi isimler takarak bölücülük şeklini vermeğe ve bu mâsûmları lekelemeye kalk ışmak, irticâ ve yobazlık değil midir? (M ![]() Bir cemiyetin, dînine, diline, târihine, kültür ve medeniyetine sâhib çıkması, yabancılaşmadan muâsırlaşmak istemesi irticâ mıdır? Fuhşa, edepsizliğe, soysuzlaşmaya karşı tepki duymak irticâ değil, bilakis iffet ve ilericiliktir ![]() ![]() İRTİDÂD: Dinden çıkma ![]() ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: İçinizden kim irtidâd eder de kâfir olarak ölürse, yaptığı (iyi) işler dünyâda da âhirette de boşa gitmiştir ![]() ![]() ![]() Doğru yol gösterildikten sonra Peygambere (aleyhisselâm) uymayan ve îmânda ve amelde mü'minlerden ayrılan kimseyi küfr ve irtidâdda bırakır ve Cehennem'e atarız ![]() ![]() Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) vefâtından hemen sonra bütün Arabistan Yarımadası'nı saran irtidâd hareketleri, Allahü teâlânın izniyle, hazret-i Ebû Bekr'in üstün azmi, sarsılmaz irâdesi ve orduda yaptığı isâbetli düzenlemelerle bir sene gibi kısa bir zaman içinde bastırıldı ![]() ![]() Müslüman kâfir olursa, yâni irtidâd ederek İslâmiyet'ten çıkarsa, önceki ibâdetleri ve sevâbları yok olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#128 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükÎSÂ ALEYHİSSELÂM: İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: (Nûh ve İbrâhim aleyhimesselâmdan) sonra onların arkalarından Peygamberlerimizi ard arda gönderdik ![]() ![]() ![]() ![]() Bir vakit Meryem oğlu Îsâ (aleyhisselâm) şöyle demişti: "Ey İsrâiloğulları! Ben size Allahü teâlânın peygamberiyim ![]() ![]() Vallâhi Meryem'in oğlu Îsâ (aleyhisselâm) âdil bir hakem olarak mutlaka (yeryüzüne) inecek ve mutlaka haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, genç-dişi develer başıboş bırakılacak, onlara rağbet edilmeyecek, bütün düşmanlıklar, küsüşmeler ve hasedlikler muhakkak sûrette kalkacak ![]() ![]() Îsâ bin Meryem, Muhammed'i dîni üzere tasdîk ettiği hâlde iner ![]() ![]() ![]() Îsâ aleyhisselâm, insan ve peygamber idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yahûdîlerden bir topluluk, Îsâ aleyhisselâm ve annesi hazret-i Meryem'e dil uzattılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hıristiyanlar Îsâ aleyhisselâmın haça gerilip orada öldüğüne, fakat sonra dirilip göğe çıktığına inanırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Îsâ aleyhisselâm kıyâmet yaklaşınca, Şam'da Ümeyye Câmii minâresine inecek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Îsâ aleyhisselâm, bu ümmetin imâmına uyup arkasında namaz kılacaktır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#129 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSÂBET-İ AYN: Nazar, göz değmesi ![]() ![]() ÎSÂR: Başkasının ihtiyâcını kendi ihtiyâcından önce düşünmek ![]() ![]() İnsana lâzım olan şeylerde îsâr yapılır ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah'ın Eshâbının hâli cömerdlikten öte, îsâr idi ![]() Kerem ve ihsân sâhiblerinin âdeti, îsâr etmektir ![]() Îsârın en güzel örneği, Peygamber efendimizin mübârek sohbetinde yetişen Eshâb-ı kirâmda görülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İSBÂT: 1 ![]() ![]() ![]() Bütün varlıklar Allahü teâlânın varlığına alâmet olduğu, O'nun varlığını isbat ettiği için mahlûkların (yaratılmışların) hepsine âlem denilmiştir ![]() Müslümanlar, maddelerin ve sıfatlarının hâdis (sonradan yaratılmış) olduğunu çeşitli yollarla isbât etmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlânın var ve bir olduğu, hattâ Muhammed aleyhisselâmın, O'nun resûlü olduğu ve O'nun getirdiği her emrin ve haberin doğru olduğu güneş gibi meydandadır ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Tasavvuf ehli Nefy ve isbât zikri denilen "Lâ ilâhe illallah" kelimesini söylemekle yükselir ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâya teveccüh, nefy ve isbât ve murâkabe, Resûlullah efendimizin zamânında da vardı ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#130 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükÎSEVÎ: Îsâ aleyhisselâmın getirdiği hak dîne inanan kimse ![]() Hıristiyanlık çıkmadan ve putperestlik karışmadan önce, îsevîler müşrik değildi (Allah'a eş, ortak koşmazlardı) ![]() ![]() ![]() ÎSEVÎLİK: Îsâ aleyhisselâmın bildirdiği hak din, nasrânîlik ![]() Mûsâ aleyhisselâmın dîni, Îsâ aleyhisselâm zamânına kadar devâm etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yahûdîlerin ileri gelenlerinden ve Îsevîlerin en büyük düşmanlarından olan Paul, Îsevîliği kabûl ettiğini, Îsâ aleyhisselâmın kendisini, yahûdî olmayan milletleri Îsevîliğe dâvet için şâkirt (talebe) tâyin ettiği yalanını uydurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İSFÂR: Sabah namazını ortalık aydınlanıncaya kadar geciktirmek ![]() Sabah namazını isfâr ediniz ![]() ![]() Sabah namazını her mevsimde isfâr etmek, müstehabdır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#131 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSFİRÂR-I ŞEMS VAKTİ: Güneşin sararması vakti ![]() ![]() ![]() İkindi namazının vakti, öğle vakti bitince başlayarak, güneşin üst kenarının ufk-i mer'i (görünen ufuk) den kaybolduğu görülünceye kadardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#132 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSHÂK ALEYHİSSELÂM: Şam ve Filistin ahâlisine (halkına) gönderilen peygamberlerden ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Biz İbrâhim'e oğlu İshâk'ı ve İshâk'ın oğlu Yâkûb'u hibe ettik ve herbirine hidâyet ve nübüvvet (peygamberlik) verdik ![]() Kullarımız İbrâhim, İshâk ve Yâkûb'u da zikreyle (hatırla, an) ![]() ![]() İbrâhim aleyhisselâm hazret-i Hâcer ve oğlu İsmâil'i aleyhisselâm Mekke'ye bıraktıktan sonra, rüyâsına sadâkat, bağlılık gösterip, İsmâil aleyhisselâmı kurban etmekle ilgili imtihânda başarılı olunca, Allahü teâlâ ona ihtiyar yaşta bulunan hazret-i S âre'den İshâk adlı bir oğul ihsân etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#133 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSKÂT VE DEVR: Müslüman bir kimsenin ölünce, namaz, oruç ve diğer bâzı borçlarından kurtulması için yapılan muâmele ![]() ![]() Tutulmamış oruçların ve ölüm hastalığına yakalanmış bir kimsenin kazâ edemediği namazları için iskât ve devr yapmanın lâzım olduğunda bütün âlimlerin söz birliği vardır ![]() ![]() Bugün, hemen her yerde, iskât ve devr işleri, dînimizin bildirdiği şekilde yapılmamaktadır ![]() ![]() ![]() İSLÂM: Boyun bükerek teslim olmak ![]() ![]() ![]() İslâm Ahlâkı: İslâm dîninin bildirdiği ahlâk ![]() ![]() Müslümanlar birbirine hürmet eder, yardımlaşırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm Âlimi: Dînî ilimleri bütün incelikleri ile zamânın fen bilgilerini de lüzûmu kadar bilen âlim ![]() ![]() Emr-i ma'rûfu (iyiliği emr) ve nehy-i münkeri (kötülükten menetmeyi) el ile yapmak hükûmet adamlarına, dil ile yapmak İslâm âlimlerine, kalb ile yapmak da her müslümana farzdır ![]() İslâm-ı Hakîkî: Nefsin itminâna (Allahü teâlânın emirlerine itâate) kavuşmasından sonraki müslümanlık ![]() Bir müslüman Allahü teâlânın ihsânı ile şerîatin (İslâmiyet'in) hakîkatine kavuşur, İslâm-ı hakîkî ile şereflenirse, peygamberlere tam uyar ve o büyüklere vâris olur ![]() Cümle âlem bir yere gelse ve Rabbini inkâr etse, İslâm-ı hakîkî sâhibi olan inkâr etmez ve kalbine aslâ şek ve şüphe gelmez ![]() İslâm-ı Mecâzî: Nefsin, itminâna gelmeden yâni Allahü teâlânın rızâsına uygun hareket etmeye başlamadan önce, kişide bulunan ve Cennet'e girmek için yeterli olan İslâmiyet ![]() Vilâyet-i hâssa (evliyâlığın en yüksek makâmı) ile şereflenmedikçe, İslâm-ı mecâzîden kurtulup, İslâm-ı hakîkiye kavuşulmaz ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#134 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSLÂMİYYET (İslâmiyet): Allahü teâlânın Cebrâil ismindeki melek vâsıtası ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselâma gönderdiği, insanların dünyâda ve âhirette râhat ve mes'ûd olmalarını sağlayan usûl ve kâideler, emirler ve yasaklar ![]() Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki: Allahü teâlâ Peygamberini hidâyet ve hak din İslâmiyet ile gönderdi ![]() ![]() ![]() Bir zaman gelir ki, İslâmiyet'e yapışmak, elinde ateş tutmak gibi güç olur ![]() Dünyâ lezzetlerine kavuşmak için, İslâmiyet'in dışına çıkan kimse, âhiret lezzetlerine kavuşamaz ![]() İzzet (şeref, îtibâr, üstünlük) İslâm'dadır ![]() ![]() ![]() Bütün üstünlükler, faydalı şeyler, İslâmiyet'in içindedir ![]() ![]() ![]() Îmân muma benzer, dînimizin emir ve yasakları mum etrâfındaki fener gibidir ![]() ![]() ![]() ![]() İSM (İsim): Varlıklara ad olan kelime ![]() Sizler kıyâmet günü kendinizin ve babalarınızın adları ile çağırılırsınız ![]() ![]() Ana-babanızı isimleri ile çağırmayınız ![]() ![]() ![]() ![]() Doğduğu zaman çocuğa güzel bir isim koymak, aklı erdiği zaman Kur'ân-ı kerîmi öğretmek ve evlenecek yaşa gelince evlendirmek çocuğun babası üzerindeki üç hakkıdır ![]() Çocuk dünyâya gelince, yedinci günü isim koymak ve başını kazıyıp, saçının ağırlığı kadar, erkek için altın veya gümüş, kız için gümüş sadaka vermek ve erkek için iki, kız için bir akîka hayvanı kesmek, Hanefî mezhebinde müstehabdır ![]() ![]() İsm-i A'zam: En büyük isim ![]() ![]() ![]() ![]() Mûsâ aleyhisselâm zamânında Bel'âm-ı Baûrâ, ism-i a'zamı biliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() İsm-i Celâl: Allah ism-i şerîfi ![]() ![]() İSMÂİL ALEYHİSSELÂM: Yemen'den gelip Mekke ve civârına yerleşen Cürhüm kabîlesine gönderilen peygamber ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: (Yâ Muhammed!) Biz Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahy ettiğimiz gibi, sana da vahy ettik ve İbrâhim'e, İsmâil'e, İshâk'a, Yâkûb'a ve oğullarına, Îsâ'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleymân'a da vahy ettik ve Dâvûd'a Zebûr'u verdik ![]() Allahü teâlâ Âdemoğullarından hazret-i İsmâil'i seçti ![]() ![]() ![]() İsmâil aleyhisselâm, Peygamber efendimizin dedelerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hâcer Hâtun bu vâdide yaşarken, Yemen tarafından Cürhüm kabîlesi gelip Mekke'nin bulunduğu yere yerleştiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İsmâil aleyhisselâmın on iki oğlundan çoğalan torunları, zamanla Arabistan Yarımadası'nın her tarafına yayıldılar ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#135 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİNFÂK: Malı, Allahü teâlânın yolunda harcama ![]() ![]() Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki: (Ey Resûlüm!) Onlar, hangi şeyi nafaka olarak vereceklerini sana soruyorlar ![]() ![]() ![]() Onlar ki, (sırf) Rablerinin rızâsını isteyerek (her zorluğa) katlanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve âşikâr (hayır yoluna) infâk ederler, kötülüğü de iyilikle savarlar ![]() ![]() Onlar ki, infâk ettikleri zaman isrâf etmezler, sıkılık (cimrilik) da yapmazlar ![]() ![]() Yâ Ebâ Hüreyre! Mü'minlerin büyüğü, benden sonra o kimsedir ki, Allahü teâlâ ona mal verir, o da gizli ve âşikâre Hak yoluna infâk eder ve yaptığı iyilikleri kimsenin başına kakmaz ![]() İNFİTAR SÛRESİ: Kur'ân-ı kerîmin seksen ikinci sûresi ![]() İnfitâr sûresi Mekke'de nâzil oldu (indi) ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ İnfitâr sûresinde meâlen buyuruyor ki: Göğün yarıldığı ve yıldızların dağılıp yok oldukları zaman, insanoğlu yaptıklarını ve yapmadıklarını bir bir anlar ![]() Kim kıyâmet gününe, sanki gözleriyle görüyormuşçasına bakmak isterse, Tekvîr, İnfitar ve İnşikâk sûrelerini okusun ![]() iN'İKAS: Tasavvufta bir büyüğün kalbindeki feyz denilen mânevî ilimlerin talebenin kalbine yansıması ![]() İNKÂR ETMEK: İnanmamak, kabûl etmemek ![]() Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Bu bizim indirdiğimiz Kur'ân-ı kerîm insanlar için çok hayırlı ve faydalı bir kelâmdır (sözdür) ![]() ![]() Kötülüklerin en kötüsü, Allahü teâlâyı inkâr etmek, dinsiz olmaktır ![]() ![]() Bir kimse, İslâm'ın beş şartından birini inkâr ederse, yâhut alay eder, saygı göstermezse, neûzü billâh (Allahü teâlâya sığınırız) îmânı gider ![]() ![]() İNKIYÂD: Boyun eğme, itâat etme ![]() İnkıyâd, nefsin nehyedildiğinde (dînimizin yasak olarak bildirdiği şeyleri yapmaması emredildiğinde) nefsânî arzûları bırakıp öğütleri kabûl etmesi ile mümkündür ![]() (Bâkî) İNKİSÂR: Kırıklık, kırılma ![]() ![]() Ben, kalbleri benim için inkisârda olanların yanındayım ![]() Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyorlar ki, Allahü teâlâ ilim ve kudret gibi bütün sıfatlarından kullarına biraz ihsân buyurmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İNNÂ LİLLAH VE İNNÂ İLEYHİ RÂCİ'ÛN: Belâ ve musîbet gelince veya kötü bir haber duyunca okunan, Bekara sûresinin; "Biz Allahü teâlânın kullarıyız (vefât ettikten sonra diriltilip yine) O'na döneceğiz" meâlindeki yüz elli altıncı âyet-i kerîmesi ![]() ![]() Bir belâ gelince; "İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn" demek yalnız bu ümmete mahsûs bir ihsândır ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Abbâs'ın kızı öldüğünde "İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn" dedikten sonra; "Bu mahrem idi, Allahü teâlâ bunu örttü, yardıma muhtâc idi, himâyesine aldı; bizim için de bir mükâfât idi onu bizden önce gönderdi" dedi ![]() ![]() Namazda kötü habere "İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râci'ûn" demek namazı bozar ![]() ![]() İNNÎN: İhtiyârlık, tenâsül hastalığı veya sihir sebebi ile cimâ yapamayan ![]() ![]() Kendinde bir mâni, kusur bulunmayan kadın, kocanının innîn olduğunu anlarsa, nikâhın feshi (bozulması) için, çok zaman sonra bile dâvâ açabilir ![]() İNSÂF: Adâlet, doğruluk ![]() ![]() İnsâf, dînin yarısıdır ![]() Allah korkusu kalbine yerleşmiş olan kimse, insanlar hakkında insâflı muâmelede bulunur ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|