![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#106 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKEFÎL: Başkasına âit bir işi veya borcu üzerine alan, sorumluluğunu yüklenen kimse ![]() ![]() ![]() İkindi namazının sünnetini kılıp terk etmeyen kimsenin Cennet'e girmesine kefîlim ![]() Yetîme kefîl olan ve ona bakan kişi Cennet'te bu parmağın yakın olduğu gibi bana yakın olacaktır ![]() Kefîle kefîl olmak sahîhtir (olur) ![]() ![]() ![]() Hak teâlâ senin ve âlemin rızkına kefîldir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KEFİR: İnek ve deve sütlerinin mayalanmasından elde edilen tadı keskin alkollü bir içki ![]() Kısrak, inek ve deve sütleri mayalanıp tadı keskin olunca, müselles (ısıtılarak üçte ikisi uçurulan üzüm suyu) gibi olur ![]() ![]() ![]() ![]() KEHÂNET: Kâhinlik ![]() ![]() ![]() ![]() Hased, nemîme (insanlar arasında söz taşımak) ve kehânet sâhibleri, benden değildir ![]() Hakîkî mü'min, bâtıl inançlara inanmaz ![]() ![]() Kehânette bulunanlara, büyücülere, yıldızlara bakıp, sorulan herşeye cevab verenlere gidip, söylediklerine, yaptıklarına inanmak, bâzan doğru çıksa bile Allah'tan başkasının gâibi, gizli şeyleri bildiğine ve her dilediğini yapacağına inanmak olup, kü fr olur, îmânı giderir ![]() KEHF SÛRESİ: Kur'ân-ı kerîmin on sekizinci sûresi ![]() Kehf sûresi Mekke'de nâzil oldu (indi) ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kehf sûresinde meâlen buyuruyor ki: (Ey Resûlüm!) Kalbi bizi zikretmekten (anmaktan) gâfil olan ve nefsinin arzuları peşinden koşan ve hareketlerinde dînin emirlerinin dışına taşan kimseye itâat etme! (Âyet: 28) Kim Kehf sûresinin ilk on âyetini ezberlerse, Deccâlın fitnesinden korunur ![]() KELÂM: 1 ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: De ki: "Rabbimin kelâmını yazmak için bütün denizlerin suyu mürekkeb olsa ve bir o kadar daha yardımcı olarak ilâve etsek, Rabbimin sözleri tükenmeden o denizler tükenir ![]() 2 ![]() ![]() ![]() Kelâm sıfatı basîttir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kelâm-ı İlâhî: Allahü teâlânın kelâmı ![]() ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmi harf ve kelime olarak gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kelâm-ı ilâhîden murâd-ı ilâhîyi, Allahü teâlânın kastettiği mânâyı anlayan ve anlatan âlimlere müfessir denir ![]() ![]() Kelâm-ı Kadîm: Ezelî yâni başlangıcı olmayan söz, kelâm; Kur'ân-ı kerîm ![]() ![]() Kelâm-ı Lafzî: Kelâm-ı nefsîyi anlatan ve insanın kulağına gelen ve söyleyenin ağzından çıkan harfler topluluğu ![]()
__________________
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#107 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKelâm-ı Nefsî: Allahü teâlânın kelâm sıfatının harf ve ses içerisine sokulmadan yâni kelâm-ı lafzî hâlini almadan önceki hâli ![]() Kelâm-ı nefsî, hakîkî sıfattır ![]() ![]() ![]() ![]() KELİME-İ İHLÂS: "Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah" sözü Kelime-i tevhîd de denir ![]() ![]() KELİME-İ ŞEHÂDET: "Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh" mübârek sözü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İhlâs ile (yalnız Allahü teâlânın rızâsını düşünerek) Kelime-i şehâdet getiren Cennet'e girer ![]() Kelime-i şehâdet söylemenin dört şartı vardır: Dil ile söylerken, kalb hazır olmak ![]() ![]() ![]() ![]() İnanarak Kelime-i şehâdeti söylemenin yüz otuz kadar faydası vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KELİME-İ TAYYİBE: "Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah" sözü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KELİME-İ TEHLÎL: "Lâ ilâhe illallah" sözü ![]() ![]() KELİME-İ TEMCÎD: "Lâ havle velâ kuvvete illâ billah" sözü ![]() ![]() Îmâm-ı Rabbânî hazretleri, din ve dünyâ zararlarından kurtulmak için, her gün beş yüz kerre Kelime-i temcîd okurdu ![]() Korkulu zamanlarda ve cin çarpmasını def etmek için Kelime-i temcîd okuyunuz ![]() Derdlerden kurtulmak ve murâda (isteğine, dileğine) kavuşmak için; beş yüz kerre Kelime-i temcîd ile, evvelinde ve âhirinde (sonunda) yüzer defâ salevât-ı şerîfe (Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed) okuyup duâ etme lidir ![]() KELİME-İ TENZÎH: Allahü teâlânın her türlü noksan sıfatlardan temiz ve uzak olduğunu ifâde eden "Sübhânellah" sözü ![]() Beş vakit namazdan sonra, sessizce; otuz üç kerre kelime-i tenzîh ve otuz üç kerre tahmîd (Elhamdülillah) ve otuz üç defâ tekbîr (Allahü ekber) söylemek sünnettir ![]() KELİME-İ TEVHÎD: "Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah" sözü ![]() ![]() ![]() ![]() Yerleri ve gökleri, terâzinin bir kefesine, bu kelime-i tevhîdi diğer kefesine koysalar, bu kelimenin bulunduğu kefe, elbette ağır gelir ![]() Müslümanlardan bir kimseye, ilk önce Kelime-i tevhîdin mânâsını bilmek ve inanmak farzdır ![]() Bir kâfir, kelime-i tevhîdi söyleyince ve mânâsına inanınca, o anda müslüman olur ![]() ![]() Hak teâlâ hazretleri, Mûsâ aleyhisselâma buyurdu ki: "Yâ Mûsâ! Kıyâmet gününde meleklerin seni ziyâret etmesini istersen, Kelime-i tevhîdi çok söyle!" (Ka'b-ül-Ahbâr) Rabbimizin gazâbını, intikâmını söndürmek için kelime-i tevhîdden daha faydalı bir şey yoktur ![]() Ölüm hastası İhlâs sûresini çok okumalıdır ![]() ![]() ![]() KELİMETULLAH: 1 ![]() ![]() ![]() İki ordu karşılaştıkları zaman, melekler iner ve tesbih etmeye başlarlar ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Îsâ aleyhisselâm kelimetullahtır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#108 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKabr-i Seâdet: Peygamber efendimizin mübârek kabr-i şerîfleri ![]() ![]() Kabr-i seâdetin bulunduğu yer hazret-i Âişe vâlidemizin odası idi ![]() ![]() ![]() ![]() Kabr Suâli: Ölü defn edildikten sonra kabre gelen Münker ve Nekîr adlı iki meleğin meyyite îmândan ve îtikâddan sordukları suâller ![]() ![]() Ölü kabre konulunca, yanına iki melek gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Münker ve Nekir isminde iki melek; "Rabbin kimdir ![]() ![]() ![]() ![]() Mü'minlerden dokuz kimseye kabir suâli olmaz: Şehîd, düşman karşısında nöbette iken ölen, vebâ, kolera gibi bulaşıcı hastalıktan ölen, böyle hastalıklar yayıldığı zaman kaçmayıp, sabr ederek; başka sebeplerle ölen, sıddîklar, bâliğ (gusül abdesti ala cak yaşa gelmiş) olmayan çocuklar, Cumâ günü veya gecesi ölenler, her gece Tebâreke sûresini, Secde sûresini okuyanlar ve ölüm hastalığında (İhlâs) sûresini okuyanlar ![]() Kabr Ziyâreti: Ölümü ve âhireti hatırlayıp ibret almak, mezarlıkta medfûn (gömülü) olanlara duâ etmek ve Kur'ân-ı kerîm okumak ve velî olan ölülerin rûhlarından istifâde etmek maksadıyla bir kabre veya mezarlığa gitmek ![]() Kabir ziyâretini önce yasaklamıştım ![]() ![]() Kabrimi ziyâret eden, beni diri iken ziyâret etmiş gibi olur ![]() Bir kimse mü'min kardeşinin kabrini ziyâret eder ve kabir yanında oturup selâm verirse, meyyit onu tanır ve selâmına cevab verir ![]() Kabrimi ziyâret edene şefâatim vâcib oldu ![]() Ölümü hatırlamak ve ölüden ibret almak için kabir ziyâret etmek ve sâlihlerin, velîlerin kalblerinden bereketlenmek müstehâbdır ![]() Meyyitin çürüdüğünü, yanaklarının, dudaklarının döküldüğünü, ağzından pis suların aktığını, karnının şişip patladığını, içine kurtların böceklerin dolduğunu düşünerek, ibret almak için, kabir ziyâreti yapılır ![]() Kabir ziyâretinin çok faydası vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#109 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKABRİSTÂN: Mezarlık, ölülerin gömüldüğü yer ![]() Kabristâna giren kimse, Yâsîn sûresini okursa, o gün meyyitlerin azâbları hafifler ![]() ![]() Bir kimse, kabristândan geçerken on bir kerre İhlâs sûresini okuyup, sevâbını meyyitlere hediye ederse, kendisine ölüler adedince sevâb verilir ![]() Dünyâ gamından, nefsin sıkıştırmasından hafifleyip kurtulmak istiyorsanız, kabristanları sık sık ziyâret ediniz ![]() KABÛL: Almak, râzı olmak ![]() ![]() Bir kimse birisine, falan malını bana şu kadar liraya sat diye yazıp, o da, o malı sattım diye cevap yazsa, alış veriş sahîh, geçerli olmaz ![]() ![]() Bir kimse Zeyd'e ve Amr'e şu malımı size 10 bin liraya sattım dese, yalnız Zeyd kabûl etse alış veriş sahîh geçerli olmaz ![]() KABZ: Teslim almak ![]() Küçük çocuğa yapılan bağışı, kendisi, anası veya velîsi kabz edebilir ![]() Hibe (karşılıksız bağışlanan ve hediyye edilen mal) kabz edilince mülk olur ![]() ![]() Kabz ve Bast: Tasavvuf yolunda ilerleyenlerde görülen sıkıntı ve ferahlık ![]() Kabz (sıkıntı, daralma) ve bast (ferahlık ve genişlik) insanı uçuran iki kanat gibidir ![]() ![]() ![]() Hâllerin değişik olması mahlûkların sıfatıdır, özelliğidir ![]() ![]() ![]() Kabz ve bast, erbâb-ı kulûbda (tasavvuf yolunun başlangıcında bulunan evliyâda) hâsıl olur ki, onlar başlangıç ehlidir ![]() ![]() Bahâeddîn-i Nakşibend kuddise sirruh, kabz hâlinde istiğfârı yâni bağışlanmayı istemeyi, bast hâlinde de şükretmeyi emretmiştir ![]() KADDESALLÂHÜ TEÂLÂ ESRÂREHÜMÜL'AZÎZ: Daha çok tasavvuf büyüklerinin, evliyâ zâtların isimleri anılınca ve yazılınca söylenen veya yazılan Allahü teâlâ onların kıymetli sırlarını temiz, mübârek eylesin mânâsına duâ ve saygı ifâdesi ![]() ![]() Kıyâmette yâni öldükten sonra diriltilip, dünyâda yapılan işlerin hesâbının verileceği gün; önce Peygamberler aleyhimüssallevâtü vetteslîmât, sonra sâlih kullar, Allahü teâlânın sevdiği ve kendilerinden râzı olduğu evliyâ-yı kirâm kaddesallahü teâlâ esrârehümül'azîz Allahü teâlanın izni ile günahı çok olan mü'minlere şefâat edecek, onları azâbdan kurtaracaktır ![]() Allahü teâlâ meleklere, cinlere çeşitli şekil alabilmek kuvveti verdiği için, çok sevdiği evliyânın kaddesallahü esrârehümül'azîz rûhlarına da bu kuvveti vermektedir ![]() ![]() ![]() Evliyâ-yı kirâm herkes gibi dört hak mezheb (Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî)den birine tâbi olarak, uyarak yükselmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#110 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKA'DE-İ AHÎRE: Namazda son oturuş ![]() Ka'de-i ahîrede; erkekler sağ ayağını dikip sol ayağı üzerine oturur ![]() ![]() ![]() Ka'de-i ahîrede, tehiyyât duâsı okuyacak kadar oturmak farz, tehiyyat duâsını okumak ise, vâcibdir ![]() KA'DE-İ ÛLÂ: Üç ve dört rekatli namazların ikinci rek'atındaki oturuş ![]() Ka'de-i ûlâda, oturmak vâcib, tahiyyat duâsını okumak ise, sünnettir ![]() Ka'de-i ûlâda Allahümme selli diyenlerin namazı bozulur ![]() ![]() KADER: Allahü teâlânın ilm-i ezelîsi (başlangıcı olmayan ilim sıfatı) ile, ilerde olacak hâdiseleri ezelde (başlangıcı olmayan öncelerde) bilip takdîr etmesi; alın yazısı ![]() ![]() Kader, Allahü teâlânın bir sırrıdır ![]() Kader, tedbîr ile sakınmakla değişmez ![]() ![]() Kader değişmez ![]() ![]() ![]() Kadere Rızâ: İnsanın, Allahü teâlânın kendisi hakkında takdîr ettiği şeylere rızâ göstermesi, hoşnud olması başına gelen belâ ve musîbetlere sabredip, boyun eğmesi ![]() Kendinize, evlâdınıza kötü duâ etmeyiniz ![]() ![]() ![]() İslâm dîni ve bütün semâvî (ilâhî) dinler her işin Allahü teâlânın takdîri ve irâdesi (dilemesi) ile olduğunu bildirdi ![]() ![]() ![]() İnsan, başına gelen belâ ve musîbetlere sabretmeli, kadere rızâ göstermelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyâda huzûr ve rahat kadere rızâ göstermektedir ![]() ![]() KADERİYYE: Hicrî ikinci asırda Vâsıl bin Atâ tarafından kurulan ve "Kul kendi fiillerini kendi yaratır" diyerek kaderi yâni işlerin, Allahü teâlânın takdîri ile olduğunu inkâr eden bozuk fırka ![]() ![]() Kaderiyye (îtikâdında olanlar) bu ümmetin mecûsîleridir (ateşe tapanlarıdır) ![]() Kaderiyye fırkasında olanlara selâm vermeyiniz ![]() ![]() ![]() Kaderiyye fırkasının dediği gibi, insan dilediğini, kendi yaratıyor zannetmek, "Her şeyi yaratan Allahü teâlâdır" âyet-i kerîmesine inanmamak olur ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#111 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKÂDI: İslâm hukûkuna göre hüküm veren hâkim ![]() Kâdılar üç kısımdır: Biri Cennet'te, ikisi Cehennem'dedir ![]() ![]() ![]() ![]() Kâdı yerine oturunca, onun yanına iki melek iner ve zulmetmedikçe ona yol gösterirler ![]() ![]() ![]() Kâdı da müftî gibi mutlak olarak Ebû Hanîfe'nin kavilleriyle (ictihadlarıyla, fetvâlarıyla) amel etmeli, ondan sonra Ebû Yûsuf'un, ondan sonra İmâm-ı Muhammed'in, daha sonra İmâm-ı Züfer ve Hasan ibni Ziyâd'ın fetvâlarıyla bu tertip üzerine hüküm ver melidir ![]() Kâdının müctehid olması evlâdır, daha iyidir ![]() ![]() ![]() KADÎM: Başlangıcı olmayan ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Biliniz ki, Allahü teâlâ kadîm olan zâtı ile vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlânın kâmil, noksan olmayan sıfatları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Kadîm, kıdemi üzre terk olunur yâni; İslâm esaslarına uygun olarak öteden beri mevcûd olan şey, aksine delîl olmadıkça eski şekli üzere bırakılır ![]() ![]() KÂDİR: Gücü yeten, kudret sâhibi ![]() 1 ![]() ![]() Âyet-i kerîmede Allahü teâlâ meâlen buyuruyor ki: Bütün mülk ve saltanat, yed-i kudretinde olan Allahü teâlâ, her türlü noksanlıktan uzaktır ![]() ![]() Yâ Rabbî! Bizlere ihsân ettiğin nûrunu, nîmetlerini arttır ![]() ![]() Allahü teâlâ ölüyü diriltmeye, taşı konuşturmaya ve yürütmeye ve uçurmaya kâdirdir ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Kızdığı zaman istediğini yapmaya kâdir olan (müslüman) bir kimse, kızmazsa, Allahü teâlâ kıyâmet günü onu herkesin arasından çağırır ![]() ![]() Gazaba gelen bir kimse, dilediğini yapmaya kâdir olduğu hâlde yumuşak davranırsa, Allahü teâlâ, onun kalbini, emniyet ve îmân ile doldurur ![]() Kâdir-i Muhtâr: Dilediğini yapabilen, bir şeyi yapmaya mecbur olmayan ![]() Allahü teâlâ Kâdir-i muhtâr'dır, tabîat kuvvetleri gibi elbette işi yapmaya mecbûr değildir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#112 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKÂDİYÂNÎLİK: On dokuzuncu yüzyılda, Hindistan'da Mirzâ Gulâm Ahmed tarafından kurulan bozuk yol ![]() ![]() ![]() İngilizlerin Hindistan'ı sömürge hâline getirdikten sonra, bol para vererek avladıkları Mirzâ Gulâm Ahmed, etrafında câhil ve sapık kimseleri toplayarak 1880'de Kâdiyânîlik bozuk yolunu kurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kâdiyânîlere göre; yahûdîler Îsâ aleyhisselâmı asmak istememişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KÂDİRÎ: Tasavvufta Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin yoluna mensup olan kimse ![]() ![]() KÂDİRİYYE: Evliyânın büyüklerinden Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin v ![]() ![]() ![]() Tarîkatler (tasavvuftaki yollar) başlıca ikidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kâdiriyye yolunda olanlar, Allahü teâlânın ismini sesli zikrederek olgunlaşırlar ![]() ![]() Kâdiriyye yolunun kurucusu olan Abdülkâdir-i Geylânî buyurdu ki: "Şükrün esâsı, nîmetin sâhibini bilmek, buna; kalb ile inanıp dil ile söylemektir ![]() KADR: Bir alış-verişte karşılıklı olarak değiştirilen iki maldan herbirinin ölçek veya ağırlıkla ölçülen mal olmaları ![]() Kadr ile satılan bir şey, kendi cinsine meselâ beşibiryerdeyi, altın liralar karşılığı peşin satılırken, verilen ile alınanın ağırlığı müsâvî (eşit) olmazsa fâiz olur ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#113 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKadr (Kadir) Gecesi: Daha çok Ramazân-ı şerîf ayı içerisinde bulunduğu bildirilen ve Kur'ân-ı kerîmin indirilmeye başladığı mübârek gece ![]() Kadir gecesini inanarak ve sevâbını bekleyerek ihyâ edenin (ibâdetle geçirenin) bütün günâhlarını Allahü teâlâ bağışlar ![]() Kadir gecesi, Muhammed aleyhisselâmın ümmetine mahsustur ![]() ![]() Kadr (Kadir) Sûresi: Kur'ân-ı kerîmin doksan yedinci sûresi ![]() Kadir sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi) ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde Kadr sûresinde meâlen şöyle buyurmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her kim abdest aldıktan sonra, Kadr sûresini bir kerre okursa, Hak teâlâ o kimseyi sıddîklardan yazar ![]() ![]() ![]() KÂF SÛRESİ: Kur'ân-ı kerîmin ellinci sûresi ![]() Kâf sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi) ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kâf sûresinde meâlen buyurdu ki: Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona, boynundaki şah damarından daha yakınız ![]() Kim Kâf sûresini okursa, Allahü teâlâ ona ölüm acılarını ve sarhoşluğunu hafifletir ![]() KÂFİR: İslâmiyette inanılması lâzım olan şeylerin hepsine veya birine inanmayan, dînin emirlerini beğenmeyen, hafife alan, alay eden ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Kâfirler, Allahü teâlânın emirleri ile Peygamberlerin emirlerini birbirinden ayırmak istiyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kâfirleri yüzleri üzerine sürünerek Cehennem'e göndeririz ![]() Bir adam; "Yâ Resûlallah! Kıyâmet gününde kâfir yüzüstü nasıl haşredilecek?" diye sorunca, Resûlullah efendimiz; " Onu dünyâda iki ayağı üzerinde yürüten, kıyâmet gününde yüzüstü yürütmeye kâdir değil midir?" buyurmuştur ![]() Kâfirin hiçbir iyiliği, hayrâtı, hasenâtı âhirette faydalı olmaz ![]() ![]() Din bilgilerinde, ibâdetlerde zamâna uyulmaz ![]() ![]() ![]() ![]() KÂFİRÛN SÛRESİ: Kur'ân-ı kerîmin yüz dokuzuncu sûresi ![]() Kâfirûn sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi) ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kâfirûn sûresinde meâlen buyuruyor ki: (Habîbim! Onlara) de ki: Ey kâfirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza (putlarınıza) tapmam ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kim herhangi bir gecede Kâfirûn sûresini okursa, çok hayırlı ve çok güzel bir iş yapmış olur ![]() Kim Kâfirûn sûresini okursa, ona Kur'ân-ı kerîmin dörtte birini okumuş gibi sevab verilir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#114 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKAHHÂR (El-Kahhâr): Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden) ![]() ![]() Hak teâlâ, kıyâmet günü (insanlar ölüp, dirildikten sonra toplandıkları gün); "Bugün, mülk kim içindir?" buyurur ![]() ![]() ![]() ![]() El-Kahhâr ism-i şerîfini çok söylemekle kalbden dünyâ sevgisi çıkar ![]() (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî) KÂHİN: Gizli şeyleri bildiğini iddiâ eden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Önceleri şeytanlar göklere çıkmaktan men olunmazlar idi ![]() ![]() ![]() Kâhinlere, falcılara inanmamalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() KAHKAHA: Yanındakiler işitecek kadar gülmek ![]() Rükû' ve secdeleri olan namazda kahkaha ile gülmek, namazı da, abdesti de bozar ![]() ![]() ![]() Helâlden ye! Çok gülme! Kahkaha ile gülmek, gönlü öldürür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbâdet, gözün nûru, sevinç ve neş'edir ![]() ![]() ![]() KAHR: 1 ![]() ![]() Kendini günâhlarla kahretme ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ, kıyâmet günü kâfirlere ve günâhkâr mü'minlere, kahr ve celâl ile görünecektir ![]() Gençlikte, Allahü teâlânın kahrından, azâbından korkmalı, titremeli, ihtiyarlıkta merhametine sığınmalıdır ![]() ![]() (Gülbank-i Mehterân) 2 ![]() ![]() Abdülmecîd Han, Mustafa Reşid Paşanın mason olduğunu, İslâmiyet'e uymayan bir yol tuttuğunu anlayınca, kahrından, üzüntüsünden hastalandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#115 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKAHT: Kıtlık, kuraklık, gıdâ maddelerinin azlığı ![]() Hazret-i Ömer zamânında Medîne'de kaht oldu ![]() ![]() ![]() KÂİM: Ayakta olan, uyanık olan, namaz kılan ![]() Bir saatlik tefekkür (Allahü teâlânın büyüklüğünü, yarattıklarındaki hikmetleri düşünmek) bütün geceyi kâim olarak geçirmekten hayırlıdır ![]() KÂİN VE BÂİN: Tasavvuf ilmi terimlerinden ![]() ![]() Kalbinde Allah'tan başka hiçbir şeyin sevgisi kalmayan ve ancak O'nu isteyen kimselere müjdeler olsun ![]() ![]() ![]() ![]() KALB: 1 ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki: Biliniz ki kalbler zikr ile (Allahü teâlâyı anmakla) rahat bulur ![]() Kalbleri bozuk olanlar, hakkı örtmek, fitne, fesâd çıkarmak için Kur'ân-ı kerîmden yanlış mânâ çıkarır, yanlış yola saparlar ![]() Kalb sâlih (iyi) olunca, beden de sâlih olur ![]() Müslüman müslümanın cânına, malına ve ırzına saldırmaz ![]() ![]() ![]() ![]() Kalb, Allahü teâlâdan başkasına tutulmuş ise yıkılmış demektir ![]() ![]() ![]() ![]() Nûrlu, temiz kalb, şerîate uymağı sever ![]() ![]() Bir kimsenin kalbinde hased bulunur, kendisi buna üzülür, bunu istemezse, bu günâh olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() Mü'minin kalbi, Allahü teâlânın evidir ve güzel huyların yeridir ![]() ![]() Kalbe gelen lekeleri temizlemek için, günahlarından dolayı tövbe, istiğfâr etmeli, pişman olmalı ve Allahü teâlâya sığınmalıdır ![]() Kalbin itminânı (huzûru), zikr (Allahü teâlâyı anmak) iledir ![]() ![]() Kalbin tasfiyesi, temizliği, şerîate (İslâmiyete) uymakla, sünnetlere yapışmakla, bid'atlerden (dîne sonradan sokulan değişikliklerden) kaçmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur ![]() ![]() Allah korkusundan ağlamak, kalbin cilâsıdır ![]() ![]() Kalb kırmaktan çok sakınınız ![]() ![]() (Alvarlı Muhammed Lütfi) 2 ![]() ![]() Tasavvuf yolunda ilerlemeye kalbden başlanır ![]() ![]() ![]() ![]() Kalb Gözü: Kin, hased, kibir gibi mânevî hastalıklardan kurtulup, her an Allahü teâlâyı anan kimsenin kalbinde meydana gelen, işlerin iç yüzünü görme kuvveti, basîret ![]() ![]() Düşünerek anlamak, kalb gözü ile görmek yanında, özle kabuk gibidir ![]() Kalb Hastalığı: Kalbin Allahü teâlâdan başkasına bağlanması ![]() "Kalblerinde hastalık vardır" meâlindeki âyet-i kerîmede bildirilen kalb hastalığına yakalanmış olanların hiçbir ibâdeti ve tâati fayda vermez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kalb Huzûru: İç rahatlığı, gönül hoşluğu ![]() ![]() İbâdet, Allahü teâlânın emirlerini yapıp, yasaklarından sakınmaktır ![]() ![]() Kalb İlmi: Evliyâdan bir zâtın rehberliğinde kazanılan ilim ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#116 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKalb İtminânı: Kalb huzûru ![]() Kalbi itminâna kavuşturan tek yol vardır ![]() ![]() ![]() Kalb Selâmeti: Kalbin kibir, riyâ, kıskançlık, kin ve düşmanlık gibi kötü düşüncelerden kurtulup, iyi ahlâk ile ahlâklanması ![]() Kalbin selâmeti, onun mâsivâyı (Allahü teâlâyı unutturan her şeyi) terketmesine bağlıdır ![]() Kalbin selâmeti için şunlara dikkat etmek lâzımdır: 1) Ahlâkı güzel olanlarla berâber olmak, 2) Kur'ân-ı kerîm okumaya devâm etmek, 3) Fazla yemek yememek, 4) Gece namazlarına devâm etmek, 5) Seher vaktinde Allahü teâlâya yalvarmak, istiğfâr etmek, g ünahlarının bağışlanmasını istemek ![]() ![]() Kalb Tasdîki: Dinden olduğu sözbirliği ile bildirilmiş olan şeylere, kalbin inanması ![]() Îmân; kalb ile tasdîk, dil ile ikrârdır, söylemektir ![]() Kalb Tasfiyesi: Kalbi, İslâmiyet'in beğenmediği şeylerden, günâhlardan, kötü düşüncelerden kurtarmak, temizlemek ![]() Kalbin tasfiyesi, temizliği, dîne uymakla ve sünnetlere yapışmakla ve bid'atlerden kaçmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur ![]() ![]() Kalbi tasfiye etmekten maksad; mânevî âfetleri gidermek, kalbi hastalıklardan kurtarmaktır ![]() Namaz kılmak, kalbin tasfiyesinin ve huzûrunun bir işâretidir ![]() ![]() Kalb Temizliği: Kalbin İslâmiyet'e uymayan şeylerden, dünyâya düşkünlükten, kötü düşünceden kurtulması ![]() Kalb temiz olursa, ağızdan güzel sözler meydana çıkar ![]() ![]() (İmâm-ı Rabbânî) Kalb Toparlanması: Kalbin Allahü teâlâdan başka şeylere bağlanmaktan kurtulması ![]() Kalbi toparlayabilmek için, Allahü teâlâdan başka her şeyi unutmak lâzımdır ![]() ![]() Kalb-i Hakîkî: Yürek denilen et parçasında bulunan mânevî kuvvet ![]() Kalb-i Sanevberî: Yürek ![]() Kalb-i sanevberî, kalb-i hakîkînin (gönül) yuvası gibidir ![]() Kalb-i Selîm: Şek (şüphe) ve şirkten (Allahü teâlâya ortak koşmaktan), küfür ve nifâktan arınmış, dâimâ Allahü teâlâya bağlı kalb ![]() Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: O gün, mal ve çocuklar fayda vermez ![]() ![]() KALEM: Levh-i mahfûz üzerine Allahü teâlânın ilm-i ezelîsi (başlangıcı olmayan ilim sıfatı) ile bilip taktîr ettiği şeyleri yazan, nasıl olduğu insanlar tarafından bilinemeyen kalem ![]() Allahü teâlâ kalemi yaratınca, ona yaz diye emretti ![]() ![]() ![]() Kalem Sûresi: Kur'ân-ı kerîmin altmış sekizinci sûresi ![]() ![]() Kalem sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi) ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kalem sûresinde meâlen buyurdu ki: Nûn, kalem ve onunla yazılanlara andolsun ki, (ey Muhammed!) Sen deli değilsin ![]() ![]() ![]() ![]() Kim Kalem sûresini okursa, Allahü teâlâ ona ahlâkını güzelleştirdiklerinin sevâbını verir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#117 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükKALENDER: İbâdetlerin görünmesine önem vermeyen, herkese tatlı söyleyerek kalb kazanmağa çalışan, farzları yapmaya dikkat eden ve dünyâya düşkün olmayan kimse ![]() Kalenderler herkese tatlı söyleyerek, güler yüzlü davranarak kalb kazanmaya çalışırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Kalenderler zamanla bozulmuş, Allahü teâlânın emirlerinden uzaklaşmışlardır ![]() ![]() ![]() KALENSÜVE: Takke ve her çeşit başlık ![]() İmâme yâni sarık, kalensüve ve her başlık ve bürka' yâni peçe ve maske üstüne ve eldiven üstüne mesh etmek câiz değildir ![]() KÂLİB ALEYHİSSELÂM: İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Allahü teâlâya îmân edip, O'ndan korkanlardan (Yûşâ bin Nûn ve Kâlib bin Yuknâ adındaki) iki kimse, İsrâiloğullarına dediler ki: "Ey İsrâiloğulları! Cebbârların (zâlimlerin) şehrinin kapısından hemen girin (onların iri cüsseli olmalarından korkmayın) ![]() ![]() ![]() ![]() Mûsâ aleyhisselâm Allahü teâlânın emriyle İsrâiloğullarını arz-ı mev'ûd (Filistin ve Sûriye) denilen yere götürmek üzere yola çıkınca, İsrâiloğullarının her kolundan birer temsilci seçerek, Filistin bölgesinde yaşayan cebbârların (zâlim hükümdârların ) ve ahâlisinin durumu hakkında haber getirmeye gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KÂLÛBELÂ: Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselâmı yaratınca, kıyâmete kadar bütün zürriyetini zerreler hâlinde onun belinden çıkarıp; "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye buyurup, onların da; "Evet, sen Rabbimizsin" diye verdikleri cevâbı ifâde eden söz ![]() ![]() KAMER SÛRESİ: Kur'ân-ı kerîmin elli dördüncü sûresi ![]() Kamer sûresi Mekke'de nâzil oldu (indi) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ Kamer sûresinde meâlen buyurdu ki: (Bedr'deki) bu topluluk yakında muhakkak bozulup hezîmete uğrayacak ve arkalarına dönüp kaçacaklar ![]() ![]() ![]() KAMERÎ AYLAR: Hicrî takvimde kullanılan on iki ay ![]() ![]() ![]() Kamerî ayın hesaplanmasında, gökteki ayın dünyâmızın çevresindeki döndüğü zaman esas alınmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hicrî takvimde kullanılan arabî ayların adları sırasıyla şunlardır: 1) Muharrem, 2) Safer, 3) Rebî'ül-evvel, 4) Rebî'ül-âhir, 5) Cemâziyel evvel, 6) Cemâziyel âhir, 7) Receb, 8) Şâban, 9) Ramazan, 10) Şevval, 11) Zilka'de, 12) Zilhicce ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#118 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSNÂD: Dayandırma, sened gösterme ![]() 1 ![]() ![]() Benden işittiğiniz şeyleri rivâyet ediniz ![]() ![]() ![]() Bir kimseye küfür isnâd edildiğinde eğer o kimse kâfir değilse, küfür isnâd edenin kendisi kâfir olur ![]() 2 ![]() ![]() İSRÂ SÛRESİ: Kur'ân-ı kerîmin on yedinci sûresi ![]() İsrâ sûresi Mekke'de nâzil oldu (indi) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İsrâ sûresinde Allahü teâlâ meâlen buyurdu ki: Menfaatleri ve lezzetleri çabuk geçen, tükenen dünyâyı isteyenlerden dilediğimize, istediğimizi veririz ![]() ![]() Herkes kendine uygun iş yapar ![]() Peygamber efendimiz, Zümer ve İsrâ sûrelerini okumadıkça uyumazdı ![]() İSRÂF: Malı, İslâmiyet'in ve mürüvvetin uygun görmediği yâni lüzumsuz, fâidesiz yerlere dağıtmak ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Ekini hasat ettiğiniz zaman fakirlerin hakkını verin ve isrâf etmeyin ![]() ![]() İstediğini ye, istediğini giyin! İnsanı yanlış yola götüren, isrâf ve tekebbürdür (büyüklenmedir) ![]() İsrâf, malı telef etmek, faydasız hâle getirmek, dîne ve dünyânın mübâh olan işlerine faydalı olmayacak şekilde sarf etmektir ![]() ![]() Başkasının malını telef etmek zulüm olur ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#119 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSRÂFİL ALEYHİSSELÂM: Dört büyük melekten biri ![]() ![]() İsrâfil aleyhisselâm Sûr'a iki defâ üfürecektir ![]() ![]() ![]() İsrâfil aleyhisselâm Sûr'a üfürünce Sûr'dan büyük bir ses çıkacak ve yedi kat göklere ve yerin her tarafına ulaşacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() İSRÂİL: İshâk aleyhisselâmın oğullarından Yâkûb aleyhisselâmın diğer adı ![]() ![]() Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Tevrât indirilmeden önce, İsrâil'in kendisine haram kıldığı şeylerden başka yiyeceğin her türlüsü İsrâiloğulları için helâl idi ![]() ![]() İbrâhim aleyhisselâmın vefâtından sonra, oğlu İshâk aleyhisselâm, ondan sonra oğlu Yâkûb aleyhisselâm peygamber oldular ![]() ![]() ![]() İsrâîloğulları: Bir ismi de İsrâil olan Yâkûb aleyhisselâmın on iki oğlunun soyundan gelenler ![]() ![]() Âyet-i kerîmede meâlen buyruldu ki: Ey İsrâiloğulları! Size ihsân ettiğim bunca nîmetlerimi hatırlayın! (Peygambere îman husûsundaki tavsiyemi yerine getirin ![]() ![]() Mûsâ aleyhisselâm, kendinden önce gönderilen Âdem, Nûh, İdrîs, İbrâhim, İshâk ve Yâkûb (aleyhimüsselâm) gibi peygamberlerin, kendi zamanlarında, kendi kavimlerine öğrettikleri, Allahü teâlânın varlığı ve birliği akîdesini ve îmân edilecek diğer şeyle ri İsrâîloğullarına öğretti ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : =>İslami Sözlük |
![]() |
![]() |
#120 |
gülgüzeli
![]() |
![]() Cevap : =>İslami SözlükİSRÂİLİYYÂT: İsrâiloğullarına âit haberler ![]() İsrâiliyyât denilen haberler üç kısımdır ![]() 1) Hurâfe ve uydurma özelliğinde olan ve nakl edilmesi yasaklanan haberler ![]() 2) Ehl-i kitâbın (yahûdî ve hıristiyanların) anlattıklarından, müslümanlar tarafından tasdîk veya tekzîb (yalanlama) edilmemesi bildirilenler ![]() 3) İslâmî akîdelere (îmân esaslara) ve dînî hükümlere ters düşmeyen ve nakl edilmesine izin verilen haberler ![]() İSTAVROZ: Hıristiyanlığın alâmeti, işâreti sayılan şekil ve bu şekilde yapılmış put, haç ![]() ![]() İSTİÂZE: Sığınmak, Kur'ân-ı kerîmi başından veya herhangi bir yerinden okumaya başlarken, şeytanın vesvesesinden (insanın kalbine attığı şüphe ve tereddütten) Allahü teâlâya sığınırım mânâsına olan ve daha çok "E'ûzü billâhimineşşeytânirracîm" şeklin de okunan söz ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Kur'ân-ı kerîm okumak istediğinde, koğulmuş şeytanın vesvesesinden Allahü teâlâya istiâze et (yâni E'ûzü billâhimineşşeytânirracîm de) ! (Nahl sûresi: 37) Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) kırâetten önce E'ûzü billâhimineşşeytânirracîm diye istiâze eylerdi ![]() İstiâzenin, E'ûzü billâhimineşşeytânirracîm şeklinde okunması, Kitab (Kur'ân-ı kerîm) ve Sünnete uygunluğu sebebiyle tercih edilmiş, onda müslümanların sözbirliği meydana gelmiştir ![]() Diğer istiâze şekilleri arasında E'ûzü billâhissemîil alîmimineşşeytânirracîm'in bir husûsiyeti vardır ![]() ![]() ![]() ![]() İSTİBDÂL: Değiştirmek ![]() ![]() Vakıf binâlarının tâmirleri, içinde parasız oturmaya hakkı olanların malları ile yapılır ![]() ![]() İSTİBRÂ: Temizlenme ![]() 1 ![]() ![]() ![]() Erkeklerin istibrâ yapması yâni idrâr yollarında idrâr bırakmaması vâcibdir ![]() İstibrâda güçlük çekenler, arpa kadar pamuk fitili idrâr deliğine koymalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Prostat (idrar yolu bezi şişmesi), istibrâ yapmayanlarda daha fazla görülür ![]() ![]() 2 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|